Habeşistanda devam eden mücadele CUMHURİYET 6 Mart 1933 Ribentrop Londrada görüşmelere \Başmakaleden üevaml Ecnebi ismihaslar için bir kamus yapılması hakkında «VâNu» nun üeri başlıyor sürdüğü teklife «Peyami Safa» pek hak(Baş tarafı 1 tnci sahifede) Ecnebi îsmihaslar dir; Îngilizler büyük şairlerinin isimlerini böyle yazarlar ve böyle telâffuz ederler; bunu anlamak için herhangi bir lugat kitabına müracaat etmek kâfidir. «Bürhan Cahid», bir edib dostunun Ingiltere seyahatinde ingilizce bir kelimenin okunuşu yüzünden uğradığı müşkülâtı şöyle hikâye ediyor: «Bu zat, «Katedral» kelimesini İngiliz polisine doğru okuyamadığı için polis onun ne demek istediğini anlamamış ve nihayet «Ketedril» deyince cevab alabilmiş.» Biz, buna hiç şaşmadık; çünkü ingilizce bilmiyen bir adamın Londra sokaklannda tek başına dolaşırken ingilizce kelimeler kullanmağa yeltendiği zaman meramını anlatamamasından daha tabiî bir şey olamaz. Eğer bu zat, ingilizce bilseydi, Londranın o muazzam kilisesinin ismini bir Fransız şivesıle değil, bir îngiliz şivesile söyler ve işin içinden kolaylıkla çıkardı. «Bürhan Cahid» in tasavvur etı tiği gibi «y» yi biraz daha çekmek'.e anlamadım, hangi «y»? ve kelimeyi evirip çevirmekle İngiliz şivesine uyduracağını ve en nihayet Îngilizin kafasına dank dedireceğini de farzetmek romanımsı bir şey olur. *** Hulâsa, İngiliz imlâsındaki kaidesizlikten bizzat İngiliz münevverleri sık sık şikâyet edip dururken, Fransızlar orij;n mana ve medlulleri tamamen unutulmuş olduğu halde hâlâ bir an'ane ve taassub eseri olarak birçok kelimelerde bugun füzulî yer tutan harflerle dolu imlâlannı düzeltmek yollarını arastırırken, bizim bu imlâları terkedilemez bir edebiyat esası saymamız ve bu saygı ile bir Lâtin edebiyat ve medeniyet âlemi hayali içinde Türk gencliğini hele Arab elıfbesinden kurtardıktan sonra boğmağa çalışmamız, Türk dünyasına, Türk Cumhuriyetine hizmet, ve bahusus ilimde, aküda, manbkta hizmet sayılamaz. Türk harfleri ve Türk imlâsı bütün dünya alfabe ve imlâlarınm fevkinde bir kıymeti haizdir. Türk münevverlerinin ve memleket çocuklarını yetiştirmekte kendileri için şeref hissesi arıyanların hedefi şu olmalıdır: Türk imlâsı... Lord Pert'in refakatinde Harici ye Nezareti erkânından Akdeniz ve şimalî Afrika işleri mütehassıslanndan bir zat vardır. Büyük bir netiee beklenmivor mu? ttalyanlar, Habeşistanda mütemadiyen yol ve köprü yapıyorlar. Habe^standa ne oluyor> Bu sualin cevabmı vermek üzere îngilterenin en büyük resimli mecmualanndan Sphere şu uzun tetkiki yazıyort Habeşistanda olup biten îşleri yakından görenlerin verdikleri malumatm ve Yerliler mukavemeti tamamen bırakmadılar Bir İngiliz mecmuası mücadelelerin hem silâhla, hem de ikbsadî cephede mevcud olduğunu yazıyor yici zaruriye buhranı doğurmuştur. Romalıların meşhur bir sözü vardır: «Yavaş yavaş ilerlemeli». Italyanlar bu eski öğüdü ihmal ederek Habeşistanın eski usuldeki ticarî mekanizmasını yıkmışlar ve bunun yerine alelâcele korporasyon denilen meslekî