«Genc kızlar, bir gül kadar temiz kok malınnız. Bunun için, nefsinizi yedi günahtan koruyunuz!* Budda Kendinizi sularda seyretmeğe hakÇinli MaKuUu, genc Japon kızına: şen tabiat değildi, bende bilmediğim baz: Budda mabcdlerinden uzak bir ye şeylerin hareketini, hatta içimde ayak ses kınız var. Bca bile, gözlerinizi ve dudaklannızı kucağında salhyan bir akar su re, ormanlara gidelim! dedi. Sana nefsi lerini işitiyordum. «Evet, bugünkü kadar güzel bir gün olmadığıma teessüf ediyorum. ni jeytanların elinden kurtaramıyan bir «Bu cümle beni sarhoş etti. Fakat, insanın felâketlerini anlatacağım. Sakın dü. Arkama üzerine beni günahlardan koruyacak en kuvvetli ve canlı ejderha kızmıştım. Bana sokulmak istiyen bu inağlama! Nefjini yenemiyecek kadar za yıf olanlara Budda bile acunadı, ten ne ları iılediğim beyaz ipek elbisemi giydım. sanı kendime uzak bulmuştum. Derhal Ann«m yüzünde ve gözlerinde gizliyeme ayağa kalktun, koruya doğru yürümege diye acıyacaknn. Yuvarlak yüzlii, ve gözlerinin içi gü diği bir annelik gururile beni yanaklanm başladım. Beni takib etmesini istiyordum: len küçücük kızla, tırnaklan uzanjJf, a dan öptü. Saçlarımı kendi elile taradı Etmedi. Müteessir bir halde eve dön vurtlan çökmüf, yüzü günah lekelerilt küçücük topuzumu o yaptı, dayanamadı düm. Odama kapandım. Ağlamak isti buruşmuş ihtiyar kadın mabedlerden u bu sefer alnımdan öptü. Güzelliğimi ay yordum. O zaman duyduğum bu ihtiyazak bir ycre doğru yürüyorlardı. İhtiyaı nada seyretmek istedim. Her kadın gibi cın, şimdi manasım anlıyorum: Sevil bugün ilk defa güzelliğimin şöhvetin mek! devam ediyordu: «Günler geçti, bahan yaz, yazı son « Şehrin bütün bahçeleri, insanlar duymak, kendimi güzelliğimle aldatmak ve bugünün hatırasını bir sır olarak içiaı bahar kovaladı. Karşıma, beni sarhoş hasta etmek için en tahrik edici çiçeklerle bezenebilirdi, günef kameriyelerın al de saklamak istemiştim. Bu ihtiyac ben edecek, bir genc kızı en can alıcı yerin doyurmadı. Akşama doğru gün karş den vuracak cümleyi söyliyen bir erketında gelinlik elbiselerine ibrifimden ej derha işliyen kızların göğüslerine ve ku dağlarda kızanrken, uzaktan, memleke ğin çıkmasını bekledim. Artık, h'ıslerim, caklarına rüyalanmızı aldatan «ıcakhğ timizin tanımadığı insanlardan birinin daha açıkça söyliyeyim, iffetim aldan serpebilirdi, tabiat bizi kendine çekmek geçtiğini gördüm. Oturduğum odanın mağı arzular hale gelmişti. Budda'yı ve için bütün sihrini ve ajifteliğini kuilanabi penceresine, ve sonra da bana çok dik etnirlerini unutmuştum. Din değiştirmiş lirdi; fakat hiçbir genc kız bu çiçek'erin katle baktı. Birkaç gün, gene pencereye bir insandım: Zaten kadınlar dinlerıni, bakar, diye gece ile gündüzün kavuştuğu dinleri gibi kendilerini kolayca değiştirirkokusile, güneşin sıcaklığile, tabiatin fetsaatleri bekledim. Hiç geçmedi, pence ler. İçimde büyük bir boşluk vardı; ar tanlığile bir erkeğin arzulannı söndürmek reye bakan olmadı. Günlerce gözüm ken zularım bu boşluğa ellerini uzatmışlar, için boy ölçüşemezdi. tlk ve ton sevgilis disine bakacak insanı beklemek için yo ondan