8 Birinciteşrin 1938 CUMHURİYET SON Büyük Şefimız Istanbullulara candan teşekkür ve muhabbetlerini gönderdi (Baştarafı 1 inci sahtfede) bullulara candan teşekkür ve muhabbetimin iblâğını rica eder, cümleye daima artan refah ve saadetler dilerim.» Fransada cezrî tedabir Bütün saîâhiyetleri kendinde toplıyan Daladye kararlarını kat'iyetle tatbik edeceğini söyledi Halk cephesi dağılıyor Paris 7 (a.a.) Başvekil Daladye, akşam Harbiye Nezaretinde matbuata aşağıdaki beyanatta bulunmuştur: « Maliyeyi lslah etmek ve memleketin iktısadî faaliyetini artırmak için elzem addettiğim salâhiyeti parlamentodan aldnn. Parlamento celselerinin tatilinden birkaç saat sonra mutad tahminler bir yanlış haberler yağmuru halinde yağmağa başlamış ve her zamanki gibi asılsız şayialar deveran etmiştir. Herkes; malumattar olduğunu göstermek için en akla sığmıyacak tedbirlerin alınacağından bahsetmiştir. Bu gibi hareketlerin efkân umumiyeyi heyecana düşürmek, tehdid ed'ldikleri vehmine kapılan menfaatleri telâşa vermek ve bilâkis emniyetin avdet ettiği bir saatte etrafta endişe uyandırmaktan başka birşeye yaramadığı malumdur. Bu muzır fanteziler** nihayet vermek azcnindeyim. Bu gibi hareketlere devam edildiği takdirde icab eden cezaî hükümleri tatbik etmekte tereddüd etmiyeceğim. Ben de ağır mes'uliyetleri yiiklenmiş bulunuyorum. Sükun ve sükunet içinde çahşmak iste mekle çok birsey rri istemiş oluyorum? Ciddî ve derin tetkikat yaptıktan ve birçok günler geçtıkten sonra tnünasib göreceğim bir saatte faydalı addettiğim kararları ittihaz edeceğim. Yakında çıkacak kararnameier hakkında işaa edilebilecek olan yanlış haberlere inanmamalannı bütün Fransızlardan rıca ederim. Tasavvurlarım hakknda ifşaatta bulunmak âdetim değildir Bütün Fransızların geçen tehlikeli günlerde gösterdikleri sükunetie hükumetin kararlarını bekliyeceklerıni ümid ederim.» Münih görüşmeleriniii bır iş birliğini haric tutmıyan bir siyaset takibi suretile Avrupa meselelerinin toptan halline bir başlangıc teşkil etmesini temenni etmiştir. Nazır bilhassa Sovyetler Birliğinin de, Fransa gibi, beynelmilel bir sureti tesviye ile evvelce kabul ettiği Çekoslovak hu dudlarının garantisini idame etmesini arzu ve izhar etmiştir. Hatib nihayet sulh uğrunda, Çekoslovak milletinin ve hükumetinin katlandıkları fedakârlıkları hatırlatmiş ve Beneş tarafından gösyterilen cesaret ve basiretten sitayişli bir lisanla bah setmiştir. Bone, son günlerde Fransa ile îngiltere arasında görülen sıkı tesanüdü ehem miyetle kaydetmiştir. Hâdiselerden alınacak ders Fransanın bütün disiplinlerini toplamağa mecbur olduğu keyfiyehdir. Bone, komiserlerin suallerine cevab ver miş ve son aylar zarfındaki vukuatı ihtiva eden bir san kitabın yakında neşredile ceğini bildirmiştir. MücahitIer«Ya hakkımız, İHEM Kurtuluş bayramı ya ölüm!» diyorlar ve minareler Gizli bir karargâhı gezen Amerikan gazetecisi; mücadeleyi yapanların alelâde çeteci değil, yüksek fikirli münevverler olduğunu söylüyor Kudüs, 2 ilkteşrin Hiç şüphe yok, bu işin içinden ne su retle çıkılabileceğini şu dakikada hiç kimse bilmiyor: Ne İngiltere, ne Filistin nasyonalistleri, ne Yahudiler, ne de bu işle geceli gündüzlü