cemiyetler usulünd koymuşlardır. §imdi memleketin iktısadî binasını ye niden kurmak için yerlilere ve iktısadi yata aid yeni idare sistemini temelinden degiîtirmek icab ediyor.» tşte bu malumat Habeşistanda îtalya Kral ve Imparatorunun yeni vekili olan Valii Umumî Aosta AdisAababa'ya Dükünün karşısm daki vazifelerin çok muazzam bir mahiyette bulunduğunu anlatmağa kâfidir. **• Meselenin siyasî cephesine gelince, Habeşistan üzerinde Italyanın hüküm ranlık hukukunun tasdikı mevzuubahis bulunduğu şu sırada bu meselenin çok kanşık olan siyasî tarihçesini gözönünde bulundurmak için Martelli'nin yazdığı Berlin 5 Siyasî mahfıllerde söylendiğine göre, perşembe günü Hitler'le Henderson arasında yapılan mülâkat yakında Londrada îngiliz Alman konuşmalarına yol açmıştır. Lord Halifaks'ın Berlini ziyaretinden sonra bir çıkmaza girmiş olan bu ko nuşmalann Ingiltere Almanya müna sebetlerinde bir salâh husule getirmesi muhtemeldir. Siyasî mahfiller bununla beraber, şimdi sarfedilen gayretlerden büyük bir netiee beklememek lâzım geldiği kanaa tindedirler. Salâhiyettar mahfiller ise bu hususta pek ihtiyatlı davranmakta ve beynelmilel matbuatın beynelmilel konuşmalann in kisafı hakkında malumat almaması lâzım geldiği hakkında Hitler'in son beyanatını tebarüz ettirmekle iktifa eylemektedirler. Faşistlerin ademi müdahale formülü ne imiş? Paris 5 Lüro, Popüler gazetesinde İngiliz Italyan görüşmeleri hakkında şu satırlan yazıyor: Bazı haberlere göre, M. Musolini, gönüllüler hakkındaki İngiliz formülünü kabul etmekle beraber, gönüllüler adedinin tesbitine memur komisyonlar Barselon'a ve Salamanka'ya vanr vannaz, Fransız Ispanyol hududunda kontrolun tekrar tesisini istemektedir. Cumhuriyet çi Ispanyanın ablokasını tahakkuk ettir mek ve Franko'ya top, mühimmat ve tayyare gönderilmesine devam etmek.... tşte faşistlerin ademi müdahale formülü. Fransız hükumeti bunu kabul edecek veya müsamaha ile karşılıyabilecek midir? Bir muhabire göre Alman taleblerı nelerdir? Habeşistan yollannda, yerli bir işaret memuru beyan ettikleri fikirlerin çogu bir taraflıdır. Fakat bunlan mukayese ederek îtalyanın yeni zaptettiği bu memleketin bugünkü hali hakkında kabataslak bir fikir vermek kabildir. En ziyade göze çarpan nokta Italyanların Habeşistanda yol inşasma verdikleri ehemmiyettir. Çünkü, bu memleketin ticarî cihetten inkişafı için geniş bir program üzere yollar yapılmasmı elzem saymaktadırlar. îkinci bir hakikat de Habeşistanda Italyanlara karşı muhasamatm nihayet bulmaktan uzak olması dır. îtalya »arkî Afrikadaki kuvvetlerinin takviyesine lüzum gördüğünü ve buraya ahiren azim kuvvetler gönderdiğini inkâr etmiyor. Habeşistanın hâlâ Londrada mevcud bulunan sefarethanesi de geçen hafta $u maluman neşretmişü'r: «Habeşistanın şimali garbî havalisinde şîddetli muhalefet ve muharebe devam ediyor. Eritre'li üç taburun isyan etmesi simalde mukavemet eden yerli kuvvetlerin silâh ve mühimmat cihetinden işine yaramış ve Italyan erkânıharbiye zabitlerini saşırtmıştır. Gojam