CUMHURÎTET RirîncîUânntv 1017 Duymadıklarımız ve bilmediklerimlz I Dr. Mehmed Ali I TEKDÜĞ ME İDRAR YOLLARI I Hastalıkları mutehassısı Köprübaşı l ^ ^ ^ t n İ D Ö n ü han Tel.: 21915 0^^m Operatör • Urolog Izmirde birbirinden ayrılan kulüblerin maçı Uçokla Alsancak 4 4 , Doğansporla da Ateş 1 1 berabere kaldılar Ecnebi takımlarla yapılacak maçlar Bükreş muhteliti, Viyana şampiyonu ve Sparta ile anlaşmalar yapıldı Ankara 14 (Telefonla) Viyana şampiyonu Fürst Viyenna kulübü malî şartları kabul ettiğine dair telgrafla fede rasyona bugün cevab verdi. Viyana şampiyonu, 26 nisanda îstanbulda, 27 de Ankarada birer maç yapacak, üçüncü maçını da îzmır şampiyonile Izmirde ovnıyacaktır. Bu suretle üç mmtakanın lık şampiyonlarının Viyana karşısındaki dereceleri meydana çıkacaktır. Dığer taraftan Romanya federasyonu da bugün futbol federasyonumuza görderdıği bir telgrafla malî şartları tamamen kabul ettiğini bildirmiştir. Bu ayın 26 sında Bükreş muhtelitile Ankara muhteliti karşılaşacaktır. Avın 30 uncu günü İstanbul Bükreş muhtelıtlerı müsabakası yapılacaktar. Gelecek muhtelit takıma Romanya millî takımma mensub yedi oyuncunun da iştırak ettıği haber verilmiştir. Çeklerin Sparta takımile anlaşma yapılmıştır. Malî şartlar hakkındaki ce vabı, bugünlerde bekleniyor. Gene Necasi DOKTOR ÇiPRUT CUdiye ve Ziihreviye mutehassısı Beyoğlu Yerlı Mallar Pazarı karşısında Posta sokağı köşesınde Meymenet apartımanı Tel: 43353 istanbul Kadastro İkinci Mıntaka Müdürlüğünden. Kadastrosunun yapılacağı ilân edilen Kadıköy kazasının Caferağa ve Osmanağa mahallelerınin ılân tarihleri hıtam bulmuş olduğundan bu ayın 26 ncı gununden ıtıbaren tahdidine başlanacaktır. Bu iki mahallede mülkü olanlar tahdit sırasında mallarının başında bızzat veyahud vekıllerinin bulun . maları ve posta tapu memurlarına müracaat etmeleri, aksı takdırde mevcud belgelere nazaran vukuf erbabının tayın ve tasdıkıle tahdıd ve tahririn ya "Dilacağı ılân olunur. (8346) Üçok takımı îzmir (Hususî) Mevsimin, hdtta daha çıkarıyor. Gene tahmin ve ümidler son bir iki senelık, en güzel, en heyecanlı başlıyor. Fakat tam bu sırada, Alsancak bir maçını bu hafta seyrettik. Geçen se kalesinin önü karışıyor. Hakemin düdüğü ııenin Üçok takımından ikiye ayrılıp bın işitiliyor; Üçok, diğeri Alsancak namı altında ça Penaltı! Ve, gol!. lışmağa başhyan İzmirin en buvvetli iki Yirmi iki oyuncu, son dakikalarda takımı, büyük bir kalabahk muvacehesin canlarını dişlerine takarak oynuyorlar, de oynadılar ve 4 4 berabere kaldılar. fakat nafıle; oyun 4 4 beraberlikle bitiBu maçtan evvel, Doğanspor Ateş yor. Her ikisi de puvantajda eski mevkimaçı vardı. Hatırlarda olacağı veçhÜe, lerini muhafaza ediyorlar. bu iki takım da geçen sene millî küme Halk da, güzel, temiz ve istediği gibi maçlarında birleşik vaziyette idi. Maçın bir oyun seyretmiş olmak sevinci içinde neticesi 1 1 berabere şeklinde çıkmakla ayrılıyor. beraber, sahada tekmeleşmek, hakeme