meşgul olan Arab âlemi! Bir taraftan isyan büyüyor, ötetaraftan da tazyik artıyor. Şu noktada şüpheye mahal yok: Tazyıkle isyan arasında mebsuten mütenasib bir hareket var: Tazyik bir artarsa isyan iki büyüyor. Daha dün, Tabariyyeye bir baskın yapıldı; isyandanberi ilk defa görülmüş bir hâdise olarak yüzlerce Yahudinin, genci, ihtiyarı, kadmı ve çocuğile birlikte öldürüldüğü söyleniyor. Kudüs Yahudileri arasında tam bir ruhî panik hüküm sürüyor. Nerede bir Yahudi mamuresi varsa, orada tüfek, tabanca, bomba ve lâğım sesi işitili yor. Yahudilere aid bağlarla bahçelerde binlerce kökler sökülüyor; bağlar harabe, bahçeler odun tarlası halini alıyor. Bu işten İngiltere de bıktı, Yahudi de bıktı, Arablar da bıktılar. Fakat, mücadele, şiddetini artırmaktan bir dakika hâli kalmıyor. îngiltere bir yandan askerî takviye kıt'aları gönderiyor, her tarafta muhafaza ve müdafaa tertibatı artıyor; fakat, tarihlerinin bütün kahramanlık devirlerinden bu ana kadar Gazve ile yaşamış olan Arablar, bugünün tabirile, çete muharebelerinde bir türlü mağlub olmuyorlar. Bir aralık, Kudüste, bazı şayialar dolaştı, isyanın reisleri arasında fikir ihtilâfı bulunduğu söylenildi. Bu, nasyonalistle rin yoruldukları ve bıktıkları demekti. Fakat, şayia etrafa yayılıp çalkanmağa başlar başlamaz, Kudüsün hemen her tarafında beş imzalı beyannameler asıldı. «Biz, diyorlardı; yani Filistini Yahudi malikânesi olmaktan kurtarmağa ah detmiş olan millî hareket reisleri, aramızda hiçbir fikir ihtilâfı olmadığını ve bütün hayatımızı feda edinciye kadar mücadelede devama azmetmiş bulunduğumuzu ilân ederiz!» Şu halde, asiler, yahud mücahidler arasında ihtilâf yoktur. îsyana iştirak etmis olan Arablar da reislerinden en küçük mücahidlerine varıncıya kadar kurtulmasını da biliyorlar; daha dün bir mücahid reisi, Ebu Halid bir baskın ve bir musademe esnasında şehid düştü. Arablar buna ağladılar; fakat, kimse fütur getirmedi, ateş devam ediyor! **• Son zamanlarda Arab dostları vasıtasile asilerin karargâhlarını ziyaret etmiş olan bir Amerikalı gazetecinin anlattıklarına göre, Filistin nasyonalistleri çok kuvvetli bir teşkilât sahibi ve münevver insanlardır. Hemen bütün Arab gazetelerinde son zamanlarda tercümeleri neşredilen makalelerile bu ziyaretini ve intıbalarını anlatan Amerikalı gazeteci Olivier, temas ettiği Arab nasyonalistleri vasıtasile meçhul bir istikamette bir dağ mıntakasına götürülmüş. Beraberinde bulunan süvarilerle birlikte at üzerinde saatler ve saatlerce bir takjm dağlara tırmandıktan, dereler aştıktan sonra nihayet asilerin kararg^^rına gelmiş. Yollarda giderken her elli metrede bir nöbetçinin, pürsilâh, pusudan çıkıp karşılarına dikildiğini gör müşler. Muhtelif yerlerde müfrezelere tesadüf etmişler. Bu müfrezelerin bir kıs mı, onlarm kafilelerine iltihak etmiş ve bu suretle nihayet isyan karargâhma vâsıl olmuşlar. Fakat, burası yalnız bir mıntakanın karargâhı imiş. Muharrir, kendi gözünün önünden geçen müsellâh kuvveti, tesadüf ettikçe saymayı da ihmal etmemiş. Neticede vâsıl olduğu rakam şudur: 4000. Bu dört bin insan o kadar iyi teşkilâtlanmış ve etrafa o kadar iyi yayılmış ki muharrir söylüyor bunların muhafaza ettikleri sarp dağlara kuşların bile girmeleri kabil değildir. Karargâhta gördüğü şeyler muharririn üzerinde heyecan verici derin bir intıba uyandırmış. Mücahidler reisi kendisile bir müddet şundan bundan konuşurken bir aralık ezan okunmuş. Herkes namaza kalkmış ve reis de muharriri bırakarak namaza gitmiş. Büyük cemaatle kılınan namazdan sonra, herkes yanık yanık dualar etmiş ve sonra gene konuşmağa başlamışlar. Muharrir, gerek temas ettiği bu reisin ve gerek onun erkânıharbiyesinin çok münevver insanlar olduğunu görerek hayrette kalmış. Bunlar arasında Beyrut, Kahire, îstanbul, Londra, Berlin, hatta Amerika üniversitelerinde tahsil yapmış, muhtelif dil konuşur ve muhtelif meslekten insanlar varmış. Önce karşısında alelâde çeteciler göreceğini zanneden gazeteci bu kıymette adamlarla karşılaşınca FlLİSTtN MEKTUBLARI: NALINA MIHINA K. ATATÜRK Atatürk, Maresali kabul etti İstanbul 7 (a.a.) Reisicumhur Atatürk bugün Dolmabahçe sarayında Ankaradan gelen Mareşal Fevzi Çakmakla Almanyadaki askerî manevralardan avdet eden ikinci ordu müfettişi Orgeneral îzzettin Çalışları kabul buyurmuşlar ve kendilerile uzun müddet görüşmüşlerdir. Mareşalin tesekkürü Fransız tayyarelerinin hali Paris 7 (a.a.) Â y a n hava encümeni, millileştirilen tayyare fabrikalarındaki imalât ile meşgul olmuştur. Jour gazetesinin yazdığına göre, bu fabrikalarda ağustos ayı içinde 19 ve eylul ayı içinde de 30 tayyare yapılabil miş olduğu tesbit edilmiştir. Sonra bu tayyarelerin büyük bir kısmında ilk tecrübe uçuşlarından sönra derhal tamir lüzumu hasıl olmuştur. Komite, bu hususta Başvekâlet ve Hava Nezareti nezdınde teşebbüste bulun • mağa karar vermiştir. İstanbulun kurtuluşunun yıldönümü münasebetile Istanbul halkınm ordumuza karşı gösterdikleri sevgi ve bağlıhklarına teşekkür eder, daimî saadetler dilerim. Genelkurmay Başkanı Mareşal 1 F. Çakmak Dahiliye Vekilinin teşekkiirii Muhiddin Uslündağ Vali ve Belediye Reisi ve C. H, P. Başkanı Istanbul Kurtuluşunun on beşinci yıldönümünü kutlayan güzel Istanbul ve sayın halkınm gösterdikleri yüce duygulardan dolayı teşekkür ve tebrikler sunanm. Dahiliye Vekili C. H. P. Genel Sekreteri| Ş. Kaya , Fransız halk cephesi iflâs ediyor Hariciye Nazırımn encümende verdiği izahat Paris 7 (a.a.) Hariciye Nazırı Bone'nin öğleden sonra parlamentonun ha riciye encümeninde verdiği izahat iki saatten fazla sürmüştür. Bone, mayıs ayındanberi cereyan eden bütün beynelmilel hâdiseleri anlatmış ve son haftalar zar fında Münih itilâflarına müncer olan vakayide bilhassa ısrar etmiştir. Nzır bundan sonra, dünyanın başlıca devletleri tarafından alınan diplomatik vaziyetleri tetkik ve tarif etmiştir. Münih toplantısı esnasında İtalya hükumeti ta rafından gösterilen yardımdan sıtayısle bahsetmiş ve Romaya bir sefir göndermeğe karar verildiğini bildirmiştir. Bone, Nafıadaki tayinler Tren Erzincanda Münhal mühendisliklere Sıvas Erzurum hattında inşaat tamamlanıyor yeni mezunlar verildi Ankara 7 (Telefonla) Yüksek Mühendis mektebinden bu sene mezun oIan genclerden Osman Bahadır, Nihad Mericeli Aydın su işleri mühendisliklerine, Ahmed Kemaleddin Samsun su işleri mühendisliğine, Kemaleddin Seyhan su işleri