eyaleti şimdiye kadar bitaraf bulunduğu halde buranra merkezi Debra Markos'ta 18 Italyan zabiti evvelce kararlaştırılan şeraite riayet etmediklerinden dolayı öldürülmüştür. Mukabele bilmisil olarak hergün 30 ilâ 40 tayyare AdisAbaba'dan hareket ederek kıyam halinde bulunan jehirleri bombardıman ediyorlar.» Yukanda naklettiğimiz silâhlı mukavemete inzimam eden silâhsız ve iktısadi mukavemet İtalyanlarm müşkülâtını ar tırıyor. Bu hususta Taymis gazetesinin Cibuti muhabiri şu malumatı göndermiştir: «1934 senesinde Habeşistanın harice gönderdiği kahve, post ve derinin kıymeti bir milyon İngiliz lirası tutmuş, bu maddeler memleketin umumî ihracatının onda dokuzunu teşkil etmişti. §imdi ise bu ihracat tamamile kesilmiştir. Yerliler menfi mukavemete devam ettiklerinden kahve zeredilen kıymettar çiftlikler iki senedenberi yüzüstü kalmıştır. Kahvenin yerini tutacak başka bir madde, pamuk vardır. Pamuk zeriyatı başlamışsa da bunun ihrac edilecek bir hale gelmesi uzun seneler geçmesine bağhdır. Evvelce Habeşistan harice hububat ve un gönderiyordu. Şimdi ise bunlar haricden gel mektedir. Hayat masrafını tanzim için yapılan tesebbüsler akim kalmıştır. Hayat pahalılığı eskisine nazaran birkaç yüz defa artmıştır. Harb memleketi tahrib etmemisti. Lâ \ yeni gelen ttalyan takviye kıt'aları lerdir. En samimî aileler içinde bile Milletler Cemiyeti davası yüzünden kavgalar ve tefrikalar çıkmıştır. îngilterede başlıca iki cereyan peyda olmuştu. Daha ziyade amatör politikacı olanlar nasıl olursa olsun, Milletler Cemiyeti davasının üstün gelmesini istiyorlardı. Bunlara karşı profesyonel olanlar, bövle bir politikanın gayrikabili tatbik olduktan başka ayni zamanda tehlikeli bir is olacağını düşünüyorlardı. Her iki tarafın hiç beklenmiyen müttefikleri peyda olmuştu. Meselâ Milletler Cemiyeti avukatlığını yapan enter nasyonalistlerin sol cenahma, büsbütün başka sebeb ve saiklerle emperyalist muhafazakârlar taraftarlık gösteriyorlardı. Bunlar îtalyanların, Habeşistanda yer leşmekle Afrikada ve daha uzaklarda ingiliz Imparatorluğunun menafiini tehdid edeceklerine ihtimal veriyorlardı. Londra 5 Niyuz Kronikl gazetesinin Berlin muhabiri, M. Fon Riben trop'un Londaraya muayyen teklifleri muhtevi liste ile giderek M. Çemberlayin'e vereceğini yazıyor: Muharririn zannettiğine göre, görüşmeler şu meselelere taalluk edecektir: 1 Müstemleke meselesi. 2 Propaganda meselesi M. Hitler bir tngiliz Alman matbuat paktı istemktedir . 3 Ekalliyetler meselesi. M. Hitler, Ingilterenin, Sovyetlerle Avusturyalıla rın istikbalinin plebisit yolile tayini prensipinin Ingiltere tarafından kabulüne intizar etmektedir. 4 Îtalya Almanya münasebetleri meselesi. Ingilterenin Roma Berlin mihverini zayıflatmağa çalışmaması icab edecektir. 