CUMHURÎYET 1 Eylul 1938 t?' Çin hikâyesi Bir rahibenin izdivacı Hubej'de Şanyü isimli; genc yaşında şöhret kazanmış yüksek ruhlu bir âlim vardı.. Küçükken ona; fizyonomistlerden biri bir rahibe ile evleneceğini söylemişti: Ailesi bunu ciddî telâkki etmediler. Şanyü büyüyünce, ona iyi ve güzel bir zevce bulmağa teşebbüs ettiler, fakat muvaffak olamadılar. % Şen bir gün Huang Kang'da bulu nan büyük annesini ziyaret etmek istedi.. Yolda KuangŞan manastırı vardı. Orada çok güzel rahibeler bulunduğunu duymuştu. Onlan ziyaret etmeğe karar vererek manastırın merdivenlerini çıktı, hafifçe kapıya vurdu. Çok geçmeden kapı açıldı ve dört güzel rahibe tarafından içeri kabul edildi. Rahibelerin en küçüğü harika idi. Şanyü, kızın derhal cazibesine kapılmıştı, bir türlü gözlerini ondan ayr ramiyordu.. Bir aralık diğerleri çay hazırlamak için dışarı çıkülar. Şanyü bundan istifade e" derek kızın elini tuttu ve ismini sordu: Kız gülümsedi, kendi isminin Yünşi ve aile isminin de Şen olduğunu söyledi. Genc hayretle doğruldu: A!... Ne garib, dedi, benimki de P'an (1). Kız birşey söylemedi. Yüzü kızararak ö'nüne baktj. Biraz sonra da sessizce kalktı, ve gitti.. O sırada rahibeler ellerinde çay tepsileri ve meyvalarla geldilrr. Şanyü'ye ikram ettiler.. Fakat o, bunları görmüyordu bile. Yün'ü bir daha görememek en dişesile yanıyordu. Nihayet dayanama dı, kızın nerede olduğunu sordu. Rahi belerin büyüğü yabancılardan çekindiği için gelmek istemediğini söyledi. Bunun üzerine Şanyü müsaadelerini alarak gittnek istedi. Kapıda rahibeler: «Eğer Yün'ü tekrar görmek istergeniz yann geliniz.» dediler. di, rasladığı bir ihtiyara buradaki rahibelerin ne olduklarını sordu. İhtiyar, baş rahibe öldükten sonra kızlann dağıldıklannı anlattı. Yün hakkmdaki sualine de kızm şimal taraflannda oturduğunu söyledi. Şanyü sukutu hayalinin ıstırablarile mahzun ve müteessir evine döndü. An nesine kızın başka bir yere gittiğini söy ledi, fakat hakikati anlatmadı.. Bir sene sonra annesi akrabalannı zi yaretten dönüşünde bir handa geceli yordu. Komşu odada genc bir rahibe olduğunu öğrenerek beraber vakit geçir mek üzere kızı çağırdı. Kız ihtiyar kadr nın, Şanyü'nün annesi olduğunu anladı. Ona: « Oğlunuza bir kere sorun, orada benim P'on isminde bir yeğenim vardı. Ben burada çok fena sıkıntıdayım. Gelip beni kurtarsm.» dedî. Kadm eve gelince oğluna gördüklerini anlattı. Şanyü deli gibi annesinin ayaklanna kapandı: « Ah... Anneciğim!.. O P'an benim!» diye inledi. Kadm fena halde kızdı: « Ya... Demek sen bir rahibeyi seviyorsun, ve onunla evlenmek istiyorsun? bedbaht çocuk!.. Rahibe olan bir zevce ile akrabalannın yanma nasıl çıkmağa cesaret edeceksin?.» Şanyü, birşey söylemedi, ikinci inkisarı hayal onu mahvetmişti. Bu teessür onu günden güne eritiyordu.. O sene büyük annesinin ölümü dolayısile Şanyü'nün annesi Huang Kuang'a gitti. Dönüşünde akrabalarından birinin e vinde misafir kaldı. Orada 18 yaşlarında güzel ve sevimli bir kız gördü. Bunun oğlunun hastalığına bir deva olacağım düşündü ve bu kızın kim olduğunu sordu. İsminin Wans ve burada akrabalan olduğunu öğrendi. Akrabasına kızın Gece, sevgilisinin siyah gözlerini, parlak uzun saçlarını ve narin vücudünü dü kendisile beraber gitmesi ve bir müddet şünerek