7 Ikinciteşrin 1937 CUMHURİYET Hfidiseier arasında Japonlar, Chansi'nin merkezini işgal ettiler Japonyadan konferansa delege gönderip göndermiyeceği soruldu. Nota, Tokyoya bildirildi [Baştaraft 1 ind sahifede\ hakkındaki şayialan tekrar mevzuu bahseden Çin murahhas heyeti namına söz BÖylemeğe salâhiyettar bir zat bu şayia ların konferansın mesaisini güçleştirmek maksadile propaganda ajanları tarafın dan çıkarıldığını beyan etmiştir. Bu zat demiştir ki: « Çinin Berlin elçisi Almanyadan Brüksele gelmiştir. Mevzuubahs şayianm hakikatle alâkası olmadiğmı söylemeğe mezunum.» Çin ordusu cenuba çekiliyor Şiirin elmas ve ekmek oluşu Nutuk münasebetile Atatürkün ideolojisi Toponimi Yazan: Türk Tarih Kurumti Asbaşkam AFET Japonlar Şansi hükumeti merkezinde Tokyo 6 (A.A.) Japon kıtaatı Şansi'nin hükumet merkezi olan Taiyu an'a varmıştır. Karaya çıkarılan asker Şanghay 6 (A.A.) Central Ne»vs Çin Ajansının bildirdiğine göre Hangçeu körfezinde bazı Japon kıt'aları karaya çıkarılmıştır. Bu kıt'alar Şanghaya doğru şimali garbî istikametinde ilerlemekte dirler. Bunların Kiangpu hududundı kâin Sintsang civarında Çin kıt'alarile Çarpıştıkları söylenmektedir. Hangçeu körfezinde yapılan bu ihrac an hareketi 5 ghay cephesindeki vaziyeti tamamile değiştirmiştir. Bu yeni kıt'alar süratle şimale doğru ilerlemeğe muvaffak oldukları takdırde Çinlilerin her halde Çansa Sungkiang hattma kadar ricat etmeleri lâzım gelecektir. Bu takdirde bile cephenin cenub kısmı tehdid altında kalmış olacaktır. Bu hattın gerisi bir göle müntehi ol duğu için mükemmel bir tabiî müdafaa hattı teşkil etmektedir. Chansi'nin cenubunda Tokyo 6 (A.A.) Tebliğ: Şanghayda, cenub mıntakasında Şo sov nehrıni bırkaç noktadan geçen Japon kıt'aları, 5 teşrinievvelde ilk hatlannı Honhchiao karşısına kadar götürmüşlerdir. Şimalî Çinde Şansi eyaletinde cenuba doğru ilerlemiş olan Japon yürüyüş kolu 5 teşrinisanide Taiyuan'ın 18 kilometro şimaline kadar ilerlemiştir. Şangting Taiyuan demiryolu uzun luğunda faaliyette bulunan diğer bir yürüyüş kolu, ayni gün zarfında Taiyuan Şangting demiryolunun telâki noktasında Sulhu koruma komisyonunun .. ve Taiyuan Taiku şube hattınm başmbir karart da kâin Yutzde şehrini işgal etmiştir. Taiyuan mevzilerini işgal etmekte olan Pekin 6 (A.A.) Shunteh, Shaho, Çin ordusu cenubu garbî istikametinde Hanton ve Tzhesin Hopei'deki «Sulîıu ricat etmeğe başlamıştır. koruma» komisyonlan Hanton'da Pe Taiyuan pek yakında zaptedilecektir. kin Hankovv demiryolu üzerinde PekiYağmurlar harekâta mâni oluyor nin 442 kilometro cenubunda toplanmışŞanghay 6 (A.A.) Yeniden ya lar ve Hopei eyaletinin Nankin idaresinğan yağmurlar, Şanghayın garb mınta den ayrılmasını istiyen bir karar sureti kasındaki harb faaliyeti üzerinde mühitı kabul etmişlerdir. Bu karar sureti Hopei'de bulunan 72 tesirler yapmış ve faaliyet çok mahsüs dekazaya tebliğ edilmiştir. recede azalmıştır. Atatürkün evi Ferağ muamelesi ikmal ve tasdik olundu Atina 6 (Hususî) Resmî gazete ide intişar eden bir kanunla Türkiye Cumhur Reisi Atatürkün doğduğu evin Selânik Belediyesi tarafından, kendilerine hediyesi için yapılan muamele tasdik edilmiştir. Goebbelsin nutku Artık Avrupa hatalarını anlamalıdır Berlin 6 (A.A.) Propaganda Nazırı Göbbels, söylediği bir nutukta Al manyanm haricî siyasetinin kat'iyyen nasyonalist olduğunu beyan ettikten sonra Almanya ile îtalya arasmdaki teşrikî mesainin herkese bir misal olabileceğini söylemiş ve demiştir ki: « Bütün dünyanm geçirdiği kan şıklıklar içinde bu iki memleket mükem mel surette anlaşmışlardır ve yapılan bütün yıkıcı teşebbüslere rağmen, Roma Bjerlin mihveri muhasım kuvvetlere karşı mukavemet göstermiştir ve gösterecektir. îki şef milletlerine birlik terbiyesi vermiştir. Bu terbiye yeni bir ayrılığı imkânsız kılmaktadır.» Göbbels sözlerini şöyle bitirmiştir: « Eğer Avrupa kendini tehdid eden vahim tehlikelerin önüne geçmek istiyorsa, artık halli gecikmiyecek olan bir ta kım meselelerin mevcud olduğunu anla ması lâzımdır.» rkadaşımız Ulus, Avrupanın Yazan: A. HAMDt BAŞAR tanınmış muharrirlerine mü Peçenek yolunda talebemden birine: 937 senesi ikinciteşrinin ilk günü, o yatm kendisinden doğan ve hayatla ve racaat ederek, Türk inkılâ Tarih ve coğrafyadan seni imtihan nu bir buçuk saat Millet Meclisi kürsübı hakkında fikirlerini sormuş. Aldı sünde huşu içinde dinledik. Vakur, hâ onun ilerilemesindeki değişikliklerle a edeceğim, dedim. henkli olarak genişliyen dinamik bir ğı cevabların bir kısmını neşretti kim ve inandırıcı olan bu ses, onun bir ideolojidir. Atatürk, nutkunda bu ideTarihten Peçenekleri bildi, fakat Fransanın en seçme kalemlerinin in yıl içinde millet vekillerinden, hüku olojiyi, bu dinamizmi çok canlı ve çok coğrafyadan sorduğumu bilemedi. kılâbımız önündeki hayranlıkta bir metten neler istediğini bize duyurdu realist bir şekilde ifade etmiştir. Hayat Biz dün otomobille Kıbnsa gittik leştiklerini görmek, bize millî gurur Dünyanın en büyük işini yapmış olan durmuyor, kanun ne için dursun? Hat ve döndük, dedim. ların en güzellerinden birini verdi bu en büyük adamm sözlerinde en u ta Büyük Önder, Fırka programımıza Hocası talebesiyle alay ediyor sandı. Bunu kaydettikten sonra, Fransız fak bir ibhamın, bir hayalin yeri ola ve bugünkü icraatımıza ve devlet teş Evet, dün otomobille Kıbnsa gittim. edebiyatının en sivrilmiş insanların mazdı. Güneş kadar kat'î bir görüşle kilâtımıza hâkim olan esaslann gökten Haritada yerini, Ankara köylerini arar dan birinin, Paul Valery'nin cevab yapılması tamamen imkân içinde olan inmiş şeyler olmadığını, onlarm hayat ken bulmuştum. Kayaş yolunda Arablar işlerden bahsetti. Millet vekilleri kar tan çıktığını, hayatı onlara değil, on iistünde durmak isteriz. Şair, inkılâ' şısında yarattığı ve yaşattığı inkılâbm ları havata tâbi kıldığımızı ve kılaca * istasyonunda tren geçeceği için otomobil bımıza aid fikrini söyledikten sonra: bir senelik ömrü esnasında, dinamik ğımızı kat'î ve acık bir lisanla ifade et durmuştu. Bizimle beraber kadınlı, er aîkinci olarak büsbütün başka Türk hayatına devlet tedbirlerile ekle miştir. Her şekil doğmatizmin böyje a kekli hayvanlar üzerinde giden, kafile de bir messleye temas etmek isterim necek yeni ilerileme merhalesini son cıkça alevhinde olmak Kemalizmin baş durmuştu. lıca vasfıdır. diyor; Türkiye benim için meçhul derece realist bir şekilde çizdi. Uğurlar olsun, yolunuz nereye? olmakla beraber, bilmez değilim Her yeni rejim, yeni bir fikir veya dedim. Atatürkün nutkunda, Celâl Bayar kaki o, şiirin en çok sevildiği, en çok binesinin muvaffakiyetle iş görmesine dinle beraber doğar, ve her yeni fikir Kıbnsa gidiyoruz, dediler. itibar edildiği memleketlerden bi büyük âmil olacak mühim direktifler veya din de eskilerini bir takım yanlış Biz de oraya diye çıktık, yol neridir. Bu, bana derin bir haz ver vardır. Fakat nutkun asıl mühim olan fikirlere ve itikadlara saplanmış, doğ reden aynlır, otomobil gider mi? diye mektedir. Garb usullerinin zayıf noktası, onun açık ve realist hüviyeti matik bularak, onlara hücum eder. Fa sordum. kat kendi fikirlerini de yeni bir «doğ noktast, hemen hemen marazî bir ni canlandıran ideolojik tarafıdır. Türk ma nas» halinde herkese kabul ettir Kayaşa gitmeden köprüden sapı * inkılâbının seyrini ve ana prensipini en şekilde genişlettikleri maddî kıyverin, otomobil ta köyün içine kadar gi * hâkim bir lisandan, onu yaratan ve ya miye çalışır ve bunların ebediliğini, metlerin tahakkümüdür. O kadar şatanın ağzmdan dinliyoruz: Ekonomiyi değişme ne olduğunu iddia eder. debilir, dediler. ki garbda şiir bir «lükstür», bir milletçe yapılan faaliyetlerin heyeti Bu kaide en yeni rejim ve fikir olan Köprüyü geçtik. Yolda rastladığımız «ihtiyaç» değildir. Halk ona ya mecmuası olarak görüyor ve bir kül o liberalizmle sosyalizm için de caridir. kafileler kimi Bayındıra, kimi de Kutludübancı kalır, yahud onu en kaba lan ekonomik hayatla siyasî varlık ma Bütün doğmatizmle mücadele eden hür ğüne gidiyordu. Kıbrıs yolunu bulduk. şekillerinde tanır. Türkiye için, kinesinin ve fikir hayatının birbirine riyet ideolojisi, liberal sistemin ebedili Fakat köyü bir türlü göremiyorduk. EH^ garbın misallerini o noktaya kadar tâbi ve bağlı olduklarını kabul edi ğini, nihayet insanların doğru yolu bul ma dağının şimal eteklerinde idik. takib etmemesini temenni ederim.» vor. Mademki bu üç hayat birbirine duklarını, hakikatin insan fikrinin te Birdenbire vadi içinde bacalan rüten Bu sözlerde şaşılacak birşey var tâbi ve bağlıdır; şu halde bunun tabiî kâmülile elde edildiğini ilân etmişti. damlı evlerile sed sed olan köyü gördük, neticesi olarak «bir milletin kültür se Bu ideolojiye sadık olan liberalizmin dır: Avrpanın en büyük şairlerinden viyesi, üç sahada devlet, fikir ve eko zavallı softaları Büyük Harbden sonra Büyük çmar altındaki çeşme başı meyda< biri, orada, maddî kıymetlerin tahak nomi sahalarında ki faaliyet ve başarı liberalizmin yıkılışmı anlıyamamışlar, nmda köylüler akşam safası yapıyorlar * kümü altında, ekmek gibi bir ihtiyac lan neticelerinin hâsılasile ölçülür» di yeni rejimlerin doğuşunu birer bid'at, dı. Kıbns burası idi. îlk rastladığım evin maddesi olmaktan çıkıp da, elmas gi yor. irtica olarak mütalea etmişler ve yakm tahta merdivenlerini çıktım; genc kadın bi bir lüks maddesi haline giren şiirin Cemiyetin üzerine kunılduğu bu üç da bu işlerin düzeleceğini ummuşlardı. odasının önündeki sundurmada kocasına himayesini adeta bizden bekliyor. direğin avni kuvvet ve ehemmiyette gö Liberalizm kendi «doğma> larım o ka gömlek dikiyordu. Tann misafirini güler yüzle KarşJadı, Bu kadar ulvî bir iş başına çağınldı rülmesi, fikir köşesi karanlık, hayat kö dar hakikatin kendisi gibi yapmıştı ki, ğımız zaman, onu kabul etmemize şesi karanlık, ideal köşesi karanlık olan meselâ, Rusyada yeni bir dünya şartı şini bırakıp odasında yığılı mbder ve yasnin o memlekette ifadesi olan Sovyet ne tereddüdümüz, ne de tevazuumuz nsanlığa nurlu ve ileri bir ufuk aç rejiminin kurulmasını anlamıyan Rus tıklan çıkardı, yere serdi, oturduk. Kaymâni olur. Şüphe yok ki maddî kıy maktadır. Fikre hâkim rolü vererek, di mültecileri senelerce Rusyanın gene es nanası göründüt Sandalya çıkar, diye gelme emir metlerin tahakkümile mücadeleye ğer ekonomik ve sivasî hayatı ona tâbi ki halini bularak oraya dönebilecekle ibi mütalea eden liberal görüş bir ta rini bekleyip durmuşlardı. verdi. Gelin ağaç kütüğünden olan san biz, üstadımız Fransadan daha fazla muktedîriz; çünkü bu kıymetlerin rafta, ekonomiyi hâkim temel addede Bahsi uzatmaktan korkmasaydık, sos dalyasmı sundurmaya çıkardı. rek diğer bütün hayatı ona bağlı gören Ne dikiyorsun, diye işine baktımilk saldırış ve istilâ hızına Fransa sosyalist görüş öbür tarafta, ideolojik yalizmin de yeni doğmalarla dolu oldu• bizden çok evvel uğradı; baskın al mücadelelerini yapadursunlar, Kema ğunu birçoklarımızın malumu olması Cevab verdi: • Ev sağbına gomlek. na rağmen, birkaç misalle ispat ederdik. tında kalarak zayıflıyan spiritüel mu izm en doğru görüşü ve hakikati bul Kaynanasından izin aldık. Gelin bizi Kemalizmin kendinden evvel yaşamış kavemeti, onu daha dik ve azimli bir muş ve tatbik yoluna geçmiştir: rejimler gibi doğmatizmin aleyhinde ol köyü gezdirmeğe çıkardı. müdafaa imkânlanndan mahrum bı Bu üç havat da birbirine tâbi ve bağKöyün erkekleri meydanda toplu idi. raktı. Biz, ilk hızı ve şiddeti kaybolan ıdır. Kemalizme göre, bir milletin yük ması, kendi «doğma> lannın ebediliğini iddiaya vesile olmak için yapılmamış Onlarla konuşurken sordum: bu istilânın karşısına daha şuurlu ve selmesi için evvelâ maarif lâzım oldu tır. Bilâkis kendisine bugün hâkim olan Köyünüz ne zamandanberi bu adı anlayışlı çıkmanın bütün şanslarına ğunu, bu olduktan sonra arkasmdan her umdelerin dahi h'ayata tâbi olduğunu, taşır? eyin geleceğini iddia nekadar çürükse, sahibiz. • ' ' • '» cab ederse onları hayata kolaylıkla feAncak, büyük Fransız şairi bizden elmas şiirin ekmek şiir haline getirilmesi işini bekliyorsa, tarihin hiçbir devrinde, hiçbir milletin yapmadığı, yapamadığı ve yapmayı düşünmecKği bir harekete bizim de girmiyeceğimizden emin olmasını temenni ederiz. Şiirin ekmek gibi her ağızda ayni tadı bırakan, gündelik, ucuz ve ıstandard işi bir gıda olmadığını herkesten çok M. Paul Valery bilir. Şiir, ona yaklaşmasını becerenler için daima bir ihtiyacdır; beceremiyenler içinse daima bir lüks! Varılması güç her üstün kıymet gibi, şiir de ona kavuşanlann azlığı nisbetinde özlüğünü muhafaza eder. îktısadın en basit kıymet kanunu, böyle bir edebiyat meselesini halletmeğe kâfidir. PEYAM1 SAFA evvelâ fabrika ve bol istihsal yaparak alkı zenginleştirdikten sonra kendili inden diğer sahalardaki ilerilemelerin geleceğini iddia da o kadar yanlıştır. Bunlar ve siyasî varlık makinesi ayni zamanda ve avni ahenge tâbi olarak ilerilemelidir. Bir taraflı ilerilemiş, öbür arafı geri ve zayıf kalmış olan cemiyeter, muvazenesiz temel üzerine konmuş inalar gibi, gün geçtikçe ve sikleti fazalaştıkça çökmiye mahkum olurlar. Tarih, bize bunların yüzlerce misalini verir. En yeni nümunesini garb vermektedir. Zengin garb memleketlerin deki huzursuzluk, buhran ve geniş memnuniyetsizlik bu üç direk arasm daki muvazene bozukluğunun tabiî bir neticesidir. O memleketlerde her şey ardı; fakat siyasî mekanizma çok zaaftı. Onun içindir ki bu buhran ve muazenesizliğin önüne geçmek, ancak siasî mekanizmayı kuvvetlendirmekle mümkün oldu. Bu suretle o memleket erde son haddine kadar otoriter, hatta anti demokratik devletçilik doğdu. da edebileceğini açıkça ve liderinin ağzmdan korkmadan ifade eder ve en büyük kuvveti de bu açık hakikatten alır. İdeolojisi bu kadar canlı bir kaynaktan beslenen bir rejimin ne derece dinamik, hareketli ve müthiş bir kuvvet olacağı kolaylıkla anlaşılabilir. Fakat şunu da izah etmeliyiz ki cemiye tin devamlı canlılığına ve dinamizmine nanarak anti doğmatik olan bir takım fikirler ve adamlar da vardır. Bunlarla Kemalizm arasında hiçbir iştirak yoktur. Nasıl «müstakil ve hür Türkiye ve Türk> idealimizle on dokuzuncu asrm hürriyet telâkkileri başka başka şey erse, Kemalizmin «doğma> aleyhtarhğile onlarınki öylece başka başka şeylerdir. Anti doğmatik olanlarm çoğu kanun, disiplin ve program aleyhinde dirler. Bu aleyhtarlıkları derece derece çoğalarak gerek kafalarmda ve gerek ideolojilerinde bir anarşiye kadar varır. Kemalizm ise bilâkis tamamen mazbut, kanunlu ve programlı bir rejimdir. Lâkin kanunlar hâkim olan ana umdeerin nas halinde daima yaşayamıyaca ğını da kabul eder, ve hayatm dışmda hiçbir umdenin ayakta kalamıyacağını, millet işlerinde programlı ve disiplinli, ayni zamanda hür bir idarenin mevcud olması icab ettiğini iddia eder. Içlerinden en yaşlısî başmı kaldırarak: Atay dedclcrimizdenberi köyümüzün adı Kıbnstır, temeli böyle atılm.