mühendisliğine, Reşad ve Tevfik Içel su işleri mühendisliğine, Fahir Eidıne Meric su işleri mühendisliğine, Fadıl ve Talât umum müdürlük merkez fen heyeti mühendisliklerine, Hüseyin ve Necib yapı işleri umum müdürlüğü merkez bi nası fen heyeti mühendisliklerine, Hasan ve Necati Diyarbakır Cezre hattı inşaat başmüdürlüğü mühendisliklerine, Talât Aral Bursa şoseler mühendisliğine, Nuri nanm. Balıkesir şoseler mühendisliğine, Zeki Afyon şoseler mühendisliğine 150 şer lira ücretle tayin edıldiler. Belgrad 7 (a.a.) Vreme gazetesi Paris muhabirinden aldığı haberlere atfen dün halk cephesinin kat'î surette ve tamamile yarıldığmı haber vermiştir. Yeni ekseriyet hükumete malî sahada tam salâhiyet verdiği için bu cephe artık hayatiyetini tamamile kaybetmiş addedil Şehrimize gelen bazı Bulgar gazete mektedrr. Bu yeni ekseriyette bir temer leri büyük bir kaçakçılık şebekesinin meyküzün bütün emareleri mevcuddur. dana çıkarıldığını, îstanbul, Burgaz, İngiliz Bahriye Nezareti Sofya, Varna, ve Rusçukta sarraflık namzedliği eden birçok Yahudilerin bu işte methalLondra 7 (a.a.) Daily Mail gaze dar olduğunu yazmaktadırlar. tesinin yazdığına göre, Lord Runciman, Şebekenin Bulgaristandaki bütün eledün akşam bu gazetenin bir muharririno başıları tevkif edilmiştir. Burgazla Varyaptığı beyanatta Bahriye Nazırlığının nada yakalananlar İstanbuldan Bulgarishenüz kendisine teklif edılmemiş olduğu tana Türk parası kaçıran ve ana vatana nu söylemiştir. gelmek istiyen muhacirleri dolandıran lardır. Bunlardan Mondel isminde bir sarrafın kasasında 1005 Türk kâğıd li rası bulunmuştur. Dığer sarraflarda oulunan Türk paralarının miktarı henüz meçhuldür. Bu paralar İstanbuldan kaçak olarak Bulgaristana sokulmuş o!up ;cs Ra.ış mıkyasta kaçakçılık yapıldığı anlaşılmaktadır. Erzincan 7 (a.a.) Sıvas ErzuBulgar polis müdürünün gazetelere rum treninin Erzincana girmesi münase verdiği resmî teblığe göre, Burgazda betile Nafıa Vekili Ali Çetinkayaya aşa sarraflık eden Mendel Hornştayn'le Jak ğıdaki telgraf çekilmiştir: Assa'nın kaçakçılık suretile ve îstanbul Nafıa Vekili Ali Çetinkayaya vasıtasile şimdiye kadar Filistine kaçır Türk milletinin gözbebeği Atatürkün dıkları külçe halindeki altın 38 kilodur. ilhamile Hükumeti Cumhuriyemizin ve Ayrıca, ziynet altını olarak on küo ve bilhassa yüksek şahsiyetinizin eksilmek 12,590 aded Filistin lirası da kaçınlmışbilmez enerjisi ve mesaileri ve dünyayı tır. Kaçınlan paranın 5,035,000 levayı şaşırtan yılmaz çalışma hamlelerile iler bulması bütün Bulgarları sinirlendirmişliyen hattımızın Erzincana kadar ikmal tir. edilerek trenin bugün şehre girdiği ve ayKaçakçılık nastl yapılıyordu? ni hamle ile ve muayyen program dahi Anlaşıldığma göre Yahudi sarraflar linde Erzuruma da varılacağını kemali Istanbulla Burgaz ve Varna arasmda iftiharla arzeyler ve derin saygılarımı su işliyen bir vapurun kaptanile uyuşmuşlar Bulgaristanda büyük bir kaçakçı şebekesi yakalandı Istanbul vasıtasile Filistine altm kacırıyorlarmış ilmem, dıkkat ettmiz mı? İstanbulun kurtuluş bayramı gecesi, İstanbul camilerinden birçoğunun minareleri donatılmamıştı. Kandil, ramazan, millî ve dinî bayram gecelerinde İstanbulun semasında, çöklere takıl miş nurdan bilezikler gibi duran mınare şerefelerinin ışıklarını, evvelki akşam, beyhude arayıp durdum. Bir iki cami den başkası, sanki Türk İstanbulun kurtuluş bayramile hiç alâkaları yokmuş gibi, karanhklar içinde, kaybolup gitnıişti. İstanbul minarelerinin İstanbul halkınıa sevincine, bayramına iştirak etmeyişi yüreğime dokundu. Düşündüm ki, Allah göstermesin, bu kurtuluş günü olmasaydı, Balkan şehirlerinin hemen hepsinde olduğu gibi, 6 minarelerden çoğunun yerinde yeller eserdi. Türk ordusu, 6 birinciteşrinde, yalnız İstanbulu değil, bu camileri ve minareleri de kurtarmıştır. Onların yalnız bir müslüman mabedi oîarak değil, birer Türk san'at abidesi olarak da donatılmaları lâzım gelir. Nitekım, millî ordu îstanbula geldiği gün, Mütareke yıllarında deniz subaylığmdan istifa ederek îstanbul Evkaf müdürlüğün2 tayin edilmiş olan rahmetli arkadaşım Ferid, Sultanahmedin ve diğer bazı camilerin minareleri arasına muazzam Türk Filistin milliyetperverlerinin lideri bayrakları ve hatta alay sancaklan astırolan Fevzi Kavakçı mıştı. Nitekim, Edirnenin kurtuluş bayşaşmış ve nihayet şu kanaate varmış ki ramında Selimiyenin o narin minareleri Filistin mücahidleri, alelâde haydudlar arasında şanh bayrağımız, her zaman, veya siyasî çeteciler değil, vatanlarını tatlı tatlı dalgalanır. r müdafaa eden müne\ ver nasyonalistlerdir. Bunlar, kendisile uzun uzun konuş İstanbulun kurtuluş bayramı, Evkaf muşlar, sorduğu suallere cevablar vermiş idaresinin bayramı değil midir ki sehrin ler ve nihayet hep şu noktalarda ısrar et bütün minareleri aydınlatılmıyor? Ben, mişler: bu halden bir defa daha şikâyet etmis İngilizlerle dost oluruz; onlara de tim. O zaman verilen cevabda, minareleğil, Yahudilere düşmanız. rin donatılması kararlaştınlan günler a i Filistinin taksimini hiçbir zaman rasında, istanbulun kurtuluş gününün kabul etmiyeceğiz. mevcud bulunmadığı söylenmiş, fakat er Yahudi muhacereti menedilmedik tesi sene o gün minareler donatılmıştı. Bu, çe, ve Yahudilere toprak satılması mene «özrü kabahatinden büyük» bir cevabdır. Benim de şikâyetim İstanbulun kurdilmedikçe silâh elimizdedir. İstedığimiz şey müstakil olmaktır. tuluş bayramının, minarelerın donatıldığı Muharrir, gördüklerini uzunuzadıya millî ve dinî günler arasına sokulmamış hikâye ettikten sonra bu adamların iddia olmasındadır. larında haklı olduklan neticesine varıyor. İstanbul kurtuluş bayrammda, İstanbuldaki ccnebi müesseselerinden bile donananlar varken minarelerden bir ik'sinden başkası nasıl donatılmaz? Bu tenvirat cami hademesinin keyfine mi kalmıştır? Hem, millî bayTamlarda, yalnız ca miler değil; bütün diğer mabedlerin de donatılması Iâzımdır. Sıvas Erzurum hattı Md. almağa gelen bazı gemicilerden istifade Adil Sungu etmişlerdir. Sofya, Rusçuk ve Buiga ristanın diğer mıntakalarından toplanan altınlar Burgaz ve Varnadaki kaçakçılar tarafından kasar peyniri, yahud peynir tenekeleri içine yerleştiriliyor ve bu suretle resmî memurların dikkatine çarpmadan doğrudan doğruya ya vapur kaptanına yahud da kömür alacak gemı sahiblerinden bazılrına veriliyordu. Kaptan ve gemiciler İstanbuldaki sarrafların gönderdiği Türk