3 Haziran 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

3 Haziran 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 Haziran 1938 CUMHURIYET SON Büyük davalar Çekoslovakya ve Südet Almanları Alman matbuatı şiddetli Hükumet, mütemadiyen artmakta olan nakil neşriyata devam ediyor vasıtaları kazalarının önüne geçmek için Berlin 2 Siyasî mahfiller, ekalli yetler statüsü hakkında Prag hükumeMeclise mühim bîr lâyiha verdi tince derpiş edilen tasavvurlarm Südet Ankara 2 (Telefonla) Yollarda seyrüseferin tanzimi ve yolların muhafazasının temini hakkında mühim hükümleri ihtiva eden bir kanun lâyihası bugün Meclise verildi. Bütün kara yollannda seyrüseferin selâmet ve intizamla cereya nını temin için gerek yayalar, gerek bü tün nakil vasıtaları bu kanunda yazılı esaslara ve bu kanuna müsteniden yapı lacak nizamname ve talimatnamelere göre hareket etmekle mükellef tutulmakta dır. Lâyihadaki esaslara göre yollarda viraj, meyil, yolun genişliği veya darlığı gözönünde tutularak nakil vasıtalannm en çok yapacakları saat dereceleri ve yollarla köprülerde ve bütün inşaatı sınaiyenin hangi ağırlıktaki nakil vasıtalarına mütehammil olacağı tesbit edilecek, bunlan gösteren işaretler ve beynelmilel seyriisefer işaretleri bütün yollara aidiyetine göre belediye veya vilâyetlerce konulacaktır. Umuma mahsus yerlerde seyrüsefer eden yük ve binek araba ve hayvanları ve otomobil, otobüs, bisiklet, kamyon ve emsali bütün nakil vasıtalannm fennî ve hususî şartlara uygun olduğu tetkik ve azamî haddi istiabisi ve tahammül dereceleri tesbit olunarak işlemeleri ruhsata bağlanmadıkça seyrüseferlerine müsaade edilmiyecektir. Motörlü nakil vasıtaları sahibleri vası talarile ika olunan her türlü zararlardan mes'uldürler. Mutazarrırın hatası veya esbabı mücbirenin vücudü ispat edilirse nakil vasıtası sahibi beri olacaktır. Motörlü, motörsüz nakil vasıtası kul lananlar bir kazaya sebebiyet verdikleri takdirde derhal kazazedeye yardım et meğe ve vak'ayı hemen en yakın zabıta ve belediye mevkiine haber vermeğe mecburdurlar. Bir nakil vasıtasını, hırsızlık kasdi bulunsun bulunmasın, her ne sebeble ve suretle olursa olsun sahibinin malumatı olmaksızın alıp kullanmak yasak edilecektir. Binek nakil vasıtalannı kullananlar yolculann istediği yere gitmeğe ve kendilerini emin bir surette götürmeğe mecburdurlar. Hususî surette kiralanan vesait herhangi bir maksadla olursa olsun bu emniyeti suiistimal edenler veya yolcula nn istekleri haricinde istikamet takib e denler bu hareketlerinden başka bir hâdise çıkmamış olsa bile cezalandırılacak lardır. Yolcuyu bu suretle iğfal ederek bu yüzden bir vak'a tahaddüsüne sebebiyet verenler hâdisenin istilzam ettiği mücazatın en ağırile cezalandırılacaklardır. Layihanm 14 üncü maddesi motosik let, otomobil, otobüs, kamyon gibi nakil vasıtalarının mutasarrıf veya müstecirle rini, bu vasıtaların istimalinden doğacak zararları karşılamak üzere malî mes'uliyet sigortası akdine mecbur tutmaktadır. Bu sigortalar asgarî şu miktarda olacaktır. Her kaza için motosiklet dört bin, otomobil 7500, on kişilik veya iki tonluk otobüs ve kamyonlar 10,000, yirmi kişilik veya dört tona kadar olanlar 12,500, fazlaları 15,000 Türk lirası. Bu sigortalar nakil vasıtalannın içinde ve dışında veya kazaya uğnyan şahısların zararlarile haricde vukua gelecek maddî hasarlara şmil olarak yapılacaktır. Lâyihada yolların muhafazasına dair mühim hükümler de mevcuddur. Lâyihanın esbabı mucibesinde seyrüsefer vuku atınm gittikçe çoğaldığı ve bu cana kıyıcı hâdiseler muvacehesinde bu işlerin bir nizam altına alınması mecburiyeti hasıl olduğu zikredilmektedir. 