CUMHURİYET Moskova davası Beşiktaş Fener bugün karşılaşıyor İzmirde de Muhafızgücile Alsancak maç yapacak Millî küme maçlarına bugün şehrimizde ve îzmirde devam edilecektir. İzmir deki maç Ankaranın Muhafızgücile Alsıncak arasında yapılacaktır. Eski Altay mensublarını bir araya toplıyan Alsanca£ın bugün Muhafıza karşı Uçoktan daha iyi bır netıce almağa çalışacağı şüphesiz dir. Çünkü Alsancaklılar şimdiye kadar yaptıkları iki maçta mağlub olmuşlar ve ancak iki puvan alarak daha şımdıden tasnifin en sonuna düşmüflerdır. Bu haftanın en mühim millî küme maçı Beşıktaşla Fenerbahçe takımlan ara sında cereyan edecek olanıdır. Fenerbahçelıler bugün Beşıktaşın karşısına çıkmakla millî kümeden çekilecekleri hakkında ki rivayetleri fılî şekilde tekzib etmekle taraftarlannı memnun etmış, sporcu ef kârı umumiyede müsaid tesirler bırakmış olacaklardır. Taksim stadyomunda yapılacak olan bu maçın lâyık olduğu büyük alâka ile karşılanacağı tabiidir. Beşiktaşlılar yaphklan maçlann hepsini de kazanmaktan mütevellid üstünlüklerini muhafazaya çalışacaklar, Fenerbahçeliler geçen senenin millî küme maçında da olduğu gibi ka yıblannı yavaş yavaş telâfi etmeği düşüneceklerdir. 6 Mart 1938 Muhafızgücü İzmirde yenildi Dünkü maçta Ucok 3 2 galib geldi îzmir 5 (Telefonla) Millî küme maçlan için buraya gelen Muhafızgücü takımı bugün ilk maçını Üçok takımile yaptı. Takımlar sahaya şöyle çıktılar: Muhafızgücü: Fuad Rıdvan, Sal'n Ahmed, Cihad, İbrahim Naci, Şahin, Rıza, İzzet, Kemal. Uçok: Saıd ve Mustafadan mahrum olarak, Nejad Ziya, Necdet Mazhar, Adü, Halim Süleyman, Hamdi, Namık, Kemal, Faruk. İlk akmı Muhafızgücü yaptı. Üçüncü dakikada Izmirden Faruk kalecile karşı karşıya kaldığı halde gol atamadı. Bir dakıka sonra Muhafızgücü kalecısi Namığın bır şütünü zorlukla tutabıldi. Se kizinci dakikada sol muavininin solaçığa geçirdıği pası kısa bir iki pastan sonra Nanuğa gitti ve Namık gol attı. Bundan sonra Izmir nisbî bir hâki miyetle oynamağa ve Muhafızgücünü sıkıştırmağa başladı. Muhafızgücü ilk lütünü 13 uncu dakikada çekebildi. 20 nci dakikada Muhafızgücü müessir bir akın yaptı. Rıza muavinleri, müdafileri atlatarak yerden hafif bir vuruşla topu kaleye sokarak Muhafızın ilk sayısını yaptı. Oyun bir müddet ağırlaşır gibi oldu. 27 nci dakikada îzmirden Adü, Muhafızgücüne verilen bir frikik cezasmdan topu kafa ile karşıladı ve ağlara taktı ve ikinci sayı oldu. Muhafızgücü vaziyetin nezaketıni idrak ederek biraz heyecanlı oynamağa başladı. 30 uncu dakikada Şahin, Nacinin verdiği bir ara pasından istifade etti. Güzel bir vuruşla mukabil ikinci sayıyı çıkardı. îlk devre 2 2 berabere bitti. {Baştarafı 1 inci sahl1ede\ Bugün hepimiz birer sergüzeştçiyiz, fakat muvaffak olduğumuz takdirde bü yük devlet adamı olacaktık.» Rakovski'den sonra isticvab edilen kooperatifler birliği eski umum kâtibi Zelinski de şunları söylemiştir: « Rusyada bır sağ cenah hükume ti kurmak üzere îngiliz kooperatif birliğile teşriki mesai ediyordum. Çarlık zamanmda polis komiseri bulunuyordum. 