kâğıdlarile, İngiliz li ralarını da Bulgaristandaki sarrafiara teslim ederek Bulgaristandan verilen külçe ve ziynet altınîarile Filistin liralarını îstanbula getirmekte, İstanbuldaki ka çakçılar da bunları Filistine sevketmekteydiler. Türk Iiraları ana vatana gelecek göçmenler iğfal edilerek pahalı pahalı satılmaktaydı. Burgazda sarraflık eden Mende Lazar kardeşlerin gönderdikleri kaçak altınlar îstanbuldaki ortakları Albert ve Saloman Hornştayn tarafından alınıyordu. Bütün bu şebekeye Bulgaristan dahilinde altın toplıyarak hizmet edenleıden, Rusçukta David Salomon'la Leon Nadler ve Ohanes Ohanesof ve Varnada Kiroyankof'la Manuk Margosiyan da tevkif edilenler arasında bulunmaktadır. ve onunla, İstanbuldan Varnaya kömür Yapı işleri umum müdürlüğü mühen dislerinden Sabiha 45 lira aslî maaştan 225 lira ücrete, Ali Artemel 35 lira ma İskenderun 7 (a.a.) Hatay hatMaştan 200 lira aylık ücrete, Mes'ud Gün na tahsis edilen Denizyollarınm yeni Et35 lira maaştan 200 lira aylık ücrete, rüsk vapuru evleki gün limanınuza gelgeçirildi. miş ve merasimle karşılanmıştır. Bütün Diyarbakır Cezre hattı inşaat baş halk sahile toplanmıştı. Vapur acentalımüdürlüğü başkâtibliğine 140 lira aylık ğı tarafından vapurda verilen ziyafette asücretle Galib Bilir tayin olundu. kerî mümessil Albay Şükrü Kanadlı, Bergama su işleri fen memurlarından meclis reisi Abdülgani Türkmen, Bas Şerefeddin 35 lira maaştan 150 lira aylık vekil Abdurrahman Melek, vekilkr ve ücrete geçirildi. delege Kole, konsoloslar ve gazeteciier hazır bulunmuşlardır. Vapur bir müddet Filistinde hâdiseler halkm ziyaretine açık bırakılmış, birçok Kudüs 7 (a.a.) Hayfa harb divanı kimseler vapuru gezmişlerdir. iki Arabı idama mahkum etmiştir. Uç ATrene atlarken parçalandı rab da ağır hapse mahkum edilmişlerdir. Hayfa demiryolu memurları grev yap İzmir 7 (Hususî) Dün akşam, Himışlardır. Arablar Lidda garına hücum lâl istasyonunda bir facia olmuştur: etmişler ve iki İngiliz muhafızı yaralaMeçhul bir yolcu, Burnovaya gitmek mışlardır. Petrol borusu yeniden boz'ji üzere bilet almış ve tren hareket ederken muştur. Lidda ve Hayfa arasında telefon vagona atlamıştır. Fakat karanlıkta bas görüşmeleri kesilmiştir. tığı yeri görmemiş olacak ki, tekerleklerin Arnavudluğun Ankara elçisi altına düşmüş ve parçalanmıştır. Cebinde Ankara 7 (Telefonla) Yeni Ar Burnovada Zeynelâbidin nammda birine navudluk elçisi Asaf, bugün şehrinıize yazılı bir mektub bulunmuştur. Bundan isminin Abidin olduğu anla§ılmı§tır. «eldi. İskenderunda Etrüsk vapurunda merasim Fakat, Filistin mücadelesinin teşkilâMı yalnız bu dağlarda hüküm süren seyyar mücahidler hükumetine münhasır değil dir. Bütün Arab âlemi bu mücahedenın arkasında toplanmış ve mevzi almış görünüyor. Buraya tektük gelen civar memleket gazetelerinden öğrendiğimize göre geçenlerde bütün Arab memleketlerinde bir Filistin günü tertib edilmiş ve Filistin için paralar toplanmıştır. Irakta, Suriyede, Lübnanda, Mısırda ve hatta Hindistan m'islümanları arasında pekçok para toplanmış olduğu son haberlerden anlaşılı yor. Filistini müdafaa için Filistinliler tarafından teşkil edilen komiteleri bu saydığım memleketlerde teşkil edilen hususî