5 Fransız Sovyet münasebetleri meselesi, M. Fon Ribentrop, demokratik devletler Sovyetlerle teşriki mesaiye nihayet vermedikçe, Ingiltere ve Fransa ile hic. bir yaklasmanm mümkün olmıya cağını bildirecektir. (a.a.) h olarak itiraz ediyor. Yeryüzünde yaşıyan iki milyara yakın insanın paylaştığı bir milyon, yanm milyon, hatta yüz bbı ismihas bulunduğunu farzedelim; bu yüzbin ismihasın yazılış ve okunuş tarzını gösterecek bir kamus yapmağa kalkış mak en akıllıları bile asabiye mütehassıslarının önüne düşürmek için kâfi bir sebebdir. * * * «Bürhan Cahid», sabahtan sabaha hafif bir kahvaltı kabilinden okuyuculanna sunduğu yazılannın birinde bu meseleye şöyle temas ediyor: « Meselâ almanca aslı «Schopenhauer» olan büyük filozofun admı türkçe harflerle «Şopenhavr» şeklinde yazacağız.» Evet... Böyle yazacağız; ancak, kelimeye, Almanlarm telâffuzuna uyarak: «Şopenhaver» şeklini vereceğiz. Bürhan Cahid, ingilizcesi «Charles Lyll» olan büyük adamın ismini «Karlayl» şeklinde yazmak lâzım olduğunu söylüyor. «Bürhan Cahid» in bahsetmek istediği büyük ingiliz adamı eğer «Les Heros et le Culte des heros» müellifi Iskoçyalı muharrir ise onun adı ingilizcede «Carlyle» şeklinde yazılır. Fransız lugati, bunun Fransız alfabesile «Karlaîl» okunacağım gösteriyor; şu hale göre biz de «Karlayl» yazıp öyle okuyacağız. Bu îngilizin ismi, «Bürhan Cahid» in yazısmda gördüğümüz gıbi, «Charles» olsaydı, bizim ona kelimenin orijinini düşünerek «Ka» dememiz doğru olabileceği gibi, «Ch» bitısik konsonlarının verdiği sesi düşünerek başkonson «Ş» diye okumamız da doğru olabilirdi. îngilizler bu bitişık konsonlan «Ç» diye telâffuz ederler. Görülüyor ki, eğer dikkat olunmazsa dünyanın en tanınmış adamlarmm bile isimlerini yanlış yazmak ve yanhş belletmek hatasından kurtulamayız. Bundaki kusur, bazılarının sandıklan gibi Türk harflerinin her telâffuzu ifade edebilmek kabiliyetinden mahrum olmalannda değil, harfleri kullanmavı bilmemelerindedir. «Shakspeare» i Türklere «Şekspir» diye tanıtanlar hiç de aldanmış değiller tsmail Müştak MAYAKON Ankara kararlarındaki kudretin mahiyeti [Baçtarafı 1 inct saKHede] Vanda yapılacak doğu üniversitesi lBa§taraf\ 1 ind sahi{ede1 Avrupada kız kamplarına dair tetkikat AdisAbaba'da Avrupai yerli kadınlar giyinmlş dikkate şayan eserin mütaleasını tavsiye ederiz. «Bütün Dünyaya Karşı Îtalya» ismile neşredilen bu kitab yalnız Habeşistanın değil, Akdeniz tarihinin geçirdiği safhalan da devamlı ve birbirine bağh olarak kayıd ve izah ediyor: Bu siyasî tarihin en ziyade dikkate şayan olan kısmı îngiltereye aiddir. Şöyle ki Habeşistan meselesi ayni zamanda Milletler Cemiyeti meselesini doğurdu ğundan bütün tngiltere efkârı umumiyesi tarihte misli görülmemiş derecede dalga'nrv,,,:tır. İnnrilİ7İer birbirlerine dü«m;'s Münevver genc lerimizden, şehrimizdeki Amerikan lisan ve san'at dershanesi müdirelerinden Mehlika Tekirdağ bu günkü Daçya vapu rile Avrupaya hareket edecektir. Kendisi Bükreş, Prag, Brüksel ve lngilteredeki kız kamplarmı, lisan san'at dersanelerini tetkik edeDiğer taraftan İngiliz demokrasisinin cektir. Prusya diktatörlüğü tehdidinden muha fazası kaygusunda bulunan daimî devlet seleden dolayı bu kadar hararetli müna memurlarına faşist fikirli anasır muzahe