CUMHURIYET 31 Mart 1939 Lehistan Almanyanın taleblerini reddetti IBastarafı 1 tnct sahlfede] Beck ile görüşmek üzere Varşovaya git mıştır. Polonya hükumetinin şimdiye kada Alman tekliflerine bır cevab vermemi olduğu rıvayet edilmektedir. Geliboluda bir cinayet Şehir halkının muhabbetini kazanan iki ihtiyar paralarına tamaan iki şerir tarafındari öldürüldü Kulağınıza Küpe Olsun Galatasaray takımı Ankaraya gidiyor Cumartesi ve pazar gün leri birer maç yapacak Millî küme maçlarına iştirake karaı vermiş olan Galatasaray ku'.übii Krinc; futbol takımı bu sabah Ankaraya hareke edecektir. Üç dört senedenberi Güncş kulübünde oynamış olan eski Ga'atasaray müdafilerinden Faruk, İstanbulsprrlu Salâhaddin, Samsunocağından Murad ile Kurtuluştan Yusuf Güneş kulübünün tatili faaliyet etmesi üzerine Galalasaraya girmişlerdir. Bu oyunculardan Faruk Murad ve Yusuf da Ankarada yapılacak maçlara iştirak etmek üzere gidecektir. Ankara Gücü, Demirsporla iki maç yapacak olan Galatasaray tak.mı şu kadro ile yola çıkmaktadır: Osman Lutfi, Adnan, Faruk. Yusuf, Bedii, Musa, Celâl Necdet, Sü'eyman Nino, Boduri, Vedad, Serafim. Kafileye Dr. Adnan ile Alâeddin Şahinbaş refakat etmektedir. Taleblerin esan Londra 30 (a.a.) Havas muhabi rı bıldıriyor: Buradaki şayialara göre, Danzig üze rindeki hakimıyeti şarkî Prusyayı Al manyaya bağhyacak Otostrad yolu ve Polonyanın Roma Berlin mihveri karşısındaki hattı hareketi meselelerı hakkında vaziyet alması için, Almanya, Varşova nezdınde taleblerde bulunmuştur. Gene bu şayialara göre, Polonya hü kumeti, bu üç mesele üzerinde münaka . şa etmeği ve Beck de müzakere için Berline gitmeği reddetmiştir. Katiller ve zabıta memurları cinayetin yapıldığı evin önünde Varşova resmî mahfilleri, Polonyaya bir ültımatom verilmiş olduğunu yalan Gelibolu, (Hususî) Gelibolunun ni yoldan firar ediyorlar. lamıştır. Maamafih Ribbentrop'un bu Camiikebir mahallesinden Mandacı ve Sabahleyin hayvanlarına balmağa gimeseleler üzerinde diplomatik görüşmele Bekârlar namile maruf Ahmed ve Mus den maktullerin akrabalarından Sadi, dare başlamak için Polonyanın Berlin bü tafa isminde iki kardeş gece yarısından yısının başı boş olan mandalarım görüyor. yük elçisi nezdinde bazı teşebbüsler yap sonra parasma tamaan katlediMl'er. Her Onlan toplayıp evine getiriyor, müteadmış olduğu muhakkak gibidir. Fakat kesin muhabbet ve teveccühünii kazanan did defa seslendiği halde ses a'.amıyor. bu teşebbüslere şimdiye kadar herhangi bu iki ihtiyarin katli memlekeiîe büyük Derinden bir inilti duyan Sadi, hemen kabir suretle cevab vermemiştir. Yalnız bu bir heyecan ve infialle karşıland'. Katille rakola koşuyor ve mesele de bu suretle nun üzerine Rolonya, askerî tedbirler al rin yalnız gübre üzerinde bıra;mış oldu meydana çıkıyor. Zabıta işe vaz'ıyed emiştır. ğu ayak izlerile karşılaşan zabı'a, 3 gün dince katil Receb işgüzarlık göstermek