CUMHURTYET 15 Ikincikânun 1938 { Şehir ve Memleket Haberlerl ) Siyasî icmal Yazan: Çevirenler; MAUREEN FLEMlNG 32 MİTHAT CEMAL S. ZİYA Şark tütünleri konferansı Elektrik Şirketi cevabını verdi Yeniden ziynet altını bastırılacak Italya Alman, Macaristan Avusturya ittifakı 1934 senesinde, Avusturya meselesin de, Almanyaya karşı ve Macaristan meselesinde Küçük îtilâf aleyhine olmak, ayni zamanda Fransanın orta Avrupada o zaman hâkim bulunan nüfuz ve hegerronyasını kırmak için, Romada imzalanan siyasî ve iktısadî protokollarla ltal ja, Macaristan ve Avusturya bir blok viicude getirmişlerdi. Lâkin dünya po litikası Habeşistan meselesinden dolayı değişip Italya, askerî ve siyasî siklet merkezini orta Avrupadan Akdeniz havza sına naklederek Avrupanın karasında arkasını Almanyanın yardımile korumak lüzumunu hissettiğindenberi Roma pro tokollan blokunun mahiyeti değişmişti. Louis'nin peri masallarile dolu bir destanı vardı ki Pazartesi günü, Tophane köşkünde toplanıyor çocukluğunu geçirdiği şatonun aşklarla, maceŞark tütünleri konferansı, pazartes ralarla dolu efsanelerine benziyordu günü, Trabzon meb'usu ve Cumhuriyel Sekizinci f asıl Adeta deli GüIIer adası. Bu adaya on beş bin gül fidanı bu ismi veriyor ve bu on beş bin buhurdan durmadan esen bir nesimle sallanıyordu. Bu gülistanda İtalyan üslubunda bir köşk uzaktan görülüyor, gül tarhları üstüne konulmuş kocaman bir «Orkide» yi andınyordu. Bu, zamanın zevkine uygun bir çiçek demeti gibiydi: Yaprakları, sâklan, gonceleri hep sun'î bir tarzda düzeltilmişti. Ve mini mini ada, uzaktan, tıpkı bir çocuğun rüyasına giren, melek Jerin oyun yerine benziyordu. Bavyeralı çocuklar «güller adası» nın bu melek gibi güzel olan sahibini, bu insan denemiyecek kadar fazla güzel olan sahibini, bu Louis'yi kendilerinin genc kralı diye tanıyorlardı. Ve Louis'nin peri masallarile dolu bir destanı vardı ki çocukluğunu geçirdiği Hohenschwangau şatosunun aşklarla, maceralarla dolu efsanelerine benziyordu. On sekiz yaşında Bavyera tacını giydi, o zaman kendisine ikinci Louis adı (verildi. Fakat hükümlerini esirgemiyen tarih onu «Bavyeranm deli Kralı» diye 'anacaktı. Kendisinin kendisine verdiği isim «Dağlar Kartalı» idi. Yirmi yaşma geldiği zaman boyu altı kademi bulmuştu, ve endamınm tenasübü Elisabeth'inkini çok andınyordu. Kadın çehresine benziyen yüzünün ince hatlan Elisabth'e o kadar benziyordu ki onlan Skiz kardeş zannetmek mümkündü. Zaten yerliler bu benzeyişi farketmişler ve tefsirlerde bulunuyorlardı. Onun da gözleri Elisabeth'inkiler rengindeydi ve içerlekti. Sacları da gene onun saçları gibi koyu fındıkî idi ve alnmın üzerine dalga dalga dökülüyordu. Yalnız ağız ve çene farklıydı. Elisabeth'in küçük çenesi, kıvrık dudaklan sebat ve metanet ifade ediyordu. Halbuki Louis'nin ağzı azim ve iradeyi, çenesi zâfı gösteriyordu. Louis'yi tasvir etmek gücdür. Vakıâ deli olmasına deliydi. Ancak deliliği tamamen meydana çıkıncıya kadar bir havli zaman yan deli olarak yaşamıştı. Kuzini Elisabeth'ten başka bütün kadır'ardan nefret duyuyordu. Bu istikrah onda küçük yaşından başlamıştı. Ve itiraf