CUMHURÎYET 3 Haziran 1938 Faciadan sonra.. Ahmed Hidayet Son yaptığı ameliyatm muvaffakiyetle neticelenmesinin yuzüne verdiği aydmlık, göksüne üflediğı gururla tnuayene haneden içeri giren doktor Macid, pardösüsünü çıkanp beyaz gömleğini giymek isterken yuvarlak yüzlü, tombalak vü cudlü hasta bakıcı: Efendim, dedi, Cihangir Sağlık yurdundan telefon ettiler. Genc bir kıza otomobil çarpmış... Acele sizi istediler!. Macid, gömleğinin ku§ağ.nı bağlamakta devam ederek cfî\ab verdi: Şimdi burada süru ile hasta bek Iiyor, bir başkasını çağırsalar olmaz mıydı? Bilmem efendim..a Bana böyle söylediler... Doktor bir an durakladı, sonra: Kimmiş... İsmi ne imi§... Bir §ey behsettıler mi? Hayır efendim... , Anide deminki sükun<"t ve lâkaydisini terkeden genc adam gömleğini telâşla bir kenara fırlattı, bir takımı sabırsız, bir takımı da mütevekkil, intizar salonunda sıralanmış sayısız hastalann arasmdan bir rüzgâr hızile geçerek, kapının önünde bckliyen otomobıline atladı. Makine homurdanır, tekerlekler gıcırdar, camlar sarsıhrken Macidin gözünün önünde feci bir sahnenin teferruatı birer birer canlanmağa başlamıştı. Titriyen dudaklarının arasmdan hafifçe mırıldandı: Sakın o olmasm.. Nihayet bunu yaptı mı, zavallı kızcağız! Faize, dünkü buluşmalarında müthiş bir sinir buhranına kapılarak isyan etmiş: Artık tahammül edemiyeceğim, demişti, yeter... Bu işe bir nihayet vermeli... İşte gene gidiycrsun, ve beni ıshrablarımla yalnız başıma bırakıyorsun.. Halbuki sen evine döneceksin... Başka bir kadınla giile oynıya yemek yiyecek, sonra onunla çıkıp gezecek, eğleneceksin... Ah... Fakat, Faize biliyorsun ki... O kadın benim nıkâhlı karımdır... Sonra onunla benim aramda... Rica ederım gene ayni teraneyi tekrara yeltenme... Evet, guya onu sevmi yor, beni sever görlinüyorsun... Canım, seni sevmesem burada işim ne!... İşin mi ne... Böyle hem evliliğin rahatından, saadetinden, hem de başka bir kadınla gizli ge^irilen maceranın zevkinden hangi erkek hoşlanmaz... Bense, bütün hayatımı, mevcudiyetimi sana verdım... Dikkat et Macid... Çoktanberi söylediğimi bana yaptıracaksın!.. H a . . . Gene tehdid başladı!.. Hayır, tehd;d değil.. Sabrım, iradem tükendi artık.. Bu hayata tahammül etmeğe cesaretim kalmadı.. Eğer ilk defa buluştuğumuz gün vadettığin gibi karın dan ayrılmağa karar vermezsen... Lâkin yavrum, bu bir çılgınlık o lur... Mesele sade bir aıle işi değil ki... Ayni zamanda mesleğim, şöhretim de mevzuubahs... O halde bunun, bana istediğini istediğini yapmakta serbcstsin, demekten başka manası yok... Kat'iyen öyle değil, yavrum... Bu, Faizenin ilk tehdldi olmadığı için doktor Macid işe fdzla ehemmiyet ver memiş: Birkaç gün dinlen, sinirlerin yatışsın, o zaman gelırım! Diye kapıyı çekip gitmişti. Aman yarabbi!.. Ya, hakikaten biçare kız dedi ğini yaptıysa!.. Asistan Şakir, doktorun fazla telâş ve heyecanı karşısında büyük bir hayrete düştü. Onda sanki ilk teşrihhaneye giren bir Tıb talebesi hali vardı: Üstad, dedi, sizi nafile yorduk buraya kadar... Kabınenizde bulamaymca operatör Bekire tekfon ettik. Ameliyatı o yaptı... Affedersiniz... Kızcağızın vaziyeti pek tehlikeliydi... Acele bir müdahaleye lüzum vardı. Macid, delikanlınm sözlerini yarı uykuda imiş