kendilerine göre, bazı taleblerde olan kocasının kucağında bir gül kedar ruldu. bulunuyorlardı. temiz ve ılık bir koku ile kokmalıydı. Vü«Su, ilerideki devrilmiş çam ağacını *Ewelce, bir çocuk ruhu kadar derin cudünün hiçbir uzvu erkeğe arzulann lüpheıini telkin etmemeliydi. Onun için bir sükun içinde devam eden uykumu, görüyor musun? Işte, o ağac bana bü yük bir felâketin, yüzüme baktığm za dünyanın hiçbir yerinde genc kızlar, Çin şimdi gecede birkaç defa gördüğüm rü man gördüğün iğrenç çizgilerin manasım dekiler kadar körpe ve taze değildirler.» yalar, yüzünü ve vücudünü uyandıktan Nehrin kenanna, büyük bir bahçenin sonra hayal meyal hatırladığım bir insa hatırlatır. Günahkârlığımı, genc kızlığı kameriyeleri gibi, dizilmiş olan köyün nın ethne aradığı rahathğı veren okşama mı, gözyaşlanmla da olsa, hatırlamak sarmaşıklarla süslü evleri epey uzakta kal lan ve bu okşamalarla başlıyan zengin bir için arasıra buraya geldiğim olur. Ellerimıştı. İhtiyar kadın uzamif tırnaklı par zevk anlan bulandırmağa başlamıştı. Sa mi uzaklara, mazime doğru uzatır, ka maklarile alnına dökülen »açlarını büke bahlan kendimi yataktan kalkamıyacak ranlık ve kannakarış,ık haayller arasın dan gencliğimi, saçları annesi tarafından rek, fesad dolu gözlerile genc kıza bakü derecede yorgun hissederdim. Kâşki, büörülen bir zamanki MaKuTiu*yıı ku tün genc kızlığımm sarhoşluklan bu r ve: yalarda gömülü kalsaydı, ve ben arzu caklarım. Insanlardan uzaktayız, dedi. «Gene günlerden bir gün, sıcaktan yamacın arkasındaki ormanda bir IU ba lan rüyalar haricinde yaşamaktan iğrefi vardır. Orada bizi hiç kimse görmez. nen, çapkınhklarını insanlardan olduğu bunalmış, annemin zorile su kenanna Bir sırn öğrenmek teccssüıile buraya kadar, kendinden de saklıyabilen, ve ha gezmeğe çıktım. Civarda otlıyan sürüler kadar gelen genc kızın gözlerinde bariz tırlandığı zaman yüzü kızartmıyan en baş arasında dolaşmak için buralara kadar döndürikü zevkleri beslemiş bir insan o uzandım. Saf çoban bana ağacdan kırbir endişe sezıliyordu: larak yaşıyabilseydim! Bunu yapamadım. basile su ikram etti. Sonra da, arasıra bu Uzaklara gitaıiyclim, dedi. OrKendimi, rüyalarımdan çıkmağa zorlı ralarda, bizim memleketten olmıyan bir manlardan korkuyorum. Çin güneşleri icyan ben miydim? Yahud bir başkası mıy adamm dolaştığmı, tuhaf bir hâdise diye sanda dehşet ve endişe uyandırıyor. Şudı? Bunu da bilmiyorum. anlattı. Epeydir unuttuğum aldatılmak racıkta bir yere oturalım. arzulanm kamçılanmıştı. Artık, annemin Sana Çin güneşlerinin sırrını anla' «Gene bahar sabahlanndan biriydi. ısranna lüzum kalmadan, kendi isteğimle tacağım. Beni anamdan babamdan, kız< Her tarafımda tuhaf bir takım hislerin buralara kadar gelmeğe başladım. lığımı sevebileceklerden, en kötüsü, aşk yorgunluğile uyanmıştım. Annem odama «Bir sabah, otlar, ağaclar henüz ıs * sarhoşluklarından bütün hayatımca uzak girdi. Mahmur gözlerini uğuşturan beni lak, beyaz kuzular henüz mahmurken, laştıran insanın, güzelliğim için methiye öperek: ler söyliy,erek iffetimi aldattığı suyun ba MaKuLiu yavrum, günlerdenbe arkamda itina