i Nihayet, Polonya gazetelerinin neşri gibi kısa bir zamanda fai!l?ri derdeste çin öteye beriye koşuyor, hatta henüz ölyatı ve resmî Polonya mahfillerinin be muvaffak oldu. Katiller Sahh ve Receb memiş bulunan Mustafa dayıya kendi ve suç ortakları Salih karısı Milzeyyen ve kaym valdesi ve suç ortağı Müzeyyenın yanatları, şu cihetleri teyid etmiştir: bakmasını söylüyor. Bittabi bu haller za«Almanya Polonya münasebetlerinin Receb anası Tefariktir. bıtanm şüphesini uyandırıyor. Komiser Salihin evinde toplanan bu dört kafaesasını 1934 ademi tecavüz beyannamesi teşkil etmekle berdevamdır. Polonya, dar Tefarikin teşvikile ve oğlu Recebin Remzi, gizlice o kargaşalıktan bilistifade herhangi bir bloka iltihak etmek arzusun düğününü yapmak üzere Ahmed ve Mus Recebin evine girip papucların: iz üzerinda değildir. Polonyanın niyeti, bütün kom afa dayıların yere gömmüş oîduğu al de tatbik ediyor ve mutabık geldiğini anşularile iyi münasebetler idame etmektir. ınlarını bildiğinden bahisle ve esasen kim layınca gene gizlice ayakkablan eve bıraFakat lüzumu takdirinde Polonya, hak esiz olan adamların bu parayı yiyemi kıp kalabahk arasına giriyor ve Recebi talarını, hududlarını ve istiklâlinı, silâh el yeceklerini ve kendilerinin de sefaletten rassuda başlıyor. Ahmed dayının cenazekurtulamıyacaklarını ilçri sürerek gece sini mezara kadar takib eden Receb, son de müdafaaya da hazırdır.» evlerine girmeği teklif ediyor. Teklifi ka vazifesini yapmağı da unutmuyor. Bizzat Lehistan bitaraf kalacak bul eden diğerleri de ayni gece eve hay kendi elile son istirahatgâhma Ahmed Varşova 30 (a.a.) Polonya siya an damının duvarını delmek suretile içe Dayıyı bırakıyor. Ve nihayet ak<=am üzesetinin istiklâlinden bahseden Kurjer Po ri giriyorlar. Uykuda bulunan biçareleri ri suç ortağı Salihle beraber derdest ediranny, dıyor ki: uyandırıp para diye gırtlağına sanlıyor liyor. Müzeyyen ve Nefarik kadınlar da « Polonya, bütün bloklardan d;«ar lar. Hasta bulunan ve yjaşı 75 i dolduran ertesi günü tevkif ediliyor. İfadeye gayri da kalacaktır. Kendi arazisini harbsiz ter Ahmed Ağa boğularak ölüyor. Mustafa muktedir olan Mustafa Ağa da 22 saat kedecek değildir. Fakat kendisine yaban Ağa ise Recebin ve Salihin tazyikı altın sonra ölüyor. Katiller yaptığı cinayeli iticı menfaatler için de kat'iyen harb etmi da, mevcud 10 lirasını veriyor 1e başka raf etmişler ve âleti katil olan çivi ve çayecektır. Polonya, kendi arazisinden en larası olmadığından öldürülmemesini ri pa da meydana çıkarılarak Müddeiumuufak bir parça için bütün kanını verme a ediyor. Tazyik neticesinde basmdan ve miliğe verilmiştir. Iddianame ile beraber ğe hazırdır. Fakat başkalarının menfaati Doynundan gözü hizasma kddar *"üyük çi yakmda Çanakkale Ağırceza mahkemeiçin ise kanından bir tek damla bi'.e dök ri ile açılan iki ağır yara alıvor, baska sine sevkedilecektir. mivecektir.» jara olmad'.