2 Eylül 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

2 Eylül 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHUK1KET 2 Eyiul 1938 Tarihî roman : 25 Yazan: M. TURHAN TAN [ Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Halkın şikâyetlerî Mangal bacagıle Maktu satış Bahrihazer Basra Arkadaşını öldüren mevkufun davası Suçlu, 6 sene ağır hapse mahkum oldu On ay evvel îstanbul Tevkifhanesin de mevkuf bulunduğu sıralarda koğuşta yapılacak badana meselesinden aralarında çıkan kavga neticesinde Colak Fevzi adında bir mevkufu mangal bacağmdan yaptığı bıçakla öldürmekten suçlu Yusufla suç ortaklığmdan maz nun Maksudun muhakemeleri dün Ağırcezada neticelenmiştir. Maznun Yusuf, bir kavga neticesinde Halil adında birini yaralamaktan ve Emin admda birini de öldürmek kasdile gene yaralamak suçlarından mevkuf bulunduğu sıralarda bu üçüncü katil sucunu da işlemiştı. Muhakeme neticesinde, Yusuf, Çolak Fevziyi öldürmekten 18 sene hapse mahkum olmus. fakat ağır tahrik ve yaşının küçüklüğü gözönünde tutularak hapis cezası dört sene ağır hapse indirihniştir. Emini öldürmeğe teşebbüsten de gene 18 sene hapse mahkum olmuş ve gene ağır tahrik ve yaş kücüklüğü dolavısile bu ceza da üç seneye inmiş ve Halili yaralamaktan gene avni sebebler gözönünde tutularak 17 güne mahkum edilmiştir. Suçlann içtimaı da nazarı dikkate alınınca neticede Yusuf 6 sene 8 gün müddetle ağır hapse mahkum olmuştur. Tevkifhanedeki katil hâdisesinde suç ortaklığmdan maznun Maksudun bu işteki alâkası sabit olmadığmdan berae tine karar verilmistir. Türk rüzgârı eseli herşey karıştı: Akşam evlerinde yatanlar, sabahleyin dağlarda gözlerini açıyorlar! hallediyormuş gibi ciddî, çok ciddî bir tavır takındı ve kendi kendine sualler, cevablar tertibine koyuldu: Prenses hazretleri sevdiler. Ki mi?.. Burası meçhul. Babası, kızdı. Niçin?.. Bu aşkı beğenmediği için!.. Prenses, babasmın sevmediği, hoşlanmadığı ve sevip hoşlanamıyacağı bir adama gönül verir miydi?.. Verirdi. Çünkü gencdir ve dışıdır. Genc dişi, genc erkekten daha düşüncesiz olur, elini okşıyana yanağını uzatır. Bu hanımkız da herhangi bir adamı sevmiş olabilir. Lâkin bu aşkını saklıyabilirdi. Saklamadı. Niçin?.. Fakat prensesin şu halile herkesten Beceriksizliğinden!.. Babası haber alınfazla alâkalanan ihtiyar gardiyandı. On, ca ne yaptı? Kızdı. Nicin?.. Hah. İpin on beş gündenberi o vazifeye getirilmış ucu işte bunun içinde. Prens hazretleri, bulunan bu ihtiyar, filozof meşrebli bir her prens gibi piskindir. Namus denilen adamdı. Bir takım baldırıçıplaklarla, şeyi kundurasına ökçe yapmıştır. Kızının hırsızlarla, dolandırıcılarla birlikte ö sevdalanmasından kolay kolay huylan mür geçirmeğe mecbur kaldığından do maz. O halde niçin kızdı ve niçin kızmı layı mustaribdi. Fakat geçim derdi, ya zindana kovdu?.. Demek ki kız, bir Bijamak ihtiyacı ona, gardiyanlığın acılık zans prensinin sinirini bozabilecek bir alarını hazmettiriyordu. dam sevdi. Bu adam kim