CUMHTJRİYET 9 Nisan 1938 Mımar Sinan günü Sporu diriltemiyecek miyiz? Yazan; NÜZHET ABBAS Ben de biliycrum ki bu yazının başlığı ilk bakışta biraz miıbalâğalı gibi görü nüyor. Fakat bunun sebebi var: Şimdiye kadar yurdda çok yüksek bir spor seviyesine çıkmış olabileceğimize bütün kalbile inanan eski bir sporcuya bu çok görülmemelidir. Sporun kısa bir tarihçesini yapacak oIursak bunun otuz senelik mazisınin başlangıcında aldığı hızla bugünkü arasmda çok büyük bir fark bulunduğunu ve bu farkra hele memlekçtin diğer inkişaf ve terakki sahalarındaki son on iki senelik kalkmmasile hiç de mütenasib olmadığını hayal kırgmlığıle görürüz. Cumhuriyet rejiminin on iki sene gibi kısa bir zaman içine sıkıştırdîğı belki bir, belki de birkaç asırlık terakki ve inkişafla bir hizada yürümüş olsaydı bugün spor sahasında Avrupa milletlerile başbaşa boy ölçüşebilirdik. Acaba niçin bu vaziyette değiliz? Bu sualin cevabını verebilmek için şu daki kada kat'î olarak verildiği tarihi tesbit edemediğim bir karara bir göz gezdirmek icab ediyor. Fakat bu tarih her halde Umumî Harbe tekaddüm eden yahud da Umumî Harb içinde, Türk sporu için hiç de iyi netice vermediği sonradan anlaşılan bir kararın alındığı gündür. Daha etraflı anlatalım: Sporlann terbiyevî îsveç jimnastik ve terbiyevî oyunları lehine mekteblerimiz den koğulması ile neticelenen karann ahnmasında kimlerin. daha doğrusu kimin âmil olduğunu burada yazmayı faydasız buluyorum. İnsanlann yanhş karar vermelerinin her zaman için ihtimal dahilinde olduğunu da teslim taraftarıyım. Fakat şurası da kabili inkâr değildir ki bu kararla Türk sporuna en hafif tabirile bir köstek vurulmuş oluyordu. Bu kösteği vu ranın İsveçte bir, bir buçuk senelik bir etüdden sonra sporlann terbiyevî kıymetsizlikleri, kulübîerin çocuklanmızın ah lâk ve seciyeleri üzerinde fena tesirler ika etmekte olduğuna dair olan yazıları ve konferansları gözümün önünde dünkü gibi belirmekte, sözleri kulaklarımda şimdi işitmiş gibi çınlamaktadır. Bu salâhiyet sahibi zat, memleketinin ve mensub ol duğu milletinin seciye ve karakterinden tamamile tegafül edercesine mekteble rimize yegâne güzelliği bir kum'andaya ahenkdar bir şekilde kol ve bacak kal dırmaktan ibaret bir usuîü sokmuş, cem'î sporları da tamamile menettirmişti. Bu yazmın çerçevesi içine îsveç usulünün bir tahlilini sığdıramayız. Ne de bu usulün bir tenkidini. Ancak şu kadar söyliye biliriz ki zatî kıymeti ne olursa olsun bu usulün bütün bir gencliğin, hele Türk gencliği gibi atesli bir gencliğin bedenî faaliyet sahasında alabildiğine hızını almasma kifayet etmiyeceğini hiç olmazsa başka milletlere bakarak sezinlememiz icab ederdi. luk ruhile yuğrulacak Türk gencliğinin seciye bakımmdan en karakteristik vasfı olan sportmenlik ve mücadelecili ğini tenmiye ve inkişaf ettirmek için esasmda ve kuruluşunda cumhuriyet rejim ve mefhumlarile çok az alâkalı olan kol ve bacak kaldırmaktan ibaret eski bir usul yerine sporlan teşvik edelim. İnsan karakerini hangi bakımdan tashih veya kuv vetlendırdıği belli olmıyan usulü bir tarafa bırakalım. Gence olsun, delikanlı veya orta yaşhya, daha doğrusu insana kendi vücudü etrafında münferiden ve kafasını kullanmak fırsatını bahşetmiyen