kaşa ve ıhtılâfa düşmemiştır. ret ediyordu. Bunlar fevkalbeşer saydıkMilletler Cemiyeti yüzünden en samiları Hıtler ve Mussolini'ye karşı hayranmî dostlar birbirinden ayrılıyor, kadınlar lık beslediklerinden bunlara karşı koy kocalarından, çocuklar babalarından aymak istiyen Milletler Cemiyetini «acurılıyorlardı. Kral Sekizinci Edvard'ın zeler cemiyeti» diye istihkar etmekteytac ve tahtını terketmesi de İngiliz millediler. tini dalgalandırmıştı. Fakat bu, HabeDiğer taraftan yüzde yüz sulhperest şistan ve Milletler Cemiyeti işi kadar uolan Pacifist'ler Mussolini'yi sevdikle zun sürmemişti. rinden değil; sırf harbe karşı besledıkleAncak ltalyanın harb hazırlığı îngiliz ri nefretten dolayı İngiliz faşistlerini tu milletinin gözünü açmıştır. Evvelâ îngiliz tuyorlardı. milleti, yalnız Habeşistanın değil, ayni Diğer taraftan İngiliz zabitleri sırf zamanda Milletler Cemiyetinin de mevmeslekî noktadan Milletler Cemiyetinin cudiyeti tehlikede bulunduğunu anlamıs; müdafii kesilmişlerdi. Çünkü bunlar İtal bundan başka Ingiltere hükumetinin ne yanlarm askerî kabiliyeti ve teknik kud Habeşistan, ne de Milletler Cemiyeti reti hakkında şüphe besliyorlardı. uğrunda harbetmiyeceğini öğrenmiştir. Ingiltere hükumetini harekete getir1935 senesi yaz mevsiminde İngiliz efkârı umumiyesi son derecede kanşık mek için yapılan ikna teşebbüsleri ve bir halde idi. Her kafadan bir ses çıkı hatta tazyikler hiç kâr etmemiştir. Adeta yordu. Sosyalistler, liberaller, maliyeci dinî bir ehlisalib hareketi halini alan bu ler, papazlar her biri bir hava çalıyorlar dalgalar Ingiltere hükumeti üzerinde dı. Tarihte İngiliz milleti, kendisini doğ müessir olamadığmdan sulh kurtulmuşdoeruya alâkadar etmiyen bir me tur. 1 Balkan Aantantı devletlerinb Italya ile olan münasebetleri, konsey kararlarında aza devletlerle Îtalya arasın daki münasebetleri idare eden coğrahk politik münasebetlerden mülhem olmuş tur. 2 îspanya meselesi. Konsey ademi müdahale politikasına devama ve Londra komitesine iştirake karar vermiştir. Diğer taraftan, aza devletlerin ticarî münase betleri bakımından bazı filî vaziyetleri de gözönüne almalan icab eder. Buna bi naen konseyde aza her devletin okonomi faaliyetini korumak maksadiyle münasib zamanda General Franko ile temasa gelmek üzere delege göndeıebileceğine karar vermiştir. 3 Milletler Cemiyeti meselesi. Balkan Antantı, Milletler Cemiyetine karşı sadakatini teyid etmiş ve fakat Cemiyet icraatmı ancak aza devletlerin politik istiklâl ve müsavatlarına riayet çerçevesi dairesinde tasavvur edebileceğini tebarüz ettirmiştir. Diğer devletlerin iç işlerine müdahale etmemek kararında bulunan Balkan Antantı devletleri, kendi ıç işlerine hicbir surette müdahaleye de müsamaha etmi yeceklerdir. Zıkredılen bu beyanat, Küçük Antantm evvelki bazı kararlarına ve bilhassa Romanya tarafından Milletler Cemiyetinde 2711938 tarihinde yapıl mış olan beyanata uygundur. Bükreş 5 M. Komnen, veda mektubunu vermek üzere geceyarısı Berline hareket etmiştir. H. Metaksas'a