ğmı anlayan katifier gene aytbrahim Adah Dobry Wieczor gazetesi, Avrupada vukua gelen son hâdıselerden sonra Polon ştirakile Hariciye Nezaretinde verilecek lefet liderlerini kabul etmiş ve siyasî vaziyanın ittihaz etmiş olduğu hattı h?.reketin yet hakkında üç saat süren mühim bir mü3İan resmî ziyafet. tamamile mantıkî olduğunu yazmaktaÇarşamba günü. 5 nisan. sabahle lâkatta bulunmuştur. dır. Gizli bir fikir beslemiyen her Alman in resmî görüşmelere devam, müteakı Alman elçisi Hariciye Nezaretinde bunu kabul ve teslim edecektir. Varşova, 30 (a.a.) Hariciye Naen Windsor şatosunda Kral tarafından Polonya, bütün komşularile sulh ve ;abul, Kral ve Kraliçe tarafmdan verile zır muavini Szembek, Alman sefirı Von hatta dostluk halinde yaşamak arzusun:ek öğle yemeği. Moltke'yi kabul etmiştir. dadır. Polonya, kendi hayatî menfaatleriAkşam, Polonya sefarethanesinde hüni muhafaza etmekle beraber diğer milBirlik işleri iumet erkânmın ve siyasî ricalin iştirakiletlerin bu kabil menfaatlerini de müdTalebe Bırliği işlerile uğraşmak üzere !e akaşm yemeği, riktir. seçilen talebe mümessilleri bugün saat Perşembe günü. 6 nisan. Bek. İn 17 de Rektör Cemil Bilselin riyaseti al Hava müdafaa istikrazt Varşova, 30 (a.a.) Hava müda giltere hükumetinin daveti üzerine Ports tında toplanacaklardır. Bırliğin vazıfefaası istikrazma iştirak mikdan şimdiden muth'e gidecek ve orada Amıralliğin leri ve gayesi hakkmdaki dilekler görü30 milyon Zlotyyi geçmiştir. Istikraza misafiri olarak harb filosunu ziyaret ede şüldükten sonra nizamname son şeklini kayıd muamelesinin resmen ancak önü ektir. Oğle yemeğini filo kumandanmın alacaktır. müzdeki nisan ayınm beşinde açılacağı ezdinde yiyecektir. Danimarkada yakalanan Miralay Bek Parise davet edildi kayda şayandır. Paris 30 (Hususî) Fransız hükuAlman propağandacıları Bek için Londrada hazırlanan meti, Londrayı ziyaret edecek olan Le Londra 30 (Hususî) Danimarka program Londra, 30 (a.a.) Polonya Hari histan Hariciye Nazırını Parise davet et zabıtası, hudud mmtakasında Almanya ciye Nazırı Bek'in ziyaretine müeallik miştir. Miralay Bek bu daveti kabul ede lehine propaganda yapan bir Alman muprogram: Salı günü 4 nisan Hariciye ek, Londradan dönüşünde Parise uğrı allimile dört Alman talebeyi tevkif et . miştir. Mevkufların, Almanya lehine Nezaretinde Lord Halifaks ile görüşme, acağını bildirmiştir. Cumhur Reisi muhalifleri propagandada bulundukları sabit olmuşgörüşmeden sonra, Lord, misafiri şerefikabul etti tur. Polis iki gün evvel de üç Alman ne hususî bir ziyafet verecektir. Avam Ka marasında Başvekil ile mülâkat. Lord Londra 30 (Hususî) Lehistan propagandacısını hudud haricine çıkar Halifaks tarafmdan hükumet erkânmın Cumhurreisi Mosciski bu akşam muha mıstır. NEVROZiN kullanmakla kabildir. m Bir hamlede nezle ve gripi geçirır. Harareti sür'atle düşürür. Baş, diş, sinir, matsal, adale