ile işlediğim yedi ejder şına gideceğiz. ri evde kapanıp kalryorsun! dedi. Seni eğ halı elbisemle buraya geldim. Şu dev Genc kız fazla ısrar etmedi. Yürüdü lendirecek bir']$buldum. Kahvaltmı yap rilmiş çam kütüğünün üstüne oturdum. ler, yamacı aştılar, orman göründü. Biraz tıktan sonra bahçedeki çiçekleri sulıya Işıkla beraber yere inen ve gittikçe bana yaklaşan sesleri dinliyor, ve içimde anladaha yürüdüler, en parlak ve şırıltıh yer caksın. tılmaz bir hazzın sevincini duyuyordum. leri yosunlarla örtülü suyun başına geld* Anneciğim! dedim, çiçekleri çok ler. Bir taşm üstüne oturdular. Genc kız severim. Fakat, sabahlan, akşam beni Gözlerimde, senin gözlerindeki kadar küçücük ve parmaklan gizli hislerin işti uykuya sürükliyen yorgunluktan daha saf bir eda, bazan aynada seyrine doyahasile gerilmiş ayaklarını suyun güneşte fazla bir ağırlıkla uyanıyorum. Bunu ya madığım bir ıslaklık hissediyordum. Birden arkamda bir ses.. Ondan sonra ha parlıyan yerlerine daldırdı. ihtiyar kadın pamıyacağım. suyun ışık damlalan gibi üstünde parla> «Kadmlık hyahnda kocasından başka reket olarak vaki olan şeyleri hatırlamıdığı bu güzel ayaklara baktı. Sonra, ço sevgili tanımamış olan annem biraz dü yorum. Yalnız, dudaklanmda başlıyan rabını çıkardı, siyahlaşmış ayaklarını yı şündü; ve zannediyorum, gencliğindeki ve beni bilmediğim sevinclere götüren kadı, suya daldırdı. Uzun müddet suyu bu yorgunluklan hatırladı. Birşey söy garib bir veced içindeydim. Vücudüm ve sudaki ayaklan seyrettiler. Genc kız lemedi, ve bir daha da çiçeklerin lâfını de, dudaklanmdakine benziyen sonsuz bekâretin yüze bir kırmızılık halinde yük açmadı. Ben gene hergün, pencerenin ke bir rahathk hissediyordum. Erkekten selen utangaçlığını gizliyemiyordu. îhti nanna oturuyor, elimdeki örgü ile uğ farklı olduğumu bildiğim gündenberi sayara hiçbir sual soramadı. Biraz ileride raşıyordum. Saçlanmda ve kucağımda bahlan yorgun olan hislerim, şimdi, tatlı ki ağaclarda birkaç kuş cmldadı. Etraf günes. ışıklannın temasım duyuyordum. bir huzur içindeydiler. Veced, rahathk, ta herşey, çıplak vücudünü güneşe dön Bu hâz bana rüyalanmm yorgunluğunu huzur, ve bu hisleri saran sevinc hiç dürmüş, ı$ıkta yıkanmanın sevincini du unutruruyordu. Mütemadiyen beklemek bitmesin istiyordum. Göz kapaklanmı araladım. Derhal, onlan bir daha açılmayuyordu. ten yorulmuş gözlerim, bir gün birdenbire mak, ebediyen körleşmek üzere kapamak İhtiyar kadın, Imrenerek ve genclik ar ortaya çıkacak müphem hayali, yeşillik stedim. Beni öpen, beni okşıyan, vücu zularile'bu körpe Japon kızının tatlı göz lerde bir buğu halinde yükselen güneş sı dümü hislerile saran insanı, hulyalanmın lerine baktı ve: cakhğının eşyaya verdiği uçuculukta a nsanı zannediyordum. Beni öpen bütün îşte böyle güzel bir gündü! diye nyordu. Bazı günler, bir serinlik ihtiya casabanm tanıdığı meşhur ŞiRaTu eöze başladı. O zamana kadar ne bahar, cı zorile olacak, korunun biraz ilerisin di, ve bu adam, Budda mabedinden kone yaz, ve ne de güneş içime beni hayata de akan ırmak kenarında, su üstünde u ğulmuştu. Beni yalnız kuzular, güneş ve davet edecek bir sihirle girememişti. E çusan beyaz kuşları seyre gidiyordum.» ağaclar gördü, zannederek teselli bulmayimiz bir korunun içindeydi, buraya bahaİhtiyar kadın, kızlığınm bu güzel ha ğa çalışırken, evde annemin, babamın benn her sene kolunda bir başka güzel tıralannı dinliyen, gözlerinin rengine ka nimle konuşmadıklarını, bana bir günahlikte sevgilerle geldiğini görürdüm, fakat dar arzulann burkulmalanna yabancı kâra acır gibi baktıklannı gördüm. bende sevmek arzulan muhakkak baha genc kıza baktı, ince uzun parmakh elle«Işte o gündenberi, Budda mabedine n inkâr etmeğe mecburdu. Ben kaçtıkça rini tuttu. Onlan ihtirasla öptü. Çinli kız ;iremiyen, bu mabede girmiyen bütün fepeşimden koşar, rüyalanmda bile beni ra tuhaf bir hisle ürperdi ve: hat bırakmazdı. Annem beni böyle öpmezdi! de nahklan yapan bir insanım. Beni kimse sevmedi, ben çok sevdim. Beni herkes «Bende bir hatıra bırakmış senelerin di. koğdu; ben, bana kötülük etmiş hatıra on birincisiydi. Annem kışın bana, o seIhtivar kadının gözleri yaşardı: nenin yeni ipliğile dokunmuş beyaz bir Evet, yavrum, gözlerinin rengi ba ları bile içimden koğmağa çahşmadım. «Bal renkli gözlerini, bundan sonra, elbise yapmıştı; evimizin, penceresi bah na herşeye yabancı olduğunu anlatıyor. çeye bakan odasmda, san ve solgun yap Kendini annenden başkasına öptürme. birçok kötü hayaller bulandırabilir. O raklarını topraklara gömmüş ağaclann «Ne diyordum? Irmak kenarının se nun için, gözlerini fazla ışıktan koru! yeşereceği ılık ve yeşil günlerde giyece rinliği hoşuma gitmişti. Öğle sıcaklannda Saçlannı, bakışlarile bile olsa, başkala ğim bu elbiseye, bilinmedik bir takım ar evde oturmaktan sıkılınca, oraya gider nnm okşamalanndan esirgemelisin! Hazular duyarak, beni felâketlere karşı ko dim. Sularda neler görmedim? Hele gör ırla ki, beni bir cadı haline sokan arzu, ruyacak en güçlü kuvvetli ejderhalardan düklerimden biri çok müthişti. Bir gün çözlerimin karanlıkta bile başkalarına birini işledim. Onu benim kadar canlı ha akşamüstü, yorulmuştum. Otlar üzerine bakmak, saçlanmı anneme taratmak ihle getirmek için bütün zevkimi, bazan gc uzandım. Güneş karşı tepelere yaklaş iyacile başladı.» celerimi feda ettim. Genc Japon kızile, ihtiyar cadı agır mıştı. Suya bakıyor, dibindeki nebatla «Günler geçti. Ejderhalar birken iki, nn su cereyanlan tesirile her an değişen ağır yürüyerek tepeyi indiler. İkisinin de iki iken üç oldu, beni yedi nevi günahtan şekillerini takib ediyordum. Birden, su gözleri yaşhydı. Biri mazisine, diğer iskurtaracak bu cehennemî şeytanlara ha da, şekli rüyalanmdaki müphem hayale tikbaline ağlıyordu. yatı bahşetmek için kırmızı ile mavi ren çok benziyen bir cismin hareketini gör gi kullandım. düm. Bunu, otlar üstünde bir hışırtı takib Erzurum Defterdarı «Bahçede ilk badem çiçeğini gördü etti. Artık suya bakmağa cesaret edemiErzurum Defterdan Naci Siral tedavi Jjüm gün, ayni çiçeğin dalında bir bülbü yordum. Uyuyor muydum? Uyumadı çin İstanbula gelmiştir. lün öttüğünü işittim. Hiçbir bülbül sesi ğıma emin olmak için arkama da bakamıbana bu kadar yakm gelmemişti; hiçbir yordum. Fakat, hislerimi büyülemiş bir ÖLÜM badem çiçeği, tazeliğini, bana, bu derece varlığın yanımda veya çok yakınımda b«Abka müesseseleri îstanbul şubesi fisunla kabul ettirememişti. Kendi kendi lunuşundan bir sıkıntı duyuyordum. Geşefi Arifin babası ve Akba sahiblerin me: «Bu sene bahar beni korkutuyor, hct ne otlarda bir hışırtı oldu, ve sonra, rüya den Bilâlin dayısı Yanyalı İbrahim Hasenekinden daha fazla bir çekiciliği var!» lanmda kulağıma fısıldıyan insanın sesini mid mesane kanserinden vefat etmiştir. liiye düşündüm. Şimdi anlıyorum. Deği •, duydum: Allah rahmet eyliye. r CÜMHUBIYET tS Eylul 1937 Küçük hikâye Bir Çin hikâyesi Şerif Hulusi 1 RADVO y Bu akşamki program ) ISTANBUL: 12,30 plâlüa Türk musüdsl 12,50 havadis 13,05 muhtelif plâk neşrtyatı 14,00 SON 18,00 İkincl Turk Tarih Kurultayının neşri (Kunıltayın mutealub toplantı gün ve saatleri her toplantı sonunda bildirllecektir) 18,30 plâkla dans mu^ikisi 19,30 konferans: Dr. Salim Ahmed (Maddî, manevî iyi yetişmekliğimize mânl olan haller) 20,00 Cemal Kâmil ve arkadaşlan tarafından Turk musikisi ve halk şarkıları20,30 Omer Rıza tarafından arabca soy lev 20,45 Belma ve arkadaşlan tarafından Turk musikısi ve halk şarkıları, (Saat ayan) 21,15 tango ve caz orkestrası 22,15 Ajans ve Borsa haberleri ve ertesi giioun programı 22,30 plâkla sololax, opera ve operet parçalan 23,00 SON. VIYANA: 18,50 kanşık yayuı 20,15 ASKERÎ BANDO 21,05 CAZBAND TAKIMI . 22,05 muslkiU clnayet hikâyesi 22,45 MUSİKİ 23,15 muhtelif haberler 23,25 EGLENCELJ KONSER. BERLIN: 17,05 MUHTELİF MELODİLER 19,05 gramofon, günün akislerl 20^0 ECLENCELI MUSIKI 21,05 haberler 21,15 MUSIKILİ PIYES 23,05 hava, haberler, spor23,35 dans musikisi. PEŞTE: 18,35 ORKESTRA KONSERİ 19,35 röportaj 20,10 Macar halk şarkıları 20.55 komedi, haberler, hava 23,05 GECE KONSERİ 24,05 CAZBAND TAKIMI 1,10 son haberler. BÜKRES: 19.05 ORKESTRA KONSERİ 20,10 gra mofon, konferans, dans plâklan 22,10 MUSİKİ 22,35 hava, haberler, spor 22,50 KONSER 23,50 haberler. BELGRAD: 18,05 halk şarkıları, konferans, gramo fon 19,35 VTYOLONSEL KONSERİ 20,05 gramofon, ulusal yaym, haberler, Sırb gecesi 22.35 DANS MUSİKİSİ 23,05 haberler 23,25 KONSER 24,05 DANS MUSİKİSİ. LONDRA: 19,05 MUSİKİ 20,05 ORG KONSERİ 20,25 karışık yayın 21,05 AÇIK HAVA KONSERİ 22 45 konusma 23 ORKESTRA VE ŞAN 23,30 DANS ORKESTRASI, İstirahat esnasında haberler, hava ve saire. PARIS [P.T.T.h 17,35 ORKESTRA KONSERİ 19,35 gramofon, haberler, eğlenceli yayın 21,35 OPERET YAYINI 23,35 haberler, gramo fon, hava 24,05 komedi. ROMA: 18,20 MUSİKİ 18,55 karısık yayın21.45 KARIŞIK MUSİKİ 22,05 OPERA YAYINI. lstlrahatlerde haberler, en sonra dans musikisi. Gloria Svvanson artık evlenmiyecek! Artist: «Saadet gök kuşağının yedi renkli ucuna benzer ki kökü kalbimizde olmazsa ona erişemeyiz!» diyor Gloria Svvanson, îşte size doğru sözlü, doğru özlü bir kadın.. Ne 39 yaşında olduğunu, ne de 24 senedir beyaz perdede faaliyet göstermekte bulunduğunu saklamıyor.. Ideal bir koca bulmak içm dört defa evlendiğini, dördünde de *aadete erişemediğini