CUMHURÎYET 2 Haziran 1938 Beklenilmiyen netice = ^ ^ ^ = = Peride Celâl Salon kalabalıktı, onlar bir köşeye çekilmiş oturuyorlardı. Bir aralık Vedia başını kaldırıp yavaşça Ahmed Vecdiye fısıldadı: Galiba rolümüzü iyi oynuyoruz. Bakın, kannız bugün de gene pokere oturmadı farkmda mısınız) Ahmed Vecdi cevab vermedi. O sırada karısı Nevin onlara doğru geliyordu Vedia yavaşça yerinden kalktı: Benim işim kalmadı, dedi. Kannız sinirli görünüyor. Onu daha fazla üzmek doğru değil. Şimdiük kaçıyorum. Ahmed Vecdi ona bir şey söylemeğe hazırlanıyordu. Fakat fırsat bulamadı Karısı yaklaşmıştı. Genc kız başka bir grupa doğru derhal uzaklaştı. *** Ahmed Vecdi kırk beş yaşlarmda saçlarına kır düşmüş, kibar tavırlı bir adamdı. Vedianın babası avukat Rahmi nin iyi dostlarındandı. Uzun müddet dı şarıda, ecnebi memleketlerde hariciye memuru olarak bulunmuştu. lşte kansı Nevin o sıralarda kendini kumara kaptırmış ve onu ihmale başlamıştı. Ahmed Vecdi, Hariciyeden çekilip de tekrar Istanbula yerleştiği zaman Vedia nın babasile de gene çok çok görüşmeğe başladı. Şimdi Vedia da eski küçük kız değildi, büyümüştü. Zeki bakışlı, koyu siyah gözleri, esmer yüzünü çevreliyen kumral ipek gibi saçlarile çok güzel bir kız olmuştu. Ahmed Vecdi aralanndak büyük yaş farkma rağmen onunla iyi anlaştı. Kafaları birbirine uyduğu için beraber bulunmaktan büyük bir zevk duyuyorlardı. Vedia, onun tarisindan müşteki olduğunu, Nevinin fazla kumara düşmesı ve evile meşgul olmaması yüzünden ıstırab çektiğini pek çabuk anladı. Bu eski aile dostunu pek sevdiği, hürmet ettiği için ciddî bir üzüntüye düştü. Nihayet bir Ahmed Vecdi, genc kıza açılıp da g ün kansının hareketlerinden şikâyet edınce Vedia büsbütün müteessir oldu. Genc kız görüştükleri müddet zarfmda Nevini inceden inceye tetkik etmiş ve şu neticeye varmıştı: Bu kadm güzelliğine fazla mağrurdu. Sonra herkesten gördüğü iltifat lar onu epey de şımartmıştı. Ahmed Vecdinin gösterdiği derin şefkat ve sevgi yüzünden de çok derin bir emniyet içinde bulunuyordu. Bu yüzden kocasma ehemmiyet vermiyor, hatta belki onu hakir bilf görüyordu. Hele kumara merak sar dıktan sonra Ahmed Vecdiden tamamıle uzaklaşmıştı. Vedia uzun müddet ne yapıp yapıp bu karı kocanm arasını bulmayı düşün dü ve nihayet şÖyle bir karar verdi: Nevine kocasmm hâlâ sevilecek bir erkek olduğunu, onun bir kadmı mükemmel surette alâkadar edebileceğini isbat etmek.. Genc kız, derhal bu kararını Ahmed Vecdiye açtı. Onun: «Fakat bu nasıl olur, benimle eğleniyor musun sen?..» diye, yerinden sıçrad.ğmı görünce güle rek: Telâşlanmayın aziz dostum, dedi. Bu pek mükemmel olur. Zaten başka çaremiz de yok. Yanndan itibaren vakit geçirmeden sizinle sahneye çıkacağız. Ben, sizi seven kadm rolünü elimden geldiği kadar becermeğe çalışınm. Siz de bana alâkadar görünürsünüz, olur biter. Bakın karınızın etekleri ne çabuk tutuşacak, sizi elinden kaçırmamak için ne iyi bir zevce olacak göreceksiniz... Evvelâ ikisi de bu mesele üzerinde epey şakalar yaptılar, gülüştüler. Fakat sonra Vedianın ısrarı neticesinde Ahmed Vecdi de karısını, tekrar kazanmak, onu bu suretle kumar merakından kurtarıp evine bağlamak için bu oyuna razı oldu. İşte iki aydanberi Vedia Ahmed Vecdiye eskisinden çok daha başka türlü alâkadar görünüyor, onun peşinden ayrılmıyordu. Hele karısmın yanında bir çok imalı hareketlerde bulunmaktan hiç geri durmuyordu. îlk zamanlar Nevin hiçbir şeyin farkında olmamıştı. Fakat sonraları yavaş yavaş şüphelenmeğe ve de ğışmeğe başladı. Artık Vediaya hiç iltifat etmiyordu. Kocasma da sık sık çatacak bahaneler buluyor ve onu gizliden gızliye kontrol ediyordu. Vediaya gelince, muvaffakiyetinden emin olmağa başlamıştı. Doğrusu Ahmed Vecdi ile rollerini pek mükemmel oynu yorlardı. Birkaç kere gece toplantıların da beraberce bahçeye, gezmeğe çıkmış lardı. Bu, yalnız Nevinin değil, genc kızm babası avukat Rahmınin bile dikkatini çekmişti. Halbuki onlar ağaclarm altında kolkola neş'e içinde dolaşnuşlar, içeHdekilerin şüphelendikierini hissederek çocuk gibi sevinmiş.'erdi. Bir defasında da Ahmed Vecdi başkalarile sık sık dans ettiği için somurtmuş, hiç kimse ile konuş mamış, hatta karısı, manidar manidar ona neş'esizliğinin sebebini sormuştu. Nevin poker masasınm başına geçer geçmez on'ar ikisi de bir köşeye çekilip birbirlerin !en hakikî âşıklar gibi gözlerini ayırmazır, seslerini alçaltarak konuşurlardı. jnra Vedia Ahıned Vecdiyi kıskandığını hissettiren hâdiseler icad etaıekte pek ustaydı. Fakat Nevin de artık epey yola gelmiş sayılabilirdi. Kocasını kıskandığı ve ikisinden şüphelendiği muhakkaktı. Pokere de eskisi kadar düşkün görünmüyordu. Oynasa bile sık sık yerini başkalarına verip onların yanlarına sokuluyor, konuşmalarına kulak veriyordu. Gözlerine garib bir parlakiık gelmişti. Giyinişine daha ziyade itina etmeğe başlamıştı. Vedia sık sık Ahmed Vecdiye: Kannız güze"eşiyor. dostum diyordu. Ve Ahmed Vecdi, Nevinin kendisıle en küçük bir bahane icad ederek kavga ettiğini, ikisinden şüphelendiğini ihsas eden imalı sözler sarfettiğini haber veriyordlu. îş yoluna girmiş sayılabilirdi. *** Nevinin kabul günündeki görüşmeden sonra Vedia uzun müddet Ahmed Vecdiyi göremedi. O gün kapıda vedalaşır larken kocasınm hararetle genc kızın elını sıktığını gören Nevin, birdenbire güle güle bile demeden dönüp salona gitmişti. Bu son hâdise genc kıza artık oynadıkları oyuna nihayet vermek zamanının geldiğini ihtar etmiş oldu. Bir daha onlara gitmemeğe karar verdi. Böyle bir iyilikte bulunup bir aile yuvasını kurtardığı için memnun olmakla beraber, bu yüzden iyi bir dostunu, pek sevdiği bir insanı kaybettiğinden dolayı da için için üzülmüyor değildi. Tabiî artık Ahmed Vecdi ile eskisi gibi görüşemiyeceklerdi. Çünkü Nevin daima onlardan şüphelenecekti. Ahmed Vecdinin de hiç uğramaması karısile anlaştığını anlatıyordu. Fakat Vedia yavaş yavaş ona içerlemeğe başlıyoîdu. Mademki onların saadetleri için bu çareyi hatırlıyan, en mühim yükü omuzlarına a lan kendisi olmuştu. Ahmed Vecdinin ge lip hâdisenin ne şekilde bittiğini haber vermesi, teşekkür etmesi lâzım değil miy di? Aradan bir iki hafta daha geçtı ve bir gün babası Vediaya Ahmed Vecdinin Avrupaya hareket etmek üzere olduğunu akşam gelip kendisine veda edeceğini haber verdiği zaman genc kız hayretler içinde kaldı. Akşama kadar onu heyecan i çinde bekledi. Ahmed Vecdi akşam babasmdan evvel geldi. Yüzü çok solgundu. Karşılaştıkları zaman kısa bir an genc kızı süzdü. Sonra karşısına geçmesini işaret ederek bir koltuğa oturdu. Vedia içinde garib bir korku duyuyor, fakat neş'eli görünmeğe çahşıyordu. Onun karşısına oturunca gülümsiyerek sordu: E.. Ne haber dostum? Seyahate gidiyormuşsunuz. Tabiî kannızla beraber değil mi? Yoksa ikinci bh balayı mı? Ahmed Vecdi yüzünde en küçük bir hat kıpırdamadan "keskin bakışlarile genc kızı süzüyordu. Vediaya onun yüzü fazla zayıflamış, saçlanndaki aklar ziyadeleşmiş gibi göründü. Tebessümü dudakla rında donarak fısıldadı: Yoksa bizim oyun aksi bir netice mi verdi? Ahmed Vecdinin gözlerine karanhk gölgeler dolmuştu. Kısa bir an gözlerini kısarak düşündü. Sonra sert bir hareketle başını kaldırdı. Sesi titriyerek:^ dedi. Sana her şeyi anhtacağım, senin O gün sen gittikten sonra karıma ^ için elini sıkmayıp, güle güle demediği büyük bir kabalık ettiğini söyledim. Kav ga ettik. Vedianın yanakîarı kızarmıştı. Dudaklarmda korkan bir tebessüm belirdi: Fakat bizim oyunda bu kadar ileri gitmek var mıydı? Ahmed Vecdi ayağa kalktı. Heyeca nmı gizlemeğe çalışarak yavaşça devam etti: . . Karım kendini artık sevmedıgımı, sana âşık olduğumu iddia etti, ona yanılmadığını söyledim. Nasıl!.. Genc kız yerinden sıçramını. Büyü müş gözlerle Ahmed Vecdiye bakıyor du. O, omuzlarını silkti: Artık oyun bitti, yavrum. Zaten benim de daha fazla uzamasına tahammülüm kalmamıştı. Sen bu oyunla karımı bana, bağhyacağmı düşünürken, benim de sana âşık olmam ihtimalini nasılsa akhna getirmemişsin. Hakkm da var. Kendinden çok emindh. Sonra aklından böyle bir şey geçirmek için beni fazla ihtiyar buluyordun herhalde. Fakat ne yapalım olan oldu. Netice hiç de beklediğimiz şekilde çıkmadı. Vedia, yüzü sapsarı, ayakta taş gibi hareketsiz duruyordu. Ahmed Vecdi oyaklaştı. Mahzun mahzun gülümsü yordu: Seni sevmeğe cür'et ettiğim için benden nefret ediyorsun, değil mi? Fa kat ne kadar güzelsin Yarabbim!. Bütün o kıskançlıkların, alâkan yalan olduğunu bildiğim halde beni nasıl mes'ud ediyordu bilsen... Sen gösterdiğim mütekabil alâkayı hep üzerimize aldığımız rolün icabı sanıyordun, öyle mi çocuk!.. Halbuki sana çılgın gibi âşık olmuştum. lşte oynadığımız oyunun beklenilmiyen netice si... Bu netice belki seni şaşırtıyor.. Fa Evlenme yaşları indiriliyor Medenî kanunun 88 inci maddesi tadil edilecek Ankara 1 (Telefonla) Medenî kanunun 88 inci maddesini değiştirmeğe karar veren hükumet, bugün bir kanun lâyihasile Meclise şu teklifte bulundu: «Erkek 17, kadın 15 yaşını ikmal etmedikçe evlenemez. Şu kadar var ki hâkim, fevkalâde hallerde ve pek mühim bir sebebe mebni 15 yaşını ikmal etmiş olan bir erkeğin veya 14 yaşını bitirmiş olan bir kadmm evlenmesine müsaade edebilir. Karardan önce ana, baba veya vasinin dinlenmesi şarttır.» Medenî kanundaki evlenmeğe ehli yet yaşınm bu hadde indirilmesini icab ettiren sebebler, lâyiha ile birlikte uzun uzadıya tafsil ediliyor. Bu arada medenî kanundan sonra yıldan yua artan yaş tashihi davalanna aid rakamlar şayanf dikkattir. Filvaki 1935 te 33,953 gibi büyük bir rakama varan yaş tashihi davaları gene artmakta devam etmiş, 936 da 40,899, 937 de 61.806 ya yüksel miştir. Medenî kanunun 88 inci maddesinde hâkimin fevkalâde hallerde ve pek mühim bir sebebe mebni kanundaki ya şa gelmemiş olanlarm evlenmesine müsaade edeceği yazılıdır. Bu fıkrava da yanılarak yapılan izin talebleri de dünyanm hiçbir memleketile kıyas edilemiyecek şekilde artmıştır. Bu kabil müracaatler 1935 te 900 iken 936 da 1264, 937 de 2.085 e çıkmıştır. Muayyen bir yaştan aşağısınm evlenmesine cevaz verilmemesi her şeyden evvel tabiat kanunlarınm zarurî bfr icabı olduğuna göre, hükumet. Fransaya nazaran daha cevik ve Fransızlara nazaran daha dinc olan memleketimiz de evlenmedeki yaş haddini bu şekilde tesbiti muvafık görmüştür. RADVO Eski şöhret ve muvaffakiyetlerini kaybetmek üzere olan yıldızlar var Halkın Greta Garbo, Marlene Dietrich, Joan Crawford, Nelson Eddy, Robert Montgomery ve Simone Simon'dan bıktığı söyleniyor (İBu akşamki program J ANKARA.: 12,30 karışık plâ neşriyatı 12,50 plâk?" Turk musikisi ve halk şarkıları 13,15 dahılî ve harici haberler 18.ao plâ.k.la dan3 musikLsi 19,15 Türk musikisi ve halk şarkıları (Makbule Çakar ve arkadaşlaru 20 saat ayarı ve arabca neşriyat 20,15 rdyofonık temsil (gencler grupu tarafın > dan) 21 konferans: Selim Sırrı Tarcan, Ordu saylavı 21,15 stüdyo salon orkes trası 22 ajans haberleri 22,15 yarınki program ve Istiklâ.1 marşı. ISTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikLsi 12,50 havadis 13,05 plâkla Turk musikisi 13,30 muhtelıf plâk ne§riyatı 14 son 18.30 plâkla dans musikisi 18,45 Kızılay haf. tası: Konferans: Doktor Fethi (Kızılay yardınıları) 19 plâkla dans musikisi . 19,15 spor musahabeleri: Eşref Şefik 19,55 borsa haberleri 20 Sadi Hoşses ve arkadaşları tarafmdan Turk musikisi ve halk şarkıları 20,45 hava raporu 20,48 Omer Rıza tarafmdan arabca söylev 21 Radıfe Neydik ve arkadaşları tarafmdan TürS musikisi ve halk şarkıları, saat ayarı 21,45 orkestra 22,15 ajans haberleri 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları * 22,50 son haberler ve ertesl günün program ı 2 3 son. Yabancı merkezlerden müntehab parçalar Operalar 20,05 Beromünster: Siegfried (Vag ner'in). 21,35 Strassburg: Rido ve Uneas (Par^ cell'ın). Konradin ve Euphrasinei (Mehul'un). 2135 Paris (Radio): Kral Ys (Lalo • • nun). 22,05 Roma: Lucreyia, Marla Ugiziacg (Respighi'nin). Greta Garbo Nelson Eddy bu gayretten yoruldukları ve bu didinmeden bıkıp usandıkları için onunla alâkadar olmamağa başlamışlardır. Yalnız ne var ki, Amerikalılar da bugün şahsan Garbo'dan hoşlanmadıkları halde, san atkâr Garbo'ya karşı hürmet ve takdir hissi beslemekten bir an hâli kalmamaktadırlar. Peki ya, Joan Cravford'a n« dersiniz? On sene evTel «Yarım bakireler» i çe virdiği vakit bütün dünya gencliğinin başının tacı telâkki edilen genc kadm da mı gözden düşmüştür. Efkân umumiye maatteessüf buna da «evet!» cevabını veriyor. Fakat bu husustaki en büyük kabahat gene kendisindedir. Çünkü o, dansing kızı rollerini oynamakta devam edeceğine karsımıza ağırbaslı sosyete kadını olarak ve facia artisti tavn takına rak çıktı. Netice de böyle oldu. Robert Montgomery de Amerikan filimlerinin saf, fakat ayni zamanda çok görmüş geçirmiş bir hovarda tipi olduğu müddetçe halkın sempatisini kazanmakta devam edip gidiyordu. «Karanlıkların kuvveti» filminde daha kuvvetli bir şahsiyet yaratmak, her türlü rolleri oynıyabileceğini ispat etmek emelile bir katil oldu, yani ben bir «manken» değilim, ben bir şahsiyetim demek istedi. İstedi amma, bakalım efkân umumiye onun hakkında da bu birkaç ay içinde son hükmünü verecek. Artistin bu türlü hareket etmekle iyi bir iş yapıp yapmadığı ancak o zaman meydana çıkacak. Ya Simone Simon!.. Fransız filimlerinin şımarık genc kızı iken bütün dünya genclerinin en sevgili artisti idi. Amerika ona daha ciddî roller verdi, belki bu suretle kızın hakikî san'at kudreti meydana çıktı amma, şöhreti yavaş yavaş azalmağa başladı. Nitekim memleketimizde ağızlardan düşmiyen ismi artık işitilmez bir hale geldi. Fakat Amerikadaki vaziyeti ne şekildedir, onu bilmedikten sonra kat'î bir hüküm vermekte acele edemeyiz, tabiî!.. Sinema artistlerinin muvaffakiyetle rindeki sebebleri tahlil etmek nekadar kolaysa, onların bir müddet parladıktan sonra gözden düşmeğe başlamalarınm esbab ve avamilini keşfetmek o nisbette güçtür. Vakıâ, bir artistin halk nazarında eski itibarı kalmadığını anlamak direktörler için bir iki haftalık bir meseledir. Bilet satışının azalması onu vazıhan gösterir. Lâkin sebeb? Acaba o san'atkârın Amerikada ecnebi casuslar temsil kudreti azalması mı? Hiç de dehakkında takibat ğil.. Belki çok oynaması, seyircilerin onNevyork 1 Amerikan ordusundan dan bıkmış olmasıdır. 4 zabitle Bremen vapurunun ikinci telFaraza Marlene Dietrich'in vaziyetini siz zabiti, «Sanşm kadm> ve aslen Al gözden geçirelim. İyi kötü herhangi filira man olan diğer bir kadmla gene aslen olursa olsun bir vakitler artistleri arasınAlman olan üç kişi, ecnebi casusların da onun da ismi bulundu mu, salon günfaaliyetleri hakkındaki tahkikata de lerce dolar boşanırdı. Bugün Marlene ne vam etmekte olan büyük federal jüri eskisinden daha az güzeldir, ne de san'at tarafmdan dinlenmişlerdir. istidad ve kudreti azalmıştır. Muhakkak tsticvab edilen Amerikalı zabitler, olan birşey varsa, vaktile olduğu kadar Fotten kalesi kumandanı albay Eglen'le iki binbaşı ve bir yüzbaşıdır. Albay seyircilerin hoşuna gitmemesi, modasının Fotten, ordunun eski istihbarat azasm geçmis. olmasıdır. Acaba, bu işte son çevirdiği bazı fi dan OIUD ordunun esrarını elde etmek limlerin, kendisine verilen bir takım rolistiven bir takım kimselerin tehdidine lerin de dahli var mıdır? Belki biraz.. maruz kalmıştır. Çünkü ne «Allahın bahçeleri», ne «Çıpkat muhakkak ki bana büyük bir ıstıraba lak melek», ne de «Sevişmek arzusu» mal oldu. Affedersin bu sözlerle sana halkı o kadar memnun etmemiş, Mar azab veriyorum, kırılmana sebeb oluyo lene'den beklenen birer eser olarak meyrum, değil mi? Fakat bundan sonra ar dana çıkmamışlardır. Buna rağmen A tık beni görmiyeceksin, gidiyorum. Karı merikanın yeni yükselen bir erkek artisti ma ayrılmamız lâz'm geldiğini kat'î şe «Ramona» kahramanı Don Amech, kilde bildirdim. Biraz ağladı, sinirlendi. Marlene'in yıldızının söndüğüne değil, Fakat çabuk razı oldu. Yarın hareket e bilâkis henüz kâfi derecede parlamak deceğim. Kimbilir bir daha ne zaman dö imkânını bulamadığına kanidir. Bu zata nerim. Seni son bir defa görmeden ya nazaran filim amilleri bu sabık Alman yıldızınm ruhunda mündemiç san'at mapamadım. Ah, seni ne kadar seviyorum denini henüz lâyıkile istismar etmek kabilsen!... biliyetini gösterememişlerdir. Diğer bir Dışarıda ayak sesleri olmuştu. Ahmed takımlanna e;öre ise sarışın vefasızın beVecdi genc kızdan uzaklaştı. Elini alnınyaz perdedeki hakimiyeti bir daha avdet dan geçirerek derin derin içini çekti. Veetmemek üzere nihayet bulmuştur. Han dia: gisine inananlım, bilmem? «Babam geldk diye, fısıidadı. SonKeza, şöhretini kaybetmek üzere o ra silkinir gibi bir hareket yaparak etrafma bakmdı. Ahmed Vecdinin pencere lanların listesine Nelson Eddy'nin de danin önünde arkası dönük, başı önüne düş hil bulunduğu hakkında bazı rivayetler müş, hareketsiz durduğunu görünce ür var.. Çünkü Nelson'u idare etmenin git gide güçlestiğini bircok sahne vâzıları perdi. Yavaş adımlarla yürüdü, ona yaktekrar etmekten geri durmamaktadırlar. laştı. Elini omzuna koyarak güçlükle keArtist, kendisi için hazırlanan senaryo keledi: lan beğenmemekte, matbuat mümessille Gitmeyiniz.. Burada kalmanızı isrini kâfi derecede nezaketle kabul etmetiyorum.. mekte, bu suretle halk ve efkân umumi Ahmed Vecdi, birdenbire döndü. Deye nezdindeki sempatisini azaltmaktadır. rin bir şaşkmhk içinde, heyecandan titriFakat Nelson'un sesi hâlâ eski güzelli yerek ona baktı. Genc kızın koyu siyah ğini muhafaza ettiğine, konserleri her gözleri ıslak ıslak parlıyordu. Sesini bi zaman tıklım tıklım dolduğuna, radyo raz daha alçaltarak devam etti: şirketleri onu angaje etmek için birbirle Evet, bu oyun hiç de beklediğimiz rile müsabaka etmekte bulunduklarına, jekilde bitmedi. Ben de onun ikimiz için filimleri de rağbet görmekte devam ettide bu kadar tehlikeli olabileceğini hiç ğine nazaran bu rivayetlere pek de inandüşünmemiştim. Fakat muhakkak ki a mamak lâzım geliyor amma, Holivud teşle oynuyorduk ve nihayet bu ateş.. daki sinema mehafili Nelson'un beyaz Sustu. Kapı açılmış, babası içeri gir perdedeki saltanat günlerinin sayılı ol mişti. Fakat ikisi de gözlerini birbirlerin duğunu musırrane iddia etmektedirler. den ayıramıyorlar ve bu gözler birbirleBu arada, senelerdenberi sinema krarinden aldıklan ateşle tutuşmuş gibi alev liçesi vasfına istihkak kesbedecek bir alev yanıyorlardı. kudret ve kuvvetle mevkiini muhafaza Biraz sonra Vedianın babası Rahmi eden Greta Garbo'nun vaziyetini münaBey, kızile arkadaşınm arasmda vücud kasa etmeden geçmek de mümkün de bulan şeyi, aşkı öğrendiği zaman o kadar ğildir. Evvelâ, şunu söyliyelim ki, Greta şaşırmadı. Ne zamandanberi bundan şüp Garbo'nun filimlerinin hasılat rekorlann; heleniyordu. Yalnız Ahmed Vecdinin kırdığı zamanlar bilhassa Amerikada karısmdan ayrılmak üzere olduğunu du çoktan gecmistir. Fakat yeni dünyanın yunca biraz üzüldü. Onu asıl düşündüren haricinde şöhret ve muvaffakiyeti de şey, kızile Ahmed Vecdinin arasındaki kat'iyyen azalmamıstır. Onun için şimdı büyük yaş farkı idi. Bir aralık onlara bu İsveçli yıldıza sırf Amerika haricinde işnu söyliyecek, yaş meselesinin dikkatle letilecek kordelâlar çevirtilmesi mevzuudüşünülmesi lâzım geldiğini anlatacaktı. bahistir. akat kızının Ahmed Vecdiye bakarken Zannedildiğine göre Amerika halkını „ izlerinde parlıyan ateşi, yüzündeki pem20 isveçli yıldızdan soğutan sebeblerin babeliği, mes'ud tebeasümü görünce bundan şında onun mütemadiyen insanlardan 'azgeçti ve düşündü ki, pek nadir de olsa kaçması ve esrarlı görünmeğe çahşmak ışkm yaşa bakmadığı zamanlar yok de istemesi gelmektedir. Bir müddet sırnna ğildir. nüfuz etmek için uğraşan seyirciler artık Büyük konserler 20,15 Berlin: Asri musiki. 21,15 Breslav: Konser. 22,20 Doyçlandzender: Schumann'ın 2 numaralı senfonlsi. 22,35 Monte Ceneri: Çaykovski, Boro • din, Debussy'nin eserleri. ' 23,25 Saarbrüoken: Yeni hayat (Voli Ferrari'nin). 1,05 Stuttgart: İtalyan operalarmda4 balet parçaları. Oda musikileri 22,25 Münih; Çaykovskl'nln bir triosu, Operetler 22,05 Milâno: Manette, No, Na (You mans'ın). Atkerî bandolar 20,15 21,05 Layipzig: Muhtelıf havalar. Berlin: Herb: Ernst Groh telif parçalar). Şarkt konserleri NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece şehrimizin muhtelü semtlerini dekl nobetçı eczaneler: İstanbul ciheti: Eminbnünde (Minasyan), Alemdarda (A^ li Rıza), Kumkapıda (Belkis), Küçükpa •* zarda (Necati Ahmed), Şehzadebaşmda (İ, Hakkı), Fenerde (Emılyadi), Karagümrü'.Ci te (Suad), Şehremıninde (Hamdi), Aksa <• rayda (E. Pertev), Samatyada (Rıdvan), Bakırkoyde (İstepan), Eyübde (Hikır.st Atlamaz) eczaneleri. Beyoğlu ciheti: Kurtuluşta (Neodet), İstiklâl caddeslndg (Taksim), istiklâl caddesinde (Kanzuk), Yenişehirde (Baronakyan), Bostanbaşında (Itimad), Galata Mahmudiye caddesinde (İsmet), Kasımpa§ada (Vasıf), Halıcıoğ lunda (Barbud), Beşlktasta (Suleyman Receb), Ortaköy, Arnavudköy, Bebek ec « < zaneleri. ' Kadıköy Moda caddesinde (Bahaeddln)', Pazaryolunda (Rifat), Usküdarda (Selimiye), Büyukadada (Şinasi Rıza), Heybelidö (Halk), Beykoz, Paşabahçe, A. Hisar eczaneleri. Bir iki satırla J Kütahyada güreş müsabakaları Kütahya 28 Şehrimiz Kızılay şu ^ besinin teşebbüsile 29 mayıs günü büyüK güreş müsabakalan tertib edilmiştir. Şimdiden Dinarlı Mehmed, Mülâyim, Ka • ragöz Ahmed, Dimitri, Bulgar Tiro ile bir çok genc pehlivanlar buraya gelmiş * lerdir. Cemal pehlivanm bugün geleceğî anlaşılmıştır. Bu vesile ile Kütahyanın ehemmiyetli bir spor hareketine sahne ola* cağı anlaşılmaktadır. TJf «Bora» filminde Charles Boyer'le birlikte muvaffakiyet kazanmış olan Michele Morgan Alman Ufa kumpanyası tarafmdan angaje edilmiştir. Maamafih Fransada da senede iki filim çe virmek hakkını muhafaza etmektedir. Almanyada ilk vücude getireceği kordelânın ismi «Tabarin» olacaktır. Eserin rejisörile diğer artistleri henüz belli değildir. + Amerikada «Yeni dünyanın üç yüz senelik san'atı» namı altında büyük bir sergi açılacaktır. Bu sergide sinemaya da büyük bir kısım ayrılacak ve bır filmin nasıl vücude getirildiği iptidasından nihayetine kadar baştan aşağı gösterilmeğe çalışılacaktır. Diğer taraftan 1894 ten 1915 e ve 1917 den 1928 e ve sesli filimlere aid olmak üzere üç gösterme salonu açılacak, o salonlarda hep o devirlere aid kordelâlar geçirilecektir. •^ Geçen akşam Parisin büyük otellerinden birinde filim amili Algazi tara fından «Katia» filmini çevirecek olan Danielle Darieux şerefine bir ziyafet verilmiştir. Bu ziyafette birçok gazetecilerle rejisör Maurice Tourneir de hazır bulunmuştur. jt Eski bir îngiliz aktörii olan C. V. France «Kral olsaydım!» filminde oynamak üzere Amerikaya gitmiştir. Bu ar tist Robert Taylor'un Londrada çevirdiği «Oksford Üniversitesinde bir Amerikalı» kordelâsile «Fakirlik ve zafer» is mindeki piyeste muvaffakiyet kazanmışh. Teşekkür Kıymetli musiki san'atkârlarımızdan kemanî Bay Sadinin daveti üzerine kendisi başta olmak şartile (Bayan Ayda, Bay Hafız Yaşar, cümbüş Bay Ce mal, piyanist Bay Feyzi, Bay Zakir Celâl, kanunî Bay Hasan, klarnet Bay Hayko ve Yavru) dünkü salı günü hastanemizi teşrif bujiırarak hastalanmıza müstesna bir gün yaşatmak şerefini bahşetmişlerdir. Kendilerine alenen teşekküre muhterem gazetenizin delâletini rica ederiz. Yakacık Sanatoryomu Başhekimî Dr. İhsan Rifat D İK K A T bahçesinde yiyiniz. Saat 12,30 ilâ 14,30 da Gölgeli bahçede KONSER Tenzilâth öğle yemeği Tabldot 4 kap 7 5 kuruş NOVOTNİ Öğle yemeğinizi, serin