ağrıları ancak NEVROZİN almak suretile çarçabuk defedilebilir. ^ Türkiye Greko Romen güreş birincilikleri Güreş Federasyonu Türkiye Greko Rumen güreş birincilikleri müsahakatarını 27 ve 28 mayısta Ankarada yapmağa karar vermiştir. ~ m icabında günde 3 kaşe alınabilir. Kat i Tesir f mmmmmmmm ^ i Yağlı güreşler Her hafta Çemberlitaşta Şenbahçede yapılmakta olan yağlı güreşlere bu hafta da devam edilecek, Hayrebolulu Pomak Mustafa ile Lüleburgazlı Ahmed karşılaşacaktır. Susığırlık Belediye Riyasetinden: 28/3/939 tarihine rastlıyan salı günü saat 16,30 da ihalesi icra kılınmak üzere açık eksiltmeye konan kasabamız elektrik tesisatınm (7039,60) lira keşif bedelli kanal ve su köşkü ile (3740) lira keşif bedelli santral binası ve teferrüatma yapılan ilânata rağmen talib çıkmadığından ihaleleri 7/4/939 cuma günü saat 16,30 da icra kılınmak üzere bu babdaki eksiltmenin 2490 numaralı arttırma eksiltme kanununun 43 üncü maddesi mucibince on gün temdid olunduğu ilân olunur. (2126) KÜLTÜR tŞLERl Orta Tedrisat müdürü Meb'usluğa seçilen Orta Tedrisat Umum müdürü Avninin yerine Vefa lisesi müdürü Osman tayin edilmiştir. Aile bilgisi dersleri Maarif Vekâleti ilkmekteblerin 4 üncü ve 5 inci smıflannda erkek muallimlerin okuttuklan «Aile bilkisi> derslerinin kadm muallimlere ve onların sı nıflarındaki jimnastik ve yazı derslerinin de erkek muallimlere verilmesini orarlaştırarak keyfıyeti Maarif müdürlüğüne bildirmiştir. ARK A B E L «s& ROMAT İ Z M A LUMB A G O S i YA T i K ve bütun ağrılara karşı Yeni ortamektebler Bakırköy V£j£asın\paaş ortamektebermde fazla olan talebe mevcudünün ihtiyaclarmı karşılamak üzere birer şube açılmıştı. Maarif Vekâleti bu şubelein tam teşkilâth ortamekteb Jıalme geirilmesine karar vererek bu husustaki emri dün Maarif müdürlüğüne gönder miştir. Bu mekteblerin adı tBirinci ve ikinci ortamekteb» olacaktır. e«î UiLI [«LKÖr SİLKO merhemi ile masaj yapmız. SANCILARI DAİMÎ ve CABUK GECİRİR Pendik Belediyesinden: 20 gün müddetle açık eksiltmeye çıkarılan Pendik içme suyu projesine talib çıkmadığından münakasa müddeti 10 gün uzatılmıştır. Kat'î ihalesi 3/4/939 pazartesi günü saat 14 te Pendik Belediye dairesinde müteşekkil Daimî Encümen huzurunda yapılacaktır. Talib olanların mezkur gün ve saatte teminat makbuzlarile birlikte ve daha fazla malumat almak ve şartnameyi görmek ıetiyenlerin her gün Belediye Riyasetine müracaatleri ilân olunur. (2084) DENİZ tSLERİ Boğulan gemiciler Geçen haftaki fırtına esnasmda batan ve Gelibolu açıklannda enkazı bulunan Muzaffer motörünün üç kişiden mürekkeb mürettebatımn boğuldukları tespit edilmiştir. Kurtarılan gemi Çanakkalede karaya oturmuş olan Stanmit isimli İngiliz bandıralı gaz gemisi, dün Alemdar tahlisiyesi tarafın dan kurtarılmıştır. Baki musahabesi Eminönü Halkevinden: Bu akşam saat 20.30 da Evimizin Ca ğaloğlundaki salonunda Güzel