CUMHURtYET 9 Birinciteşrin 1938 PO J? 3ugün yapılacak maçlar Haftanın en mühim karşılaşması Kadıköyündeki Fener Güneş müsabakasıdır Lik maçlarının ikinci hafta karşılaş maları bugün Seref, Kadıköy, Tak«im ve Süleymaniye stadlannda yapılacak tır. Şereftc Vefa Beykoz, Beşiktas İstanbulspor; Kadıköyde Güneş Fenerbahçe; Taksimde Süleymaniye Hilâl, Galatasaray Topkapı; Süleymanive sahasında da Boğaziçispor Eyüb, Ortaköy Alhnordu, Karagümrük Yıldı nm maçları vardır. Bu müsabakalar arasında Kad'.köy stadyomundaki Güneş Fenerbahçe maçı en ehemmiyetü mevkii ışgal etmekle dir. Kur'anın hemen ilk haftadan itıbaren en kuvvetli takımları karşılaştırmasını. futbol meraklılarını sevindirecek bir tezahür olarak telâkki etmek kabildir. Fakat bu vaziyet o kuvvetli takımlar için hiç de iyi olmamıştır. Çünkü lik maçlan başlıyor, dört kulüb girmiyor ve ilâh gibi bir sürü dedikodularla geçen mevsim arife sinde hiçbir kulübümüz takımını tam kıvamına getirecek derecede hazırlıyamamıştır. Bu itibarla ilk haftalara düşen ehemmiyetli maçlar iki takımın hakikî kuvvetleri çarpışması seklinde değildir. Nitekim bugünkü Güneş Fenerbahçe maçı da iki takımm hakikî kuvvetlerinin çarpışması sayılamaz. Yalnız Güneşli oyuncular, geçen sene, millî küme şampiyonluğunu kazandıktan ve hak ettikleri istirahat devresinden sonra zamanında faaliyete geçerek diğer kulüb futbolcu larmdan azçok hazırlıklı bulunmak avantajına maliktirler. Fenerbahçeliler ise bugünkü rakiblerinin bu avantajlarına mukabil kendi çimen sahalarında oynamak fırsatmı ellerinde tutuyorlar. Bir oyuncunun idman yaptığı sahada manevralarına daha ziyade hâkim olabileceği şüphesizdir. Hele rakibin çimen yüzünden bocalaması takdirinde bu manevraların büsbütün kolaylaşacağı kanaatindeyiz. Bi naenaleyh bu maçın neticesini Fenerbahçenin elindeki avantajdan istifade edip edcmemesine bağlı görenlerdeniz. Aksi takdirde idmanlı, daha doğrusu nefesli takımın muvaffakiyete ulaşması tabüdir. Kadıköydeki maçtan sonra haftanın en mühim karşılaşması Şerei stadyomundaki Beykoz Vefa müsabakasıdır. Son altılar turnuvasmda aşağı yukarı birbirlerinin dengi olduklarını gösteren bu iki takım umumî ve kat'î tasnifte beşincilikten daha iyi bir derece almağı gözönünde bulundurmaktadırlar. Bir gayeye ulaştmcı tek bir yolda iki rakib karşılaşırsa bunlar arasındaki mücadeleniı şiddetini tahmin etmek güç değildir. Bu itibarla Beykoz Vefa nıaçının çok heyecanlı olacağını zannediyo nız. Geçen senenin millî küme takımlarından Beşiktaşla Galatasaray bugün nis beten zayıf kuvvetlerle çarpışacaklardır. Bu maçlardan siyah beyazlılarla sarı kırmızılılarm galib çıkmaları kuvvetle muhtemelse de stadyomlarımızın zaman zaman kuzunun kurdu yeyişine sahne olduklarını da unutmamak lâzımdır. Süleymaniye Hilâl maçı da dikkate şayandır. Önümüzde, daha birçok haftaların müsabakaları bulunmasına rağmen, kuvvetli sayılamıyacak takımlar birbirlerile karşılaştıkça maçtan galib çıkarak puvan doldurmağa ve dolayısile ikinci kümeye düşmek tehlikesinden uzak kalmağa çahşacaklardır. Bu bakımdan Süleymaniye Hilâl maçmın neticesi iki kulübü de çok fazla alâkadar etse gerek tir. Ölüm tecrübeleri tatbik eden doktor Bir Romanyalı doktor kendi üzerinde yaptığı tecrübeleri anlatıyor Duymadıklarımız ve bilrnediklerimiz Akreb ve dünya Askerî liseler