18 tkinciteşrîn 1937 CUMHURtYET Japonlar kat'î teminat veriyor Şanghayda beynelmilel mıntakaya girmiyecekler Mareşal ŞanKayŞek'in Başvekâletten çekilerek münhasıran başkumandanlık yapacağı bildiriliyor IBaitaraft 1 inct sahtfeael Çinliler dağılıyor Tokyo 17 (A.A.) Tebliğ: Şanghayda, Şanghay Nankin şimendifer hattmda ricat etmekte olan Çin ordusu J a pon kıt'alarının mütemadi takibleri neti cesinde dağılmağa başlamıştır. Hangşov körfezınde karaya çıkarılan Japon ordusu 15 sonteşrinde Şanghayın 80 kilometro cenubu garbisinde kâin Kashing şehrine taarruza hazırlanmıştır. Şimalî Çinde Tsiman istikametinde ilerlemekte olan Japon kıt'aları 14 son teşrinde Tsiman'ın 40 kilometro şimali garbisinde bulunan Lungşen şehrini işgal etmişlerdir. hissiyat besliyen bir Çin hükumetile anlaşamaz. Üçüncü devletlerin ŞangKaiŞek lehinde müdahalede bulunmaları, mücadclenin uzayıp gitmesine sebebiyet verir. Japonya, ecnebî devletlerin Çindeki menafiine riayet edecektir. Eğer Japonya, Çini iktısaden istilâ edecek olursa, bundan iki mılletin saadet ve refahından ba§ka bir netice hâsıl olmaz. Pamuk iplikleri | Zavallı Necaşi! İktisad Vekâleti yeni bir Artık oturduğu odayı fiat listesi neşretti bile ısıtmaktan âcizmiş Ankara 17 (A.A.) Iktısad Vekâletinden tebliğ edilmiştir: Endüstriyel mamulâtın maliyet ve satış fiatlarının kontrol ve tesbiti hakkındaki 3003 mımaralı kanunun birinci maddesinin verdiği salâhiyete istinaden: 15 haziran 1937 tarihinden iübaren mer'î bulunan muhtelif numara pamuk ipliği azamî satış fiatları «vergiler dahil» 22 ikinciteşrin 1937 tarihinden mer'î olmak üzere fabrika teslimi peşin satışlar için aşağıda yazılı şekilde tebdil edılmiştir. Adana ve Mersin vilâyetleri dahilinde bulunmıyan fabrikalar, pamuk nakliye farkı olarak fiatlara paket başına 20 kuruş zam edebilirler. A Vater iplikler îpllk No. 4 6 8 10 12 14 16 18 20 22 24 Satış fiatı 295 315 335 355 395 440 460 485 510 535 560 Tersanede yapılan yeni denizaltı gemilerimiz İç teknelerinin inşası bitti, yakında büyük merasimle denize indirilecekler Londrada çıkan Sunday Refere ga • zetesi muharrirlerinden biri, sabık Necaşi Haile Selâse'yi Bath'deki köşkünde ziyaret etmiş ve bu ziyaretinin intıbalarını gazetesinde şu şekilde hulâsa etmiştir: «Krallar Kralı Haile Selâse zarurel içinde yaşamakta ve Bath'daki köşkünde, çocuklarınm odası müstesna, ısmmak için yakacak ateş bulamamaktadır. Elinde ka lan arabayı ve oturduğu köşkü satmak istiyen sabık Necaşi'nin evinde, şu anda, akraba, çocuk ve ahbab olmak üzere, takriben yirmi iki kişi vardır. Köşke bitişik bir garaj, Haile Selâse'nin yeğenlerini barındırmak üzere mesken haline konulmuştur.» Müdahale mevsimsiz addediliyor İmparatorluk karargâht kuruluyor Tokyo 17 (A.A.) împarator, Çindeki askerî harekâtın yüksek kontrolunu cline alacak olan İmparatorluk umumî karargâhının lesisi kararmı tasdik etmiştir. Roma 17 (A.A.) Havas ajansı muhabirinden: îtalya ile Almanyanın Çin ile Japonya arasında mutavassıtlık yapmak üzere bir müdahalede bulunmalar.na îtalyan me hafilinde mevsimsiz nazarile bakılmakta ise de bu kabil bir müdahale, îtalyan diplomasisinin ulaşmak istedıği gaye olmak • tan çıkmamıştır. Sabık Habeş împaratoru muharrire şu sözleri söylemiştir: Safi 4,530 Kg lık « Varidat namına kat'iyyen bir şebir paket ipliğın yimiz yok. Elimizde mevcud az miktardagemilerimizden birinin omurgası rak bizden hoşnud olduğunu söylero*» îki gün evvel bu denizaltı gemilerimi bizim için paha biçilmez en büyük roakâzin inşaatını teftişe giden Genelkurmay fattır. Emin olunuz, dündenberi bu.