San'atlar Akademisi profesörlerinden Ahmed Hamdi Tanpmar tarafmdan şair (Baki) hakkında bir musahabe yapılacak ve Baki divamndan şiirler okunacaktır. Bu toplantı için davetiye yoktur. Herkese açık'tır. Taşlan da, insanları da... Ne yaparsm, aldanmaya gelmez!... Bu da bizim san'atm incelikleri... Buna da san'at mı diyorsunuz?.. Şündi size san'at hakkmdaki düşüncelerimi de arzederim amma belki bir az uzun sürer. Başka zamana kalsın daha iyi... Sizin için güçlüğü yok ya... Maşallah, hem iş görüyorsunuz, hem de dört bir yana lâf yetiştiriyorsunuz!. Gördünüz mü, demek ki ben de pek öyle rasgele bir hırsız değilmişim!. Haniya, bazılan vardır ki tath tatlı sözlerle başkalarını oyalarken elaltından, kendi ceblerini doldurmaya bakarlar. Beni de onların arasına koyabilirsiniz, diyemiyeceğim. Ne haddimize?... Biz böyle yüksek zevatın arasına girebilir miyiz?... Bizi her gördükleri yerde yakalarlar. Onlar yakalanıncaya kadar otomobillerle, gözünüzün önünden bir şimşek gibi geçerken, üstelik yüzünüze çamur saçarlar!. Bilmem, Muhtar Beyefendi, bu çeşid hırsızlıklar hakkında ne düşünüyorsunuz?.. Hiç böyle hırsızları gördünüz mü?.., Hani şu, ellerinde bizim gibi maymuncukları, tabancalan ol Baş, Diş , Nezle, Grip, Romatizma, nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. icabında günde 3 kaşe alınabilir. madan kasalan soyan, bir yandan da defterlerini ona göre tutup eklerini belli etmiyen haydudlar... İşin doğrusunu söylemeli, onlar bizden daha ince, daha usta sayılır! Haydar, çantanın içine attığı elmasların arasından birkaç tanesini seçti, ayırdı. Demin cebine koyduklarını da çıkardı: Bunlar çok güzel taşlar,, dedi. Çantanın içinde, ötekilerin yanında bırakmak doğru olmıyacak.., ilkönce kendi ceblerini aradı, sonra: Bir mendil olsa... Diye bakındı. Yervant, dişlerinin arasından söylendi. Muhtar başını çevirdi. Haydar hâlâ bakmıyordu. O zaman Belma, çantasını açtı. îçinden bir mendil çıkardı. Uzattı. Haydar, mendili aldı. Teşekkür etti. Sonra uzun uzun kokladı: Aman, ne güzel!.. dedi. Aman, ne güzel!.. dedi; «Lanvin» değil mi?... Gene kadın, kendini tutamadı: Maşallah, dedi, kokulardan da anlıyorsunuz!.. Halbuki bu lâvanta İstanbulda bulunmaz. Muhtar, büsbütün sinirlendi: Aşk olsun, dedi, konuşacak ne güzel mevzular buluyorsunuz!... Haydar, hiç ona aldırmadı. Elindeki yüzükleri, küpeleri Belmanm mendiline koyup bağladıktan sonra cebine yerleştirirken: Ben zaten İstanbula pek seyrek uğrarım, diyordu, arasıra işim düşerse, yahud da şöyle biraz dinlenmek, hava değiştirmek istersem, o zaman... Bu sefer, geleli ancak on, on beş gün oldu. Pek çok kalıcılardan da değilim!. Bunu böyle söy ledim diye, yarın, öbür gün, vapura binerken, tirene giderken beni yakalatmak isterseniz, şimdiden söyliyeyim, boşuna yorulmuş olursunuz. Ona göre benim de bildiğim, kolayhklar vardır, elbet.. Ne ise, ne diyordum?. Daha ziyade