CUMHURİYET 13 îkincikâmın 1938 Yazan: MAUREEN FLEMİNG 31 Çevirenler: . C E M A L s# Z \YA. Musademe tahkika Elma tüccarlarmın tı devam ediyor bir müracaati { Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Altın ve gumuş âvâni satısı Lehistan ve Milletler Cemiyeti illetler Cemiyeti meclisinin yüzüncü içtima devresi, bu ayın on yedisinde başlıyor. Bu toplantı, nıznamesindeki meselelerden ziyade, içinde bulunduğu ahval ve şerait dolayısüe fevkalâde ehemmiyeti haiz bulunuyor. Milletler Cemiyetinin müessisi bulunan devletlerden Italyanuı kendisin * den ayrılmış olması, hâlâ azası bulunan büyük ve küçük bütün devletleri çok düşündürmektîdir. ikinci ve üçüncü derecedeki devletlerir başına yeni bir kaygu daha çıkmış olması, yeni vaziyeti büsbütün girift ve nıüşkül bir hale sokmuştur. Şöyle ki Italyanm Cenevreyi bırakıp gitmesile Av " rupada ve bütün dünyada büyük dev letler birbirine karşı hasım vaziyet almış olduklanndan büyük olmıyan devletler iki silindir arasmda kalmaktan endişe ediyorlar. Bu devletler Milletler Cemiyetinin toplantısında vaziyetlerini tayin edeceklerdir. Cenevre müessesesınden büsbütün ayrılmaları yahud daha nazikâne davranarak esas taahhüdlerini İsviçrenin yaptığı gibi feshederek zâhirî alâkalarla iktifa eylemeleri muhtemeldir. Ingiltere ile Fransa, bu ihtimalleri şimdiden düşün düklerinden toplantının daha başında müşterek bir beyanname ile orta ve küçük hükumetleri herhangi bir mütecavize karşı, iktısadî ve malî zecrî tedbirler alarak korumağı tasmim ettiklermi teyid etmek istiyorlar. Milletler Cemiyetinin azasından dün* yanın en eski devletlerinden biri olan Habeşistan ile Çinin akıbeti ve Milletler Cemiyetinin mutlak suretteki aczi gözönünde durdukça, Ingiliz Fransız beyannamesinin orta ve küçük devletleri müsterih edecek bir tesir yapacağı çok şüphelidir. Bunun için bu devletler, kendi başla* nnın çaresine bakmakta ve Milletler Cemiyeti neye karar verirse versin kendi hattı hareketlerini kat'î surette tesbit etmeğe lüzum görmektedirler. Bu devlet lerden Lehistan şimdiden kararım ilân etti. Hariciye Nazın Baron Beck Diet meclisinin hariciye encümeninde ahiren yaptığı beyanatta Lehistanın pdlitikasmda müşterek emniyet sistemi yerine ikişer taraflı anlaşmalar usulünü takib eyledi ğini bildirrrüş ve buna misal olarak Al manya ve Romanya ile yaptığı anlaşma ve ittifakı göstrerek bu usulü müdafaa etmiş, Lehistanla Japonyanın karşılıklı anlaşma ile Tokyo ve Varşovadaki orta elçiliklerini büyük elçiliğe tahvil ettikle rıni haber vermistir. Demek oluyor ki Lehistan, Fransanıri ve Sovyetlerin ısrar ettikleri müşterek emniyet sistemine tamamile veda etmiş bulunuyor. Milletler Cemîyetine gelince, Leh Hariciye Nazın, devletler arasmdaki siyasî hayat ve münasebatta mevcud buhran ve gerginliğin hepsini, Milletler Cemiyetinin kuruluşundaki noksan ve hataya atfetmiştir. Şöyle ki Milletler Cemiyeti devletleri korumak maksadile kendi misakına konulan hükümleri ifa edecek bir vaziyette olmadığmdan, devletlerin arasmı bulacak yerde büsbütün bozmuş olduğunu söylemiştir. Bu sözler Lehistanın Milletler Cemi yetinden artık bir hayır beklemediğini anlatmaktadır. Leh Hariciye Nazın dünyanın iktısadî ve malî ahvalinin dü ^ zelmesi, ham madde ve muhaceret meselelerinin halline