gibi derin bir uğulhı içerisinde işitebiliyordu. Kimmiş... Ismi ne kniş biliyor musunuz?.. Üstad, tabiî kendİM lâkırdı etmek Amerikadaki feci haydudluk vak'ası Zengin avukatın oğlunu nasıl dağa kaldırdılar RADVO Yıldızlar hangi kokuları severler? Irene Dunne diyor ki: «Bir çiçek bazan gözönünde bir memleketi baştanbaşa canlandırır.» Amenkanın en büyük sinema mecmualarından biri yıldızların hangi kokulardan hoşlanmakta olduklarına ve hangi çiçekleri sevdiklerine dair geniş bir anket açmıştır. Bu ankete meşhur artistlerden bir kısmınm verdıkleri cevabı hulâsaten naklediyoruz. «Havahm sana feda!» filminin kah ramanı Irene Dunne şu beyanatta bulunmuştur: Orkideden baska hiçbir çiçeğin tuvalet masamda yeri yoktur. Bu çiçeğin kokusu benim icin adeta hayatın ta kendisi ve uğur saydığım birseydir. Bakınız niçin? Biraz maziye doğru uzanmama, tıvatro san'atkârhğına ilk başladığım za manları hatırlamama müsaade ediniz. O vakit henüz genc bir kızdım. Çalışmanm ve mücadele etmenin pek kolay olduğunu zannediyordum. İlk defa Nevyork tiyatrolarından birinin sahnesinde boy gös terdiğim zaman adeta heyecandan ölü yorum, zannettim. Boğazım kurudu, ellerim ayaklarım titredi, bütün vücudüm buz kesildi. Ağzımdan güzel bir nağme değil ya, tek bir söz bile çıkacağından süpheliydım. Birden burnum çok güzel bir koku almağa basladı. Bu fevkalâde Kayseri Atlıspor Ocağımn gezisi ten âcız... Fakat zabıta memurlarının çantasında buldukları bir mektub zarfına göre... Çabuk söyle Şakir... Amerikada ço Bir tanıdığınız... Akrabanız olma cuk kaçırma vak smdan mı şüphelenıyorsunuz üstad... alarmm tekrar baş Rıca ederım Şakir... ladığını ve bir avu Affedersiniz hocam.. Söyliyeyim.. katın bir müddet Uzüntülü ve mustanb halıniz beni büs evvel çalınan çocubütün şaşırttı da ismirii hatırlamakta güc ğunun denizde ölü lük çekiyorum... Şey... Yattığı odayı si olarak bulunduğu nu birkaç gün evze göstereyim daha iyi... vel telgraf haberi Asistan önde, profesör arkada merdiolarak yazmıştık. venleri dörder dörder çıktılar... 9 nu Dünkü posta ile ge maranın önünde bir an durduktan sonra len Avrupa gazete Peter Levin ikisi de rüzgâr gibi içeri girdiler. Yaralı lerinde. bu cinayete dair verilen tafsi nın başucunda oturan hasta bakıcı bu çıl lâta göre, avukat Levin'in 12 yaşmdaki gmca hücum karşısında birden olduğu oğlu Pefer Levin, 24 subatta kaçırıl yerde sıçradı. Mac:d, yasrığm üzerindeki mıştır. İlkönce, çocuğun kaybolması solgun ve sarı yüzü görünce: kendiliğinden bir yere savuşmak şeklinde tahmin edilmişse de işe el koyan Oh... dedi, o değilmiş!.. Hasta bakıcı hâU kendini toplıyama zabıta. küçük Peter'in işitilmemiş derecede cür'etkârane bir haydudlukla kamış, şaşkm şaşkm bakıyordu. Asistan: çınldığını tesbit etmiştir. Gördünüz mü hocam boş yere telâş Kaçırma vak'ası. çocuğun mektebden ettiniz! dedi. cıktığı sırada olmuş ve Peter'in arka Profesör Macid, mahçub ve pişman bir daşlarından hiçbirisi hâdisenin farkına halde, soğukkanlılığını iadeye çahşarak: varamamıştır. Sizi de korkuttum, diye cevab verVaziyet böylece tesbit edildikten sondi, akrabamdan biri zannetmiştim de... ra. avukat Levin, çocuğile temasa ge Neyse, yaralının vaziyetınde bir tehlike çebilmek için her çareye bas vurmuş, kalmadı değil mi? Ben, gidebilirm o hal gazetelerle, radyo ile. sinema ile ilânlar de!.. yaparak, çocuğunu çalan havdudlara ceza verdirmiveceğini vadetmiş, fakat Güle güle hocam!.. bütün gayTetleri boşa çıkmıştır. *** Biçare baba, bütün servetini vadettiAkşam üstü, saat yedide, Faize için ği, havdudlara yüz defa randevu verdituttuğu apartımanın kapısını tıpkı gün düz hastaneye gittiği zamanki kadar bir ği halde, hiçbir şeye muvaffak olama mıştır. heyecanla çalan Macid, sevgilisini hakiMaamafih, arasıra, çocuk hırsızlarınkaten ölümden kurtulup tekrar kendisine dan haberler ve bu haberlerle beraber, gelmiş gibi müthiş bir sevincle kucaklıya oğlundan da mektub almıştır. Haydudcağını düşünüyor ve ona tebşir edeceği lar. avukattan evvelâ elli bin dolar, sontatlı habere aıd sözleri zihninde tekrarlı ra otuz bin dolar istemişlerdir. yordu. 2 Martta, küçük Peter, babasına yaz Yavrucuğum... Bugün cereyan e dığı mektubda: cParalan çabuk ver, den facia bana büyük bir ders verdi. Ken baba... Çabuk ol...» diyordu. 14 mayısta, gene kayıb çocuğun el dini otomobilin altıua atan biçarenin sen yazısile yazılmış bir iki kelimelik bir olmaklığm ihtimali beni adeta çıldırtıyordu. Beni sevdiğin kadar, belki daha faz mektub. bir sişe icinde olduğu halde delasile ben de seni seviyormuşum. Fakat o niz kenarında ele gecirilmisti. Bunda da. zavallı Peter: «îmdad! Havdudlarm sakin muhabbeti şahlandırmak için böyle vanında mahpusum!> diye yalvarıyorbir hadise lâzımmış meğer... îstediğini du. yapmağa kat'iyetle azmettim: Karımdan Bu son yazıdan sonra bir daha haberi ayrılacağım... Ebediyen birbirimizin ola alınamıyan vavrucak, nihayet mavısm cağız!.. otuzuncu günü, bir eli, bir avağı ve yüKanad açıldığı vakit hizmetçinin ba zü balıklar tarafından didiklenmis bir k:şları bulanık, yüzü karma karışıktı. halde bulunmuştur. Cesedin üç haftadan fazla denizde kaldığı anlasılmıştır. Doktor: Ne oldu, ne var... Hanımın başına bir felâket mi geldi? Galatasaraylıların pilâvı Diye nefes nefese sordu. lhtiyar kafilme alınacak dın sendeliyerek falona kadar yürüdü. Galatasaray lisesinde okuyanlarm, Masanın üzerinde duran bir mektubu gösher sene haziranın ilk pazar günü mektererek: tebde tertib edilen bir pilâv ziyafetin Hanım eşyasım alıp gitti, bunu da de beraberce yemek yedikleri ve mek size bıraktı!.. teb hatıralarını ihya ettikleri malum Cevabını verdi. Profesör, zarfı parça dur. larcasına yırttı. SatTİara başı dönerek göz Önümüzdeki 5 haziran pazar günü gezdirdi: pilâv günüdür. Her sene olduğu gibi, bu pazar günü de bütün Galatasaraylılar. «Sevgili Macid, «Sana dünkü yaptığım sahneyi affet... genclik hatıralanmn kaynaştığı bu yükSonra kendi kendiıre uzun uzadıya dü sek irfan çatısının altmda toplanacak şündüğüm vakit budalalık ettiğimi pek iyi lardır. Galatasaraylılar cemiyeti idare he anladım... Bir takım romantik fikirlerle yeti, bu seneki pilâvm hatırası olmak aylardanberi seni üzdüm, kendimi de harab ettim... Fakat şu dakikada artık o üzere 500 metrelik bir filim yaptırmağa karar vermiş, bunun icin icab eden terçeşid çocukluklardan tamamile kurtulmuş tibatı almıştır. Bu münasebetle idare biı vaziyetteyim. Aileni, şöhretini, içtimaî heyeti, İstanbuldaki bütün Galatasa mevkiini benim için feda etmeni senden raylıları pilâva davet etmektedir. Her istemek, ne hodbinlik... Şimdiye kadar yaştaki Galatasaraylıların mekteb ha benim için yaptığın fedakârhklara bin te vatmı gösterecek olan bu fılim, her sekkür... Beni bir daha göremiyeceksin... halde enteresan olacaktır. Insanın başka birine tabi yaşamaktansa kendi emeğile hürriyet ve serbestisine saGüzel bir feragat hib bir ömür geçirmesinin bugünkü kadıBursa (Hususî) Bursa Posta. Telnın zihniyet \e hüviyetine daha uygun o graf idaresi muhabere memurlarından lacağına kani oldum... Memleketin en Şekib Gürkan, Sara isminde bir Musevi ücra bir köşesinde müte\aziane çalışmak kızım dövmüş ve kendisine hakarette bulunmuştur. Saranın babası velâyet fikrindejim... Allaha ısmarladık!» hakkma dayanarak suçlunun Tayyare Ahmed Hidayet cemiyetine beş lira yatırmasım taah hüd ettiği takdirde davasmdan vazge Mes'ud bir evlenme çeceğini bildirmistir. Suçlu bu taahhüTemyiz mahkemesi üçüncü ceza dai dü kabul etmiş, Saranın babası da daresi reisi Mecdi Beğdeşin kızı Neyre ile vasından vazgeçmiştir. Mahmud Dolunaym oğlu dış tabibi Nesib Dolunayın evlenme merasimi An Yakalanan eroinciler karada Karpiç salonunda birçok yük Süleymanivede Dökmecilerde 52 nusek zevatın huzurunda dün yapılmıştır. maralı evde oturan marangoz Ahmedle Yeni evlilere saadetler dileriz. eve misafır gelen Halid ve Battal İrak, eroin satarlarken yakalanmışlardır. Üzerlerinde bulunan iki paket eroin musadere edilmiştir. akşamki programj ANKARA: 12,30 karışık plâk neşriyatı 12,50 plâk: Türk musiklsi ve halk şarkıları 13,15 dahilî ve haricî haberler 18,30 plâkla dans muslklsi 19,15 Turk musikLsı ve halk şarkıları (Hikmet Rıza ve arkadaşları) 20 saat ayarı ve arabca neşrlyat 20,15 Turk musikısi ve halk şarkılan (Handan ve arkadaşları) 21 saksofon solo: Nıhad Esengin, piyanoda Marsel Bı 21.15 karışık plâk neşrıyatı 22 ajans haberleri 22.15 yarmki program ve İstlklâl marşı. ISTANBUL: 12,30 pJâkla Türk musikisi 12,50 havadis 13,05 plâkla Türk musikisi 13,30 muhtelif plâk neşriyatı 14 son 18 30 plâkla dans musikisi 18,45 Kızılay haf tası: Konferans: Doktor Kâzım Ismail (Barışta Kızılay) 19 plâkla dans musikisi 19,15 Konferans: All Kâmi Akyüz (Çocuk terbiyesi) 19,55 borsa haberleri 20 Muzaffer Ilkar ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları 20.45 hava raporu 20,48 Ömer Rıza tarafından arabca söylev 21 Müzeyyen ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk çarküarı, saat ayarı 21,45 orkestra 22,15 ajans haberleri 22.30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 22,50 son haberler ve ertesı gunun programı 23 son. Yabancı merkezlerden müntehab parçalar Operalar Irene Dunne müş. Bu suretle leylâklarla ilk aşkını da yad ediyormuş. Loretta Young ise inci çiçeğine bayılmaktadır. llkbahan ve Rencliği inci çiçeğinden daha kuvvetli temsil eden hiçbir şey yokmuş. Carole Lombard'ın sevgili çiçeği d« menekşedir. İhtimal kendi azameti kar şısında onu çok mütevazı bulduğu için pek hoşuna gitmis olacak. Miriam Hopkins, malum ya, yıldızların arasında en züppe Reçinenlerden biridir. O, çiçek kokusunu değil, kimyevî formüllerle hazırlanmış rayihalardan daha ziyade hoşlanıyormus.. Marlene'ye gelince o, lâvanta çiçeğile mina çiçeği ko kusile mest olurmuş. Affeder amma, Marlene galiba ihtiyarlamağa başladı. Çünkü bunları bizim büyük annelerimiz severlerdi. Claudette Colbert gülerek: Bazı kadınlar demiş, tercih ettiği kokuyu tahlil edemez, söyliyemez. Ben de onlardanım. Ginger Rogers şu cevabı vermiş: Sevdiğim koku, ıslak ot kokusu dur! •'•"' ' • 21 21,25 Büyük konserler Budapeşte: Valküre (Vagner'in). 2 ncı ve üçuncü perdeler. Bükreş: Don Paskale (Donizettlnin). 20,15 Berlin: Mozart'ın eserleri. 20,15 Münih: Muhtelıf parçalar. 21,05 Berlin: Berlioz'un hayatı ve eser~ leri. 21,05 Layipzig: Muhte,lif parçalar. 21,35 Paris (P. T. T.): Senfonik konser. 21,50 Stuttgart: Bruckner'in 8 inci senfonisı. 22,05 Münih: 18 inci asırda saray musikisi. Oda musikileri Frankîurt: Şchubert (Kentet A =ı dur). 23,05 Beromünster: Muhtelif parçalar. 23,35 Doyçlandzender: Schaub'un eserleri. 21,35 Askeri bandolar Sarkt konser leri 21,05 Saarbrucken: Muhtelif havalar. 21,20 Doyçlandzender: Nefesli sazlar orkestrası. 2105 Layipzig: Hilde Clairfried (Sop rano), Heinrlch Tessmer (Tenor). Ne Sportmen halk kızını gördünüz mü? güzel cevab vermiş! Üç talebenin haydudluğu Bir iki satırla •Jc Sinema şirketleri bazı filimlerin ricî sahnelerini almak için icab eden yere kadar artistleri ve fotoğrafçıları göndermek zahmetine katlanmazlar da daha masraflı olduğu halde o haricî sahneleri stüdyoda vücude getirmeği tercih edsrler. Son defa «Maltızın evi» ismindeki filim için de Fransızlar Saint Maurice stüdyosunda bir Tunus kasabasını bü tün teferruatile yeniden inşa etmişlerdir. Dığer taraftan oranın evvelce alınmış panoraması büyük aynalara aksettirilerek bu manzara vücude getirilen tesisatla kaNorma Schearer rıştırılmıştır. Heyeti umumiyesinin beyaz bir orkide rayihasıydı. O gündenberi or perdedeki aksi manzaraların oraya gidikideyi bir arkadaş, bir kardeş gibi sev lerek çekildiği hissini verecek kadar hameğe basladım. Çünkü o kokunun verdiği kıkî olmustur. cesaretle derhal kendimi toplayıp var •^T 1938 senesi îçüı Paris güzeli seçikuvvetimle sarkı söylemese baslamıştım. len sarışın Liliane Gills esasen bir müzik Maamafih sinirlerimize derin surette hol artisti idi. Paris güzeli seçildikten nüfuz etmek hassası sade orkidede değil, sonra sinemaya da intisab etmiş ve «Sübütün iççek kokulannda mevcuddur. Oy vari müfrezesinden biri» filminde mühim le ki, bazan bir cicek insanın gözünün ö bir rc>l deruhde etmiştir. Bu kordelânın nünde baştan basa bir memlekoti canlan başmümessilleri Suzanne Dehelly ve dırır. Bir diğeri zihninizin kanadlanma Duvalles idi. Liliane Gills oradaki genc sına sebebiyet verir, önünüzde nihayetsiz nisanlı rolünü kendisine az bulmakta: bir ilham membaı acar. Güzel bir koku İnşallah diğer filimlerimde daha muhakkak ki, âsabımızın gerginliğini iza büyük vazifeler deruhde edeceğim! de le eder, keyfimizi yerine getirir, hissimizi mektedir. inceltir ve bizde güzelliğe karşı bir işti •Jc Joan Cravford çevirmekte olduğu yak uyandınr. «Sadakat» filmini bitirmiştir. Bir müddet Romeo ve Juliette'in mümessili en zi için sinema hayatmdan çekilecek ve hayade levlâklan sevmektedir. Çünkü ley yatını sahneye hasredecektir. lâklar ona, vatanı Kanada'yı hatırlat •^•Johann Strauss'la dansöz Carlottanın maktadır. Doğup büyüdüğü evin bahcesi askını tas\ır eden «Büyük vals» kordelâbaştan başa bu çiçeklerle dolu imiş. Hat sınm çevrilmesine başlanmıştır. Bu kor ta ilk sevgilisinin de kendisine kalbini aç delâda başrolleri Fernand Gravey, Loumağa cesaret edemiyerek kapısının önün ise Reiner ve Macar artisti Milija Korjus de onunla niyet tutarak gezindiğini gör oynamaktadırlar. ) Hâdise, İzmirde büyük bir nefret uyandırdı haîz.mir (Hususî) Kültür lisesinde miidür Haydar Candarlıya karşı 3 talebe tarafından yapıldığını bildirdiğim taban ca ve bıçakla tehdid, burada büyük bir nefret ve teessürle karşılanmıştır. Vak'ayı müteakıb kaçan üç kahraman, zabıtanın taharriyat: neticesinde, Bucaya civar bağlar içinde yakalanmıştır. Hepsi de vak'ayı tevil eylemek istemektedirler. Fakat hadise, evvelce bildirdiğim §e kilde geçmiştir. Nitekim Bucada Cemal namında bir zatın evinde oturan ve mektebe niharî devam eden vak'a kahramanlarından Zeki Asinin o gün müdüre tevcih ettiği tabancanın, ev sahibine aid olduğu ve tabancayı o gün evden almış bulunduğu da tesbit eailmiştir. Zeki Manisalıdır. Diğerleri Burdurun Tefenni ka zasından Nuri oğlu Ahmed ile Manisanm Said Hoca mahallesinden Fethi oğlu Sabahaddin Turgazdır. Bunların ikisi tabancalı, birisi bıçakh olarak içeriye girince, müdür Haydar vaziyeti kavrıyarak, nedir bu hal? diye sormu§, onlar da: Son sınıfa geçtiğimize dair tasdikname istemeğe geldık. Cevabı ile söze başlamışlardır. Müdür kendilerine nasihat edecek olmuş, onlar büsbütün şımarmışlar, müdürü tahkir et mişler: Çok lâfa lüzum yok. Halid ve Esadı buraya muallim getirenin hali bu olur. Yarın akşama kadar tasdiknameleri isteriz. Eğer tasdiknameleri vermez, bizi zabıtaya haber verirsen seni, çoluk çocuğunu öldüreceğiz. Yarın bir arkadaşımız gelecek, tasdiknameyi senden alacaktır. DemıMerdir. r YENİ ÇIKTI: Kemalizm inkılâbının prensipleri Yazan: SAFFET ENGİN Ağustosa kadar 1 10 gün lüks vapurla Akdenizde J/.mır, Pıre, Korfo, Saranta, Valona, Draç, Kotor, Dalmaçya, Dübrovnık, ispilit, Venedık, Trıeste NATTA'nm YAZ SEYEHATi 16 Temmuzdan 20 Mönıh. Kolonya, Berlin, Prag. Viyana, Peşte, Bflkreş ( Ren nehrinde bir günlük vapur gezintisi ) •H Kiralık Sinema • Akşehir Bankasından : Akşehirde Banka binası ittisa linde bulunan ve her türlü konfor ve tesisatı havi olan Asrî Sinema binası kiraya verileceğinden talib olanların Akşehir Bankasına müracaatleri ilân olunur. SAHİR OPERETİ Halk Temsilleri 4, 5 haziran cumartesi, pazar Şehremini İnşirah bahçesinde 6 hazi'an pazartesi Beşıktaş Suad Parkta, temsillerden evvel Sahir caz konseri. 222 33 gün tren ve otokarla avrupada Köstence, Varna, Burgaz gün Karadeniz plâjlarında Kayseri (Hususî) Kayseri Atlıspor Ocağı, haziranın ilk haftasında 300 kilometroluk bir mesafe dahilinde bir yürüyüşe çıkacaktır. Bu seyahat Nığdeye kadar deyam edecek ve Erciyesin Teker yaylasma da çıkılacaktır. Gönderdiğim resim Ocak azalarını bir gezi esnasında göstermektedir. Her kitabcıda arayınız 35 GUN Müracaat: Izmirden gelecekler limanlarından vapura binebilirler. Vapurlar birinci Oteller birinci NATTA A c e n t a l ı ğ l Trenler hırııu'i Galatasaray, Tel. 44914 290 lira