atletizm şampiyonası Her sene yapılmakta olan askerî liseler atletizm şampiyonası dün Fenevbahçe stadında Kuleli, Maltepe, Bursa ve Deniz lise ve Harbiyesi arasında yapılmıştır. Müsabakayı Kuleli müdürü kurmay albay Bedri Erk açmıştır. Mekteb müdürleri, subaylan, Deniz lise ve Harb okulu komutanı ve birçok askerî liseler talebeleri müsabakaları alâka ve heyecanla takib ettiler. Bugün yapılan müsabakaların teknik neticeleri: 100 metre: Birinci (Deniz) Sermed 11,5. İkinci (Deniz) Mehmed 11,7. Üçüncü (Deniz) Melıh 11.8. 1500 metre: Birinci (Kuleli) Muzaffer 4,47. İkinci (Maltepe) Rahmi 4,48,8. Üçüncü (Deniz) Rüştü 4,48,9. Tek adım: Birinci (Deniz) Halid 6,45. İkinci (Kuleli) Aİİ6.17. Üçüncü (Maltepe) Reşid 6,12. Disk: Birinci (Kuleli) Hayri 30,25. İkinci (Deniz) Necmi 30,16. Üçüncü (Deniz) Bülend 29,70. 4 X 400: Birinci (Deniz) takımı 3,48,4. İkinci (Kuleli) takımı 3,54,7. Üçüncü (Bursa) takımı. Dördüncü (Maltepe) takımı. Barutgücü sahasında Barutgücü sahasında bugün Şehremini Halkevi A ve B takımlarile Barutgücü A ve B takımları arasında futbol maçları yapılacak, Yıldızspor atletlerile Bakırköy atletleri de karşılaşacaklard;r. Selânik Enternasyonal fuarı Selânik (Hususî) Selânik fuarı bu sene her zamankinden daha mükem meldir. Türk paviyonu en mutena yerde azametli cephesile yükselmektedir. Üç senedir <ştirak ettiğimiz bu sergiye her sene ayrı ayrı çeşidler ilâve ettiğimizden bütün istihsallerimizi bir arada teşhire imkân olamamıştır. Buna rağmen sergiye ilk defa bu sene iştırak eden Rumen paviyonu bizden çok evvel tes:sata başladığı ve birkaç misli fazla para sarfedildiği halde bizim paviyon bundan aşağı kalmamaktadır. Rumenler den sonra İtalyan ve Polonya paviyonları göze çarpmaktadır. Almanya yalnız ziraat makinelerile iştirak etmiştir. Sergide her hususta bilhassa dekorasyon itibarile Arnavudluk paviyonu en orijinal bir tip arzet mektedir. Bir kazanın sonu Izmir (Hususî) Tirenin Mah mudlar köyündeki telefon memuru Mustafa Tuncer, arkadaşı ayni köyden Ra mazan tarafından öldürülmüştür. Hâdise, kaza jeklinde vuku bulmuştur. Karşı karşıya oturduklan sırada Ramazan, tabancasını kurcalamağa baslamış, fakat silâh ateş almış ve on yedi yaşmdaki Mehmedi öldürmüştür. Annesi imiş! Dünkü sayımızda, Dolmabahçe açık larında ihtiyar bir kadın cesedi bulunduğunu ve bunun Morga kaldırıldığını yazmıştık. Polis ikinci ştıbe müdürlüğüne mü racaat eden Galatada Arablar sokağında 11 numarah evde oturan Eyüb, mezkur cesedin 75 yaşlarındaki annesi Fatmaya aid oldlığunu söylemiştir. Avrupadan ku lağımıza gelen bir habere göre, 24 teşrinievvelden 22 teş rinisaniye kadar Bükreş Adlî Tıb geçecek haftalar direktörü Nikola zarfında, dünya bir Minoviçi, «Ölümün çok felâketli hâdimekanizrnası> isim selerle karşılaşa li bir kitab neşretcakmış. miştir. Paris gazeBu kötü tefe'ülün telerinden birinin sahibi, felâket de muharriri doktor diği şeyler, müthiş Minoviçi ile bu husu baskınları, fırtı susta bir mülâkat nalar, görülmemiş vapmış. tecrübe derecede şiddetli leri hakkında on Dr. Minoviç kasırgalar, küremizin derinliklerindeki dan bazı tafsilât almıştır. Doktor, ese kızgın maddelerde aşın coşkunluklar. rini mükemmel bir surette vücude ge mevsimsiz kar fırtmaları şeklinde tarif tirebilmek için kend: ediyor. tecrübeleri yaptığını