uyuyamadı. Ertesi gün erken kalması için rica etti, memnuniyetle kabul den manastıra koştu. Uç rahibe onu kar ettiler.. şılıyarak salona aldılar. Fakat Yün gene Iki gün sonra da Şanyü'nün annesi ortada yoktu.. güzel kızla beraber evine döndü. Oğluna, Rahibeler yemek yemesi için ısrar et getirdiği kızın gelip görmesi için haber tiler. Lâkin Şanyü kabul etmiyor, gitmek yolladıktan sonra kıza da dedi ki: « Sizi buraya niçin getirdiğimi biliiç;n müsaadelerini istiyordu. Kız, eğer biraz daha oturursa Yün'ün geleceğini yor musunuz? söylediler. Şanyü derhal razı oldu... « Evet, biliyorum. Fakat siz buraAkşam olmuş, pembe bir ışık odayı ya benim niçin geldiğimi tahmin edemezaydınlatmıştı. Kız hâlâ yoktu. Şanyü'nün siniz. Birkaç sene evvel P'an isminde bimüteessir hali rahibeleri de çok mütees rile nişanlı idim. Uzun bir zaman ondan sir etmişü. Onu neşelendirmek için nefis haber alamadım. Şimdi onu arıyacağım.. şarablar ikram ettiler ve onlar da beraber Eğer o kendisine başka bir arkadaş bul içmeğe başladılar. Şanyü dayanamadı, duysa sizin gelininiz olmağa razı olurum. Yün'ü çağırmalannı rica etti. Lâkin hâlâ yalnız yaşıyorsa o zaman sizi Büyük rahibe dışan çıkıp tekrar geri bir anne tanıyacağım ve hürmet edece döndü ve Yün'ün meydanda olmadığmı, ğim... galiba gelemiyeceğini söyledi. Şanyü îhtiyar kadın biraz hayret etti: müteessir olarak çıkıp gitti, birkaç gün « Tuhaf! dedi, evvelce de bir ramanastıra uğramadı. hibe P'an isminde birini sormuştu. Şimdi siz de ayni şahsı arıyorsunuz? Fakat gene dayanamıyarak manastmn Kız heyecan içinde bağırdı: yolunu tuttu. Kapıyı ortanca rahibe açtı. « Ya?.. Siz o ihtiyar kadm mısı Yün'ün orada olduğunu öğrenince içeri nız?. Öyle ise P'an nerede?» girdi. Ve krizantemlerle süslü küçük bir Kadm gülümsiyerek: salona götürüldü. Rahibe Yün'ü çağıra« Uzakta değil, dedi, burada! cağını söyliyerek dışan çıktı ve hemen O sırada kapı açıldı, P'an içeriye girkapıyı kilidledi. Genc o anda odada bir çığlık işitti, etrafına bakındı. İleride ken di.. Hayretten donakalmiştı.. Kara gözdisini tül pencere perdesi arkasma sakla lü sevgilisini tanıdı, çılgın gibi ona koş tu.. Annesi bu hazin kavuşma sahnesini jnağa çalışan Yün'ü gördü. Heyecan ve sevincle ona koştu. Elleri yaşlı gözlerle seyretti. Ve yavaşça oda ni tutmak istedi. Fakat kız onu iterek dan çıktı. Çeviren: geri çekildi. « Görüyorsunuz ya, sizin zevkiniz için arkadaşlanm beni tuzağa düşürdüler. Fakat tekrar gelirseniz kendi selâmetim için sizinle konuşmıyaeağım. Ben bu şekilde bir rahibe olmak istemem. Hergün sizin gibi centilmenlerle günümü beraber geçirmektense bütün hayatımı yalnız bir kimseye vakfetmek benim için daha hayırlıdır.» dedi. Şanyü ona, kendisini sevmesini ve karr sı clmasmı yalvardı. Kız dayanamadı: «Peki, dedi, arkadaşmız olacağım. Yalnız buradan çıkabilmem için üç yüz altm getirmeniz lâzım. Bunun için sizi üç sene bekiiyeceğim.» Genc razı oldu. O esnada diğer rahibeler içeri girdiler, hepsi beraber oturup şarab içtiler, eğlendiler. Şanyü memnun ve müsterih evine döndü. Birkaç gün sonra babasınm çok ağır hasta olduğu haberi geldi ve Hubey'e gitti.. Çok geçmeden babası öldü. Bir sene onun matemini tuttu. Böyle bir za manda annesine arzularını söylemezdi. Zaten annesi asabî bir kadındı. Şanyü sabretmeğe çalıştı, para biriktirmekte devam etti. Muamele ve istihlâk vergilerinin ilgasi istenîyor RADYO Afrikadaki otomobil ajanı aksamki program J ANKARA: 14,30 karışık plâk neşriyatı 14 50 plâkla Türk musikisi ve halk şarküarı 15,15 ajans haberleri 18,30 karışık plâk neşriyatı 19,15 Türk musikisi ve halk şarkıları (Makbule Çakar) 20 saat ayarı ve arabca neşriyat 20,15 radyofonik temsil (Genc ler grupu tarafmdan'» 21 havacılık haftası münasebetile konusma (Behçet Kemil Çağlar) 21,15 stüdyo salon orkestrası 22 ajans haberleri ve hava raporu 22,15 yarınki program ve son. İSTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 havadis 13,05 plâkla Türk musikisi 13,30 muhtelif plâk neşriyatı 14 son 18,30 dans musikLsi (plâk) 18,50 spor musahabeleri: Eşref Şefik 19,15 dans musikisi (plâk) 19,30 konferans: Havacılık haftası, Hava kurumu namma, Abidln Daver 19,55 Borsa haberleri 20 saat ayarı: Grenviç rasadhanesinden naklen, Belma ve arkadaslan tarafmdan Türk rmısikisi ve halk şarkıları 20,40 hava raporu 20,43 Ömer Rıza Doğrul tarafından arabca söylev 21 saat ayarı, orkestra 21,30 saz eserleri: Tamburî Refık Şemseddin ve arkadajları 22,10 ajans haberleri 22,20 orkestra konseri: Novotniden naklen, M. Kemal Akel idaresinde 22,50 son haberler ve ertesi günün programı 23 saat ayarı, son. ni, bu arada bazı kimselerin aldıkları müsaadeyi, ötekine berikine sattıklarını, buna karşı tedbir olarak, müsaadeyi alan kimselerin, kurulacak fabrikada yüzde yirmi beş nisbetinde hisse sahibi olmalan mecburiyetinin konulduğunu anlatmıştır. Bunun üzerine sanayicilerden bir zat, söz alarak, fabrikasını tevsi için evvelki kanunlara göre, sipariş ettiği makine lerin gümrüklerde bir takım formalitelere tâbi tutulduğundan şikâyet etmiş ve bunlarm önüne geçilmesini iste miştir. Heyeti umumiye de bu dileğe iştirak ettiğinden, keyfiyetin tetkiki kararlaşmıştır. Diğer bir sanayici, muamele vergisinin sanayiin inkişafma mâni olduğunu ileri sürerek, bu vaziyet dahilinde fabrikalarm kaçakçılığa başlıyacakları iddıasmda bulunmuştur. Sanayicilerden bir başkası, muamele vergisile beraber, istihlâk \wrgisinin de kaldırılması lüzumuna işaret etmiştir. Birçok sanayiciler de ayni fikirde ol duklarmı söylemiştir. Sanayi Umum müdürü, bu itirazlara cevab vererek, son zamanlarda hazinenin millî sanayiin inkişafı için üç bu çuk milyon lira vergi fedakârlığı yap tığını, bu fedakârlıklann şimdilik kâfi olduğunu söylemiş, maamafih imkân daıresinde kolayhklar gösterilmesine devam edileceğini vadetmiştir. Diğer bir sanayici, küçük sanayiin, büyük sanayie rekabet ettiği iddiasında bulunmuş, bir başka zat da ayni mev zua temas ederek çok tıcuza mal edilen dayamksız bir takım lâstik ayakkabıların büyük fabrikalarm sağlam mallarile ucuzluk bakımmdan rekabet etmelerini şikâyet vesilesi yapmıştır. Uzun münakaşalardan sonra, îedbirler almmak üzere lâstik ayakkabıları nın evsafı üzerinde tetkikat yapımasına karar verilmiştir. Sanayiciler, daha bazı dileklerde bulunmuşlardır. Bunlar ayn ayrı tesbit edilerek, haklarında kararlar verilecektir. Içtima, akşam geç vakte kadar de vam etmiştir. Sanayiciler, dün büyük bir toplantı yaptılar Genc Albert Matterstock bir gün işi gücü yüzüstü (Baftaraft 1 inci