CUMHURÎYET 17 Birincikâmm 1937 Küçiik hikâye Müthiş yolculuk den, istemiyerek söylediğim sözlerden memnundum. Nasıl olmuş da beni bir hamlede yutabilecek kadar iriyarı herifi korkutmuştum. Ya aksilense, ne yapardım? Üzerimde silâh bile yoktu. Nasıl yoktu? Cebimde bir çakı vardı. Acaba orada mı, yoksa bir yerde unuttum mu? Sezdirmemeğe çalışarak, gayet ihtiyatlı vc hafif hareketlerle elimi cebime sok tum. Oh... Çakı oradaydı. Tırnaklanmı kanatarak, elimle, onu açtım, sapını avcuma aldım, soğuk teması, bana biraz, emniyet ve serinlik verdi, ben de onun gibi yapmağa karar vererek, gözlerimi kapadım. Fransız maliyesi iflâsa gidiyor Eski Malive Nazırı Mecliste hükumete şiddetle hücum etti Paris 16 (A.A.) Meb'usan meclisi, bu sabah bütçenin umumî müzakere sine devam etmiş tir. Eski Maliye Na zırı M. Paul Rey naud, müzakerata karışarak ezcümle şöyle demiştir: M. Reynaud « Bonnet, 1938 de ihrac edeceğ: istikraz tahvillerinin miktarını 26 milyar olarak tesbit etmekle ihtiyatsız davranmıştır. Zira 40 milyardan fazla istikraz ak dine mecburivet hasıl olacaktır. Fransız iktısadiyatı, kayıp gitmektedir. Çünkü artık sermaye yatırılmıvor. Bizim için buhran devam etmektedir. Şimdiki vazivet, artık devam edemez ve uzun hatalar silsilesini tamir etmemiz lâzımdır. Delilik ve panik içinde çırpınmamak arzu ediliyorsa, boş sözlerle vakit geçir memek lâzımdır.» R A D YO Yıldızlar şahsî hürriyetlerini korumak istiyorlar Artistlerin teşebbüsü neticesi, Holivud'da fotografçıların, gazetecilerin ve halkın tacizatına karşi tedbirler ittihaz olundu Son günlerde Holivud'daki sînema yıldızları ve artistleri arasında, kendilerini ötedenberi rahatsız etmekte devam eden üç tacizciye karşı mücadele için kuvvetli bir cereyan başlamış ve bu hususta yaptıkları teşebbüslerle birçok muvaffakiyetli neticeler elde etmişlerdir. Üç ta cizciden biri fotoğrafçılar, diğeri gazeteciler, öteki de halktır. Evet, şöhret ve muvaffakiyet için bu üç unsurdan istifade etmek lâzımdır. Fakat kendilerinin de birer acayib hayvan telâkki edilmelerine müsaade etmeğe devamda imkân yoktur. Çünkü kat'iyyen zaman ve mekânın icabatını gözetmiyen fotoğrafçılar, gazeteci Bir fotografçının garib bir azizliğine kurban olan Claudette Colbert ler ve halk en mahrem vaziyetlerinde onların bilâperva şahsî hürriyetlerini ihlâl için Greta Garbo evinden pek az çıkar, etmektedirler. Marlene Dietrich gezerken siyah gözlük Fotoğrafçılar bilhassa nişanlanmak ve takar ve erkek elbisesi giyer, Katherin ya kocasından ayrılmak üzere olan yıl Hepburn evlerin hizmetkârlara mahsus dızlar ve artistler hakkında amansız ve kapılarından, yangın merdivenlerinden insafsız davranıyorlar. Meselâ Carole kaçar. Lombard, dul kalalıdanberi fotoğraf obBununla beraber sinema artistleri içinektiflerinden daha ziyade sakınmakta de fotoğrafçı, gazeteci sınıfından ve halkdır. William Powell ile evliyken o kadar tan hertürlü tacizcilerin istisnasız arzulaçekinmiyordu. Çünkü herhangi bir dedi rını is'af edenler de yok değildir. Norma kodu olmasınm imkânı yoktu. Claudette Shearer, Joan Cravvford bu kabildendirColbert'i bir polo maçında bir erkek ar ler. Keza müteveffa Jean Harlovv'la Makadaşile birlikte