söylemiş ve bu Şom ağızlı kâhin, tabiatin azgınlık tecrübeleri şövle anlatmıştır: larmı kâfı görmüyormuş gibi, bu felâ « İlk ölümüm yatakta oldu. Sırtüîtü ketlere, bir de harb felâketinin inzımam yatıyordum. gözlerim tavanda idi. İki edeceğini söylüyor. Bunu açıkça sövle elimle gırtlağımı, büyük şirvanın gec miyor da, «infilâk maddelerile alâkadar tiği noktadan sıkmaça basladım. Beş sa bazı hâdiseler zuhur edecektir> gibi donive nihayetinde gözlerimin önüne kızıl lambaclı bir ifade kullanıyor. bir perde çekildi. sonra bu perde kararHulâsa, teşr.nievvel sonu ile teşrinidı. Gözlerimin iç kısmından, rabıtasız sani sonu arasında, dünyanın muhtelif bir takım sekiller, bütün süratile geç noktalarmda ufak mikyasta kıyametler meğe basladı. Sonra müthiş bir elektrik kopacağmı anlatmağa yelteniyor. cereyamna çarpılmış gibi oldum. OrtaBütün bunlarm sebebi de ne imiş bilık simsiyah kesildi ve kendimi kaybetliyor musunuz? Salhurde güneş, o tatim. Ölüm tecrübesini tam on iki defa tek rihte, akreb burcundan geçecekmiş! Avrupada, dünyanın müstakbeldeki rar ettim ve her defasında kendimi tafelâketlerini evvelden haber vermekle mamen kaybedincive kadar devam ettim. Son tecrübemde, 26 saniye ölü ola geçinen insanlar pek çoktur. Bereket ki, müjde verir gibi adeta sevinerek haber rak kaldım. İlkönce, göz kapaklarım şiddetle tp verdikleri korkunç hâdiseler hiçbir zakallüs etti. Nefes borum tıkandı, kulak man tahakkuk etmez. Hele bu seferki kehanetin büsbütün larım uğuldamağa başladı. Bir arahk, boğazımı sıkan ipin ucunu elinde tutan boş olduğuna yemin edebilirim. Endi lâboratuar hademesinin sesini işitme şeye mahal yok. Burcundan geçen güneşin ışığile dünyanın halini görünce akdim. Asistanlarımdan birinin, bir ucundan reb bile korkar, kuyruğunu kısıp bir kö tutup çektiği iple kendimi asarak yap şeye siner ve biz, rahat rahat kânunutığım tecrübelerde. beş saniyeden fazla evvele kavuşuruz. dayanamıyorum, beşinci saniyede kendimi kaybediyorum.> Doktor Minovici'nin. ölümün meka nizmasmı anlamak için yaptığı tecrü belere mukab ; l. gene Romanyalı doktor Sarbulesku isminde diğer birisi de, mevziî his iptalinin, vecasız operasvonu mümkün kıldığmı ispat maksadile kendi kendini ameliyat etmiştir. Bu doktor karnının hissini mevziî surette iptal ettikten sonra kendi kendine Amerikadan verilen bir habere göre, apandisit amelivatı yapmış ve muvaffaTeksasta, çoktan beri canavarca cinayetkiyetle bitirmistir. ler ika eden bir nevi Landrü keşfedilmiştir. Bu Amerikalı Landrü'nün ismi Joe Dün geceki yangm Dün gece saat 21 de Galatada Kemer Bull'dur. 55 yaşlarında bir adam olan altmda Kuyu sokağmda müteahhid Meh Bull, ıssız bir yerde çiftçilikle meşgul bumede aid kâğıd kırıntısı mahzeninde b:r lunuyormuş. Uzun zamandanberi, komyangm çıkmış. bir kısım kâğıdlar tu şular, bu adam hakkmda bir takım esra tuştuktan sonra îtfaiye tarafından sön rengiz şeyler rivayet ediyorlar, arasıra dürülmüştür. Yangınm oradan geçen çiftliğe bir takım kadınların geldiğini, bir meçhul bir şahsın attığı sigara ile çık müddet misafir kaldıktan sonra ortadan tığı anlaşılmıştır. Tahkikat yapılmaktabirdenbire kaybolduklarını söylüyorlar dır. mış. Fakat, ihtiyar Bull, muntazaman kasabanm kilisesine devam ettiği için polis, Nevyork sergisi için bu dindar ve kendi halınde adama do hazırlıklar kunmağı muvafık bulmuyormuş. İktısad Vekâleti, Nevyork sergisine Birkaç gün evvel, ihtiyar Bull ölmüşiştirakimiz için mmtaka mmtaka hazırtür. Bunun üzerine komşular dedikoduyu lıklar yapılmak üzere her Ticaret Odasında bir komite kurulmasını bildirrrr.