CLMHUfeiİET 9 Nisan 1938 Tarihi roman: 58 Yazan: Af. TURHAN TAN Istanbul müdürleri araSultan Mahmud eline geçirdiği kan lekelerile sında becavisler yapıldı kirli gömleği mecnun bir heyecanla kokluyordu İstanbul gümrüklerinde iş vaziyetinin Kumaşlara, kürklere, şallara da bakmıyordu. Bir yığın paçavra arasında dolaşıyormuşçasına tiksintili bir tenezzülsüzlük hissettirerek dolabdan dalaba, raftan rafa, sandıktan sandığa geçiyordu. Fakat oraya gelişi maksadsız değildi, birşey arıyor ve aradığını bulmak içın de sabırsızlandığından seyrinden herkesin hatta ister istemez haz alacağı o nefis eşya ile ilgilenmiyordu. Yahud o eşyada kendi hedefini tesvis eden bir yığın engel mahiyeti gördüğünden sinirleniyordu ve bu durumunu onlara karşı iğreniş göstermekle belirtiyordu. Bir aralık yorulur ve fütura düşer gibi oldu. Çünkü sıra sıra dolablar, dizi dizi çekmeceler, saf saf sandıklar içinde kendine gerekli olan şeyi bulamıyor ve göremiyordu. Sonra azmini tazeledi, dikkatini kuvvetlendirdi, köşeyi bucağı yenibaştan araştırdı ve... titredi. Şımdı onda kör gözlerıni Kenan illerinden Mısıra dikip de oğlu Yusufun kokusunu kuruntulayan Peygamber Yakubun marazî heyecanına benzıyen hasta bir tahassüs vardı. O bedbaht baba Yu sufun gömleğini aldığı gün nasıl çılgm çılgn gözlerine sürmüş ve buhranlar içinde uzun uzun titremişse Sultan Mahmud da eline geçirdiği bir gömleği ayni mecnun heyecanla kokluyor, öpüyor ve hüngür hüngür ağlıycrdu. Lâkin, bu gömlek, Yusufunki gibi genc bir hayatm muattar müjdesini taşı mıyordu. Baştan aşağı kan lekeleriyle kirliydi ve gene baştan aşağı felâket kokuyordu. Bununla beraber Padişaha enikonu müskir bir koku hissettiriyordu ve o, ruhuna kadar inen bu sekrin yarattığı zelzele içinde sarsılıyor, sarsılıyordu. Gömlek on altıncı padişah olarak ta nılan Genc Osmanındı ve onun Yedikulede boğulmasını müteakıb üzerinden çıkarılıp saraydan Ocağa verilmiş ilk kurbanın kanlı derisi adı altında hazine odasına konulmustu. Katiller bu atak ve biraz da avanak hükümdarı boğduktan sonra galib rakibi deli Sultan Mustafanın anar sına zafer vesikası olarak sunulmak için sıcağı sıcağına kulağını kesmişlerdi. Gömlekteki lekeler işte bu kesikkolafettmve ölüm sonunda vukua gelen kzıl kusuntudan peyda olmuş bulunuyordu. Sultan Mahmud, uzun bir zaman bu lekeleri kokladı, sonra gömleği bir san dığın üstüne sererek yere çömeldi, her damla kanda iki yüz on yıl evvel cereyan eden hailenin bir sahnesini temaşa ederek matemî bir mülâhaza devresi geçirdi. Sonra ayağa kalktı. derin bir saygı ile o bez üzerine kanla yazılmış tarih vesikasını derleyip bürdü, yerine koydu, hızla odadan çıktı, ilk önüne rasgelen adamı başyazıcıyı ve kethüdayı bularak odayı mühürletmesini emretti, hareme doğru yöneldi. • Dalgın görünüyordu, lâkin şuuru işliyordu. Nitekim Hasoda önünde bir kalabalık bulunduğunu da farketmekten geri kalmadı, kaşlarını çatarak adımlannı oraya çevirdi. Bir sürii Enderunlu üstüste yığılmışlardı, Hünkânn yanıbaşlarına geldiğini sezmeden gülüşe gülüşe bir sahne seyrediyorlardı. Sultan Mahmud biraz uzaktan