olabilr? MaBazı san'at ve sınaatlerden san'atkâr lum olsaydı onun hapsedilmesi lâzım geve sınaatkârlara koku siner. Meselâ bir lirdi. O halde ya meçhuldür, ya prensten boyacı, nekadar şık giyinirse giyinsin kuvvetlidir. Âşık malumken maşuk meç<• ahnteri kadar mubarek olan kokusunhul olamıyacağından herifin prensten den hüviyeti belli olur. Bir muharrir kuvvetli olduğunu kabul edeceğiz. Ediravare bakışlarından kolayhkla tanılır. ne hâkiminden daha kuvvetli kim var O bakışlar, avdan ava koşan şuurlu bir dır?.. împarator. Kız, İmparatoru mu ağ gibidir. Mevzu ve mazmun saydet sevdi?.. Öyle olsaydı prens donanma mek için çırpmır, durur. Gardiyanlarda kurardı, bayram yapardı. Demek ki bu da daima uyanık, daima çevik bir kedi kuvvetli adam imparator değildir. İm hali vardır. Bu ihtiyar, vazifesinin koku parator olmayınca Bizanslı da değildir. sunu taşıyacak kadar işine alışkm değil O halde kimdir?.. Muhakkak Türktür. di, henüz yeniydi. Lâkin omzuna aldığı Evet, öyledir. Bizim küçük prenses, bir işin bir nevi esaret olduğunu anlıyordu. Türke gönül verdi. Babası da bu gönül Mahpus beklemek, mahpus kalmak de verişten Edirneyi veriş çıkmasın diye âşık mektir. Işte bu sebeble müteessirdi ve kızı zindana koydu. Eğer böyle değilse başka bir geçim yolu bulmak için kafaben, yüz değnek yemeğe hazırım. sını zorlayıp duruyordu. İhtiyar gardiyan bu hükmü verdikten Prensesin hapsedilmesi bu sıkıntılı ihsonra ayağa kalktı, kuşağını düzelüi, bıtiyar için hem güzel bir tesliyet, hem yeyıklarını kıvırdı, prensesle konuşmaya ni bir meşgale oldu. Kale muhafızı, ihhazırlandı. Çünkü yürüttüğü mülâhazatilâttan memnu olan güzel kızı ihtiyarın ların doğruluğunu bir de onun ağzından dikkatine terketmiş bulunuyordu. dinlemek istiyordu. Gardiyan bu suretle öbür mahpuslaO sırada mahpus kız Patrik Sergi rm küfürlerini dinlemektflHi ^beğuînıal»' yos'uri «Meryem» manzumesini okuyorrını seyretmekten /r,liu5ro€m..Pİ»Uıı,,*lbiftB* tîuV Asırlardanberi terennüm olunan bu luyordu. Kızm zindana değil <l*^ gerde* şiir, 'AVar'lafm îsranbulü muriasara et= ğe girer gibi güle güle oraya geiişi tuhameleri münasebetile yazılmıştı ve her Bifına ve durmadan, dinlenmeden şarkı ozanslının bildiği eserlerdendi. İhtiyar kuması da hoşuna gitmişti. Şimdi öbür gardiyan, kulağını kapıya verdi, Teo mahpuslarla meşgul olmuyordu, eşiğin dibine oturarak mahpus bülbülü dinli dosya'nın yanık sesini zevkle dinledi ve Meryem kelimesinin bir istimdad sayhası yordu. gibi kızın dudaklannda titremesi üzerine İhtiyar gardiyanın filozof meşrebli olkaşlarını çattı ve, kendi kendine mırıl duğunu kaydetmiştik. Bir hapisane bekdandı: çisinde öyle bir meşreb tasavvur etmek Sana bir öğüd vereyim küçük. belki gülünc gorünür. Fakat felsefenin Meryem; inanılacak, güvenilecek bir kaardı arası kesilmiyen «niçin» lere cevab vermekten ibaret oldugu düşünülürse ve dın değildir. Onun ipile kuyuya inenler kafasım işletebilen her adamm bu niçin bir daha yeryüzünü göremezler! Türkleri