hücum etmek gibi bir tak:m hâdiseler de geçti ve hakem, iki takımdan beş oyun cuyu l çıkarmak mecburiyetinde kaldı. Evvelki çarşamba günü Ingilizlere karMaamafih, hakemin idaresizliği de oyu nun intizam ve ahengini bozmakta âmil şı oynayıp son dakikalarda yedikleri bir golle Londrada 54 mağlub olan Çekos olmuştur da denebilir. Uçok, Alsancak takımları maçı için lovaklar geçen çarşamba günü de îskoç muhtelıf tahminler vardı. Hakem, Ya yalılara karşı maç yapmışlar ve 50 gibi rr.anlarspordan Esaddı. Bu genci, Tür çok ağır bir mağlubiyete uğramışlardır. Ingiliz adalarında en iyi dereceyi al kiye hakemlerinin en iyi görüşlü, en bitaraf ve en temiz olanları arasında hesab makla şöhretlerini bir kat daha artıran lamak lâzımdır. Onun tevlid ettıği itimad Çeklerin bu feci mağlubiyetleri futbol âve taşıdığı.otoritedir ki bu maçta lıklerde leminde umumî bir hayret uyandırmıştır. ki mukadderatlan üzerine oynıyan ve Bu ikinci maçm arifesinde gazetecilere asabî, hararetli taraftarları bulunan iki beyanatta bulunan Çek futbolculan In takımın, ahenkli ve güzel bir oyun çıkar gilizlere karşı oynadıklarından daha iyi oynıyacaklarmı ve daha iyi netice alacakmalarını temin eylemiştir. larını söylemişlerdi. Hadisat bunun aksi Enteresan noktalardan biri de, golleni doğurmuştur. nn karşılıklı olarak yekdiğerini takib et Avrupa matbuatı, yazı kıtlığına uğradıkça sabık Necaşinin parasızlığından, îngılterede, oturduğu evi satmağa karar verdiğinden, ailesmi geçindiremiyecek hale geldiği için elınde kalan tek otomobili de elden çıkarmak mecburiyetinde bulunduğundan, kızgın Afrıka güneşine alışık vücudünü, bu kışta kıyamette ısıtacak ateş bulamadığından ve saireden bahsetmeği âdet edındi. Hatta, îngıltere hukumetinin, Haile Selâseye bir miktar maaş tahsis etmesi ihtimali bile söylendi. Işin içyüzünü doçru olarak bilen yok. Sabık Krallar Kralı, belki de, rüku buna tahsis edılen müteaddid otomobillerden birine binerek şehirde şöyle bir cevelân yaptıktan sonra, ailesi efradını toplayıp, AdisAbabadan getirdiği gümüş sofra takımlarile süslü yemek masasında, güle oynıya tuzlusundan tatlısına kadar maateferrüat yemeğini yiyor, külhan kütüğü yavrıısu odunlarla tepeleme dolu şöminenin karşısında çubuğunu tüttürürken, hakkında yazılan bu acıkh haberleri okuyor ve arzuhalciye yazdırdığı istidanm hazin ifadesi karşısmda kendi haline ağlatan istida sahibi gibi: Ben, meğer ne felâketzede bir zavallı imişim de haberim yokmuş! diye gülüyordur. Sabık Necaşi hakkında yazılan şey lerin doğru olduğunu farzetsek bile, bunlar, onun kimisi Paris mahkemesinde, kimisi Londra mahkemesinde görülen davaları yamnda hiç kalır. Davalardan birisi, îtalya ile Haile Selâse arasında, sekiz bin aded şimendifer tahvili yüzünden patlak vermiştir. Öteki, gene ikisi arasında, milyonluk bir başka dava. Adis Ababa Cibuti, jşimendifer kumpanyası, vaktile Habeş. hükumetine bu tahvilleri hibe etmiş. tîaile Selâse, şimdi bunları