resmini alarak gazeteye rie Dresler de ayni nezaketi gösterirlerdi. basılmadan kocasına göndermek azizliğini yapacak kadar cür'et gösteren fotoğ•.. rafçılar bile çıkmıştı. îşte bu çeşid skan• j f c Bir senedenberi Pariste, eskiden dallere meydan vermemek için yıldızların ve artistlerin yaptıkları teşebbüsler ne beri çalıştığı «Casion de Paris» de yeniicesi reklâm ajansları bundan sonra her den şarkı söylemeğe başlamış olan ve a :ürlü merasime müttehiden tek fotoğrafçı rada Londraya gidip bir filim çevirmek [öndermeğe ve klişeler muhtelif şirketlere fırsatını bulan Maurice Chevalier, kasino:evzi edilmezden evvel alınan resimleri dan muvakkat bir zaman için aynlmıştır. ırtistlerin kendilerine göstermeğe karar Bir müddet Bocca'daki villâsında dinler necek ve on on iki kadar yeni şarkının ermişlerdir. besteleri ve güfteleri üzerinde çalışacakGazetecilere gelince, onlar çok defa tır. Sonra Cezayir, Tunus, Fasta turneye lâdiselerin şeklini değiştirmekle iktifa et çıkacak, 1938 senesi birinciteşrininde tekmemekte, yıldızlara, artistlere hiç söyle rar Parise dönecektir. medikleri sözleri isnad ederek bunlan beT^r" Bir müddettenberi beyaz perdede •anat tarzında gazetelerine geçirmekte göremediğimiz Amerikalı artist Richard dir. Buna mâni olmak için badema her Barthelmess uzun müddet Afrikada dohangi bir yıldız ve artistle mülâkat yap laştıktan sonra Avrupaya gelmiştir. Hamak istiyen muharririn o san'atkârla an lihazırda Pariste bulunmaktadır. Richard ak mensub olduğu kumpanyanın bir mii Barthelmess tekrar Amerikaya döndüğü messilinin huzurunda konuşabilmesi ta vakit Nevyark tiyatrolarının birinde karrür etmiştir. henüz ismi kararlaşmamış olan piyeslerBir kısım halkın mütemadiyen telefon den birinin baş erkek rolünü deruhde edea, ekseriya şifahen ve hiç münasebet yok cektir. Sessiz filimlerden «Solgun zam en sırf kendi kolleksiyonlarını tamamla bak» ı Lilian Gish ile birlikte fevkalâde mak ve zenginleştirmek için imza ve re bir surette temsil eden, sesli olarak da im taleb etmelerine mâni olacak kanu «Şafak keşif kolu» ve saire gibi mükemIÎ bir müeyyide mevcud olmaması neti mel kordelâlar vücude getirmiş olan bu :esi her san'atkâr şahsan bazı tedbirler artisti maatteessüf pek yakında tekrar silmak mecburiyetinde kalmıştır. Meselâ nemada görmek zevkinden mahrum ka3U kabil tehacümlere maruz olmamak acağımız anlaşılıyor. Soğuk, rutubetli bir gece, Edimeden tstanbula geliyordum. Trendc, ikinci mevki bir kompartimanın içinde, tekbaşıma büsbütiin üşüyor, uyku ile mücadele ediyordum. Fakat kabil mi? Muhakkak ki uyku, dünyanın en mukavetnet edilmez kuvveti. Bastırdı. Kafamı bir köşeye dayayarak uyuklamağa başladım. Kafam bir kuklanınki gibi sallamyordu, sallantıya tempo tutuyordum. Bir aralık bu sal lanb durdu. Bir istasyona gelmiştik. U yandım. O anda kapı süratle açıldı, içeri, iriyarı, korkunr yüzlü bir adam girdi. Kendini kanapenin üzerine attı, bir müddet öylece kaldı. Geniş geniş nefes alıyordu. Ben meselenin ne olduğunu anlamağa vakit kalmadan, tren kalktı, adam da rahat bir nefes aldı. Havanın müthiş soğuk olmasına rağmen, içeriye adeta bir yerden kaçarmış gibi giren bu adamın üzerinde palto yoktu. Zaten kıhk