inkılâbcı bir rüzgâr diye tavlere doğru, eğri bir cevab uydurabileceği kabul olunursa şu gardiyanın da öyle sif eden, mahpus prensesin şu acıklı vabir meşreb taşıması çok görülmez. Pek ziyetinde Türk parmağı ve Türk nüfuzu açık bir hakikattir ki hayat, çok oku sezinsiyen, Meryeme karşı hiç de dost yanlardan ziyade çok yaşıyanlara ve çok göriinmiyen gardiyanın Dimetokada tagörenlere esrarını fısıldar. Insan başmda nıdığımız ihtiyar bahçıvan olduğu anlabeliren her beyaz tel, yeni bir bilgiye işa şılmıştır. Evet, bu adam, bizim bildiği ret eden ipek bir satırdır. Edirne kale miz geveze Yani'di. Kara Abdurrahmasindeki ihtiyar gardiyanın başında bu sa nın küçük Emanoel'i kaçırdığı gün o da tırlardan mürekkeb koca bir kitab vardı. büyük tarlada idi. Vak'ayı yakından teDemek ki hayli şey görmüş, hayli şey maşa ettikten ve «böyle düşmana can feişitmiş ve hayli şey öğrenmişti. • da» cümlesile Türkler için kısa, fakat İşte bu adam, Prenses Teodosya'nm samimî bir kaside haykırdıktan'sonra dümahpes« atılması üzerine görgülerinden şünmüştü. Dimetokaya girmekten korkuyordu. Çünkü evliya oyununa kapılan ve bilgilerinden istifade etmek istedi: Hım, dedi, bu bir mesele. Prens ve oSlunu Türklere Hptıran prensin o Andriya cenabları güzel kızmı niçin zin oyunda kendinin de parmağı olduğunu dana koyuyor?.. Ya o kız zindana gi düsünerek ağır bir ceza tertib etmesi rerken niçin seviniyor? Karanhğa gÖ muhtemeldi. Yani böyle bir cezayı nefsimüldükten sonra niçin şarkı okuyor? ne lâyık görmüyordu. Ayni zamanda Mısır püskülü emer gibi bıyıklarını Türklerin birkaç gün sonra Dimetokayı uzun U7un çiğnıyerek düsündü: zaptedeceklerini de anlıyordu. O vakit bri hercümerc baslıyacaktı. îhtiyar, bu Evet, dedi, bu bir meseledir. Lâkin bu meseleyi çarçabuk halletmek lâ kargasal'k icinde bulunmayı da istemi zımdır. Çünkü zaman acayib. Günîerin vordu. Bu sebeble prens ve karısı, pa sabahile akşamı birbirine uymuyor. Gün pazlar ve haJk kötü kötü düsünerek doğarken gülenler gün batarken ağlıyor kasabaya girerlerken o, adımlarını açtı, lar. Akşam evlerinde yatanlar sabahle Ec'Vne istikametine savuştu. yin dağlarda gözlerini açıyorlar. Bizans Büyük şehirde Atranos'tan gelip yerülkesinde Türk rüzgân eseli herşey kalesmiş kibar aileler vardı. Onlardan birirıştı. Hiç şüphe yok kı bu güzel kızı da o rüzgârın serpintisi zindana düşürmüş nin reisi, kırk elli yıl evvel Atranos'ta kendilerine hizmet eder. ihtiyar bahçıvatür! nı himayesine aldı, gardiyanhğa tayin etGardiyan, mülâhazasmı böyle bir neticeye bağlayınca adeta Arşimed'leşti, tirdi. Yani, Dimetokanın Türkler tarabümecenin anahtarını bulduğuna kanaat fından alındığını işitince gösterdiği zekâgetirdi, bıyıklarını bir daha emerek söy yı beğendi, kendi kendini tebrik etmekten geri kalmadı. Lâkin pirelenmekten de lenmesine devam etti: Bizim güzel mahpus ya delidir, kurtulamadı. Çünkü Türklerin artık ya âşık. Zindana güle güle gelişine ba Edirneye geleceklerini