ediyordu ki anasının kendisini okşamasına hiç bir zaman tahammül edememişti. Genclik çağına gelince gayritabiî temayülleri meydana çıktı. Bir de pek gencliğinde o kadar yalnız yaşamıştı ki kendi vücudüne müfrit bir alâka , duymuştu. Çocukluğunda küçük kardeşi tek oyun arkadaşı idi ki bu da budalaydı. Witterlsbach'larda sık Bik görülen akraba arasındaki evlenme ler de Louis'de marazî bir asabiyet husule getirmiş ve onu bu izdivacların tesiri altında bırakmıştı. Üstelik babası da, daha küçük çocukken, ona dayak atmaktan çekinmemelerini hocalarına tenbih etmişti. Fakat bd hocalardan biri çocuğun dayak yemekten çekinecek yerde bilâkis hoşlandığmı farketmişti. Louis'nin tahsil programında resim, edebiyat, musiki, mimarî en büyük yeri tutuyordu. Öyle bir hulya âleminde yaşıyordu ki bu diyann sakinleri Wagner operalannda, Yunan esatirinin masallannda ve tercihan sevdiği şairlerin eserlerinde yaşıyan eşhastı. Bu hulya âlemine onunla beraber ilk dalan Elisabeth olmuş ve hayatının ondan sonraki devirlerinde de bu hulyaları, bazı bazı, yaşamak arzulan duymuştur. Louis güzel san'atlann cömerd bir hamisi oldu. Fakat sahne tertibatını biz zat yapmak hususundaki ısran şaheser olabilecek eserlerin zararma oluyordu. Bu «hayal âlemine» dekor olmak için yaotırdığı birçok acayib şatolara servet ler döküyor, hazinesi bu masrafların yükü altında inliyordu. Daha sonraları, sarayında, opera artistlerini avlarca misafir ediyordu. Ve bu artistler, misafi kald'kları müddetçe, kendisinin tevdiği tarihî büyük şahsiyetleri, meselâ Ondördüncü Lui'yi. Napolyon'u, Marie Antoinette'i ve başkalarını temsil etmekle mükelleftiler. Avusturya împaratoriçesi Elisabeth «Leda» gibi eski Yunan üslubunda beyaz bir elbise giymiş. Louis de «Lokengrin» in kılığma girmiş, Güller adasınm acayib şatosunda üç tarafı duvarlı, bir *.arafı acık büyük salonda oturmuslariı; Louis, Lokengrin operasmı anlatıyordu. O ancak yırmısındeydı; Elisabeth ondan sekiz yas büyüktü. Uzakta bir salonda kirisli sazlardan «faürekkeb bir orkestra Lokengrin operasından parçalar çalıyordu. Elisabeth'le Louis'nin arasmda geçen muhavere deli saçmasma benziyordu: Elisabeth mırıldanır gibi hafif bir sesle Louis'e: Lokengrin..* Diye hitab ediyor, Louis de: Sevgilim, sen benim olsaydın ben mes'ud bir Lokengrin olurdum, diyordu. Ve sevgili Wagner'in eserindeki metni kolaylıkla hatırlıyordu; çünkü vereceği cevabları ne zamandanberi ezberlemişti. Hayalâta dalmış, boyuna söylüyordu: Lokengrin kendine emniyeti olan, kim olduğunu ve nereden geldiğini sormıyan, fakat onu olduğu gibi seven bir kadın arıyor... Çünkü o, neyse odur. O kadını arıyor ki ne izahat vermeğe, ne de harekâtmın saiklerini bildirmeğe mecbur olsun; fakat gene o kadm onu kayidsiz ve şartsız sevsin. Kadından beklediği şey hayranlık değildir. Kadın, onu yalnızlığından kurtarsın; emellerini kana kana tattırsm, istediği şey budur. Ask istiyor, sevilmek istiyor, kendisini aşkm anlamasını istiyor. Leda elini eline aldı, sıktı. Biliyor musun Lokengrin, dedi; benim felsefem de senin bu aşk akidene nekadar yaklaşıyor. Louis onu kollannın arasına aldı, usulca alnmı, ellerini öptü. *** Hususî oynanan bu sahne vak'ası bittikten sonra asıl hayat meselelerine geldiler. Elisabeth: Louis, dedi; dünyada nekadar muhteşem, nekadar güzel yaşayış tarzları var. Bazan bana öyle geliyor ki bu dünyaya ben de, sen de erken geldik... Yani etrafımızda, yukarımızda, aşağımızdaki bütün bu akıllara hayret veren meçhullerin esran anlaşılmadan dünyaya geldik... Ve ben eminîmici bu sırların çözülmesi bütün dünyayı aydmlatacak. Bu sözleri Louis düzeltti: Bir sürat asn gelecek, dedi; çünkü yalnız sürattir ki hayatı tamamlar, yaşamanın değerini artırır. Musikide de öyle değil mi? Onda bile ağır usuller ancak hafif usullerin revnakile güzelleşir. Almanyaya yaptığım son seyahatten bir şimendifer lokomotifinin üzerinde döndüm. Yüzümü kesen rüzgân hissetmek, süratin sarhoşluğunu doymak istiyordum. Sürat beni hem uyuşturuyor, hem canlandırıyordu. Haklısın iki gözüm, ben hayatm tadmı, firarın hızında buldum, ister trenle, ister vapurla olsun, isterse yaya. Fırtınaların o kadar sevdigimiz tarafı da budur işte... Sürat asn... Bu ne asır olacak kimbilir! Artık o zaman firar için geçilmiyecek yol kalmıyacak... Henüz keşfolunmıyan gökler diyan o zaman fetholunacak. Ve kuşlar gibi uçacak olan balonlan, kıt'aları aşacak olan sesleri konuştular. İnsan bedeninin neşrettiği «seyyalei miknatisiyye» nin ramedileceğinden bahsettiler. Tecrübe ettikleri «telepathie» hâdiselerini görüştüler: öyle günler olmuştu ki Louis «Güller adası» ndan Starnberg gölünün kıyılarında Elisabeth'in sandala binmeyi âdet edindiği noktaya bir sandal göndermişti; ve bu tecrübeler Telepathie'ye inanmıyan sandalcınm hayretleri, taaccüblerile neticelenmişti hep; çünkü, hiçbir defasında, ne filâma ile işaret verilmediği, ne de mülâkat saafi kararlaştırılmadığı halde, sandalcınm Imparatoriçe Hazretlerini sahilde ayni noktada sandalı bekler vaziyette bulmadığı olmamıştı. Ve Elisabeth'le Louis'nin deli olduklan hakkında adada dönen şayiaların hiç de şaşılacak tarafı yoktu. Buzlu şampanyalar içerek lâkırdıya iki usanmaz çocuk gibi devam ediyorlardı. Bu dünvada neler olmazdı. Hatta şu anda bile Almanvanm Avusturyaya karşı harb acması beklenebilirdi. Yalnız Bismark'ı, bütün şöhreti dünyayı tutan Bismark'ı Bavyera düşündürüvordu. Louis, Elisabeth'e: Ben François Joseph'in yerinde olsaydım Bismark'a seni elçim diye gönderirdim, dedi; güzelliğin, fetanetin var; bu iki meziyetin göreceği iş, bütün Avusturya sarayı erkânının edeceği hizmetten cok olurdu. Halk Partisi Meclis Grupu reis vekil Hasan Sakanın reisliği altında Tophane köşkünde toplanacaktır. Konferansta, Türk murahhas heyeti Hasan Sakanm reisliği altında, İnhisarlar Umum Müdürü Mithat Yenal, Türkofıs Istanbul şubesi müdürü Suphı Ziyadan mürekkebdir. Teknisiyen müşavir olarak. Inhisarlar Tütün şubesi müdürü Adnan Halid, Ziraat Vekâleti Dördünçü şube müdür muavini Remzi, Türkofis Istanbul şubesi tütün raportörü Mümtaz ve Tütün Limited şirketi müdürü Naci konferansta bnlunacaklardır. Yunan murahhas heyeti, Haralambo Teodoropulos'un reisliği altında Dimitros Arkirodis'ten mürekkebdir. Konferan: müzakerelerir* îstanbul Yunan konsolo sunun da iştirak edeceği anlaşılmaktadır. Yunan murahhaslan yann şehrimize muvasalat etmiş olacaklardır. Konferansa iştirak edecek Bulgar delegelerinin kim lerden mürekkeb olduğu henüz malum değildir. §ark tütünleri konferansmda, 1933 senesi içinde, bir şark tütünleri ofisi teşkili maksadile, îstanbulda yapılan toplantı da hazırlanan proje tetkik edilecek ve murahhaslar, hükumetleri namına bu projeyi imza edeceklerdir. Türk başmurahhası Hasan Saka, Zi raat Vekâleti Dördüncü şube müdür mua\ini Remzi refakatinde olduğu halde, Istanbula gelmek üzere dün akşam An karadan hareket etmiştir. Diğer murahhas azalann hepsi şehri mizde bulunmaktadır. Murahhaslar, evvelki akşam şehrimize döndüler Mevcud elektrik tesisatma aid nok sanların ikmali ve halktan fazla alınan paraların iadesi için Tramvay şirketine verilen mühlet, ayın 15 inde bitmekte dir. Belçikadaki merkez direktörlerin den Hanri Sppecial'le mühendis Vitshe Glerin, şirketin cevabın Nafıa Vekâletine vermisler ve ev velki akşamki Toros ekspresile de burava dönmüşlerdir. Şirketin Na fıa Vekâletine bildirdiği cevabın mahiyeti henüz belli değildir. Nafıa Vekâlet bu son cevabı tetkik ederek kararım verecek ve murahhaslar da bu kararı bekliyeceklerdir. Bu altınların kahbları itina ile hazırlanıyor Halkın refah seviyesinin kısmen artmasını ve altma karşı umumî taleblerin fazlalaşmış olmasını gözönünde tutan Darbhane idaresi, yeniden ziynet altınları basmağa karar vermiştir. Türk harflerile basılacak olan bu altınlarm kahbları büyük bir itina ile hazırlanmaktadır. Arzu edenler, ellerindeki eski altınları ve altın evaniyi altın başına yalnız on beş kuruş Darbhane ücreti vermek suretile bu altınlarla değiştirebileceklerdir. Ziynet altınlarının beşi biryerdeleri de basılacaktır. Tehdidciler Üç delikanlının duruşması dün Asliye Cezada basladı Üç dört ay evvel Avusturyalı Lahitler isminde bir tüccara imzasız tehdîd mektubu göndererek 2000 lira istiyen Haralâmbos, Koço ve Yorgi adındaki 1 8 2 0 yaşlarında üç gencin muhakemesine dün asliye ikinci cezada başlanmıj tır. Dünkü celsede gönderilen tehdid mektubu okunmuştur. Mektubda: «Bize iki bin lira vermediğiniz takdirde başınıza büyük bir felâket gelecektir. Buna mâni olmak için iki gün zarfında Köprüden Bostancıya saat 17,40 ta hareket eden vapurun kamarotuna parayı isminizi söyliyerek teslim ediniz.» Suçlu Yorgi, mektubu kendisi yaz madığmı, Lahitler'in yanında bir buçuk sene çalıştığı halde altı ay para almadığını ve yazı yazmak bilmediği için mektubu Haralambo'ya yazdırdığını söyle di. Diğer suçlu Haralambo da mektubu ke.ndisjnio.,ya,zdığını ve kapı üzerine .Itpv^ '~ nv Inkılâb pulları basılacak Posta, Telgraf idaresi tarafından «İnkılâb serisi> namı altında bir seri pul basılmasına karar verilmiştir. Bu pul ar, muhtelif kıymette olacak ve inkılâb hareketlerimizi zarif desenler ve resimerle çok canh şekilde ifade edecektir. Pullarm basıinaastna,' thığunu anlattir caktır. '<*»• • \T..*> ' f ' ADLfYEDE Norveç vapuru süvarisi itiraz etti Norveç bandıralı îranya vapuru ta afından batırılan Yekta vapuru sahiberinin tedbiri ihtiyatî olmak üzere koydurdukları hacze Norveç vapuru sü arisi itiraz etmiştir. Bu itiraz, bugün Jğleden evvel ikinci ticaret mahkemeinde dinlenecektir. ^ S ) , 5 .iMPJ? « Lahitler'in evinin önünde üçümüz dolaşıyorduk. Yorgo bana bir mektub uazatarak Lahitler'e ver, dedi. Ben de cevaben, mademki bu adamdan alacağın var, kendin git ver, dedim.» Dünkü celseye Lahitler gelmemişti. Heyeti hâkime, şahidlerin celbi için muıakemeyi başka bir güne talik etti. Yusuf Ziya öniş beraet etti îş Bankası, yılbaşına tesadüf eden cumartesi günü, memurlara ikramiye dağıtırken işin fazlalığı yüzünden tatil aatini geçirmiştir. Bu vaziyetten haberdar olan Belediye memurlan, İş Bankası müdürünü bir abıt varakasile mahkemeye vermiş erdir. Banka müdürü Yusuf Ziya öniş, dün Sultanahmed birinci sulh ceza mahke rnesine çağırılmıştır. Fakat yapılan tahkikat neticesinde müdürün hâdise es nasında bankada bulunmadığı ve va iyetten malumatı olmadığı anlaşılmış, beraetine karar verilmiştir. Mülkiye müfettişlerinin tetkiklerinde yeni safha Duyduğumuza göre, şehrimizde otobüs dedikodusu tahkikatile meşgul buunan mülkiye müfettişlerine, Dahiliye Vekâleti, tetkik edilmek üzere yeniden vazifeler vermiştir. İstanbul beledî ve darî işlerine taalluk ve temas eden bu noktalar üzerinde pazartesi günü tet kikata başlanması çok muhtemeldir. Mülkiye müfettişlerinden Hikmet ve Raif de şehrimize gelmişlerdir. Bu iki müfettişin de diğerlerile birlikte şehrimizde çalışacaklan anlaşılmaktadır. Şaraba rağbet artıyor Halıcıoğlundaki cesedin Altmdiş Samiye aid olmadığı, fakat Saminin bu İzmirde, senede 2 3 milyon kilo şarab uretle izini kaybettirmek istediği an istihsaline elverişli bir şarab fabrikası aşılmıştır. açılması kararlaştırılmıştır. Adliye, yeni bir iz peşindedir. Cesed Fabrika, önümüzdeki bahar aylan üzerinde otopsi yapılmasına karar ve çinde faaliyete başlıvabilecektir. Şa ilmiştir. raba karsı halkın rağbeti gün günden Suad vapurunda tetkikat artmaktadır. Bundan birkac sene ev\7el, İnhisar şaBir hafta evvel Şile açıklannda çarnşan Suad ve Galata vapurlarma aid ablarınm istihlâk miktarı, senede 2 3 ahkikat Adliveye intikal etmiştir. İkin !mz bin kilo raddesinde iken bugün saredilen şarab miktarı 6 7 yüz bin kilo:i ticaret mahkemesi tarâfmdan naib nı bulmuştur. ayin edilmiş olan Nazif. dün öğleden ;onra Suad varmruna giderek tetkik erde bulunmuştur Megellanos Kapopino çarpısma davası tz peşinde ÎNHtSARLARDA Üniversitelilere verilen çay ziyafetlerinin üçüncüsü Çanakkale Boğazı methalinde îtalyan andıralı Kaoopino vapurunu batırdığı ddia edilen îspanyol bandıralı Megallanos gemisine aid davaya dün de dem edildi. İki tarafın vekilleri müdafaalarını yaptılar. Megallanosun vekili, kaba hatin İtalyan vapurunda olduğunu, kendilerinin sağı takib ettiklerini, binaenaleyh nizamî yolu takib eden bir va urun bu hâdiseden mes'ul tutulamıyacağını ileri sürdü. Kapopino vapurunun müdafaa vekili se, Megallanosun yanlış yol takib etti C. H. PARTlStNDE jinin muhakkak olduğunu söyledi ve Elisabeth: Beyoglu merkezinin balosu azminat talebinde ısrar etti. Ben sevmem amma, dedi; Bismark Heyeti hâkime, kabahatlinin tesbit! Parti Beyoğlu İlçe Yönkurulu taıa • • için üç kişilik bir ehli vukufun teşkiline icin bir dâhidir, diyorlar. Üniversite RektÖrü tarafından talebeler için tertib edilen çay ziyafet fından 29 ikincikânun cumartesi akşaüzum görerek muhakemeyi başka bir lerinin üçüncüsü de dün Üniversite salonlarında verilmi§tir. Resmimiz çayda mı Tokatlıyan salonlarında bir balo veLouis: güne bırakmıştır, *" rilecektir. hazır bulunan talebeleri göstermektedir.H&rkast var) Çünkü Italya, Avusturyayı Alman yaya karşı himaye etmek şöyle dursun, ŞEHtR fSLERl bilâkis bu iki Alman devletinin anlaş masına tavassut etmişti. Yugoslavya ile Tercümanların sayısı anlaşabilmek için de Macaristanı hiç olmazsa Küçük Itilâfm bu azasına karşı, artırılacak hududları tadıl davasından vazgeçırmeBelediye Turizm şubesinde kırk yedi tercüman çalışmaktadır. Bilhassa önü ğe ikna etmişti. İktısadî cihetten de blomüzdeki mevsimde mühim miktarda İn kun eski vaziyeti değişmiş; Avusturya ve giliz ve Alman sevyah geleceği için ter Macaristan mahsulleri için Alman piyacümanların zivadeleştirilmesine Iüzum sası bir derece acılmıştı. görülmüştür. îngilizce ve almanca büen Almanya ile Italya arasındaki münagenc erkek ve kızlar arasında bir mü «ebat Mussolini'nin Berlini ziyareti ve sabaka. açılarak lüzumu kadar tercü İspanya işlerinde beraberce hareket etman almacaktır. meleri üzerine tamamile bir ittifak şek Turizm şubesinin, Galata yolcu salo lini alıp Japonyanın dahi bu ittifaka girnunda bir daireye nakli muhtemeldir. mesi üzerine üç Kiyük devlet arasında Köprü kulübeleri kalkacak muazzam bir blok teessü« ettikten sonra, Köprünün iki başında bulunan kulü Roma protokolu küçük blokunun bu bübelerin kaldınlmasma karar verilmiş, vük' blokla bîrleşmesi yahud Avusturya içindeki kiracılara çıkmaları için teb ile Macaristanın kendilerinin selâmet çaligat yapılmıştır. relerini Fransa ile İngilterede ve bunlaZiraat Bankasınm önündeki kaldınm ra sadık kalan Çekoslovakya ve Romanda dar olduğundan geni=;letilecektir. Ko yada, Sovyetlerin orta Avnmaya yap şifname hazırlanmaktadır. Yakmda in ma»ı muhtemel bir müdahalede aramaları şaata baslanacaktır. icab ediyordu. Tünel ücretlerînde Nihayet, Roma protokollarında im zası bulunan Italya, Avusturya ve Matenzilât mı? caristan Hariciye Nazırlan, Roma kü Tünelde birinci mevki ücretlerinin üç kuruş otuz para ve ikinci mevkiin de çük blokunun, ya Almanya Italya yüz para olarak devam ettirilmesi do^ru Japonya büyük blokuna iltihak ederek görülmediği için ücretlerin tenzili mak kaynaşmağa yahud her devleti kendi posadile alâkadar makamlar nezdinde te litikasında serbest bırakmağa karar versebbüsatta bulunulmasma karar veril mek üzere, Peştede toplanmışlardı. miştir. Konferans sonunda üç devlet Hariciye Nazırlannın imzasile neşredilen resSağdan yürüme tecrübeleri mî teblığ üç devletin birinci ş^kkı^yani 7 ^ y Japon bblajftı' â« M tt^ J lj' kakkındaki» I t o i n n tatbi Al k^na geçilmek üzere bazı taraflarda ve leşmek cihetini kat î ve resmî olarak kabilhassa Beyoğlu'oihetinde yeniden tec bul etmiş olduklarına şüphe bırakmadı. rübeler yamlmaktadır. Fakat caddeler Bu neticeye göre, bundan sonra Maca üzumu kadar peniş olmadığı için karar ristanla Avusturya, Almanya ile Italyakolaylıkla tatbik edilemivor. Bunun nm kararlaştıracakları ve Iüzum görcekiçin yeniden bazı tedbirler almması leri yol ve istikametleri bilâ kayıd ve şart muhtemeldir. takib edeceklerdir. Yani Almanya Sırt hamallığı yapanlar Italya Japonya ittifakı 10 kânunusa Eminonö kazası dahilinde sırt ha niden itibaren Alman İtalyan Japan mallığı yapan sekiz kişi Adliyeye veril Macar Avusturya ittifakı şeklini ala mişlerdir. rak genişlemiştir. KÜLTÜR tSLERt Bu ittifak çoktan meydana gelip ilân edilecekti. Lâkin gerek Italya gerek AlDört muallim müstafa manya, Küçük ltilâfın ikinci azası Ro addolundu manyadaki faşistlik cereyanınm inkişafına Istanbul Vilâyeti Maarif inzibat ko mâni olacak aksülâmellerin meydana gelmisyonu, dün Vali muavini Hüdainin mesine sebeb olmamak için, teenni ile başkanhğında toplanmıştır. Devamsız harekete Iüzum görmüşlerdi. Romanyada lıklan görülen bazı muallimlerin vazihükumetin başına koyu faşist, Alman ve etleri tetkik edilmiş. bunlardan bir kısmına ihtar cezası verilmistir. Devamsız İtalyan dostu bir parti geldiğinden Avuslıklannm mükerrer olduŞu tesbit edi turya ile Macaristanın üç büyük devlet len dört muallim müstafa addolun blokuna girmelerine bir mâni kalma mustur. mıştır. Peştede neşrolunan müşterek tebliğde Yeni ders levazımi hâlâ bildirildiği veçhile Avusturya ile Macagümrükte mi? ristan Berlin Roma mihveri ile teessüs Maarif Vekâletinin lise ve ortamek eden iş birliğine teveccüh beslediklerini ebler için Avrupadan getirttiği yeni ve bunun sulhun ve teceddüdün kuvvetli ers levazımatı gümrüWerden el'an çıkarılamamıştır. Gümrük resminin üç zamânı olduğunu tasdik etmişlerdir. Aay tecili ile levazimatm alâkadarlara vusturya, Almanya ile eski anlaşmasını teyid etmiştir. Macaristan ve Avusturya teslimi bildirilmiştir. DENİZ tSLERt devletleri komünist enternasyonaline kar§ı Almanya, Italya ve Japonya arasındadaki misaka teveccühlerini beyan ede Sinob şilepi getirildi Evvelki gün Ereğli limanmda otur rek bütün kuvvetlerile komünistliğe karduğu mevkiden kurtarılan Sinob şilepi, şı mücadele etmeği taahhüd etmişlerdir. Avusturya ile Macaristan lspanyadaHora tahlisiyesi yedeğinde dün limanımıza getirümiş ve tamlr için İstinye ko ki General Franco hükumetini bu mem yuna almmıştır. leketin yegâne meşru ve daimî hükumeti olarak tanıyacaklarını İtalyaya bildir mişlerdir. Gene bu iki hükumet, Italya nın Milletler Cemiyetinden çıkmasım haklı bulmuşlar ve Milletler Cemiyetinin, Fransa Ingiltere Sovyet Rusyanın siyasî akideleri grupu halini alacağını gördükleri zaman, bu müesseseden çıkmağa karar vermişlerdir. Gene bu iki devlet, Habesistanın Italyava 'lhakını tanımağa muvafakat temislerdir. îtalya ile Avus turva, Macaristanın diledisi gibi d^rhal silâhlanmasma Iüzum görmü'îlerdir. Dört devlet bu kararlarla her noktada birleş tiklerini il?n ehniş oluvorlar.