1924 te Kamenefle teşriki mesaiye başladım, 1928 tarihinde de sağlara ilriTıak ettim, ve merkezi Asyada sabotaj işlerini idare ettim.» Rakovski meraklı adama derd oldu Umumî Harbden sonraki ilk sulh ifsaata başladı muahedesi yapılalı 20 sene oldu Bir suçluyu bıçaklıyan sabıkalı on beş gün Müzakerelerin birinci devresini idare eden Troçki dünyaya karşı zavahiri kurtarmak için bir manevra yapmıştı hapse mahkum edildi Çanakkalede batan Kapopino vapuru sâvarisi Perfeti kazayı müteakıb bir müddet İstanbul Tevkifhanesinde kalmış, çıkarken yatak ve yorganını mevkuf bulunan Mısak isminde birine emanet olarak bırakmıştır. Fakat Italyan kaptanının yatağmda gözü olan ve sicillmde iki katil vak'ası bulunan sabıkalı Lâz Yusuf bu yatağa sahi'o çıkarak: « Kaptan gidiyor.. Halbuki ben senelerce burada kalmak mecburiyetin deyim. Onu ben alacağım» demiştir. Gene iki katil vak'asından mevkuf bulunan sabıkalılardan Arab Halil de arkadaşmm bu fikrine itiraz etmiş ve: « Bir ecnebinin malını almak doğru olmaz» demiştir. Bunun üzerine iki sabıkalı arasında bir ağız münakaşası başlamış ve fazla asabî olan Lâz Yusuf bu esnada Arab Halile bir tokat atmıştır. Tokatı yiyen Halil, derhal ceketinin astarında sakladığı sustalı çakısını çekerek Laz Yusufun sırtma saplamıştır. Dün Sultanahmed birinci sulh cezada bu vak'anın muhakemesi yapılmış, duruşmada Arab Halil: « Yusuf, benim anama, babama küfür etti. Halbuki ben ona yalnız yapacağı hareketin doğru olmadığını söyle mistim. Bir de tokat yiyince kendimi kaybettim» demiştir. Suçu sabit görülen Arab Halil, bir ay beş gün hapse mahkum edilmistir. Brest Litovsk muahedesi Kaptanm yatağı iki Stalin'i bizzat Harici Ticaret Komiseri öldürecekmis Moskova 5 Bugünkü muhakemede, eski Haricî Ticaret Komiseri Rozenhots, komiserliği zamanmda Almanya ve Japonya lehine olarak Sovyet haricî ticaretini muntazaman baltalamış olduğunu söylemiştir. Rozenholtz'un itiraflarına göre 1933 de Moskovadaki bir ecnebi diplomat vasıtasile Troçkiye 300 bin dolar ve ondan sonra da her sene 1 10 bin dolar göndermistir. Stalin'e karşı hazırlanan suikasd 1936 mayısında Londraya tac giyme merasimine giden Mareşal Tuhaccovski'nin avdetinde yapılacak ve bizzat ihtilâli Ma reşal idare edecekti. Rozenholtz, nihayet Stalin'i bizzat öldürmek niyetini kurmuş olduğunu söylemiştir. Müzakerelerde bulunan Rus heyeti (ilk sırarun ortasında Kamenef, Kerstenski, arkada sağdan Karahan ve Troçki görülmektedir) Umumî Harbin ilk muahedesi olan Brest Litovsk muahedesi imzalanah tam yirmi sene olmuştur. Sulh teşebbüslerine, 20 teşrinisani 1917 de, yani bolşevikler iktidar mevkiine geldikten takriben bir ay sonra başlan m.'