ıbaşBaşkanı Mareşal Fevzi Çakmak tersa ka bir gayret ve aşkla çalışıyoruz » diyornede saatlerle kalmış, bütün inşa faaliye lardı. tini uzunuzadıya tetkik ettikten sonra büÂmirleri de Türk çocukl&nnın, onlar yük bir memnuniyetle oradan ayrılmıştır. için yeni olan bu işte gösterdikleri zekâ ve Mareşalın, hizmetlerini ve faaliyetle kabiliyete cidden hayran olduklarını töy rini yakmdan görerek takdir ettiği ve el lemektedirler. lerini sıkmak suretile taltif buyurduğu işTürk topraklarındd, Türk emeğile çiler, dün sonsuz bir sevinc içindeydiler. meydana gelmekte olan yeni denizaltı Türk işçiler ve ustalar: gemilerimizin inşa&h yakında bitecek ve « Denizlerde bayrağımızı dalgalan merasimle denize mdirileceklerdir. dıracak ve yurdumuzu koruyacak bu geBaşvekil Ce\S\ Bayarın, Kamutayda milerde bir alın terimizin bulunuşu bize okuduğu progrım nutkunda müjdelediği uykumuzu kaçıracak derecede sevinc ve gibi bunlar denize indirıldikten sonra, kegurur veriyor. Hele Cumhuriyet ordusu men diğer gtmilerin kızağa konulması nun en büyüğünün gelip ellerimizi sıka mukarrerdir. (Ba$tar<m l tneı sahtiede) Denizaltı Yüksek tmparatorluk konseyi İtalya tavassut etmiyecek Tokyo 17 (A.A.) Domei ajan smın bildirdiğine göre, kara ve deniz orduları arasında daha s;kı bir iş birliği temin eylemek ve Çindeki askerî hare kâttaki birliği de fazlalaştırmak maksa dile bir yüksek İmparatorluk konseyi teşkiline resmen karar verilmiştir. Japonya ecnebi menfaatini tanıyacakmış Berlin 17 (A.A.) Âlbay Takashi, gazetecilere beyanatta bulunarak Japonyanın Çin Japon ihtilâfındaki hattı hareketini tasrih etmiştir: 1 Çinin bolşevizme karşı yapılan müdafaa hareketine iştiraki, 2 Çinle Mançuko arasmda muallâk bulunan meselelerin halli, 3 Japonya aleyhindeki hareketlerin kökünden sökülüp atılması, 4 Çinle Japonyanın iktısadî sahada mesai birliği yapmalan. Bu noktalar, sulh şartlan değildh. Sulh^ ^sartlan hakkında hjüihazırda bir.^ey söylenilemçz. Japonya, bolşevizm ile elele yürüyen ve Japonya aleyhinde Roma 17 (A.A.) Salâhiyettar mehafilde beyan olunduğuna göre, Çinle Japonyanın arasını bulmak için îtalya Uzakşarkta herhangi siyasî bir harekete girişmiş değildir. Romada bulunmakta olan Çin askerî heyetinin reisi General Şen'in Mussolinı ve Ciano ile yaptığı mülâkatların siyasî hiçbir mahiyeti yok tur. B Kath iplikler «2 ve 3 kath» İplik No. 4 6 8 10 12 14 İS 18 20 22 24 Safl 4,530 Kg. lık bir paket ipliğın satış fiatı 325 345 370 396 442 493 Haile Selâsiyenin mütebessim 519 bir resmi 550 581 ki hazır parayı serfediyoruz. Insanın îradı 612 olmaz da hazırdan yerse, düşünceden 643 «Müşterek hareket» bir tehdid midir? Brüksel 17 (A.A.) Japon elçili ğinden salâhiyettar bir zat Havas Ajansı muhabirine şu beyanatta bulunmuştur: « Japonyanın konferansa