beden hareketlerinden fayda gelmediği hakkındaki son nazariyeye hürmetkâr olalım. Gencliğin kendi arasında teşkilât kurmasına, kendi kendisine işler becermesine ve ihayet birlikte çalışma hislerini tenmi yeye yaramıyan kol ve bacak hareketle rine bir son verelim. Büyük mimarın Avrupaya gidecek ölümünün bugün güreşçilerimiz 350 nci yılıdır Takımı tesbit etmek üzere bugün kat'î seçme müsabakaları yapılacak IBaitaraft l ind sahitede'] Şehir MecJisinde dün görüşülen mes'eleler Zabıtai belediye talimatnamesinin pastırma, sucuk ve mahlut yağlara aid maddeleri münakaşaları mucib oldu tarajı 1 ind sahttede) Estonyanm Tallin şehrinde yapılacak AvTupa Greko Romen güreş şampiyonasına gidecek takımımızı tesbit etmek üzere bugün Süleymaniye kulübü lo kalinde kat'î seçme müsabakaları yapılacaktır. Malum olduğu üzere bundan bir müddet evvel yapılan seçmelerde her sikletten birkaç güreşçi ayrılmıştı. Türk güreş takımımn kat'î şekli bu güreşçilerin müsabakalanndan sonra anlaşılacaktır. Memnuniyetle haber aldığımıza göre, profesyonel olmak istediğinden uzun uzadıva bahsedilen Mersinli Ahmed bu isnadları kökünden reddedecek bir hareket yapmış ve bugünkü seçmelere işBence işe böyle ve bununla başladık tirak etmek üzere şehrimize gelmiştir. Mersinli Ahmed bu seçmelerde 79 kilo :an sonrası için tavsiyelerde bulunmak •>üzerinden güreşecektir. iddir. Bunlar kendi kendine doğac kendi kendine ve az zamanda neşvünema Galatasaray Yedek Subay maçı ulacak şeylerdir. Bugün öğleden sonra Taksim stadyoTürk gencliğinin spor hevesi ve şevki, cem'î sporlara karşı gösterdiği inhimaki, munda Galatasarayla Yedek Subay arsalardaki spor faaliyetleri bize hergün mektebi futbol takımı arasmda bir maç yapılacaktır. Bundan bir müddet evvel isbat etmiyor mu? Bu şevk ve heves olBeşiktaşı, gecen hafta da Beykozu ye dukça, bunun pek az teşvik ve himaye nen Yedek Subaylar ihmal edilemiyeedilmek ve biraz da teşkilâtlandınlmak cek bir kuvvet olduklarını ispat eyle suretile ümidin fevkinde verimli olaca mişlerdir. Bu sebeble bugün Galatasajına asla şüphe etmemeliyiz. rayla yapacakları maç ehemmiyetle taTürk sporunu yalnız diriltmek ve ya kib edilmeğe değer bir mahiyet almışatmak için değil, ona milletin diğer sa tır. ıalardaki hamlelerile ayni hızı verebil mek için halledilecek prensip meselesi, «spor mu, terbiyei bedeniye mi?» sualile hulâsa edilse hiç de mubalâğa sayıla maz. NÜZHET ABBAS Fenerbahçe Izmire gitmedi Bugün ve yann İzmirde millî küme maçı olarak Alsancak ve Üçokla karşıaşması lâzım gelen Fenerbahçe takımı bütün hazırlıklarmı yaptığı, hatta vapura binmek üzere kafüe halinde rıhtıma kadar geldiği halde son dakikada btı seyafoâti vapmaktan vazgeçmlştir. Evvelki akşam Fenerbahçelilerin İz mire gidip .gitmediklprini Anadolu Ajansmdan telefonla sormuş, Ajans U mumî müdürü Bay Muvaffağm futbolcuları rıhtıma kadar teşyi ettiğini ve onları orada bırakarak döndüğünü öğ renmiştik. Lâciverd Sarılılarm bu seyahati yapmamaları, umumî merkezle arala rındaki 150 liralık bir farktan ileri gelmiştir. Malum olduğu üzere îzmir İstanbul seyahati için maktuan 800 liralık bir cüret verilmektedir. Evvelki gün bu seyahat için Fenerbahçeye 650 lira verilmiş ve mütebaki 150 liranın bilâhare tesviye edileceği söylenmiştir. 