CUMHURÎYET 17 Mayıs 1938 Gümrüklerde yeni terfi ve tayinler Akrabam olduğunu söyliyen Rocers isimli o zatla, İngilterenin cenubunda oturduğum tarihte tanışmıştım. Kaynatası vaktile benim uzak akrabamdan bir kadınla evlenmişti. O suretle hısım olmuşuz. Hoş, o kadın da sonradan asılarak idam edilmişti ya! Hulâsa, Rocers, aramızda mutlaka akrabahk bulunduğuna inanıyordu. Hergün beni ziyarete geliyor, oturuyor, konuşuyordu. İnsanlar arasında tesadüf ettiğim sempatik, cana yakın ve şayam merak tiplerin en başında bu Rocers gelir. Ziyaretleri esnasında, bir gün, yeni satm aldığım silindir şapkayı muayene etmek istedi. Hemen uzattım. Çünkü, şapkanın içinde yazılı Oksford caddesindeki büyük şapkacı mağazasının adını okuyup bana daha fazla ehemmiyet vereceğini tahmin etmiştim. Fakat o, silindiri eline aldı, evirdi, çevirdi; ciddî ve halime acır gibi bir tavırla, şapkamın bir iki kusurunu buldu çıkardı; sonra, şehrin ya bancısı oldugum için nerelerde iyi mal satıldığım bilmemekte mazur olduğumu söyledi. Size, kendi şapkacımm adresini göndereyim, dedi. Sonra: Müsaade buyurur musunuz? Diyerek eline bir makas, bir de kırmızı kâğıd aldı, bu kâğıdı tekerlek biçiminde kesmeğe başladı. Kenarlannı kemali itina ile düzeltti, altmı zamkladı ve şapkatnın içine, şapkacı mağazasının adresini örtecek surette yapıştırdı. Şimdi, bu şapkayı nereden aldığınız kimse anlamıyacaktır, dedi. Size, kendi şapkacımın markasmı gönderirim, onu bu kâğıdın üstüne yapıştınrsınız. Bunu, son derece soğukkanlılıkla yapmıştı. Bu müddet zarfmda, kendi şapkası da, orada masanın üstünde, buram buram kokular saçarak duruyordu. Bumburuşuk, alabüdigine eski, yağmurdan, kardan biçimi ve rengi kaçmış, etrafı, içeriden dışarıya sızan bir pomata çemberile çevrili, kb'hne birşey! Bir gün de, esvablanmı muayene etti. Muayene neticesinden korkum yoktu. Cünkü, terzimin kapısmda «Son Altes Prens dö Gal'ın, imtiyazı mahsusu haiz terzisi» diye yazılı idi. O tarihte, ekseri terzilerin kapısında ayni yazmın bulun duğunu bilmiyordum. Rocers, esvablanmı görünce halime acıdı, hemen kendi terzisinin adresini yazdı, verdi. Terzisi, yabancı kimselerin hatırı için pek rahatsız olmazmış amma, kendisi tarafından tavsiye edildiğimi söylersem, derhal istedığimi yaparmış. Rocers'in arkasındaki kostüme bir göz attım. Morgan'da, yani kendi terzısinde yaptırdığmı söylediği bu kostüm, 1848 senesinde fılân, bir eskici yahudiden alınmış olsa gerekti. Yeni iken dört dolar kadar etmiş olması muhtemel bulunan bu esvab, yırtık, taraz taraz, ve yağlı idi. Kendimi tutamadım; delik yerini kendisine gösterdim. O kadar müteessir oldu ki, bu hareketimden pişman oldum. Önce, nihayetsiz bir yeis uçurumuna yuvarlanmış gibi oldu. Fakat kendini çabuk toparladı; elile, bütün bir milletin terahhumunu istihkar eden bir hareket yaptı ve: Rica ederim, dedi; bunun hiç ehemmiyeti yok. Üzülmeyin. Başka bir kostüm giyerim. Bu yırtık, mutlaka hizmetkârın marifetidir. Bu sabah beni giydirirken yırtmış olacak! Rocers, hemen hergün kostümümle alâkadar oluyordu. Hergünkü ayni kostümü, hem de İngilterenin Normanlar tarafından fethedildiği tarihten kalma denecek kadar köhne bir kostümü sırtında taşıyan bu adamm, benim esvabımın teferruatile bu derece alâkadar oluşuna taaccüb etmemek kabil değildi. Giyim eşyamda yahud hareketlerimde, Rocers'e beğendirecek birşey bulmağı çok istiyordum. Belki de ayıb sayacağmız bu arzuyu, ayni vaziyette herhalde sizin de hissedecek olduğunuza eminim. Ara dığım fırsat bir gün zuhur etti. Londraya avdet etmek üzere oldugum günlerden birinde, çamaşırcıya verilecek olan kirli çamaşırları saymış, odanın bir köşesine, tınazlar gibi yığmıştım. Çama şırcının defterini aldım, şöyle müstağni bir göz gezdirdim ve masanın üstüne, lâkayd bir tavırla fırlattım. Rocers, defteri eline aldı; yukandan aşağıya bir göz gezdirdi, yekuna baktı ve gene masanın üstüne bırakarak: Çamaşır masrafınız sizi pek iflâs ettirmişe benzemiyor, dedi. Rocers'in eldivenleri acınacak bir en kaz halindeydi. Buna rağmen, ayni eldi venlerden tedarik edebilmekliğim için bana mağaza adresi verdi. Kundurala nndaki deliklere ceviz soksanız sığardı; fakat, ayaklarını şöminenin önüne upuzun uzatır, karşısına geçer, seyrederdi. Kıravatında, üstüne donuk renkli bir cam parçası oturtulmuş bir iğne vardı. Bu taş, ifadesine göre, «morfilitik» bir elmasmış. Manasını Allah bilir. Gene Rocers'in ^ediğine bakılırsa, yeryüzünde iki tanecik olan bu taşın biri bunda, öbür teki de Çin imparatorunda imiş. Bir müddet sonra, bu zırdeliyi, Londrada oturduğum otelin holünde, takın dığı o grandük tavrile karşımda buldu ğum gün fevkalâde memnun olmuştum. Daima, akla hayale gelmiyecek yeni bir delilik icad ediyordu. Arkasındaki es vabdan başka eski bir tarafı yoktu. Ya bancıların yanında bana hitab edecek olsa, mutlaka yüksek sesle konuşur, bana «sir» yahud «general» ve yahud da '<zatı asilâneleri» diye rütbeler tevcih eder; o gün >filân dükün randevusuna, beklenildiğim halde gelmediğimden, yahud ertesi gün falan kontun bizi bekliyeceğinden bahsederdi. Kat'iyyen eminim ki, o dakikada, kendi söylediği şeye kendi de ina nırdı. RADYO Kadın yıldızların kadın ahbabları Marlene Dietrich manikör arkadaşını Avrupaya birlikte getirdi. Joan Blondel berberini şahid olarak nikâh dairesine götürdü Holivud'dan yazılıyor: «Kadın, kadından hoşlanmaz!» diye bir atalar sözü vardır. Bu darbımesel pek doğru olmasa gerek. Çünkü kadını gene kadından başkası anlıyamaz. En dikkatli, en nazik, en centilmen bir erkek bile ruhan bir takım zıd fikir ve esaslardan mürekkeb olarak vücude gelmiş bulunan kadını çok defa idare etmekte aciz gös terir. Fakat burada bir kadın 'yıldızm, diğer bir kadm yıldızla cancığer ahbab olduğu görülmemistir. Yalnız Joan Cravford'la Barbara Stanvik bu kaziyyeden müstesnadır. Diğer bütün kadın yıldızların birer kadın ahbabı vardır amma, onlar kendilerinden daha aşağj içtimaî mevkide bulunan insanlardır. Meselâ Grace Moore'un pek sevdiği kadın ahbabı Jean Draper isminde ikinci derece bir artist tir. Ginger Rogers'ın sıkıfıkı görüştüğü kadınlar yalnız annesile kuzinleridir. Joan Blondel'in yegâne kadın ahbabı saçlarını düzettirdiği kadın berber Ruth Pursley'dir. Joan, bu kadını o kadar seviyor ki, Dick Poveîl'le evlendiği vakit belediye dairesine kendi şahidi olarak onu götürmüştür. Marlene Dietrich, A merikaya ilk geldiği zamanlar Joan Cravford'la pek sevişmişti. Fakat rejisör Von Sternberg, bu ahbablığm meslekî vaziyet itibarile iyi netice vermiyeceğini söyledi ve Marlene, bu ahbablığı feda etmek mec buriyetinde kaldı. Bundan sonra Marlene kendisine sırdaş olarak manikörünü intihab etti ve bu kadından o kadar ayrılamaz bir hale geldi ki «Kızıl ihtilâl» filmini çevirmek üzere Londraya davet e dildiği zaman İngiliz sinema şirketinden kadının harcırahını da temin etmesini istedi. Katherine Hepburn da Laura Har ding namında bir kadınla içtikleri su ayrı gitmiyor denecek derecede dosttur. Laura, revü artistliğinde ufaktefek mu vaffakiyetler kazanmış olmasma rağmen san'at hayatında yüksek bir mevki kazanamanuş olan ve halen iradlarının gelirile yaşıyan bir gene kızdır. Fakat Kat herine'in hem dostu, hem de ayni zaman Tasdikten çıkan listeyi aynen neşrediyoruz Ankara 16 (Telefonla) Tetkik Müdürlüğü eski tetkik memurlanndan Hayreddin Soyören tetkik müdürlüğü memurluğuna, istatistik umum müdürlü ğü ecnebi muhaberat memuru Feridun Kurt neşir işleri şubesi müdürlüğüne, îstanbul muhasebe memuru Fazıl Süer İstanbul üçüncü sınıf muayene memurluğuna, Rize muayene memurluğundan Vekâlet emrinde Sabri Ar Anteb muayene memurluğuna, Mersin muayene memuru Mehmed Ali Tanel İzmir muayene me murluğuna, Kars üçüncü sınıf muayene memuru Necib Öztürk Zonguldak ikinci sınıf muayene memurluğuna, Mersin muayene memuru Mustafa Ekrem İmer Ankara ikinci sınıf muayene memurlu ğuna, Gemlik üçüncü sınıf muayene meMehmed, Salih Hayta Mersin imuru kinci smıf muayene memurluğuna, Alanya idare memuru S;tkı Eren Küllük ikinci sınıf gümrük başmemurluğuna, Mersin ambar memuru Hıdır Erdmc Kars am bar memurluğuna, Kars ambar memuru Ali Yeğin Mersin ambar memurluğuna, Tekirdağ muayene memuru Ziyaeddin Güraydın îzmir ithalât gümrüğü muayene memurluğuna, İzmir yolcu salonu ambar memuru Naim Koçer Kars ambar meurluğuna, Kars ambar memuru Mithat Yaldız îzmir yolcu salonu ambar memurluğuna, İzmir muayene memurluğundan Vekâlet emrinde Basri Ataal T e kırdağ üçüncü sınıf muayene memurlu ğuna, İzmir başmüdürlük memuru Fikri Güraltın Anteb ihtiyat memurluğuna, Mersin ihtiyat memuru Muammer Tez can Zonguldak üçüncü smıf muayene memurluğuna, gümrük işleri müdürlüğü memuru Sadık Değim Gemlik üçüncü sınıf muayene memurluğuna, Anteb gümrüğü mümeyyizliğinden açıkta Tevfik Berdan Mersin müdürlüğü memurluğu na, Mersin memuru Şükrü Çubukçu Mersin gümrüğü memurluğuna, İstanbul başmüdürlüğü manifesto memuru Ca vid Bıyıkoğlu Bandırma gümrüğü manifesto memurluğuna, İzmir asliye mahkemesi zabıt kâtibi namzedi Fuad Çalık İzmir ihracat gümrüğü memur namzedliğine tayin edilmişlerdir. aksamki programj ANKARA: 12,30 karışık plâk neşriyatı 12,50 plâk: Tiırk musıkısi ve halk sarkıları 13,15 dahıli ve haricî haberler 18,30 plâkla dans musiklsi 19,15 Turk musıkisı ve halk şarkılan (.Hıkmet Rıza ve arkadaşları) 20 saat ayarı ve arabca neşriyat 20,15 Türk mosikısı ve halk şarkıları (Salâhaddm Şenar ve arkadaşları) 20,45 keman solo (.Viyolonist Necdet Remzi Atak> piyanoda: Marsel Bi 21 konferans: (.Bolu saylavı Cevad Abbas Gürer) 21,15 stüdyo salon orkestrası 22 ajans haberleri 22,15 yarınki program ve Lstıklâl marşı. İSTANBUL: 12,30 plâkla Türk musiklsl 12,50 havadis 13,06 plâkla Turk nmsikisi 13,30 muhtelıf plâk neşriyatı 14 son 18,30 spor ve genclik bayrama: Faklh Ozlen, Yüksek Mühendis mektebinden 18,40 plâkla dans musıkisı 19,15 konferans: Fatih Halkevi namına: Reşad Ekrera. Koçu 19,55 borsa haberleri 20 Vedia Rıza ve arka daşlan tarafmdan Turk musikisi ve halk şarkıları 20,45 hava raporu 20,48 Omer Rıza tarafından arabca söylev 21 Tahsın Karakuş ve arkadaşları tarafından Türk musücisi ve halk şarkıları, saat ayan 21,45 orkestra 22,15 ajans haberleri 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 22,50 son haberler ve ertesi günün programı 23 son. Bir gün, gene geldi ve o akşam, dük dö Varvik'in konağma davetli olduğumuzu söyledi. Ben, şahsan davetli bulunmadığım cevabını verince, Hiç ehemmiyeti yok, dedi. Dük benimle çok teklifsizdir, dostlarıma karşı da ayni teklifsizhği gösterir. Arkamdaki esvablarla gidip gidemiyeceğimi sorunca, bunun muvafık olmıyacağmı, gece, hangi centilmenin evine gidilirse, mutlaka frak giymek lâzım geldiğini söyledi. Ben giyinirken o beni bekliyecekti. Sonra, onun evine gidecektik. O hazırlanıncıya kadar ben bir şişe şampanya, bir yaprak sigarası içerek onu bekliyecek tim. Bu maceranın nasıl neticeleneceğini fevkalâde merak ettiğim için derhal hazırlandım, ve Rocers'in evine doğru yola çıktık. Yayan yürümemizi teklif etti. Mahzur olmadığı için kabul ettim. Çamurlara bata çıka, sisler ortasında, dört mil kadar yol yürüdük. Nihayet, Ro cers'in apartımanını bulduk. Burası, kenar bir mahallede, bir berber dükkâmnm üstünde, alelâde bir oda idi. Odada iki iskemle, küçük bir masa, eski bir bavul, bir köşede, yere konulmuş bir tas bir de su kabı vardı. Düzeltilmemiş bir yatak, bir ayna kırığı, bir de, çiçek saksısı bu eşyaya inzımam ediyordu. Rocers, bu çiçeğin «asırlık» bir nebat olduğunu söyledi. Tetkik müdürlüğü memuru Lâtif DeSonra, bakır bir şamdana takılı yarı yanmış bir mumu tutuşturdu, oturmamı teklif mirci, Hayri Tunay ve tetkik âmiri Ce lâl Sidar, îstanbul başmüdürlüğü kimyaetti: geri Süleyman İsa Yalnız birer derece ter Kendi evinizdesiniz, dedi; ümid efi ettirilmişlerdir. derim ki hararetiniz vardır. Size, her kuİzmir gümrüğü muayene memuru Sabla nasib olmıyan bir şampanya ikram etri Gencoğlu Mersin gümrüğü muayene mek arzusundayım. Yoksa Şerri veya memurluğuna, Zonguldak ikinci smıf Porto ıtıu tercih edersiniz? Örümcek ağlamuayene memuru Mehmed Sabri Çaga rile örtülü öyle bir Porto şarabım var ki! tay ayni gümrük birinci smıf muayene Ağların her tabakası bir nesil temsil eder. memurluğuna, Derince gümrüğü muayeYaprak sigaralannı da artık kendiniz inne memuru Mazhar Bako Cizre gümrü tihab edersiniz. ğü muayene memurluğuna, istanbul başRocers, başını kapıdan dışarı uzattı ve müdürlüğü muayene memuru Feyzi seslendi: Kutalan Karkamış gümrük memurluğu Sakvil! na, Akçay memuru Hikmet Okutan ÇoSes yok. Bir daha seslendi. Gene ses banbey gümrük memurluğuna, İstanbul yok. başmüdürlüğü birinci smıf idare memuru Allah Allah, bu kilerci de nereye Mazhar Özünal Karabük ikinci smıf gitti? Hizmetkârlanm benden izinsiz hiç başmemurluğuna, Mardin gümrük memubir yere gidemezler amma... Bak kera ru Ahmed Remzi Yurdcan Mürşidpınar tanm yediği halta! Anahtarlan da alıp muhasebe memurluğuna tayin edilmişler gitmiş. Anahtarsız, öteki odalara da gire dir. miyeceğim! Rocers'in, girdiği çıkmazdan sıyrıl yerleştirdi. Yakayı ucuz sıyırdım! dedi. mak için çare aradığmı, şampanya hikâyesini ondan dolayı uzattığını anlıyor Ne oldu kuzum? dum. Sakvil, ses vermeyince, bu sefer: Kontes oradaydı! Orada olursa ne çıkar? Kontes sizi Anglezi! tanımaz mı? Diye seslendi. Anglezi'de de cevab Tanımaz olur mu? Tanır amma, yok! Bu münasebetsiz seyis, bununla benim için de deli divane olur. Baktım ikinci defadır ki habersiz kayboluyor. kı orada, hemen sıvıştım. Beni göreme di. İki aydır kendisini görmüyorum. BöyYarın kovacağım! Rocers, Tomas'ı çağırdı; cevab yok! le habersiz, birdenbire girersem geçtim Teodor'u çagırdı; cevab yok! Nihayet: olsun, kadının bir yerine iner de... Pek Anlaşıldı, dedi. Hizmetkârlar, be yufka yüreklidir, bu anî darbeye tahamnim bu saatte, eve gelmeme alışık olma mül edemezdi. Şehirde oîduğunu bilmi dıklan için hepsi bir yere savuşmuş! Se yordum, şatosunda zannediyordum yisle uşak o kadar lâzım değil amma, ki Aman müsaade edin, biraz kolunuza yaslerci bulunmayınca ne şarab içebiliriz, ne lanayım... Bir saniye, çok değil... Mer de sigara. Oda hizmetçim de yardım et si, şimdi biraz daha iyiyim... Teşekkür ederim, çok teşekkür ederim... Talihim medikçe giyinemem. Giyinmesine ben yardım etmek teklifin varmış, ucuz kurtuldum! Netice itibarile, benim dükü ziyare de bulundum. Şiddetle reddetti. Esasen, tim, çıkmaz aym son çarşambasına kaldı. oda hizmetçisinin tecrübeli elîerile giydirilmezse rahat edemezmiş. Nihayet, dü Fakat, o akşam gittiğimız ev hakkmda kün, esvaba filân ehemmiyet vermiyecek sonradan bir tahkikat yaptım. îçinde bin kadar eski bir arkadaş olduğunu söyledi. kadar nüfusun banndığı bir han değil Çıktık. Bir kira arabasına bindik. Ar miymiş! Rocers, geçen yaz, deniz kenarmda, kadaşım, arabacıya bir yer tarif etti, yoKont dö Ramsgat'ın şatosunda öldü. la düzüldük. Eski bir binanın önüne geldik. Arabadan indik. Rocers'in boynunda hiç kolalı yaka görmemiştim. Bir fenerin önünde durdu, cebinden, yıpranmış bir kâğıd yakalık çıkardı; ucunda sallanan eski bir kıravatla beraber bu yakayı boynuna geçirdi. Evin merdivenlerinden çıktı, içeri girdi. Girmesile çıkması da bir oldu. Bana doğru acele acele geldi: Çabuk, dedi, yürüyün gidelim. Pürtelâş, oradan uzaklaştık, sokağın köşesini döndük. Rocers: O h ! dedi, kurtulduk! Kıravatını, yakasını çıkardı; cebine Yabancı merkezlerden müntahab parçalar Operalar Joan Blondell da rehberi, müşaviri, kasadarı, empre zaryosu, rekîâm şefıdir. Katherine'in el bıselerını o seçer, rollerinı ilk defa kendi huzurunda oynatır, ziyafetlerde misafir leri o seçer, tatil zamanı geldi mi, onun ne suretle ve nasıl geçeceğini o tayin e der. Carole Lombarde'ın kadm arkadaşı da Madeleine Fields isminde bir kadındır. Bu kadın evvelce sinema stüdyolarında tehlikeli vaziyetlerde yıldızların rolünü oynıyan sağlam vücudlü ve sporcu bir artisttir. Carole'e tıpkı bir anne, bir mürebbiye, bir hastabakıcı gibi nezaret et mektedir. O bir şey söylesin, o bir perhiz tavsiye etsin de Carole yapmasın ve tutmasm imkânı yoktur. Myrna Loy ise, kendisini beyaz per dede duble eden kadından ayrılmaz. Görüyorsunuz ki her kadm gibi kadm yıldızlar da samimî bir kadm arkadaş edınmekten müstağni kalamamışlardır. Çünkü onlara da hangi şapkamn, hangi elbisenin yakışıp yakışmadığını söyliye cek, meslektaşları onu çekiştirmeğe baş ladılar mı, müdafaa edecek, muhtac ol dukları nasihatleri verecek, derdli za manlarında teselli membaı olacak biri lâzımdır. 20,55 Hamburg: Uçan Holandalı (Vag« ner'in). 21,10 Varşova: lontes Rache (Vale * vski'nin). 21.50 Strasburg: Travyata (Verdi'nin). 22,05 Roma: Opera binasmdakl temsilin nakli. 23,15 Brıtış Naşyonel: Rayngold (Vag •* ner'mj dordüncü perdesi. Büyük konserler Bruksel: Şuman (Kadın aşkı vfl hayat). 21,05 Bruksel: Asrî muslkl. 21 45 Munih: Asri Ispanyol musikisi. 22,05 Varşova: Şopenin piyano muslkl22,05 Mılâno: Senfonik konser. 22,25 Prag: Bethofen (Yedinci senfonl)', si. 19,35 Oda musikileri 23,35 Doyçlandzender: Dohnanyi parçası C = dur). (tri«J Operetler 22 05 Luksenburg: Lâ Haut (İven'iny, Maurice Chevalier tarafından. NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece şehrimizin muhtelif semtlerin •* deki nobetçi eczaneler: istanbul cıheti: Eminonünde (Mehmed Kâzım), Alem darda (Arif Neşet), Kumkapıda (Belkis), Kuçukpazarda (.Hikmet Cemil), Şehzade ı başında (I. Hakkı), Fenerde (Vitali), Ka ragumrükte (Suad), Şehremininde (Nâ zım), Aksarayda (E. Pertev), Samatyada (Teofılos), Bakırkoyde (Merkez), Eyubda (Arif Beşer) eczanelerl. Beyoğlu ciheti: Pangaltıda (Nargileciyan), Taksim İs tıklâl caddesinde (Limonciyan), Lstiklâl caddesınde (Dellasuda), Karakoyde (Hüseyin Hüsnüt, Kasımpaşada CMüeyyed), Haskoyde (Nesim Aseo), Beşiktaşta (Vidin), Ortakoy, Arnavudkoy, Bebek eczaneleri. Kadıköyde Moda caddesinde (Bahaed din), Pazaryolunda (Rifat), Üsküdarda (Ömer Kenan), Büyükadada (Şinasi Rıza), Heybelide (Halk), Beykoz, Pasabahçe, A. Hisar eczaneleri. Şarlo sesli filim mi yapmak istiyor? Constance Bennett davadan bıkmıyor Davet Karadeniz Talebe birliği başkanlığından: Birliğimiz, yıllık bayram gününü kutlulamak için 19 mayısta Maksim salonConstance Bennett larmda tertib ettiği eğlenceye bütün üyelerini davet eder. Eğlencemiz saat' Holivud'dan 1 mayıs tarihile haber 1521 e kadardır. verildiğine göre ötedenberi mücadeleci liğile şöhret bulmuş olan sanşın yıldız Alenen teşekkür Constance Benettı en küçük vesilelerle Kızımm müptelâ olduğu hastalıktan davacı ve dava edılen mevkilerinde mü dolayı kazamız hükumet doktoru Yahtemadiyen mahkeme huzuruna çıkmak ya Kemalin tedavisine karşı ebedî şüktan bıkmamaktadır. Meselâ, son zaman ranlarımı alenen arz ederim. Kemah Hazine dava vekili larda adalet kapısında birkaç davası bırEsad Pasin den görülmektedir. Bunlardan birincisi münekkid Jimmy Fidler aleyhine açmış olduğu davadır. Kendisini haksız olarak tenkid ettiği için evvelâ 50 bin, sonra da 350 bin dolar zarar ve ziyan taleb etmektedir. un şeheseri Geçen sene filim şirketlerinden biri zamanından evvel kuntratını feshetmiş olduğu için mahkemeye müracaat etmiş ve 35 bin dolar tazminat almıştı. Altı ay evvel Türkçeye çeviren : resmini yaptırdığı bir ressama tablonun İBRAHİM HOYi ücreti olan 3 bin doları vermemiş, gene Bütün kitabcılardan arayınız. mahkemeye düşmüştü. Sebebi Cons tance'ı bir bar iskemlesi üzerinde resmetmiş. Artist: Ben akşam sabah için bir ayyaş kadın mıyım ki böyle yaptınız? Diye tutturmuş. îki ay evvel de ısmarŞehzadebaşmda lamış olduğu senaryoları vaktinde hazırTUEAN TİYATROSU layıp teslim edemiyen iki senaryocuyu Halk san'atkârı Naşid mahkemeye vermiş ve kendilerinden 62 ve arkadaşları bin dolar tazminat istemişti. Amma çetin Miçe Pençef varyetesi kadın! Kahpe dünya Operet 2 perde •^ Kolombiya şirketi Gloria Blondell Kaybolan adam, komedi 1 perde isminde yeni, ve gene bir artist keşfetmişDans, solo, düet. tir. Bu kız tanınmış artist Jean Blondell'in kızkardeşidir. Stüdyoda ablasının 1SPARTADA bir filmini seyir için gelmişken rejisörler Sebat Kütübhanesi Tunus den birinin nazarı dikkatini celbetmiş ve oğlu Lutfi kendisine yaptırılan tecrübeler de iyi neCumhuriyet Gazetesinin ve bütün tice verdiği için derhal angaje edilmiştir. mekteb kitablan, kırtasive, gazete Yakında bir filim çevirmeğe basjıyacak ve mecmuaların tevzi veridir. tır. Şarlo şehir kıyafetile Sarlo hakkında gene birbirine aykırı birçok rivayetler deveran etmeğe başladı. Onun, başrolü karısı Paulette God dard'ın oynıyacağı ve kendisinin rejısörlüğünü yapacağı bir filim hazırladığı malumdur. Fakat Paulette senaryoyu mu beğenmedi, ne oldu, o filmi çevirmeğe baslıyacağı yerde kalkıp baska bir şir ketle kuntrat akdetti ve orada çalışmağa başladı. Bu hâdiseye fevkalâde canı sıkılan Sarlo'nun karısma inad şimdiye kadar kat'î bir taassubla sadık kaldığı prensi pinden vazgecmis olduğu ve sesli filim yapmağa karar verdiği hakkmda bir şayıa deveran etmektedır. Hatta birçok senaryolan kendisile birlikte yazan arkadaşı Konrad Berkovic'i çağırarak kordelânın senaryosunu bıle hazırlamaga baslamıstır. Gene bir rivayet olmaktan daha ileri gidemiyen bazı haberlere göre Şarlo ilk cevirdiği sessiz filmi sesli ve sözlü olarak tabiî birçok tadilâtla yeniden yapacakmış. Kadın partönerinin kim olacağı henüz pek belîi olmamakla beraber gene Paulette ile anlaşarak bu eseri de onunla birlikte oynaması ihtimal dahilindevmis. ÇIKTİ H İ A N A T H TAGORE Bahcıvan 30 kuruş LiLY DAMiTA ve (ingiliz Maurice Chevalier ) si JACK Buchanan tarafından bir dans ve musiki harikası ikinci (Karyoka) filmi SAKARYA SİNEMASINDA Bugün matİDelerden itibaren TiNO ROSSi ViViANE ROMANCE ve MiREiLLE BALiN ^•H^H Seanslar saat 2 den itibaren başlar YAKAN ve ilâveten : Görmek fırsatt kaçırılmıyaeak güzel bir film R A N G A BUSELER