934 senesinde vukuat sayısı 154 iken 935 te 685, 1936 da da 979 u bulmuştur. Bu rakamın en mühim kısmı lstanbulda olanlardır. Almanlarını tatmin edecek mahiyette olmadığını beyan etmektedirler. Bu nunla beraber Berlinin evvelâ kısmî bir muvaffakiyetle iktifa edeceği zannedilmektedir. İntihabattan sonra pek seri bir şekilde ve büsbütün başka bir isti kamette inkişaf edebilecek olan vaziyetin ciddî ihtirazî kayıdlarla derpiş edilmesi lâzım gelmektedir. Kara yollarındaki seyrü seferin tanzimi Iktısadî Anşlus'un siyasî cephesi uzunuzadıy tefsir edildi ve «Mein Kampf» da çizilen programın yeni bir safhası, prestij ihtiya cını zaman zaman tatmin etmek için ya pılan hareketlerden biri; ırk prensipinin yeni bir şekli olarak gösterildi. Fakat, Avusturyanın, ikinci dört senelik plânı tat bik bakımmdan arzettiği iktısadî ehemmiyet azımsandı. Otarşi sistemi, bu sisteme mütemayil olan bütün memleketlerde, an cak kömür, odun ve demirden teşekkül e den üç esasın vücudile kaimdir. Bu mad delerden ilk ikisi, bir taraftan sun'î ben zin ve sun'î kauçuk, diğer taraftan sun' yün ve sellüloz imalini mümkün kılar. Demir ise, erzatz istihsalinde ihtısası olan fabrikaların teçhizi için zaruridir. Halbuki, maden kömürile linyitin mebzulen mevcudiyeti, Almanyanın may mahruklar sahasında bugün takib ettiğ siyaseti tamamen haklı gösteriyorsa da ikinci dört senelik plânda münderic vaidlerden ikisini yerine getirmek müşkül ol muştur. Herman Göring'in demir fabri kalan için lüzumu olan maden mefkud dur ve sun'î mensucat ipliği bakımından Almanyayı kendi kendini idare edecek hatta biraz kolaylığa kavuşacak vaziyeh getirmek için kâfi derecede orman yoktur. Avusturya, demiri ve odunu temin et miştir. Anşlus, vukuundan sonra, ikinc: dört senelik plân mucibince başlanan iki inşaatın temellerini vermiş oluyor. Demire gelince, bu mesele sadece biraz düzelmiş olmakla kalıyor. Stirya fabrikalannın bugünkü istihsalât derecesine göre senelik verimi 2 milyon tondan ibarettir Eski Almanyada bu miktara mukabil 9 milyon ton istihsal ediliyordu. Yalnız, Almanlar, bugünkü istihsalâtı arhrmak hususunda hiç güçlük çekmiyeceklerdir Nitekim, Mareşal Göring, Linz'de yen demir fabrikalarının temeltaşını koymuş bulunuyor. Almanya, Avusturyada, mebzul miktarda odun da bulacaktır. Memleketin 83,868 kilometre murabbaı olan umumî mesahai sathiyesinden ziraate elverişl 70,000 kilometre murabbaının 29,500 kilometresi ormanlarla kaplıdır. 