anlıyordu. Bu tılırsa delidir. Fakat delileri hapisaneye geliş, açık bir geliş mi olacaktı? Yoksa değil, hastaneye götürürler. O halde âşık gene bir oyun mu tertib olunacaktı?.. olacak! Geldi geleli şarkı okuyuşuna Yani, buralannı kestirememekle beraber çöre bu, doğru görünüyor. Öyleyse he yanına yardımcı, yamak ve arkadaş a;ahi aşk üzerine yürütelim. Bakahm ne dile biri getirilirse gözünü dört açmayı ;ıkar. tasarlıyordu.. İhtiyar gardiyan sanki bir muadele (Arkasi var) Teodosya'yı zindana götüren zabit, o kütlenin başında bulunuyordu. Bir kısım halk, prensesin meçhul bir âşikla birleşerek babasını zehirlemek istediğine hükmediyorlardı. Bunlar da o suikasdin yarım kalmasma hayıflanıyorlardı ve prensese merhamet besliyorlardı. Çünkü tevehhüm olunan suikasdin tahakkuku Edirne için bir yenilik olacaktı, şenlikler yapılmasma vesile teşkil edecekti. Prensin zehirlenmekten kurtulması, prensesin hapsedilmesi o eğlencelere mâni olduğundan ö bir kısım halk müteessir oluyordu. Sıhhat Vekâletinin nazarı dikkatine Yeni kanuna aid emirler bekleniyor Sümer Bank satış şubeleri de tp*' kata geçti körfezi hattı MÜTEFERRİK Beynelmilel cerrahî kongresi Eylul ayı içinde Brükselde toplana cak olan beynelmilel on birinci cerrahî kongresine hükumetimiz namına Üniversite Tıb Fakültesi cerrahî doçenti Kâzım İsmail Gürkan iştirak edecektir. Kâzım İsmail, 19 eylulde Brüksele gidecek ve kongrede birkaç tebliğde buEvvelki gün geceyarısmdan sonra Halunacaktır. rem açıklannda büyük bir facia olmuş, batan bir kum kayığının uyuyan tayfa Toptan eşya endeksi larından biri sulara gömülerek feci bir Ticaret Odası istatistik kısmı 1938 seftttde öltrîüşKir. • ' ' •'''' nesi ilk altı ayına aid toptan eşya enBatan kurh kaVığı tneİDOİulu Cemaî deksini hazırlamıştır. Bu endekse na r^fflW tfMdirV HücTaviErrff isirrtli ^ftb 1 zararç toptan eşy^a., fiatları senenin Hk aymdan sonra gösterdiği yükselmeyi rile Yalovadan kum yükliverek gelen senenin üçüncü ayından sonra terket Cemal kaptan. akşam üzeri Harem önümiş ve mütemadiven düşmüştür. Düş ne gelerek demirlemiştir. Gece saat 24 sularmda Beledivenin me, en ziyade gıda maddelerile ham maddeler kısmmda görülmüştür. İtha çöp müteahhidine aid romorkör, Mar • lât maddelerindeki düşüş nisbeti, pek marada boşaltılmış olan çöp mavnalarıhafiftir. nı çekerek Harem önlerine geldiği ve buraya yakın bulunan çöp iskelesine aItalya ile yeni bir ticaret id mavnayı bıraktığı sırada mav anlaşmasına doğru... na Kızkulesinin malum akmtısından İtalya ile aramızda yeni bir ticaret kendisini kurtaramıyarak Hüdaverdı anlaşması akdi için her iki tarafça gös motörü üstüne düşmüş ve anide par terilen arzu üzerine yakında Ankarada çalanan motörün uyuyan üç tayfası müzakerelere baslanac^ktır. Yeni an kendilerini suda bulmuşlardır. Vak'a mahalline gelen romorkör, Celaşma hakkmda Türkofis tarafından tetkikler yapılmış ve bütün ihracatcı züm mal reisle iki tavfavı kurtasmıs, fakat relerin mütaleaları