3 tkinclkânun 1938 CUMHURIYET Bu, Imparatorluğun ikinci Romanyadan gelmiş olan teessüs yıldönümüne ırkdaşlarımız büyük bir samimiyetle karşılandılar raslıyacak Hükumet, burada bir sivil lise açacağını vadetti, Istatistikler memleketimizde gayrimüslimlere aid Ceyhan (Hususî) Kasabamıza Roma 2 (A.A.) M. Hitler'in Rofcengin bir kötnür madeni bulundu maya mayısın 2 sinde gelmesi ihtimali çok gelen Romanyalı Türk göçmenler hara evliliklerin daha fazla olduğunu gösteriyor retle karşılanmışlardır. Göçmenler 19 hakuvvetlidir. Führer'in ziyareti, Imparatorluğun teessüsünün ikinci yıldönümüne aid şenliklere tesadüf edecektir. M. Hitler, devlet reisi oldugundan kendisinin İtalya Kralıru mı ziyaret edeceği suale şayan görülmüştü. Ancak Führer filen nasyonal sosyalist parüsinin şefi olup faşist partisi şefine mülâki olacaktır. ne ve 80 nüfusrur. Göçmenler ihtisasların: şöyle anlatmaktadır: « Yıllardanberi taşma, toprağma hasret kaldığımız ana vatanımız Türkiye ve Türk kardeşlerimize çok şükür ki kavuşmuş bulunuyoruz. Türk Cumhuriyeti topraklarına ilk ayak bastığımız andanberi bize gÖsterilen iltifat ve yapılan hüsnü muameleden dolayı çok müteşekkiriz. Bu, bizim için ne büyük ve ne unuhılmaz bi saadettir. Boyle Türk ve öz kardeşleri miz arasında bulunmak ve ölmek akhmızdan geçerdi, fakat bir gün gelip de bu erişilmez saadete kavuşacağımızı ummuyorduk. Bizi kurtararak ana vatanımıza ve oz kardeşlerimize sag, salim kavujturan atamız Atatürk ve onun kıymetli mesai arkadaşlarına sonsuz ve sayısız teşekkürlerimizle beraber dünyalar durdukça başımızdan bir an bile eksik olmamalarını temenni eyleriz.» Göçmen kardeşlere Kızılay ve Bele diye tarafından sıcak yemekler yediril mektedir. Yatacakları yerler daha evvelden temin edilmiştir. Ankara (Hususî) îstatistikler, memleketimizde gayrimüslimlere aid evlilik nisbetinin, daha fazla olduğunu gösteriyor. Umumî olarak, Türkiyede 6 milyon 466 bin evli, 8 milyon 397 bin bekâr, 1 milyon 160 bin dul: (Koca veya karıları ölmüş), 48 bin de boşanmış vardır. Islâmlarda evlilik nisbeti, erkeklerde nüfusun % 39,8 ini, kadınlarda % 40,2 sini teşkil ediyor. Hiristiyanlarda bu nisbet erkeklerde % 41, kadınlarda % 43,1 dir. Musevilerde ise erkeklerde % 42,1 dir. Evli nisbeti on binden fazla nüfuslu şehirlerimizde erkeklerde % 43 buçuk tur. Kasaba ve köylerde bu nisbet erkeklerde % 39, kadınlarda % 40 a düj mektedir. Bu rakamlara bakıhrsa köylerde evlenmenin daha az olduğu zannedilebilir. Halbuki vaziyet aksinedir: Köylerde çocuk fazla oldugundan, bittabi umumî nüfusa nazaran nisbet düşmektedir. Dul nîsbeti, kalabalık şehirlerde, er keklerde % 1.6, kadınlarda ise % 15,8 dir. Az nüfuslu yerlerde bu nisbet er keklerde % 1,3, kadınlarda % 12,2 şeklindedir. Bu rakamlann şayanı dikkat bir ifadesi, dul erkeklerin, kadınlardan ziyade evlendiğini tebarüz ettirmesidir. Kocası vefat eden kadm, ekseriyetle, bir daha evlenmemektedir. Köylerdeki dul kadmIar, şehirlerdekine nazaran, biraz daha fazla evlenmektedirler. Son nüfus sayımının netîcelerî, mem leketimizde yaşları 25 ile 45 arasındakl bekârlarm yani evlenme çağlannı bir aile yuvası kurmadan geçirmekte olanlann sayısmı 200 bin kadar gösteriyor. îşte. zaman zaman tazelenen «bekârlık' vergisi» ne mevzu teşkil edenler bu 200 bin erkek bekârdır. îstatistikler, böyle bîr vergînîn kendilerini evlenmeğe icbar etmek hususunda' faydasız kalacağını da gösteriyor. Zira, karşılannda, ayni çağlarda, dünya evina girmekten çekinmiş bekâr kız, yok gibn dir. Bekârlar, vergi zorile hep birden ev * lenmeğe karar verseler bile, kendileriıw( e; olacak kız bulrriakta, hakikî bir talih • sizlige uğnyacaklardır. M, 5. E. Erzincanda kültür işine ehemmiyet veriliyor ERZINCAN MEKTUBU M. Hitler'in Roma zîyareti Ceyhana giden göçmenler Ankara mektubu Türkiyede evli ve bekâr nisbetleri Erzincandan bir görünüş Erzincan (Hususî) Erzincan, jark vilâyetlerkniz içinde mühim mevkii olan bir şehirdir. Vilâyetin nıifusu 134,000 dir. Üç kazası, 143 köyü vardır. Bütün vilâyette bir sivil, bir askerî, iki orta ve 37 ilkmekteb vardır. İlkmekteblerde 87 muallim mevcuddur. Bundan başka da 29 köyde eğitmenlerin ders verdiği 29 köy mektebi de bu sene yeniden açılmışbr. Erzincan, râkımı 1200 olup havası mutedildir. Bazı seneler yaz mevsimleri fazlaca sıcak olursa da birer mesireyi andıran ve soğuk sularile meşhur olan köyleri şehir halkı için hazırlanmış sayfiyedir. Halkm dörtte üçü ilkbaharda köylere taşınırlar. Şimalden cenuba on beş, garbdan şarka 45 kilometro imtidad eden büyük ovasında arpa, buğday, fasulye, nohud ve her türlü zer'iyata elverişli mahsuller yetiştirir. Erzincan ovasmı ikiye ayıran Fırat nehri şehrin iki buçuk kilometro cenubundan geçmektedir. Bu büyük sudan şimdiye kadar Erzincan ovası istifade edememişken, Cumhuriyet hükumetinin çelik kolu buraya da uzanarak Erzincan ovasının Fırattan sulanması çareleri bulunmustur. Bu iş üzerlerinde su mühendisleri çalısmaktadır. nen verilecektir. Merkezden şimdilik binaya sarfedilmek için 6000 lira gönderilmiştir. Hava kurumu bu işi başarmak gayesile her türlü fedakârlığı yapmaktadır. Yapılacak binanm plân ve projesi hazırlanmıştır, Ankaraya gönderilecektir. KSmür madeni bulundu Erzincanın garbında ve şehre elli kilometre mesafede Karadağda kömür madeni bulunmustur. Bu madenin işletme ımtiyazmı belediye azasından Vehbi Sanalan almıştır. Bu madenden şehre kömür sevketmek için geniş bir otomobil yolu yapmıştır. Bu yüzden Erzincanda da kömür ihtiyacının önüne geçilmiştir. M. Hitler, Romada 6 veya 7 gün kalacaktır. Ostie istasyonuna gelecek olan M. Hitler Avantuıe caddesini ve Zafer ve Imparatorluk yollannı takib ederek Venedik sarayına gidecektir. M. Mussolini, misafirini istasyonda istikbal edecek ve ikametgâhına kadar kendisine refakat edecektir. Führer'in harbden evvel İkinci Vilhelm'in inmiş olduğu Doria sarayında ikamet etmesi muhtemeldir. Öğrenildiğine göre, M. Hitler, Romada ikameti esnasmda Guirinal'da ka« bul olunacak, împaratorlugun teessüsünü tes'iden yapılacak büyük askerî geçidle Napoli'de yapılacak bahrî bir geçid resminde hazır bulunacaktır. Göçmenler beraberlerinde birçok çift Roma ile Napoli körfezinde M. Hitalât ve edevatla hayvanat getJrmişlerdir. ler'in şerefine fevkalâde tenvirat yapılaGöçmenler bir iki gün kasabamizda cakbr. misafir kalacaklar ve ondan sonra iskân mmtakalanna gonderileceklerdir. İspanya haberleri Afyonda Ali Çetinkaya Kız Enstitüsü Gazden zehirlenenler Erzincanda kültür işleri Bura halkında okuma hevesi tahminden çok fazladır. Memlekette lise olmadığı için sivil yüksek mekteblere ancak bütçesi elverişli olanlar çocuklannı gönderebiliyor. Bu yüzden Erzincan çocuklarının çoğu istedikleri tahsili görmekten mahrum kalıyorlardı. Hükumet memleketin bu ihtiyacını da gözden kaçırmamış, ortaokul binasını genişleterek burada da bir lisenin açılacağını vadetmiştir. Sansada bir temelde çalışan Erzuru mun Aşkale nahiyesinin Dazüp köyün den Mehmed oğlu Halilin başına taş düşerek ölmüştür. Erzincana on kilometre mesafede Kemah yolu üzerinde demir vollanna aid köpKilerde çalışmakta olan Erzincanm Brastik köyünde oturan Rizeli Bilâl oğlu Sabri su çeken makinenin motörü içinde ölü olarak bulunmustur. Beş gün sonra da ayni yerde ayni motörde makinist muavini Malatyalı Ib rahim oğlu Şevki de motör içinde ölü olarak bulunmustur. Bunların gazden zehirlenerek öldükleri anlaşılmıştır. tBaitaratı ı ttıet tafıiftdt] berlnl büyük manşetler altmda yas makta ve îtalyan lejyonerlerinln Franko'cularm hareketlerine iştlrak etmiş olduklarmı ehemmiyetle kaydetmektedirler. La Stampa gazetesi, «îtalyan lejyo nerlerinin müşkülfttla dolu bir takım harekât icra etmek suretile muharebeye iştiraklerinden îtalyanın müftehir ol duğunu» yazmaktadır. Kraliçe M&ri Romanyaya gidiyor Belgrad 2 (A.A.) Valide Kraliçe Mari, bugün saat 13 te Romanyaya müteveccihen hareket etmiş ve garda Romanya elçisi ile Kralın mülkî ve askerî mümessilleri tarafından selamlanmıştır. M. Stoyadinoviç elçimizî kabul etti Rumen kabinesi Kralın huzurunda (Bastaraft 1 inci sahtledei Kral, 5ğle üzeri, sarayın taht salo nunda Başvekil ve bütün nazırlan ka bul etmiştir. Başvekil Goga, yeni sene için Krala tebrikâtta bulunmuş ve tahta karşı olan derin bağlılığını bildirmiştir. Kral, verdiği cevabda, temennilere teşekkür ettikten sonra ezcümle demiş tir ki: < Hükumetimin, doğru bir hat üzerinde, zamanımızm umumî zihniye tine doğru müteveccih olarak hareket temeğe azmevlemiş bulunmasmdan çok memnunum. Zamanımızm zihniyeti, evvelâ, milletimizin tarsin ve takviyes'ni istemektedir. Bu, herkesi memnun eyliyecektir. Zira bu kuvvetlenme hiç kimsenin aleyhine müteveccih değil dir. Biz, hayat hakkma malik olan bir milletiz. Fakat bu kat'iyyen diğer milletlerin ezilmesi demek değildir. Biz, mutakid bir milletiz. Fakat daima da diğerlerine karşı müsaadekâr bulunmuşuz dur. Milletimizin bu hasletlerini daima nazarı dikkatte tutarak çahşmalısmi7.> , Belgrad 2 (A.A.) Başvekil ve Ha • riciye Nazırı M. Stoyadinoviç, TürkiyeSaragosee 2 (A.A.) Associated nin Belgrad elçisi Ali Haydar Aktayi Press'in Teruel cephesinde yaralanmış kabul etmiştir. olan muhabiri Edouard Neil, yapılan Bir Amerikan amîrali Öldü kan nakli ameliyesine rağmen saat 11 de ölmüştür. Vaşington 2 (A.A.) 1926 senesinde Cenevrede akdedilmiş olan silâhlan Esir düşen general kimdir? tahdid konferansmda Amerikan murahAfyonkarahisar (Hususî) Burada 89 bin liraya yapılacak olan Ali Saragosa 2 (A.A.) Franko'cuların hası olarak hazır bulunmuş olan Amiral tinkaya Kız Enstitüsünün temeli merasimle atılmıştır. Temelatma merasiminde eline Teruel'de erkânıharbiyesile bir Hilary Pollard Jolce, 74 yaşmda vefat müteaddid nutuklar söylenmiştir. Vilâyetçe inşası kararlaştırılan 100 yataklj likte esir düşen General Pallos ihtilâ etmiştir. bir hastane ile Atatürk heykelinin de yakında temelleri atılacaktır. in bidayetinde rütbesi ancak teğmendi. Yaralanan gazetecilerdtn biri öldü Tamir edilen binalar Bundan altı sene evvel bir zelzelede kubbeleri yıkılmış olan İzzetpaşa camisinin tamiri keşfi Nafıa müdürlüğü ta rafından yapılmıştır. Bu keşfe göre 15,668 lira sarfedılecektir. Halbuki ca miin iradından şimdi bankada 7000 lira mevcuddur. Bu para ile bu bina tamir edilemez. Bunun için Evkaf umum mü dürlüğü bütçesinden yardım edilmesi ve Erzincana bir şehir manzarası veren bu muhteşem binanm bir an evvel yapılması temenni olunmak'adır. Tamirin keşif ve plânı vilâyet makamından umum müdürlüpe gönderilmiştir. Erzincanda hava kurumu şubesi için bir bina yapılması kararlaştınlmıştır. Bu binanm arsası belediye tarafından mecca beraber, cumhuriyetçiler, Franco kuv vetlerinin hücumlarına muvaffakiyet le mukavemet eylemektedir. Mukabil taarruzlar esnasında, cumhuriyetçiler, iki gün evvel kaybettlkleri bazı mevzieri geri almışlardır. Şehrin dahilinde ise, cumhuriyetçS topçular, Franco'cuların sığınmış olarak bulundukları binaları bombardımanda devam eylemektedir. Hükumetçl kuvvetleri, bütün gün Muela müstahkem mevkiine birbiri ardma bir çok şiddetli hücumlarda bu lunmuşlar ve Muela'yı nihayet öğleden sonra ele geçirmişlerdir. Mücadele çok şiddetli oldugundan, hük^metçiler fazla zayiat vermişlerdir. Muela ile îstasyon mahallesi arasmda, Turia nehrinin geçtiği ağaclıklı bir vadi vardır. îşte bu vadi içindedir ki birkaç bin muharib dizHava, hartkâta mâıti olayor lere kadar kara batmış ve ayni zamanTeruel cephesi 2 (A.A.) Havas muda aç bir halde el bombalarile çarpış habiri bildiriyor: Fena hava ve kar, kısmen harekâta mışlardır. Çarpışma geceyarısı ancak mâni olmakta devam ediyor. Bununla nihayete ermiştir. Saragos 2 (A.A.) Havas muhabiri bildiriyor: 1 kânunusani günü zarfmda Franco kuvveetlerl, Teruel cephesinde taryiki fazlalaştırmağa baslamışlar, fakat dur madan yağan kar dolayısile fazla sıkmtı cekmişlerdir. Sierra Palomera'daki Franco cenah kuvvetleri, fena hava şeraitine rağmen, mukabil taraftan bazı mevzileri alma ğa muvaffak olmuştur. Merkezde büyük değişiklikler yoktur. Hükumetçilerin yaptığı iki mukabil hücum Franco kuvvetleri tarafından tardedilmiştir. En şiddetli çarpısmaîar, Teruel cep hesinin cenubu garbî mıntakasmda vukua gelmektedir. onu, boş bir sahada yapyalnız bıraktığı hissine kapılıyordu. Burada da, Almanya, îtalya, Fransa ve şimalî Afrikadaki tiyatrolarda duyduğu koku aynen vardı. Kulis arasmdan yan aydınlık^ sahneye çekilip getirilen piyanoya. çirkin ye so murtkan bir adam oturmuş, Doris'e refakat ediyordu. Piyanist, Tosca'nm ilk notalarını çalmağa başladığı anda, D o ris, bir saniye kadar Rene'yi özledi. Uşüyordu; renginin solduğunu hissediyordu. Gözlerini yumdu ve Delmonte'nin tarif ettiği şekilde kendini topladı. Şarkıya başladı, hududsuz, çirçıplak sahnede yalnız başına rolünü oynadı. Ağlanacak yer gelince, gözleri kendi kendine yaşardı. Icabmda ağlamagı o da öğrenmişti. Bazil'i düşünmek, onun seyrek saçIarını, ufak istasyonda aynldıklan za man, hapisaneye avdet eden Bazil'in yeis dolu bakışlarım gözünün Önüne getirmek kâfi geliyordu. Şarkı bitince, parterde oturanlar mı ı.ldandılar. Doris memnun değildi. Elleri terliydi. Aşağıdan, birisi, italyanca o'^ak sordu: Başka ne okumak istiyorsunuz? Doris cevab verdı: Handel'den bir parça. Sonra, piyanistin önüne, Linden'in zat yazdığı eski notayı koydu. Piyast homurdandı. Doris, sahnenin orta 3inda durdu, yüzünü, mavi projektörlerin ı§ık serpmesi icab eden noktaya doğru kaldırdı. Sesini açmağa çalışırken, kal binin, göğsünde deli gibi çarptığmı duydu. Piyanist öfkeden kuduruyordu. FalSÜ bir ses, Doris'i, içinde dolastığı hayal âleminden çekip, birdenbire Metropolitan operanın sahnesine indirdi. Şarkıya başlama zamanı gelmişti, başladı; fakat bir iki mezür sonra, işin berbad olduğunu hissetti. Şarkmın yarısına kadar, piyanonun kötü refakatile düşe kalka devam etti, lâkin bir aralık susmağa mecbur oldu. Sahnenin ilerisine doğru yürüdü: Başka birşey okusam daha iyi olacak. Dedi. Aşağıdan, derin bir baso ses cevab verdi: • Mersi, bu kadar kâfi. Doris, birkaç gölgenin, koltukların arasmdan süratle geçerek salondan çıktı|mı gördü. Tereddüdlü bir tavırla nota defterini dürdü. Sahnenin öbür ucunda birisi bekliyordu. Oraya kadar olan mesafe Doris'e, uzun bir seyahat gibi göründü. O zat: Mükemmel, dedi, cidden mükemmel. Delmonte'nin talebesi olduğunuzu derhal anladım. Bu söz ona biraz teselli verdi. Mendilini çıkarıp, yüzünün ve ellerinin terini sildi. İlk temsil için yığılıp hazırlanmış bir sürü eşya arasından ve birçok koridorlardan, yanyana geçtiler. Adam, Doris'e, Şiddetli çarptşmalar 1938 Cumhuriyet Almanağı Eğer henüz almadmızsa geç kalmanız ihtimali vardır, çünkü mevcudu bitmek üzeredir ^ Cumhuriyet Almanağı Türkiyenin en maruf imzalan, sayısız makale ve faydab bîlgiler, tarih, takvim, grafik, istatistik, eğlenceli fıkralar, hikâyeler, karibatürler, bütün hadisatın resimlerile dolu, bir cildlik bir ansiklopedidir. Her yerde arayınız tercümei haline dair bazı sualler sordu. Repertuan, sahnedeki tecrübleri, bun dan evvelki angajmanları hakkmda malumat istedi. Doris, yalan söylemeğe cesaret edemedi; fakat, hakikatin de pek parlak olmadığını anladı. Aynlacağı zaman, o zat: Biz size yazanz, dedi. Aşağıda, kapıcının kulübesi yanında, Salvatori onu bekliyordu. Oradaki siyah tahtaya elile vurarak Doris'i enine bo yuna kucakladı. Doris içini çekmekle iktifa etti. Metropolitan operadan, dört gün sonra bir mektub geldi. Bu mektubda, namzedin ses noktasından olan meziyetleri tasdik edilmekle beraber, o sese tekabül eden bir münhal bulunmadığı, maatteessüf kaydile bildiriliyordu. Do ris, Nevyorkta nasıl yaşıyacağım tayin edemiyor, tahteşşuurundan, «M. Walter henüz hayattadır» diye düşünüyordu. Doris, gene Ellialtıncı sokakta, fakat bu sefer ayni evin üçüncü katında otu ruyordu. Bu yaşayış bir kâbusa benzi yordu. O evi o kadar çok tahayyül etmişti ki, artık, bir realite olarak göremez olmuştu. Bununla beraber, bu ev maddeten mevcuddu. Kapısı camlı atölyede, ültra modern bir dans mektebi açılmıştı. Duvarlan delip geçen topuk sesleri ve gong gürültüleri işitiliyordu. Terzi Dostal evden çıkmıştı. Yerbe, aşağıdaki sütçU dükkânınm sahibi taşmmıjtı. Ağlıyan ikizler büyümüştü. Kaldınmda te • » kerlekli patenle kayarak oyun oynuyor * lardı. Doris, bir yabancı adamla seyahate çıkan sözde aktrisin mobilyeli küçük apartımanını tutmuştu. Bu apartımanda bir Çin esrsrkeş. kahvesi kokusu vardı. Bütün eşyaların üstüne, bebekler serpilmişti. Fakat, apartıman ucuzdu ve Do ris, burada bir ana yurd havası duyuyordu. Salvatori'nin dairesinden, gene ta lebelerin sesi işitiliyordu. Bizzat Doris, son mağlubiyetten sonra ciddiyetle çalışmağa koyuldu. Doris, simsar Mosse'u unutmuştu. Bir gün, metroda karşılaşmamış olsalar ge ne hatırlıyamıyacaktı. Mosse: Hallo, hallol diye seslendi. Bu ne telâş böyle? Çoktanberi sizinle meşgul oluyorum. Doris, çok yüklü hafızasmda uzun müddet araştırdıktan sonra onu tanıya bilmişti. Mosse'u, dört sene evvel, Blanchard otelinde, Delmonte ile beraber görmüştü. Simsar, memnun, sözüne de vam etti: Mosse herşeyi bilir. Metropolitanda imtihan oldunuz ve sizi atlattılar. Fakat, sizin sesiniz, Cranach'ın seneler denberi dinlediği seslerin en iyisidir. Doris hayretle sordu: Cranach kim? {Arkast var) Vicki BAUM Yaz an: Hamdi VAROCLU 63 tu. Doris, odasma döndüğü zaman içi biıaz ferahlamışh. Bazil, Ciciyi almak istemediği için, Doris onu sardı sarmaladı ve yıldönümü hediyesi olarak Bryant'a gotürdü. İhtiyar Bryant çok münzevi bir ömür sürüyordu. Cici, ona güzel bir arkadaş olabilirdi. Çek yüz dolarlıktı. İkinci hâdise, Doris'in, bir hayli ricalardan, tavsiyelerden sonra, nihayet Metropolitan operada geçirdiği imtihan oldu. Salvatori araya girdi; Delmonte b'fkelendi, zor yatıştırdılar; Bryant ve Vanderfelt bütün nüfuzlarını kullandılar. En nihayet Doris müjdeyi aldı. Metro politan operada imtihan olmasına müsa ade çıkmıştı. Doris, bomboş bir sahnede tegannı etti. Dibde soluk renkli bir dekor kalmıştı. Yarı karanlık parterde, vücudleri belli belirsiz görülen jdört kişi oturmuş, hafif sesle biışeyler konuşuyorlardı. Sahne alabildiğine geniş ve alabildiğine yüksekti. Doris, alışık olduğu bu sahne ve kuliâleminin, önünden kaçıp uzaklaştığı ve Çeviren: îstikbaliniz şerefine içiyorum, dedi. Bir gün gelecek, istikbali kazanacaksınız. Siz, hayatta muvaffak olmak içm yaratılmış insanlardansınız. Doris gülümsedi. Ya«ayış tarzı, hiç de muvaffakiyet vadeder mahiyette değildi. îhtiyar Bryant kalktı ve küçük masa* nın üstünde bir çek doldurdu, Doris'e uzatarak: Bunu kabul etmelisiniz, dedi. Çünkü bugün berim yıldönümümdür. Doris, ihtiyar Bryant gibi bir adamın, yıldönümünde, nasıl olup da NewJerseyde tek başına oturduğunu bir lâhza dü şündü. O, sanki bu düşünceyi okumuş gr bi. devam etti: Ben müşkül vaziyette kaldığım zaman, bu sarsmtıya mukavemet edemiyen insanlardan şimdi uzaklaştım. Doris, teşekkür ederek çeki aldı ve bakmadan el çantasına yerleştirdi. Pa ranın miktarını dehşetli merak ediyordu. Bryant onu bahçe kapısına kadar götiirdü. Görünürde hiçbir hizmetkâr yok