satmak istîyor ve «devlet benim> diyen 14 üncü Louis gibi «hükumet bendim> diyor. Diyor amma, bugün Habeş hükumet: ve Habeş devleti İtalyadır. Tahvilât ona aid sayılır. Sayılır amma, Italyanın Habeş devleti olduğu da resmen tasdik edilmemiştir. Hulâsa, çapraşık mı, çapraşık, pürüzlü mü, pürüzlü bir iş! Fakat, Fransız ve îngiliz hukuku düvel âlimlerini de, hâkimlerini de şaşırtan bu karmakarışık işi, bir Ameri kalı banger halledecek gibi görünüyor. Amerikalı bangerin, meğer Haile Selâseden, yüklü bir alacağı varmış. Şimdi, o da mahkemeye müracaat etmiş, ala cağını istiyor. Haile Selâsenin, bu pa rayı ödemesi için, hâlen Habeş İmpa ratoru unvanmı taşıması lâzım. Halbuki, İtalya ile olan davasını kazanması da, ayni şeye vabeste. Yani, Haile Se lâse, iki ates arasında kalmıştır. Şimendifer tahvillerini kurtarmak için «Habeş İmparatoru benim» dese, Amerikalı banger, yakasına yapışıyor; ondan kurtulmak için <ben Habeş İm paratoru değilim> dese tahvilât elden gidiyor. İşin sonu meraklı. Bekliyelim bakalım. Baş, di§, nezle, grip, romatizma nevralji, kırıklık ve bütüri ağrılarınızı keser. lcabmda günde 3 kaşe almabilir. Taklidlerinden sakınınız ve her yerde ısrarla Gripin isteyiniz. Bursa stadyomu tevsi ediliyor Bursa (Hususî) Ankara stad ve hipodromunun plânını yapan îtalyan mütehassısı Viyeti Viyoli Bursadaki Atatürk stadyomunun da yeni tevsi plânını hazırlamıştır. Bu yeni plânm arazi üze rindeki tatbikatı Ankara Nafıa direktörü Muammerle Bursa nafıa fen heyeti tarafından yapılmıştır. Şimdi yeni projeye göre inşaata başlanmıştır. îlk iş olarak (atma, atlama, pist ve oyun yeri) yapılmaktadır. Tatbika başlanan bu projede ayn" ca modern sulama tesisatı da vardır. Izmir Emrazı Sariye Hastanesi Baştabibliğinden: Çek millî takımı İskoçyada nasıl mağlub oldu? Hastanemizde yeniden yapılacak 6947 lira 23 kuruş bedeli keşifli kalörifer tesisatı kapalı zarf usulile eksiltmiye konulmuştur. Isteklilerm şartname vesaireyi görmek üzere hergün Hastane Baştabibliğine ve eksıltme 1937 senesi birincikânunun 29 uncu çarşamba günü saat on birde yapılacağından isteklilerin 2490 sayılı arttırma, eksiltme ve ihale kanununa göre icab eden teminat ve teklif mektubları ve diğer vesaıkile bırlikte eksıltme saatinden bir saat evvel Tepecıkte Emrazı Sariye Hastanesinde müteşekkil Komisyona müracaatleri. «4349» (8360) • = • * * * • . Yuhalanan boksör Pariste kendisinden boy ve sıklet iti barile çok zayıf birine mağlub olan dev cüsseli îtalyan boksörü Primo Karnera ondan sonra Fransada dikiş tutturamıya cağını anlıyarak bir turneye çıkmış ve son defa Budapeştede Yugoslavyalı Zufan namında birine galib gelmeğe muvaffak olmuştur. Karneranın bu muvaffakiyet kredisini yükselteceğine, hasmının kim c'duğu anlasıldıktan sonra, şıfırdan da aşağıya indirmiştir. Filhakika Zupan'ın mütekaid bir güreşçi olduğu ve ilk defa boks eldivenlerini Karneraya karşı db'vüşeceği aksam taktığı hakikati bu müsaba1 .