CUMHURİYET 13 İkincikânun 1938 Kızdan yüz bulamıyınca mantar tabancası Beşiktaş Güneş takım Istanbul mmtakası kat'î patlatmışlar! ları bu hafta karşılaşıyor neticeyi tebliğ etti Dün Sultanahmed birinci sulh cezada Gazetemiz tarafmdan Hava kurumu menfaatine tertib edilen turnuvamn dömifinal maçı önümüzdeki pazar gür.ü Taksim stadyomunda Beşiktaşla Güneş takımları arasında oynanacaktır. Gazetemizin Tayyare kupası namı altmda turnuvamn galibine verilmek üzere ortaya kovduğu kupayı kazanmak için Güneş Beşiktaş takımlannm pazar günü en kuvvetli kadrolarile sahaya cıkarak bu maçı kazanmağa ve fi nalde Galatasarava karşı oynamağa savaşacakları tabiidir. Hasılatı ordumuzun çelik kartalla rına tahsis edilecek olan Güneş Beşiktaş maçile ve bunun galibile Galatasa raym yapacağı karşılaşmanm hem vatanını ve hem de sporu sevenler tarafından lâyık olduğu büyük alâkalarla ta kib edileceğini ümid ediyoruz. Birkaç gündenberi güzel giden hava, pazar gününe kadar bozmadığı takdirde Taksim stadyomu sahasmm normal şeklini alabileceğini ve üzerinde daha iyi bir futbol oynanabileceğini zanne diyoruz. Bu takdirde bu maç, ehemmi yeti derecesinde güzel safhalar göster mek istidadını da kazanacaktır. İstanbul lik maçları neticesinde Beşiktaş. Fenerbah çe, Güneş takım ları yirmi dörder puvanla başa geçmiş bulunuyorlardı. Böyle puvan puvana gelen ta kımların derecele rini tavin için muhtelif memle ketlerde muhtelif Güneş takımının usullere basvurul kaptanı Rebii maktadır. Bazı verlerde galibiyet ve maglubiyet adedleri, bazı verlerde gol fazlalığı, bir kısım memleketlerde de gol vasatisi nazarı itibara almmaktadır. Ferihan isminde bir kızı tehdid etmekten suçlu Ruhi, Salâhaddin ve Necati isminde üç ortamekteb talebesinin sorgusu yapılmıştır. Tayyare kupası maçları yapılıyor Güneş kulübü şampiyon oldu Üç mekteblinin marifetleri İnsanlık borcu «Hisar» kurbanlarının ailelerine yardım 15 inci liste Lira K. 7924 93 14 üncü liste yekunu 50 00 Lâzimei bahriye tüccarı Layboviç 50 00 Lâzimei bahriye tüccarı Papazoğlu 5 00 Lâzimei bahriye tüccarı Dimıtriyadis 20 00 Necat vapuru zabitan ve mürettebatı 5 10 Kadıköy 3 üncü Ortaokul birinci ve ikinci sınıf talebeleri 25 00 Çoruh meb'usu Hasan Cavid Belul 25 00 Çoruh meb'usu Hasan Cavid Belul eşi Süreyya Belul 20 00 Fen Fakültesi F. K. B. smıfı talebeleri Siz de bu kremden şaşmayınız \ BALSAMİN KRE Bütün cihanda elli senedir daima üstün ve eşsiz kalmışhr. Bizde şimdiye kadar mevzu bir usul olmadığı için îstanbul Futbol ajanhğı ve bölgesi vaziveti ve muhtelif usuileri tetkik ederek futbolun doğduğu mem leket olan îngilterenin kullanmakta olduğu averaj şeklini kabul ve takımlan bu usulle tasnif ederek neticevi alâkadar kulüblere tebliğ etmiştir. Bu tasnife göre. bu sene îstanbul şampiyonluğu Güneş takımma teveccüh etmektedır. Îstanbul bölgesinin bu hususta Gü Futbol ajanlığının tebliği neş kulübüne gönderdiği mektubu ve Futbol ajanlığından: tasnif cetvelini aşağıya dercederken bu 16/1/938 pazar günü yapılacak Tay genc kulübümüzü. kısa bir zamanda gösyare kupası maçı: terdiği muvaffakiyet dolayısile tebrik Taksim stadı: eyleriz. Güneş Beşiktaş saat 15 hakem Saml Güneş kulübü başkanlığına 16/1/938 pazar günü Şeref stadında 9/1/938 gününde yapılan maçla sona |yapılacak şild maçlan: eren 1937/1938 yılı Îstanbul futbol biSaha komiseri: Nuri Bosut rincilik müsabakalarında ilişik cetvel Anadolu Galata Gencler saat 9,30, mucibince kulübünüzün kazanmış ol 1 hakem Adnan Akın. dukları puvanlara göre dereceniz bevOrtaköy Altmordu saat 11,30, hakem nelmilel usule tevfikan averaj suretile Ahmed Adem Göğdün. hesab edilerek kulübünüzün birinciliği Hilâl Beylerbeyi saat 13, hakem kazanmış olduğu anlaşılmıştır. Nuri Bosut. 13/2/938 de başlanacak olan 1938 yılı Anadoluhisarı Davudpaşa saat 14,45, millî küme maçlanna îstanbuldan kulühakem Bürhan Atak. bünüzün de iştirak edeceğini bildirir ve Güreş teşvik müsabakaları bu muvaffakiyetinizden dolayı sızleri tebrik ederim. Saygılarımla. Güreş aianlığmdanî îstanbul Bölgesi Başkan 1 13/2/938 tarihinde başlamak üAdına As Başkan zere Greko Romen bir güreş teşvik müsabakası vapılacaktır. Muhtar 2 Güreslere lisanslı güreşçilerle 1/12/937 tarihine kadar mmtakaca tesde yapılacaktır. çil edilmiş güreşçiler girebilirler. 9 Bu güreslere millî takıma dahil 3 Müsabakalara gireeek olan gü Hüseyin, Kenan, Yaşar, Yusuf Aslan, reşcilerin isimlerini kulübler 4/2/938 Saim, Adnan, Mustafa, Çoban Mehmed tarihine kadar bölge merkez bürosuna iştirak edemezler. gönderilerek kaydettirmelidirler. Bu ta10 Güreşlerde birinci, ikinci ve ürihten sonra yapılacak müracaatler kaçüncü olanlara madalya verilecektir. bul olunmaz. 11 Bu güreşlerde en iyi güreşen gü4 Müsabakalann kaç gün devam ereşçiye bir kupa verilecektir. Bu güreşdeceği ve müsabaka yerleri kayıd müddetinin sonunda ayrıca bildirilecektir. çi jüri heveti tarafmdan intihab olunur. 5 Müsabakalara her kulüb, her sıkIet için en fazla beş güreşçi yazdırabilir. 6 Sikletlerde tolerans farkı yoktur. 7 Suspansuvarı, nizamî tanı mayosu ve ayakkabısı olmıyanlar müsabakalara kabul olunmazlar. 8 Müsabakalar 6X6 tninder üzerinKulüb Ismi Güneş Fenerbahçe Beşiktaş Galatasaray Vefa Beykoz İst. Spor Süleymanlye Topkapı Eyüb Vak'a Aksaray civarında olmuştur. Necati verdığı ıfadede: « Gece saat 8 de evden çıktım. Yolda arkadaşım Salâhaddine tesadüf ettim. Bir kızı takib ediyordu. Kızın yanında bir genc vardı. Onların arkasından Taksime kadar gittik. Kız, Gümüşsuyu 8125 03 Yekun hastanesine girdi. Biz de yolda bekledik. ADLIYEDE Kız, hastaneden çıkarak tramvaya bindi. Biz de bindik ve Aksaraya geldik. Ruhi Kızkardeşinin çocuğuna yarıyolda bizden aynlmıştı. Aksarayda sahib çıkan kadının Salâhaddin benim yanımdan ayrılarak muhakemesi kızın yanına gitti ve kolundan çekti. Kız Plimu isminde bir kadın kocası Ameyere düştü. Bu sırada kızın arkadaşları rikaya gittiğinden maişetini temin et koşuştular. Salâhaddin cebinden çtkardığı mantar tabancasını patlattı. Mesele mek için çalışmak mecburiyetinde kal mış ve hizmetçiliğe girmiş ve küçük çobundan ibarettir. cuğunu da kızkardeşi Milyaya vırak Salâhaddin de ifadesinde şunlan söy mıştı. ledi: Fakat Milya ve kocası Civanm, küçük « Ben bu kızı uzun zamandanberi çocuğu 933 senesinde vaftiz ettirerek tanıyorum. Kendisine Aksarayda tesa kendilerine evlâd ettiklerini iddia eden düf ettim ve konuşmak istedim. Bana ha Plimu, Müddeiumumiliğe müracaat etkaret ederek kaçmak istedi. Âsabuna hâ miş ve kardeşile kocası hakkmda ka nunî takibat yapılmasını istemişti. kim olamadım, elimdeki mantar tabancaBir müddettenberi asliye ikinci cezasile tehdid ettim.» da devam eden bu muhakeme dün sona Hâkim Reşid, evrakı Müddeiumumili ermiştir. ge göndererek üç çocuğun ikametgâha Heyeti hâkime, müşteki Plimunun rapten serbest bırakılmasına karar verdi.' kendisinden olduğunu iddia ettiği ve hâlen ismi Aleksandr olan çocuğu MilYunanlı boksörün galibiyeti ya ve Civaninin gösterdikleri vaftiz evrakı ile 933 senesi haziranmda vaftiz Geçenlerde Fransızlann gözbebeği yaptırdıklarından af kanununa tâbi olMarsel Til'i yenen Yunanlı boksör A duklarına ve evvelce de suçları olma pustoli bu ayın yedisinde de Nevyorkta dıklarmdan beraetlerine karar vermişayni siklette Amerikalılarca dünya şanr tir. pıyonu sayılan Fredi Stil ile bir maç yapMüşteki Plimu çocuğunu istirdad edebilmek için hukuk mahkemesine münııştır. iki boksörün 1935 yılındaki karşılaş racaat edecektir. maları Amerikalınm galibiyetile netice lenmiş ve o vakittenberi bu iki sporcu bir birlerine selâm veremiyecek derecede bozuşmuş, darılmışlardı. Bu dargınlık maçın başhyacağı ana kadar giderilememiş ve iki boksör tartılmaları sırasında usul den olduğu halde birbirlerinin ellerini, sikmamışlardır. Maça başlanmadan, girişilen bahisler büyük bir servet teşkil edecek derecede kabarık rakamlara çıkmış ve bunların beşe karşı sekizle Ame rikalının lehinde olduğu görülmüştür. Müsabakanın ilk ravundlan Yunanlr nın lehine bitmiş, ikinci ravundda Apustoli tutturabildiği bir sağ direkle hasmmın burnunu zedeliyerek mütemadiyen kanamasına sebeb olmuştur. Üçüncü ravundda Yunanlı boksör idmansız bir halde bulunduğuna delâlet edebilecek bir ' yavaşlama göstermiş, dördüncü ravund Amerikalmın lehine bir cereyan takib et ır.işse de bundan sonra Apustoli tekrar faaliyete geçmiş ve dokuzuncu ravundun 54 üncü saniyesinde zavallı Amerikalıyı kendini müdafaa edemiyecek derecede, perişan bir hale gelinciye kadar döğdükten sonra hakem maçı tatil etmiş ve A pustoli'nin nakavut teknik suretile gali byeti ilân edilmiştir. KREM BALSAMİN f \ Büyük bir bilgi ve uzun bir tecrübe mahsulü olarak vücude feetirilmiş yegâne sıfahî kremlerdir. KREM BALSAMİN Şöhretini söz ve şarlatanlıkla değil, sıhhî evsafının Londra, Paris, Berlin. NevYork Güzellik Enstitülerinden yüzlerce krem arasında birincilik mükâfatını kazanmış olmakla isbat etmiştir. DİKKAT KREM KREM BALSAMİN BALSAMİN nev'i vardır. ötede Gündüz için yağsız, gece için yağb ve halis acıbadem kremleri olarak dört rında satıldığı gibi son defa sureti mahsusada imal ettirdiğimiz gayet şık ve beraber taşımağa elverişli hususî tüpler derunünde dahi satılmaktadır. Fiatça daha ehven olduğu kadar pek kullanışh ve zarif olan nberi tanmmış hususî vazola KREM bulunur. BALSAMIN tü ıtriyat P l e r i bütün nevilerile tanmmış, ecza ve tuhafiye mağazalarında tNGİLİZ KANZUK ECZANESt BEYOĞLU ÎSTANBUL Afyon Nafıa Müdürlüğünden: Afyon lisesine ilâveten yaptırılacak (44,799) lira (66) kuruş bedelli paviyon inşaatı 20/1/1938 perşembe günü saat 15 te Afyon Nafıa binasmda toplanacak Komisyonda ihale edilmek üzere kapalı zarf usulile eksiltmiye konulmuştur. Eksiltme şartnamesi ve buna müteferri diğer evrak iki lira yirmi dört kuruş mukabilinde Afyon Nafıa Müdürlüğünden alınabilir. Muvakkat teminat (3360) liradır. İsteklilerin Nafıa Vekâletinden 937 senesi için alınmış (30,000) liralık müteahhidlik vesikası göstermeleri ve teklif mektublarını 20/1/1938 perşembe günü saat 14 e kadar Afyon Nafıa Müdürlüğüne göndermeleri ilân olunur. (8700) Takas yolsuzluğu davası Kongreye davet Galata Gencler Birliğinden: Birliğimizin yıllık kongresi 15/1/938 cumartesi günü saat 20,30 da Galatada Arabcami Buğulu sokak 15 No. lı birlık kurağında yâpıîacağından bütün üye lerimizin gelmelerini önemle dıleriz. Yediği Puvan Averaj 8 4.25 24 10 4. 24 12 3.66 24 20 21 0.95 21 18 0.81 16 18 22 15 0.30 30 12 0.25 36 12 0.18 53 12 Bir müddet evvel ihrac ettikleri ke restelerin kıymetini fazla miktarda göstermek suretile mukabilinde mal ithal ederek takas yolsuzlu'ğundan kırkı mütecaviz suçlunun muhakemesine dün asliye üçüncü cezada devam edildi. Bu dava, dünkü celsede, Ismail Hakkı, Mehmed Vasıf, Artin, Yusuf Ziya, Artin Yeramyan, Faik, Fazıl, Yani, Diyamandi, Arman Kovo ve Perikli ad larmda 12 suçlusu bulunan ve gene takas suiistimaline aid ikinci bir dava ile tevhid edildi. Dünkü celsede suçlu vekilleri, bu takas yolsuzluğunun af kanununa tâbi olduğunu söylediler. Fakat iddia maka mı bu suçun af kanununa tâbi olamıyacağmı iddia etti. Muhakeme, bu hususta bir karar verilmek üzere, başka bir güne talik edildi. Çünkü ASPİRİN senelerdenberi her fürlü soğukalgınlıklarınE ve ağrıılara Dolandırıcılık davasının neticesi karşı tesiri şaşmaz bir ilâç olduğunu isbat etmiştir. Maç Galib Berabere Mağlub Attjğı 34 9 7 1 1 40 9 7 1 1 44 9 6 3 36 9 5 2 2 20 9 4 4 1 13 9 3 3 3 13 9 2 5 2 9 9 1 7 1 9 9 1 7 1 10 9 1 7 1 Hayatta olan kimselerî ölü olarak göstererek Ünyon Sigorta şirketinden para dolandırmaktan suçlu 8 kişinin muhakemesi dün asliye dördüncü ce zada sona ermiştir. Muhakeme netieesinde Onnik îplikçiyan bir buçuk sene 15 gün, Izmaro bir sene, Dr. Vasıf 15 gün, Leon 22 gün, îzmaronun kocası Dimitri 3 ay hapse Kongreye davet mahkum olmuşlardır. Şehidlikleri İmar cemiyetinden: Maznunlardan Ünyon şirketi tazmiCemiyetimizin senelik heyeti umu nat sefi Vuccino ile Karabet ve Şem miye toplantısı 16/1/938 pazar günü seddin beraet etmişlerdir. saat 14 te Cağaloğlunda Halkevi salo Vuccino'vu eski gazeteci arkadaşla nunda yapılacaktır. rımızdan Suphi Nuri müdafaa etmiştir. hıçbir şey istemiyen birisi daha» diye düşünüyordu. *** Bazil, Doris'in kütübhanesinde otur muş, bekliyordu. Önünde, çay, bisküvi ve bir şişe âlâ cinsten brandi vardı. Fakat, Bazil ne yiyebiliyor, ne içebiliyordu; nefes alışı bile zahmetli idi. Bu ebedıyet kadar uzun intizar devresini dol durmak için yaptığı yegâne iş, biribirin den ateşliyerek üstüste sigara içmekten ibarettir. Sigara içmeği unuttuğu için, başı dönüyor, kalbi çarpıyordu. Arasıra, odaya, Doris'in kâtibi olduğunu söyliyen bir kadm giriyor: A S lütfen P I K I M in tesirinden emin olmak içîn markasına dikkat ediniz. • • Vicki BAUM Yaz&n: Hamdi VAROCLU Çevlren: vaffakiyetten sonra insanı uyku tutmaz. Sahi öyle. Otomobil hareket etti. Doris gülüm siyerek gözlerini kapadı. Vanderfelt, bir Doris'e bir ihtiyara bakıyor, kendi kendine, «bızim ihtıyarın saçları ıflâstan sonraki kadar beyaz değil» diyordu. Doris, otomobilde uyuyor gibiydi, fakat, kazinoya geldikleri zaman mükemmelen uyanıktı. Tekmil Nevyork oraya toplanmıştı. Içeri girdıkleri zaman, birkaç kişi, Rossi'yi alkışladı. Vanderfelt, ma sanın altından iki şişe şamDanya çıkarttı. Shugers, yanında sarışın bir kadmla oradaydı. F. O. da, başmda mukavvadan bir sapka, körkütük sarhoş, dolaşıp dunr yordu. Doris, başı dönmekle beraber, mes'uddu. Saat üçte, ihtiyar Bryant, onu evine kadar götürdü ve kapıyı açtı. Allah rahatlık versin, dedi, bu akşam harikulâde ^üzel şarkı söyledin. Doris, esniyerek sordu: Yukarı gelmiyor musun? Yukarıda ne yapayım? Belki Ciciyi alıp götürmek ister sin de... Hayır yarın gelir alınm. Doris, içinden «sen bilirsin...» dedi. Eve girmeden evvel, kapınm önünde bir saniye daha durdu. Asansöre bindiği zaman, uyku ile uyanıklık arası «al sana, 73 Orkestre çok kuvvetli çalıyor, diye haykırdı. Opera veriyoruz, senfonik konser değil, böyle giderse, üçüncü perdf* kapanmadan ölümüz çıkacak. Orkestre şefi, sükunetle cevab verdi: Malum, perde aralarında patırdı çıkarmazsak şarkı söyliyemezsin. Bunu hep öğrendik. artık! Makinistler, sırtlarında dekorlar ta şıyarak ikisinin arasından geçiyorlardı. Salvatori, Rossi'yi tutup locasına sürük ledi. Kavga edeceğine elbise değiştir, dedi. Sesini zorlama. Bu adamla meşgul olmana değmez. Doris, birdenbire, bu orkestre şefinin, en büyük düşmanı olduğu gibi bir hisse kapıldı. Salvatori, onun arkasmdaki elbiseyi çıkarıp başka bir elbise giydirirken, Doris: Mahsus yapıyor, dedi. Orkestresini, fazla gürültü ile öne sürmek istiyor. Doris, bir müddet daha söylendi; haksız olduğunu bile bile bir sürü iftiralar daha savurdu. Fakat bu, ikinci perde başlayıncıya kadar, heyecanını muhafaza etmek için yegâne çare idi. O akşam, temsili muvaffakiyetle bitirdikten sonra tiyatrodan çıkarken, ihtiyar Bryant'ın, dış kapıda kendisini bekledi ğini gördü. Kendi kendine: «Bunu tamamile unutmuştum» dedi, fakat bir yandan da memnun oldu. Bryant'ın yanında avukat Vanderfelt vardı. Bryant, bizzat kullandığı ufak otomobile Doris'i oturttuktan sonra: Nereye gideceğiz? diye sordu. Kazinoya mı? Patio'ya mı? Studio Club'e mi? Elli dokuzuncu caddeye mi? Doris: Yatağıma, dedi. Yorgunluktan ölüyorum. Gözlerim kararıyor. Ve başını arkaya yasladı. Fakat, otomobilin minderine değil, Vanderfelt'in koluna dayanmışb. Bryant: Yatağa yatmca, dedi, uyuyamıyacaksm. Bu geceki kadar parlak bir mu" yerleştirilmiş ampuller yanıyordu. Bu rada, ne hamam böceği, ne de insanm üstüne hücum eden fareler vardı. Bazil, Doris'in süslü kütübhanesine bit getirme ıriş olmağı şiddetle temenni ediyordu. Doris'in kütübhanesi: Bu'söz onu güldürdü. Gülünc bir şeydi bu. Doris'in kâtibi, Dorıs'in şoförü de vardı. Doris, refah içinde yaşıyor ve onu bekletiyordu. Bazil, kırksekiz saat izin almıştı. Baxterville'den, Nevyork'a kadar, dürüst ve sükutî bir adam olan şaför Hadlock'un otomobilin * de gelmişti. Bir buçuk saattenberi de, Doris'in lutfen avdet etmesini bekliyordu. Bu intizardan sonra, Doris'le konuşmağa kat'iyyen imkân bulamıyacağını Birşey arzu ediyor musunuz? zannediyordu. Oradan bir gazete aldı, Diye soruyor, Bazil, her defasında, sahifelerini karıştırdı, bıraktı. Sonra ayagayet nazik: ğa kalktı, «ben gideyim bari» diye söy Hayır, teşekkür ederim, zahmet lendi. buyurmayın. O esnada, kâtib odaya girdi: Diye cevab veriyordu. Hapisane gar Birşey arzu eder misiniz? diyanmın kafasma küreği indirdiği günDiye sordu. Bazil: kü gibi bir öfke, yavaşa yavaş, içini kap Ben de gideyim bari. lıyordu. O hâdiseden sonra, bir hafta Dedi. Elindeki sigarayı yere attı, ayakaranlık odaya kapatılmış, kuru ekmekğile ezdi. Kâtib, kaşlarını kaldırarak bu le sudan başka bir şey yememişti. Karanlık odanın ne demek olduğu düşünülür manzarayı seyretti ve çekilirken: Madam Rossi tiyatrodan telefone se, onun, akhnı bukadar da muhafaza eetti, neredeyse geleceğini söyledi. debildiğine şaşmamak elden gelmezdi. Şkndi, acib şekilli, üstü kalın, siyah se Bazil, tekrar divana oturdu. Saat betenle kaplı bir divanda oturuyordu. Di şe geliyordu. Kırk sekiz saatlik izninin vanın iki başında, Çin vazolannın içine aşağı yukan yedi saatini, onu beklemeğe hasretanişti. «Geldiği zaman onu döve ceğim» diye düşündü. On dakika sonra, odanın içinde, Doris ın: Bonjur, Bazil. Diyen sesi işitildi. O girdiği dakikada, Bazil'in dizlerine bir kesiklik gelmiş, oturduğu yerden, kötürüm gibi, kımıldı yamamıştı. Kısık bir sesle: Bonjur, Doris: Diye cevab verdi. Doris'in arkasında bir kürk, başında alelâcayib bir şapka vardı. Müthiş bir tuvalet yapmıştı. Odaya girmesile beraber, her taraf onun koku sile dolmuştu. Doris, daha eşikten içeri adım atmadan, Bazil, onu, eskisinden daha şiddetle sevdiğini ve o mevzuu bahsoldukça, ilânihaye silâh atmaktan vazgeçemiyeceğini anlamıştı. Doris, hızlı adımlarla onun yanına geldi; kapıdan divana kadar olan ve ona, uzun bir yol gibi görünen mesafeyi bir hamlede aştı; odanın ortasında şapkasını ve mantosunu çıkarıp yere fırlattı, Bazil'in kollan arasma atıldı. Deli gibi nevmid, haris ve sonsuz bir buse ile, kucaklaştılar. Sonra, Bazil, kollarını iki yan:na bırakarak, bitab ve şaşkm, mütebessim ve bu tebessümüne kendi de müte hayyir, onun karşısında durdu. Divana, yanyana oturdular. Doris, onun elini avuçları içine aldı. Bazil: lArkası var]