almmıştır. Roma Ahmed nammdaki üçüncü tayfa bu dan gelecek heyet bu ay içinde beklen lunamamıştır. Çok su vutan diğer tavfalar tedavi almektedir. \ tındadır. Dün romorkör kaptanile mavAnrtYFDE nacının ifadeleri alınmıstır. Mavna ile bir motor çarpıştı, zavallı bir tayfa kayboldu Tireboluda Hamam mahallesi \ 22 numarada Ali Kukil imzasile aldığımız mektubda deniliyor ki: «Bundan bir buçuk ay kadar evvel ; on yaşındaki çocuğumu kuduz bir kÖDek ısırdı. Derhal borc para bulaPazarlıksız satış kanunu dünden iti* rak kendisini Giresunda memleket baren mer'iyete girmiş bulunuyor. Dün hastanesine götürdüm. Baş hekim, ^ de yazdığımız gibi, kanunun tatbikı bir çocuSun muayenesini yaptı ve herkaç gün için teahhur edecektir. Sebe gün iğnelenmek üzere bir hemnreye j bıne gelince: hanm maddelerin pazar teslim etti. K^rdim orada kalamalıksız satılması ve han^i maddeîere ne dısım icin re^ikamı çagırd m ve ge j şekilde etiketler konulrpası hakkmda ri döndüm. Nihavet ana ile ogul da ^ gene bu kanun ahkâmına göre Heyeti döndüler. S'ivled'k'erin» göre hemVekilece b J r karar verilme^i icab et mektedir. Beled'ye riyaseti alâkadar sire on dördi'"'ü i^ned^n sonra <nşube ve te^ekküllerden al^ığı raporları, kendi mütaleasını da ilâve ederek. tkdemis. Isırma hâdi'esi^den tam tısad Vekâletine gönderm sti. İktısad üc eün sonra vavrucak'a Vekâletince bu babda vapılan tetkikat haller sp7''nre tekrar ve a'"*''* o'arak biraz uzadığı ve bu vüzden Heyeti Vekendisini Gire«ıına götürd'ik. Cece kileden alınması lâzım gelen kararlar levin hasta^edekilpr roc""U V^bul alınamadığı icin kanunun tatbik kısmı teahhur etmistir. ettiler ve bir ^ataga baelıyaeaklarr nı «öviediler. Erf**«i cî'm cocueumun Belediye riyaseti, İktısad Vekâletine öldü^ünü öŞrcndi'lc. TSnelerî vaDan gönderdiği raporda gıda maddelerile hem«irev ^u fe^keh'n neden "nünc birlikte ayakkabı, tuhafiye, züccaciye, i l r ^ ' ğ i n i , iğne'»"'n ek«ik mi, cam, manifatura gibi eşyalara da der hal kanunun tatbikını istemişti. Alınan bavat mı oW malumata göre. bu maddeler üzerinde derhal kanunun tatbik edilmesi şimdide kv^nz ^oeV maale^'f faz'a lik yalnız tstanbul için kabul olunmuştard^dır. Bu gibi ı«ırılma valc tur. Pazartesi gününe kadar hükumet rından sonra avnî feci ? merkezinden icab eden emirler gelmesi nak icin simd'^en ve salı gününden itibaren de filen tat bikata gecilmesi kuvvetle muhtemeldir. yüks^k makaml»rın Filî tatbikat başladıktan sonra Beledinazarlarını cekmenizi ehemmiyetle ye riyaseti meyva ve sebzenin Halde toütan satıslarını her gün ve bakkaliyeye aid seylerin toptan fiatlarını da on beş günde bir gazetelerle ilân edecek tir. Bu toptan satış fiatları perakende satışta halk için bir miyar olacağı gibi toptan satışla perakende satış arasında ihtikâr derecesinde bir fark olmaması Belediyece murakabe edilecektir. Harem önünde feci bir kaza Sümer Bank müesseselerinde Pazarlıksız satış şeklinin, Sümer Bank Yerli Mallar Pazarlarında da tatbikı münasib