komıteler ayrıca himayelerine almış bulunuyorlar. Suriye gazetelerinin yazdıklarına göre, Irak hükumetinin teklifi üzerine, Saadâbad paktına dahil olan dört memleket mümessillerının yakında Ankarada bir içtima akdetmeleri takarrür eylemiş. Bu içtimaa, Irak hükumeti Süudî Arabistanın bir mümessilinin de iştırakini teklif etmiş ve bunun üzerine içtimaa Hıcazm da bir delege göndermesi kabul edilmiş. Henüz ne vakit akdedileceği belli olmıyan bu Ankara içtimaında Filistin meselesinden de bahsedilecekmiş. Görülüyor ki Arablık âlemi, Filistin cihadını himaye etmek, onunla el ve fikir birliği yapmak için elinden gelen her gayreti sarfediyor. Hitler'in son nutkunda «Südet Almanlarını Filistin Arabları gibi yalnız ve himayesiz bırakamayız!» tarzmdaki sözü bütün Filistinde ve Arabistanda derin akisler bıraktı. Birçok yerlerde gazeteler, bu sözleri Arablık için açılan mücadeleyi körüklemek için vesile olarak kullandılar, Arablığın tarihte oynadığı rolü hatırlatarak ateşlı makaleler yazdılar. Bir tarafta bu ateşli mücadele ruhu ve Arablığın günden güne teşkilâtlanan millî hareketi, öbür tarafta büyük İngilterenin büyük kuvvetleri ve üçüncü tarafta da zengin Yahudiliğin sermaye kudreti, bütün bu üç kutub hareket ve mücadele halindedir. Bu işin sonu neye varacak? Onu kimse bilmiyor; henüz hiçbir taraf ne yapacağını tayin etmemiştır. Yalnız Filistin Arabları birşey biliyorlar: Boğuşmak ve ölmek... Ankarada yapılan anlaşma (Baştarah 1 inci sahifede) tısad Vekilile Alman İktısad Nazı rı arasında yapılan konuşmatar neticesinde Almanya tarafından Türkiyeye verilecek 150 milyon rayşmarklık krediye aid esaslar tesbit edilmiştir. Bu kredi sınaî ve askeri siparişlerle nafıa ve sair işlere müteallik komandlar bedellerinin tediyesinde istimal edilecektir. Böyle bir anlaşmamn tatbikı için icab eden müteferri hükümleri müteakıben iki hükumet anlaşarak tesbit edeceklerdir. Naztrın tetkikleri \ Ankara 7 (Telefonla) Misafiri miz Alman İktısad Nazırı Doktor Funk, bugün öğleden evvel Cumhuriyet M e r kez, Ziraat, Sümer, İş bankalarmı ziyaret etti. Doktor Funk, öğleden sonra Ziraat enstitülerini gezdi. Bayan Funk da İsmet İnönü Kız Enstitüsünü ziyaret etti. Misafirler, bu müesseselerden memnun ve takdirkâr intıbalarla aynlmışlardır. Alman İktısad Nazırı şerefine öğle üzeri Hariciye köşkünde bir ziyafet verildi. Yemekte Hariciye Vekili Doktor Aras, Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sekreteri Şükrü Kaya, İktısad Vekili Şakir Kesebir, Sıhhiye ve İnhisarlar Vekiüeri, Alman sefiri ve diğer davetliler bulun dular. Bu akşam Ankarapalasta Alman elçisi Keller ve refikası tarafından Doktor Funk şerefine verilen ziyafeti bir suvare takib etti. V. MİHRt Selânik anlaşmasma aid lâyiha Mecliste Ankara 7 (Telefonla) Bulgar hükumetile Balkan Antantı namına konsey. reisi General Metaksas arasında Selânıkte imzalanan anlaşma, Vekiller Heye tince kabul edilmiştir. Anlaşmamn tasdikına dair kanun lâyihası Meclise gönde rilmiştir. Boluda Parti ocak kongreleri Bolu 7 (a.a.) Vilâyet mülhaka tında Parti ocak kongreleri başlamı^tır. Ocak kongreleri, ayın on beşine kadar nihayet b'Jİacaktr. Kongreler bu yıl alâkali geçmiştir.