bağlı olduğunu beyan etmiştir. Bu sözlerle hem Almanyanın müstemleke davasırun muhik olduğunu teyid ediyor hem de Lehistanın kendi sanayii için ham madde menabii ve fazla nüfusunu yerleştirmek için kendisine de müstemleke venlmesi zarurî bulunduğunu anlatmış oluyor. Lehistandan sonra, diğer devletler dahi, Milletler Cemiye tine karşı noktai nazarlannı ve beynel milel ahvalin düzelmesi için neler düşündüklerini ve bahusus kendi menfaatlerini korumak için hangi yolu daha salim bulduklarmı anlatacaklardır. Arşidük Maksimilien, sessiz bir teslimiyetle İki vapurun sahibi birbi Firmalar, Ticaret Odası Bunlar, Darphane tarakararınm bu sene tatbik fından damgalanacak İmparatorun uzattığı feragat kâğıdını imzaladı! rini protesto etti edilmemesini istiyorlar Haber aldığımıza göre altın ve gümüş Bundan başka bir hal çarcsi yok Elisabeth beyaz Hind ipeğinden dar Salı gecesi Şile açıklarında birbirile mu? İmparator yerinden kalktı, önündeki masada duran kâğıdı elile gösterdi; üs tünde birçok mühürler duran bu kâğıd saltanat hukukundan feragat kâğıdıydı; ve İmparator: «Bu husustaki kararım ittihaz olunmuştur.» dedi. Masimilien, imparatorun kalkmasile boş kalan koltuğa oturdu, başını ellerinin arasına aldı, düşündü: Bir tarafta Avusturya... Onun sevgili Avusturyası; diğer tarafta denizler aşın bir ülkenin cazib, mcçhul cenneti... Ağır ağır başını kaldırdı, kalemi eline aldı, kaderinin durduğu kâğıda doa . götürdü; düşündü: Imzalarsa? Şeref, ş.an, servet! tmzalamazsa? Sürgün, ölüm! Kardeşine bir kere daha baktı; şiddetli bir ısıtma titrcyişine ben rer bir ürperme birdenbire vücudünü sarstı. Sessiz bir teslimiyetle masadaki kâğıdı imzaladı. împarator, dudaklannda zafer tebessÖmü, büyük merdivenden ağır ağır indi. Arkasindan Maximilien dermansız bir elle hrabzanı tuta tuta geliyordu. Aşağıda büyük salonda bekliyenlere haber verdi: Arşidük MazfanOien feragatnameJr! îmzaladı! Demindenberî bckleşcn saray adam îannın saflanndan fısıltılar yükseldi. İmparator, önlerinden geçti, büyük ka pıya doğru hâkim adımlarla ilerledi. Kardeşini çağırdı: Maximilien! Arşidük kendini topladı. O kadar sevdiği Miramar şatosunun büyük salonunu, belli olmasın diyc yüzlerde ihtimamla gizlenen sevinc alâmetlerini, beyaz setresinin üstündeki Toison d'Or nişanile dimdik duran împaratoru gözden geçirdi ve çok hızlı geçen bir anm içinde, biraz evvel karaladığı imzanın kendisini sürüklediği feci akıbeti galiba görür gibi oldu. Sağa, sola bakmıyarak, sert adımlan parkede gürültüler kopararak salonu gecti, împaratorur yanmda durdu. imparator, kardeşini huşunetle öptü: Allahaısmarladık Maximilien. Allahaısmarladık. *** Avusturya Arşidükü Maximilien 11 nisan 1863 te Mexiko'da Mexika împaratoru ilân edilmişti. Bu marifeti Fran çois Joseph'in yardımile Üçüncü Napolyon becermişti. Bu işte Avusturya Imparatorunun maksadı ikinci veliahdi Avusturya tahbndan uzaklaştırmaktı, çünkü Maximi lien'in sevimliliği, halk nazanndaki itiban ona, kendi mevkiinden daha kuvvetli bir mevki veriyordu. Amerika, Maximilien'in Mexika Im paratoru olmasmı derin bir infialle karşıladı; çünkü bu, «Amerika Amerikalılanndır.» umdesine doğrudan doğruya bir tecavüzdü. Amerika gazeteleri Maximilien'e «Avusturya serserisi» diye ad takblar. Avusturya împaratoriçesi Elisabeth, Mexikanm yeni împaratoru Maximilien'e yazdığı bir mektubda nekadar doğru söylüyordu: «Teneke lencereler üstünde çaltnan tmparatorluk çalgısına kapılma!» Fakat bu çalgı Maximilien'le karısı Charlotte üzerinde füsunlu bir tesir yapıyordu. Bu çalgıya kapılmışlar, dansedip duruyorlardı. Zavallı kuklalar! Kendilerini oynatan ipler denizleri aşıyor, Hofbourg sarayındaki üç köşeli koltuğuna kurulmuş oturan François Joseph'in ellerinde duruyordu. çarpışan Suad ve Galata şilepleri sahibleri, yekdiğerini karşılıklı protesto etmişlerdir. Suad ?ilepinin içinde yalnız Zonguldakta zinciri kesilen bir vapura aid zincir bulunuyordu. Suad, Galata ile çarpışmasını müteakıb bir aralık devrilme tehSamurlarla süslenmiş, mavi kadife likesi geçirmiştir. Galata şilepi de kömümantosu, arka taraftaki, bir kır peykesi rünü boşaltır boşaltmaz Istinyeye gidecektir. üstüne atılmş duruyordu. Bu çarpısma hâdisesine aid rapor, evOrmanlıkta bir ayak sesi duydu, gü velki gün her iki geminin vaziyetlerini lümsedi. Bu adımlan nekadar iyi tanıyordu o! Biraz sonra sırtmda saz, du tetkik eden Liman fen heyeti tarafından daklannda bir jarkı, Dük Max görün dün Müdürlüğe verilmiştir. Hâdisenin mes'ulü henüz anlaşılamamıştır. Şimdilik dü. yalnız Suad şilepi ikinci kaptanı Hüse Vayl Sen burada? yin Hüsnü ve şilepin sahibi Rıza SadıkDiye kızına seslendi. Selâm sabahtan oğlu, vapurun süvarisiz sefere çıkarılmasonra Heine'nin şiirini okudu: sından dolayı mes'ul görülüyorlar. Dün «Sen bir çiçeği andınmn; o kadar her iki kaptanın da ifadeleri alınmıştır. güzel, o kadar saf, o kadar parlaksm; seHenüz kat'î bir neticeye varılamamıştır. ni görünce beni mağmum bir emeldir kapİsmail kaptan ne diyor? lar. Ellerimi saçlannm üslüne komak ve Galata vapurunun süvarisi İsmail kapbunu hep böyle güzel, böyle saf, böyle parlak olarak hıfzet yarabbi diye dua et tan dün akşam geç vakit matbaamıza gelerek bize şunları söylemiştir: mek islerim.f> « Ben şimdiye kadar ne Sevinc va Sisi, bu şiiri, Heine, sanki senin 1927 senesinde, Rumeli vapurunda süiçin yazmış. Bugün seni ilk defa böyle varilik yaptım. Uç senedenberi Galata görür görmez, bu şiiri tekrar aklıma gevapurunun süvarisi bulunuyorum. tirttin. 1927 senesi Rumeli vapurunda süvaElisabeth kolunu babasmm boynuna vari bulunuyordum.Norveç bandıralı Guattı, sıkılgan bir tavırla: rong vapurile musademe ettim. Iş mah Baba, dedi, sana bir itirafta bulunkemeye intikal etti ve muhakeme neticemam lâzım... Senden hiç bir şeyimi kabil sinde hatanm Gurong vapurunda oldudeğil, sakhyamam... Ve hakkımda doğğu tesbit edilerek yüz bin lira tazminata ru olmıyan birşeye de istemem ki inanamahkum oldu. sın. Bu son musademede hatanm kimde ol Ya! Doğru olmıyan şey neymiş duğu henüz belli olamaz. Ancak tahkibakayım Sisi? kat neticesinde mesele aydınlanacaktır. Benim şey oluşum... Benim Heine Bunda talihsizlik meselesi de mevzuu nın şiirinin son mısraı oluşum! bahsolamaz. Neticeye intizar etmek lâ Benim gözümde sen öylesin yav zımdır.» rum... Sanmm ki bana söylemek istedi MÜTEFERRİK ğîn şeyi biliyorum. Yani sen Heine'nin şıırınde dediği gibi saf değilsin demek isYeni yapılan vapurlarımızm tiyorsun. Fakat sen gencsin Sisi... Topu kontrolu topu yirmi sekiz yaşındasm. Sonra da o Almanyada yapılmakta olan yeni va, ne güzellik!.. Birini sevmen kadar tabiî purların inşaatmı kontrol etmek üzere ne var?. Denizyolları idaresinden altı makiniste Asıl canımı sıkan bu ya baba.. ilâveten Akay idaresi de Bremen'de yaBirkaç kere âşık oldum sandım; halbuki pılmakta olan iki vapurun inşasma neşimdi anladım ki olmamışım! Daima ha zaret etmek üzere Burgaz vapuru başkikî bir aşk peşindeyim... Daima kusur makinisti Yekta Akmcıyı Almanyava göndermeğe karar vermistir. Yekta Asuz bir aşk arayıp duruyorum. Ve doğrukıncı gelecek hafta içinde Almanyaya sunu istersen bu aşkı hâlâ bulamadım. gidecektir. Max hafif hafif ıslık çaldı. Sonra lâHisar kurbanlarından beşinin fmın yınsı kendine aid olarak: Senin dt babandan farkın yok, . daha cesedi bulundu dedi; işte gene tekrar ediyorum, Heine, Hisar vapuru kurbanlarından beş kişiirinde seni söylüyor. şinin daha cesedini deniz, Şile sahilleGölün öbür kenanndan bir filâma rine atmıştır. Köylülerin bulduğu bu işaret verdi; bu, al bir zemin üstünde bir cesedler teşhis edilememistir. Çünkü kartal ve bir şato resmi olan bir bayrak cesedler parça parçadır. Bulunan ce tı. Elisabeth oturduğu sıradan kalkarak sedler Şilede defnedilmiştir. sahile indi ve kendi filamasile işarete ce Denizden 152 teneke petrol vab verdi. toplattırıldı Gitmeliyim baba, Louis çağınyor. Dün, Samatya sahillerinde birçok petGölün karşı yakasmdan ufak bir san rol tenekeleri ve fıçılar görülmesi üzedal onlara doğru geliyordu. rine polisler tertibat almışlar ve denize Dük Max sordu: sandallarla açılarak bunları toplamış lardır. Bu aşV ne zamandanberi başladı? Üstlerinde Sovyet Rusya damgasını Bir senedenberi. Dünyada misli taşıyan 152 teneke ile bir de büyük fıçı görülmemiş bir aşk! Ayn olduğumuz zatoplanmıştır. manlar mektublaşıyoruz... ki birçok za Yapılan tahkikatta Rıza kaptanın îimanlar, tabiî, birbirimizden ayn bulu manımızdan Akdenize hareket eden nuyoruz. Louis bana «Güvercin» diye Ankara gemisinin sabaha karşı fırtınaad taktı. ya tutuldugu ve batmamak için hamu bir elbise giyiyordu; bu esvabla uzun bacakları, ve ince beli daha ziyade göze çarpıyordu. Bu elbise, o zamanın modası olan, bütün şık kad:nlann üstünde gö rülen ve «crinoline» denilen o alabildiğine kabarık etekli elbiselerin tamamen zıddiydi. Elma ihracatçılan İktısad Vekâletine ve Ticaret Odasına müracaatlerde bulunarak Istanbul Ticaret Odasmın elma ihracatı hakkındaki umumî kararınm bu sene tatbik edilmemesini istemişlerdir. Ihracat tacirlerinin bu dileklerine sebeb olarak ileri sürdükleri şey Oda kararının Suriye ve Filistine serbest ihracata imkân bırakmamasıdır. Suriye ve Filistine bizim elma ihracatımız, yüksek kaliteli ve muntazam ambalâjlı elmalar olmaktan ziyade mümkün olduğu kadar az masrafla hazırlanan ucuz ve Lâz eknası namile anılan ekşi mallardır. Halbuki Oda karan ihrac edilecek elmalar için standardizasyon ve ıyı ambalâj esaslarını koymaktadır. Ticaret Odası, nizamnamenin tatbikında ısrar etmektedir. İhracatçılar da, Suriye ve Filistin piyasaları bu masraflardan sonra satılacak elmaları almıyacağı için Odanın bundan vazgeçmesini istemektedirler. iktısad Vekâletinin bu işte nasıl bir karar vereceği merak edilmektedir. âvâninin Darbhane îdaresince damgalanmasının mecburî olması için, yakında Büyük Millet Meclisine bir kanun teklif edilecektir. Bu kanuna göre, altın ve gümüş âvâni satan ticarethane ve mağaza sahibleri, bunları satısa arzetmeden evvel, Darbhaneye götürüp damgalattıracaklardır. Üzerinde Darbhane İdaresinin damgası bulunmıyan altın ve gümüş her nevi eşyanın satılması yasak edilecektir. Ellerinde altın ve gümü? âvâni ve zıynet eşyası bulunan hususî eshas, bunları satışa çıkarmadıklan müddetçe, damgalatmak mecburiyetinde degildir. Altın ve gümüs âvâni hakkında düsünülen bu tedbirin büvük faydaları görüleceği muhakkak telâkki olunmaktadır. Halk, bu savede, alaca?! malın âyarı tam oldu5una emin olacaktır. EVKAFTA Kıymetli san'at eserleri Evkaf idaresi tarafından tarihî ve mimarî bakımdan kıvmetleri olan canv lerin tamirine esaslı surette devam edilmektedir. Ge^en sene tamirlerine ba<:lanmı<; olan Edirnekapıda Mihrimah, Mesih Alipaşa, Çemberlitasta Atik Alipaşa. Zal Mahmudpaşa, Sultanselim ve Evüb camilerinin iç ve dış tamiratı bitmek üzeredir. Beyoğlundaki Okcumusa camisinin tamiri de oldukça ilerilemeştir. Gazi köprüsünün geçecegi cadde üzerinde bulunan Azapkapıdaki Sokullu camisi nin biran evvel tamirinin bitirilmesi için çalışılmaktadır. Evkaf idaresi fen heyeti ve mütehassıslan en büyük san'at şaheserlerimiz den biri olan Süleymaniye camisinin tamirile, bilhassa meşgul olmaktadır. Bir yandan caminin. direk baslıkla rının değiştirilmesine devam edilmek te, diğer taraftan da, boyaların aîtmda kalan, Mimar Sinan eseri nakısların meydajıa çıkarılrxxasına ^ayr,e,t edjjmşjttedir. Bu nakısların meydana çıkarılmasında, Ayasofya nakışlarıle meşgul olan Amerikalı mütehassısm takib ettiği usul gözönünde tutulduğundan, ameliye, uzun ve ince mesaiye ihtiyac göster mektedir. Eski nakışlar, tamamile meydana çıktıktan sonra bunun asılları, nakkaslar tarafından yeniden kopya edilecektir. Bu işler yapılırken, Süleymaniyenin ihtişammdan hiçbir şey kaybetmemesine ve bediî manzarasmm bozulmamasına bilhassa itina edilmektedir. Damga matbaasının işleri çoğalıyor Matbaa, gelecek sene kâğıd para da basabilecek Yedinci fasıl ttiraf 1865 yılınm bv nisan gününde Possenhofen şatosu sıcak bir bahar güneşinin altında uyuyordu. Avare bir nesim Starnberg gölüne menevişler çİ7İyor, sulanna mavi gök vuruyordu. Gölün yakın bir noktasında «güller adası» görünüyor, ağaclarm teoeleri dal°:alanıyor, adanın kesif gölgelikleri göl kenarına kadar uzanıyordu. Yorgun, ihtiyar bir elma ağacınm çiçek açmış dallan altında Elisabeth duruyordu, birşevj gözetliyormuş gibi bir hali vardı. Elinde bir değnek tutuyor, ucunda üc köşeli ufak bir bavrak duruyordu: TiDkı ortaçağ şövalyelerinin cenklerde dehset sacmak, harbin heybetini artırmak için mızraklannm uclarma taktıklan ve armalannı temsil eden filâmalar gibi küçük bir bayrak... Fakat Elisabeth'in arması sövalyelerinki gibi korkunc değildi; onun bayrağında mavi zemin üzerinde bir dişi güvercin vardı. Maliye Vekâletine bağlı Istanbul Damga matbaasının işleri, günden güne çoğalmaktadır. Matbaa, yeniden son sistem birçok makinelerle teçhiz edilmiştir. Soğuk damgaya tâbi, biletler, afişler, davetiyeler, banka tahvilleri, Vekâletlere aid bütün kıymetli evrak, damga, ve posta pulları da dahil olduğu halde bu makinelerde basılmaktadır. Damga matbaası, müskirat inhisarı hesabına hergün (150) bin bandrol ve (4000) hüviyet cüzdanı hazırlamakta dır. Klişe ve galvand daireleri de, tevsi edilmiştir. Matbaa müdiriyeti, memur ve raüstahdemleri için tutnm ve yardım san' dığı namı altında bir teşkilât vücude getirilmiş ve birer lira kıymetinde hisse senedleri çıkarılmıştır. Memur ve müstahdemler bu hisse senedlerinden istedikleri kadar satın alabileceklerdir. Tutum ve yardım sandığı, muhtaç ve fakir işçilere, devamlı yardımlarda bulunacak ve sandıkta bıriken para, ileride kooperatifler açılmak ve muhtelif teşebbüslere girişilmek suretile nümalandırılacaktır. Damga matbaası, önümüzdeki yıl zarfmda teşkilâtını genişleterek kâğıd para da basmağa başlıyacaktır. Bunun için, mütehassıs hakkâkların ücretleri de dahil olduğu halde 120 130 bin liraya ihtiyac vardır. Matbaa, bankalardan gelecek tahvilât siparişlerile ve diğer ince tab işlerile, iki ve nihayet üç sene zarfında makinelere verilecek paranın mühim bir kısmmı çıkarabilecektir. Ecnebi hakkâkların nezareti altında çalıştırılacak emektar işçilerimizin, kısa bir zamanda bu isi de benimsiyeceklerine ve iyi birer hakkâk olarak yetişeceklerine şüphe edilmemektedir. Damya îdaresi, Boğazlar mukavelenamesinin imzası hatırası olarak basılan sürsarjh pullar için nefis bir albüm hazırlamıştır. Albüm, büyüklerimize hatıra olarak Ya onun adı nedir, söyler misin? lesinden 700 teneke petrolü denize at tığı tesbit olunmuştur. «Dağlar Kartalı.» Polis. sahilde tertibat almıştır. GSrü Doğrusu şairane... Uygun bir ad. MALÎYEDE lecek diğer tenekeler de toplattınlarak Evet, güzel çocuktur. Olgunluk yaşma Üç aylıklar hakkında bir gelmiş bir meleğe benziyor. Fakat yav sahiblerine iade pdilecektir. emir rum umanm ki... Onun hakkında söyle Yusuf Ziya öniş, denîz müesMütekaidlerle yetimlere ve hizmet nen şevleri biliyorsun. seselerînde tetkiklere tertibinden maaş alanlara defaten veri Tabiî ki biliyorum baba; fakat bu başlıyor len üc aylıkların, bunların vefatmda isaşk bambaska birşey... S^de eönüllerimiDeniz Bank umum müdürü Yusuf Zi tirdad edilmiyeceği Maliye Vekâletin ze. «ade nıhlanmıza aid bir ask. ya Öniş, bankanın teskilâtına aid tet den alâkadarlara +ovi;s prüimîc+ir Dük Max mantosunu giyen kızına kiklere başlamıstır. Yusuf Ziya Önişin SOSYETELERDE yardım etti; samur yakayı vahsi bir hay bu tetkikleri on beş gün kadar sürecekvanmıs da insana alıstırmak istiyormuş tir. Halic şirketi heyeti ibi tatlı tatlı okşadı ve: Öğrendiğimize göre. İş Bankası Hamumumiyesi Allaha emanet ol kızım, burg şubesi müdürü Tahir Kevkeb, DeHalic şirketi heyeti umumiyesi mar Dedi. niz Bankın bankacıhk kısmı muavinl: tın on yedisinde fevkalâde olarak bir Sahile bir sandal vanaştı, ucuna zarif ğini yapacaktır. Di§er iki muavin henüz toplantı yapacaktır. Bu toplantıya se bir kuğu kuşu işlenmişti. taayyün etmemiştir. Fakat bunların de beb, Belediyenin Halic şirketi aleyhine (Arkan vari nizci zevattan seçilecekleri anlaşılmak mahkemeden karar aldığı 70.000 liranın tadır. istirdadı için başvurmasıdır. Karamanda bağcılık ilerliyor Deniz Bankın üç kişilik idare meclisi Halbuki Halic icraî yolaidare heyeti de şirketi Karaman (Hususî) Kazamızın bağ hakkında şimdiden bazı isimler ileri sü Belediyeden iskele icarı ve isletme kârı cılığı büyük bir inkişafa doğru gitmek rülmektedir. Fakat henüz kat'ileşmiş olarak 250.000 lira istemektedir. tedir. Bu yıl Mersin tarikile muhtelif bir şey yoktur. ECNEBİ MEHAFtLDE piyasalara iki milyon kiloya yakın ü Yusuf Ziya Önişin bugün veya yarın züm sevkedilmiştir. Halk, bağcılığa git bankaya devrolunan dairelere giderek Belgrad radyosunda mühim tikçe daha fazla ehemmiyet vermekte tetkikler yapacağı zannolunmaktadır. bir konferans olup bugün bununla meşgul olanlar vüzde altmışı bulmaktadır. Bu ayın on dokuzunda Belgrad rad Bir tayin yosunda bizim saatimizle yirmiyi çeyDiğer taraftan Belediye, şehir civa Somanın Tırhala mektebi muallimi rek geçe dost Yugoslav devlet muhar nndaki ağacları ökse otu hastalığına karşı korumak için bunlarm sahibleri Avni Altıner bu kere Akhisarın Sara rirlerinden doktor Pekar Tomiç, «Kütarafından ilâclandırılmalannı mecburî coğlu mektebi Başmuallimliğine terfi çük Antantm üç senelik iktısadî mesaan tayin edilmiştir. isi> mevzulu bir konferans verecektir. kılmıştır. Hakem heyetinin kararı tatbik ediliyor Belediye ile Evkaf idaresi arasmdaki ihtilâflı meselelerin halli için, evvelcs salâhiyetli ve mütehassıs zevattan mürekkeb bir hakem heyeti toplanmış ve ihtilâflı meseleleri, birer birer tetkik ederek, vardığı neticeyi bir raporla tesbit eylemişti. Hakem heyeti kararınm birkaç gündenberi tatbikına geçilmiş bulunulmaktadır. İhtilâflı mezarlıklar arazisi, sular ve diğer bazı emlâkin akibetleri ve aidi vetleri hakem kararile kat'î surette tavin edilmiş olduğundan bundan bövle bu iki idare arasmda. büyük ihtilâflar çıkmasına ihtimal verilmemektedir. Metruk cami arsaları Tarihî ve bediî kıymeti haiz olm2 dıklan icin yıktırıkn cemaatsiz ve metruk cami arsaları, Evkaf idaresince peyderpey satılmaktadır. Bu arsaların bir kısmı. sehrin ge'id yerlerinde bulun dueu icin, Evkaf idaresine, mühimce bir has'iât temin etmektedir. Tek müteve^li usulünün tatbikatı Yeni vakıflar kanunu hükümlerine göre, memleketin her tarafı için tek mütevelli usulünün kabul edildiği ma lumdur. Simdiye kadar muhtelif müteMuharrem Fevzi TOGAY velli hevetleri tarafından idare ed;!en ekallivet vakıflarmdan (60) kadan tesbit edilrris bulunmaktadır. Bunlann da Tramvayla otobüs çarpıştılar di&er vakıflar dbi, pek yakında tek Akşam üzeri vatman Necibin idare • • mütevelli ile idare edilmelerine başla sindeki Beşiktaş Fatih tramvayı Ka nacaktır. raköyden geçerken Kurtuluş Beyazıd hattında işliyen 3399 numaralı otobüse VtLAYFTTE çaromıştır. Liranın esas tutulması Musademe sonunda otobüs hasara uğramıştır. Zaran 250 lira kadardır. Vathakkındaki kanun man hakkında tahkikata devam edil Devlet hesbalarında liranın esas tu mektedir. tulması hakkındaki kanun, Başvekâletten alâkadar dairelere tebliğ edilmiştir. Buna göre, kuruş, onun kesri itibar edilecek, tahakkuk, tahsil ve tediyede 20 Nfishası 5 Inıriıstnr. para ve daha aşağı kesirler tay ve 20 paradan fazla kesirler de kuruşa iblâğ Türkiye Haric olunacaktır. icin icin Hıfzıssıhha komisyonu Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. Altj aylık 750 > 1450 • Hıfzıssıhha komisyonu bugün Vilâ Üç ayİık 400 » 800 . yette toplnarak şehrin sıhhî vaziyetini Bir aylık 150 • Kuktuı gözden geçirecektir. Cumhuriyet Abone şeraiti