17 Mayıs 1938 CUMHURİYET Hâdiseler arasında BEYNELMÎLEL PORTRELER Bir gramer ihtilâfı Balkanlarda Alman T italyan rekabeti yok! Bir İtalyan gazetesi, Balkanların nüfuz mmtakalarma taksim edileceği şayialarını reddediyor Roma 16 Giornale d'îtalia gazetesi, bir başmakalesinde, İtalyan ve Alman hattı hareketlerile hâdicelerini, Roma ve Berlin arasmdaki karşılıkL itimadın sanki zayıflamış olduğunu gösterir bir tarzda iraeye çalışan Fransızlann bu husustaki müteaddid tefsirlerini, düşüncelerini te barüz ettirmektedir. Bu gazete diyor ki: «Bu, İtalyayı ve Almanyayı birbirin den ayırmağı istihdaf eden malum hare kete aid teşebbüslerdir. Bu teşebbüsler, daha doğmadan muvaffakiyetsizliğe mahkumdur. Fakat bu manevralar, Roma ile Paris arasındaki münasebetleri tavzıhe matuf diplomatik görüsmelerin yeniden başlamasına tesadüf ettiği için, şurası derhal teyid olunmalıdır ki bu rrr^evralar, ancak Fransız arzularının ak;i ^ 'i celerini verebilecektir. Almanya arasında tesis ve bir çok defa teyid olunan demir tesanüdü, ne boza bilir, ne de bu demir tesanüdün yerini tutabilir. Fakat bu gibi manevralar, hâdi selerin realitesile taaruz etmekte ve bir çok defa, îtalya ile münasebetlerin tanzimi için Fransada doğan faaliyetle çok fena çarpışmaktadır. Tuna ve Balkan Avrupasmı, sanki italyan ve Alman milletleri arasında derin bir rekabet varmış ve sanki İtalya \e Almanyanm çok büyiik hürmet beslediği hükümran devletler değil de Afrika ve Asyanın keşfedilmemiş mıntakalan kabileleri mçyzuubahis imiş gibi Alman ve İtalyan nüfuz mıntakalarına taksim için sözde Mussolini Hitler plânlan mevcud bulunduğu hakkmdaki icadlar da bu manevralara dahildir. ürkçede eski bir gramer münakaşası vardır: Nefi edatı olan «ne» ile başlıyan cümleler müsbet fiil mi alırlar, menfi mi? Okuyucularımdan biri de bunu bana mektubla soruyor ve son makalemin içinde her iki şekli de ihtiyar ettiğimi hatırlatıyor. Ebüzziya Tevfik, bu nefi edatının, rolüne dair bir kitab yazmağa bile lüzum görmüştü. Münakaşa, son ay'ıara kadar, matbuatımıza bir çok defalar aksetti. Benim fikrim şudur: Eğer, «ne» ed^tından sonra fiil, arayere birkaç fail ve mef'ul karışmıyarak, nihayet bir iki kelime fasıla ile o edatı takib ediyorsa müsbet gelmelidir. Fakat arayere birkaç kelime, birkaç fail ve mef'ul karışıyorsa, baştaki «ne» edatmın nefyetme tesiri zaafa uğradığı için fiil menfi gelmelidir. Okuyucumun bahsettiği makalemde iki şekli de ihtivar edisimin sebebi budur. Fakat misalleri kendimden değil, eski ve yeni edebiyatımızdan alarak fikvimi tasrih edeyim: Ne kendi eyledi rahat, ne halka verdi huzur M. Hor Belişa M. Nevil Çemberlayn'in, iktidar mevkııne geçtıkten sonra, herkesı hayrete dıişüren bir kararla Harbıye Nezaretine getırdığı Leslie Hore Blisha'nın macerası, Kont dö Bıkonsfıld adıle bir Dızraelinin, Marki dö Rıding adile bir Rufus îzak'ın ıkbale erdıklerı bu nev'i şahsına münha sır ve yeryüzünde eşsiz İngiliz parlamentosu muhıtının en taaccüb edılecek hâdiselerinden birisidir. 