CUMHURIYET i İkinciteşrin 1937 Tekirdağlı, Havakunımu için güreşmek istiyor Başpehlivan, bütün hasılat Hava Kurumuna verilirse hem Hindli, hem de Mülâyimle maç yapacak Hindli pehlivanm Mülâyime yenilmesi üzerine ortaya çıkan güreş dedikodu ları yeni bir takım müsabakalara zemin hazırlamıştır. Hindli pehlivan, Müiâyi me yenilmediğini, minder kenarına geldiği vakit hakemin dıidük çalması üzerine kendini bıraktığım ve bu yüzden mağlub addedildiğini söylemektedir. Buna mu kabil Mülâyim de dıin matbaamıza gelerek Hindli ile tekrar müsabaka yapa bileceğini ileri sürmüştür. Hindli ile güreşmiyen Tekirdağlı Hüseyin Pehlivan da dün matbaamıza gelmiş, müsabakadan kaçmadığını, hem Hindli, hem de Mülâyimle ayrı ayrı günlerde müsabaka yapabileceğini, fakat bu müsabakaların hasılatının tamamen Türk Hava kurumuna terkedılmesi lâzım geldiğini söylemiştir. Tekirdağlı Hüseynin, Türk hava kurumu menfaatine olarak yapmak istediği bu müsabaka, çok yerindedir. Bu suretle hem ortaya atılan iddialann ne dereceye kadar makul olduğu meydana çıkacak, hem de Hava kurumuna bir menfaat temin edilmiş olacaktır. Müsabakalann hangi tarihte ve nerede yapılacağı, Hava kurumu tarafından tesbit ve ilân edilecektir. metroluk bir rökor tesisine muvaffak ol muştur. Bu gibi rökorların kabul edilebilmeleri için bir mesafe üzerinde gidiş ve geliş olmak üzere iki yarış yapmak lâzım gelmektedir. Gidişte yukarıki dereceyı elde eden Ingiliz dönüşte arabasının vites kutusunun kınlması yüzünden resmî rökoru yapamamıştır. Bu müthiş sürati elde eden arabanın sekiz tekerleği, 10 metrodan fazla uzunluğu, 2,5 metro genişliği, 1.27 metro boyu olup 7366 kilo ağırlığı, 4765 beygir kuvvetinde olan makinenin 12 silindiri vardır. Duymadıklarımız ve bilmediklerimlz Merinosların deri hastalıkları Yeniden 3 sabit koruma havuzu tesis edildi Bursa (Hususî) Ziraat Vekâleti, merinos mmtakasmda merinoslaştırı lan koyunların bılhassa deri hastalıklarından karunması için yeni tedbirler almaktadır. Bu cümleden olarak Vekâlet, Bursanın Balat, Çatalağıl, Uluabad mevkılermde üç sabit koruma havuzu tesıs etmiştir. Bu havuzların birisi günde 5000. dığer ikisi de günde 2000 merinos banyo edecek büvüklüktedir. Merinos koyunları banvoya sokulmadan evvel avakları temizlenmekte, bilâhare banvo yaptırılmaktadır. Banyodan sonra koytınlar istirahat mahallinde istirahat ettırilmektedırler. Memleketimiz de ılk defa tatbik edilen bu banyolarda arsenık ve kükürt sentezi kullanılmaktadır. 14 eylulde başlıyan koruma banvoları birkaç gün evvel bitmiştir. Ba lat banyosunda 12,112, Uluabad banyosunda 40 507, Çatalağılda 12,204 ki ceman 63,823 merinos koyunu banyolan mıştır. Günde yalnız bir defa Konfor ve medeniyet Yirminci asnn, içinde yaşadığımız harb sonrası yılla rı, fennin en büyük adımlarla ılerıledi ği bir devırdir. Dunya yaradılalıberi beyaz ayılardan başka mahluk ayağı değmiyen kutublarda tayyare motdr lerinin homurtusu, çölde radyo sesi işitiliyor; şehirler var ki caddelerinde gündüzle gecenin birbirinden farkı yok. Tabiate meydan okuyan fen, muamma dolu