şöyle bir baktı, Hüseyin adlı bir Hasodalınm başını ve göğsünü açarak ne mevlevî, ne rüfaî, ne kadirî, ne nakşibendî âyinlerine benzemiyen garib bir biçimde sıçrayıp durduğunu, ağzı köpüklene köpüklene Allahı çağırdığını gördü. Herif, yıkılmıyan bir san'alı gibiydi. Gözleri dönmüş, bütün adaleleri gerilmiş ve dudaklan salya kaynağına çevrilmişti. Hançeresi yırtıla yırtıla «Allah» diyor ve daima açık duran kollarile Allahı tutmak ister gibi boşluklara doğru deli deli koşuyordu. Ileriye atılan ıki adım, Tanrıyı bulmak ve kucaklamak hulyasile zivanadan çıkan zavalh Hüseynin etrafmdaki halkayı darmadağm etmeğe kâfi geldi, ve Padişah, mecnun saraylı ile karşılaştı. Lâkin Hü seyin, tek başına değil rikâb veya selâmlık alayile dahi gelse Padişahı tanıyacak, Padişahtan çekinecek bir durumda de ğildi. Köpüre köpüre, hıçkıra hıçkıra Allahı arıyordu. Sultan Mahmud yakından da bir nebze onu seyretti ve gerilere kaçan Hasodalılardan birini işaretle yanına çağırıp sordu: Ne oldu bu adama? İlkin derviş oldu, şimdi de çıldırdı. Kimin müridiydı? Usküdardaki filân şeyhin! Bunu bmarhaneye iletin. Zinhar incitmeyin! Şimdi zihninde bir fikir dolaşıyordu ve Boluya kadar yürütüp orada yok et tirdiği Haydar Babayı düşünüyordu. O, kendi kazancını Ocaklılan saray aleyhine ayaklandırmakta buluyordu. Bundan dolayı da cezalandırılmıştı. Lâkin bu ceza, bütün bektaşileri gücendirdiğinden tekkelerinde hüküm sürmekte devam eden babalann sessiz de olsa kızgın yaşadıklanna şüphe yoktu. Sonra Haydann öldürül mesi öbür tarikatlere karşı bektaşiliği küçük düşürmüş oluyordu. Bu da babalan için için homurdatan bir sebebdi ve Nakilcinin o vakıada saraya yâr oluşu şüphe yok ki böyle bir vaziyet yaratmak içindi. icablarına uyularak dahilî teşkilâtta bazı değişiklikler, bu arada da İstanbul teşkilâtındaki müdürlerle başka gümrük merkezlerinin müdürleri arasında ge niş mikyasta becayişler yapılmıştır. Gümrük Başmüdür muavinliklerile müdürlüklerde bulunan muavinlikler lâğvedilmiştir. Bunların yerine şube müdürlükleri ihdas olunmuştur. İstanbul Başmüdürlüğüne bağlı olarak iki. İstanbul İthalât gümrüğüne bağlı ola rak da beş şube şimdiden kurulmuştur. Bütün bu şubelere gümrüklerin muh telif servisleri bağlanmış bulunuyor. Başmüdürlük muavinlerinden Rüştü Ertur başmüdürlükte ihdas edilen birinci şube müdürlüğüne, Posta gümrüğü müdürü Neşet Buca ikinci şube müdürlüğüne, Edirne gümrüğü müdürü Zekeriyya Çankaya posta gümrüğü müdürlüğüne, Galata Yolcu salonu müdürü Cevad Ulusoy İthalât gümrüğü müdür muavinliğine, Sirkeci gümrüğü müdürü Salih Özer Galata Yolcu salonu müdürlüğüne, Gümrük satış müdürü Enver Onur Sirkeci gümrüğü müdür lüğüne, Ankara gümrük müdürü Mah mud Süer gümrük satış %ıüdürlüğüne tayin edilmişlerdir. Gümrükte daha bazı değişiklikler olacağı anlaşılıyor. Genc Osmanın kanlı gömleği! Gümrüklerde yeni Atatürk köprüsü Profesör Pittar'm Yedi dubanm daha değişiklikler ikinci konferansı montajı ikmal edildi Atatürk Köprüsünün Almanyadan şehrimize gönderilen 18 dubasından 7 tanesinin montaj ameliyesi ikmal edilerek denize indirilmiş