kıyafeti pek perişandı. Başında, eski bir kasket, sırtmda yırük bir avcı ceketi vardı. Pantalonu ve pa buclan çamur içindeydi. Artık uyuyamazdım. Içime bir korku girmişti. Bu adamın halleri, kendisinin ya bir cani, yahud bir hapisane kaçkını ol duğu hissmi veriyordu. Şimoi,* dışanda sağanak halinde bir yağmur da başlamıştı. Herif üzerime atılsa, bağırsam, kimsenin imdadıma yetiş mek ihtimali yoktu, bitişik kompartiman lar bomboştu, trenin, yağmurun gürültü sünden sesimin işitilmesi ipıkânsızdı, ve belâya bakınız ki, imdad zili, adamın oturduğu yerin üzerinde idi. Bir müddet öylece durduk. Adam, ce1 inden buruşmuş bir sigara çıkardı, yaktı, bir nefes çekti, yere, ta ayakarımın dibine tükürdü. Çekmesem, pantalonum kirlenecekti. Herşeye rağmen, fena halı de sinirlendim, ona dik dik bakmağa başladım. Farkma vardı, boğuk bir sesle: Ne o? dedi, beğenemedin mi? Kendimden geçer gibi oldum: Kör müsün, üstüme tükürüyorsun! Diye haykırdım. O, yüzüme tuhaf tu* haf baktı. Sonra: Affedersin. Diye homurdandı. Fakat bakmakta devam ediyordu. Yarabbi!.. Ne müthiş bir bakış!.. Başımı çevirdim, bu bakışm dehşetinden kurtulabildim. O da artık aramızdaki hâdiseyi unutmak istiyordu ki, köşesine büzüldü, sigarasmı söndürdü, uyumağa hazırlandı. Neden o dakikada kompartiman de ğiştirmedim? Herhalde bu korkudan ziyade, korkmuyor gibi görünmek içindi... Öyle ya... Neden korkacaktım. Belki bu adamcagız, kaba, saba bir adamdı ve ömründe bir sineğe bile fenalık yapmamıştı, ben, ilk tesirin alhnda kalmıştım. Yavaş yavaş emniyet kesbetmeğe başladım. Hem şimdi, yağmur da durmuş, soluk, bir ay, etrafı aydınlatmağa başlamıştı. Gözlerimi kapadım, daldım. Böylece ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Birdenbire, sanki bir tehlike varmış ve hissetmişim gibi gözlerimi açtım. Filhakika, adam kımıldanıyordu, kafasınm yerini değiştiriyordu. Boşuna korkmuştüm. Tekrar uyumak üzere gözlerimi kapadım. Lâkin, uyuyamıyordum. Bir aralık, hafifçe gözlerimi araladım. Ne göreyim? Adam da gozünün birini aralamış, bana bakmıyor mu? Hem demin gördüğüm o müthiş, mıhlayıcı bakışile. Artık tereddüde mahal yoktu. Hemen yerimden fırladım, o da doğruldu, ters ters bakarak sordu: Ne oluyorun be! Ne mi oluyorum?.. Hem bana baksana... Doğru dürüst oturacak mısm burada, yoksa... Bu sözler ağzımdan îstemiyerek çık mıştı. Bir sükut oldu. Tuhaf şey.. Herif, cesaretimden ürkmüş gibi homurdandı, yerine oturdu, gözlerini kapadı, uyur gibi yaDtı. Lâkin uyumadığı muhakkaktı. Ben de yerime oturdum. Cesarerim v ^ Bu aksamki program j ANKARA: 12,30 muhtelif plâk neşriyatı 12,50 plâk: Türk musikisi ve halk şarkılan 13,15 dahilî ve haricî haberler 18,30 plâk neşri yatı 13,35 ingilizce ders: Azime İpek 19 Türk musikisi ve halk şarkılan (Hikmet Rıza ve arkadaşlan) 19,30 saat ayarı ve arabca neşriyat 19,45 Turk musikisi ve halk şarkılan (Haluk Recai ve arkadaşlari) 20,15 konferans 20,30 saksofon solo: Nihad Esengin 21 ajans haberleri 21,15 stüdyo salon orkestrası 21,55 yarmki program ve Istiklâl marşı. İSTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 havadis 13,05 plâkla Türk musiklsJ 13,30 muhtelif plâk neşriyatı 14 son 17 In kılâb dersi Unlversiteden