verdiği cevabda, konferansın tavassutuna kapıyı açık bırakan kısımlann Brükselde toplanmış olan devletler tarafından nazan itibara alınmamış olması teessüfü mu cibdir. Konferansça kabul edilen karar suretindeki «müşterek hareket» tabirini Japonya kendi aleyhine tevcih olunmuş bir tehdid suretinde telâkki eder. Bu ise, C Kıvrak iplikler «ekstra hart» İplik No. bu ıB.. va7qgr^nmAı]r leri takdirde, konferansın tavassutu im kânlannı büsbütün azaltmış olaçaktır. Roma 17 (A A.) Hahhazırda İtalya ile Almanya ve Japonya arasında ko münizm aleyhinde akdedilmiş olan iti lâfa merbut protokolun derpiş etmekte olduğu daimî komiteyi tesis etmek ü zere görüşmeler yapılmaktadır. Almanya ile Japonya arasında itilâfnamenin imzası sırasmda ikinciteşrin 1936 da tanzim edilmiş olan bu proto kol. şimdıye kadar asla tatbik edilme miştir. İtalyanm bu protokolla girişilmiş taahhüdü tecdid eden imzası, ona daha müspet bir aktüalite mahiyeti vermektedir. M. von Ribbentrop'un merkezi Ber linde olacak olan bu komitenin başına getirileceği muhakkak addedilmekte dir. Bu organizmin ne suretle teşekkül edeceği, sarih vazaifin ve işlemesi şartlarının ne olacağı henüz tetkik edil mektedir. Merkezi Berlinde bulunacak olan daimî komıte haricinde Romada diğer bir komite ihdas edilmesi de muhtemeldir. Antikomünist cephenin Milyonlar değerinde bir faaliyeti hazine çalındı Paris 17 (A.A.) Gazetelerin yazdığma göre, beynelmilel sergide gösterilmekte olan Cambodge Sultanı Ahmali du'nun milyonlar değerinde olan hazinesi çalınmıştır. Hırsızlar paviyona pencere den girmişlerdir. Polonya Gencler Birliği reisine suikasd Varşova 17 (A.A.) Hükumet tarafından kurulan ve başmda da Adam Koc bulunan teşkilâta bağlı Polonya gencler birliğinin reisi Ruhtkovski'ye bir suikasd yapılmıştır. Evinden çıkıp otomobiline bineceği sırada kendisine doğru tabanca ile üç kurşun atılmıştır. Kurşunlardan biri şapkasmı delerek geçmiştir. Derhal tabanca ile müteca vizlerin istikametinde ateş. etmişse de bunlar kaçmağa muvaffak olmuşlardır. Ruhtkovski son günlerde birçok imzasız tehdid mektubları almaktaydı. Polis tahkikata başlamıştır. 4 6 8 10 12 14 16 18 20 22 24 Toptan satışIarcTa tiıccar ve fabrikatorların riayete mecbur tutulacaklan hükümler: A Gerek fabrika, gerekse ticarethane satışlannda bir paket dahi toptan satış addolunur. Kilo veya çile gibi perakende satışlarda fiatlar yekun itibarile paket fiatım tecavüz edemez. B Fabrikanm bulunduğu şehirlerdeki tüccarlar, toptan satış için fabrika fiatına azamî yüzde 1 ilâve edebilirler. C Fabrikanm bulunduğu şehir haricindeki tüccarlar ise ilân edilen fabrika satış fiatlarına kendi kâr ve masraflan olarak azamî yüzde 3 ilâve edebilirler. kurtulamaz. Memleketimden gelirken beSafi 4,530 Kg. lık raber getirmiş olmakla itham edlidiğim paranın esrarlı bir tarafı yoktur. Habe paket ipllğin satış fiatı şistandan çıkarken, az bir zaman sonra 322 oraya dönmek ümidindeydim. Bu itibar353 la yanıma pek âcil ihtiyaclarıma tekabül 382 413 edecek bir şey aldım. Bu az bir şey, şimdi 462 mülteci vaziyetinde bulunan tebaama yar518 545 dım ve Pariste, Londrada açtığım dava 581 arın masrafı olmak üzere sarfedildi. Ge615 