ve denize inen 7 dubadan da 3 tanesi yerlerine konularak üst kısımlarının tanzimine başlanmıştır. Denize indirilen diğer dubalar yakında yerlerine konulacak, elde bulunan 11 dubanm da kısa bir zamanda montajı biterek denize indirilecektir. On sekiz metre üzerine hazırlanan istinad kazıklarının bazı taraflarda matlub istifadeyi temin edemiyeceği anlaşıldığından kullanılacak kazıkların dörtte birinin 20 ile 22 metre arasında olmasına karar verilmiş, bunlar da hazırlanmağa başlanmıştır. Önümüzdeki yaz içinde Köprünün üst kısmma aid inşaat ehemmiyetli surette ilerliyecektir. ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Halledilen ve edilecek meseleler vrupa sulhunu lehdid eden meselelerden bir kısmı halledildi. Bir kısmı da halledilmek üze redir. Lâkin bazıları hâlâ bütün vaha metini muhafaza etmektedir. Halledilen meseleler Habeşistanın Italyaya ilhakı ve Avusturyanın Almanyaya iltihakıdır. Halledilmek üzere olanı İspanya mese lesidir. Muallâkta duranı Çekoslovakyanm mukadderatıdır. Italya, Habeşistanı filpn işgal edip kenr di idaresi altına aldıktan sonra, Italya Krahnın ünvanma Habeşistan împaratoru unvanı ilâve edilmişti. Bu iki unvanın tanınması, Habeşistanın Italyaya ilhakım hukukan tanımağa muadil bulunmaktadır. Fransa, M. Kambon'dan münhal kalan Roma büyük elçiliğine şimdi Vaşingtona izam edilen M. dö Sen Kanten'in tayinini kararlaştırdığı halde, sefirin itimadnamesini mezkur iki unvanı zikrederek îtalyan hükumdarına hitaben yaz maktan imtina etmişti. Bu suretle Romada hâlâ bir Fransız sefiri yoktur. tngiltere, Roma sefaretinde bir tebeddül olmadığından Fransanın uğradığı zorluğa tesadüf etmemişti. Fakat şimdi Romadaki İngiliz İtalyan müzakere lerinin neticesi olarak İngiltere, Habeşistandaki emrivakii hem tanımağa, hem de Milletler Cemiyeti azalanndan henüz bunu tanımamış olanları da tanıtmağa mu vafakat ettiğinden ve ayni zamanda Habeşistanın tngiliz împaratorluğile temas eden hududlarınm yeniden tesbitini ve luzumu görülen mmtakalarda tebdıl ve tadilini kabul ettiğinden artık Habeşistan meselesinin hukukî noktadan beynelmilel münasebatta yeri kalmamıştır. Zaten, tngiltereden evvel birçok devleti er, Romaya ya yeni sefir tayin etmek yahud sefirlerinin itimadnamelerine yeni bir kayid koymak suretile Habeşistanın îtalyaya aid olduğunu tanımışlardı. Bunlann arasında Balkan Antantı devletleri de vardır. Avusturyanın Almanyaya iltihakı ise Habeşistanın İtalyaya ilhakına nazaran, devletler tarafmdan çok kolaylıkla ta nınmıştır. Devletler, Viyanadaki sefaretlerini ilga ettiklerini Almanya hükumetine Eiidirmek ve sefaretlerinin yeTİerine tesis edecekleri konsolosluklar için ferman istemeb suretile bu tasdik muamelesini yapmşlardır. Değerli âlim, beşer tarihine aid izahat verdi Profesör Pittard İstanbul Üniversitesi namına hazırladığı konferanslannın ıkıncısını dün saat 18 de çok güzide bir dinleyici kütlesi huzurunda vermiştir. Profesör, alkışlar arasında kürsüye çı karak, eski beşer tarihinden bahsetmiş ve bu arada ezcümle demiştir ki: « Jeologlar, arzın