CUMHURİYET 9 Asustos 1938 Futbol nizamnamemiz Yazan: NÜZHET ABBAS Türkspor kurumunun teşkilât ve umumî nizamlarını tesbit eden ve futbol da dahil olduğu halde bütün sporları çerçevesi içine alan nizamatı umumij esinden maada bir de futbol nizamnamc ve talimatnamesi olduğu malumumuzdur. Futbol nizamnamesi, kurum tarafından tasdik olunmak kayıd ve şartile futbol federasyonunca tanzim olunur. Üzerinde konuşmak istediğimiz mesele, federasvon nizamnamesmin, mü sabaka, ferdlerin hakları ve mücazat kısımlarıdır. Türkiye idman cemiyetleri ittifakmı istihlâf eden Türkspor kurumu; futbol federasyonunun futbol nizamnamesini henüz son şeklinde takrir ve tesbit etmiş değildir. Şimdilik vaziyet eski nizamnmae ve yeni talimatnamenin mezı cinden doğan hükümlerle tedvin olunmaktadır. Ve bizce bugünkü anlaşamamazlıklar da birçok yana bu bakımdan doğmaktadır. Futbol müsabaka nizamnamesini önümüzdeki ölü mevsimde tadil ve gelecek mevsim başından evvel çıkarmak; gelecek seneki futbol faaliyetimizi yoluna koymak bakımmdan, öyle inanıyorum ki, futbolumuza faydası dokunacak bir iştir. Futbol nizamnamesini tadil yolunda hiç şüphesiz ki en kestirmesi, eski tecrübelerden istifadedir. Şimdiye kadar elde edilen tecrübeler işin nerelerde aksadığmı bu işle yakından uğraşanlar nezdinde isbat etmiş bulunyoruz. Şu halde yapılacak iş, bir bakıma. bu tecrübelerden istifadeden ibaret kalıyor. İstemezdik ki nizamnameyi tadil işinde söze mücazat kısmından başlıyalım. Fakat ne yapalım ki hâdiseler, bizi. ükönce bu kısımla uğraşmağa madbur ediyor. Nizamnamemizin başlıca zayıf olduğu nokta oyundan hakem tarafından çıkarılan oyuncuların tecziyesi mese lesidir. Geçen senelerde ve Neomi Atamanm futbol mmtaka başkanlığına tesadüf eden mevsimde hakem tarafın dan oyundan çıkarılan oyuncunun müteakıb maça otomatikman iştirakten menedilmesi hakkında konan hüküm, 1 pekâlâ hatırlardadır ki çok iyi neticeler vermişti. Her ne sebebdense Necmi Atamandan sonra suya düşen bu kararın isabetsizliği pek aşikârdır. Nasıl aşikâr olmasm ki 12 marttanberi Alsancak takımmın yaptığı maçlarda ya her 3Cİ müdafiinin birden yahud bazan biri bazan diğeri, birkaç maç müstesna mütemadiyen ovundan çıkarıldığı hlade bu temadiyen oyundan çıkanldığı halde bu sallıya sallıya geldikleri ve gene geç,en maçta yaptıkları kabahatleri işlemek üzere ovnadıkları görülmüştür. Maksadımız Alsancak yahud şu veva bu kulübleri tenkid değildir. Ancak pek bat riz olarak nazan dikkatimizi celbettmi için burada zikretmiş bulunuyoruz. Bu gibi hâdiseler, yani ovuncularm işle dikleri kabahatlere mukabil cezasız kalmaları haddizatmda bir noksan ve di siplini kırmağa kâfi bir hareket tarzı ' oîmaktan maada hakemlerin işlerini de çok gücleştirmektedir. Gene bir misal olmak üzere arzedelim: Bundan bir buçuk ay evvelki b:r maçta bir kulübün oyuncusu, hasım takım oyuncularından birini kovalamış, hakem de hâdiseye seyirci kalmıştı. Yalnız bir teşkilât adamı olmak itibarüe değil, herhangi bir sporcunun sinirlerini bozacak kadar kötü olan bu hareket karşısmda hakeme bir ceza vermenin tam sırası geldiğine biz de kani olmuştuk. Ancak meseleyi hakem cephesinden inceleyince, hakemi de hareketinde mazur gösterecek noktalar bul duk. Çünkü müteaddid kabahatlerin den dolayı arka arkaya sekiz on maçtan çıkanldığı halde gene