1937 de Avusturya 3 milyon metre mikâbından fazla ihracatta bulunmuştur. Bundan böyle, Avusturyanın tekmil ihracatını Alman sanayiinin yutacağı şüphesizdir. Binaenaleyh, Almanya, şimdiye kadar şimal memleketlerinden ve diğer memleketlerden tedarik zaruretinde kaldığı, sun'î ipek ve sellüloz imaline mahsus tahtayı, kendi topraklarından tedarik edebilecek mevkidedir. Bu suretle, otarşi, istinad ettiği iptidaî maddeler esasının genişlemesi sayesinde, ayni zamanda, Avusturyanın temin ettiği yeni haricî ticaret temaslan sayesinde, tazyikten bit parça kurtulmuş bulunmaktadır. Anşlus, Almanyanın siyasî ve iktısadî nüfuzunu, Tuna mmtakasmın diğer kısımlarına da teşmil etmesini mümkün bir hale getirmiştir. Bu suretle, Almanyanın önünde açı lan ufukların ehemmiyetini anlıyabilmek için, evvelâ vaziyeti ihsaî noktadan tetkik etmek ve orta Avrupaya ve Balkan Avrupasına nazaran, Almanya ile Avusturyanın ithalâtım ve ihracatını hesablamak lâzımdır. Anşlus'tan evvel, Balkan memleketlerinin haricî ticaret yekunu yüzde 3040 nisbetinde Almanyaya ve Avusturyaya müteveccihti. Siyasî mülâhazaların, hallini zarurî kıldığı dinamik mesele, büyük Almanyanın, iktısadî nüfuzunu Tuna şarkına ve Akdeniz cenubu şarkisine doğru genişletmesini âmir bulunmaktadır. İhracatın zorlanması, umumiyet itibarile, Almanyanın el'an haricden tedarik mecburiyerinde bulunduğu iptidaî maddeleri temin hususunda yegâne çare telâkki edilmektedir. Romanyaya, bilhassa petrol için, Yugoslavyaya demir cevheri, kalay, kurşun, krom ve manganez için başvurulacaktır. Tuna havzasının, Almanya nazarında, daima mühim bir ihtiyat deposu mahiyetini taşıdığını ilâveye lüzum yoktur. Fakat bu Tuna havzasına nüfuz plâ nının süratle intacı mühim mânilerle karşılaşmaktadır. Fazla ithalât, önceden yeni bir ihracat programı tanzimine vabeste bulunduğuna göre, bu mâniler iktısadî ve malidir. Evvelâ şu nokta var ki, salâhiyettar Alman iktısadî mehafili, erzatz sanayii nin teçhizatı ikmal edilinciye kadar, eski Almanyanın, ihracat hususunda munzam ve fazla bir gayret sarfedemiyeceğini söylemekten geri durmuyorlar ve hele, eynelmilel ticaretin maruz bulunduğu engeller bugünkü vaziyette devam ettiği takdirde bunu büsbütün imkânsız görü yorlar. Şu halde, ihracatı teksif suretile Anşlus Strazburg Hukuk Fakültesi profesörlerinden Balkanlara doğru yol açmak vazifesi A vusturyaya düşüyor. Almanya, imkân bulur bulmaz, adımlarım Avusturyaya uyduracak ve onun hazırladığı yolda rahatça ileriliyecektir. Halbuki, Avusturyanın ihracat kabiliyeti, vâsi mikyasta azalmıştır. Gıda maddelerinden Avusturyada en fazla mik tarda bulunan süt, bittabi cenubî Almanyaya sevkedilecek, vakrile büyük bir e hemmiyet arzeden tahta ise, şimdi geniş^ lemış bulunan dahılî pıyasa ihtiyaclar: için tamamen sarfolunacaktır. Şu halde Almanya, ihracatını tezyid için, başlıca Avusturya sanayiine müracaat mecburi yetinde kalacaktır. Fakat bu da, evvelâ fabrikaların rasyonel bir hale getirilmes ve filen mevcud istihsal kudretinin artırıl masile kabildir. Avusturya ekonomisi, eski imparator luğun parçalanması neticesinde çok zarar görmüş, parçalar halinde sanayie tevarüs etmiştir. Yeni siyasî hudud, iplik ve do kuma fabrikalarile, boya atölyeleri, apretür ve baskı imalâthanelerini birbirinden ayırmıştır. İlk olarak, maden sanayii ve makine imalâtı, Alman teknisyenlerinin yaratıc faaliyetini, kendi üzerlerinde toplamışlardır. Göring müesseseleri, maden bakımmdan fakir olan Salzgitter'de kâin ilk fabrikanın ıkincisini, Linz civarında kurmağa başlamışlardır. Bu fabrika, Stirya'dan gelecek olan demir cevherini işliyecektir. Müstakbel Ren Mayın Tuna kanalı, Alman kokunun naklini kolaylaştıracak, Tuna yolu, mamul mevaddm