ştı. îhtilâl hareketinin muvaffakiyetle neticelenmesini müteakıb, bolşevik rüe sası, derhal sulh akdi arzusunda bulun duklarını bütün dünyaya ilân etmişlerdi. Fakat, seslerinin, hiçbir tarafta akis uvandırmadığını görünce, Hariciye Komiseri Troçki, bu işi ne pahasma olursa olsun biran evvel bitirmek emelile hare kete geçmiş, seferber ordular başkuman danlığma, bütün cephelerde derhal mü tareke akdetmesi emrini vermişti. O sırada, başkumandan bulunan General Dukonin, bu emre itaatten imtına gösterdi. Bunun üzerine, Lenin, işi bizzat ele al dı, her işe koşturduğu Stalin ve Krilenko ile birlikte bir odaya kapandılar. Bu o dada yegâne ziynet olarak mevcud bulunan şey, üç ahizeli bir telefondan ibaretti. Lenin, umumî karargâhı aradı, başku mandanla konuşmağa başladı. Fasılasız tam iki saat süren bu muhaverenin neti cesınde, General Dukonin inadında ısrar etmiş, ve nihayet, Lenin tarafından az ledilmişti. Krilenko, generalin yerine başkumandan oldu. Rus ordularınm yeni başkumandanı, vazifeye başladığı gün, yani 23 teşrini sanide bütün kolordu kumandanlarına verdiği bir emirde, mütareke akdi için, Almanlarla derhal temasa geçilmesini bil diriyordu. Alman hükumeti, 28 teşrinisanide, müzakerata girişmeği kabul etmiş ve üç gün sonra iki taraf murahhas heyetleri, 1915 tenberi Alman işgalinde bulunan Rus Leh hududunda kâin küçük bir şehirde buluşmuşlardı. Bu telâki, başlıbaşına bir âlemdi. Bir tarafta, meslekten yetişme, parlak diplomatlardan, Prusyalı zabit lerden mürekkeb ve bizzat Prens Leo pold de Bavıere'in riyaseti altındaki Alman murahhas heyeti. Karşılannda, üç Rus gazetecisi, bir tarih âlimi ve başlıca şöhreti, vaktile Çarın en zalim generallerinden birini katletmiş olmaktan ibaret bulunan bir genc kadın. Ayrıca, bu heyete refakat eden bir köylü, bir işçi ve bir bahriyeli, halkı temsil ediyor, teknisyen sıfatile, dört de zabit bulunuyordu. Brest Litovsk Alman kumandanı, ev sahibi sıfatile Ruslan karşıladı, rahat meskenlere yerleştirdi, emirlerine otomo biller tahsis etti. Yemeklerini, Alman zabitanına mahsus lokantada yemeğe da vet edildiler. Bu yemeklerde bulunmuş olan General Mas Fon Hofman, hatıratında bu ziyafetlerden bahsederken, sofrada yanıbaşında oturan, uzun saçlı, uzun sakallı bir Rus köylüsünün yemek yiyişinden müstehzi bir lisanla bahseder ve tabağının yanında duran çatal bıçak takımının ne ise yanyacağını kestiremiyen bu cahil adamcağızın, çatalla dişlerini kanştırdı ğını anlatır. Hatta, bu mujikin, Alman zabitan lokantasındaki ziyafetlerden bi rinde fazlaca içip sarhoş olması, heyet ten birkaç gün sonra Brest Litovsk'a ge len Troçki'yi fena halde öfkelendirmişti. Bugünkü umumî vaziyet Fenerbahçenin talihsizliğini göstermektedir. Ankaradan nakledilemiyen müdafi Yaşara inzimamen, Muhafıza karşı oynarken sakatlanan Fikret de maça iştirak edemediği takdirde Beşiktaşlıların tehlikesiz bir rakıble karşılaşacaklarını düşünmek müm kündür. Fakat haddi zatinde cevheri gayrikabili inkâr bir takımın bazan, zayıf düştüğü anlarda dahi, kendisi için nor İkinci devrede ilk dakikalarda Muhanal sayılan oyunlar çıkarabileceğini unut fızgüçlüler bir korner kazandılar, istifade mamak lâzımdır. edemediler. Rüzgâr misafir takım lehine Tokyo olimpiyadı hakkında şiddetlenmiş, top kontrolu imkânı da a zalmıştı. Beşinci dakikada Izmir muhabir teklif cimleri Muhafız kalesine kadar indiler. Beynelmilel Atletizm Federasyonu Kısa paslar yaptılar. Kaleci atıldı, topu nun son toplantısı çok münakaşalı bir şe tutmak isterken Izmirli Kemal üçüncü kilde geçmiş ve Japon murahhaslan golü çıkardı. Tokyo Olimpiyad müsabakaları için bir Bundan sonra oyun mukabil akınlarla teklifte bulunmuşlardır. fakat hiçbir netice vermeden devam etti. Ağustos ve eylul aylarında Tokyo Her iki takım müteaddid fırsatlar ka nun hem haddınden fazla sıcak, hem de çırdılar. Oyunun son dakikalannda Muçok rutubetli olduğunu ileri süren Japon hafızlılar, hakem Doğanspordan Feridin lar, Olimpiyadların teşrinievvel ayında bazı kararlanna haklı olarak itiraz ettiyapılmasmı teklif etmişlerdir. Bu teklif ler. Fakat oyun da bu sırada bitti. Almanlar tarafından münakaşa edilmeBarutgücü sahasında den kabul edilmiş, fakat Amerikan, ln Barutgücü sahasında bugün yapılacak giliz ve Fransız murahhasları teşrinievvel aymda bütün mekteblerin açıldığmı, bi rraçlar: 1 Akınspor (A) takımı ile Ba naenaleyh sporcu talebelerin maçlara iştirak edememek vaziyetinde kalacakla rutgücü (A) takımı saat 14,30 da. 2 Akınspor (B) takımile Barutgürını ileri sürerek itiraz etmişlerdir. Bu hususta kat'î kararı beynelmilel Olimpi cü (B) takımı saat (12,30) da. yad komitesi verecektir. Japon murahhas 3 Kadirga Genclerbirliği (Genc) heyetinin reisi; vaziyet ne olursa olsun takımile Barutgücü (Genc) takımları sa1940 yılında Olimpiyad müsabakalan at (10,30) da karşılaşacaklardır. Tokyoda yapılacaktır, demiştir. 4 Geçen hafta Davudpaşa ile yaItalyan murahhasının teklifi üzerine pılacak olan maçlar havanın muhalefe Olimpiyad müsabakalan ^programına 10 tinden Davudpaşalıların gelmemesinden kilometroluk yürüyüşün de ilâvesi takar yapılamamıştır. riir etmiştir. Beynelmilel olimpiyad Alman matbuah tenkid ediyor Berlin 5 Alman matbuatı başka memleketlerin sosyalist matbuatı da dahil olmak üzere bütün gazeteleri gibi Mos kovada Krestinski ve diğer maznunların muhakemesinde tatbik olunan usulleri şiddetle tenkid eylemektedir. (a.a.) Denizbankın îstanbul şubesi kuruluyor Ski şampiyonası Bir müddettenberi Fenlandiyada de vam etmekte olan dünya Ski şampiyonasının neticelerinı peyderpey sporcu kari lerimize bildiriyorduk. Dün bu hususta yukarıki fotoğrafı aldık. Bunda kayakla atlama şampiyonluğunu kazanan Nor veçli Bud'un bir sıçrayışı gösterilmekte dir. 1936 yılındaki kış sporları Olimpiyadında kayakla atlama şampiyonluğunu da yeni şampiyonun kardeşi kazan mıştı. Babikyanın konseri Alman boksörü Avrupa şampiyonluğunu kaybetti komitesi Berlin 5 Avrupa ağır sıklet şampiyonu, Alman boksörü, Köblin Avustur yalı Lazek'le yaptığı maç neticesinde şampiyonluğu kaybetmiştir. Köblin, nizamsız vuruşundan rkinci ravundda mağlub addedilmiştir. Roma 5 Beynelmilel olimpiyad komitesi reisi Latur ile İtalya, İsveç, Amerika. Almanya ve Peru delegeleri bugün Esperia vapuru ile Kahireye hareket etmişlerdir. Orada beynelmilel olimpiyad kongresine iştirak edeceklerdir. Konservatuar mezunlarmdan Bayan Babikyan, senelik şan konserini dün Beyoğlunda, Fransız tiyatrosunda ver miş ve büyük bir muvaffakiyet kazanmıştır. Kıymetli san'atkâr, halkm gös terdiği arzu üzerine muhtelif parçaları tekrar etmiş, konsere piyano ile refakat eden profesör Cemal Reşidin eserleri bilhassa hararetli alkışlarla karşılan Sabık imparatorluk meb'usan meclisimıştır. Bayan Babikyanla profesör Cemal Reşide takdirkârları tarafından bu nin daktilolanndan en güzelleri, heyet ketler takdim edilmistir. rnaiyetinde idi. dinin çehresi değişiyordu. Sözümü bitir dığim zaman: Pek çirkin birşey bu, Mukbile Hanm, dedi. Böyle bir meseleye isminizin karışmış olmasma çok üzüldüm. Zevciniz olan bu adam belki de çapkının biridir. Kimbilir sizi nasıl kandırdı. Vah vah! Kendinize yazık etmişsiniz... Denizbankın Istanbulda bir şube kurması ve İstanbulda bulunan bütün müesseselerin buna bağlanması takarrür etmiştir. Bankanın bu şubesi, umum müdür muavinlerinden Tahir Kevkebin idaresi altında bulunaeak, şube teşki lâtının organizasyonile meşgul ola caktır. Troçki ilk hamlede: «Buraya, eğlen meğe değil, müzakere etmeğe geldik» diyerek kat'î bır tavır takınınca müzakerata mek istiyordu. Bilâhare, Almanlann büderhal başlamak mecburiyeti hasıl olmuş tün şeraitini kabul mecburiyeti hasıl o tu. Artık, ziyafetlerden eser yoktu. Rus lunca, mazlum tavn takınmayı tasarh İ£.r, yemeklerini kendi odalarında yiyor yorlardı. lardı. Güzel Rus doktilograflarile oto Hesab doğru çıktı. Almanlar, Troç rr.obil gezintilerine de nihayet verilmişti. ki'nin sözlerini mütarekenin hitamı şekProfesyonel bir ihtilâlci olan Troçki linde telâkki ederek tekrar harbe başlanin kafasında birdenbire bir fikir canlan dılar ve Alman ordusu, ileri hareketine mıştı. Almanlara: «Sizler, haydudsunuz, devam etti. diye bağınyordu, gırtlağımıza sanlıyor Partinin Petrograddaki merkezî kosıınuz. Kendimizi müdafaa edemiyoruz. mitesi telâşa düşmüş, fakat, sonuna kaHarb edecek kuvvetimiz kalmadı ve harb dar ihtilâl harbine devam etmeğe taraf etmiyeceğiz, fakat sulh de istemiyoruz; tar olan kalabalık sol cenah unsurlarının o sizin menfur sulhunuzu istemiyoruz. Bi muhalefetıne rağmen, Lenin'ın ısranle z'm için harb bitmiştir, fakat sulh imza Almanlara tekrar müracaate mecbur lanmıyacaktır.» kalmıştı. Hükumet, müzakerata devama Troçki, bundan sonra çekilip gitmiş, ve bütün sulh şeraitini kabule amade olnıüzakerat tatil edilmişti. duğunu, Almanlara bildirmişti. Bu yaygaranın hakıkî hedefini pek az 1 mart tarihinde Brets Litovsk'ta tek kımse anlıyabilmişti. Troçki, bu tehlikeli rar buluşuldu. Von Rozenberg, müza harekete girişirken, temsil ettiği hükume kerata ancak üç gün vakit tahsis edile tın, bir hafta, azamî bir ay sonra, onun . bıleceğini ve sıkı çalışmak lâzım geldiği kemali emniyetle reddettiği bu sulhu im ni, barid bır tavırla