800 lirayı tamamen almıyan Fenerbahçe Şimdi doğdugu memleketlerde; isveç idarecileri de son dakikada takımı te, Almanyadada, Danımarkada da ye nhtımdan çevirmekle bu seyahati yaprini cem'î sporlara, atletizme terkederek maktan vazgeçmişlerdir. çok alarga bir vaziyette kalan îsveç usuGüneş millî kümeden lü terbiyei bedeniyenin Türk gencliğini çekilmiyor tatmine kifayet etmediğine ve etmiyece Millî kümenin cumartesi deplâsman ğine zannederiz ki bu usulün en hararetli maçlarmda saha meselesi ve son İzmir taraftarlan da artık kanaat getirmiş buluseyahati dolayısile Fenerbahçe kulübile nuyorlar. T. S. K. Umumî merkezi arasmda doğan Mevzuu dağıtmamak için geçmişte tuihtilâflar karşısmda Güneş kulübünün tulan yanhş yol üzerinde bundan fazla Fenerbahçeye bir sempati eseri olmak durmak faydasızdır. Gene Türk sporunu üzere millî küme maçlarından çekilecediriltmek, ona bize lâyık bir hız vermek ği hakkında ortada bazı rivayetler do bahsine avdet edelim. laşmağa başlamıştır. Bu yolda atılacak ilk adımı mektebleGüneş kulübünün bu hususta söz söyrimize sporu köklü ve özlü bir şekilde sok lemeğe salâhiyetli şahsiyetleri bu rivamak teşkil edecektir. Mektebde sporcu yeti kat'iyetle tekzib eylemişlerdir. Düşkünlerevi bütçesinin ücret fashndan 273 liranın tenzilile maaş faslına nakline ve 938 bütçesinin Maarif kısmında yapılacak değişikliklere dair olan teklifler de Bütçe encümenine havale olunarak Belediye zabıtası talimatname projesinin müzakeresine devam edildi. Sucuk ve pastırma imalâthanelerine temas eden maddenin müzakeresi sırasında azadan bir zat söz alarak, imalâthanelerin sıhhî şartları haiz olabilecek bir vaziyete konulması için maddeye, Fatih Halkevinden: «mümkün olan süratle» kaydinin konulEvimizde 9 nisan 938 cumartesi günü masını istedi. Sucuk imalâthanelerinde etsaat 21 de büyük Türk miman Koca Silerin Frigoda kalma müddetine temas enanın ölümünün yıldönümü dolayısile bir den azadan Naili, Frigo mevcud oldukAzadan bir zat, maddenin tetkik edilihtifal düzenlenmiştir. ça, etlerin daha fazla müddetle de kala mek üzere Sıhhiye encümenine havale e1 Açış (Ev başkanı) bileceeini söyledi. dilmesini teklif etti ve bu teklif kabul edi2 Sinanm eserleri ve Sinanın dev erek diğer maddelerin müzakeresine geSucuk bahsinde gene ayni zat: rine kadar eski Türk mimarlarmın yaptığı cildi. « Sırf, ciğerden yapılmış sucuklar eserler (Mimar Kemal Altan) . da vardır. Maddeye bunun men'i için Bakkal dükkânlannm tercihan kârgir 3 Sinanın hayatı ve san'atı (Mimar bir kayid konulmamalıdır!» teklifini i olması lâzım geleceğine dair talimatna Talât Özışık). leri sürdü. medeki kaydin uzunca bir münakaşadan 4 Büyük Türk yapılan üzerinde sonra kaldırılmasına karar verildi. Galib Bahtiyar: bir konuşma (MuaHim Reşad Ekrem Hamdi Bütün, bakkallarda satılan gı« Bu, bir tağşiştir, dedi. Et sucuğuKoçu). da maddelerinin cinslerinin yazılmasına na etten başka birşey giremez.» Konferansta projeksiyonla Sinanın veFeyzi, Beşiktaştan istifa Feridun Manyas, iç ve dış piyasalar taraftar olmadığını söyliyerek: sikaları ve Sinandan evvelki Türk abideetmedi « Meselâ, Karabiga nohudunu ele da satışa çıkanlacak sucuk ve pasürmaMillî