lirken beraberimde getirdığim şey bir mik651 685 tar gümüş takımdan ibarcttir, ne altın geMuharrir, makalesini bitirirken bazı hususî şahısların, sabık Imparatora tahsisat bağlanması için îngiltere Hariciye Nezareti nezdinde teşebbüsatta bulun duklarını yazmaktadır. ricindeki satışlarda toptan fiatlara aynca nakliye ücreti zammedilir. G Paket ambalâj masrafı fabrikalara, balye ambalâj masrafı müşteriye aiddir. Balye ambalâj masrafı hakikî masrafı tecavüz edemez. H Gerek tüccar ve gerekse fabrikalar depolarında iplik olduğu halde, mubayaa için müracaat eden müşlerilere satış yapmaktan istinkâf ettikleri takdirde kanunun cezaî hükümlerine tâbi tutulacaklardır. İ Gerek tüccar ve gerekse fabrikalar mağaza veya satış bürolarına, kumusyon ve masraflarının ilâvesile tanzim edecekleri iplik satış fiatlarını mahallî Ticaret Odalarına tasdik ettirdikten sonra, umumun görebileceği şekilde ve fiatlarm mer'iyete girdiği 22/10/1937 tarihinden itibaren talik etmeğe mecburdurlar. Yeni yolcu salonu İnşaat hazırlığma dün başlandı D Fabrikalar başka şehirlerde, satışlannı satış mağazası veya büro açmak suretile bizzat yaptıklan takdirde, o şehirlerde açacaklan satış mağazası veya büro masrafı olarak fiatlara azamî yüzde 2 fark ilâve edebilirler. E îlân edilen fiatlar azamî olduğundan fabrikalar bu fiatlardan daha ucuz satış yaptıklan takdirde yukarıdaki fıkralarda yazılı tüccar kâr ve masraflarınm azamî fiat üzerinden hesab edilmeyip fabrikaların ucuz satışı üzerinden hesab edilmesi meşruttur. F Fabrikanm bulunduğu şehir ha O halde, dedi, semaverin parasını aldığınıza dair bana bir makbuz verin. Yarın sabah gelir, semaveri alırını. Bugün yazı yazamam. Bazil, artık mücadeleden vazgeçmîşti. Esvablanmı burada değişebilir miyim? Rouben: Hay, hay! Dedi ve Bazili dükkânda bırakıp yürüdü. Bazil, tekrar sokağa çıktığı zaman, yağmur daha hafif, fakat sürekli yağıyordu. Esvablanndan intişar eden naftalin kokusu içinde yürürken, izzetinefsinin hırpalandığını hissediyordu. Puşkin adını verdiği koca, ağır semaver kolruğunun altındaydı. Bir an geldi ki, semaveri oracıkta bırakacak oldu. Fakat, en kıymetli eşyası ondan ibaret olduğu için, bu fikirden vazgeçti. Vaziyet, bu derece vahim bir harekete teşebbüs etmeğe değecek derecede kanşık ve ümidsiz değildi. «Semaveri intizar salonunda bırakınm» diye düşündü. O anda tasarladığı şey, Bryantm evine, sanki civarda bir yere gelmiş de, Dorisi alıp götürmeği düşünmüş gibi ve bir sürpriz, bir azizlik yapar gibi, neşeli bir tavırla girmekri. Şimendifer istasyonuna gelip de, trene daha otuz iki dakika ol duğunu görünce, orada bir sıraya oturdu, semaveri yanına bıraktı ve lâkayd fa Bina, bittikten sonra Liman Idaresinin ye^i yolcu salonu inşaatı için dün ilk iş olarak toprak tesviyesine başlanmıştır. Bundan sonra temel atılacaktır. Diğer taraftan Liman îdaresi Belediye ile anlaşarak dün Rıhtım caddesini Merkez Rıhtım hanı köşesinden kapatmıştır. Bu suretle cadde Çinili Rıhtım hanı köşesine kadar kapanmış olmaktadır. Burada yalnız Gümrük idaresi için dar bir geçid bırakılmıştır. Bütün nakil vasıtaları dün öğleden sonra Merkez Rıhtım hanı önünden arka caddeye çıkarak