sahada görünen oyuncuların misali gözönünde dururken hakem: gevşeklik yahud va zifesini suiistimal bakımlarmdan hataIı bulmak epey güçtü. Maçtan çıkarılan oyuncuların tecziye olunmadıklarım ve olunmıyacaklarını bilen hakemi idarei maslahat yoluna saptıran âmil daha zivade arkasında kuvvet bulamamaktan doğan bir meseledir. Bu misalle de anlatmış oluyoruz ki nizamnamenin di siplini infaza ademi kifayesi, mahallî noksanlar tevlidile kalmıyor; daha büyük ve daha şümullü hâdiselerin önüne geçilememek gibi vaziyetlerin doğmasına da sebeb oluyor. Meveud nizamnamelerin noksanlarını tadad ve böylece bu yazıyı uzatmaktansa yeni ve muaddel nizamname hü kümleri hakkında düşüncelerimizi söy1 liyelim: 1 Şimdiye kadar aksaklıklar tevlid ettiği tecrübe ve hâdiselerle anlaşılrmş bütün eski maddeler tadil olunmah, verlerine yenileri konulmah ve ilâve olunmalıdır. Bunu da: a) Kurumda vazife alanlardan. b) Türk sporuna hizmeti geçmiş emektarlardan teşkil olunacak bir heyet marifetile vevahud bunlara müracaat ederek fikirlerini yazı ile almak suretile temin etmek kabildir. 2 A\Tupa ve bilhassa İngiltere, Fransa. Almanya ve İtalya gibi milletlerin nizamnamelerini tetkik ve bu nizamnamelerin uzun senelerin verdiği tecrübelere istinad eden hükümlerin den bize uygun olanlarını kabul suretile istifade de dörtbaşı mamur bir nizamname vücude getirmek işinde bize fevkalâde yardımı dokunacaktır. Esaslı bir futbol nizamnamesi vücude getirerek 19381939 futbol mevsimine bu nizamname ile başlamamn futbol di leklerimizin başmda gelmekte olduğunu söylerken bu işte Türkspor kurumuna bütün eski arkadaşları yardıma daveti bir vazife ve borc telâkki ederiz. Duymadıklarımız ve bilmediklerimiz 1 Kız mı, oğlan mı ? Doğacak çocu ğun kız mı, yoksa oğlan mı olacağmı evvelden tayin et mek merakı, ezeldenberi bütün in sanlarda vardır. Ço cuğun, ellerine verilen makineli oyuncaklerı, içindeki esrarlı âlemi keşfetmek sevda sile kırıp dökmelerinden farksız olan bu merak, yalnız anaya ve babaya de ğil, doktorlara da ârız olmuştur. Adem diyarından fani âleme doğru yol hazırlığına başlıyan bedbahtın cinsiyetin önceden tayin için çareler, usuller arar dururlar. Son günlerde Amerikalı iki alim, bu hususta hiç şaşmaz yepyeni bir usul bulmuşlar. Yüzde seksen beş nisbetin de muvaffakiyet şimdiden kaydedilmiş. Bunun yüzde yüze çıkacağı, hem de pek yakında, mutlak neticeler alınacağı şüphesizmiş. Bulunan usul hayli çapraşık. Lâboratuarlarda, tavşanlarla, farelerle kırk sekiz saat uğraşmak icab ediyor. Bu hay vanlara aşılar yapılıyor, guddeleri üzerinde mikroskopik muayeneler icra ediliyor, hormonlardan istidlâllerde bu lunuluyor, bir yığın hesablardan kitablardan sonra, çocuğun kız veya erkek olduğu, gün gibi aşikâr surette meydana çıkıyor. Âlâ amma, bütün bu çalışmalardan, didinmelerden, yorgunluklardan sonra ortaya çıkan neticeyi bir kelime ile hulâsa edebiliriz: «Hiç!>. Öyle ya, doğacak çocuğun cinsiyeti ni evvelinden keşfettık diyelim. Tabiate giydirdiğimiz bu külâhm bir faydası var mı? Tıpkı, oyuncağının içindeki makineyi görmek için onu paralıyan çocuk gibiyiz. Onun merakı da hiçle biter, bi zimki de. Mekteblere girme şarlları Nafıa teknik mektebi Mekteb, Beyazıddadır. Girme şartları: 1 Ortamektebi bitirmiş olmak. 2 En az 17, en çok 21 yaşında bulunrnak. 3 Riyaziye derslerinden iyi dereceyi kazanmış olmak. 4 Nüfus, tahsil vesikası, sıhhat raporu, ahlâk sahibi olduğuna göre resmî vesika, çiçek aşısı raporu. 5 Yedi tane 4,5 X 6 eb'admda fotoğrafla mektebe müracaat etarek lâ zımdır. Yukarıda yazılı şartları haiz olanlar arasında, cebir, aritmetik, musattah hendese ve türkçe derslerinden bir müsbaka imtihanı yapılır. Bu imtihanda muvaffaK olanlar mektebe kabul olunur. Tam devreli lise mezunlan imtihansız olarak birinci sınıfa alınırlar. Mektebde kayıd işlerine her yıl eylulün birinci günü başlanarak on beşinci günü nihayet verilir. Mektebden mezun olanlar birinci derecede ihtısas mektebi derecesinde tahsil görmüş sayılırlar. Askerlik ve bir memuriyete yerleşmek hususunda lise mezunu hakkından istifade ederler. KANSIZUK Nörasteni, zaflyet vc Chlorose bcnizsizlik icin yegânc deva kanl ilıya eden o ı n A n H17CPUÎ17MC Enmuntahipetıbba tarafından tertip edilmiştir. OlIVUr UL.O VlllIlıllıJ, Bolu Belediye Riyasetinden: Bolu Eelediyesinin 42271 lira 50 kuruşluk bedeli keşifli elektrik tesisa tmdan 13712 lira 50 kuruşluk kısmı kapalı zarf usulile münakasaya konulmuştur. İhalesi 22/8/938 pazartesi günü saat 15 te Bolu Belediye Encümeni huzurile yapılacaktır. İsteklilerin keşif bedelinin % 7,5 u olan 1028 lira 44 kuruş muvakkat teminat akçesini ve 2490 sayılı kanunun 10 uncu maidssinde yazılı olan lâ zım vesaiki ve teklif mektublarını ihale saatinden evvel Encümene vermeleri lâzımdır. Proje ve şartnameler Bolu Belediyesinden ve tstanbulda Galata Ase kurazione handa elektrik mühendisi Bay Hasan Hâlet Işıkpınardan alına bilir. (4691) sabah, öğle ve akşam her yemekten sonra muntazaman dişlerinizi fırçalayımz. Müdürlüğünden: Dolambaçlı arsa Emniyet Umum ve şerait dahilinde zabıta memurlan 1 Şartnamesinde yazılı evsaf için maakasket azı 3800, çoğu 4187 takım elbisenin yalnız kumaşı Umum Müsatışı yapanlar dürlükten verilmek ve diğer bütün levazımı müteahhide aid olmak üzere diMevkuf suçlu, işten haberi olmadığını söylüyor kim işi kapalı zarf usulile 16/8/938 tarihine musadif salı günü saat 15 te eksiltmiye konulmuştur. 2 Beher takım elbise ve kasket için 500 kuruş fiat tahmin edilmiştir. 3 Bu işe aid şartnameyi görmek ve almak istiyenlerin Emniyet Umum Müdürlüğü Satınalma Komisyonuna müracaatleri. 4 Eksiltmiye girmek istiyenlerin 1570 lira 13 kuruşluk teminat makbuz veya banka mektubunu muhtevi teklif mektublarını ve 2490 sayılı kanunun 2, 3 maddelerinde yazılı belgelerle birlikte eksiltme günü saat 14 e kadar Komisyona teslim etmeleri. c 2744» (4891) NÜZHET ABBAS Moda yarışları bu pazar başlıyor Bu seneki programa bir çok yeni müsabakalar ilâve edildi Sönük bir halde bulunan Moda ko yunda canlı bir spor varlığı kuran Moda Denizcilik kulübünün tertib ettiği ve her sene muntazam bır progTam altında tatbik sahasına koyduğu deniz yarışlan bu sene de önümüzdeki pazar günü yapılacaktır. Şehrimizin, deniz bayramı halinde icra edilen ve senenin en muazzam deniz hareketlerine sahne olan bu yarışların bu sene de muntazam bir şekilde tatbik edilebilmesi için seçilen bir komite bir ay danberi çalışarak yarışların programını hazırlamaktadır. Yarışların muntazam ve mükemmel bir şekilde icrası için lâzım olan bütün fennî vasıtalardan istifade edilmesi kararlaştırılmış ve yanş sahası şamandıralarla