Balkanlara sevkini temin edecektir. Esasen geniş mikyasta ihracat yapan kâğıd sanayiine ayni istikamet verilecek, o sanayiin yanıbaşında, bitmez tükenmez drtıecek derecede verimli ormanlar içinde sun'î ipek sanayiine germi verilecektir. Bu hummalı yayılma ve yaratma faaliyeti, 600,000 işsize iş tedarik edecektir. Fakat, orta Avrupa, makinelerin, kâğıdın, diğer Avusturya mamulâtmın, bilhassa meşhur kösele ve deri mamulâtmın yanısıra, sun'î mensucat malzemesüıi istiyecek Alman nüfuzunun yayılması keyfıyetine engel teşkil eden ikinci nokta nakliye ücretlerinin seviyesidir. Avusturya, gerek ithalâtı gerek ihracatı için, şimdiye kadar Triyeste limanının yakınhğından istifade ediyordu. Halbuki, Hitler'in İtalyaya son yaptığı ziyarette, Avusturya ile Triyeste arasındaki her türlü siyasî münasebete nihayet verildiği muhakkak ise de, M. Mussolini'nin, ufak Avusturyaya bahşedilmiş clan bütün imtiyazlan büyük Almanyaya aynen bahşettiği ayni derecede muhakkak değildir. Cenubu şarkiye doğru yayılma keyfi yetine gelince, bunda, teknik amil siyasî amil karşısmda kaybolmaktadır. Bu siyasî amilin ehemmiyetini de, bugün, herkes lâyık olduğu ehemmiyetle karşılamak mecburiyetindedir. İHEM NALINA MIH1NA Hasta eden şampanya I Yazan: HANRI LAUFENBURGER irkaç gün evvel, Beyoğlunda, İstiklâl caddesindeki İnhisarlar satış mağazasındaydım. İçeriye kıyafetinden ortahalli olduğu belli bir adam girdi; elindeki kâğıdı göstererek: Bu şampanyadan var mı? diye sordu. İstediği bir Fransız şampanyası idi. Var. Bir şişe veriniz. Şişeyi camekândan çıkardılar. O vakit fiatını sordu: j Nekadar? 1 Alman matbuatının neşriyatt şiddetli Berlin 2 Matbuat, 31 mayısta Şebde vukua gelen hâdise hakkında şid detli bir lisan kullanmaktadır: Berliner Börsen Zaytung, diyor ki: «Çek kıt'alarmm tarzı hareketi Çe koslovakya hükumetinin mükerreren verdiği teminata rağmen hiçbir veçhile bir anlaşma husule gelmesini istemediğini meydana koymuştur.» Lokal Anzayger. şöyle yazıyor: <Hali hazırda Çekoslovakyada bir diktatörlük hüküm sürmektedir. Sakin Südet halkı süngülerin daimî tehdidi altında bulunuyor. Çeklerin Südetlere nasıl bir muhtariyet temin edeceklerini şimdiden görüyoruz. Çekoslovakya gibi bir devlete normal bir devlet hakkm da tatbik edilen prensipler dairesinde muamele edilemez.> On yedi buçuk lira. * Adamcağız ya anlamamıştı; yahud kulaklarına inanmamıştı. i Nekadar? On yedi buçuk lira. Ölgün bir sesle tekrarladı: On yedi buçuk lira mı? Evet efendim. Bu şampanya müşterisinin rengi attî. Çehresinde teessür, ıstırab, ümidsizlik manaları belirdi. Doktor benimle alay mı etmiş? dedi; bir hastam var. Bu şampanyayı onun için yazmıştı. Her defasında birer fincan içmek şartile haftada iki şişe içmesini söyledi. On yedi buçuk liradan, haftada 35 lira eder. Şimdi şampanyayı alamadıktan başka üstelik ben de hasta oldum... Affedersiniz sizi rahatsız ettim. Bir şişe şampanyaya 17 buçuk lira verecek kadar zengin değilim. Sonra, müteessir ve perişan ağır ağır mağazadan çıkıp gitti. Ecnebi memleketlerinden ithal edilen şampanyalar, hep, böyle korkunc bir fiata satılıyormuş. Yerli şampanyalar, daha doğrusu yerli köpüklü şarablar daha ucuzdur. Fakat bilmem, bunlar, doktorların bazı hastalara tavsiye ettikleri Fransız îampanyalarmın yerini tutar mı? Şampanya, bizde ismi büyük olduğu için mi, nedir, çok ağır vergilere tâbi tutulmuştur. Bir şişesinin 17 buçuk lira gibi hakikaten fahiş bir fiata satılması yüzünden şampanya sarfiyatı son derece azalmış ve bu yüzden şampanyadan alınan vergi de asgarî hadde inmiştir. Çok yüksek fiatın belki harice para çıkarmamak bakımından biraz, pek az faydası olmuştur. Fakat, şampanyanın şişesini beş liraya indiriniz; gene, memleket haricbe,' bahse değer para çıkacak kadar şampanya içilmiyecektir; çünkü beş lira, hiç de az bir para değildir. Yalnız, o vakit hiç olmazsa, hastalara şampanya içirmek kabil olur. Nitekim hükumet de, beş altı bardaklık şampanyanın 1 7 buçuk lira gibi adeta bir servet pahasına satılmasını doğru bulmamış, gümrük resmini azaltmak suretile şampanya fiatlannı indirmeğe karar vermiştir. Sonra, înhisar îdaresi, artık memlekette tabiî şampanya yapmanın çaresini de bulmalıdır. Üzüm yerişen her memlekette tabiî şampanya vardır. Meselenin halli lâzım Londra 2 Salâhiyettar mehafilde tasrih olunduğuna göre İngiliz Alman temas ve müzakerelerinin tekrar başlaması için Çekoslovakya meselesinin halli kat'iyyen zaruridir. Henlein'in Londra ziyareti Londra 2 Yakmda tekrar Londraya gelecek olan Henlein bu sefer îngiliz resmî mehafili ile de temas edeceğine ihtimal verilmektedir. Alman hududu üzerinde bir Çek tayyaresi Berlin 2 Bugün saat 18,45 ile 18,50 arasında bir Çek tayyaresi tekrar Alman hududlarını ihlâl etmiştir. Bu tayyare koyu mavi renkte olup Çekoslo vak işaretlerini ve O. K. harflerini taşımakta idi. Tayyare saat 18.45 te hududdan on kilometre içeride Vkönivales ve saat 18,50 de de Baerentin üzerinde uçmuştur. Tayyare Alman hududunu Aber visental yakınlarında terketmiş ve Jahasinstadl istikametinde uzaklaşmış tır. Yugoslavyadan alınan tazminat 476 bin lira Kızılay Cemiyetine verilecek Ankara 2 (Telefonla) Hükume timizle Yugoslavya arasında 1933 te akdedilen mukavele mucibince iki devlet tebaasının mütekabil hak ve menfaatleri tasfiyeye tâbi tutulmuş, Yugoslavya tarafından Türkiyeye 17 milyon dinar verilmesi kabul edilmişti. İtilâfnamenin daha akdinden evvel müracaat etmiş olan 5575 vatandaşa aıd beyannameler hakkında Yugoslavyadan alınan cevabda bir kısmınm hiç malı bulunmadığı, bir kısmınm mallarını satmış olduklan, mütebakisinin de fazla mal beyan ettikleri şeklinde mütalea beyan edilmiştir. Hangilerinin ne derecede ve ne kıymette hak sahibi olduklannı tesbit etmeğe medar olacak vesaikı mevcud olmıyan 8783 müracaat sahibine eldeki 476 bin küsur liranın tevziinde haklı bir ö'lçüye istinad edilemiyeceği meydanda olduğundan hükumet bunu Kızılaya vermeğe karar vermiştir. Bu tazminat, teraküm eden faizle birlikte Heybeliadadaki Verem sanatoryomu ve Haydarpaşa Niimune, îzmir emrazı sariye ve istilâiye hastanelerine mülhak olarak en çok yatak adedi temin etmek suretile vücude getirilecek verem paviyonu ve daireleri inşasına ve bu hususta icab eden tesisata sarfedilecektir. Buna dair lâyiha Meclisin cuma günkü içtimaında konuşulacaktır. İngilterenin hava müdafaa teskilâtı Hoare dün Avam Kamarasında izahat verdi Londra 2 Avam Kamarasında hava müdafaası hakkında cereyan eden müzakereler esnasmda Sir Samuel Hoare, hava hücumlarına karşı bir muhafaza teskilâtı vücude getirmek üzere iki müyon gönüllüye ihtiyac olduğunu ve şimdiden bir milyon kişinin bu hususta vaki olan davete icabet ettiğini bildirmiştir. Hava hücumlarına karşı alınacak ihtiyat sistemi mucibince bilhassa sıhhî imdad sahasmda gösterilen vazifeleri öğrenmek için 400,000 kadın ve erkek staj görmektedirler. Sir Samuel Hoare. halkı maske tak mağa alıştırmak üzere 300.000 maske dağıtmış olduğunu söylemiştir. Dahiliye müsteşarı Geoffroy Loyd, memleketin 100 mmtakaya taksim edildiğini, bu mıntakalardan her birinin düşman bombardıman tayyarelerinin geldiğini haber vermeğe memur san trallere doğrudan doğruya bağlı bir telefen santraline merbut bulunduğunu tasrih etmiştir. Kuvvetli işaret düdükleri, mahallî makamların emrine verilmiştir. (a.a.) Varsova konkurları Dün Polatkan üçüncü, Gürkan dördüncü oldular Varşova, 2 haziran (Hususî muha birimizden, telefonla) Atlı mâni müsabakalarına bugün de devam edildi. Bugünkü müsabaka, «Lehistan ordusu ve Mareşal Pilsudski» konkuru idi. Bu müsabakaya, her süvari iki atla iştirak ediyordu ve her iki atile en iyi netice alan zabit birinci olacakü. Konkurlara iştirak eden altı milletin bütün süvarileri bu müsabakaya girdiler. 60 küsur zabitle 120 küsur hayvan, çetin bir mücade leye tutuştular. Müsabaka çok hararetli ve heyecanlı oldu. «Lehistan ordusu ve Mareşal Pilsudski» kupasını kazanmak için herkes en son gayretini sarfetti. Bizim süvarilerimiz de bütün hayvanlarile müsabakaya girdiler ve kütle halinde çok iyi neticeler alarak tasnifte en önlere geçtiler. Yarışm ilk devresinde hemen hepsi hatasız parkurlar yapmağa muvaffak oldular. Macaristanın haricî siyaseti Acı bir yıldönümü Vasıf Çınarı üç yıl önce Macarlar, komşularile iyi bugünlerde kaybetmiştik geçinmek istiyorlar înkılâb devrinin Budapeşte 2 Macar ajansı bildiriyor: Bütçe müzakereleri esnasmda söz alan Hariciye Nazırı Kanya, enternasyonal meseleler hakkında beyanatta bulunmuş ve ezcümle demiştir ki: « Berlin Roma Tnihverinin kuv vetlenmesi her tarafta derin bir tesir hasıl etmiştir. Biz, samimî surette, Küçük <\ntant devletleri ile münasebetlerimizin normalleşmesi arzusundayız. Bununla beraber, Cermen genişlemesinden hiçbir korkumuz yoktur. Bilâkis, Macar hududlarının tebeddül etmez mahiyeti hakkında verilen sözlere inanmaklığımız çin bir çok sebebler mevcuddur. Millî müdafaa politikamızda sulh eseritıin hizmetindedir. Millî ordumuzu, büyük fedakârlıklarla inkişaf ettirmek istiyoruz. Zira, bugünkü enternasyonal gerginlik devresinde muhtemel tecavüzlere karşı boş bulunamayız. Fakat, büyük devletlerin sulh azmi devam ettikçe ve Tuna havzasında her devlet, Macaristan gibi samimî sulh po itikası takib eyledikçe, dünyanın bu derece sarsılmıs, olan bu mıntakasına harb feti uğramıyacakhr.» Maarif Vekillerin den ve Moskova büyük elçimiz Vasıf Çınarı, üç yıl önce bugünlerde kaybetmiştik. Va sıf Çmar, Atatür kün açtığı istiklâl ve inkılâb bayra ğmm altında yü rümüş. çalışmış, muvaffak olmuş Merhum Vasıf genclerden biri idi. Çmar Meb'us, Vekil ve sefir olarak dai ma Büyük Önderin gösterdiği yolda yürümüştür. Ölüm, genc yaşında. onu aramızdan almasaydı, hâlâ, o yolda yürümekte ve muvaffak olmakta devam edecekti. Onun gibi bir inkılâb hâdiminin haırasını ölümünün yıldönümünde hür metle anmak hepimiz için bir vazifedir. A Ankarada açılan resim sergisi Ankara 2 Güzel san'atlar birliği resim şubesile müstakil ressam ve hey keltraşlar, «D» grupu ve serbest ressamlardan mürekkeb birliğin Ankara Halke vinde tertib etmiş bulunduğu resim sergisi bugün açılmıştır. Küşad merasiminde B. M. Meclisi Reisi Abdülhalik Renda ile Vekiller, meb'uslar, şehrimizde bulunmakta olan büyük ve orta elçilerle Vekâletler ileri gelenleri ve seçkin bir davetli kütlesi hazır bnlunmakta idi. Kültür Bakanı Saffet Arıkan sergiyi açarken bir nutuk söyledi. Alkışlarla karşılanan bu nutuktan sonra Abdülhalik Renda kordelâyı kesti. Sergiye, Güzel San'atlar birliği resim ='ibesi 130 eserle müstakil ressam ve heykdtraşlar 52, «D» grupu san'atkârları 17, serbest ressamlar da 36 eserle iştirak tmektedir. Nihanî tasnifte üsteğmen Saim Polatkan 3 üncü, yüzbaşı Cevad Gürkan 4 üncü, yüzbaşı Cevad Kula 10 uncu ve Çankırı 2 Son yirmi dört saat zaryüzbaşı Eyüb Öncü 12 nci oldular. fında yedi defa daha zelzele oldu. Hasar Ingiltere sahillerinde yoktur. Yalnız İlgaz kazasının seksen haneli Dengi köyünde on beş kadar ev şiddetli fırtınalar yıkılmış, üç aded de inek ölmüştür. NüLondra 2 Bütün gece İngilterenin fusça zayiat yoktur. cenubunda ve Manş denizinde hüküm süren şiddetli bir fırtma birçok tahribat Yugoslavyada yapmıştır. Birçok balıkçı gemilerile yatBelgrad 2 Cevceloca'dan alınan lar kaybolmuştur. Bunlardan bir kısmı da malumata göre evvelki gece bu mıntakasuların seyrini takib etmektedir. İki kişida bir zelzele olmuştur. Maddî hasarat nin akıbetinden haber almamamıştır. Birehemmiyetli değildir. çok tahlisiye gemileri gece imdad işaretYunanistanın sipariş ettiği leri almışlardır. Çankırıda yedi zelzele daha oldu bir muhrib Atina 2 (Hususî) Londradan alı nan telgraflarda Yunanistan hesabına * LONDRA 2 Resmen bildirildiğine İngilterede yapılmakta olan ikinci tor göre, kabine daimi sekreterliğine M. Briges pito muhribinin denize indirildiği bil tayin edilmiştir. * BELGRAD 2 Polvina mıntakasmda dirilmektedir. keşfedilen mühim miktarda neftyağı iş Mussolini yeniden iki nutuk letmek üzere Belgradda altı milyon dinar sermayesi olan bir şirket kurulmuştur. * CENEVRE 2 24 üncü beynelmilel iş söyliyecek konferansı bu sabah açılmış ve Brezilya Roma 2 Mussolini nin hafta sonu sefiri Falcao konferans riyasetine intahab atil esnasmda Padue ve Tiryeste'ye gi edilmiştir. * PARİS 2 Sovyet filosunun bu sene derek bu şehirlerde birer nutuk söyliyece içinde İstanbula. Barselon'a ve Valensiyaya ;i öğrenilmiştir. ziyaretler yapacağı haber aluımıştır, KISA HABERLER Nevyork sergisine hazırlık komisyonu kuruldu Ankara, 2 (Telefonla) 1939 ni anın sonlarında açılacak olan Nevyork sergisine iştirakimiz takarrür etmiş ve bunun için de îktisad Vekâleti bütçesine 500 bin lira tahsisat konmuştu. Bu ser Filistinde yeni hâdiseler iye aid hazırlıklarla meşgul olmak üzeKudüs 2 Silâhh bir çete Lida e, bütün Vekâlet mümessillerinden müKudüs hattında bir istasyon yaktıktan :eşekkil bir komisyon bugün ilk içtimaım sonra kaçmağa muvaffak olmuştur. Hebron'da yeniden iki çetenin zuhur yaptı. Komisyon, dekoratörler arasında bir müsabaka açmağa da karar verdi. ttiği haber verilmektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: