Yeni terimlere göre basılan ARiîMETiK (hesab) kitablarımız: Ahtned Fuad Baymur M. Izzet H. Fehmi 4 5 smıf 25 „ HER KiTABCIDA BULUNUR umhuri Onbeşinci yıl sayı • 5175 Teiefon: Baçmoharrtr 7e evl: 22366. Tahru neyetl: Te CT AD ARSAN IL Son müfrı 1 eden ilâvel rimlerle 4 ve 5 inci KMETİK [ramına göre icab ılarak yeni te[efa basıldı. Tflar 22 şer kuruş. Kültür Bakanlığınca tamim edildi. Kooperatiflere YGzde 20 tenziiât A. Halid Kitabevi J ı aî TC *****> a n » * cumhunyet. btanbm p ^ ^ » a : ttanbui NO 24a 24298, Cumartesi 8 Birinciteşrin 1938 Almanya 150 milyon Peşte, Alman tazyikına karşı bir MacarLehRumen bloku istiyormuş marklık kredi açıyor j\| y Çekoslovakya anlaşıyorlar Bu para ile sınaî, askeri sipariş verecejjiz Avrupanın başındaki fırtına bulutlarını dağıtan devlet adamları iyi bilelim yalnız temsil ettikleri milletlerin menfaati bakımından hareket etmişlerdir. Şarkî Slovakjjanın Macar topraklarına ilhakı fikri Ankarada yapılan anlaşma Idare ve matbaa fcısmı 24299 • 24290 m a n a ve Yeni Hariciye Nazırı Berline gitti İktısadî müzakerelere başlandı İşgal tamamlamyor n gün evvelisine gelinciye kadar ' harb ve barut kokan dünya matbuatı, Münıh anlaşmasından sonra birdenbire olduğu için insana tuhaf gelen keyıfli bir meselenin münakaşasma daldı: 1938 Nobel sulh mükâfatını kime vermeli? İlk günler, en fazla ismi geçen Chamberlain idi. Üzerinde giineşin batmadığı koskoca bir imparatorluk hükumetini idare eden, emrinde dünyanın en büyük donanması bulunan bu adamın, bütün bu şevket ve azamete rağmen, sırf harbe mâni olmak maksadile tevazu göstererek üç defa Münih'e, Hitler'in ayağına gitmesi büyük kütleleri heyecana sevketti. Chamberlain, bir hafta içinde yirmi bin mektub almak suretile, şimdiye kadar ancak sinema yıldızlarınm elinde bulunan takdir edilmek, sevilmek ve hayran olunmak rekorlarını da kırmış bulunuyor. Fakat birkaç gün sonra, başka bir cereyan peyda oldu. Sulh mükâfabm Duçe'ye vermelıIddiasını ileri sürenler çoğaldı. Öyle ya, Mussolini genc ve muzaffer bir imparatorluğun en sahibi salâhiyet adamı değıl mi? Genc milletler, bilhassa genc şef]er harbden hoşlanırlar. Öyle olduğu halde Duçe insaniyet namına sulhu herşeye tercıh etmış ve harbe mâni olmak için elinden geleni yapmıştır. Hitler üzerindeki arkadaşhktan gelen şahsî nüfuzunu kullanmasaydı Chamberlain üçüncü defa Münih'e nasıl gidebilirdi? Alman devlet reisi Londradan yapılan son müracaa'i reddetmemiş mıydi? Dörtler konferansı toplandığı zaman da, çabuk ve radikal bir anlaşmaya ancak Mussolini sayesinde varılmıştı. Ana dilinden maada üç lisan bilen İtalyan diktatörü, Hitler'in iddialarile Chamberlain ve Daladier'nin ıtirazları arasında hakem rolü oynıyarak, elde edilen neticenin en kuvvetli amili olmamış mıydı? Dünya matbuatmda birinci plânı işgal eden bu münakaşalar devam ederken araya yeni bir namzed daha karıştı. Sulh mükâfatı ne Chamberlain'e verilmeli, ne de Mussolini'ye. Avrupa son buhranı harbsiz atlattise bunu Çekoslovakya Cumhurreisi Beneş'e borcludur. Mükâfatâ en lâyık olan devlet adamı odur. Çünkü, ötekiler sulhu kurtarmaya çalışırken ne şahsî menfaatlerinden, ne de temsil ettikleri milletlerin menfaatlerinden hiç birşey feda etmiyorlardı. Beneş, Münih kararlarım olduğu gibi kabul etmejde hem şahsî menfaatlerini, hem de milletinin menfaatlerini insanlık uğruna feda etmiştir. Tarih, böyle bir adamın benzerini bugüne kadar görmedi. 938 sulh mükâfatını ona vermeliyiz. Ya§a Beneş! *** Devlet adamlarını, olimpiyad müsabakalarına gırmiş atletler gibi, mükâfat kazanmak için sanki birbirile çarpışıyor gösteren bu münakaşalar, son haftalar zarfında dünya matbuatmın ne büyük bir âsab perişanlığına uğradığını göstermekten başka hiç birşeye yarıyamaz. Bir devlet adamının vazifesi sulh kahTamanı geçinmek değil, temsil ettiği memleketin menfaatlerini korumaktır. Münih toplantısmda Hitler de, Mussolini de, Chamberlain ve Daladier de bunu yaptılar. Eğer dö'rt devlet arasında bir anlaşma oldu ve harbin önü alındıysa bunu, dört adamm kalbindeki sulh aşkından ziyade, üzerinde münakaşa edilen mevzuun harbe değer birşey olmamasına borclulArkası Sa, 1 sütunfixe\ Macar Nazırlarının Berhtesgaden'de Hitler'le mülâkatlarından bir sahne, (Solda Macar Hariciye Nazın dö Kanya, ortada Macar Başvekili İmredi) Varşova 7 (a.a.) Gazete Pclska cumhuriyeti kadrosunda bırakılması TriRutenya'nın Macaristana verilmesini is anon muahedesile işlenen eski vahim hatayı idame etmek demek olur. Polonj'a tiyor ve diyor ki: «Bu tarzıhal Avrupa sulhunu ıstlkrar esasen bu Trianon muahedesinî hicbir lArkast Sa 7 sfiitm 1 del ettirecektir. Rutenya'nın Çekoslovakya Alman İktısad Nazırı Dr. Funk, Başvekilimizin nezdinde Londra, Ispanyadan 10 bin gönüllünün hemen genjdınmasım istiyor Buna mükiil derhal Habeş imparatorluğu tanınılacak Duçe ise, Franko'yu tamamen yalnız bırakmak istemiyor Roma 7 (a.a.) Söylendiğine gore, Londra, faşit hükurnetinin derhal^n bin gönüllüden mürekkeb mühim bir İtalyan gönüllü ku\rvetini geri almasını istemekte ve İtalyan lejyonerlerinin kısmı küllisiniıı lAikasi Sa 8 sütun 1 del Roma müzakereleri hararetlendi Büyük Şefimiz İstanbullulara candan teşekkür ve muhabbetlerini gönderdi Şehrimizin kurluluş bayramı münasebetıle, Vali, Belediye Reisi ve C. K P . Istanbul başkanı Muhiddin Üstündağ tarafından, şehir namına çekilen teşekkür ve tazimat telgrafına, Ulu Önder Atatürk şu cevabı yollamıştır: Muhiddin Uslündağ Vali ve Belediye Reisi ve C. H. P. Başkanı Istanbul «Güzel Istanbulumuzun kur tuluş gününün yıldönümünü kutlarken saym halkın bana karşı gösterdıklerini bildirdığiniz samimî hislerden çok duygulandım. Aziz İstanlArkan Sa. 3 sütun 3 de] Dr. Fıınk'un tetkikleri Misafir Najpr w $fat: malî müesseseleri ve enstitüleri gezdi. Öğleym Hariciye Vekilimiz, akşam Alman sefiri birer ziyafet verdiler Ankara 7 (a.a.) Resmi teb aşağıdaki resmi tebliğ neşredilmiştirr liğ: Alman Iktısad Nazırı Dr. Funk Son günler zarfında Türkiye tkun Anharayı ziyareti münasebetile lArkast Sa. 3 sütun 6 dal Italyada Yahudiler aleyhinde ağır kararlar Bundan sonra İtalyaya Yahudi girmiyecek, mevcud Yahudiler sanayi işlerile uğraşamıyacaklar, İtalyanlar Yahudilerle evlenmiyecekler Büyük meclis, fasizm rejiminin ırk siRoma 7 (a.a.) Büyük faşist meclisinin celsesi, saat 22 de başlamış ve sa yasetinin çerçevesi dahilinde atidekı huat 2,40 da sona ermistir. Müzakerat, susata karar vermistir: ruznamenin ilk iki noktası hakkında ce1 Erkek, kadın bütün ttalyanlar reyan etmistir. için Hâmi ve Sâmi ırklara ve Âri olmıBüyük meclis, bu aksam saat 22 de yan diğer ırklara mensub unsurlarla iz [Arkası Sa. 7 sütun 4 tel yeniden bir toplantı yapacaktır. ıııııııııııııııııııııııııııııııiıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınııııtınıııııınıııııııııııınıııııııtııııııııııııııııııııııııııiHiııiHiıııııııııiıııııııı» Izmirdeki facia Hiç bir itilâfa yanaşmıyan General Franko S6§k tren kazası nasıl oldu ? Hâdisede makinistin hiç bir suçu görülmüyor linHliniilllintllllllllflllllinMIIIIIIIIIIIIIUIIIIIHIIIIIIlllllllllllllllllllllllllllMIMIIIIIIIIItllllllllflllllllllllllltlllllinillMIIIIIIIHIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIItfll Fransada cezrî tedabir Bütün salâhiyetleri kendinde toplıyan Daladye kararlarım kat'iyetle tatbik edeceğini söyledi Halk cephesi dağılıyor Çin yedi şehri istirdad ettiğini iddia ediyor Bir Japon Prensinin kumandasındaki fırka imha edilmiş Japonya büyük devletlerin sulh tavassutunu kabul etmiyor Faciadan sonra kamyonet ve lokomotifin hali Izmîr (Hususî muhabirimizden) Yirmi beş yaşmda Rodoslu Ahmed i?min de genc bir şoför muavininin ölümü ve idare ettiği kamyonetin parçalanmasile neticelenen tren kazası tahkikatı sona ermiştir. Bu facianın cereyan şekli şöyle tesbit edilbiştir: Fransız Başvekili Daladye, Münih'ten Parise döndükten sonra, Meçhul Askerin mezarındaki ateşi tazeliyor Üzüm Kurumuna aid bulunan kam yonet, bağlardan mubayaa edilen yaş lArkast Sa, 7 sütun 6 dal(YaziMi son haberler, MÜtununda} Çinde bir istasyon Japon tayyareleri tarafından bombardıman edilirken NAD1R NAD1 (Yazısı 7 nci sahifemizde)