sahifedei bırakıp Avrupaya geldi ve seyyar tiyatro Reşad, izahatma devam ederek, fabrikalann tesis müsaadesi dolayısile, bir takım spekülâsyonlar meydana geldiği kumpanyalarından birine girdi Yabancı merkezlerden (orta dalga) müntehab parçalar Operalar ve 20 35 22 05 operetler Büvük konserler 21,15 21,15 Prag I: Dalibor (Smetana'nm). Roma I: Lorley (Catalani'nin). Albert Matterstock ve Hilde Krahl « Cennetteki temsil ! » filminde Berlinden yazılıyor: Amerikada olduğu gibi burada da bazı artistler çekirdekten san'atkâr olarak yetişme değildırler, hatta konservatuarda bile okumamışlar, talıh ve kaderin sevkıe, fakat ayni zamanda hududsuz istıdadarınm ve kudretlerinin sayesinde tiyatro ve sinema mümessilliği mevkiine yüksel mişlerdir. Meselâ bugün Almanyadaki artistler arasında vaktile doktorluk, kimyageriik etmiş, yahud ilâhiyat fakültesinde senelerce dirsek çürüttükten sonra bu mesleğe girmiş insanlar sayısızdır. îşte bunlardan biri de her an söhret ve muvaffakiyeti artmakta olan jönprömiye Albert Mat erstock'dur. Bu genc ve sempatik artist küçüktenberi sahne ve sinema aktörü olmağa heves etmiş olmasına rağmen babası bu işe katiyyen muvafakat göstermedi ve onu sıkı bir terbiye ve tahsile tâbi tutmak istediği için disiplini yüksek bir mektebe verdi. ,âkin Albert dikkatsizlıği ve tembelliği yüzünden hocalanna yaka silktirdi, bir müddet sonra da mektebden kapıdışarı edildi. Babası baktı ki oğlu okumıyacak.. ocuğunu o da evden koğdu. Bununla beraber gene onun hayatını uzaktan takib etmekten geri kalmadı. Albert Materstock o devre aid hatıralarını geçen erde şöyle anlattı: Böyle bir vaziyet neticesidir ki bir otomobil ajanı olarak Afrikaya ayak bastım. Bir müddet işleri gayet iyi idare ettim. Babam, sözünün yerine gelmiş olduğundan dolayı fevkalâde memnundu.. Heyhat, ne inkisarı hayal.. Bir an geldi ki dayanamadım, Afrikadaki ısi gücü bırakarak Avrupaya döndüm. Artık babamm üzerimde velâyet hakkı kalmamıştı. Çünkü rüşd yaşına ermiştim. İçlerine karışmak için can attığım artistlık âleminin kapılan bana ardına kadar açıktı. İlk zamanlar Afrikadaki halimi mumla ara dım. Çünkü seyyar bir kumpanya ile kasaba kasaba dolaşıyor ve ancak karnımı doyuracak kadar para kazanabiliyor dum. Bereket versin bu eziyete daha fazla katlanmaktan kurtuldum. Evvelâ Laypzig'deki «Eski tiyatro» da sonra da Hamburg'daki «Thalia» tiyatrosunda uzun müddetli angajmanlar buldum. Hamburg'da resmen jönprömiye sıfatını iktisab ettim. Sinemaya intisab ettiğim zaman ise o işteki tecrübesizliğime rağmen ilk defa çifte rol deruhde ettim. Bu eserin adı «Aşk memleketi» idi. Bir filim daha çevirdim. Üçüncü filim ise Villy Först'ün idare ettiği bir kordelâ idi. Görüyorsunuz ki bugünkü mevkiimi öyle kolayca ka zanmış değilim. Anlattıklarım pirinc üzerine bir kitab sahifesini dolduracak kadar yazı yazmak istemek kabilindendir. Teferruata girişecek olsam çektiğim sıkınti • ların fecaati karşısında hepiniz ağlarsı nız. Albert Matterstock son defa Ufa'nın «Cennetteki temsil» filminde baş erkek rolünü oynuyor. Bu eserde artist, tam asrımızdaki genclik tipini yaşatmaktadır. Fazla hassas olman>kla beraber, çahs kan, metin ve doğru sözlü.. Biraz da Amerikalı gencler gibi havaî.. Fakat bu havaî çocuk, bugün Alman filim âlerr:nin en mühım şahsiyeti!.. Hamburg: Beethoven'in eserleri. Laypzig: Handel ve Mozart'ın eserleri. 21,35 Breslav: Bach, Gabrieli. Haydn'in eserleri. 21,45 Sottens: Brahms ve Schubert'ın eserleri. 22,35 Bruno: Respighi'nin eserleri. 22 35 Lüksenburg: Weber ve Mozart'ıri eserleri. 22 45 Viyana: Brahms'ın birlnd senfonisi. 1,05 Doyçlandzender: Haydn, Brahms ve Çaykovski'nin eserleri (gramo fonla). Oda 19,30 21,15 musikileri Kolonya: Beethoven'in piyano parçaları. Konigsberg: Schubert, Schumann ve Brahms'ın eserleri. Yeni Eserler tdare Dahiliye Vekâleti tarafmdan neşre dılmekte olan bu mecmuanın 124 üncü numarası intişar etmiştir. îçinde, Vekil Şükrü Kayanm polis enstitüsü mezunlarına hitaben söylediği nutuk, tayin ler, takdirnameler, kanunlar, meclis tefsirleri, kararname ve nizamname ler, çalışma raporları, tamimler, tekaüd ve yetim ayhkları listesi vardır. Yeniden fabrika kuracak olanların müracaati Fabrikasını tevsi etmek istiyen ve yeniden fabrika kurmak istiyen sanayi ciler, İktısad Vekâletinden rnüsaade almağa ve 6 ay zarfında inşaata başlamağa mecbur tutulmuşlardı. Bu mecburiyet kararmdan evvel, müsaade müddeti üç sene olarak tesbit edilmişti. Bir kısım sanayiciler, yeni kararm evvelce inşaat müsaadesi alanlara da teşmil edilip edilmiyeceğini sormuşlardır. Sanayi Umum müdürlüğü, esasen adedi pek mahdud olan bu gibi sanayi cilerle ayrı ayrı temas ederek yeni ka rardan kendilerinin de istifadelerini temine çalışacaktır. Teşekkür İki yıldır hasta yatan eşim Bedriye andarm görülen lüzum üzerine yapı lan tehlikeli (dridöktömi) ameliyatmı çok büyük bir muvaffakiyetle başarıp onu ölümün kahhar pençesinden kurtaran Heybelinin genc ve zinde mütehassıslanndan Zühtü Ermana, güler yüz erile, iyi görüşlerile ün alan Başhekim Tevfik İsmail Gölçe, mütehassıs Fazıl Şerefeddin Bürge, yardımcı doktorlardan Veli, Vedad Şinasiye, yuvanın yorulmak bilmiyen şen hemşireleri olan Afet, Şerife, Huriye, Handan ve Mu affere alenen sonsuz saygı ve teşek kürlerimi sunarım. Beyoğlu 45 öğretmenlerinden Pertev Çandar Kadıköyünde ağır bir yaralama vak'ası f Newhaven kolejînde) Aradan uzun zaman geçti. Annesi ona bir hayat arkadaşı bulmak istedi, Şanyü , razı olmadı, büyük annesinin komşusu olan bir kıza söz verdiğini ve eğer mü saade ederse onunla evleneceğini anlat tı. Annesi razı oldu. Şanyü biriktirdiği paraları alarak Huang Keng'deki ma nastıra gitti. Fakat heyhat!. Eski ma ' astırın yerinde şimdi harab bir bina duuyordu. Şanyü şaşkın bir halde içeri gir Evvelki gece saat 23 te Kadıköyünde ağır bir yaralama hâdisesi olmuştur. Bahariye caddesinde Lemanın yaptır makta olduğu apartıman inşaatmda çalışan ustabaşı İsmail oğlu Osmanla ayM. N. ÖZERDİM ni yerde çalışan marangoz Hüseyin, bir Bir iki satırla (1) Çinde ayni isimde olan aile çocuk mesele yüzünden kavga etmişlerdir. Bir ları birbirlerini sevemezler ve evlenemez aralık fazla hiddetlenen Osman, bıça •^ Gary Cooper'le birlikte «Marco ler. Bunun için genc Şen ismini P'an yap ğmı çekerek Hüseyni ağır surette yaPolo'nun maceraları» filmini çevirmiş omıstır. ralamıştır. Hüseyin Nümune hastanesian Gigrid Gurie, Thocnas Stevvart is ne kaldırılmış, suçlu Osman da yakalanmini taşıyan kocasmdan boşanmak için mıştır. M ı » ı » mahkemeye müracaat etmiştir. Mahke meye verdiği istidada şu suretle idarei keVEFAT Trabzon tüccarmdan Faik ve Nihad lâm etmektedir: «Bizim izdivacunız ar Rüştü Bekir oğullarmm babaları Rüş kadaşçasma bir birleşme olmuştur. O zatü Bekir oğlu (Hacı Rüştü Hafız) rah mandanberi ancak kardeş gibi yaşıyor meti rahmana kavuşmuştur. duk. Geçen gün küçük bir sebeb dolayıCenazesi bugün saat on beşte Şişli ile Thomas bana iki tokat vurdu ve kaOsmanbeyde Rumeli caddesinde Afitab pıyı çarparak kapayıp gitti. apartımanından kaldırılarak namazı •^ Fransızlarm meşhur opereti «Bir Fatih camii şerifinde ikindi namazını öpücük!» filme çekılecektir. Başrolü müteakib kılınacak ve Edirnekapıdaki Lilian Harvey, yahud Martha Egmedfeni mahsusuna defnedilecektir. gerth'in oynıyacağı tahmin olunmakta dır. Haydar Rifatın •Jç Bu aym sonunda Fransızlar boğa eserlerinden döğüşlerine aid «documentaire» bir korAşk Peşinde 100 Kr. delâ yapacaklardır. Filim Marsilyada Karagömlekliler ihtilâli 100 çekilecek ve başrolü meşhur boğa döğüşEtrüsk Vazosu 20 çüsü Marquez oynıyacaktır. îlk Aşk 50 JC BaşrolleriniYvonne Printemps'le İliçin Ölümü 50 Pierre Fresney'in oynadıkları «Üç vals» Efendi île Uşak 40 filmine aid stüdyo faaliyetlerine başlanLoüdra Newhaven kolejinde tertib Vikontun Ölümü 30 olunan bir merasime Ana Kraliçe Mamıştır. İklimler 100 ri riyaset etmiş ve küçüklerin mükâ • f Fransız rejisörlerinden Raymond ^ Ölüler Evi 125 fatlarını bizzat tevzi etmiştir. Felsefe 35 Bernard'ın vücude getireceği «Aşk yaKüçük hikâyeler 100 rışı» filmine aid faaliyetlere ancak ikinMev'ud Toprak 125 citeşrinde başlanabilecektir. Stalin 150 jç Fransada içindeki bütün vak'alar Lenin Mezhebi 75 M. Turhan Tan açıkta geçen ve stüdyoda çevrilmiş hiçTarih Felsefesi 125 bir sahne bulunmıyan bir kordelâ vücuYeni çıktı Anarşizm 60 de getirilecektir. Eserin adı «İhtirassız Farmasonluk 100 " 50 kuruşa satıhyor „ cöy» dür. Acı bir ölüm Bursa Belediyesinde Nafıa Fen me muru emekli yarbay Hasan İzzet Yücesoy müptelâ olduğu hastalıktan kurtu amıyarak 58 yaşmda anî bir ölümle tstanbulda oğlu Cevad Yücesoyun nez dinde arsmızdan ebediyen ayrılmıştır. Müteveffa, gerek askerlik. gerekse Nafıadaki memuriyet hayatında dürüstlüğü, temiz kalbliliği ve vazifeşinaslığı le muhitine kendisini cok sevdirmiş bir şahsiyetti. Memleket, Bay îzzetin ve fatile kültive bir elemanım kaybetmiş bulunuyor. Cümlemiz bu acı ayrılma dan çok müteessir olup, refikasma, evlâdlarına ve bütün akrabalarına taziye ederiz. Yeni simalar Teşekkür Sevgili babam mütekaid miralay Şehab Artunun cenazesine seve seve ge len temiz yürekli, asil arkadaşlarma ayrı ayrı teşekür, rahatsızlığım basebile kabil olamadığmdan muhterem gazetenizin kalbimden kopan şükran borcu nu ödemeğe vasıta olmasını dilerim. Oğlu: Komiser Mszlum Artun TİYATROSU Nuri Genc ve arkadaşlan 2 eylul cuma akşamı Yenişehir Aile bahcesinde YILDIRIM Sabriye Tokses Tobis kumpanyasının filimlerinde saf ve masum kız rollerine çıkan Kristin Süderbaum. •^ «Yeraltı şimendiferi» filminin başrollerini Fransanın meşhur sahne artisti Andre Brule ile Albert Prejan ve Ginette Leclerc deruhde etmişlerdir. ERTUĞRUL SADt TEK Tivatrosu Bu gece (Heybeli) de Yarın (Bebek) bahcesinde KONTAK YAPTI vodvil 3 perde AVRUPA NOTLARI