haber vermiş, ve zahyacağını herkesten daha iyi biliyordu. Sovyet heyetinin yeni reisi Sokolnikof, Fakat, bütün dünya proletaryasma karşı bütün teknik meseleleri bir tarafa bıra zavahiri kurtarmak lâzımdı. «Brest Li kıp Almanyanın ileri süreceği şartlan tcvsk» komedisinin, Alman hükumetile kabule hazır olduğunu bildirmişti. Rus bolşevikler tarafından elbirliğile hazır ya, Letonya, Estonya, Kurland, Litvanlandığı Almanyada geniş bir şayia mev ya, Lehistan, Finlandiyadan başka, Bazuu idi. Hatta, birçok sosyalistler, Rus tumu, Karsı, Ardahanı da bırakıyor ve ıhtilâlcılerıni, İkinci Guillaume'la anla Almanlara 300 milyon altın ruble ver şarak Alman kardeşlerine ihanet etmek meği kabul ediyordu. le itham edıyorlardı. Troçki, «menfur 1918 Alman ihtilâlinin yırttığı ve tasulhu» imzalamaktan imtma etmek sure rihte bir hatıradan ibaret bıraktığı Brest tile, ıhtılâlcılerın Kayzere mensub gene Litovsk muahedesi 3 mart 1918 de işte ra'lerle hiçbir alâkası olmadığını isbat et böyle akdolunmuştu. ğım sırada, bana bir zarf uzattı. Bu, ayhğımdı ve o dakikada yegâne servetim de bundan ibaretti. Tramvayda bu zarfı açıp baktım; içinde altmış lira vardı. Sabiha Hanımefendi, bir aylık ücretimin bir mislini vermişti. Zarftan bir de şu mektub çıktı: dime yeni bir iş aramadan evvel avukat Şevket Beyi görmek, işim hakkında yeni malumat almak lâzım geliyor. Maddî rahatımdan ziyade, bu mu « ammalı izdivac yüzünden büyük bir darbe yediğine kani olduğum genc kızlık izzetinefsimi düşünüyordum. «Mukbile Hanım, kızım, Her şeyden evvel, ilk işim, nüfus kay«Size, ücretinizi ufak bır ilâve ile tak dımdan, Yusuf Haddad i?mini sildirmek «dim ediyorum. Bunu lutfen kabul edi olmalıydı. <<nız. Arasıra vazıyetınizden bana ma IV «iumat vermeğı unutmayın. Size elımden A\Tikat Ahmed Şevket Beyle görüş«geldiği kadar yard;m etmeğe çalışırım. meme daha iki gün vardı. Bu iki günü <vSaadetler dilerim kızım.» Bu mektub ve onu yazdıran saik beni iple çektim. Nihayet, muayyen saatte, yaçok mütehassis etti ve bir aksam evvelin zhanenin kapısından içeri girdim. Müt denberi yüreğimde taşıdığım kızgmlık h.ış bir sabırsızhk içindeydim. Ahmed Şevket Bey beni görünce: zaii oldu. Sabiha Hanımefendinin, dedikodudan korktuğu için beni feda ettiğine, Maalesef, araştırmalardan birşey hakikatte, benden ayrıldığı için müteessif çıkaramadım, dedi. Yeni hiçbir haber olduğuna bu mektub delildi. încinen gu yok. rurum tamir edilmişti. Fena halde canım sıkıldı: Bir yandan da vaziyetimi düşünüyor Yeni birşey yok mu? dedim. dum. Elimdeüi ufacık para, beni kaç gün Hayır. Bir defa, Necib Beyin dosyaşatabılirdı? Bır iş bulmak, çalışmak yalarında, sizin işinize, yakından veya umecburiyetindeydim. Fakat, zihnim, bü zaktan temas eder bir kâğıd, bir pusula tün bu düşünceleri geride bırakan başka bıle ele geçiremedim. bır mevzula, gökten inercesine karşıma Çok garib şey! çıkan Mısırlı kocamla meşguldü. Ken (Arkası var) Aşk ve macera romam : KOCAM Nakleden: Hamdi