20 Mart 1938 CUMHURÎYET Büyüfe davalar tktısadî harekctler Değişen şeyler Yazan: LÜSYEN ROMYE Şimdiye kadar, îsviçre, Alman kuv vetlerile, ancak |imal kısmında, Bâl'den Konstans gölüne kadar olan saha dahilinde temas halindeydi. Bundan böyle, bu temas, Avusturya Vararlberg'inin Almanyaya ilhakı dolayısile, şark tarafına da yayılmış ve bir misli artmıştır. Yani, Alman topraklan, îsviçrenin en az arızalı kısımlarile muvasala peyda etmiş ve Zürih'in başlıca merkezini teşkil ettiği sanayi mıntakası etrafında bir ya rım daire çevirmiştir. Tek bir cephenin nisbeten mahdud tehlikesi yerine, şimdi, Karaormandan Tirol'e kadar, Isviçrenin üzerinde bir mengene gibi açılan çok geniş bir tehlike kaim olmuştur. *** ttalya, bundan böyle Almanya ile Fransız Alman hududu kadar geniş, fakat daha iyi muhafazalı bir smır üzerinde temas halinde bulunacaktır. ltal yanlar, 1919 da Brenner'le beraber, Londra muahedesinde zikredilmiyen Tarvis geçidini de, almışlardı. Maama fih, vaktile bir Avusturya generalinin dediği gibi, Brenner'i elinde tutan tarafın Venediği himaye etmiş olacağı keyfiyeti hakikate mutabık değildır. Tayyare, bir çok şeyleri değiştirmiştir. Hakikatte, ltalyanın asıl hayatî kısmı olan şimal demiryollan ve sanayi merkezleri, Avusturyadan hareket edecek olan Alman tayyarelerinin menzili dahilinde ve pek kısa bir mesafededir. cak Lehistandan veya Rutenyanın arızalı yollarından petrol getirtmesile kabildir. Bugüne kadar, Bohemyanın zaptı, Almanyanın maksadlanna dahil değildi. Bu lokma ağır ve hazmi batidir. Almanlar Çek ırkmı inkâr etmiyorlar. Asıl plân, Çekoslovakyanm, îsviçre gibi, muhtelif milliyetlerden mürekkeb bitaraf bir konfederasyon haline inkılâb etmeğe ve şu veya bu şekilde Alman iktısad sistemine uymağa muvafakat etmesini temindi. Çekoslovakya bitaraf hale gelip de Alman nüfuzu altına girince, Almanyanın, Lehistanla hesablaşmak için çok rahat bir vaziyete girmiş olacağı, haritaya şöyle bir göz atmakla anlaşılabilir. Fil hakika, böyle bir vaziyet tahaddüs ettiği takdirde, Baltık denizinde Alman harb gemileri dolaşmağa başlıyacağından, Lehliler, ya hiç sevmedikleri Sovyetlerin memleketinden veya bizzat hayli müşkül vaziyette kalacak olan Romanyadan dolaşmak suretile mahrec bulabileceklerdir. *** Kara nakliyatı meselesi Sırt hamallığı kaldırıhrken bunun yerine modern bir şeklin kaim olmasının temini zaruretine işaret etmiştik. Sırt, sırık ve başta yük tasıma memnuiyeti her tarafta tatbik edildi. Yakinen biliyoruz ki, alâkadar makamlar hamallığın kalkmasile boş kalan karada eşya nakliyatı sahasına modern vasıtalann kaim olması lüzumuna kail bulunmaktadır. Eğer elde imkân ve vasıtalar mevcud olsa, hamallığın kaldırılmasile yapılmıs olan çok yerinde hareketin, yeni bir hamle ile tamamlanacağına şüphe yoktur. Fakat yapılan ve yapılması mutlak şekilde lâzım olan birçok işler arasında buna sıra gelmediği görülüyor. Bu noktaya tekrar avdet etmekten maksadımız, bu