ise her yerde uluorta söylemekten çekinmiyor.. Son zamanlarda Herbert Marshall ile ismi sık sık bir arada zikrolunmağa başlamıştı. Herkes onu beşinci defa evlenecek ve bu Ingıliz artistile de mes'ud olup olamıyacağmı tecrübe edecek zannediyordu, lâkin bu tahminler boşa çıktı. İki senedir hiçbir filim de çevirmedi. Fakat şimdi yeniden çahşmak sevdasında.. « Dinlenmeğe hasrettiğim iki sene zarfında, diyor, çok düşündüm. Her zaman saate bakıp daldım. Fakat akreble yelkovana değil.. Saniye iğnesine.. Neticede anladım ki hayatta hal yoktuı.. Mevcud olan mazi ve istikbaldir. Insanlara istikbal için çahşmak lâzımdır. Binaenaleyh tekrar mücadeleye atılmak, muvaffak ve mes'ud olmak arzusundayım.» Hususî hayatında Gloria halihazırda pek de bedbaht sayılmamak icab eder. Çünkü yuvasında üç tane yavrusu vardır. Genc kız olmak devrelerine gelen ve annesinin ismini taşıyan Gloria.. Bu kız, ilk kocası Herbert Somborn'dandır. Vaktile evlâd edindiği JosepJı ise 14 yaşına basmıştır. Son kocası Michael Farmer'den olan Michelle ise 5 yaşmdadır. Yeniden başlıyacağı san'atkârane hayatında da muvaffak ve mes'ud olacağ: şüphesizdir.. Çünkü temsil hayatma Mack Sennett'in komedilerinde oyna Gloria Swanson makla başlıyan Gloria zeki, metin ve iradeli bir kadmdır. Sessiz «Madame SanGene» i Fransızlann meşhur Rejane'ı kadar mükemmel oynamış, gene sessiz «Yağmup> filminde ise Sadie Thomp son'u mahirane yaşatmıştı. « Bundan sonra, diyor, tabiîdir ki genc kız veya vefasız kadın rollerine çıkamam.. Gayem, beyaz perdede insanî tipleri canlandırmak olacaktır. Benim fantezicilikle işim yok.. His, teessür, heyecan nerede varsa ben oradayım.. Ruhumda bu temayülü duymamış olsam muhakkak ki hiçbir şey yapamam. Çünkü saadet ve muvaffakiyet, gök kuşağının yedi renkli ucuna benzer ki, onun kökü kalbde olmayınca insan kabil değil ona erişemez!» C Bir iki satırla «Fanny» Amerikada yeniden çevrilecek... «Topaz», «Cesar» ve «Marius» piyeslerinin müellifi nüktedan muharrir Marcel Pagnol'un vaktile Fransada hlim olarak çevrilmiş olan «Fanny» nammdaki eserinin Amerikada kordelâ yapılmak hakkını M. G. M. şirketi satın almıştır. Başrolü oynıyacak olan erkek artistler de şimdiden seçilmiştir. Wallace Beery fransızca kopyasında Raimu'nun ve Frank Morgan da Charpin'in temsil ettiği rolleri canlandıracaklardır. T^r Pariste bulunan William Powell Fransız gazetecilerini kabul ederek on!ara Amerikaya döndüğü zaman içinde başrolü oynıyacağı filim hakkında malumat vermistir. William bu kordelâda muhayyel bir devletin başvekilinin uşağı rolünü temsil edecek ve bazı nagihanî vak'alar neticesi ortaya mühim bir şahsiyet olarak çıkacaktır. Bu filimde partöneri şimdiye kadar hiç tanımadığı, yalnız «Sabahm Kanadları» nammdaki in gilizce filimde seyrettiği Annabella olacaktır. •jc Fransada 10 teşrinievvelde «Cheri Bibi» isminde bir filim çevrilmeğe başlanacaktır. Bu kordelânın sessiz yapılmış olanı vaktile çok büyük bir muvaffakiyet kazanmıştı. Seslisinin çevrilmesini rejisör Leon Mathot deruhde edecek, başrolü Pierre Fresnav ovnıyacaktır. «Venedik» sergisinde alınan neticeler