futbol takımımız muavin hattı leri gösterilecektir. lann kangal ve tahtalarının mühürlenme alalım, dedi. Bu nohudun Karabiga maSehremini Halkevinden: oyuncularmdan Beşiktaşlı Feyzinin kuMimar Sinanm 260 ıncı yıldönümü sinden bahseden maddeye «âmili tara lı olduğunu, ne satan bilir, ne alan... Bilübünden istifa ettiği hakkındaki rivamünasebetile Eminönü Halkevinin Si fmdan» kaydinin ilâvesini teklif etti ve naenalevh, ben kendim bakkal olsam, yetin sıhhatini bizzat kendisinden sorduk. Feyzi geçen cumartesi günü takı nanın Süleymaniyedeki mezarı başın «iyi, iptidaî maddelerden hazırlanmış et cinsini bilmediğim bir şeyi yazmazdım!» mımn Muhafızgücüne yenilmesinden da yapacağı ihtifalden sonra bütün ü müstahzaratından sosislerin 15 gün, saNeticede madde aynen kabul edildi. müteessir olarak böyle bir şey düşün yelerimizin saat 17,30 da Sehremini lamlarm 3 ay, sucuklann 6 ay, pastırma Mahlut yağlann, mahlut olduğu tasrih düğünü, fakat idare heyetile takım ar Halkevinde toplanarak Sinanın çevre ların 9 ay, kavurmalann imallerinden 1 edilerek satılması etrafında da bazı mükadaş.larmm ısrar ve yardımlarile bun mizin biricik eseri olan Ahmedpaşa ca sene sonra sahlmalarının men'i hakkında nakaşalar oldu. mii ziyaret edilecek ve burada muhtelif dan vazgeçtiğini söylemiştir. ki makam teklifinin ve perakendecilerin Feridun Manyas, sade yağ adı altınarkadaşlar tarafmdan söz söylenecektir. buz dolabları olmadığı takdirde dükkân da mahlut yağ sahlamıyacağını, yoksa tstanbul bisiklet birincilikleri Herkes gelebilir. larında ancak bir haftahk mal bulundu mahlut yağ satışının serbest olduğunu T. S. K. İstanbul bölgesi bisiklet ajanrabilecekleri ve fazla mal bulundurmak söyliyerek maddeyi tenkid edenlere cevab lığından: 1 İstanbul 1938 birincisini tayin eyasak olduğu kaydinin de talimatnameye verd'. decek olan seri bisiklet yarışlarmm üilâvesini istedi. Hamdi buna itirazda buHamdi Bütün: çüncüsü 10/4/938 pazar günü saat 10 da undu: « Acaba, Trabzon yağı hangi Yeniköyle Kefeliköy arasmda üç defa « Canım, bu pastırmalar, toptancıgidiş, geliş olarak yapılacaktır. Mesafe fasileye giriyor?» diye sordu. da 6 ayda bozulmuyor da, bakkal dük33 kilometre. Azadan bir zat: kânma gelince mi bozuluyor?» 2 Dördüncü yarış 17/4/938 pazar « Tağşiş edilen madde halka gösAvukat Halil Hilmi, tatbik edilemiyegünü saat 10 da Mecidiyeköy • Hacıterilirse, hilekârlık ortadan kalkmı« olur!» cek maddelerle esnafın müşkülâta düşüosmantepesi Tarabya Yeniköy Kerülmesinden dolayı şikâyette bulundu. Feridun Manyas, sadeyağ, tereyağ nafeliköy Tarabya Mecidiyeköy araMehmed Ali (Beykoz): mı altında mahlut yağ satılamıyacağı smda 40 kilometre olarak yapılacaktır. « Su halde bütün perakende sucuk hakkındaki kaydin kâfi olduğunu söyledi. 3 Beşinci yarış 24/4/938 pazar güsatıcılarında Frigo bulunmahdır, deyip nü saat 9,30 da Yeniköyle Kefeliköy aAzadan biri: işin içinden çıkalım!» dedi. rasmda beş defa gidis, geliş olmak üzere « Madde, encümene gitmelidir!» 