işte sermaye sahiblerine ve nakliyat işlerile uzaktan veya yakmdan alâkadar olanlara düşen vazifeyi tebarüz ettirmek içindir. Hiç şüphe edilmesin ki, sağlam esaslarla kurulacak, dürüstlüeü ve intizamı kendine şiar edecek bir nakliye müessesesıne bu sahada hem çok is, hem de iyi kazanc vardır. Bu bakımdan nakliyat sahası sermaye sahiblerinin üzerinde meşgul olabilecekleri bir mevzudur. Halen nakliyat işlerile uğraşanlara gelince; meselâ arabacılarımız, dünkü fayton ve kupa nasıl mevkiini otomobile terketmiş ve nasıl ekseri arabacılar dizgini bırakarak direksiyona sanlmışsa, yük arabacıları da ayni yolu takib edebilirler. Memlekette yeni doğan bu iş sahası, müteşebbüsleri bekliyor. PAZAPDAN Intihar edenler ve ev^.nenler Avusturya Al manyaya ilhak edilince, istiklâl taraftarlanndan bazılan gibi, eski Basvekil muavini Fay, karısı ve çocuğile beraber intihar etti. Fakat Avusturya istiklâli nin son müdafii Basvekil Şuşnig, bilâkis, evlendi, bir kadın aldı ve çoluk çocuk sahibi olmak niyetindedir. % Bu garib tezadın farkında olanlar çok hayrete düsmüslerdir. Şimdi herkes bir türlü söyliyebilir. îlk hatıra gelebilecek basit nükte şudur: Şaşılacak birşey yok, evlenmek da bir nevi intihardır. Başka biri itiraz edebilir: Hayır, bilâkis, Şusnig sevincinden evleniyor. Hitler'in nutkunu okumadınız mı? «Viyanada kan gövdeyi götürecekti, ben yetiştim, ahalinin ve bu arada Şuşnig'in de hayatını kurtardım!» demiş. Hem Deyli Meyil gazetesinin Viyana muhabiri yazıyor: «Halk o kadar coşkunluk içindedir ki Hitler bir Avusturyalı olduğuna göre, Avusturvanın Almanyaya değil, Almanyanın Avusturyaya ilhak edildiğine hükmedeceğiniz gelir.» Şuşnig nasıl sevinmesin!..« PENCERESİNDEN PAZAPAI Mezbureye!.. ğlunu tahsil için Parise yollamış olan bir dostum vardır. Hulyası, rüyası, dedikodusu, zevki, eğlencesi hep yavrusunun oradan getireceği irfan hamulesine münhasırdır. Bütün dostlarını ve o arada beni yakaladıkça düşüncelerini, ümidlerini, hulyalarım sıralamağa başlar, çocuğunu bir âlim olarak gıyaben bize takdim ettikten sonra irfanmı tahlile girişir. tşte bu oğluna düşkün dost beni gene eline geçirdi: Dur azizim, dedi, sana bir diyeceğim var. Mevzuu tabiatile kavradım ve onun gene oğlundan bahsedeceğine kanaat getirerek uzaklaşmak istedim. Çünkü işim vardı ve Paristen gelecek bir irfan hamulesini simdiden ölçüp tartmağa vaktim yoktu. Fakat arkadaşım yakamı bırakmadı: Bizimkinden, dedi, son masraf pusulası geldi. Her ay yolladıgım paramn artık masrafa tekabül edemediğini de yazıyor, aylıgm artırılmasını istiyor. Bu dilek birşey değil amma masraf listesinde (250) franklık bir rakam var ki dikkatimi celbetti. îsteksiz isteksiz sordum: Neymiş bu masraf? Mezbureye verilmiş. Ne demeîc bu?.. Dostum mezburenin ne demek olduguğunu şüphe yok ki benden iyi biliyordu. Lâkin tahsilde bulunan oğlunun dersleri rafa asarak kadınlara veya bir kadma' para yedirmeğe kalkışmasmı ve hele bu çirkin hakikati açıkça söylemesini havsalasına sığdıramadığından benim ağzımda kendini teselli edecek bir mülâhazag bir tefsir veya tevil cümlesi arıyordu. Pusulayı aldım, mezbure kelimesînl gözümle gördüm ve arkadaşıma şu fıkrayı söyledim: Çobanın birî köy ağası tarafından teslim olunan on koyunun hepsini birer suretle kazaya uğratmış ve koyunlann arkası kesilince eline tek bir deri alıp ağanın yanma gelmiş. Kendisile artık bir ilişiği kalmadığım söylemiş. Ağa, bu acıklı haberden ilkin şaşırıp sormuş: «On koyun birden nasıl ölür. Anlat be herif...»1 Çoban, sakin sakin anlatmış: «Üçünii yel götürdü, üçünü sel göçürdü, üçünü kurd aşırdı, elde kaldı birisi, işte onun da derisü». Ağa, bu kafiyeli cevab üzerine yanıbaşındaki yoğurt çanağını çobanın başına geçirir. O da, dışan çıkıp kendinî yoğurda bulamış görüp de soranlaraî «Yüz aklığile ağaya hesab vermekteö geliyorum» cevabmı verir!..» Sen de mezbureyi mezbure olarak kabul et ve mezbure istediği parayı ilet. Çünkü meşhur meseldir: Başa gelen çekilirl Dostumdan ayrılırken mizah üstadlarmdan birinin sözü kulağımda çmlıyordıu O, gene Avrupada okuyanlardan birnn den bahsederken babasma: «Oglunuz ne tahsil ediyor» diye soruyor ve zavallî babaya «benden para tahsil ediyor» ce« vabını verdiriyordu. Tahsili tahsildarlık biçîmîne sokanlâ* rın âlemde bir de insaf bulunduğunu u» nutmamalan lâzımdır. Intihar edenler ve evlenenler Programın iki faslı Türkçe örnekleri • Radyo programları Bronz yuvarlak peşinde Talebeleri ve varsa! okuyucuları Bay muallim ve münekkid dostumuzun bu cümlesini, artık «bir berber bir berbere bre berber beri gel» lâtifesi yerinde kullanabilirler. Radyo programları Avrupa râdyo lannda hiçbir gü nün ve haftann programı ötekine benzemez. Bunun için gazetelerde her gün program ilân ederler. Fakat bizim îstanbul radyosunun bir haftalık programını kesip saklayınız; artık bir daha gazetelere bakmanıza lüzum kalmaz. Çünkü, mubarek tıpkı mekteb progTamları gibidir: Her hafta, çarşamba günü, dördüncü ders riyaziye, tarih veya edebiyat olduğu gibi, bizim radyonun programında da filân gün mutlaka filân adam okur, söyler veya çalar. Oparlörden hiçbir sürpriz bekliyemezsiniz. Hele mekteb çocuklan gibi programı ezberlediniz mi, muayyen saatte muayyen bir derse girer gibi makinenizi açar, oturursunuz. Hiç şüphe yok intizam güzel bir şeydir; fakat mektebler için güzel olabilecek bir intizam radvo için sıkıcı bir yeknasaklık halini alır. Bu programın bazı konferanslar ve çocuk masalları gibi her hafta sabırsızlıkla beklenen kısımlan ipka edilmekle beraber diğer kısımlarına fazlaca değîşiklik katılması imkânı yok mu? Alman plânı yeni birşey değildir ve bu plânın esası, Almanya lehinde ve o nun kontrolu altında, Karadenize ve şarkî Akdenize uzavan kollara sahib olacak bir Tuna federasyonu kurmaktır. îtilâf devletleri, Avusturya Macaristan împaratorluğuna tevarüs eden devletler arasında iktısadî bir rabıta idame ve Viyananın maddî hayatmı te. in etmek maksadile bu Tuna federasyonunu tasavvur ettikleri zaman, ttalya bu fikre Yugoslavya dahi, takriben 200 kilo şiddetle muhalif kalmıştı. metre uzunlukta bir hududla, büyük Al15 mayıs 1919 da, sulh konferansı ikmanyaya hemhudud olmuştur. Bu hu tısad komitesinde ileri sürülen bu fikre, dud, îtalyan hududuna nazaran çok daha açıktır ve yüzü Macaristana mütevec ttalya murahhası, Tuna Avrupasının vecih, az emin diğer bir hududla imtidad ya şarkî Avrupanın tevhidi muzafferiyetin tesirlerini ihlâl edeceğini söylemiş ve etmektedir. îtalyanın, tekmil arazisile bu ittihada dattalya ile Yugoslavyanın, badema, hil olarak kontrol hakkına tesahub etmeAlmanyanm arzusuna vabeste bulundiği takdirde bu fikre azamî surette mâni duklarını anlamak için Adriyatiğe bak olacağını bildirmişti. Bu murahhas, promak kâfidir. Filhakika, Almanya, îtal jenin kabulü takdirinde, İtalyanın kon yayı sıkıştırmak istediği takdirde Yugosferansı terkedeceğini, tekrar silâha sarılavlarla birleşmek suretile onu müşkül larak Viyana üzerine yürüyeceğini söylemevkide bırakabilir, yahud sadece Ad miş, Fransız murahhası Klemantel bu riyatikte zararlı bir rekabete girişmekle nun üzerine, Fransanın projeye iştiraki iktifa edebilir. Bilmukabele, Yugo&lav reyini geri alajak tngilizleri hayrette bıyaya zarar iras etmesi için, îtalyayı, ya rakmıştı. hud Macaristanı veya ikisini birden tutBu sahne, Italyan mt!rahh«sı SiKio ması kâfidir. Kresfi tarafından tutulan konferans ruz Hulâsa, Almanya, bundan böyle Adnamesinde yazılıdır. Bu çok şayanı dikriyatikt;, kendisile ister istemez ittifak kat vesika Mılânoda intişar mevküne çıkakdetmek mecburiyetinde bulunan bir mıştır. tntişan, İtalyanın 1919 da «zafedevlet bulacağma emindir. Viyanayı iş . rin tesirlerini ihlâl eder mahiyette» görgal etmek suretile, hava üslerini, Bal düğü projeyi Almanyanın, şimdi kendi kanlara doğru takriben 250 kilometre hesabına tahakkuk ettirmekle meşgul olileri götürmüştür. Adriyatikte bulacağı duğu bir zamana tesadüf edıyor. müttefik sayesinde, Alman hava kuvvet* * * leri doğrudan doğruva şarkî Akdenizi Almanya, söylenildiği kadar kuvvete tehdid altına alacaklardır. sahib değildir. Fakat, önüne geçilemez bir meyil yaratmak için çok ağır bir yüke Almanya, Avusturyaya sahib olunca, ihtiyac yoktur. Yeter ki mukabil bir sıkÇekoslovakyayı askerî, siyasî ve iktısadî let bulunmasın. cephelerden çember içine almıştır. Çek Alman devleti, hakimiyetini, Ren'den ticareti, gerek şimalden, gerek cenub Karadenize kadar iki şartla tesis edebilir. dan, merkezle muvasalasını ancak Al Bu şartlardan birincisi, mukabil ağırlıkman arazisinden geçerek temin edebilir. ların bugünkü kadar gevsek kalmalan, Gene bu ticaret, Viyana mahrecinden yani, îtalyanın dağınık, Fransanın tefrimahrum kalmak tehlikesine de maruz ka halinde, îngilterenin Cebelâttarıktan dur. Hongkong'a kadar mesgul, Rusyanın için için kemirilmiş halde devam etmeleViyanadan hareket eden bir hava kuvveti, Silezyadan hareket eden diğer bir ridir. îkinci şart, bizzat, Almanyanın, hava kuvvetile birleşerek Bohemya ile fazla hızlı ve haşin davranarak, siyasî Slovakya arasına bir sed çekerek, ehem mukabil ağırlık yerine, hissiyat bakımm miyetinden bir hayli bahsçdilen Rus tay dan mukabil ağırlık ihdas etmemesidir. Avusturya, bir çok ilmiklerin çözülüp yarelerinin Bohemyaya girmesine mâni gitmesine sebebiyet verebilecek bir sö olabilir. Bundan maada, Bohemyanın, Alman veya Macar kontrolundan geç küktür. meden petrol tedarik edebilmesi de anLüsyen Romye F.G. Bursanın su derdi Bursa (Hususî) Belediye encümeni son günlerde su tarifesi üzerinde çalışmağa başlamıştır. Bursada yıllardanberi sürüp giden bir su sıkıntısı vardır. Her sene yazın çeşmelere nöbetle su verilmek zaruretini hasıl eden bu vaziyete nihayet verilmek üzere işi kökünden halletmek icin bir su komisyonu da teşkil edilmiştir. Bu komisyon da encümenle birlikte ça lışmaktadır. Belediyede bu mevzu üzerinde yapı lan müzakereler şu neticeye bağlanmaktadır. Birkaç sene evvel resmî dairelerle büyük müesseselere Te fabrikalara konulmuş olan su saatlerinin kâmilen kaldırılması. Su sarfiyatını kontrol etmek ve israfın önüne geçmek maksadile konmuş olan bu saatlerden hiç istifade edilmediği anlaşılmış, hatta bılâkis su saatleri sık sık bozulduğu ve ekseriya tersine döndüğü için fayda yerine zarar görülmüştür. Bundan başka bozulan saatlerin ayar ve tanzimi de ayn bir mesele teskil etmekte ve bu şeklin tatbikı bir çok müşkülâta yol açmaktadır. Saatler kaldınldığı takdirde su israfmı menetmek için yeni tedbirler alınacak ve kontrol sıklaştmlacaktır. Diğer taraftan su ihtiyacı üzerinde de esaslı tedbirler düşünülmektedir. Yazm suyu nöbete düşürmeden şehrin umumî su ihtiyacını temin edecek teşebbüsler için simdiden faaliyete geçilmesi kararlasmıştır. Bunun icin, işlerini icme sularile vapan fabrikaların, eskiden mevcudken sonraları tahrıb ve ihmal yüzünden kaybolan kullanma suları tekrar meydana çıkarılacak, yolları yaotırılarak bu fabrikalara su verilecektir. Bu suretle fabrikalara verilmekte olan içme sulanndan büyük bir tasarruf temin olunacaktır. Programın iki faslı Bir Fransız mecmuası da Hitler'in Bronz yuvarlak peşinde «Kavgam» isimli Haber gazetesi meşhur kitabının bibir ikinci tabı ya rinci sahifesinden pıyor. Yanılıp da bir şu satırları almış: tane alırsanız birin «Ayni kan at/nt Imparatorluğa aiddir. Alman Avusturya ci sahifenin ta tepe sinde, gazetenin büyük Alman vatanma dönmeğe mecbaşlığından daha keskin harflerle şu burdur. Bu, herhangi bir iktısadî. zaruret yazıyı görüyorsunuz: «Fransa se değildir. Hayır, hayır: Bu birletme, ikferberlik arifesinde!» Şaşırıyorsunuz: Atısadî bakımdan farksız veya zararlı neman ne var? Blum harbe mi karar verlice bile verse gene tahakkuk edecektir.'» di? Askerî şura mı toplandı? Partiler it Mecmua bu parçadan sonra, ayni ki tifak ederek millî bir harekete mi geçî tabdan şu satırları da alıyor: yorlar? Gazetenin sahifelerini çeviriyor, çeviriyorsunuz, bu koskoca haberi tevsik <o4/man topraklan bü'tün 'Almanlan içine aldıktan sonra, $ayed onlan besliye eden bir tek telgraf yok. Dikkatle araşmezse, o zaman, halk için yabancı top tırmak zahmetine katlanırsanız bu seferraklar zaptetmek hakkt doğacaklır. O berlik hikâyesinin, Fransada çıkan tek bir zaman sapan kdıca yerini bırakacak ve gazetenin verdiği haber değil de yü harbde akan gözyaşlan müslakbel dün rüttüğü bir mütaleadan ibaret olduğunu anlıyorsunuz. Fakat bunu anlayıncıya yamızın ekinlerini suhyacakttr.y> kadar sizin çeyrek yanıp kül olmuştur. Fransız mecmuası ilâve ediyor: Ertesi gün ayni gazetenin birinci sahi«Programın birinci faslı tatbik edildi. fesinin ta tepesinde, ayni büyüklüklerle Şimdi sıra ikincide.» şu haberi okuyorsunuz: «Ingilterede harb Türkçe örnekleri kabinesi kuruluyor!» daha ertesi gün şu Mekteblerde türkhaber: «Harb başlıyor!» Halbuki ne çe okutan ve gazeFransada seferberlik ilân edildiği, ne întelerde türkçe ya gilterede harb kabinesi kurulduğu, ne de zan Bay münekkid Avrupada harb başladıgı var! Nurullah Atacın bir yazısından şu cümleyi alıyorum: «Yeni çıkan bir mecmuada çıkan bir yazısından bir fıkrada bahsetmiş olan bir muharrir arkadaşa cevab verip ondan bir takım şeyler soruyor.» Polonya ile iktısadî münasebatımız tzmir (Hususî) Türkiye Polonya klering enstitüsünün Türkiye mümes • sili Romuold Buezynski, iki memleket arasındaki iktısadî münasebetlerin inki=af ettirilmesi esaslarını tetkik için şehrimize gelmis. burada alâkadar daireler ve tacirlerle yakmdan temaslar yapmıştır. Bu meyanda, vaziyeti Po lonva zaviyesinden de izah eylemiştir. Polonva, veni münasebetlere esas olmak ü?ere İzmir fuarına da iştirak etmek istemektedir. Mümessil. bu hususta kendi hükumeti nezdinde teşebbü satta bulunacaktır. İzmirli tacirler, Türkofiste, mümes silin huzurile toDİanmıslar ve memle ketimizden Polonvava bilha<=sa pamuk, incir, palamut. mlamut huiâsası, yaş mevva ve vün ihracatmın artırılmasile bilmukabele Polonvadan memleketi mize yapıiacak it^g^t üzerinde durul mustur. Mümessil, İstanbula hareket etmiştir. Kangal kazası Çetinkayaya Tekirdağ Halkevinde verilen müsamereler Çoktan başlıyan ve bir türlü sonuna M. TURHAN TAN gelmiyen bir harb varsa o da Avrupada değil, Babıali caddesinde, Sirkeci ile TürAmerika ile ticaretimiz ' be arasında, bu cinsten küçük Akşam gaAmerika ile aramızda yeniden akde* zetesi müvezzileri arasmdadır: dilecek olan ticaret anlaşmasmm mü * j Bronz yuvarlak elde etmek için palav zakerelerine bu ay sonunda Ankaradai ra harbi! başlanacaktır. Bu müzakerelerde A SERVER BEDI merikayı temsil edecek heyet azalar^ ; aym 26 smda şehrimize geleceklerdir. Amerika ticaret heyeti. dört kişiden; mürekkeb olacaktır. Fakat heyete mern] leketimizdeki Amerika sefaret müste •] şarı riyaset edeceği için Amerikadaaj gelecekler üç zattır. Amerika ile Aramızdaki ticaTeî, 5tedenberi serbest dövizle cereyan etmek» tedir. Son zamanlarda birçok Avrupa memleketleri bazı vaziyetler dolayısile ithallerini daha ziyade Ameorikadan. vapmaktadırlar. Bu vaziyette Amerika da o memleketlerden alışlar yaptığm « dan memleketimizle ticaretinde bir a« zalma görülmüştür. Yeni anlaşmanm, şimdiye kadar yapılan anlasmalara benzemiyen hususiyetleri ihtiva edeceii anlaşılıyor. naklediliyor Çetinkaya istasyonunun umumî görünüşü Sıvas (Hususî) Umumî meclisin son toplantısında mühim olarak verdiği kararlardan birisi de Kangal kazamızın Çetinkayaya naklidir. Çetinkaya, Sıvas Erzurum ve Malatya iltisak hatlarının birleştiği merkezî noktadır. Arazisi vâsi ve her türlü imara elverişli olan bu mevki yıllardanberi bakımsız kalan Kangal kazasma yeni bir veçhe verecektir. U mumî meclisin verdiği bu karar Dahiliye Vekâletine sunulacaktır. Bu yılki bütçeye Halkevi, kız enstitüsü, stadyom, Atatürk anıdı ve bazı kazalarda yeniden yaptırılacak olan mektebler için ayrıca tahsisat konmustur. Meclisi umumî, vilâyetin 938 masraf ye varidat bütçesini 727,000 lira olarak tesbit etmiştir. ^ ^ ^ ^ İnsanlık horcu «Hisar» kurbanlarının aile ve varislerine «Hisar» vapuru faciasmda kaybettiğimiz denizcilerin ailelerine verilmek üzere teberru edilen paramn tevziine başlanacaktır. Veraset iddiasında bulunanlann verasetlerini ispat edebüecek vesaikle birlikte nihayet 25 mart akşamına kadar İstanbulda Galatada Kefelihüseyin hanında ikinci katta teberru komitesi reisi Hakkı Denizaşana müracaat etmeleri rica olunur. J îzmitin vapur derdi halledildi îzmit (Hususî) Devlet Denizyolları îdaresi tarafından bu haftadan itibaren Tayyar vapuru Izmit hattına işlemeğe başlatılmıştır. Şimdilik haftada bir gün işliyen vapur ileride hergün işliyecektir. Devlet Denizyolları idaresi Alman tezgâhlarında bulunan vapurlarımızın inşaatı sona erdıkten sonra, körfez halkı nın dileklerini daha etraflı şekilde karşı lıyacağını da vadeylemektedir. Tekirdağ (Hususî) Şimdiye kadar Tekirdağında yılda ancak birkaç temsil veya müsamere veriliyordu. Bu sene ise Halkevimiz tarafından veya onun yardımlarile kulübler tarafından otuza yakm toplantı yapılmıs ve bunları 20 bi ne yakın büyük bir halk kütlesi takib etmNtir. Son defa Halkevinin temsil koluna mensub gencler Aynaroz Kadısını büyük bir m,uvaffakiyetle Jffigıyarjjç. urnumun takdirini *a<uıi;.,^ıardır. Gönderdiğim resim, bu haftaki müsamerede vazife alanları bir arada göstermektedir. Bursada bir katil asıldı Bursa 19 (Hususî muhabirimizden) Taammüden adam öldürdüğü için ida ma mahkum olan Yenişehirli İbrahim bu sabah Cumhuriyet meydanında salben idam edilmiştir. Bir Almanca muallirni aranıyor Kısa zamanda almanca öğretmeğe muktedir ve metodu kuvvetli bir almanca muallimi aranıvor. Arzu edenlerin İstanbul posta kutusu 246 numarada İ. R, rumuzuna tahriren müracaati.