naklen Hikmet Bayur tarafından 18,30 Sekizinci Tasarruf ve Yerli Malı Haftası konferans: Ticaret ve Sanayi Odası Umumî Kâtibi Cevad Nizami Düzenli 19 halk şarkılan: Osman Pehlivan tarafından 19,30 radyofonik dram: (Feci bir tecrübe) 19,55 borsa haberleri 20 Necmi ve arkadaşlan tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları 20,30 hava raporu 20,33 Ömer Rız* tarafından arabca soylev 20,45 Bayan Muzaffer ve arkadaşlan tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, saat ayarı 21.15 orkestra 22,15 ajans haberleri 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 22,50 son haberler ve ertesi günün programı 23 son. VİYANA: 18,05 karışık yayın 20,30 OPERET PARÇALARI (şan ve orkestra ile) 21,05 AVRUPA KONSERI (Fınlândiyadan naklen) 22,05 Noel şarkıları 23,15 haberler ve saire 23,25 ORKESTRA KONSERİ, istlra hatlerde haberler ve saire. BERLIN: 19,05 EĞLENCELİ KONSER 20,05 ha berler, gramofon, günün aklsleri 21,05 MUSIKI 22,05 EĞLENCELİ ORKESTRA KONSERİ 23,05 hava, haberler, spor ve saire 23,35 EĞLENCELİ MUSIKİ. PEŞTE: 18,05 ORKESTRA KONSERİ 19 spor, siyasi haberler 19,25 PIYANO KONSERİ 20,05 karışık yayın 24,05 AVRUPA KONSERİ (Finlândiyadan naklen) 22,10 haberler 22,30 ÇİNGENE ORKESTRASI 23,30 gramofon, haberler 24,10 CAZBAND TAKIMI 1,10 son haberler. BUKREŞ: 20,10 KONSER 20,45 konferans 21,05 AVRUPA KONSERİ (Finlândiyadan nak len) 22,05 MUSIKİ: Mozarfın eserleri 22,35 haberler, hava, spor ve saire 22,50 GECE KONSERİ 23,50 haberler. PARİS [P. T. T.]: 18,05 şarkılar, kıraat, çocukların zamanı19.05 HAFIF MUSIKİ 20,05 amele yayını20,35 MUSIKİ: Schuberfin eserleri 20,50 şarkılar 21,05 haberler 22,05 musiki konuşma^ı 22,35 SENFONİK KONSER: Lalo, Falla, Mazelher ve sair bestekârlarm eserleri 24,35, haberler, hava, gramofon. Ooof... Bu tren ne de yavaş gidiyordu. îçimden, fazla para almak için hattı kasden dolambaclı ve uzun yaptıran o istismarcı mühendise ne küfürler ediyordum. Bu yolculuk ne zaman bitecekti? Gözlerimi hafifçe araladım, baktım, dehşet! Demin tekrar yerine oturduğu zaman kasketini gözlerinin üzerine çek miş olan herif, sakladığı zannettiği bir gözile beni tetkık ediyordu. Bu bakışın altında, bütün sinirlerim, biraz evvelki emniyet zembereklerinden boşandı, etrafımda bir beyazlık oldu, trenin madenî sesleri, ta... kulağımın içindeymiş gibi, müthiş gök gürültüleri halini aldılar... Ve göz, bir vicdan azabı gibi, inadcı, kor kunc bakışını üzerimde tutmakta devam Kongreye davet ediyordu. Olduğum yerde küçülüyordum, Ortaköy Fıkaraperver cemlyetinden: Cemlyetimizin senelik kongresi 19/12/ zannediyordum ki, küçülürsem, gözün 1937 pazar günü saat 10,30 da, cemlyetimirüyet zaviyesinden kurtulabileceğim... zin merkezi olan C. H. P. Ortaköy ocak biO, beni manyatize ettiğine emin, şim nasmda aktedileceğinden saym üyelerln di, hissedilmesi müşkül bir hareketle sağ teşrifleri rlca olunur. elini yavaş yavaş cebine doğru götürü Teşekkür yordu. Cebi şişkindi, muhakkak ki orada Anadoluhisarı nahiyesi himaye cemibir silâh vardı. yetinden aldığımız bir mektubda, AnaSon saatimin geldiğini anladım, artık doluhisarındaki kendir ve halat fabri herşeye razı olmuştum. Ölüm, şu dakikakası tarafından