ın sonlarına doğru seyirciler arasında yayılmış ve zavallı galib alkışlanacağına müthiş bir yuhaya tutulmuştur. mesidir. Heyecan, bir med ve cezir şeklı gösteriyordu. Oyun tam bir sürat ve enerji içinde başladı. Top, iki kale arasında adeta mekik dokuyordu. Halbuki son yıllarda îzmir takımları arasında böyle bir oyunun çıkabileceği iimidi artık hiç kalmamıştı. Uçokun enerjık muhacimlerine mukabil müdafaası zayıftı, muhacimleri takviye edemiyordu. Vuruşlar kısa, pas tevziatı bozuktu. Buna mukabil Alsancağın müdafaası daha süurlu, daha kuvvetli ve ahenkliydı. Bu devrede Alsancak iki gol çıkarmıştı. Uçok, ancak bir golle mağlub olarak sahadan ayrıldı. Maamafih, Alsancak takımı, bu devrede daha güzel, daha an laşmıs şekilde oynamıstı. Ikinci devrede, takımlann sürat ve enerjısı büsbütün artmıştı. En küçük bir yorgunluk göstermiyorlardı. Üçok mu kabıl beraberlık sayısını attıktan sonra oyunun harareti ve heyecanı, en büyük müsabakalardaki derecesine yükseldi. Ardmca Alsancağın bir golıinü daha görüyoruz. Ümid, Alsancağa gülüyor, diye düşünürken, işte Üçokun üçüncü sa, yısı.. Çok geçmiyor: Alsancak bir gol Çeklerin bu şekildeki mağlubiyetlerini şu sebeblere atfedenler vardır. İkinci maçta da kendilerine verilen ehemmiyeti kaybetmek istemiyen Çekler, Ingilizlere karşı kabiliyetlerinin ve tahammüllerinin son hadlerini ortaya dökerek oynamışlar ve cidden çok güzel bir varlık göstermişlerdir. Fakat Iskoçyalılara karşı oynamak için aradaki bir haftalık zaman, Çeklerin maddeten ve manen kendilerini toplamalanna gayrikâfi gelmiş, îskoçya muhacimleri de Ingilizlerin hatasma düşüp iki gol fark temin ettikten sonra işi gevşet madıklerinden, mukadder akıbet gelip çatmıştır. Bize kalırsa mükemmel profesyonel olan Çeklerin bir haftada kendilerini toplıyamamış olmalan makul bir mazeret değildir. Bu maç hakkında tafsilât veren gazeteler birinci îskoçya golünün maçın başlamasından 20 saniye sonra yapıldığını bildırmektedirler. Çeklerin hücum hatlan umuTiiyet itibarile güzel oynamışlarsa da netice alamamışlardır. Birinci devre 30 bitmiş, ikinci devrede Çekler gene güzel, fakat neticesiz bir oyun çıkarmışlar ve neticede «ahayı 50 mağlub vaziyette t«rketmişlerdir. Boluda spor faaliyeti tanzim ediliyor Bolu (Hususî) Vilâyetin spor işleri rıyasetini üzerine almış bulunan valimiz Salim Gündoğan kulüblerin vaziyetleri ve faaliyetlerile yakından alâkadar olmak tadır. Bu cümleden olarak Düzcenin sönmez ve Siyahbeyaz adlarındaki iki spor kulübü birleştirilmiş, keza merkezdeki Abando, Yeşilova kulübleri de bir tek ve kuvvetli teşekkül haline getirilmiştir. Mıntaka atletizm ajanlığı mevsimin geçmiş olmasma rağmen kazalarda birincilikler tertib etmiş ve nihaî müsabakala rın Boluda yapılmasına karar vermiştir. Mıntaka kış sporlarına çok elverişli olan Abant gölünde de tesisat yapmağa karar vermiş ve bunun tatbikatına geç miştir. imî bir tehdid altında kalacağını ve kendisinden başka iki kişiyi de bedbaht edeceğını anlatınız. Kadın hayretle sordu: İki kişi mi? Biri Ömer, öteki kim? Öteki de ben. Siz niçin bedbaht oluyorsunuz? Bedbaht değil, belki... Fakat rahatsız olacağım. Dedikodularm yatışması için makul bir kombinezona ihtiyaç var. Noktai nazanmı nihayet Nebileye de kabul ettirdim. Ertesi sabah Zehrayı görecekti. Ben de ertesi akşam onlarm evine giderek neticeyi öğrenecektim. Umidim yokru. Zehranın reddedece ğini biliyordum. Ertesi gün Ömerin bana geleceğini umdum. Gelmedi. Biraz daha sakin bir gün geçirerek, geceleyin doktor lara gittim. Dlliniz bozuk!.. her yçmekien Jonra HASAN meyv&özi İçiniz L söylemeyiniz! Ömere mi? Söyler miyim hîç? Bir zabıta vak'ası çıkmasında ne menfaatim var? Meseleyi o vaziyette bıraktık. Eve erken döndüm. Rukiyeye hiçbir şey anlatmadan yattım. Ertesi sabah Rukiye odama geldi: Ömer sizi bahçede bekliyor! dedi. Bu adamla konuşacak hiçbir şey kalmamıştı. Kendisine Zehradan ümidini kesmesini tavsiye etmek de istemiyordum. Acele etmeden sabah tuvalctimi ve kahvaltımı yaptım. Bahçeye çıkt:m. Ö mere doğru ağır ve müstağni adımlarla yürüdüm. Bu meselenin benim evimde artık hiç konuşulamıyacağını ona tavırlarımla da hissettirmek istiyordum. Anladı. Ben yaklaşınca dedi ki: Beyim, kusura bakma, sana bir kez daha tacızlık vermem. Zaran yok, dedim, söyle. Zehta buradan gitti. Biliyor musun? Biliyom, dedi. Nereye gittiğini ben bilmiyorum. Ben biliyom. Sahte bir merakla sordum: Nereye gitmiş? Aziz Beylere. Bilirim ben. Onun gidecek başka yeri yoktur. Söylerdi bana: Sokakta galsam oraya giderim diye. Bana ev tutacağmı söyledi. Sokakta kalmış sayılmaz ki... Belki oraya gitmemiştir. Öğrendim. Orada şimdi. Gülerek: Nasıl öğrendin, Ömer? dedim, peşine mi düştün? Peşine düşmedim. Aziz Beylerin evinin oralarda dolaştım. Gözümü pen cerelerden ayırmadım. Bahçeye çıktı, gördüm. îyi. Şimdi? Beyim, ben biliyom ne yapacağnm. Ne yapacaksın Ömer? Ömer cevab vermedi. Çatılmış yüzünün her çizgisinde bilenmiş bir bıçak keskinliği vardı. îlk defa o anda Ömerin kudretine inanır gibi oldum. Geçen seferkı konuşmamızda onun gözlerini sulandıran yaşlar, bana iradesinin erimeğe başladığmı zannettirmişti. Bu sefer karşımda zâfsız ve tereddüdsüz bir adam gördüm. pcLsd,mioleni? Korkuyorum ! Tefrika: 63 Yazan: Server Bedi Rica ederim, dedim, hanımefendi, mam için bu hükmü kâfi bularak bahsi . beyefendi, siz cidden Zehranın saadetini kesmek istiyordum; fakat Nebile bırak istemiyor musunuz? Bunu artık bcnim ça mıyordu: Şüphe yok, dedi, en iyi çare bu. ^ m ı n altında aramayınız. Tecrübe gösterdi ki burada buna imkân yoktur. Akıl ve Fakat Zehra Hanım kabul etmiyor. ' nıantık Zehraya bir tek yol gösteriyor: Siz ona bunu kabul ettirmeğe çalıÖmerle evlenmek. İptidaî insanlara mah şamaz mısınız? sus inadını bıraksm ve kalbindeki adamla Kocası da Nebileye: hayatını birleştirsin. Nebile Hanım! Si Evet,. bir kere tecrübe et! dedi. zin en insanî rolünüz burada: Zehrayı Kadın düşündü ve sesinin en samimî p e r görünüz ve ona, bahtiyar olması için baş desile: ka yol olmadığını anlatınız! Benim tara Elbette! dedi, çalışınm. Zaten ben fımdan da söyleyiniz ki Ömerle evlenirse Zehra Hanımı görmek istiyordum. Aziz ben onları himaye ederim. Yeni evlerini Beyin kızı onun hangi pansiyona taşm hkurmalarına yardım ederim. Ömere iş ğını mutlaka bilir. Beraber gider, görü • bulurum. Benden daha büyük bir feda rüm. kârhk beklenebılir mi? Zehranın bahtiyar Kocası onu teşvik etti: olması için kendi yuvamı yıkmakla kal Tamam! îlkönce yapılacak şey mıyorum, onlarm kuracakları yuvaya da budur. Yarın sabah gidersin. yardım etmeğe hazırlanıyorum. Giderim. Fakat ya kabul etmezse? Hele sen bir kere git. Bu sözlerim Basri Beyi hemen benim Ben de dedim ki: tarafıma geçirdi. Yüzüme açık bir takdir Hem de benim tarafımdan, resmen bissile bakan doktor karısına dönerek: Yoo!.. dedi, doğrusu şimdi, Fazıl gidiniz. Bahse doğrudan doğruya giri Beyden de daha fazla şey beklenemez. niz. Başka çıkar yol olmadığını ona an Başkalarınm gözünde beraet kazan latınız. Ömerle evlenmezse hayatının da Bundan haberim yok, dedim. Hayır! Bu kararı yeni. îstanbulda kalmak istemiyor, nereye gideceğini de söylemiyor. Doktorun yüzüne bakarak sordum: Fena fıkir değil. Ne dersiniz? Basri Bey başını tevekkülle sol omzuna doğru biran sarkıtıp kaldırdıktan sonra: Palyatif bir tedbir... dedi, şimdilik bazı nahoş vak'aların önünü alu* Fakat sonu yok. Zehra Hanım seyahalte uzun zaman kalamaz. Er geç memlekete dö necek. Bu zaman zarfında Ömerin sükunet bulacağını ümid eder misiniz? Bilâ kis... Doktorun hakkı vardı. Fakat benim gibi amelî bir adam için beş altı ay sonrayı düşünerek rahatsız olmak manasızdı. Dedim ki: Evet. Seyahat bu meseleyi halletNebile ağzını açmadan dedim ki: mez; bir an için yahştmr. Hem belki Reddetti değil mi? Evet. Zehra Hanımı Aziz Beyler de Zehra îstanbulda gizlenmek istiyor. de gördüm. Bende ne garib, ne derin ın Seyahate çıktığmı zannettirerek Ömerden t:balar bıraktığını tasavvur edemezsiniz. saklanmıya çalışıyor. Meğer nekadar güzel kadınmış. Köyle, Nebile bu tahmini reddetti: köylülükle hiç münasebeti yok. Cidden Hayır! Öyle olsaydı Ömerin bu zeki bir kad:n. Henüz pansiyona taşınma kararı bilmesini isterdi. îstemiyor. Ömerin mıs. Ona sizin tarafınızdan geldiğimi söy kulağına gitmemesi için yalvardı. ledim. Ne dersiniz? Beni dinlemek iste Ömerin haberi olmadan yola çıkamedi: bilirse âlâ... dedim. Nebile bu sözlerimden şüpheye düşe « Biz onunla konuştuk, benim verdiğim kararı biliyor» dedi. Kesip attı. rek: Seyahate çıkmıya karar vermiş. Rica ederim, dedi, siz ona birşey Ne yapacaksın? diye tekrarladım. Ben bülürün, dedi. Peki, bana niçin geldin? Ne isti yorsun? îşte sevdalı buna derler. Hemen b'ğ Sana geldim ki zahmet itme. Anlamadım! renmişti. Bu meharetini biraz merak ettim ve sordum: Zahmet itme. Zehraya birşey di Nereden öğrendin? (Arkası vcr) me.