1898 de dünyaya gelen Hore Belisha, Londra sosyetesinın ve siyasî mehafilinın haseb neseb aramak hususundaki teces süsüne rağmen asılları tamamen meçhul olan bir ana ve babadan doğmuş olmakla beraber, bugün, kırk yasında, mensub olduğu neslin en gözde ve en muvaffak olmus politikacılarından biridir. Mslekî hayattaki ilerleyis noktasından onunla mukayese edılebılecek olan tek kişi Antonı Eden'dir. Hore Belisha'nın, hayatının ilk yirmi bes senesıle ondan sonrakı yılları zarfında başardığı çok parlak işleri nasıl oiup da bir arada muvaffakıyete RÖtürebildi ğıni anlamak müsküldür. Klayfton Kolejınde, Pariste ve Haydelber^'de parlak surette tarısil etmiş; Büyük Harbde binbaşı rütbesi ihraz etmis, şimdi de fa'nıî albay rütbesini taşımakta bulunmuştur. Onu, 1919 da, Oksford'lular cemivet: reisi olarak görüyoruz. Bu unvan, Hore Belisha'nın üniversiteliler tarafından nekadar sevildiğini ve h'tabette nekadar kuvvetli olduğunu gösterir. Hore Belisha, ünıversiteyi bitirdikten sonra baroya kaydedilmış ve yirmı beş yaşında iken siyaset mücadelesine atılmıştır. Bu arada, Hore Belisha'nın dul an nesi, Adair Hore isminde bir sivil devlet memurile evlenmiş bulunuyordu. Hali'rıazırda, sir unvanı taşıyan ve hâlâ devlet memuru olan bu üvey baba, gene Be lisha'nın ricası üzerine, kendi ismine Hore adını ilâve etmesine izin vermiştir. Oksford'dan henüz çıkan Hore Be lisha, siyaset sahasındaki mücadelesine, ıntihabat esnasında gösterdiği cür'atkârlıkla başlamış ve güzel bir muvaffakiyet kazanmıştır. 1923 te, Devonport müntehitlerinin ekseriyeti tarafından memnuni yetle karşılandığı kanaatini veren liberıllik etiketini seçmiş, muhafazakâr rakiSini mağlub etmiştir. Girginlik, meharet, bilmek ve öğret mek gibi dört parlak meziyete sahib olan Belisha, Loid Corc'un sukutuna kadar onun taraftarı olmuş, sonra siyonistlerin üstadı âzamı olan, dindaşı Sir Herbert Samuel ile ittifak etmiş, ondan ayrılıp liberal rasyonellerle birleşmistir. Rüzgâ rın nereden eseceğini onun kadar iyi bilen nsan zor bulunur. Ve bu sayededir ki, ne ailesine, ne dostlarına hiç birşey med yun olmadı, daha otuz üç yaşında iki nezaret makamını işgal etmiştir. Hore Belisha, nezaret merdiveninin ilk basamağına, 1931 senesinde Ticaret Nezaretı daımî parlamento kâtıbi sıfatile adım atmıştır. 1932 de Maliye Nezare tine geçmiştir. Onun bu nazik mevkileri ısgal ettığı tarıhlerde kendısile iş hususunda temas etmiş olan herkes, Hore Beli sha'nın şiddetli zekâsını ve çalışma kudret ve kabiliyetini sitayisle anar. Hore Beli=ha. 1932 de Nakliyat Ne |HEM NALINA MIHINA Ayasofyayı bu çirkinliklerden kurtarınız! I M. Hore Belisha zaretini işgal etmek suretile kabinenin mahremiyetine girmiftir. İngilizlerin cok ehemmıyet verdiklen aristokratık evsaf tan külliyen mahrum olmasına rağm»n, ısmi etrafında alâka uyandırmasını bıl mek sayesinde, halkın teveccühünü ka zanmağa muvaffak olmuştur. Hore Belisha, 1937 de. Başvekil Nevil Çemberlayn tarafındın Harbiye Nazırlığına elyak görülerek seçildiği vakit, 39 ya^ında bulunuvordu. On bir aydanberı devam eden tam faalıyetın netıcesmı çok parlak göstermeğe ımkân yoktur. Ingıhz Başvekılının, Hore Belisha'yı Harbiye Nezaretine getirmekten maksadı, ordunun çok muhtac olduğu gönüllü efradı askerlik subelerine celbet mek ve askerliğe ısındırmaktı. Gerçı, on bir aylık zaman zarfında yüksek kumanda heyeti gencleştırılmış, bütün matbuat bunun medih ve senasıle dolmuştur. Fa kat gazetecileri ordugâh ziyaretine davet etmek, onlara yeni malzeme