fezada alabildiğine kanad çırpıyor. HASAN Diş macunu ile dişlerinizi temizlerseniz, omrünüz müddetince dişleriniz sağlam ve inci gibi parlak ve beyaz kalır. Dişleriniz çürümez, diş etleriniz kanamaz. Tüp 7.5, dört misli 12.5, en bUyUk 20 kuruştur. DANTOS Bursada atletizm müsabakaları Bursa (Hususî) Spor bölgesi ta rafmdan tertib edilen atletizm müsabakalarına Atatürk stadyomunda ikinci reis îhsan Celâlin idaresi altında ve kalabalık bir seyirci kütlesi önünde başlandı. 100 metroyu Acar îdmandan Ziya 10 saniyede alarak birinci geldi. ( 4 x 4 0 0 ) ü Alâeddin, îbrahim, Hakkı ve Esaddan mürekkeb Acar takımı bitirdi. (4X100) ü de Acar takımı 2.5.48 dakikada bitirdi. Bu müsabakalara diğer kulüblerden de atletler girdiler. Bilâhare küçükler arasında üçüncü katagori bisiklet müsabakası yapıldı. 38 tur üzerine yapılan müsabakayı Acardan Kemal 29 dakikada bitirdi. Said ikinci, Hüsameddin üçüncü geldiler. Fransa 3, Holanda 2 Mevsimlerinin ikinci beynelmilel mü sabakasını Amsterdam'da Holandalılara karjı oynıyan Fransızlar bu maçı 3 2 kazanmağa muvaffak olmuşlardır. Bi rinci devrenin bitmesine yirmi dakika kaIa bir gol yiyen Holandahlar, rakiblerini çok sıkıştırmışlar, adeta tek kale oyna mışlarsa da beraberliği temin edememişlerdir. ikinci devrede bir gol daha yapan Fransızlar galibiyeti sigortalamış vaziyete geçmişlerse de halkın çılgmca teşcileri arasında Holandahlar da bir gol yap mışlardır. Tehlikeyi sezen Fransızlar sağaçıklan vasıtasile bir gol daha yapıp 3 1 galib vaziyete geçince Holandalı lann kuvvei maneviyeleri kınlır gibi ol muş, fakat maçın bitmesine üç dakika kala bir gol daha çıkararak oyun Fransızların 3 2 galebelerile neticelenmiştir. Hilâl kulübünün fevkalâde kongresi Hilâl spor kulübünden: Kulübümüz kongresi aşağıda yazılı işin görüşülmesi için 7/11/1937 pazar günü saat 10,30 da fevkalâde olarak kulüb binasmda toplanacaktır. Üyelerimizin behemehal hazır bulunmalannı dileriz. Ruzname: Kulübün 1937 1938 futbol likine ıV tirak veya ademi iştiraki hakkında karar verilmesi. Bütün bu harikaların ortasmda me ğer bir garibe yaşıyormuş! Londraya yakın bir yerde Stansted admda bir şehir var. Bu şehre giden, kendisini, birdenbire on sekizinci asra kadar gerilemis zanneder. Ufak, zarif, ahşab köşkler. Her tarafta büyük bir sessizlik. Gün kararmca, zulmetlerle dolan sokaklar. Tektük tesadüf edilen dükkânlarda, petrol lâm balarınm hatta ispermeçet mumlarının ölgün ışığı yanıyor. Şehirde elektrik, havagazi diye bir şey yok. Binalar, otobüs tekerleği sarsıntısınm, kulaklar otomobil kornası sesinin ne olduğunu bilmiyor. Şimendifer düdüğü. bu şeh rin semasına feryadmı yükseltmemiş Kırk yılda bir, bir Londra otobüsü, yolunu şaşırıp da buradan geçecek olsa, yolcular, bir müze vitrininde asari atikadan bir şey seyreder gibi sokakları, evleri merakla temaşa ediyorlar; bu ibret levhası karşısmda başlarını sal lıvorlar, geçivorlar. Bu orta çağdan kalma belde halkına, yirminci asra karşı takındıkları küskünlüğün sebebini sorarsamz şu cevabı alıyorsunuz: Yirminci asır medeniyetinden maksadmız nedir yani? Konfor mu? Ayol onun âlâsı bizde var. Şu gürültüsüz, patırtısız hayatımıza bir baksanıza! Ka famız dinc, gönlümüz ferah yaşavıp duruyoruz. Benzin kokularmız, radyo cayırtılannız, otobüs patırtılarmız sizin olsun; bizi kendi halimize bırakın!.. Lâf aramızda. galiba haksız değiller! .NOVOTNiV. SÜRPRiZ! Budapeşte Operet Şantözu ÜNlVERStTEDE Üniversiteden çıkarılan talebeler Vekâlete müracaat ettiler Bir müddet evvel Üniversitede inkılâb dersini müteakıb radyo mikroıonu önündeki hâdise müsebbibi olarak tesbit edilen ve inzıbat meclisi kararile ikisi muvakkat ve biri müebbed olarak Üniversiteden çıkarılan üç talebe Maarif Vekâletine müracaat etmişlerdir. RUDOLFFY Tamamen yeni bir repertuvarla ve Yunan Opereti artisti ARiS HRYSOCHOOS'un ve setrimli tenor îstirakile e&lence i nutnaralar istanbul üçüncü icra memurluğun « dan: Bir borcdan dolayı mahcuz olup pa raya çevrılmesine karar verilen bir aded Tele Telefonken radyosu 8/11/937 pazartesi günü saat üçte Kasımpaşa Dabeghane sokak 54 No. lı hanede açık arttırma suretile satılacağından talib olanlarm mezkur mahalde hazır buluna cak memuruna müracaatleri ilân olunur. (1539) Zayi Üsküdar kız ortamektebinden aldığım şehadetnamemi kaybettim. Yenisini çıkaracağımdan hükmü yoktur. Türkân Boran Y U N K A' nın Beyoğlu Ali Fuad Hukuk Fakültesi dekam oldu Hukuk Fakültesi dekalığına esas teşkilât hukuku profesörü ve Ticaret mektebi müdürü Ali Fuad tayin edilmiştir. Tahsilât Müdürlüğünden: Zekı Ali Kaptanın Galata Maliye şubesine 933 934 yılları kazanc ver gisinden olan 846 lira 38 kuruş borcundan dolayı Sami vapunındaki 65/100 hissesinin 5/11/937 tarihinde ihalei evveliyesinin icrası ilân edilmişti. Mumaileyh 2/11/937 gününde aranan bu boreunu tamamen ödemiş ol masından dolayı mezkur vapurdaki hissesi üzerine mevzu haciz fekkedılerek satışına lüzum kalmadığı ilân olunur. (7469) îki ev yandı Fatihte Sofular mahallesinde Tayyareci Orhan sokağında Müessir kadına aid 6 numaralı sigortasız ahşab 3 katlı evden yangın çıkmış, yamndaki 4 n u maralı belediye odacılanndan Ahmedin evine de sirayet ederek her iki ev de yandıktan sonra söndürülmüştür. Ya pılan tahkikatta vangın çıkan evde Süleyman admda bir adamm yemek pişirirken mangalmdan sıçrıyan kıvılcım ların döşemelere sirayet ettiği anlaşıl rmş ve Sülevmartvakalanmıştrr. Yeni bir Amerika ihtira beratı dairesine bundan bir müd det evvel bir istida verilmiş. Bu istida, <katlanabilir> nev'inden bir portmanto ihtiraına aidmiş. Yeryüzünde pek mebzul bulunan nesnelerden biri de mucidlerdir. Fakat bunlann çoğu, pirenin gözüne ekilmeğe mahsus toz nev'inden, lüzumsuz ve ek:eriya astarı yüzünden pahalıva mal olan yenilikler ortaya koydukları icin. bazı memleketlerde, ihtira beratı rasgele verilmez. Amerika ihtira beratı dairesi de, katlanır nev'inden portmanto istidasını bu noktai nazardan tetkik etmiş. Fakat tetkık neticesinde. bu ihtiraın pek mükemmel bir şey olduğu görülmüştür. Ancak, meselenin asıl şayani hayret tarafı, bu mükemmel ihtiraı vücude getirenin sekiz yaşında bir çocuk olm2sı! Bu minimini kafanm. ilk buluşunu bu kadar mükemmel bir eser haline getirdığine bakılırsa, Amerika, yeni bir Edison kazanacağa benziyor. Baş, diş, nezle, grip, romatizma icabında gUıîde 3 kaşe alınabillr ve bütün ağrılarınızı derhal keser. Güreş hakem kursu T . S. K. Güreş Federasyonu Hakem kursu başkanhğından: Güreş hakemi yetiştirmek maksadile açılan hakem kursu 4 ikinciteşrin 937 perşembe gününden itibaren faaliyete geçeceğinden kaydolanlarla o güne kadar kaydolacaklarm yevmi mezkur akşam saat 18 30 da C. H. Parti merkezindeki İstanbul Bolgesinde hazır bulunmaları tebliğ olunur. Bir hır*ız yakalandı Bundan bir hafta evvel îstanbul Beledivesi karşısında Ay apartımanma bir hırsız girmiş ve ikinci kat dairelerinde oturan tüccar ömerin kıymetli bir dürbinile fotoğraf makinesini çalıp kaç mıştı. Emniyet ikinci şube memurlarmm vaptığı tahkikat sonunda hırsızm sabıkalılardan marangoz Mehmed olduğu anlaşılmış ve dün Şehremininde yaka lanarak çaldığı mallargeri almmıştır. Italya: 2 Isviçre: 2 Isviçrede Italya ve Isviçre millî takımları arasmda yapılan futbol maçı 2 2 beraberlikle neticelenmiştir. Ayni milletlerin B takımları arasmda oynanan müsabakayı da İtalyanlar 4 1 kazanmışlardır. Isim ve markaya dikkat. Taklidlerinden sakınınız. istanbul Nafıa Müdürlüğünden: Pariste yapılan müsabakalar Dinî bir bayram münasebetile Paris teki ecnebi oyuncuların da iltihakile ortaya çıkarılan cnuhtelit, îtalyan Bolonya, Leh ve şimalî Fransa muhtelit takım ları arasmda bir futbol turnuvası tertib edilmiş. tir. Lehliler şimalî Fransa muhtelitini 2 1 yenmeğe muvaffak olmuşlardır. Bolonya ile Paris muhtelitinin maçı 1 1 beraberlikle neticelenmiştir. Hurrem Sultan Büyük tarihî roman Üstad M. Turhan Tanın. bundan bir müddet evvel gazetemizde tefrika edilen bu nefis ve kıymetli eseri kitab şeklinde intişar etmiştir. Eser, gazetemizde tefrika edildiği vakit hicbir romana nasib olmıyan bir rağbet görmüş, zevk ve ibretle okunmuştu. Tamamen tarihden a lmmış. tarihî vesikalara istinad et" tirilmiş olan bu eseri bütün okuyucularımıza hararetle tavsiye ederiz. Kitabın fiatı 150 kuruştur. Bütün kitabcılarda satılmaktadır. Bir çocuk otobüs altında can verdi Devlet Demiryolları hat çavuşların dan Hasanın çocuğu Yıldız, Yeşilkövde tren volu üzerindeki geçidden geçerken şoför Hüsnünün idaresindeki otobüs altında kalarak feci bir surette ölmüstür. Müddeiumumilik tarafından tahkikata başlanmıştır. Şoför vakalanmıştır. 17/11/937 çarşamba günü saat 16 da îstanbul Nafıa Müdürlüğünde tahmin bedeli (850) lira olan asrî ışıklı proje kopya teksir makinesi açık eksiltmiye konulmuştur. Mukavele, eksiltme, hususî şartnamesi dairesinde görülecektir. Muvakkat teminat (64) liradır. tsteklilerın muvakkat teminat makbuzları ve Ticaret Odası vesikalarile bu gibi asrî ışıklı proje teksir makinesi sattığına dair idarelerinden almış olduğu vesikalarile birlikte gelmeleri. (7331) ÇARPINTI, BAYGINLIK VE BÜTÜN SiNiR BUHRANLARINI NEVROL CEMAL ile geçirirsiniz. Evinizde bulundurunuz. Yolculukta unutmayınız. Yalnız NEVROL CEMAL Ismlne dikkat