tahdid edilmiştir. Her sene büyük bir alâka ile takib edilen balıkçı sandalları, alamana ve kancabaş yarışlarile tahlisiye ve cankurtaran müsabakalan gen€ programa ithal edilmiştir. Bu sene aynca yüzme yarışlarınm da yapılması bilhassa kulübler arasında çok müsaid surette karşılanmıştır. Kulübler arasında bayanlar ve kıdemli kürekçilere aid olmak üzere yapılan skif müsabakası günün en iddialı karşılaşması olacak ve bu karşılaşmalara bellibaşh su sporları ( Felâketzedelere yardım j Kırşehirde zelzele felâketine uğrı yan yurddaşlarımıza yardım olmak üzere Kızılaya vaki teberrular devam ediyor. Bakırköy ikinci mekteb dördüncü smıf A şubesi talebeleri, muallimlerile birlıkte aralarmda 950 kuruş toplamışlar, bu parayı dün Kızılaya vermişlerdir. kulübleri olan Galatasaray, Güneş, Beykoz ve Fenerbahçe kürekçileri iştirak edeceklerdir. Denizcilik kulübünün en fazla ehemmiyet verdiği yelken yarışlarına kaydedilenlerin miktarı bütün tahminlerin üstüne çıkmıştır. Bilhassa büyük kotra müsabakalarındaki iddialı karşılaşmaların günün en enteresan numarasını teşkil edeceğı söylenmektedir. Saat 10,30 da başlanacak olan müsabakalara saat 12 de bir saat yemek fasılası verilecek ve tekrar başlıyan müsabakalar saat 18 de nihayetlenecektir. Müsabakalarda derece alan amatör sporculara kupa, profesyonellere nakdî mükâfat verilecektir. Geceleyin kulübün salonlarında tertib edilen balo ile deniz aayramı kapanacaktır. Diyerek konsola yaklaştı. Zeyneb, lâmbanın şişesini çıkarmı§, onun, fitili Ur tuşturmasını bekliyordu. Şefik, kibritin alevini lâmbaya tutar ken: Yıllardanberi şu hareketi yapmamıştım, dedi. Hangi hareketi? Petrol lâmbası yakmak hareketini. Yer yüzünde evleri elektrikle aydmlatılan memleketler mevcud olduğunu bili yor musunuz? Zeyneb, bu sözdeki alaycı mânaya gücenmedi. Lâmbanın şişesini tekrar yerine takarken, bir dizi inci gibi panldıyan dişlerinin güzel bir tebessümile cevab verdi: Beni bu kadar cahil zannetmeyin, Şefik Bey. Elektriğin ne olduğunu bilmiyor değilim. Tam bu esnada Sıdıka tejrze üe Raika Hanimefendi odaya girdiler. Ve gene o sırada doktor Şefik, Zeynebe şu cevabı vermekle meşguldü: Belki inannvyacaksınız ama, emin olun ki, buraya geldiğim gündenberi, insanm, çok zarurî zannettigi birçok ş€ylerden pekâlâ vazgeçebileccğini tecrübe Yirmi sene evvel ölmüş Ahmed adında birine aid olan yeni Hal civannda 11 ve 13 numaralı arsalan Ürküblü Mehmed namına çıkararak, Belediyeye 349 liraya satmaktan suçlu Anargiros, Eftalya ve Urgüblü Mehmedin dün asliye üçüncü cezada muhakemeleri vardı. Suçlulardan Urgüblü Mehmed mev kuf, diğerleri gayrimevkuftu. Dünkü celsede yalnız Urgüblü Mehmed bulunuyordu. Diğer iki suçluya tebligat yaMağazası Sirkeci No. 37 pılmamıştı. Çifte lemberek 1939 No. 0 Ha!k gramofonu Urgüblü Mehmed celsede bu arsala modeli Bır kuru uüta Taşra siparişi tediyeli olarak derhal gönde20 lira üç ,arkı çalar 35 lira r i , i r g a n d l k y e p Q s t a p a r a s ı a l ı n m a z . rın kendı namına çıkarılmasından kat'iy yen haberi olmadığını söyledıkten sonra Cevablı mektublara 6 kuruşluk pul ve siparişler için 5 lira gönderilmelidir. ctediki: « Beylerbeyinde sekizde bir nisseine sahıb olduğum bır dükkân vardır. Bir gün Anargirosa müracaat ederek bu 1 Urfa Memleket hastanesinin 938 malî yılı ihtiyacı için 