göstermek, zıyafetler vermek, nazırın refakatınde seyahatler tertib etmek, bu neşeli ziyafeüerin ve gezintilerin fotoğraflarını neşret mek, güzel şeyler olmakla beraber, askerlik subelerini gönüllü efradla doldurmığa kâfı ge'memiştir. Mösyö Baldvin'in, 1935 senesinde büyük ümidlerle Harbiye Nezaretine getird;ği Duf Cooper gibi, Nevil Çember layn'ın ona halef olarak seçtığı Hore BeIı?ha da, memleketm ordu hakkında beslediği alâkasızlığı tadile muvaffak ola mamıştır. İngiliz Harbiye Nazırı, bir senedenberi, fabrikaların gece gündüz modern es lıha ve malzeme ımalıle meşgul olmasına mukabil, bu muazzam teslıhatı kullanacak efradın mevcud bulunmadığı yolundaki tenkide, bütçe müzakeresinde cevab vermiş, asıl müşkülâtın efrad tedarikinde değil, bunları tensık etmekte olduğunu söylıyerek, kabil olduğu kadar az efrad istıhdamı fıkrını müdafaa etmiştir. Bugün ıçın, Hore Belisha'nın Har bıye Nezaretını işgal etmesı, İngiliz zi mamdar sınıfının, memlekete fayda ve receğine kanaat getirdıkleri yabancı unsurları temessül ettirmek hususundaki sistemlerinin bir tezahüründen ibarettir. Kudüste gene kanlı Emniyet teşkilâtı hâdiseler basladı kanununda tadilât Bir musademede 20 kişi öldürüldü Kudüs 16 Filistinin şimalinde, Akkâ yakınmda vukua gelmiş olan mu sademede tethişçilerden 20 kadar mak tul düşmüştür. Diğer taraftan dün bir pusuda yaralanmıs olan 2 İngiliz askeri ölmüştür. Mısraında «ne» edatile «eyledi» ve «verdi» fiilleri arasında, edatın Politikanın icablarına ve bilhassa ha nefyetmek rolünü zaafa uğratan bir Bununla beraber şurasını da ilâve ede kikate hürmet etmek istiyorsa Fransız kaç kalime olmadığı iç*n filler müslim ki italyan Fransız münasebetlerin matbuatının bu sisteme bir nihayet verme bet gelmîstir. MuaUim Nacinin: deki samimiyetin yeniden tesisi, îtalya ile si lâzırrdır. (a.a.) Ben ne Mesihî, ne Mesiha demim, Zevki hakikatte arar âdemim. Ve Yahya Kemalin: Ben ne harabî, ne .harabatiyim, Kökü mazide olan âtiyim. Beyrutta ievkif edilenler Londra 16 (Hususî) Beyrutta bazı karışıklıklar zuhur ettiğinden, polis 70 kişiyi tevkif etmiştir. Bunların Lüb nan hükumetini devimıek istediği ve Fransız mandasının idanıesine taraftar oldukları haber M. Metaksas'ın Tripolis'te söylediği nutuk Atina 16 Dün Peloponezyada bir tetkik seyahatine ç.kmış olan Başvekil Metaksas, bütün istasyonlarda heyecanla s£İâmlanmış ve Tripolis'e geldiği vakit milletin ve bilhassa işçinin ve köylünün lehine olan icraatından dolayı halk tarafından kucaklanmış, ve el üstünde taşın mıştır. Metaksas, söylediği nutukta, milletin ittifakla itimadına mazhar olan hükumetin millete hizmet etmek olan vazifesini ifada devam edeceğini kaydeyledikten sonra haricî vaziyet hakkında demiştir ki: « Silâh kuvvetine istinad etmiyen ve rhünhasıran ricaya .istirhama dayanan bir siyaset milletimiz gibi bir millete ya raşamazdı. O millet ki, yalnız hava kuvvetleri için bir senede ve bir hamlede 300 milyon drahmi vermiştir. Milletin makul ferd hürriyeti çerçcvesi içmde kabul ettiği disiplin sayesinde bütün hedeflere va Ankara. 