edlniz. M Otomobille saatte 491,5 kilometro! Bir müddettenberi Amerikanın müsaid yollarmda otomobille dünya sürat rökorunu kırmağa çalışan Eyton admda bir Ingiliz, dev gibi makinesile ve bir millik mesafe üzerinde saatte 491 kilometro 548 , Paraguay'da isyan Buenos Aires 3 (A.A.) Gaze teler, Paraguay hududundan gelen bir Beynelmilel avcılık sergisi takım telgraflar neşretmektedirler. Bu açıldı telgraflara göre Assomption'da bir isyan Berlin 3 (A.A.) Goering, bu sa çıkmıştır. Paraguay hükumetinin vaziyete hâkim bah beynelmilel avcılıl sergisini acmıştır. olduğu söylenmektedir. Bu sergiye 30 millet istirak etmiştir. burada duyduğur. korkudan kurtulacağına emin misin? Sual nazikti. Gene muvazenesini kay betmesinden korktum ve avcumu alnında gezdirerek ona sükunet vermeğe çalış tım. Hiç sarsılmadan: Eminim, dedi. Göründüğü kadar kuvvetli ve samimî olmıyan bir memnuniyet gösterdim: Oh! dedim, buna çok sevindim işte... Ben de böyle düşünüyordum. Bir seyahat senin bu ufaktefek rahatsızlıklannın hepsini geçirecek. Akdeniz üstünde uzun bir yolculuğun nekahet rüyalan kadar güzel, ümidle dolu anlarını hatıralarıma biraz hayal ve edebiyat katarak anlattım. Ağır ağır bir kolunu boynuma dolamış ve başını omzuma koymuştu. Titrek bir sesle: Bu yolculuk uzun sürse, hiç bitmese... dedi. îstediğimiz kadar uzatabiliriz. Fakat... Senin işlerin? Hem ümidini kesmemek, hem de yapamıyacağım bir taahhüd altına girmemek için: Dur bakalım hele... dedim, Saib Beyle bir görüşeyim; bensiz o kereste işi Harb Akademisi Komutanlığından: Yıldız: Harb Akademisi eratınm kışlık yaş sebze ihtiyacı için 1500 kilo ayşekadın fasulyası, 6400 kilo ispanak, 6400 kilo lahana, 5200 kilo pırasa 10 II. Teşrin 937 çarşamba günü saat 10 da Akademide pazarlıkla ihale edilecektir. Talib olanlarm 64 lira pev akçesini Malsandığına yatırarak alacakları makbuzla Yıldızda Komisyona müracaatleri. (7307) ni yalnızbaşına halledeceğini söylerse hemen yola çıkarız. Fakat Saib Bey burada değil. îzmirde. iki üç güne kadar gelir. Zehra içini çekti ve mırıldandı: İki üç gün... Bu zamanı bile çok gördüğünü anla dım. Doktora hak vereceğim geliyordu. Benim için bu seyahat mevzuunun ağız aramaktan başka hicbir gayesi yoktu. Fakat, yavaş yavaş, ben de bu son günlerin kâbusundan ikimizi birden kurtaracak bir seyahatİH cazibesine ısınmıya başla mıştım. Yerimden kalktım, gittim, bir Avrupa haritası buldum ve Zehranın dizleri üstüne yaydım. Parmağımla îstanbuldan Marsilyaya kadar uzanan deniz yolunu göstererek: Bak! dedim, işte buradan gideceğiz. Evvelâ Çanakkale Boğazını göreceksin. Hani bir gün sana Harbi Umumideki Boğazlar müdafaamızı anlatmıştım. işte oralarını vapurdan göreceksin. Marsilyaya kadar kaç gün sürer? Eh, vapuruna gere. Bir hafta. Birşeyler düşündü; boynumdaki kold gevşiyordu; öksürdü ve doğruldu: Daha uzun deniz yolculuğu yoK mudur? Bir hafta da dönüş, on b«î gün. Daha uzun, daha uzun... Daha uzun?.. Amerika var. Gi« derken on beş, yirmi gün deniz yolculuğu sürer. Amerika çok mu uzaktır? Tabiî... Orası başka bir kıt'a. Şaziye sana