1041 lira hissemi satmasını söyledim. Anargiros, 10 kuruş tahmin bedelli 67 kalem eczayi tıbbiye açık eksiltme yolile satın almmak üzere 16/7/938 tarihinden itibaren bir ay müddetle açık eksiltbenden bir fotoğrafla vekâletname için meye konulmuştur. icab eden şeyleri aldı, gitti. Bu arsalara 2 Bu işe düşen muvakkat teminat 78 lira 15 kuruştu.. aid zıyaından ikinci bir tapu senedinin 3 İhale: 15/8/938 tarihine tesadüf eden pazartesi günü saat 10 da çıkarılması için herhalde benim Anargi Urfa Vilâyet Daimî Encümenince yapılacaktır. rosa verdiğim bu fotoğraf kullanılmış İsteklilerin ihtiyaç listesini görmek üzere Urfa Vilâyet Daimî Encü tır. Benim hiçbir suçum yoktur.» menine ve İstanbul Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Müdürlüğüne, eksiltmeye girmek için de sözü geçen gün ve aatte teminatlarile birlikte Urfa Vilâyeti Neticede heyeti hâkime, gayrimevkuf Daimî Encümenine başvurmalan ilân »lunur. (4879) suçlulara tebligat yapılmasına karar vererek muhakemeyi başka bir güne talik etmiştir. Odeon Gramofonfarında Büyük Tenzilât NİHAD İŞİ K Urfa Vilâyeti Daimî Encümeninden: Bir plâj hırsızı Hamayaîr isminde gene bir plâj hırsızı yakalanmıştır. Hamayak birçok hırsızlıklarm suçlusudur ve hapisaneden bir müddet evvel çıkmıştır. 25 yaşlarmda ve biraz da yakışıklı olan plâj hırsızı, gözüne kestirdiği zengince kadın ve kızları plâja götürmekte, fırsattan istifade ederek çantalarındaki paraları aşırmaktadır. Hamayak, bazı plâj sahiblerile yüzleştirilmiş ve bunlar, Hamayak'm birlikte plâja getirdiği kadmların bilâhare paralarının aşırıldığı yolunda şikâyetlerde bulunduklarmı söylemişlerdir. ?ahkikata devam edilmektedir. Raika Hanımefendi, pencerenin yanındaki koltuğa doğru yürüdü, oturdu; ördüğü fanilâya devam etmeğe hazırlanırken sordu: Ne olmuş, Şefik? Şefik annesinin bu sualine cevab vermedi. Sıdıka Hanım, yanndan beklen miyen çevik adımlarla odanın içinde dolaşıyor, lâmbanın fanusunu yerin'e takı yor, dağınık ufaktefeği topluyor, perdeleri indiriyor, boş oturamıyan bir ev kadınına mahsus mütemadi hareket içinde gidip geliyordu. Raika Hanımefendi, sualinde ısrar etti: Ne diyordun Şefik? Nelerden vazgeçiyorsun ? Sayılır gibi değil ki, anne! Evvelâ, konfor dediğimiz şeylerden... Oto mobilden, telefonden, sinemadan... Radyodan, elektrikten... Dedikodudan... Her şeyden... Raika Hanımefendinin dudaklannda, müstetızi tarafı fazla, müsamahakâr bir tebessüm belitdi. Doktor Şefik, sözlerine kuvvet vermek istiyen geniş bir el hareketile, çepeçevre odayı gösterdi: Hoş vakit geçirmek, saz dinlemek ve eğlenmek istiyen sayın istanbul halkı birçok masraf ve vesaiti nakliye yorgunluğundan kurtuldu İstanbulun en yüksek ve havadar 3reri olan eski Düyunu Umumiye yeni Erkek Lisesi yanında Çifte Saraylar bahçesi, Dördüncü Vakıf han altuıdaki Borsa kıraathanesi sahibi tarafından pek büyük fedakârlıklarla açılmıştır. Bütün Boğazı, Halici ve Çamlıca tepelerine varmcıya kadar ayak altına alan bu bahçede asruı bütün icapları düşünülmüş, sıhhî bakımdan rüzgârlı zamanlarda muhafaza için camekânlar yaptırılmış, mutena çiçek tarhları, ağaçlar ve fıskiyeli havuzla süslenmiş olup her hafta salı günü akşamı memleketimizin güzide san'atkârı kemanî Cevdet Çala ve arkadaşlan bir musiki gecesi tertib etmiş ve 19 dan 24 e kadar mutena fasılları