55 kilometre üzerinde yapılacaktır. istanbul Sıhhat Müdürü Ali Rıza, bu Neticede maddenin encümene havalesi mevzu üzerinde söz alarak dedi ki: 4 Altıncı yarış 1/5/938 pazar günü kabul edilerek, sah günü toplanılmak ü« saat 9,30 da Yeniköyle Kefeliköy ara« Kurşun mühürle mühürlenmemiş zere içtimaa nihayet verildi. smda 7 defa gidiş, geliş olmak üzere 77 pastırma ve sucuklann ithal edilmemesi kilometre üzerinde yapılacaktır. hakkındaki tebligat üzerine, muhtelif Ve5 Yedinci yarış 8/5/938 pazar günü kâletler arasmda muhabere cereyan etti. îstanbul sporluların Edirne sabahı saat 9 da Yeniköyle Kefeliköy aseyahati Gıda maddeleri hakkmda bir kodeks rasında 9 defa gidiş, geliş olmak üzere Edirne spor mıntakası 23 nisan bayalimanter hazırlamaktayız. Bu kodeksde, 99 kolometre üzerinde yapılacaktır. Dün şehrimize geldiğini yazdığımız bütün gıda maddeleri zikredilecektir. Zi ramına tesadüf eden günlerde muhtelif sporlarda karşılaşmak üzere İstanbul 6 Sekizinci yanş 15/5/938 pazar gü değerli Yugoslav san'atkârı kemanî raat Vekâletine yazdık: spor idmancılarından mürekkeb bir kanü sabahı saat 9 da Mecidiyeköy Hacı M. Zlatko Bolokoviş bu gece Fransız Kurşun mühür vurulmasını teklif ettiosmantepesi (8 defa gidiş, geliş, Tarab tiyatrosunda alâka ile beklenen kon niz amma buraya birçok vilâyetlerden fileyi Edirneye davet etmiş, san siyahlılar da bu daveti kabul eylemişlerdir. ya Mecidiyeköy) Tarabva Yeniköy serini vereceVtir pastırma gelir. Oralarda da kursun vurul Bu seyahati otobüslerle yapacak olan Kefeliköy arasmda ve 125 kilometre üŞimalî Amerikada şiddetli masını temin ettiniz mi diye sorduk. Ziraİstanbul sporlular Edirnede futbol, baszerinde yapüacaktır. bir kasırga at Vekâletinden gelen cevabda, satısa çı ketbol, voleybol ve atletizm müsaba 7 Yarışlara tam ilân olunan saatlerBirmingam (Alabama) 8 Alaba kanlacak pastırma ve sucuk imalâthane kaları yapacaklardır. Siyah sarılılar Ede başlanacaktır. lerinde yapılan mallann üzerlerine etiket dirnedeki futbol maçı için son defa B. 8 Yarışlara iştirak edecek olan ko ma'nın şarkında birçok şehir ve kasabaşucularm tam vaktinde yarış yerinde larda çıkan bir kasırga neticesinde sekiz ve kurşun mühür konulması hakkında takımlarında şampiyonluğu kazanan taSıhhat Vekâletinin iş'arı üzerine keyfiye kımı götüreceklerdir. kişi ö'lmüş ve altmış kişi yaralanmiftır. hazır bulunmaları lâzımdır. nanm hayatı ve eserleri anlatılacak ve Halkevlerinde salâhiyettar zevat tarafından konferanslar verilecektir. Sinan için bugün Süleymaniye camii önünde yapılacak ıhtifale saat on altıda İstiklâl marşile başlanacak, Güzel San'atlar Akademisi mimarî taîebesinden Ke mal Elâgöz ve Yüksek Mühendis mek tebi taîebesinden Fakih, genclik namına, Üniversiteli genclerden Bahadır, mü hendislerden Abdurrahman Naci biıer söylev vereceklerdir. İhtifal başlamazdan evvel, Süleyma niye camiinde Mimar Sinanın eserleri hakkmda alâkadarlara izahat verilecektir. Bugün ihtifale i§tirak edecek vatandaşlara, Mimar Sinan rozelleri dağıtılacaktır. Bu gece, saat 18,30 da, Halkevinde eski eserler müzesi miman Kemal Altan radyoda, büyük mimar hakkmda bir konferans verecektir. Kesilmiş olarak ithal edJen ve Mezbahaya uğratılmıyan etler yakalandığı takdirde, alınacak resme dair olan tekliflerin idarî kısımlannm tefriki lüzumu hakkmda Mülkiye encümeni mazbatanın gelecek celsede müzakeresine karar verildi. Belediye zabıtası talimatnamesi müzakereleri tetkik edildiği