Trakya ve Makedonyada yapılan tezahürat Atina 5 Atina Aiansı bildiriyor: Başvekil M. Metaksas'ın Trakya ve Makedonyadaki turnesi halkm coskun tezahüratı arasında devam etmektedir. îskeçe bölgesi, Metaksas hükumetine karşı minnettarlığım göstermek için iki askerî tayyare hediyesine karar vermiş tir. Atina ve Pire'nin bütün işçi cemiyet Ieri Başvekil M. Metaksa^'a, millî ese rinden ve iki memleketin ekonomik havat ve emnivetlerinin nef'ine olarak Türkıye ile akdedil^n yeni muahededen dolavı minnettarlıklapnı bildiren karar suretleri kabul etmislerdir. Saffet Arıkana bu seyahatinde mütehassıslardan müteşekkil bir heyet refakat edecektir. Öğrendiğime göre bu havalide bir site üniversite tesisi düşünülmektedir. Bu suretle Van gölü kıyılannda muallim, mütehassıs ve talebenin oturacakları ve yavaş yavaş çogalacaklan bir kasaba ve şehrin temeli atılmış olacaktr. Bittabi daha ewel ilkmekteblere de çok büyük bir ehemmiyet vermekten başlanarak ortamekteb ve lise meseleleri halIolunacak ve doğu mıntakasındaki üni versiteye talebe yetiştirecek olan bu kaynaklann en kısa zamanda tesis, takviye ve ıslahı derpiş edılecektır. Diğer taraftan Maarif Vekâleti bu sene kadroya yeniden mühim miktarda muallim alacaktır. Önümüzdeki malî sene icin Vekâlet bütçesinde geçen yıldan 2,300.000 lira fazlasile 14.540,391 li ra tahsisat konmuştur. Bu fazlalığm 700 bin lirası kadrova girecek muallim'erin maaş ve ücretleri karşılığıdır. Geçen sene baslanmış olan inşaatm ikmali için de bütçede 450 bin lira ayrılmıştır. Maarif Vekâletinin köy eğitmenleri yetiştırmek teşebbüsü çok iyi neticeler verdiğinden sayısı mühim miktarda artırılacak ve 600 den 1 500 e çıkarılacaktır. Vekâlet, bunun için de bütçeye 750 bin lira koymustur. Fazla tahsisatın mütebakisi muallimlerin tekaüdiye ikramiyesi, tedavi masrafları, müfettiş ve muallim harcırahlarına ve bu sene on sekiz bin kadar artacağı tahmin edilen ortamekteb talebelerine, muktazi tesis ve ders levazımına sarfedilecektir. Seyyar prevantoryom Ankara 5 (Telefonla) Kızılay Ankara merkezi hayırlı bir teşebbüste daha bulundu. Bu yaz temmuzun birinde baslıyarak 3 ay sürmek üzere zayıf ortamekteb talebeleri için 50 yataklı seyyar bir prevantoryom kuracaktır. Prevantoryomun bu sene için Kızılcahamam civarında tesisi muhtemeldir. 1§ dairesi müfettişlikleri Ankara 5 (Telefonla) îş dairesinin 1937 bütce yılına mahsus kadrosunda bir tane 400, 2 tane 300 lira aylıklı basmüfettislikle bir tane 250 ve iki tane 200 lirahk iş müfeüisliği kaldırılarak yerine 350 lira ayhklı 3 basmüfettişlik ve 1 75 lira aylıklı 2 müfettişlik ihdas edil mistir. Evde kaçak hayvan kesiyormuş! Karagümrük civarmda Mehmedin evinde kaçak kasablık hayvan kesildiğı haber almmış, yapılan aramada evde birçok kesilmiş koyunlar bulunmuştur. Ev sahibi yakalanmış, takibata başlan mıştır. 34 bin çakmak taşı Muhafaza teşkilâtı memurları dün Taksimde Mehmed Said ve Abdülkerim admda iki kacakcı yakalamışlardır. Bunların üstünde 34 bin çakmak taşı bulunmuştur.