tarihini, birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü zaman olmak üzere, dort kısma ayırmışlardır. Insanın üçüncü zamanda zuhur ettiği muhakkaktır. Fakat üçüncü zaman, insan ve bakiyeleri keşfedilmiş değildi. Dördüncü zamana beşer devri diyebiliriz. Dördüncü zaman jeolojik ve arkeolojik olmak üzere iki esaslı safhaya ayrılmıştır. Jeologlann (Pleistosen) dedikleri, safhaya arkeologlann yontulmuş taş çağı olan Paleolitik devri tekabül eder.» Profesör, muhtelif devirler hayvanat ve nebatatınm vasıflannı anlatmış, ve o devirde insanların henüz mağaralarda yaşamağa başlamadıklarını, göl ve su kenarlarmda oturduklannı söylemiştir. Profesör, konferansma devam ederek insanların bu devirde, yontulmuş çakmak taşlarmı istimal etmeğe başladıklarını tebarüz ettirerek, Şeleen denilen bu devirde, taştan el baltalan yapıldığmı anlatmış ve şu suali sormuştur: Sabiha Gökçenin Balkan turnesi îzmirde bulunan kadm tayyarecimiz Atatürk Kızı Sabiha Gökçen birkaç güne kadar Ankaraya dönerek Balkan turnesi hazırlıklarına başlıyacaktır. Sabiha Gökçen, bu seyahatinde Bükreş, Belgrad, Atina yolunu takible Balkan devletleri merkezlerini ziyaret edecektir. DENIZ tŞLERl Köprünün Adalar iskelesi tadil ediliyor Akay idaresi Köprüdeki Adalar iskelesini vapurlarm hem baş. hem kıç methalinden iskeleye yanaşacakları bir şekilde tadil etmeğe başlamıştır. Bu su retle yolcular iskeleye kolaylıkla çıkabilecekler, bilhassa yaz mevsiminde yaHünkâr ansızm açılan idrakile bu nok pılan eşya nakliyatı yüzünden rahatsız taları inceledi. Başka tarikate mensub olmıyacaklardır. bir şeyh daha feda ederek Bektaşilere Bostancı mendireği tarziye vermeği ve Nakilcinin çevirdiği Deniz Ticaret müdürlüğünce yaptırıldolabı biraz geç olmakla beraber yık makta olan Bostancı mendireğinin in mayı tasarladı. Ayni zamanda vezir da şaatı ikmal edilmiştir. Fenerbahçe menirelerine, hatta seferber ordu karargâh direğinin temel hazırlıkları yapılmak lanna girerek bin türlü kepazelikler ya tadır. Yakında hem birinci mendireğin pan Açıkbaş gibi, Bindallı Mustafa gi küşad resmi yapılacak, hem de ikincisi,„, bi yapma şeyhlerin hikâyelerini dinliye nin temeli atılacaktır. , dinliye o gibiler hakkında derin bir gayz besliyordu. Bir şeyhin saray adamlarından birini günde elli bin kere Allah dedirterek ve kimbilir daha neler yaptırarak çıldırtmasını da ihmal edilemez suçlardan saydığmdan bu fırsattan istifade etmeği gerekli buldu, Hasodalı Hüseyni tımarhaneye yolladığının ertesi günü muhtasar bir alayla Usküdara geçip adını öğrendiği şeyhi gözünün önünde yakalattı, küme küme müridlerile Anadolunun bir köşesine* sürdü. (1) Bu, hesablı bir hamle olmakla bera ber onun ruhunda tekevvün etmeğe başlıyan vurmak, kırmak, devirmek ihtiyacınm da bir tecellisiydi. Artık kendinde bir değişiklik buluyordu, iradesinde yükselme ve çelikleşme hissediyordu. Yeniçerilerin saraydan Başçukadar ağzile yapılan telkin üzerine Rusya ve Fransa elçilerinin arsa satın almak, Beyoğlu semtinde birer kale kurmak taleblerine karşı yaptıklan nümayişin müspet netice vermesi de bu ruhî değişikliği bir kat çoğaltmıştu (2) (Arkast var) (1) Cevdet tarihi. C: 7. S: 288. (2) Cevdet tarihinde (C: 12. S: 226) bu hâdLse şu satırlarla hikâye olımuyor: «Moskof ve Fransa devletlerinin Galatada sakin oldukları sarayları civarlarında Osmanh akarından bazı akarın zlyade paha ile alınıp mezkur saraylara ilâve ettirilerek tevsi ettirecekleri devleti aliyyeye mesfur Krallar tarafmdan birer name gönderilmiş GÜMRÜK1.EROE rica eder ve savgılarımı sunarım.> ve bu keyfiyet malâyutak göründüğünden keyfiyet Yeniçeriye bildirildikte elçiler paVekilin tetkikleri zar günü mecİLse celbolunup Ocaklınm zaŞehrimize gelen Gümrük ve İnhisarbitleri dahi celb ile mezkur namelerin mealini zabitler anladıkları cihetle hemen el lar Vekili Ali Rana Tarhan dün İnhisarlar Umum müdürlüğünde meşgul çilere kat'ryülmefad cevab verilmiş...» tstanbulun ziraat raporu Denizbank, sahillerimizin emniyeti için yeni sis düdükleri koydurmağa ka fstan'bul "v*ilâyeti Ziraat Odası azalârar vermiştir. Tahlisiye müdürlüğü bu rı. büyük ziraat kongresi icin hazırla dıkları raporu ikmal etmişlerdir. husustaki etüdlere başlamıştır. Yakında toplanacak olan bir komis Müşterek biletler satışa yon, mezkur kongreye gönderilmek üçıkarıldı zere diğer bir rapor hazırlıyacaktır. Şirketi Hayriyenin Üsküdar ve Ka Trakya kartpostalları dıköy Halk Tramvayları şirketile yap Trakya Umumî Müfettisliği hesabma, tığı bir anlaşmadan sonra Kısıklı, KaraTrakya ve Edirnenin muhtelif manzacaahmed ve civarmda oturan Üsküdar ralarmı gösteren müteaddid fotoğraflar halkı için memleketimizde ilk defa olaalınmış, bunlar bir kartpostal serisi harak ihdas edilen müşterek biletler, dünlinde ve nefis bir surette Devlet matbaden itibaren satışa çıkarılmıştır. asmda basılmıştır. Güzel yurd parçamıBu gibi biletler üzerinde her iki şir zı canlandıran bu resimler, her tarafa ketin de ismi vardır. Aylık aboneman dağıtılacaktır. karneleri halinde olan biletler pazar tesi sabahından itibaren muteber ola CEMtYETJ.ERDE caktır. Ayrıca günlük gidip gelme bi Şoförler cemiyetinin bir letleri de ihdas edilmiştir. Halen Usküdara ikinci mevki gidip tavzihi gelme vapur ücreti 17.5 ve Kısıklıya kaİstanbul Şoförler cemiyetinden dün dar tramvay ücreti 17 kuruştur. Hal şu mektubu aldık: buki günlük gidip gelme vapur ve tramcBeş gün evvel intişar eden gazete vay müşterek biletlerinde bu ücret. lerde bir şoför zabıta nezaretinde iken şimdıki 34,5 kuruştan 22,5 kuruşa indi hırsızlık yaptı serlevhasile çıkan yazı rilmiştir. Birinci mevki vapur ve tram dan dolayı yaptığımız tetkikat ve tahvay ücretleri de gidip gelme 42 kuruş kikat neticesinde (Salmatomruklu Mustutarkan 25 kuruşa indirilmiştir. tafa Paltiro) nammdaki adam şoför olAylık karneler de tenzilâtlıdır. Bu madığmı ve joförlük mesleöile alâkası karnelerle ikinci mevki vapur ve tram bulunmadığını ve cemivetimiz kuvu vay gidip gelme ücreti yirmi kuruş 10 datında da mukavyed olmad'&ı anlas^lparaya ve birinci mevki de 22,5 kuruşa mıştır. Muh<erem pazetenizin münasib inmiş olacaktır. bir yerinde bu haberi tekzib etmenizi Yeni sis düdükleri « Her üç kıt'ada tesadüf olunan bu alet, üç kıt'ada birden mi icad edilmiş, Edirne Lisesinden Yetişenler cemiyeti senelik kongresi yarm saat dokuzda yoksa yalnız birinde yapılıp öteki kıt'acemiyetin merkez binasmda akdedile lara mı yayılmıştır?» cektir. Bu kongrede idare heyetinin bir Profesör Pittard, bundan sonra Avsenelik faaliyeti etrafmda görüşülecek rupanm muhtelif yerlerinde ve Filistinve yeni idare heyeti seçilecektir. deki Galile'de yapılmış olan birçok keşifler sayesinde bu devirdeki beşer ırkıTarihî evrakm satılması nın karakterlerini tamamile meydana çımeselesi karmak mümkün olduğunu söylemiş ve Ticaret Odası idare heyetinin verdiği gelecek konferanslannın birinde bunlarbir kararla Odanm yarım asırdanberi dan bahsedeceğini ilâve eylemiştir. birikmiş bir halde bulunan evrakımn M. Pittard üçüncü konferansım pa satılması, alâkadar mehafilde hoş karzartesi günü verecektir. şılanmamıştır. Bilhassa bunlar arasında iktısadî bakımdan tarihî kıymeti haiz olan e\rak da bulunduğu anlaşılıyor. KÜLTÜR İŞLERİ Bunlar iktısad tarihimiz için en kıymetli vesika!ar telâkki edilmektedir. *'M1töiBtfıiı(ecltöHde MÜTEFERRtK Edirne Lisesinden Yetişenler cemiyetinin senelik kongresi Vilâyet Maarif inzibat meclisi, dün i Muavini Hfldairffh riyaset&ıdte tor>lanmış, haklarında tahkikat icra edilmiş olan bazı muallimler hakkında görüşeMilletler Cemiyeti, Avusturya meselerek icab eden kararları vermiştir. sinden dolayı büyük meclisini toplamamış Sahte şehadetname tahkikatı ve hatta AvTupa işlerine bakan komisyonunu dahi alelusul içtimaa davete lüzum Bir şebekenin okuyup yazma bilmi yenlere para mukabilinde halk dersa görmemiş olduğundan Mançuri ve Hanesi şehadetnamesi sattığını yazmıştık. beşistan meselelerindeki zorluk ve tehlike Emniyet ve Maarif müdürlükleri tahki tekerrür etmemiştir. Bu hal aza devletleri yeniden müşkül vaziye^e ve taahhüdlere kata ehemmiyetle devam ediyorlar. Meydana çıkarılan sahte şehadetna girmekten kurtarmıştır. meler günden güne çoğalmaktadır. Dün Avusturyadaki yeni vaziyeti tanıyan Maarif Müfettişleri Emniyet müdürlü son büyük devletlerin arasında Fransa ile ğüne giderek bu iş üzerinde zabıta âmir Amerika da vardır. Avusturya meselesilerile de temasta bulunmuşlardır. nin son beynelmilel ilişiği, Karadenizderi Almanyanın îçindeki Ulm'e kadar bü ^ İstanbul Belediyesinden: tün Tuna mecrasında seyrüsefer serbesti Belediyemiz tarafmdan şehrimiz ih sine ve bu serbestiden, nehirde sahili butiyacı için getirilen kasablık koyunlarm lunan devletlerin müsavat üzere istifadeyarından itibaren tercihen perakendeci sine ve nehrin sulannın tanzim ve idaresî kasablara ayakta kilosu 24 kuruştan peişlerine beynelmilel bir komisyonun bakşin para ile satılması takarrür etmiştir. masına aid olup vaktile sulh muahedeleri Arzu eden perakendeci kasabların Mezbaha idaresine müracaatleri lâzımdır. ile Almanya ve Avusturyaya cebren kabul ettirilen kayıdlardır. Bir tramvay yoldan çıktı Dün akşam üzeri vatman Şerefin idaresindeki 32 numaralı tramvay arabası, Aksaray civarmdaki makasrtan geçerken bir arıza yüzünden raydan çıkmıştır. Ray, yarım saat zarfmda tamir edilmiştir. Konservatuarm tarihî eserler konseri Bahar, açık havada dersler olmuştur. İstanbul Gümrükleri Başmüdürü Mustafa Nuri, Vekil tarafmdan kabul olunmuş. idareye aid bazı işler etrafında izahat vermiştir. Almanya Ren, Elbe ve Oder nehîrlerine aid bu gibi kayidleri Ren havzasınî askerî işgal altına aldıktan sonra ilga ederek Çekoslovakyanın Şimal ve Baltıt denizlerile serbest muvasalasına nihayet vermişti. Şimdi, Almanyanın Tunaya aid kayıdlan da ilga etmesi bekleniyor, Şu kadar var ki Tunanm orta ve cenub1 mecralan Çekoslovakya, Macaristan* Yugoslavya, Bulgaristan ve Romanya arazisinden geçtiğinden yeni büyük Almanyanın da bu sulardan istifade ede * bilmesi için bunlarla yeni esaslar üzerin* de anlaşması icab ediyor. Halledilmek uzere olan mesele lspan« yadır. İngiltere ile îtalya. Romadaki müzakerelerin neticesi olarak îspanya üze * rinde esas itibarile anlaşmışlardır. Gene • ral Franko vaziyete hâkim olduktan son' ra, İtalyan gönüllüleri daimî olarak burada kalmıyacaklardır. ttalyanın müttefikî bulunan Almanya dahi bu anlaşmıya tabiatile dahildir. İspanya meselesi askerî noktadan son safhaya girmiştir. Çekos m Iovakya meselesinin nasıl halledilecegî belli değildir. Gümrük Muhafaza memurlarının yakaladıkları kaçakçı İtalyan bandıralı Marano vapurile Pireden İstanbula yolcu olarak gelen Alekiandr isimli bir yolcu, bavulunun içine gizli bir göz yaptırarak 30 kilo ağırlığında bilârdo malzemesi kaçırmak istemişse de Gümrük muhafaza teşkilâtı memurlarmdan Bürhan tarafmdan yaka lanarak kaçak eşya meydana çıkarıl mıştır. Aleksandrm üzeri aranınca ge ne bu neviden bazı kaçak eşya da bu r lunmustur. r >^ 23 nisan yaklaşıyor... Cumhuriyetin 15 inci yılmda yavrularınızm kutlulıyacağı bu bayram evvelki senelerden daha parlak ve şenklikli olmalıdır. Yurdun istikbal ümidi olan miniminilerimize şen bir bayram geçirtmek için şimdiden hazırlanalım. Muharrem Feyzî TOGAY Konser için hazırlanan artistler dünkü provalannda Konservatuar, bir tarihî Türk musikisi konseri hazırlamıştır. Bu san'at hâdisesi etrafmdaki çalışmalar devam etmektedir. Konser 10 nisan pazar günü saat 9 da Fransız tiyatrosun da verilecektir. Programda, Ben li Hasan Ağanın rast peşrevinin birinci hanesi, Zaharyanın bir bestesi. Bolahenk Nuri Beyin bir şarkısı, Şakir Ağanın iki şarkısı, Abdi Efendinin bir şarkısı, tanburî Ali Efendinin bir şarkısı, Sadullah Ağanın üç semaisi, Salıh Dedenin, Şevki Beyin, Mahmud Celâleddin Paşanın, Dedenin, tanburî Mustafa Çavuşun, Sadullah Ağanm ve Salim Beyin peşrev, şarkı ve besteleri vardır. Cumhuriyet Nüshan 5 knrnştnr Nisan avının ilk günleri kışı andıracak derecede fena gittikten sonra düzelmeğe yüz tuttu. Bundan istifade eden muallimlerden büyük bir kısım talebesini kırlara götürerek havat bilgisi derslerini açık ve temiz havada vermektedir. Yukarıki resim Küçükçekmece köy mektebinin talebesini muallimlerıle beraber kırda göstermektedir. Abone şeraiti Senelik Alta aylık Ücavlık Bir aylık Tiirkiye Harie icin icin 1400 Kr. 2700 Kr. 1450 » 750 » 800 » 400 > 150 » Yoktur