seyrüsefere başlamışlardır. Kapatüan cadde Galata rıhtımma ilâve edüecektir. bu manzarayı alacak cü ve beşinci katları Deniz Bank için hazırlanmağa başlanmıştır. Bunun için Liman idaresi dördüncü katta bulunan Kaptan ve Makinistler cemiyetine, bi * nayı süratle tahliye etmesini bildirmiştir. Buraya Orta Rıhtım hamnın yıkü ması dolayısile oradan yeni taşınmış olan Kaptan ve Makinistler cemiyeti teklifi itirazla karşılamış ve noterlik vasıtasile Liman idaresine bir protesto çekmiştir. Kaptan ve Makinistler cemiyeti idare heyeti cemiyetın behemehal rıhtım üzerinde bir binada bulunması zaruretini gördüğünden İktisad Vekâletine de müracaat edecektir. Merkez Rıhtım hamnın dördüncü ve Deniz Banka haztrlık beşinci katlarmda Türk Gemi KurtarDün Ankaradan verilen bir emir ü ma şirketile Tahlisiye idaresi bulun * zerine Liman idaresi tarafından işgal maktadır ki bunlar da esasen Deniz edilen Merkez Rıhtım hanının dördün Banka ilhak edilecektir. kolunu oynattı. Adımlarını hızlandırdı. Bahçenin demirparmaklıklı kapısı ardına kadar açıktı. Bazil, ahıra benziyen garajı ve aşk randevulanna mahsus bir paviyona benziyen ahın gördü. Bahçenin geniş yolu boyunca bir sürü ışık yanıyor" du. Bahçenin nihayetinde, evin pencerelerinde de bol aydınlık vardı. Parça parça musiki sesleri, bahçeden geçerek, Bazilin kulağına kadar geliyordu. O esnada, iki köpek, şiddetle havlayarak, ok gibi anldı. Bazil, elini, köpeklerin kulaklan arasma koyunca sustular. Büyük kapının önünde bir hizmetkâr peyda oldu, Bazil'i süzdü, ve bekledi. Sonra, arkasından, ıslak paltosunu aldı ve intizar odasının ka* pısmı açtı. Bazil, uzun müddet tereddüd ettikten sonra, odaya girdi. Girince, ilk karşılaştığı şey bir ayni oldu. Orada kendini seyretti ve «Don Kişot» diye düşündü. Aynada, uzun boyunu, zayıf vücudünü görüyordu. Arkaarkaya çizdiği portrelerde göstermeğe çaIışıp da bir türlü muvaffak olamadığı, o bir nevi yırtığa benzer ifade, yüzünde gene vardı. Saçlan ıslak ve her zamankinden daha koyu renkte idi. Kostümî^ bir çok geceler, arkadan . çıkanlmadan içinde uyku uyunmuş olduğunu gösteriyordu. Bu kostümün neşrettiği ve aynanın ifadeye muktedir olamadığı, terhin edilmiş eşya kokusu da ayn idi. (A"' sı var) Vicki BAUM 21 Geliniz. Dedi. O önde, Bazil arkada, üç ayak bir merdiven indiler. Karanlık bir dehlizden geçtiler ve mağazaya girdiler. Mağazada, deri ve ter kokusu duyuluyordu. Duvarlara müstamel esvablar asılmış, önü tel kafesle örtülü bir came kâna, kötü mücevherler doldurulmuş.tu. Bazilin sokaktan gördüğü elektrik lâmbası, etrafa, solgun bir ışık serpiyordu. Sam Rouben, naftalin kokan bir esvab yığınım, elindeki şamdanla aydınlatarak: Esvabmızı kendiniz arayıp bulun, dedi. Bazil, ellerini, istemiyerek bu eski yr ğmına daldırdı. Kanştırdıkça eskiliği daha ziyade belli olan bu kirli, yıpranmış şeylerin arasmdan, nihayet kendi eşyasını buldu. Rouben, numaralan okudu, makbuzla karşılastırdı ve sordu: Semaverinizi de alacak mısınız? Bazil, başile menfi bir işaret yaptı. Rovolverinİ7İ? Yazan: Hamdi VAROĞLU Evet. Bir saniye evveline geliciye kadar, rövolverini geri alıp almıyacağını karar laştırmış değildi. Şimdi, sanki kafasının içinde, birdenbire bir manivelâ hareket etmişti. Rövolversiz bir iş görmek kabil olmıyacağmı düşünüyordu. Tefeci, eşyaya el süremediği için, çenesinin bir hareketile, orada bir çekmeyi işaret etti. Ba zil çekmeyi açtı, biraz araştırdıktan sonra rövolverini buldu. Eski bir dostile buluş muş gibiydi. Rouben: Semaverin parasıni da veriyorsunuz değil mi? Diye sordu. Hayır, paranın üstünü alacağım. Semaveri bugün almak niyetinde değilim. Paraya el süremem ki. Bazilin kulaklan, haddinden ve sabır sızlığm verdiği asabiyetten uğulduyordu. Dorisin o anda Bryantm evinde bulundu?unu düşündükçe bu uğultu fazlalaşıyordu. Çevlren: kat zarif bir genc tavrı takınmağa çalıştı. 1 dığı zaman, giriştiği teşebbüsün divanece Bir müddet sonra, üzerindeki asabiyet birşey olduğunu anladu Buna rağmen, halinin, kısmen açlıktan ileri geldiğini gene, yağmur altında, seyrek fenerlerin anladı. Fakat, o zaman da, tren vakti ışıklarile çitler, ağaclar arasından yol bulgelmiş bulunuyordu. Vagona girdi; pen mağa çalışarak ileriledi. Fasta geçirdiği cere yanmda boş bir yer buldu, oturdu. hayat, ona, istikamet tayini hususunda, O saatte Long İslanda pek az yolcu bu bir hayvan sevki tabiisi aşılamıştı. Bir iki lunduğu için tren tenha idi. Bir müddet hafta evvel geldiği evi, zahmetsizce bulhiç birşey düşünmedi; yalnız, pencerenin du. Kolundaki semaver olmasa, daha cammda pınldıyan siyah damlalan, köp zahmetsiz yol yürüyecekti. Biraz tered rünün altındaki ışıklan ve karşı kıyıdaki düd ettikten sonra Puşkini, avdette almak üzere, yolun kenanna bıraktı. elektrikleri seyretti. Fakat, garibdir ki, hayalden yana faDorisin, kendisile beraber gelmek ve Bryanttan ayrılmak istememesi ihtimalini kir olmak şöyle dursun, bilâkis, bu kabilio ana kadar düşünmemişti. Bunu düşü yeti çok fazla olduğu halde, Bryant'ın nünce, omuzlarını silkti ve burnundan, köşkünden avdet sahnesini bir türlü ta istihfafkâr bir nefes çıktı. Dorisin, kendi sarlıyamıyordu. Vaziyeti hüsnü tefsir esini sevdiğine kat'iyyen emindi ve onu, dince, Doris'in, Ellialtıncı caddeye çok herşeye rağmen sevecekti. Genc kızın tan avdet ettiğini tasavvur etmek lâzım kendiliğinden uzaklaşmadığını, buna se dı. Bu takdirde, bu geceki kâbus, hayal bebiyet verenin kendisi olduğunu da bili âleminden öteye geçemiyordu. Fakat, en kötü ihtimalin tahakkuku halinde, yani yordu*. Fakat, bunda da hakh idu Tren, duruyor, gidiyor, gene duruyor, Doris kendisile gelmek istemeyince, o zaeslem olan yola, onu, cebren götür gene gidiyordu. Bu gidişler ve bu duruş man, mek icab edecekti. Fakat, Bryant'ın evinlar, Bazilin kafasında, kötü bir cümle halinde diziliyordu: Ya Doris kendisini de herkesin uykuya yatmış olması ve kenistemiyorsa, ya istemiyorsa, ya istemiyor disini eve sokmamalan da ihtimal dahi • lindeydi. Yahud. Doris oraya gelmemiş sa... de olabilirdi; ve bu takdirde, Bazil, üsTren, mütemadiyen yürüyordu. Elim, bitmez, tükenmez bir yolculuk... İstasyo tü başı sırsıklam, miskin, naftalin kokulu, maskara bir Don Kişot mevkünde kala na geldiği zaman yağmur yağıyordu. bilirdi. îstasyonun saati, on ikiye çeyrek kalaNemirof, semaverin ağırlığile uyuşan yı gösteriyordu. Bazil, şuuru bunu kavra