bildirilmektedir!» Ali Rıza sözüne devamla: « Sucuklara kurşun vurulması kâfi değildir. Fakat bu kurşun kimin mühürüdür? Kimin murakabesi altında yapılmıştır. Belediye bunu bilmezse, sucukların temizliğinden nasıl emin olabilir?» Mehmed Ali (Beykoz) Bu işi hükumete bırakalım! Azadan bir zat Kodeks alimanterin bu sene çıkamıyacağını öğrendik. lş gecikecektir. Ayni mevzu etrafında azadan daha bazı kimseler, söz aldılar ve neticede, maddelerin müzakeresine devam edilmesine karar verildi. Bu arada Feridun Vlanyasla avukat Halil Hilmi arasmda bazı münakaşalar oldu. Azadan Hamdi, perakendecilerin dükkânlarında bulun • durdukları sucuklann kaç günlük olduğunun nasıl tesbit edileceğini sordu ve taimatnamenin bu maddesinin tatbik kabiıyeti bulunmadığraı söyledi. tin Yugoslav san'atkârı Bolokoviç'in konseri Aak ve macera romant : HCOCAIM Nakleden: Hamdi Varoğla Bunu hiç beklemiyordunuz değil mi? Hiçbir erkeğin, kansından işitmediği acı, hakaretli sözleri suratıma doğnı fırlatan sizdiniz, onu da unutmayın! Bana karşı duyduğunuz yabancılığı, hayatımla hiç alâkadar olmadığmızı, bana sadece meşru bağlarla merbut bulunduğunuzu, hep kendiniz söylemiştiniz. Bu sözlerinizde samimî idiniz değil mi? Yusuf Haddadın bu coşkunluğu beni şpşırtmıştı, Adeta, ne söylediğimi bilmeden: Tabiî! Diye cevab verdim. Bu sefer, sesini daha fazla yükseltti: O halde, diye devam etti, yabancı bir kadına, düşündüklerimi aynen söylemekten ben niye çekineyim? Bana karşı alâka duymıyan bir kimsenin hatırını sayacak değilim ya! Siz şahsiyetle hiç alâkadar olmadığım bir kanun bağından ibaretsiniz. İşte, şikâyet ettiğiniz tavnmın bütün sırn bundan ibaret hanımefendi 1 Şimdi içiniz rahat etti mi? Hiç cevab vermedim. Sözleri o kadar şiddetli idi ki, birdenbire içimi bir korku kapladı ve gayriihtiyarî sustum. Geri geri gittim; bir koltuğun kenarma ilişerek, gözlerim yerde, Yusuf Haddadın yeni bir öfke sağnağını bekledim. Fakat sükut uzadı ve kafamın içi uğuldamağa başladı. Demek ki, Yusuf Haddadın mana veremediğim durgun ve düşünceli haline, geçenki sözlerim sebeb olmuştu. Ben, o sözlerle, kocamm yüreğini yaraladığımı zannediyordum. Meğer o, sözlerimin sade lugat manalanna dikkat etmiş. Garib, cidden çok garib bir şeydi bu! Gülmeğe çalıştım; fakat gülmem, du daklanmdan öteye geçmedi. Ayağa kalktım. Etrafta herşey fırıl fırıl dönüyordu. Bugünkü kavga sahnesi, beni harab etmişti. Artık. Yusuf Haddada mukabele edecek kudreti kendimde göremiyordum. Rengim biraz sararmış olmalı ki, ko cam bana doğru bir adım ilerledi. Lâkm, yüzüne öyle fena baktım ki, ikinci adımı atmağa cesaret edemedi. Aheste, otomat gibi katı adımlarla odadan çıktım. Onun, son söylediği sözlerden sonra fazla bir tek kelime teati etmemiştik ve kocam, hiçbir harekette bulunmamıştı. Kendimi odanm dışmda bulduğum zaman daha rahat nefes aldığımı hissettim. Fakat, manevî ıstırabım, maddî rahatı mı bozuyordu. Birdenbire, bütün vücu dümü öyle bir kesiklik kaplamışh ki, yere düşmemek için, bir pencere perdesine sıkı sıkı yapışmağa mecbur oldum. Merdivenleri güçlükle tırmanarak odama girdim; bir kordiyal aldım; biraz açıldım. Ne yaptığımı bilmeden, düşünmeden, nereye gideceğimi tayin etmeden, alelâ cele