görülmüş, Sümer Bank Umum müdürlüğü tarafından Yerli Mallar Pazarlarile bunlarm şubelerine her mal için maktu fiat konulması hu susunda emir verilmistir. Pazarlarda dün sabahtarî' itibaren bu: şeklin tatbi kına baslanmıştır^ •' KÜLTÜR İSLERÎ Leylî meccanilik imtihanları Şehrimizdeki liselerle ortamekteb lere leylî meccanî girmek istiyen talebeleria müsabaka imtihanlarma dün sabah saat dokuzda İstanbul Kız ve Erkek liselerinde baslanmıştır. tlk imti han türkçe edebivat derslerinden vapılmış, imtihana Kız lisesinde 298, Er kek lisesinde 375 talebe iştirak etmiş tir. Bugünkü imtihanlar matematik grupundandır. İkmal imtihanları Lise ve ortamekteblerde ikmal imti hanlarına dünden itibaren baslanmıştır. Resmî. hususî. ekalliyet ve ecnebi mekteblerindeki ikmal imtihanları eylul içerisinde bitirılmiş olacaktır. Naklen tayinler Bir katil mnhakemesi Kan kütme yüzünden Catalcanın Cerkeskövünde Lutfiyi tüfekle vurup ve vere düstükten sonra iki bıcak darbesile öldürmekten maznun Mursdın muha kemesine dün Ağırcezada baslanmıştır. Murad, ilk tahkikattaki ifadesinde ve isticvabmda sucunu tamamen inkâr etmist1'. Fakat mevcııd delülerle suçu sabit görülen Murad. ceza kanununun 418 inci maddes'ne <?öre cezalandırıl ma«ı istenerek Ağırcezaya verilmişti. Suclu. dünkü sorpuda sene sucunu inkârda ısrar euerek. Lutfivi tanıdığmı. fpkat onu öldürmed' s ini söviemiîtir. Bundan sonra d'nlenen iki sahid de ne öleni. ne de öldüreni eörmediklerini yalnız tarlada çalısırlarken bir silâh se<?i isittiklerini söylemislerdir. Muhakeme. bazı sahidlerin celbi için haka piine talik edilmistir. Trabzon lisesi müdürü Faruk. Haydarpaşa lisesi rivaziye muallimliöine, Ankara müdür Iktısad Fakültesinde ikmal Kudret. Kız lisesi k^z lisesimuavini İffet Erenköv yardirektörimtihanları lüğüne, Gazianteb fizik, kimya mual İktısad Fakültesinde ikmal imtihan limi İmameddin tstanbul Erkek mual lan 5 eylulde başhvacak, 25 eylulde lim mektebi müdürlüğüne naklen tayin sona erecektir. İmtihanlar icin Fakül edilmişlerdir. tece icab eden hazırlıklar ikmal edil SF.HtR ÎSLERİ mi?t ; r. ÜNtVFRStTEDE Muallimlik imtihanları Üniver?itede lise mezunları arasmda açılan ortamekteb yardımcı muallimlik imtîhanlanna dün sabah saat dokuzda E^pbivat Fakültesinde baslanmıstır. İlk imtihan tahrirî olarak "tarih co§rafya ve edebiyat gruolarmdan yapıl mış. tarih coğrafya grupyna 14. türkçe grupuna 32 lise mezunu iştirak et mfctir. Üniversite Edebiyat Fakültesi pro fesör ve docentleri tarafından yapılan bu imtihanda, tarih coğrafya ve edebivat gruplarının suallerinden başka Maarif Vekâletinin gönderdiği bir pedacoji suali de sorulmuştur. Bugünkü imtihan, lisan zümresin dendir. Tramvay güzergâhında yapılacak tadilât Tramvay durak yerlerinde bugünkü ihtiyaca göre tadilât yapılarak bir kısım istasyonların kaldırılması ve bazı yerlerde de yeniden istasyon tesısi kararlaşmıştı. Bu hususta yapılmakta olan tetkikat bitmiş, yeni vaziyete göre bütün tramvay