büyük bir zevkle dinleyeceklere bildirmekle şeref duyarız. nekadar sevimli. Burada kendimi öyle asüde, öyle müsterih görüyorum ki... Doktor Şefik, bu son cümleyi söylerken, gözlerile araştrdığı Zeynebin nazarlannda muınettar bir ifade sezmişti. Raika Hanımefendi, oğlunun sözlerini cevabsız bırakmak istemedi: İspata hacet yok, inanıyorum, dedi. Eskihisara geleli şöyle böyle üç hafta oldu... Hâlâ İstanbulun lâfını ettiğin yok... Sıdıka teyze lâfa kanştı: Köyümüzden sıkıldınız mı yokıa? Raika Hanımefendi, nazik bir mukabele ile: Hayır, dedi, ne münasebet! Sıkılmak mevzuubahs değil ama, bizkn küçük beyin zevklerindeki bu anî değişikliğe hayret ediyorum. Böyîe dedikten sanra, gene kızın oturduğu kanapenin koluna, ayak ayak üstüne koyup yerleşti. Raika Hanımefendi, sesinde hissedilir bir telâşla: Sen bu akşam çalışmıyor musun Şefik? diye sordu. Şefiğin dudaklan, çalışmağa pek iştihası olmadığını gösteren bir kıvrıntı ile büzüldü: Evet... Tabiî... Çalışacağım ama... Zeynebin sesi gene araya girdi: Bu ne bitmez çalışma, Şefik Bey. Sabahtanberi durmadan çalıştmız. Hem siz vcrdiğiniz sözü de unutuyorsunuz. Hani bu akşam bana dans dersi verecektiniz? Şefik, pürneş'e yerinden fırladı: Sahi, dedi, az kalsın unutuyor dum. Affedersiniz Zeyneb Hanım, dalgınlık! Çabuk, gramofonu! Raika Hanımefendi parmaklarını, şişlerin ucuna takılı örgünün üstüne, füturla bıraktı; bir an süren bu tevakkuftan sonra, eskisinden daha asabî hare * ketlerle işlemeğe başladı. (Arkası var) îçkisiz saz Büyük aşk romanı: II Nakleden: HAMD1 VAROĞLU Zeynebin kaşları, endişeye benzer bir mâna ile çatıldı: Ne demek istediğinizi anhyamadım, dedi. Yani, ömrünüzün sonuna kadar bu ıssız yerlerde oturmak niyetinde olmasanız gerek, demek istiyorum. Sanki bu dünyaya mensub değilmiş gibi yaşıyor sunuz. Bu yaşta!.. Zeyneb hafifçe gülümsedi; kaşlarını kaldırdı, gözlerinden, şimşek sür'atile bir şu'le geçti: Bu yaşta!.. Siz de annem gibi söylüyorsunuz.. Birkaç senedir o da bunu tutturdu. İkide birde yaşımdan bahseder. Bir aralık beni İstanbula, gece yatısı mektebine bile yollamağa kalktıydı. Ben gitmedim. Annemden ayrılamam... Kendimi bildiğim gündenberi bir dakika onsuz kalmadım. Annem gözümün önünden uzaklaşırsa ben bu aynlığa kabil değil tahammül edemem gibi geliyor. Evet amma, bir gün gelecek, evleneceksiniz. Zeyneb, gülerek, Şefiğin yüzüne baktı. Sanki pek ruhaf bir şey işitmişti. Bunu frmdiye kadar aklıma bile getirmedim, dedi. Sonra, bu «kıcı bahsî yanda kesmek ister gibi birdenbire ayağa kalktı, konsola doğru yürüdü: Artık lâmbayi yaksak fena olmıyacak, dedi, hava iyice karardı. Hakikaten odaya gece karanlığı dol muştu. Konsolun yanında duran gene kızm yüzü güclükle seçiliyordu. Zeyneb, sebebini bilmedigi, üzüntüye benzer bir his duyuyordu. Karanlık odanm havası, birdenbire bozulmuş, göğsü tazyik edecek kadar ağırlaşmış gibiydi. Doktor Şefik kibrit kutusunu çıkardı: Durun size yardım edeyim. Zeyneb, zihnbde bir hesab yapar gibi gozleri bir an daldıktan sonra: Uç hafta nekadar çabuk geçmiş, dedi. Daha dünmüş gibi geliyor bana... Şefik, annesine yan gözle bakarak şen bir kahkaha attı: Hay Allah razı olsun sizden, Zeyneb Hanım, dedi. Siz de olmasanız halim yaman. Bu üç haftanın kısalığını anİşte ispab, dedi. Bakın şu muhit neme anlatmak kabil olmıyacak. j