anlatmadı mıydı? Dünya beş kıt'adır. Anlattı ama unuttum. Ben hep bunlan birbirine kanştırıyorum. Evet, işte onun için Amerika çok uzak. Gidemez miyiz oraya? Gideriz, gideriz. Sen hiç gittin mi? Ben yalnız oraya gitmedim. îstersen gideriz. Çok memnur. olurum. Fakat hele şu Saib Izmirden bir gelsin bakalım. Birdenbire sözümü kesti: îstanbuldan... Neresiydi orası? Bizi kahvaltıya çağırmak için içeriye giren Rukiye, Zehranın halindeki deği Çanakkale. Hayır hayır... ta... en son gidece şikliğe jaştığmı bana birkaç hususî bağimiz yer. kışla anlattı. (Arkast var) Marsilya. Korkuyorum ! Tefrika: 26 Yazan: Server Bedi dum. Gülümsedim. Ne dersin? diye tekrar ettim. Alt dudağını ısırarak hayretle yüzü me bakmağa devam ediyordu. Gözlerinin müphemiyeti yavaş yavaş çözülüyordu. Rahatça gülümsediğini gördüm. Derin bir nefes aldı: Nereye gidebiliriz? dedi. Nereye istersen: Avrupaya, Amerikaya... Gözleri yüzümiin üstünde gezindikten sonra dışarıya kaydı. Yüzünün gülümseyişi belirip kayboluyor, kedere doğru istihaleler geçirdikten sonra tekrar doğuyordu. Şimdilik ne kabul, ne reddetmişti; tekliften memnun görünüyordu ama halinde doktorun aradığı tehalük yoktu. Birdenbire sıçradı ve elimi tuttu: Çok iyi olur, dedi. Bu sözü uzun süren bir derunî mücadeleden sonra söylemişti. Demek ki bazı hesablar yaptı. Açıhrsın o zaman, değil mi? diye sordum. En çok sinirüne dokunan şey, bu dokorun Zehrayı hiç görmeden koyduğu bir teşhiste bu derece ısrar etmesiydi. Hem de tıb ilmine taalluku olmıyan bir teşhis. Mırıldandım: Bakalım, hay hay... Doktor gittikten sonra Zehranın yaıma çıktım. Yatakta arkaüstü ve gözleri yarı kapalı yatıyordu. Uyumadığı halde benim geldiğimi duymamış gibi yaptı Belki de sahiden farkında değildi. Doktorun teklif ettiği tecrübeyi hemen yap mak istiyordum. Yanına oturdum. Elini tuttum: Zehra, dedim, bak bana. Yalnız gözlerini bana çevirdi. Dinle! dedim, güzel birşey düşündüm. Gelecek ay benim işlerim biraz hafifliyecek gibi. Seninle bir seyahate çıkmak istiyorum. Eminim ki bu değisiklik sana çok iyi gelecek. İstedığin yere gideriz. Ne dersin? Birdenbire başını bana doğru çevirdi ve gözlerini açtı. Bakışlarındaki hayret ten ne dosçacağını sabırsızlıkla beklivor Yüzü aydmlanmıştı. Dudaklarının kenarında açık bir sevinc görünüyordu: Evet! dedi, fakat... Birdenbire yüzünün manası gene karardı. Ne var? dedim, nedir «fakat?» Çabuk gidemeyız, değil mi? Çabuk gitmek mi istıyorsun? Senin işlerin var, gidemezsin. Saçlarını okşuyordum: İstersen sen yalnız git! dedim. Nereye? Avrupaya mı? Nereye istersen! Düşündü ve silkinerek doğruldu: Gidemem, kabil değil. Niçin gidemezsin? Korkarım. Niçin korkacaksın? Bilâkis buradaki korkundan kurtulmak için yola çıkacaksın. Seyahatte birşeyin kalmaz. Onu yalnız göndereceğimden değildi. Ağzmdan, ruhunun kapalı tarafma küçük bir pencere açan herhangi bir söz sö'ylemesi ümidile bunu söylüyordum. Sensiz gidemem, dedi. Neden korkarsın? dedim, korktuğun birşey var mı? Yoksa, öyle, meçhul tehlikelerden mi korkuyorsun? İşte öyle. Peki. . Ben de beraber gelirsem