güzergâhında yapılması lâzım gelen tadilât tesbit edilmistir. Yakmda bu kararın tatbikına gecilecektir. ütün Avrupa, sulh muahedelerinin doğurduğu muvazenesizlik ve memnuniyetsizlik yüzünden son yirmi sene içinde büyük karışıkhk ve huzursuzluk içinde yaşarken Asya kıt'asının milletleri yakın mazilerine göre kendilerinden hiç beklenmiyen harikalar yaratmaktadırlar. Bunda başlıca amil bu milletlerin uyanmış ve istikrarını bulmuş olmalarıdır. Asya milletleri arasında ilk uyanan ve birdenbire terakki edip bellibaşlı bütün medenî sahalarda harikalar yaratarak Avrupalılara ve Amerikalılara Asyalı ların kendilerine müsavi bulunduklarını ispat eden Japonlar olmuştu. Çok geç meden Siyamlılar da medenî kabiliyetlerini gösterdiler. Zaman geçtikçe Asyalı milletler uyanmakta ve medeniyet yolunda terakki etmekte adeta birbirile yarış edercesine hamleler yapıyorlar. Bu hamlelerin son parlak ve bariz misali yeni Iranın Bahrihazeri Basra körfezine yani Asyanın göbeğindeki büyük ve zengin bir iç denizini Hind Okyanusuna rapteden büyük demiryolu hattının ikmal edilmesidir. Bu hat Çarlık Rusyasında Siberya hattına ve son zamanlarda yapılan Türkistan Siberya hattına ve Osmanlı împaratorluğu devrinde Almanların yap mağa çalıştıkları Bağdad demiryoluna muadil ve lâkin iktısadî ve sevkulceyş, cihetinden daha değerli bir yoldur. Yeni lran bu muazzam eseri haricden bir istikraz ve para yardımı görmeksizin sırf halkın çay ve şeker için verdiği resmin hasılatile meydana getirmiştir. Bu demiryolu 28,000,000 îngiliz lirasına mal olmuştur. İranı şimalden cenuba kateden ve daha dogrusu şimali şarkisinden ve Türkistan hududu yanıbaşından başlayıp Arabistan hududunun yanıbaşında ve cenubu garbisinde nihayet bulan bir uzun hattır. îki bin kilometreye yakındır. Tahrandan ve Hemedandan geçen bu demiryolu lran milletinin yarattığı bis eser olarak mühim olduğu gibi medeni • yetin teknik kudret ve mehareti itibarile de başka bir harikadır. Çünkü dünyada hiçbir demiryolu bu kadar arızalı araziden geçmemiştir. BjJhassa Elbürz dağlanndan geçen kısmınır teknik. zorluğu bir darbımesel hükmüiM geçmiştir. Bu demiryolunun ihşasmdak müskülâta bir misal şudur: Hattın şimdiye kadar insan ayağı basmıyan ve hatta patika ve keçiyolu bile bulunmıyan çoli yüksek dağlardan geçmesi icab ettigin • den herşeyden evvel mühendislerin ve amelenin yiyeceğini ve içeceğini ve mal zemesini götürmek için yol yapılmaktc ve bundan sonra asıl demiryolunun inşa> sına başlanmaktaydı. Ekseriya mühen • disler ve amele gölgede 132 (fahrinayt] derecei hararette çalışmışlardır. Bahrihazer Basra körfezi hattı îraı milletinin eseri ve îran devletinin belke miği olmakla beraber inşasınm teknik ci hetinde bütün dünyanın en büyük mede nî milletlerinin san'atkârlan yarış ederce sine calısmıslardır. Hat birçok kısımlara ayrılarak herbi kısmı îngiliz, Belçikalı, Alman, Ameri kalı, îtalyan ve Fransız olarak birer ec nebi müteahhide verilmistir. Meselâ ln gilizler 