16 (Telefonla) Sıhhiye Vekâleti teşkilâtmda bir müsteşar mua racağız.» (a.a.) vinliği ihdas edilmişti. Bu müsteşar mutzmirde bir katil asıldı avinliğine birinci sınıf sıhhiye müfettişi îzmir 16 (Hususî muhabirimizden) doktor Zihni tayin edildi. Hıfzıssıhha Yedi sene evvel Izmirin Cumaovası nahi dairesi reisliğine, muavinliğini ifa e yesinde 600 lira parasına tamaan arka den doktor Şerefeddin Ataman, sicil ve daşı Hüseyni işkence ile öldüren Harput memurlar şubesi müdürlüğüne de doklu Bekir oğlu Osman yarın sabah (bu sa tor Salih Tezcan tayin olundular. Sıhhiye Vekâletinde yeni müsteşar muavini Beyitlerinde de böyledir. «Ne gelen var, ne giden» misalinde kaide daha sarihtir. Fakat, Ahmed Haşimin: Ne sen, ne ben, Ne de alâmı Jikre bir mersa Olan şu mai deniz, Ankara 16 (Telefonla) Emniyet teşkilâtı kanununun bazı maddelerini de Melâli anlamıyan nesle âsina değiliz. Mısralannda, «ne» ile «değiliz» ğiştiren lâyiha, Meclise verildi. Lâyihanın esaslarına göre, zabıta teşkilâtı umu arasına giren on iki kelime, edatın mî ve hususî olmak üzere iki kısma ay nefi tesirini azaltmış olduğu için, şair, nlmaktadır. Umumî zabıta, silâhlı bir «asinayiz» yerine menfi şekli tercih kuvvet olan polis ve jandarma, hususî za etmiştir. bıta umumî zabıta haricinde kalan ve huTürk gramerinin, belki yarım asırsusî kanunlara göre teşekkül ederek mu danberi tereddüdü ve münakaşası ayyen vazifeleri gören kuvvetlerdir. Po devam eden bir ihtilâfı hakkında fiklis, idarî siyasî ve adlî kısımlara ayrıl rimi yazmayı lüzumsuz bulmadım. maktadır. Meslektaşlarımın mütalealannı da Belediye zabıta işleri lüzum görülen merak etmiyor değilim. PEYAMl SAFA yerlerde idarî polis kadrosundan ayrılan ve tahsisatı belediyelerce konulan bir kısım tarafından ifa edilecektir. Belediye lerden verilecek tahsisat nisbetinde kad rodaki başkomıser, komıser ve komiser muavini ve polis sayısı İcra Vekilleri Heyeti kararile çoğaltılabilecektir. Lise derecesinde olan polis kuvvetle rine liseler hakkındaki kanun ve nizamlar tatbik edılerek ortamekteb mezunları alınacak, Koleji muvaffakiyetle bitirenler polis memuru olacak ve Koleji bitireSalamanka 16 Frankist kıtaat, Terek mesleğe girenler 15 sene bilfiil hizruel cephesinde ilerlemektedirler. Bu kımet etmedikçe istifa edemiyeceklerdir. Emniyet ve polis memurları haricinde taat Siyerra Gudare'yi düşmamn muankalan memur ve müstahdemlerle mua nidane mukavemetine rağmen geçmişlermelât memurları, inzıbatî suçlardan do dir. layı merkez veya vilâyetlerden inzıbat Frankistler, cumhuriyetçilerin Kurbakomısyonlanna veya polis divanlarına lan mıntakasında inşa etmıs oldukları besevkolunacaklardır. tondan çemberi yarmışlardır. İglesela mıntakasında fena havalar ve anzalı arazi, Frankistlerin ilerlemelerine mâni olmaktadır. Bazı maddeleri değiştiren lâyiha Meclise verildi ir seyyah kafilesi Ayasofyanm etrafını dolaşıyor. Turistler, bu tarihî san'at ve medeniyet abidesini merakla ve hayretle seyrediyorlar. Fakat, Ayasofya etrafındaki dolaşmalar isterseniz tarıh ve san'at tavafı dıyiniz esnasında, arada sırada, yüzlerini buruşturuyorlar. Belli ki birşeyden memnun olmuyorlar, belli ki hoşa gitmiyen bir cirkinlik görüyorlar. Yüzlerini ekşitmekte hakları da var. Bir tarafta, yanan Adliye binasının, üzerinde yer yer otlar bitmiş, molozları tepecikler halinde uzanıp gidiyor. Diğer tarafta, Ayasofyanın dibinden Topkapı sarayına doğru giden caddede, Ayasofya bmasma yapışık, ahsab ve harab beş dükkân var. Bunlar, kene gibi, o muhteşem abidenin güzel vücudüne yapışmışlar. Bu dükkânlann dört tanesi şimdi meskendir; bir tanesi de mahalle kahvesi... Dükkânların önü çamasır ve bulaşık sularıle sulanmış. Pencerelerinin camları kâğıd şeridlerle kafes haline konulmuş, bazı günler, burada yıkanmış çamaşırlar asılıp kurutuluyor. Caddenin kenarına ve abidenin duvarlarının dibine süprüntü dökülmüş, aç kedile, bunların arasında cirid oynuyor. Ayasofyanın dışındaki ve içindeki azametle tam bir tezad teşkıl eden bu sefıl manzaraya nasıl tahammül ediyoruz? Hani tarihî abidelerin etrafı temizlenecekti? Bu molozlar ne vakte kadar duracak? Istanbul ımar plânının tatbıkına başlanacağı zamana kadar mı? O beş viran, ahşab dükkânın Ayasofyanın koîları arasında ışı ne? Bu çirkin salaşlar, günün birinde tutuşursa, paha biçilmez bir kıymette olan Ayasofyanın tehlikeye düşeceğını görmüvor muyuz? Bu dükkânlar kimindir? Sahibleri bir devlet dairesi ise onların kirası bu daireyi ihya mı ediyor? Sahibleri hususî ferdlerse, bunların istimlâki ve yıkılması, başarılamıyacak kadar masraflı bir iş midir? Elbette değil. O halde molozlar ve salaşlar neden duruyor? Şundan duruyor ki oradan geçmiyoruz ve bütün bu çirkinlikleri görmüyoruz. Oradan seyyahlar geçiyor, bunları görüyor, yüzlerini ekşitiyorlar ve kimibilir, neler düşünüyor ve neler söylüyorlar? Avasofyavı ve rejımın medenî şöhret ve mevkiıni bu çırkinlıklerden kurtarınız İspanyada dahilî harb devam ediyor Franko kuvvetleri Teruel cephesinde ilerliyor Etem Tunçel dün defnedildi Vukuu vefatını teessürle kaydettiğimiz Samsun meb'usu Etem Tunçel'in cenaze merasimi dün yapılmış ve Edirnekapısındakı metfeni mahsusuna defnedilmiştir. Merasimde Eyüb kaymakamı, bir jandarma müfrezesi ehibba ve eviddasından pek çok zevat hazır bulunmuşlardır. Merhum 1891 tarihinde Tırabzonda doğmuş, ve 1312 de Mülkiyeden mezun. olarak Kastamonu, Harput. Tırabzon idadî müdürlüklerinde, Vakfıkebir. Tirebolu. Çarşamba, Tarsus kaymakam lıklarile Gelibolu, Antalya, Niğde, Afyon Karahisar. Bilecik, Kayseri, Ordu mutasarrıflıklarmda, Cumhuriyetin ilânmdan sonra tekrar Afyon Karahisar valiliğinde bulunurken Samsun meb'usu olarak Büyük Millet Meclisi azalığına seçilmistir. Dahiliye encümeni ikinci reisi bulunmakta olan merhum Etem Tunçel, üçü erkek. üçü kız olmak üzere altı çocuk babası idi. Çindeki şimal ve cenub Japon orduları birleşti moniakov, Büyük Elçi Sigimetsu'nun bu notasma diğer bir nota ile cevab ver Çin çetelerinin faaliyeti Şanghay. 16 Ecnebi müşahidler ta mistir. rafından verilen malumata göre Çin Bütün memleket kadınları Çinin çeteleri Peiping'in 140 kilometre cenuyardımına davet ediliyor bu garbisinde kâin Paotingfu'yu muhaMarsilya, 16 Bevnelmilel kadınlar sara etmişlerdir. Şehirde bilfiil örfî idare teessüs et konferansmda Çin murahhası Mallelhoski Cin milletinin maruz kaldığı tamistir. Söylendiğine göre Çin kuvvetleri es arruzdan bahsederek bütün memleketki komünist ordusunun kıt'alanndan lerin kadınlarmı Çine yardım etmeğe davet ptmAstir. Birçok murahhaslar bilmürekkebdir. hassa İnsiltere murahhası Corbett AshDüşürülen Japon tayyareleri by, Çekoslovakva murahhası Kusova Hankeo. 