ş büsbütün artırmışlar, Bull'ün esrarengiz tir. İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası bu işleri hakkmda bildiklerini zabıtanın kuemre uyarak Oda birinci reis vekili Ziya lağına kadar ulaştırmışlardır. Çiftlikte aTanerin riyaseti altmda bir komite kur raştırma yapmağa karar veren polis, içinmuştur. de timsahlar bulunan bir havuzu da kanştırmış ve orada fazla miktarda insan keKongreye davet miği ele geçirmiştir. Ayni zamanda, C. H. P. Sarıgüzel semt ocağmdan: Bull'ün yazı masasının gözünde, kadın Ocağımızın yıllık kongresi 12/10/938 çarşamba günü akşamı saat 20 de Sofular lara hitaben yazdığı bir takım mektublar caddesi uzerindeki Parti kurağımızda ya bulunmuştur. Bull'ün, izdivac vadile kapılaca.ktır. dınları çiftliğe celbettikten sonra soyduTüzüğümüz gereğince yükümlü olduğu nuz bu toplantıda herhalde bulunmaklığı ğu ve timsahlara yedirdiği meydana çıknızı ve gelmenize bir engel çıktığı takdirde mıştır. İhtiyar canavarm kurbanlarından özürünüzü toplantı gününden evvel yazı beşi teşhis edilebilmişlerdir. Bunlar 24 le ile ocak yönkuruluna biidirmenizi rica 28 yaş arasında kızlardır. eder. ViROZA Her türlU yanıkları, kan çıbanları, traş yaraları, meme iltihapları ve çatlakları, koltuk altı çıbanları, dolama, akneler, çocukların ve bliyüklerin hertürlü DERi İLTİHABLARINI En çabuk ve en emln bir surette tedavi eder VîROZA Bir guzellik kremi değil, bir çok fenni araştırmaUrdan sonra mütehassıs» lar tarafından istihzar edilmiş sıhht ve faydah bir cild merhemidir. İstanbul Telefon Direktörlüğünden: 1 Idare ihtiyacı için muhtelif eb'adda (10) kalem font boru ve teferruatı kapalı zarfla eksiltmiye çıkarılmıştır. 2 Muhammen bedel (48209.20) liradır. Muvakkat teminat (3616) lira olup eksiltmesi 24/11/938 perşembe günü saat (16) da Telefon Müdürlüğü binasındaki Satmalma Komisyonunda yapılacaktır. 3 Talibler muvakkat teminat makbuz veya banka mektubile kanunî vesaiki muhtevi kapalı zarflarmı o gün saat 15 e kadar mezkur Komisyona vereceklerdir. 4 Şartnamesi (241) kuruş mukabilinde hergün Levazım Âmirliğimizden almabılir. ( 7328 ) NEVROZİN Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma, nevralji, kınklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. lcabında glinde 3 kaşe alınabilir. Yeni bir Landrü Teksasta bir adam kadınları timsahlara atıyormuş Çanakkale Encümeni Daimisinden: 1 Eksiltmiye konulan iş : Gelibolu Eceabad yolunun 0 + 000 4 + 232 kilometreleri arasında 4209 metre tulünde şose inşaatı keşif bedeli 12586 lira 68 kurugtur. 2 Bu işe aid şartnameler ve evrak şunlardır: A Eksiltme şartnamesi. B Mukavele projesi. C Bayındırlık işleri genel şartnamesi. D Tesviyei turabiye, şose ve kârgir inşaata dair fennî şartname. E Hususî şartname. F Keşif cetveli, metraj cetveli, fiat bordrosu. G Malzeme grafiği. Istiyenler bu şartnameleri ve evrakı Çanakkale Nafıa Müdürlüğünde bedelsiz olarak görebilirler. 3 Ihale 24/10/.938 tarihine musadif pazartesi günü saat 15 te Vilâyet makamında toplanacak Daimî En«ümende yapılacaktır. 4 Eksiltme kapalı zarf usulile yapılacaktır. 5 Eksiltmiye girebilmek için isteklilerin 944 liralık muvakkat teminat vermeleri ve ihale gününden nihayet 8 gün evveline kadar Vilâyet makamma müracaatle alacakları ehliyeti fenniye vesikasını ibraz etmeleri ve 938 yılma aid Ticaret Odası vesikasını ibraz etmeleri lâzımdır. 6 Teklif mektublannın yukarıda yazılı gün ve saatten bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Daimî Encümene verilmesi lâzımdır. Posta ile gönderilecek mektubların nihayet saat 14 e kadar gelmiş olmaları lâzımdır. Postada olan gecikmeler kabul edilmez. ( 7261) BAYANLARA TAVSiYE: kullamnız. Kadın Model Aranıyor Akademi resim ve heykel şubesi atölyelerinde çalıştırılmak üzere ka'dın modellere ihtiyac vardır. Arzu edenlerin Fındıklıda Güzel San'atlar Akademisine müracaatleri. ( 7289 ) istanbul Universitesi A. E. P. Komisyonundan: Muhammen fiat Kilo Teminat Sabun 31 Kr. 2500 58.12 Yukarıda miktarı vazılı sabun 17/10/938 tarihinde Rektörlükte açık eksiltmiye konulmuştur. îsteklilerin teminat ve Ticaret Odası kâğıdlarile saat 15 te Komisyona gelmeleri. Şartname hergün Rektörlükte görülür. (7041) lacağız?.. Hemen şimdi üstümüzü, başımızı arayınız. Mademki istrikninle zehırlenmiş, belki birimizde bu zehirden bir parça daha çıkar. Arayınız bakalım, bulabilecek misiniz?.. Bence Muhteşem Hanımı aramak istemez. Zaten böyle bir canavarhğa onun eli varmaz ya, yapmış olsa bile demin sizi çağırmak için salondan dışarıya çıkmıştı; o zaman, üstünde böyle ipucu olabilecek birşey varsa, onu da fırlatıp atabilirdi. O aralık kapı tıkırdadı. Cemal kaptan: Kim o?.. Diye seslendi. Dışarıdan ses veren adamı tanımış olacak ki kamarota: Aç kapıyı... Dedi. Kapı açıldı. Içeriye Sadeddin Necrri girdi. Yanmda da vapurun komiseri var. Adı Galib Fehmi imiş, sevimli bir gene... Cemal Kaptan, bu işi pek sıkı tutuyor, hiç kimseye duyurmak istemiyor ama Sadeddin Necmi nereden haber almış, burada ne işi var, anlıyamadım. Kaptanın arkadaşı mı, yoksa komiserin mi?.. Belki, ilkönce o da oyun oynuyordu ya, onun için çağırmışlardır. Üstümüzü aradılar. Bildiklerimizi, gördüklerimizi sordular. İpucu ol,abilecek hiçbir şey çıkmadı. Sıra Haşmete geldi. Hacı Hüsameddini senelerdenberi tanıyor: Altmış iki yaşmda imiş. Canını çok severmiş. Karısı Bedriye Sarvet de ona pek iyi bakarmış. İlk karısı bundan beş altı sene evvel öl müş. Sonra Bedriye ile evlenmiş. Pek iyi geçiniyori>rmış. Yaşayışında, böyle ya bir başkası tarafmdan zehirlenmeğe, yahud da kendi kendini öldürmeğe sebeb olabilecek hiçbir başkahk, hiçbir tatsızlık yokmuş... Görünüşte, yer yüzündeki en mesud insanlardan biri sayılırmış. Yalnız, ilk karısından bir oğ!u varmış, onunla araları pek iyi değilmiş. Senelerdenberi dargınmışlar. Bütün varını, yoğunu şimdiki karısına bağışlamış. Bir aralık Sadeddin Necmi de lâfa karıştı. İlk oynanan oyunun nasıl geçtiğini anlattı. Kendisi Hacı Hüsameddinle karşı karşıya oturuyodu. Bir yanında Cevad Sami, ötekinde de Adnan vardı. Hacı Hüsameddin, kâğ\d dağıtırken kolu çarpmasın diye, içki kadehini bazan sağına, bazan soluna koyuyormuş. Onun için öteki oyunculardan hangisi, içki kadehine yakındı, bunu anlamak, buna göre bir ipucu bulup çıkarmak ümidi de yok... Garson dedi ki: (Arkast var) Tefrika No.9 Zavallı Haşmet, birdenbire altüst olmuştu: Ben güvertede idim; nişanhmla beraber... Bedriye Hanımefendi yanımıza geldi. Sonra onlar yatmağa gittiler. Ben de buraya geliyordum. Beni gösterdı: Muhteşem Hanımla karşıkarşıya geldik: Söz söyliyecek halde değildi. Ne olduğunu anlıyamadım. Salona girdim. Karşıma bu felâket çıktı. Biraz durdu. Sonra gözünün ucile ölüyü gösterdi: Akşamdan neş'esi pek yerinde idi. Hiçbir şeyi yoktu. Zaten, on on beş gündenberi nöbet gelmiyor, diye hepimiz nekadar seviniyorduk. Ne çarpmtısı vardı; • Ndkleden: V KEMAL RAGIB ne de sancılan... Ne iyi idi!.. Cemal kaptan Haşmetin sözünü kesti: Bu işüı ne kalb hastahğile, ne de sancılarla ilişiği var. Doktor şimdi mua yene etmiş; on, belki on bes, hatta yirmi sene daha yaşardı, diyor. Zehirlemişler, hem de istriknin ile... Amma kim zehirlemiş?.. Şimdi onu bulmağa bakalım. Kendi kendini zehirleiş olmasın, dedim. Demin ceblerini aramışlar, hiçbir şey çıkmamış... Üzerinde bir parça zehir bulunsaydı, kendi kendini zehirledi, derdik. Demek ki öyle değil... Başkası zehirle miş!.. Gene herkes sustu. Hepimizin tüyleri ürpermişti. Hepimiz: Acaba kim zehirledi?.. Demek ister gibi birbirimizin yüzüne bakıyorduk. Sonra gene Cemal kaptan söze başladı: Her neyse, dedi, ne olduğunu şimdiden kestirip atamayız. Anyacağız, araştıracağız, elbet anhyacağız!.. Yalnız, hepinize ayrı ayrı rica ederim, ne oldu ise, böylece burada kalsın!.. Hiç kimseye söylemeyiniz. Hem, zehirliyen herifi yakalamak güçleşir; hem de öteki yolcuları korkutmuş oluruz. Vapurun içinde bir gürültü çıkmasm!.. Cevad Sami, yavaş yavaş kaptana sokuldu: Bu kadar güzel bir vapurun daha ilk yolculuğunda böyle bir felâket çık ması pek acı... Hele sizin nekadar üzüldüğünüzü anlamıycr değiliz... Ancak, bizim halimiz de sizinkinden aşağı kalmaz. Belki daha korkunc!.. Düşünsenize bir kere, eğer doktorun dediği gibi bu zavalIıyı bir zehirliyen varsa o adam mutlaka bızim aramızda olacak... Uçümüzden biri!.. Ya Şiikrü Paşa Hazretleri, Ye Muhteşem Hanımefendi, yahud da bendeniz... Başka zamanda olsa, Cevad Samim'n böyle teşrifatla konuştuğunu duyunca, kim bilir, nekadar gülerdim. Şimdi hepimiz kendi derdimize düştük. Yalnız, adamcağızın böyle bir heyecan içinde iken bile hâlâ, Paşa Hazretleri, Hanımefendi, bendeniz, zatıâlimz diye kırılıp dökül mesi, olur şey değil!,, Gene de kendi bildiği gibi söyleyip duruyor: Bendeniz bugün, vapura bininciye kadar Hacı Hüsameddin Efendinin admı bile duymamıştım. Burada oyun oynar ken tanıştık. Bi'miyorum, Paşa Hazretleri eskiden tanıyorlar mıydı?.. Demin konuşurlarken öyle anladım ki Muhteşem Hanımefendi de bu vapurda ilk defa görüşüyorl,ar. Hepimiz bir masada yemek yiyoruz. Kamaralarımız birbirine yakın. Karşı karşıya gelince, selâmlaşıyoruz, konuşuyoruz. Bu akşam da yemekten sonra, zavallı adamcağız, geldi; kendisi oyun oynamak istedi. Burada toplandık. İçimizden birisinin kalkıp da böyle daha ilk defa yüzünü gördüğü bir adamı zehirlemiş olması, insanın aklma sığacak gibi değil!.. Hem neden zehirlesin?.. Ne kazancımız olabilir?.. Böyle olmakla beraber, mademki zehirlenmiş diyorsunuz, mutlaka bizim içimizden birisi zehirle miş olacak?.. Hangimiz?.. Şükrü Paşa, kuru, heyecansız bir sesle: Doğru, dedi. Yazık ki bu faciaya, ister istemez kanşmış bluyoruz. Biimem, kendimizi nasıl sıyıracağız?.. Nasıl kurtu