1,000,000 İngiliz liralık taahhüc altına girmişlerdi. Teknik sahasındak rekabet ve varış bu büyük hattm muay yen vaktinden evvel itmamına yardım et mistir. Geçen cuma günü lran Şahinşahi Veliahd ve devlet erkânı hazır bulundu ğu halde hattın «son traversinin altındar mahsus surette imal edilen son cıvatasm kendi elile tesbit ederek on bir seneden beri lran milletinin bütün gayretile çalış tığı muazzam medeniyet eserini tamam lamıslardır. Bunun siyasî ehemmiyeti v< evkulceyş değeri şüphesiz çok büyük • tür. Muharrem Feyzi TOGAY Üçü de yanffin cıW*ırmaktan suçlu rnu? Sultanhamamında Sadiye hanmda sigortalı gömlekçi dükkânmda ihmal ve dikkatsizlik neticesi vanpın çıkarmak tan maznun Ligor. Rasid ve Yan'nin muhakemelerine dün Ağırcezada de vam edilmistir. Bundan evvelki celsede iddia maka mı. mütaleasını serdederek. Rasidle YaHinin sucta alâkaları görülmediğinden beraetîerini ve Ligorun tecziyesini is temişti. Dünkü celsede Ligorun gösterdiği iki müdafaa şahidi dinlenmistir. Bunlar dan Bahabeddin, Ligorla kahvede tavla oynadıklarını ve yangını gece gördük ler'ni, diğer şahid Nuri de. Ligorun gece eve saat on buçukta gelerek beraber yemek yediklerini söylemişlerdir. Muhakeme, karar için başka bir güne talik edilmistir. Bektaş hanının yıkılması meselesi Bir sabıkalı tutuldu Birkaç gün evvel meçhul bir yanke sici Sarıyerde ashabı emlâkten Yusu isminde birisinin cebinden 600 lira aşı rarak kaçmıştı. Yapılan tahkikatta bu nun sabıkalılardan Arnavud Mustafî olduğu anlaşılmış ve kendisi yakalan • mıştır. tktısad Fakültesîndeki münhal profesörlük Üniversite tktısad Fakültesinde profesör Röpke'den açık kalanprofesör lüğe davet olunan Avusturya sabık içtimaî yardım nazırı Dobretsberger ey lulün 15 inde şehrimize gelerek vazifesine başlıyacaktır. Eminönünde istimlâk edilen Bektaş hanının yıktırılması için talib çıkma dığmdan bu işi Belediye yapmağa karar vermişti. Fakat hanın bulunduğu saha dar olduğu gibi öhüne çekilecek tahta perde ile burası daha ziyade da Otel hırsızı ralacak ve molozunun naklinde müşküBir müddettenberi aranmakta olar lâta tesadüf edilecek olduğundan etrafındaki dükkânların da istimlâki bit Abdurrahman Ziya ismindeki sabıkal tikten sonra adanın olduğu gibi yıktı otel hırsızı Bursada yakalanarak şeh • rimize eetirilmistir. rılmasına k^arar verilmistir. Mekteb talebesini yaraladı Cumhuriyet Abone şeraiti :f Türkive Senelik Altı ayhk Üc avhk . Bit »vlık Nüshası 5 kuruştur. Dün, Kurtuluşta Rum mezarlığı civarında oturan seyyar sebzeci Salih, su yüzünden çıkan kavga neticesinde ayni Balıkpazarı caddesinde 66 numaralı semtte oturan Etem ısminde bir mekteb dükkânda sarraflık yapan Nesim Levi talebesini sopa ile başından yarala nin altın kaçakçılığı yaptığı haber alın mıştır. Yarah tedavi altına alınmış, Salih yakalanmıştır. mıs, Levi suç üstü yakalanmıştır. Suç üstü yakalanan altın kaçakçısı 1400 750 400 150 tcia Kr. 2700 Kr. • 1450 • • 800 » » Yoktur

Bu sayıdan diğer sayfalar: