30 Birincikânun 1937 CUMHURÎYET iktısadî hareketler ASKERLİK BAHİSLERİ f ~ ^ Son fırtına, limanlarımızı tekrar haivan edebiyatını kendi muhitin' tırlattı. Fırtına dolayısile gelen haberde yaşatıp giden ve eski Diva; lere dikkat ettiniz mi? Bunların ekseriefendileri gibi bediler, beyanlar, si filân vapurun falan limandan fırtı maaniler içinde yüzüp duran bir Reşi* naya dayanmak için açıldığını veya fiBey vardı. Mahud Babıâlinin âmedcilej lânca şilepin karaya düsmemek için fari, mektubçulan onun elini öperlerdiJ lanca limanı terketmekten baska çare bulamadığını bildiriyor. Bunların gösSadnazamlar onun yazdığı kasideler© terdiği açık bir mana var: Limanlarımız bayılırlardı. Değeri de yok değildi. Çold Anketi yapan; SALÂHADD1N GÜNGÖR birer sığınak olmaktan uzaktır. Mubazeki ve çok bilgili bir adamdı. Hazırcej 12 lâğa yapmış olmaktan korkmıvarak, vabdı, nükte savurmakta mahirdi. buna söyle bir ifade şekli verebiliriz: Her «niçin? »in bir «çünkü...» sü var lerirrîz yok. Meşrutiyetin son yılları içinde bu za Limanlarımız liman vasfını haiz olmakAk«am karanlığı ile birlikte, içlere sıdır. rif adama Anadoluda bir mutasarrıfLkj tan uzaktır. kıntı basıyor. Gidilebilecek bir eğlence İstanbuî niçin eğlenemiyor? verilmişti. Kendisine yolculuğu sırasmda! Karadeniz Boğazmdan söyle bir eıkıEğlenemiyor, çünkü: Eğlence yerleri, yeri bulamıyoruz. ve Amasyada tesadüf ettim. Ko'nuk kalnız. Türk hududunun Asyada bittişi pahalıd'r. îstanbuî eğlenemiyor, çünkü: Ayık kafa ile saz dinlenmiyor. Dans, noktava kadar. kücük veya büyük hedığı evde sözlerini dinlemek fırsatma erEğlence vasıtaları, son derece kıttır. îs o kadar \ ıyat bir mevzu oldu ki, saksa men her limanın ağzında vığılmıs taşdim. Üzerimde hoş bir tesir bıraktığı içio tanbul eğlenemiyor, çünkü: Onu eğlendi fonun sesini duyunca kulaklanmızı tıkı lardan yanılmış bir mendirek bozmaîiAmasyadan ayrılacağı gün uğurlamak isj remiyoruz. Îstanbul eğlenemiyor, çünkü: yoruz. Meyhane ile şarkı, çiftetelli ile na veva daha tertiblice yaDilmıs bir litedim, yattığı eve gittim. Reşid Bey, biBir kısım halkımız eğlence ile sefaheti caz, kafamızın içinde biribirine karışıyor. man a»zına tesadüf edersiniz. ToDve zimle vedalaşıp arabaya binerken birşey biribirine karıştırıyorlar. Genc çiftler, başbasa kalabilmek için, kun (Ciniviz!) lere maledilen bu sı hatırlamış gibi davrandı, eşyasını heyeBu çünkü... leri, nekadar uzatırsak u ışıksız sokaklardan başka mahrem bir ğınak ve liman ağızları Osmanlı îm canla gözden geçirdi ve ev sahibine dönDaratorluğuna gelincive kadar Kara zatalım «îstanbul niçin eğlenemiyor?» köse bulamıyorlar. Pastahaneler, çayhadü: deniz limanlarımn her devirde ehem sualinin, gene de kat'î ve kestirme cevabı neler, biribirlerine buluşmak üzere söz ve Arif Hikmetin, dedi, divanı yok. miyet verilen bir hususivet kazandığmı nı vermiş o'mayız. renlerin randevu yeri oldu. Esini ele geve kapalı denizin hain dalgalarmdan her YUrüyüşe çok mukavim olan Japon piyadesi omuzlarına kadar Odada kalmış olacak. Lutfen baktırsaHer yiğitin bir yoğurt yiyişi olduğu gi çiren çıkıp gidiyor. Geç vakitlere kadar, zaman korkulduğunu gösterir. suya gömülerek bir nehri geçiyor nız! bi, herkesin kendine mahsus bir eğlence oturmağı göze alsanız da neyle ve nasıl Daha yakm devirlere gelelim: îşte Onun kadar zeki, bilgili, fakat genc Japon ordusu, yalnız harb vasıtaları iti leştiren disiplin ruhu yoktur. Japon eri, tarzı vardır, ve İstanbuî gibi, yedi yüz bin vakit geçireceksiniz?.. Sovyet limanları, işte Rumen limanla bir bay olan ev sahibi gülümsiyerek cebir hamlede, sinirlerine hâkimiyetini kaybarıle değil; sayıca da, dünyanın en kuvnüfuslu bir şehirde, herkes, aradığı eğlenSinemalara devam edenlerin çoğu da, n... Bunlarda da daima Karadenizin anî vab verdi: vetli ordularından biridir. Japonyanın ha bederek göğüsgöğse ve boğazboğaza bo ceyi, vapur, tramvay, otobüs ve trenler ya hoşlandiîi bir artisti doya dova seyret afetlerine karsı tedbir almmıştır. ğuşmanın verdiği sarhoşluğa, büyük bir Farkında olur musunuz diye sınade, kilometrolarca mesafe katetmeğe ha mel yahud da, karanlıkta el peşrevi Altı yüz bu kadar yıllık saltanat, hpr zarî ordusu 225 bin kişidir. Her yıl askerhırsla dalar. Korkunc naralar atarak lik çağına giren efrad yekunu 580,000 mak istedim. Kitabı ben sakladım. Maseye olduğı gibi, liman isine de bigâne cet kalmadan, kendi muhiti içinde bula yapmak için, oraya gidiyor. ve silâhlarını sallıyarak düşmana saldırır, kişi olduğuna ve askerlik hizmeti 1 7 den şallah, dıkkatinız ve kitaba muhabbetiniz bilmelidir. İstanbulun uzak semtlerinde Hele pazar günleri, insan bu koca şe kalmıştır. Koskoca bir îran transitinin «müthiş cengâver» rolü oynamak ister. kuvvetli. Yolculuk telâşile bile dikkatiniz 40 yaşına kadar sürdüğüne göre, Japonyave genis bir doğu hinterlândının bağ oturanlara, bir gecelik eğlentinin, neye hirde, nasıl vakit geçireceğini büsbütün Japon ordusile beraber bulunan bir aslandığı Trabzon limanı, liman tesisa sarsılmıyor. da 13 milyondan fazla seferber olacak mal olduğunu, tecrübe edenler bilir. şaşırıyor. Adeta sevki tabiî ile kendisinı tmdan mahrumdur. En büyük ihrac likerî muharrir, diyor ki: Bir Aksaraylıyı düşününüz: Beyoğlu sürükliyen ayaklarının iradesine tâbi ola manlarmdan biri olarak ortada duran insan var, demektir. Reşid Beyin verdiği karşılık şu oldu: «Müteaddid defalar dâsitanî hücunr (29 birincikânun 1937) tarihli sayı na gitmek için, iki tramvay değiştirmeğe rak, kaldınm kaldınm dolaşmaktan baş Samsunumuzda da bir liman yok. Ta Kitab ekmek değildir ki müşterisi lar seyrettim. Japon erleri göğsü bağrı anıecburdur. Dönüşte, hıncahınc geçen ka çare keşfedemiyor. îçkiye karşı düş rihin her devrinde mahfuz bir liman mızda çıkan bundan evvelki yazımızda, çok olsun. Onun için açıkta bırakmıştım. çık, çok güzel ve kahramanca bir savletle tramvayların birine adım atabilmek için, künlüğün arttığından, sık sık şikâyetler olarak göze çarpan Sinob böyle mi kal Japon asker ve zabitinin yüksek yürüyüş Sizin böyle bir lâtifeye mevzu yapacak düşmanın üstüne saldırdılar. Fakat, eğer, dakikalarca kar ve yağmur altında bekli duyanz. Fakat bu düşkünlükte halkımız: malıvdı? Kara elmasın membaı Ereîjli kabiliyetinden, kanaatkârhğından ve dö" kadar olsun divaneleşip kitaba alâka yecektir. Sonra, tramvay yoluna uzak biraz olsun, mazur görmeliyiz. Bir talil ve Zonguldakta bir fırtına kopunca iki ğüşürken gösterdiği müstesna şecaatten karşılarındaki düşmanın sinirleri biraz göstereceğinizi bilseydim divanı yanımbahsetmiştik. Japonların bir meziyeti de, kuvvetli ve ellerinde de otomatik silâhlar dan ayırmazdım! olan evine gidebilmek için, karanlık so gününü, hoşça geçirebilecek vasıtalanmız vaour barınamıyor. kaklardan düşe kalka geçecektir. Köşe o kadar az ki... Günlük işlerle gerilen bir Karadeniz böyle... Marmara ve Ege silâhlarına gayet itina etmeleridir. Japon olsaydı, bu parlak hücumlar, feci bir kan O gimdenberi ekmek fınnları önündebaşlarında köpeklerin hücumuna uğra sinir manzumesini; harekete getirmek i denizile Akdeniz sahil şehir ve kasaba etlerinin ve subaylarının elinde, bazı or deryası içine gömülürdü. ki kalabalıkla kitabhanelerdeki ıssızlığı mak, yangın koğuklan önünde, nahoş çin, ona yorgunluğunu unutturmak lâzım larımızdan hangisinde bir liman var dularda görüldüğü gibi kirli paslı tek si Japon ordusu, bugün, hâlâ, meşhur gördükce Resid Beyi hatırlarım ve kendiIâh görülmez. Sulhde olduğu gibi harb Rus Generali Suvvarof'un şu nazariyesini tesadüflerle karşılaşmak, akla gelebilen dır. Gam dağıtacak, bunalmış gönüllere ki?.. sine rahmet okurum. Liman, bugünün modern ihtiyacları de de, Japon askerleri konaklar konakla takib etmektedir: «Kurşun deli, süngü sürprizler arasındadır. Böyle azablar, neş'e katacak muhitler olmayınca, kendi*** eziyetler çekilerek, yapılan eğlentiye, eğ lerini avutmak ihtiyacında olanlar, kera nın şüphesiz ki en başında gelen bir maz evvelâ yıkanırlar. (Çinliler nekadar akıllıdır.» unsurudur. Geçen devrin her ihmalinin Bu, sönmez muharebe hırsı yüzünden Taşıdığı ada liyakat göstermek îçin lenti adını verebilmek için, insanda geniş het vaktini dahi beklemeden, soluğu suya ve yıkanmıya düşman iseler Japon yükünü omuzlarına almak mecburiye Japon askeri iyi nişancı değildır ve cenbinbir zahmete katlanan Beyoğlu Halke \ bir hüsnüniyet olmalı... meyhanede alırlarsa, haksız mıdırlar? îç tinde kalan Cumhuriyet hükumeti, li lar da aksine o kadar suyu severler ve gâverin heyecanından hissesini almak istivinde ikincikânunun beşinci günü bir Bütçeleri, müsaid bulunanlara gelince, ki içmeden dahi eğlenilebileceği, kuvvetli manlarımızm inşa ve ıslahı işini de günde iki defa banyo yaparlar) kendileri yen topçu bile, toplarını birinci hatta kakitab sergisi açılacağını duyunca gene onlar da eğlence vasıtalarının monoton misallerle isbat edildiği gün, meyhane ehemmivetle ele almaktan geri kalma yıkandıktan sonra, tüfeklerinin maden k r dar sürer ve adeta namlısını düşmanın şaReşid Bey gözümün önüne geldi ve zihluğu yüzünden gereği gibi eğlenemiyor müdavimlerinin göze çarpacak derecede mıştır. Yeni hükumetin programında sımlarını ve süngülerini güzelce parlatır kağma dayamak ister gibi pek kısa mesanimde midelerin hayatta hâkimiyetini lar. azalacağına ben kendi payıma şüphe et da limanların in^asına derhal baslana ve saman kâğıdile silerler. Tüfeklerin feden atışlar yapar. Böylece Japon ordu temsil eden fırınlarla beyinlerin hareketAyni numaralan, tekrar eden köhne miyorum. Bir kere, şu çay ve pasta satı cağı müjdesini gördük. Yurdun denize tahta kısımlarını da yumuşak bir bezle sisunda top, Avrupa ordularındaki tankm sizliğini tebarüz ettiren kitabhaneler yanbir barın dc r t duvan içinde, yıl kadar lan yerlerin, durgun havası değişmeli açılan kapıları, bu himmeti bekliyor. lçrek jy^ce parlatırlar. rolünü oynar ve yardımcı refakat silâhı yana sıralandı. Fakat bu haberden şuuF. G. " uzıyan saatler, kolay kolay geçmiyor. Ya dir. Kahvehaneler, tenbel yatağı olmakJapon kılıçları olmaktan çıkarak bir yarma vasıtası va rum da bir müjde tadı aldı. Çünkü Bedaha basit bir eğlenti yeri aramak, yahud tan kurtulmalıdır. Sinemalar, sahnelerini Zabitler de banyodan sonra arkalarına zifesini görür. Elinde, iddiamın doğrulu yoğlu Halkevinin daima müsbet hamlcler da, üç beş ahbab bir araya gelip, poker arasıra aydınlatmak zahmetine katlanakimonolarını, ayaklarına tabis denilen ter ğunu gösterecek dikkate değer bir delil yaptığını, her hamlesinden iyi randman» masasına çökmek mecburiveti hasıl olu rak, bize beyaz perdenin dışmda, küçük liklerini giyerler. Sonra kılıçlarını ağır ve vardır: lar aldığını biliyordum. O halde şu sergî yor. Balolarda, hayat belki biraz daha varyeteler seyrettirmelidir. Hâsılı, eğlenkalın deri kınlanndan çıkanp silmeğe haŞimalî Çindeki muharebelerde Japon fikrini de müsbet bir kanaatin eseri saycanlı ve hareketlidir. Fakat, bütün bir kış cesizlikten esniyen îstanbula; biraz hayat zırlanırlar. Bu kılıçlar Avrupa ordula [Bdimakaîeden devam] * topçusu, Japon piyadesi kadar ağır zayi mak lâzımdı. mevsimmde, ancak iki veya üc kere gidi ve hareket gelmelidir. Bir Fran' ' muharriri, bugünkü sayı r.ndaki hafif ve teneke gibi kılıçlardan ata uğramıştır. Tanklara gelince, bu silâh, İşte bu düşünce ile sevindım ve açılalebilen balolarda, insan nekadar eğleneHâlâ, bir tiyatro binamız, bir hayva mızda okuyacağınız makalesinde şjpyle büsbütün ayrıdır. Japon zabitlerinin kı şimal cephesinde arazinin çamurlu ve bücak serginin seyircileri arasında bulunmalc bilir?.. lıçlan, samuray denilen eski Japon cen yük sahaları su basmış olması yüzünden nat bahçemiz, bir çocuk eğlence yerimiz diyor: için simdiden kendimi hazırladım. Orada Aile muhitlerinde, cazib ve nezih top yok. îstanbul, nasıl olur da; ve ne yapar, «Garb medeniyelîn'm ikhsadî vt siya gâverlerının kullandıkları müthış kılıçların çok az kullanılmıştır. Tanklar daha zi dimağa, şuura, ruha ve insanî benliğe gılantılar yapmağa henüz alışamadık. Eğ hangi vasıtaya basvurur da eğlenebilir? sî, fikrî ve manevî yapısı eğriliyor, çatırdı aynıdır. Birkaç sene evveline gelinciye yade, gerilerde arazinin temizlenmesi için da olarak teşhir olunacak kitabların hiç« lencelerin her çesidini bulunduran kulübSALÂHADDİN GÜNGÖR yor; yıkdmak ihlimali vardır. Dunu gör kadar, Japon zabitleri de Avrupa zabit kullanılmaktadır. bir Amasya elmasına, Dörtyol portakamemek i ın kör olmak lâzım. Beyaz in leri gibi süs kabilinden kıymetsiz bir kı Muharebe usullerini tenkid ettiğim zalına, îzmir incirine nasib olmıyan şekilde sanlar, Asyada öyle kuvvetleri harekete lıç taşırlardı. Japonyanın meşhur milita man, Japon zabitleri, bunun Çindeki harrağbet görüp kapış kapış edileceğini ümid rist şeflerinden General Araki Harbiye getirdiler ki artık bugün, o kuvvetlerin bin ve düşmanın icab ettirdiği hususî bir etmek isterim. Böyle bir alışveriş, ekmet savletini durdurmak kudretinde değiller Nazırı iken, Japon zabitlerinin samuray şekle uymaktan ileri geldiğini söylediler. ve kitab ticareti bahsinde bugüne kadar dir. Ve, binlerce senedenbcri, her zaman kılıcı kullanmalarını emretti. Araki'nin Olabilir; fakat Japon muharebe usulü kitabın aleyhinde devam eden nisbetsiz» olduğu gibi, şarkırı hücumu garbı sarsmaarkadaşlanndan General Hayaşi bu kı nün asıl sebebı bu, olduğundan şüphem liğin kalktığını isbat edeceği için iftiharâ" lıca, «Cengâverin çelik incili» adını verğa başlamıştır. Paktlann ve muahedelevar. Maamafih, Japon ordusunun bu hu lâyık bir manzara olacaktır! rin, an'anelerin ve ahlâkın teşkil ettiği miştir. Fakat, bu, Hazreti îsanın içinde susta bir mazereti vardır; çünkü, şimdiye Af. TURHAN TAN bütün sedler yıkılıyor. Çatışacak şey kuv «sana bir tokat vorana öteki yanağını u kadar, hakikî büyük bir harbin müthiş azat» dedıği Incil gibi yumuşak tabiatli veiten ibaret kalmıştır: Askerî kuvvetler, teş imtihanını geçirmemiştir. iktısadî kuvvetler ve manevî kuvvetler. değil; müthiş bir încildir. İki elle kullaBir tramvay yoldan çıktı 1914 te, Avrupada, Garb cephesinde, Londra 9 (A.A.) Havas Ajansınılır ve darbeleri insanı ikiye biçebilir. Şayed garb garbdan kasdettiğim mana, Üçi;üncü liste aleşli Saint Cyr'lilerin (Saint Cyr FranDün sabah saat 10 da vatman Ahme^ nın muhabirinden: hür Avrupa milletlerile şimalî Amerika Bu kılıçlar, mütehassıs demirci ustalan sanm harbiye mektebidir) beyaz eldiven din idaresindeki 548 numaralı tramvay» îyi haber alan mahfiller, Oslo muka Lira d r ne tescnüdünü, ne üstünlüğünü gö's tarafından örste döğülerek yapıhr. Fiatı ler ve kırmızı pantalonlarla Alman ma Sirkeciden geçerken raydan çıkmıştır. velenamesini imza etmiş olan devletlerin 1827.37 Dünkü yekun termeğe muvaffak olmadığı iakdirde, 250 300 liradır. Bu pahalı kılıçlan te kinelitüfeklerine hücum ettiklerini gör Beş dakika ka3ar uğraşıldıktan sonra Habeşistanın İtalya tarafından ilhakının 250 Sümer Bank Çin yangını alevleıinin nereye dayanaca darik etmek için küçük rütbeli zabitlerin müştük. Bunların mezar haçları, Belçika tramvay raya sokulmustur. Bu yüzdea 150 îstanbul Liman îşletme mütanınmasını teminen îngiltere ve Fransa ğım kimse tahmin edemez. Avrupamn, aileleri boğazına kadar borca batar. Çün Ardennes'lerinin koyu yeşi'lliği içinde, bin volcular büyük bir korku geçirmişler < • dürlüğü nezdınde teşebbüste bulunmalan için Südete: Almanlarına bir miktar daha kü bir teğmenin maaşı 30 lira bile tutmaz. lerle beyaz flâma gibi duruyor. dir. 200 îstanbul Havagazi ve ElekHolanda tarafından sarfedilen gayretler teminat vererek Hitler'e zenci kabilelerini Japon zabitleri, her akşam bu pahalı ve Otobüs Tramvay çarpışman trik ve Teşebbüsatı Sınaiye hakkında matbuatta çıkan haberlere bü Yser'de Alman hassa kolordusu askersctarak ve yeni toplarm iecrübesini Ispan korkunç silâhı, büyük dikkat ve itina ile Türk Anonim şirketi Dün sabah şoför Halidin idaresindekl yiik bir ehemmiyet atfetmemektedirler. leri Belçika siperlerine «Almanya her şeyaı/a hasrederek her türlü iehlike ve mu kınından çıkarırlarken kılıcın çeliği nefes3389 numaralı otobüsle 1181 mımaralı 150 Türk Kömür Madenleri Ayin fevkindedir» marşını söyliyerek hücum Bu mahfiller, Oslo mukavelenamesini hatarayı atlatacağım düşünmek çocukluk ten buğulanmasın diye ağızlarma bir vatman idaresindeki tramvav, Sirke * nonim şirketi ettiler. Fakat, her iki muhasım taraf da îmza eden devletler arasında fikir birliği nıendil bağlarla. Sonra, beyaz ipekten olur.» cide çarDişmıstır. Musademede otobü • 125 Armatör Hüseyin Avni Sotolmadığını ve böyle bi teşebbüste bulunbir kumaş parçasile kılıcı silerler. Silerken Grandmaison metodunun beyhude deli sün camları kırılmıştır. rakoğlu Fransız muharririnin yazdıklan doğ çok ihtiyath davranmak lâzımdır. Çün likten ibaret olduğunu öğrenmekte ge mak üzere aralarında uyusamıyacaklarını rudur; fakat otoriter devletler, demokrat kü, kılıcın ağzı ustura kadar keskindir. 100 Alber Kazes ve şeriki cikmediler. (Grandmaison, her yerde ve zannetmektedirler. Herhalde Oslo mu Vapurda bulunan çocuk devletlerı zayıf zamanlarında ve fena ya100 Dokuma tüccan Celâl ve her zaman, şiddetli ve pervasız taarruz kavelenamesile alâkadar devletler İtal Adeta dinî bir ibadet ve âyin addedi taraftan bir Fransız zabitidir) Japon as Dün saat 13.30 da Köprüye yanaşan oğlu Tahir Dağlıoğlu kalamışlar, onlann hem maddî, hem mayan istilâsını tanıd'tlan t?kdirde îngiltelen bu kılıç silme işi bittikten sonra, Ja kerleri, henüz bu merhaleye gelmemişler Kadıköy vapurundan çıkan yolcular, 75 Deniz esnafı nevî olan bu zâfından azamî istifadeye re onlara uymıyacaktır. Cünkü evvelâ pon zabitleri biraz eğlenirler. Bu eğlence, dir, çünkü yirmi senedenberi karşılarına dört beş aylık kundakta bir çocuğun. 50 Îstanbul. Beyoplu, Yeniköy karar vermişlerdir. şimc'iki ahval icinde bövle bir tanıma daireleri Gaz Türk Anonim millî saz âletlerile çalgı çalmak, şiir yaz Çin askerlerinden başka asker çıkmamış iskeleye bırakılmış olduğunu görmüş « Dünya siyasetine uzun zamanlar hâkayfiyetini mevsimsiz addetmekte, sonra şirketi kim olan îngiltere, şimdi, ipin ucunu elin mak, Japon yazısile levhalar çizmek, ..ya tır.» da îngiltere îtalya münasebetlerini alâ lerdir. Halk merakla çocuğun başîna 50 Mete vapuru süvarisi Rahden kaçırmıstır. Kendini kuvvetli görün zolara çiçek yerleştirmek gibi şeylerdir. Çin ordusunun gösterdiği terakkiyi ve toplanmış, neticede polisler kimin ta « kadar eden iki mühim meselenin bundan mi Seferoğlu ciye kadar, Uçler ittifakınm müteaddi po Nihayet yanan mum bitmeğe ve ışığı tit noksanları da ayrı bir yazıya bırakıyoruz. evvel halledilmesi lâzım geleceği kanaa rafından iskeleye bırakıldığı anlaşıma13 r litikasına, ister istemez, boyun eğecektir. remeğe başlayınca birbirlerini derin bir 50 Mete vapuru mürettebatı tinde hu'ur»" ''*"^ . A. D. yan yavruyu Darülâcezeye sevketmişMesele, Üclerin nereye kadar gidecekle reveransla selâmlıyarak hasırların üstüne 25 Aldıkaçtı firması Ingiliz radyolarında arabca rini ve îngilterenin de nereye kadar geri uzanır, dışarıda nöbetçiler dolaşıp durur Erzincanda mekteb ihtiyacı lerdir. 10 Avukat Fethi Basaran Eğlenemiyonız, çünkii Lîmanlarımız «Eğlence yerleri pahalı, vasıtalar kıttır. Bir kısım halk, eğlence ile sefaheti birbirine karıştırıyor» Japonlar iyi askerden ziyade iyi cengâverdir ^ Japon subaylarının eski Samuray usulü keskin kılıclarına bir Japon generali «Cengâverin çelik incili» diyor PENCERESiNDEN Kitab sergisi Otoriter devletler karşısında demokrasilerin zâfı Habeşistanın ilhakı meselesi Insanlık borcu Ingiltere, Oslo mukavelesini tanıyacak mı? «Hisar» faciası kurbanlarmm ailelerine yardım neşriyat Roma 29 (A.A.) Sonkânundan itibaren tngiliz radjro istasyonlarımn a rabca neşriyatta bulunacakları hakkındaki haberi tefsir etmekte olan Viginio Gayda, Giornale d'Italia gazetesinde Ingilterenin İtalyaya bu suretle hücum etmek istediğini yazmaktadır. Gayda, Bari'deki îtalvan istasyonu nun îngiltere aleyhinde propaganda yapmadığını kayıd ve şu satırları ilâve eylemektedir: «Herhalde Roma îngiliz neşriyatıru dikkatle takib edecek ve bunlar tabrik veya ifsad edici mahiyette oldukları takdirde mukabelede bulunacaktır.> 5 Tüccar Salih Peker 2,50 Kapahçarsıda kuvumcu Aslanoğlu biraderler (bu firma, avnca 12625 numaralı bir yılbaşı piyango bileti vermiştir.) 1 Bayan Sâra Goldenberg 50 Mano Sarfati 50 Leon Hollander 50 Bayan Zita Karge 50Kizelâ Karker 31,26 Kasımpaşa Deniz Yeni Erat subay ve erleri 3204.13 Yekun levip, nerede duracağını tayin edebilmektedir. Bugünkü vaziyetten alınacak bir ders varsa, o da, en büyük devletin dahi ufuklarında günes'n batmadıeı en muazzam imparatorluk bile olsa büvüklüğünü muhafaza edpb'İTiek icin, büyük kuvvetlere muhtac olduğu hakikatinin bir daha anlaşılmış olmasıdır. ken uykuya dalarlar. önleniyor Japon askerinin zayıf tarafları Erzincan (Hususî) Erzincanın Japon askerlerinin saydığımız meziyet maarif sahasmdaki faaliyeti göze çarpaleri, Japon ordusunda, insan malzeme cak bir derecededir. Gecen yıllarda okusinin kalitesi çok yüksek olduğunu gös ma çağına gırmiş olanların pek çoğu termeğe kâfidir. Bu, böyle olmakla bera mekteb azlığından acıkta kalmışlardı. Bu ber, Japonların muharebede, ciddî suret hal derhal nj.zarı dikkate alınarak üçü te tenkid edilecek kusurları vardır. Japon Kemah kazasında dördü de merkez köyeri, muhakkak ki vahşiyane bir cesaretle lerinde olmak üzere yeniden yedi ilkmekABIDIN DAVER döğüsen bir cengâverdir ve işte mesele teb açılmıştır. Bundan başka önümüzdeki buradadır. Japon eri, asker olmaktan zi ders yılı içinde muhtelif yerlerde beşer GÜMRÜKLERDE yade cengâverdir; yani hâkim meziyeti "nıflı mektebler yapılma'îi da karar altına disiplin değil, şecaattir. Japon askerinde, almmıştır. Bunların içinden Kemahta yaBaşmüdür döndü Avrupa ordularına muharebede sarsılmaz pılacak olanınm yeri tesbit edilmek üzeBaşmüdür Mustafa Nuri, dün sabah bir birlik ve ahenk veren, sinirleri çelik redir. Edirneden şehrimize dönmüştür. Alenî teşekkür On üç ya?ındaki çocuğumun ağır hastalığı esnasında muracaat ettiğimiz kıymetli çocuk hekimi Sezai Bedreddin delinmiş ve peritonite sebebiyet vermiş apandisit olduğunu teşhis ederek derhal Tıb Fakültesl çocuk cerrahisi kliniğine gondertmiştir. Bu klinığın değerli profesörü Akif Şakir, kıy« metli doçent Munir Ahmedle yaptığı müteaddid ameliyatlarla yavrumu ölümden kurtarmışlar ve hastalığm tahribatı neticesi barsak muhteviyatının karından gelmesi gibi vahim ihtilâtı da mahirane ameliyatlarla tamamile iyilestirmişlerdlr. Profesör Akif Şakire, doçent Münir Ahmede ve doktor Sezai Bedreddine alenî teşekkürii borc bilirim. Üsküdar polis memurlarından Şükrü 1