Teşekkür Refikam geçenlerde sokaktan geçer ken bir evden atılan tüfekle yaralan mıştı. Kendisine ilk müdavatı yapmak hususunda istical ve gayretini gördüğümüz Bakırköylü doktor Bay Peştemalcıva, hâdisenin failini derhal bulan zabıta memurlarına ve pünlerce süren tedavisi esnasında büvük ihtimamlar sarfeden İstanbul Üniversitesi ikinci cerrahî ve göz seririyatları ordinaryüs profesörlerile doçent ve asistanlanna, Haseki hastanesi Başhekimi ile bütün hekim ve hastabakıcıların», hatır sor mak lutuf ve nezaketinde bulunan dostlanmızla akrabamıza karşı derin min net ve şükranlanmızı arzederim. Borsa Komiserligi Kamb'vo Nükud müdürü Hasan Tahsin Erez «Venedik» sinema sergisinde gösterilen filimlerden mükâfat kazanan bazı kordelâlardan muhtelif zamanlarda müteferrik surette bahsetmiştik. Bugün oradaki neticeleri umumî bir şekilde hulâsa etmek istiyoruz: «Volpi» kupasını Emil Janings'in «Der Herscher» fılmi, ecnebilere mah sus Mussolini kupasını Fransızlann «Bir Balo Hatırası» kordelâsı, Italyanlara mahsus Mussolini kupasını Scipio Africanus filmi, milletler kupasını Ingilizlerin «Büyük Victoria» kordelâsı, Halk Küitürü Vekâletinin kupasmı Ingilizlerin «Fil Hizmetçisi» filmi ve Italyanlann «Sinyor Max» kordelâsı, mütebaki mü kâfatları da Fransızlann «Büyük Ha yal», ve «îngiltere Tacmın Inci leri», Italyanların «Conditorei» kordelâsı, Amerikan artisti Bette Davis'in bir filmi, Walt Disney'in «Micky Maus» lan kazanmışlardır. ~İC Danielle Darieux Amerikaya hareket etmezden evvel son filmi «Emniyeti Suiistimal» kordelâsının senaryosunu yazmış olan fransızca «Paris Soir» gazetesinin muharrirlerinden Pierre Wolf*a veda için gazete idarehanesine gitmiş, o sırada oraya ziyaret için gelmiş olan Ramon Novarro ile görüsmüş, tanışmıştır. Ramon, Danielle'e Holivud hakkında uzunuzadıva malumat vermistir. Müessif bir ölüm Servetifünun (Uyanış) gazetesinln abone ve postacısı, Ahmed îhsan Mat baasının kırk senelik emektar memuru Ahmed Rahmi uzun zamandanberi müptelâ olduğu hastalıktan kurtulamıyarak vefat etmiştir. Cenazesi dün Kaımpaşadaki hanesinden arkadaşlarının göz yaşları arasmda kaldırılarak Ku laksızdaki medfeni ebedisine tevdi olunmuştur. Allahtan kendisine rahmet diler, kederdide ailesine sabırlar dileriz. ARKADAŞ! Sıcak, Rahat, Emin, LUks, En Repertuvarı en S İ N E M Temiz, güzel, zengin A : En son zaferi olan KiTARALAR ÇALARKEN Ahenkdar ve başdondurücu filminde en tatlı ve nefis şarkılarını söyliyecektir. ALEMDAR Hiçbir masraftan çekinilmedl ERTUĞRUL SADÎ TEK Bu gece (BÜYÜKDERE) Aile tiyatrosunda (Artistler revüsü) ve (KILIBIK) İSTANBULDA =^ TiNO ROSSi SÜMER sinemasında B U G Ü N önlimilzdekl pazartesl akşamı Sinemasında MELEK NAMUS BORGU Oynıyanlar: BARBARA SFANWYK ve (Fransızca sözlO) ROBERT TAYLOR AŞK SAADET ve GUZELLiK ŞAHESERİ Gedikpaşa A Z A K ilâveten PAUL MUNi'nin son filmi Y I L i v I Y A N sineması Çarşıkapı A D A M ve EKLER JURKAL dOnya haberleri Yeni sezona başlamıştır. Isianbulda ilk defa: Herkesin bah ettigi büyuk Jonprömye GRETA GARBO'nun •evdigi ROBERT T A Y L O R ' U D son füimlerinden KADINLIG1N S IR RI