giyindim, kendimi sokağa attım. Evden çıkınca, mihanikî bir hareketle sol koIa saptım, bir yol tutturdum, yürümeğe başladım. Kaçıyordum. Kabahat yapan bir çocuğun gizlenme uyuşmuştu. si, efendisinin öfkeli sesini işiten bir köpeElimi gayriihtiyarî cebime götürdüm; ğin sinmeğe çalışması gibi, ben de kaçı bomboştu. Buna fena halde canım sik.ilyordum... dı. Her zaman, cebimde azçok dolu bir XIX para çantası bulmağa alışan elimin, oraOrtalık karardığı zaman, yorgunluk da boşluğa tesadüf etmesi, beni şaşırttan bükülen dizlerimin bir adım fazla mıştı. Maamafih, o akşam, para çantamı atacak dermanı kalmamıştı. Akşam se yerliyerinde bulsaydım büe, daha başka rinliği vücudümdeki ateşi biraz hafiflet türlü hareket edeceğim şüpheliydi. O anmiş, beynimdeki uğultu diner gibi olmuş da, yorgunluk, bütün öteki hislerimi siltu. miş, unutturmuştu ve bu yorgunluk o deCadde bitip de, ayaklanm, bozuk rece fazla idi ki, birkaç adım ötede, gökaldırımlı bir yolun, seyrek, girintili çı züme ilisen bir tahta sıra, bana büyük kıntılı taşlarına basmca, bir rüyadan u bir teselli verdi. yanır gibi oldum ve etrafıma bakındım. Dinlenmek ihtiyacmdan başka hiçbir Acaba neredeydim? Tektük ışıklarla, şey düşünmiyen beynim, ayaklanmı orabelli belirsiz aydınlanan bir sokakta bu ya doğru yürüttü. Sıraya oturdum ve vülunuyordum. Parmaklıklı duvarlarla çev cudümü, bitab ayaklanmdan yukan doğrili evlerin, iki keçeli uzanıp gittiği, ağaclı ru yükselen zevkli rahata terkettim. Götahta sıranın boş kalan kısmmı şöybir yolda yürüyordum. Farkmda olma züm, le bir ölçtü. Kabıl olsa, sokak ortasındadan şehirden çıkmıştım. Hissettiğim fazla yorgunluk, çok yol yürüdüğümü gösteri ki bu kaskatı sıranın üstüne, yumuşak bir şilteye yatar gibi uzanacaktım. Bunu yayordu. Fakat, hakikatle temasım, şehirden pamavınca, kolumu, sıranın arkalığma çok uzaklara açıldığımı görmekten ve geçirdim, başımı koluma dayadım ve pek fazla yol yürüdüğümün farkma var kendimi, tatlı bir rehavelin kucağma bımaktan iîeri geçmedi. Geceyi evimin ha raktım. Arasıra, önümden tektük insanlar gericinde geçirmek imkânsızhğını, ev halkının beni merak edip aramağa kalkışa çip gidiyordu. Bunlardan biri, etrafımda caklannı düşünemiyordum. Ve zihnim dolaşır gibi oldu. Sonra, sıranın üstüne, benden biraz uzakça bir yere olurdu. Aradan bir müddet geçti; bu adamın, yanıma biraz daha yaklaştığını hissettim. Bir el, kolumun altına sokuldu. Gözlerimi açtığım zaman bana doğru eğilmiş uzun boylu bir adam gördüra. Korkudan haykırmak üzereyken, tok bir ses: Kalk Mukbile, dedi, burada oturulmaz. Karşımdaki adamın Yusuf Haddad olduğunu anlaymca, haykırmam yanda kaldı. Hatta, Yusuf Haddadı orada görmekten hayret bile duymuyordum. Benim oturduğum bu tahta sıra üstünde, yanıbaşımda onun da oturması bana gayet tabiî görünüyordu. Kocam, tekrar: Gel! Diyerek kolumdan çekti, beni zorla ayağa kaldırdı. Sendelediğimi görünce, düşmiyeyim diye kolunu belime doladı. Bu vaziyette ve hiç itiraz etmeden, bir iki adım attım. Bir iki dakika bu şekilde yürüdükten sonra, bacaklanmda biraz kuvvet hissettim ve yavaşça, onun kolundan sıyrıldım. Yusuf Haddad hiçbir şey söylemedi, yalnız, omuzlanmdan hafifçe rutarak yürümeme yardım etti. (Arkası var)