Varoğla Lutfedersiniz, beyefendi. Bu izdivacı her halde feshettirmek lâzım. Avukat bu sefer daha fazla gülmeğe başladı. Durun bakalım, bu ne telâş Mukbile Hanım, dedi. Hele bir kere nasıl aktedildiğini anlıyalım; feshettirmek sonraki iş. Şevket Bey ayağa kalkmıştı. Veda ettim; ben kapıdan çıkarken: Müsterih olun, dedi, üzülmeyin. Her halde maddî noktai nazardan, vaziyetiniz ümidinizin fevkinde parlak ve güzel. Avukat elimi sıktı, yazıhaneden ay rıldım. Sokağa çıktığım zaman, rüyada yıirür gibi idim. Dinlediğim sözlerden başım sersem olmuştu. Evliydim! Gerçekten evliydim ve bu yetmiyormuş gibi, üstelik kocamı da ta Adeta haykırarak sözünü yarıda kestim. nımıyordum. Rıca ederim hanımefendi, sözüme III Şevket Beyin yazıhanesinden çıkınca lutfen itimad ediniz. Bu adamın yüzünü doğru konağa döndüm. Vaziyeti Sabiha bir tek defa görmüş değilim! Hanımefendiye bütün teferrüatile anlat Oyle olsun, kızım. Hakikaten gört>m. mediniz diyelim. Fakat herkesi nasıl inanSabiha Hanımefendi, çok kibar bir dırayım? Evdeki hizmetçiler, daha şimkadmdı. Fakat, fazla müteassıb olduğu diöen ortalığı velveleye verdiler. Dediiçin, biraz nevri döndü. Bana karşı her kodunun bini bir paraya. Yarından tezi zaman çok mültefit davranan bu iyi yü yok, bütün mahalleye yayılacak. Âlemin rekli, nazik kadının, hiç suçum olmadığı apzma bir parmak bal olacağız. Dostlahalde başıma gelen bu garib maceradan rıma, ahbablarıma nasıl derd anlatırım? dolayı aleyhimde fena fikirler besler gibi Torunlarını böyle bir mürebbiyeye nasıl b:r tavır takınd'ğını görünce, bu muame emanet ediyorsun demezler mi? lede, hizmetçi Sıdıkanın parmağı oldu Sapsan kesilmiştim. Ayağa kalktım. ğunu derhal anladım. Mutlaka, ben so Yani, sizin nazarınızda ben kabakaktayken, beni hanımefendiye çekiştir hatliyim değil mi? dedim. roiş, aleyhimde kimbilir ne masallar uydu Hayır, yavrum, öyle demek isterup ballandıra ballandıra anlatmıştı. Ben miy^rum... Sizi yanımda alıkoymak arzu maceramı anlattıkça, Sabiha Hanunefen ederim; fakat, dedikodunun büyümesin jj n a s ı l . den korkuyorum. Size an em latayım... Anlıyorum, hanımefendi, dedim. Halkm dedikodusuna kurban olunca hi mayeniz altında bulunamıyacağım gayet tabiidir. Yarın sabahtan tezi yok, evinizden çıkıp gideceğimT Emin olunuz ki, rrfcvcudiyetimin sizin için mucib olacağı üzüntüye en fazla sıkılacak gene benim. Hiddetlenmeyin Mukbile Hanım... Biraz düşünürseniz... Ben, soğuk bir tavırla eğilerek selâm verdim. Allaha ısmarladık, hanımefendi. Dedim ve odadan çıktım. Sabrım tükenmişti; daha fazla lâkırdı dmlemeğe tahammülüm yoktu. Ertesi sabah, erkenden eşyamı topla dım. Beni, damı altında daha ziyade barındırmak istemiyen bu evden çıkıp gitmek için öyle büyük bir sabırsızhk hissedıyordum ki, kahvaltıya bile mmedim. Sabiha Hanımefendiyi, saat on birde, konaktan gideceğim zaman görebildim. Bir gün evvelki muamelesine nadim ol muş gibi, kendini affettirmek istiyen bir r.ali vardı. Kendisine veda ettim. Tam ayrılaca