yapılan mutad senelik da benim için bir kurtuluş olacaktı. Fa yardım sayesinde 41 çocuğun giydirilkat o, sanki bunu anlamış ve bir yılan miş olmasından mezkur cemiyete alenasıl yiyeceği kuşla önce alay etmekten, nen teşekkür edilmektedir. ıstırabını uzatmaktan zevk alırsa, öyle yapıyor, elinin hareketini büsbütün yavaşlaŞEHZADEBAŞI tıyor, bazan da durduruyordu. Kalbim TURAN TÎYATROSU göğsümde gümbürdiyerek atıyor, nefe Bu gece saat 20,30 da San'atkâr Naşid ve srm tutuluyordu, müthiş bir titreme duy arkadaşlan okuyucu mağa başladım, sonra, bütün sinirlerim küçük Semiha ve Migerildi, içimde müthiş bir isyan oldu. şel varyetesi Hayır, kendimi, bir tavuk gibi boğazlat(Kuyruk acısı) komedi 3 perde mıyacaktım, o beni öldüreceğine, ben onu öldürecektim.. O.. Sanki bu düşüncemi ERTUĞRUL SADt TEK anlamış gibi, bir hareket yaptı, lâkin ben TÎYATROSU daha evvel davrandım, fırladım, çakımı, Kdıköy (Süreyya) bütün kuvvetimle boynuna sapladım, o... Sinemasında şaşırdı. öteki gözünü de açtı, sonra yüzüPazartesi günü akşamı me sıcak bir şeyin fışkırdığım duydum, BRAVO REJtSÖR kendimi kaybettim. Meşhur vodvil 2 perde, 1 tablo • «T .• « m . . . . . . nrm (GÖLGE) piyes 1 perde Bir tavan, bir duvar. Üzerime iğilmiş yabancı birkaç yüz. Bir eter kokusu. Kendime geliyorum. Mırıldanıyorum. Birşeyler soruyorum. Hemen cevab veriyorlar. Adam ölmüş. Bir serseri imiş. Bu sebebden taş kırmağa Trakyaya gönParlak bir surette kutlayınız. dermişler. Kaçmış, biletsiz trene binmiş... Herkes beni tebrik ediyor. Onun taarruzuna karşı kendimi müdafaa edebilişime hayret ediyorlar, Içlerinden birisi: Herifin, diyor, ne de korkunc su ratı var.. Ya o cam gözü!... Müthiş.. Ne sabit bakış!.. Cam göz mü?.. Yerimden fırlamak istiyor, haykırıyorum.. Fakat halsizim. Doktor: Sakin olunuz, diyor, artık tehlike kalmadı... Biz buradayız... MUntehab iki orkestranır Ve alçak sesle ötekilere anlatıyor: terennümatı arasında lüks Aksülâmel başladı.. yemek yeyiniz. Zavallı adam.. Zavallı camgöz.. YaHer iki salonda: Müntahab prorabbi, ben bir katilim... Onu ben bir yangram, yeni numaralar, çiçek muIışlık yüzünden öldürdüm... Ve susmağa harebeleri, Noel ağacları ve birmecburum. Bir şüphe yüzünden bir adam çok sürprizler. jldürdüm, fakat vicdan azabımı nasıl öldürebilirim?. Nakleden; FÎKRET ADtL ^Caflrılar, Konferanslar, kongreler ( Bir iki satırla NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece şehrimizin muhtelif semüerinde* ki nobetçi eczaneler şunlardır: Istanbul ciheti: Emınonu Yemişte (Bensason), Fatih Saraçhanebaşında (Asaf), Karagümrükte (Mehmed Arif), Bakırköyde (Hilâl), Aksaray Yenikapıda (Sarim), Fener Defterdar. da (Arif), Beyazıdda (Yeni Lâleli), Küçükpazarda (Hikmet Cemil) Alemdar Çemberlitaşta (Sırrı Rasim), Samatya Kocamus * tafapaşada (Rıdvan), Topkapıda (Nazım), Beyoğlu ciheti: Şişli Kurtuluş caddesinde (Necdet), Tak« simde (Nizameddin), Beyoğlunda (Kan • » zuk), Yenişehirde (Baronakyan), Fındıklıda ((Mustafa Nail), Galatada (Ismet), Kasımpaşada (Müeyyed), Hasköyde (Aseo), Beşiktaşta (Süleyman Receb), Sarıyerda (Osman), Tarabya, Yeniköy, Emirgân, Rumelihisarı, Bebek, Arnavudköy, Ortaköy eczaneleri. Kadıköy Pazaryolunda (Merkez), Modada (Nejad Sezer), Üsküdarda (Ömer Kenan), Heybeliadada (Halk), Büyükadada (Halk), 22 Kânunuevvel (N O E L) gecesini (31 kânunuevvel) gecesini sevinçle gömünüz MAKSİM'de GARDEN'de Ambasador Caz'ın SARAY SİNEMASI iki biiyiik filim birden gösteriyor : Bugün matinelerden itibaren Alenî teşekkür 4 yaşındaki yeğenime yaptığı mesane aşı ve bana yaptığı apandisit ameliya» tile hayatımızı kurtaran operatör Na zım Armana ve yattığımız on gün zarında bize büyük bir şefkatle bakan Şişli Şifa Yurdu hemşireleri Bayan Dürdane ve Saimeye takdir ve şükranlarımın sayın gazetenizle bildirilmesini rica ederim. Gönenin Hüseyinbey köyünden Mustafa Çengel SESSUE HAYAKAWA'nın Umumî taleb üzerine JAPON GÜLÜ Japon ruhunu tahlil eden emsalsiz ve muhteşem film JEAN GABIN ve MIREILLE BALlN İşte; NOEL ve Y1LBAŞJ Gezayir Batakhaneleri tekrar tekrar gorulecek bir filim tarafından calibi dikkat bir tarzda oynanmış Teşekkür Memleketini ve ailesini çok seven temiz ruhlu babamız Emniyet Sandığı revizörlerinden Nazminin anî gaybu beti bizi perişan etti. Lutfen bizleri teselliye ve son hizmeti ifaya gelen biiün dost, arkadaşlara ve akrabaya can« dan gelen teşekkürlerimizi ulaştırınz. Kardeşleri: Nevber ve Nazire, zevcf»si: Emine HavTİve, kızı: Nezahet Bugün matinelerden itibaren TÜRK sineması 2 büyük filim birüen gösteriyor igiMAKSiMveGARDEN müdiriyetlerinin vadettikleri.. 1 reveyonları Komple seanlar : 2 5 8 de Bu hafta S Ü M E R sinemasında Istanbulun en mükemmel Türk muganni ve musikişinasları Senenin büyük muvaffki, eti Umumî taleb üzerine RAiMU ve LUCiEN BARROUX'nun Kadının, sevenin ve sevişenlerin filmi ( François Coppee ) nin ' Edebî büyük bir şaheseri RAMON NOVARRO'nun temsili Senenin En BOyOk Türkçe Sözlü ve Şarkılı Asrî iş adamı Şen, nükteli ve emcasiz filmi Seanslar: 2,30 6 9,30 da BEKARET Fransızca sözlü Seanslar : 4,25 8 de LiL DAGOVER SABiNE PETERS Suvare 8 de iki filim birden Sinemanm da büyük şaheseri olmustur. ucrım Şeyh Ahmed •• Aşk. ihtiras, çol ve macera filnjine refakat erroektedirler. Kaynakçı Sekiz senelik teknik oksijen ve elekrik kaynakçısıyım. îş anyorum, her yere giderim. Bakırköy Osmaniye ma • hallesi Camiişerif sokağı No. 66 Rüştü. Üsküdar Hâle sineması ÇÖLDE BİR TÜRK GENCt Türkçe redeceğmz Bugünden itibaren cidden müstesna bir program Sevinçle sey A e r î C i n A i M M # İ M iki Hlm MSM 3inemaCICI birden Bu akşam Herkesi DANIELLE DARRİEUX ALBERT P3EJEAN LUCİEN BARROUX Yeni ve şrörülmetniş zabıta romanı Tatlı Belâ aşk ve kahkaha filmi. gibi 3 büyük Fransız artisti Sinema kralları JEAN HERSHOLT ve WYMM GiBSON tarafından oynanmış Fransızca BÖZIÜ meşhur macera filmi. Cinayet Masasında Vahşi ve medeniyetten uzak yaşıyan insanlarm KÖR BIÇAĞI MENFUR İDDİALARI HAKSIZ VE KANLI HÜKÜMLERİ MÜTHİŞ KORKUNC MACERALARI Beştan aşağı TABİÎ RENKLİ şaheserlerin şaheseri İPEK bir sinemasında S İ D N E Y KAN muazzam D A V A S I titretecek filimde canlandı. Bu muazzam filmi herkes görmeli. Fransızca sözlü Basrollerde: S İ L V İ A ilfiveten : FOX JURNAL : Italya Fransa futbol maçı ^ ^ » ^ ^ ^ • ^ ^ ^ ^ ^ ^ • i ^ H numaralı koltuklarm evvelden aldırılması. Telefon: 44289 I ^ H H M ^ ^ H ^ ^ H ^ H H I HENRY FONDA FRED MAC MURRAY