Avrupada çalışmak hoşuma gider. Bizimki de zaten başka işlere benzemez... Çok mcedir. Çalışırken insan, pek şık kadmlarla karşı karşıya gelir; bugün olduğu gibi... Sonra, pek zengin mağazalara girer, çıkar. Onun için, öğünmek gibi olmasın amma, herşeyin güzelini, herşeyin iyisini anlamaya ister istemez, alışıyoruz!. (Arfcosı var) Tefrifa No. 10 DÜNYA BOYLEDİR İŞTE... •«*******KEMAL Bakalım, o gün de gene böy!e mi konjşacaksın? Böyle yüksekten mi atıp tutacaksın?.. Pek görmek isterdım'.. Ben, yaphğım işlerin cezasız kalabileceğıni, hicbır gün aklıma getirmedim, beyefendı!.. Bızim gibi zavallılar, bir daha gerıye dönemiyecek kadar ıleriledikten sonra, boyunlarını bükerler. Su destisınin su volunda kırılacağını bilirler. Öy\pe bek'erler. Hoşça geçirebildiğimiz r n'er olursa bizim için bütün kazanc, bu kadarla kahr. Sunu hepımiz biîıriz. Ben de bilirim. Fakat, demek ki zatı âlınız de biliyorsuıuz öyle mi? .. Hırsızlığın, ergeç bir cezaya çarnılacağını sızın ağzınızdan duymak, pek hosuma gitti!.. Bütün bu hikmetleri, muvaffakiyet derslerini, hiç titremeden, dılin'z dolaşmadan ne güzel söylüyorsunuz!.. Zekânızın ötedenberi hayranıyım, alım satım şirketleri, idare meclısinın muhterem reisi, Muhtar Beyefen i •' RAGIB •••'• dü... Kasa, boşalmış bıtmişti. Şimdi de kuyumcunun masasına doğru yürüdü. Bir yandan da Yervanta sesleniyordu: Gel bakalım, şurada neler var?. Masanın gözünü kurcaladı: Şunu da aç!... Kuyumcu ilkönce açmak istemedi. Sonra yanıbaşında uzanmış duran bıçağın parıltısı yeniden gözüne çarptı. Hem söyleniyor, hem de masanın gözünü açıyordu: Üç beş kuruş para var, onları da mı alacaksın?... Uzatma da, işe yarayacak ne varsa, hepsini çıkar. Ne o?. Bir türlü elin varmıyor?. Neden? Ha.. Mücevherler sigortalı, nasıl olsa parasını alacaksm, hem de değerinden belki daha çok!. Paralar, doğrudan doğruya kendi cebinden çıkıyor da onun için mi?. Haydar, çekmecenin içindeki paralan cebbe, birkaç parça elması da çantaya koyarken, Yervantın yanıbaşında duran arkadaşına seslendi: Sen çantayı al, şu gümüş takımlarını oraya doldur!... Sonra cebinden tabakasını çıardı; içinden bir cigara aldı. Cigarayı dudaklarınm arasına sıkıştırdı. Yervanta da: Bir kibrit yok mu?. Diye sordu. Kuyumcu, istemiye istemiye cebinden bir çakmak çıkardı. Yakmaya çahştı. Elleri titriyordu da ondan mı, nedense bır türlü yakamadı. O zaman Haydar uzandı; çakmağı aldı. Cigarasını yaktı. Çakmağa da şöyle bir baktı: Fena değil amma, dedi, damgası yok!.. Bari sana bir iyilik edeyim... Çakmağı cebine attı: Yakalanırsan, ceza alırlar... Bende kalsın, daha iyi... Gene o aralık Yervantın kıravatındaki iğne gözüne ilişmişti. Uzandı. Onu da aldı. Baktı. Gene geriye verdi: Al, dedi, güle güle kullan!. Muhtar, alay etti: Ne o?. Beğenmediniz galiba?.. Yalancı taşları da, yalancı insanlar gibi, hiç sevmem!.. Bir bakışta ne de çabuk anlıyorsunuz!. . a