ş dedi. Başka yerden geldiğinize dair dedelerinizden bir şeyler işittiniz mi? dedim. Ihtiyar köylü doğrularak kalktı ve aağmı yere vurarak: Bayanım, biz oldum olası bura ^ lyız. Bu mana dolu sözler üzerinde düşîinelim. Türk, oldum olasi bu yurdun sahibi dir. Bu hakikat, tarihte böyledir, bugün böyle yaşar. Memleket îçînde seyahat ederken harita üzerinde yer isimleri aramak en büük zevkimdir. Ne güzel ve manalı isimerle karşılaşınm. Bundan başka bir düna haritasmı açıp birbirine benzeyen îimlerin yolunu takib ediniz. O isimler sizi nerelere kadar götürür, hayret edersiniz. Meselâ Türk ismi Amerikanm adalarmda, Missisipi'ye dökülen bir ne}"'' kolunda aynen bulunur. Ankara admı Baykal gölünden çıkan nehir admda bulur ken, buraya kadar getirmekte de güçlük çekmezsiniz. Aras, şarkî Anadoluda nehir, Ankara civarında Mogan gölü cenubunda Aras gölü, Aras düzlüğü, Fransanın şjmalinde Arras adlan birer tesadüf müdür zannedersiniz ? Işte bir de Kıbrıs, Ankara köyü, Akdenizin bir adası: Binlerce misal önünde bunlar bir tesadüf olamaz. Bu yer adlan tarihin yaşıyan izleridir. Toponimi sahası bize daha nice ha kikatleri belirtecektir. Prof. B. Tankut bu hususta kıymetli etüdler yapıyor. Bunda bize daha pek çok yeni bilgiler getirmesini bekleriz. Kıbns köyüne gidişim, bana bu satırlan yazmağa bir vesile oldu. Bu münasebetle Dil Kurumundan ricamı da tekrarlamış oluyorum. Türkün yerleştiği yerlerde onun ver, dıği adlar yaşıyor. Arayabm, bulalım. Türk Tarih Kurumu Asbaşkanı Askerî lise mezunları, Harbiyeye geçtiler Ankara 6 ((Telefonla) Bu sene Harbiye mektebinin birinci sınıfını teşkil eden Askerî Lise mezunları, bugün şehirde bir yürüyüş yaparak Ulus meydanına geldiler. Atatürk heykeline çelenk koydular. Mektebin eski ve yeni talebeleri namına nutuklar söylendi ve and içildi. Kayseride sancak verme merasimi Kayseri 6 (Hususî muhabırimizden) Orgeneral İzzeddin Çalışlar, bugün Kayseri alayına merasimle sancak vermek üzere saat 20 de buraya geldi. Orgeneral îzzeddin Çalışlar, yarın şehir haricinde ki kışlada alaya, Reisicumhur namına sancağı verecektir. Nedim Bozatık Kocaeli meb'usu, dün ölü olarak bulundu Ankara 6 (Telefonla) Bu gün acıklı bir vak'a olmuş, Kocaeli meb usu Nedim Boza tık, odasında ölü o' larak bulunmuştur. Yapılan tetkik lerde havagazin den zehirlenerek vefat ettiği anlaşıl mıştır. Kahve pişirildikten sonra iyice kapanmıyan musîuktan çıkan havagazi, Nedim Bozaltıkın ölümüne sebebiyet vermiştir. Harbiye mezunu olan Nedim, 53 yaşında idi. Acıklı ölümü, Ankarada büyük bir teessür uyandırdı. Filistin hâdiseleri Kudüste iki Iskoç askeri öldürüldü Kudüs 6 (A.A.) İki îngiliz neferinin öldürülmesi üzerine yapılan araştırmalar neticesinde birçok Arab tevkif e dilmiştir. Kaçmağa teşebbüs eden bir Arab öldürülmüş, üçü yaralanmıştır. Kudüs 6 (A.A.) Dün akşam karanlıkta eski şehrin ücra bir köşesinde iki îskoç askeri katledilmiştitr. Numan Menemencioğlu salı günü Beyruta gidiyor Ankara 6 (Telefonla) Numan Menemencioğlu, Beyruta bu ayın 8 inci salı günü hareket edecektir. Numan Menemencioğlunun on gün kadar sürecek olan bu seyahatten memlekete Hatay yolile avdet edeceği anlasılıyor. Diyarbekir Cizre hattınm temeîatma merasimi Deniz Bank teşekkülü Ankara 6 (Telefonla) Diyarbe için hazırlıklar kir Cizre demiryolunun temel atma ve Divrik istasyonunun açılma töreninı yapacak olan heyet, pazartesi akşamı şe'ırimizden hareket edecektir. Heyet, Nafıa Vekili Ali Çetinkayanm başkanlığmda olacaktır. Yeni bir Japon muhribi denize indirildi Kobe 6 (A.A.) Asakumo ismindeki torpito muhribi dün denize indirilmiştir. Muhrib 1500 ton hacmindedir. Sürati 34 mildir. 127 milimetrelik altı top Ve 8 torpil kovanile techiz edilecektir. Yeni îtalyan sefirini Mısır hükumeti istemiyor Kahire 6 (A.A.) Haber alındığına göre, eski İtalyan elçisi Ghigi'nin yerine Parini'nin tayinine Mısır hükumeti ;araftar değildir. Parini ecnebi memle^etlerde bir faşist teşkilâtçısı olarak ta«unmıştır. Nice 6 (A.A.) Paul Reynand'nm nutkundan sonra demokratlar ittifakı kongresi ittifakla kabul ettiği takrirde şimdilik teşriî devrenin ilk 13 aylık plânçosunu yapmış ve bütçe muvazenesi siyasetini tatbik eden ikinci halk cephesi hükumetini tebrik etmiştir. Takrirde hali hazırdaki vahim ahval karşısmda bütün Fransızların daimî menfaatleri nin, yakın menfaatlerindeki ihtilâfın ne Avusturya Hariciye Nazırı kadar fevkinde olduğunu takdir ede cekleri ümidi izhar edilmekte ve buhraBerlinde Berlin 6 (A.A.) Guido Schmidt bey nm izalesi için riayet edilecek ilk şar nelmilel av sergisini ziyaret etmek üze tın kanuna itaat olduğu teyid edilmek tedir. re Berline gelmiştir. Ankara 6 (Telefonla) Deniz Bankın kurulması için hazırlıklarda bulunu luyor. Mevcud deniz müesseseleri, ban kaya bağlanacak olduğundan Deniz Bankm teşekkülile İktısad Vekâleti Deniz Müstesarlığmın meşgul olduğu vazifeler de yeni müesseseye intikal etmiş ola caktır. Bu sebebledir ki, İktısad Vekâ letindeki Deniz Müstesarlığmın ilga edileceği anlaşılmaktadır. Müsteşar Sadeddin Güneyin Deniz Bank müdürlüğüne tayininden bahsedil mekte ise de alâkadarlarca şimdiden böyle tahminlere girişmek tamamen mevsinısiz addolunuyor. Fransız demokratlarmm kararı Kemalizm, tarihin ve hayatm en iyi 'e doğru görüşünün ifadesidir. Bu iti>arla cemiyet telâkkilerindeki bu ek ;ik ve bir taraflı görüşleri reddederek, haj'atın bu bütünlüğünü ve beraberliini kabul etmiş ve icraatmı bu ana prensipe göre ayarlamıştır. Fakat bütün umdelerimize esas olan Atatürk, nutkunda bu esas umdeyi hayatı yaşatan, nedir? Buna dinamik böylece canlandırdıktan sonra ekono kuvvet diyoruz. Bu kuvvet, bizim asıl mik hayata geçerek ziraati bu hayatm tarihimizden kök alan ve vatan dediğiemeli olarak alıyor, ve ziraî bir reji miz hür ve müstakil toprakta ekonomik, mîn, daha doğrusu ziraî bir inkılâbm siyasî ve fikrî kaynaşmasım yapan milasıl ve nereden baslıyacağını gösteri î varlığımızdan çıkıyor. «Toprağınm or. <Ekonomik kalkmma, Türkiye klimleri, zenginlikleri ve başlıbaşma nin, hür, müstakil, daima daha refahlı bir servet olan coğrafî vaziyeti, ve bir Türkiye idealinin bel kemiğidir.> Bu de Türk milletinin silâh kadar makinedeali, endüstri, finans, münakalât sa de tutmıya yaraşan kudretli eli ve millî halarmda adeta bir bel kemiğinin hal olduğuna inandığı işlerde ve zamanlarkaları gibi birbirine bağlı, fakat temeli da tarihin akışını değiştirir celâdetle teiraat olan ekonomik hayatm inkişafı celli eden yüksek sosyal benlik duy emin edecektir. Bunun için bir taraf gusu.» an fikrin ve hareketin canlılığı lâzımBu dinamik kuvvet, asırlarca gür bir dır. «Büyük davamız, en medenî ve en çağlıyan, boşuna akıp giden bir nehir müreffeh millet olarak varlığımızı yükibi israf edilmiş, gitmişti. Bu büyük leltmektir. Bu, yalnız kurumlarında dedinamik kuvveti, keşfederek milletin ğil, düşüncelerinde temelli bir inkılâb mukadderatmı değiştiren ve cemivet yapmış olan büyük Türk milletinin idehayatmı hükmüne alan Büyük Önder lidir. Bu ideali en kısa bîr zamanda Atatürk olmuştur. jaşarmak için, fikir ve hareketi beraber Hayat yürüyor; duran bir şey yok fürütmek mecburiyetindeyiz.> Atatürtur; duran çiğnenir, ölür; her gün ileri îün nutkunda müjdelediği büyük külgideceğiz; her sene refahı biraz daha ür inkılâbı, Türkiyenin doğudan batıfethedeceğiz. Cemiyetin bu kaynaşma doğru üç büyük üniversiteye malik sma, bu ileri hareketine ancak doğma ılması, işte bunu temin edecek başlıca ar, fikri ve hareketi baltalıyan iptidaî larekettir. Atatürk Üniversiteleri doğukafalar sed çekebilirdi. Din doğması, a, batıda ve yurdun göbeğinde yalnız asırlarca Türk ve îslâm âleminin inkı$aarkm değil, yirminci asır dünyasmın ına mâni olmuştu. Türk inkılâbı onun n büyük ilmî görüşünü, tarih ve felçin evvelâ bununla mücadele etti. Ar efesini doğuracaktır. Zaten onun dehaık yeniden din yaratamayız. Hayat ne ile kültür kaynaklarımız dil, tarih sasterse o olacak; fakat hayatı da başıalarmda ilk meyvalarını vermiş ve boş bırakmıyarak hükmümüze alacağız. ünyaya da yaymış bulunuyorlar. tşte Kemalizmin en büyük vasfı. AAtatürkten işittiğimiz Türk inkılâb atürkün nutkundan anladığımız büyük deolojisi, daima ileri millî bir refahın deolojik mana... deolojisidir. Şu halde bu Ideoloji, ha1 AFET (Ulustan) Malais Prensleri tngiltereye tayyare hediye ediyorlar Londra 6 (A.A.) Müstemleke Ne zaretinin bir tebliğine nazaran, Malais Prensleri İngiliz hükumetine iki tay yare filosu hediye etmek teklifinde bulunmuşlardır. Bu filolar Malais ada larında duracaklardır. İngiliz hükumeti bu hediyenin kabulü için fevkalâde komiserine mezuniyet vermiştir. A. HAMDt BAŞAR