16 Çin millî hava komisGetanfcova ve Fransa murahhası Catanyonu tarafından verilen rakkamlara neo. umumî havatta kadınm ifa ettiği nazaran nisan ayı sonuna kadar gerek rolden bahsetmi?lerdir. Heveti umumihava muharebelerinde, gerek hava topve bundan sonr? a^ağıdaki karar surelarile ve Çin tayyarelerinden tayyare Mni kabul etmiştir: karargâhlarına atılan bombalarla 636 «Heveti umumive harb felâketinin eJapon tavyaresi tahrib olunmustur. Gecen ağustos ayından bu nisan ayına ka nerii. sat'" ve metpnetle izale edilebi; dar Japonlar vasatî olarak avda yetmiş !ece* ne kanidir. Hevet. dem~ıkratik ; tavyare kaybetmislerdir. Son avlarda orens Dİere. sivaset. iktıs?d ve f'krivat ziva nisbetleri mütemadiven artagel sahalarında milletlerle. Milletler Cemi mistir. Mart avında ancak 36 Japon tav veti ara^ırda t?=anüde ve te^riki me«aî yaresi düsürüldüğü halde nisanda 75 Trer^mre sa^ık kaH^mı bevan eder. MilMİPr Cemiveti. hükumetler bu mütayyare dü^ürülmüstür. °ssesenin ruhuna ve nizamlarına u\TnaTekzib edilen haber bVicrı icin zavıf kalmıstır». Hankeo, 16 Japon membalarının Heveti umumive bundan sonra Ce verdiği haberler hilâfına olarak Japon koslovakva'vı, İsnanva'vı ve Cin'i alâ kuvvetleri Lungai'ye henüz varmış ol kadar eden on dört kadar sureti kabul maktan uzak bulundukları gibi Suşavın etmiştir. (a.a.) ne sarkında ne de garbında demir yolunun hiobir noktasıra erişmemişlerdir. [Baştarafı 1 inci sahifede] Umumi karargâhın tebliği bah) idam edilecektir. Beyrutta meydana çıkarılan gizli bir teşkilât Beyrut 16 Polis, şimdiki parlâ mento rejiminin ilgasmı istihdaf eden ve doktor Şalfudun idaresi altında bulunan bir gizli teşkilât meydana çıkarmış ve yapılan araştırmalarda birçok silâh ve mühimmat yakalanmıstır. 40 kişi tevkif edilmiştir. Bu sırada bazı kanlı hâdisler olmuştur. Polis seferber halindedir. Mecliste dünkü müzakereler Bir Rumen profesörü vefat etti Bükreş 16 Profesör Marinesko, vefat etmiştir. Müteveffa, Paris Tıb Akademisile Avrupa ve Amerika Akademılerinin ve ilim cemiyetlerinin ecnebi azası Fransız kabinesi bugün idi. Kendisi cümlei asabiye hastalıkları toplanıyor hakkında rumence, fransızca, almanca, Paris 16 (Hususî) Hariciye Naingilizce ve ispanyolca olarak 950 den zırı M. Bone, bugür. Cenevreden avdet fazla eser neşretmiştir. ederek Başvekil M. Daladye ile bir buAlmanyada soğan yok çuk saat süren uzun bir mülâkatta bu Berlin 16 Birkaç haftadanberi ev lunmuş ve Onevrede cereyan eden mü kadınları soğandan mahrum kalmışlar zakerelerle M. Mussolini'nin son nutku dır. Soğan kıtlığı gelecek hasad mevsimi etrafında izahat vermiştir. ne kadar devam edecektir. Gazete'er, Kabine, yarın Elize saraymda Cum Yahudileri bu madde üzerinde spekülâs hurreisi M. Lebrön'ün riyasetinde toplayon yaparak dünya piyasasmda soğanı narak beynelmilel siyasî vaziyeti tetkik azaltmakla itham etmektedirler. ve müzakere edecektir. Ankara 16 Büvük Millet Meclisi bugün Hilmi Uranır baskanhğında toplanarak Orman Umum Müdürlüğünün 1938 vılı bütcesinde 30 bin, Posta, Telgraf ve Telefon Umum Müdürlüğünün bütcesinde de 23 650 liralık münakale yapılması hakkındaki kanunları tasvib etmiştir. Bazı ihracat mallarımız icin İtalya tarafından verilen munzam kontenjan listesine mukabil İtah'anın gene ithalât reı'imimizden istifade etaıesine, subav rüt be isimlerinde bazı değisiklikler vapılmasma aid kanunun ikinci müzakereleri yapılarak kabul edilmiştir. Büyük Millet Meclisi çarşamba günü topl^nacaktır. Salamanka 16 Umumî karargâhın tebliği: Düsmanın Kuevas de Vinoroma'da yaptığı bir mukabil hücum tardedılmiş tir. Teruel mıntakasında, krt'alarımızın ileri hareketi, fena havalara rağmen, devam etmiş ve Korbalan'ın hemen yanıbaşında Santa Barbara manastırı ele geçirilmiştir. Allebus mıntakasında, kıt'alarımız, Kasıll. tepesini, Gudar köyünü ve daha birçok düşman mevzilerini zaptetmiştir. (a.a.) Duçenin yeni bir nutku Cenova 16 Duçe otomobilile sahili takib ederek Cenovadan Gestri Levante'ye kadar gitmiş ve yol üzerindeki kasabalarda halk tarafından alkışlanmıştır. Duçe, her durduğu yerde menafii umu miyeye hâdim bir müessesenin küşad resmini yapmıştır. Gestri Levante'de Duçe bir nutuk söylemiş ve İtalyayı dünyanın en büyük devleti mertebesine çıkarmak için faşıstlerin imanla çalışacaklarından emin bu lunduğunu beyan etmiştir. Duçe bundan sonra bir torpito muhribine binerek Cenova'ya hareket etmiştir. İ Bir muhasebecinin cesedi bulundu İzmir 16 (Hususî muhabirimizden) Bornova ziraat mücadele istasyonu mu hasebecisi İhsan bir haftadanberi kayıbdı. Cesedı Karşıyaka sahillerinde bulundu. Tahkikat vapılıyor. C KlSA rABfcRLER M. Mussolini Romaya döndü Roma 16 (Hususî) Başvekil M. Mussolini bu akşam Cenova'dan Romaya dönmüştür. İtalyan Fransız müzakerelerine ya rın devam edilecektir. * MUNIH 16 îtalya Ziraat ve Or mancılık müsteşarı Tassinari, Aimanyada bir tetkik seyahati için bu sabah buraya gelmiştir. * MEZIN 16 Lebrür.'le maiyeti saat 17,50 de ParLse hareket etmişlerdir. Yarın saat 9 da Parise varmış olacaklardır. Şenrin büyük meydanında dikilen Falyer'in heykelinin açılıs meıasiminde 10,000 kişı hazır bulunmuştur. * LONDRA 16 M. Çemberlayn bu sabah Şekers'den buraya dönmüştür. Yalnız bir nakriz krizi geçirmekte olduğundan. Başvekil bugün evinden çıkmıyacaktır. * BELGRAD 16 Yugoslav Rotary kulübunün 16 mayısta burada akdettiği umumî toplantıc'a Kral Naibi Prens Pol, kaydi hayat şartile kulübün fahri reisliğine intihab edilmiş ve bu intihab alkışlarla karşılanmıştır. Japonyanın bir protestosu Moskova 16 Tass Ajansı bildiriyor: 11 mayısta Japonyanın Moskova Büyük Elcisi Sigimetsu. hükumetinden aldığı talimat üzerine, bahriye halk ko miseri Smirnov'un bir mayıs geçid resminde Vladivostok'da söylediği nutuktaki Japonya aleyhine matuf sözde if tira mahivetli beyanatı. bir nota ile protesto etmiştir. Hariciye Halk Komiser muavini Ste Fransız bahriyelileri Lizbon'da tngilterenin iddihar ettiği me'kulât Londra 16 Deyli Ekspres gazete sinin bildirdiğine göre, muhtemel bir harb için ihtiyat olarak. yalnız buğday, şeker ve balineyağı satın almakla kalınmamış, fakat ayni zamanda 3 milyon İngiliz liralık da et siparişi verilmiştir. Millî Müdafaa Nezareti levazım dairesi, bu siparişleri, cenubî merikaya, Yeni Zelandaya ve Avustralyaya vermiştir. Lizbon 16 Senede iki defa yap makta olduğu manevralarına başlamak üzere birkaç gün evvel Brest'ten hareket etmis olan ve 26 cüzütamdan mürekkeb bulunan Fransanın Atlantik filosu hali hazırda Lizbon'da bulunmaktadır. Fransız bahrivelileri şerefine muhtelif merasim tertib edilmiştir.