CÜMHUKIYET 19 Eylul 1937 Osmanlı Rasputini u | [ Şehir ve Memleket Haberleri J Lüleburgaz şosesinin küsad merasımı Yol Başvekil İsmet İnönü tarafından açılacak Siyasî icmal Milletler Cemiyeti ve gerginlik a Doğru değil mi? i Manzaranın en çirkinüj cHamalların sırtta yük taşıması çirkin bir manzara arzediyor de dik ve pek haklı olarak bunu menettik. Amma diyeceksiniz ki şimdi de türlü türlü acayib biçimde el arabaları çıktı da sanki bunlar pek mi gözleri okşuyor? O da başka mesele. Lâkin şehirde her gün hepimizin lâkaydisi önünde, kendine medenî diyen bir beldeye hiç yakışmıyacak çirkinin çirkini manzaralar cereyan ediyor ve buna ne halk, ne de Belediye memurları ses çıkarıyor. Bir akşarh, Sultanhamamından Yeşildireğe çıkan yokuşun alt başında beş dakika durursamz, neden bahsetmek istediğimi derhal anlarsmız. Orada bin bir küfür salhyan arabacılar ellerinde sırım kırbaç habire zavallı beygirlere indirirler. Zavallı hayvanlar bakarsı nız canlarım dişlerine takmış yokuşu tırmanmak için çalışırlar. Fakat ne mümkün! 1500 kilo ağırlık yüklü araba o yokuşu çıkabilir mi? Geçen akşam oradan geçiyor dum, böyle feci bir manzara ile karşılaştım. Arabacı bir taraftan kırbacı indiriyor, bir taraftan da küfürleri tesbih gibi sıralıyordu.> Yukarıki satırları bir kariimizin mektubundan alıyoruz. Filhakika Belediye nizamnamesinde tek atlı arabaya 300400 kilodan fazla yük yüklenmez. Çift atlıya 600700 kilo yüklenir. Bir at yüz kilo, bir merkeb 70 kilo yük taşır. Nizamnamede bu sarahat varken neden memurlanmız bununla hiç meş • gul olmazlar. Kaldı ki o yokuşun başında bunları kontrol etmek çok kolay. Çünkü taşınılan her sandık ve balyenin üzerinde kilosu yaalıdır. Hamalları kaldırdık Fakat bu çirkin manzaraya da nihayet vermeliyiz. Bu hal medenî bir şehre yakışmaz diyoruz, Frank ve Türk borcu tahvilleri Malî işler üzerinde değişiklikler oluyor Tarihî tefrika : 29 Yazan : M. Turhan Tan Deli İbrahim âşık! Ve deli Hünkârm cevab vermesine meydan bırakmadan misaller getirmeğe koyuldu: Sular, denize kavuşmak için kö püre, köpüre çağlıya çağhya akarlar. Onlan kaynaklanndan ayınp uzun yollara atan aşktır. Yıldızlann gökte dönüp dolaşması, bahp çıkması günese âşık oluşlanndan<lır. Rüzgâr, aşkın sesidir. Bülbül güle aşkmdan inler. Pervane, aşk uğrunda çırpınır, yanar. Aşk haıvgi gönülde doğarsa orada artık gam kalmaz, gussa kalmaz. Çünkü aşk, Allahın cemalinden dü$en bir mırdur. Banndığı yeri güneş gibi aydmlatır. Deli Ibrahim bön bön sordu: Sonra? Aşk, güzellik meleklerinin yüreklere taktığı bir kanaddır. Âşıklar bu kanaclla uçarlar, Tanrınm arşına kadar yübelirler. Aşk, ilâhî bir efsundur. Gözc cilâ verir, dile talâkat verir, kalbe genrçlik verir, ruha azaınet verir. Peki. Bu aşk nereden gelir? Güzelliğm özünü sezmekten. Berum bine yakm güzel halayığım var. Gece gündüz onlarla düşüp talkı yorum. Neden o öz dediğin şeyi bulamadma, âşjk olamadnn? Siz aşkı aramadınız Padişahım. Ya ne yaptım hoca. Çocuk yaptınız Sultanım. Aşıkların çocuğu olmaz mı? Olur amma geç olur. llkin yürekler kaynaşır, bu kaynaşmadan tatlı rüyalar. derin hulyalar doğar. Âşıklar yeryüzünde bulundukları halde göke çıktıkla rını sanırlar, cennet cennet dolaştıkla nna inanırlar. Bu arada çok garib şeyler de hissederler. Meselâ yanyana bulunurlp'ken başka âlemlerde yaşıyorlarmış gi\ hasret duyarlar. Birbirlerinden ayrı b~undukları sırada da dizdize imişler gibi sarsılırlar, vecde düşerler. Cinci Hoca o günlerde ulema zümre sinin en asil tanınanlarmdan Karaçelebi zade Mahmud Efendinin kızile evlen mişti, balayı geçiriyordu ve kansına âşık denilecek kadar bağlıydı. (1) Bu hissî durum ona hararetli bir cerbeze getirdiğinden eİ€ aldığı mevzuu heyecanla tasvir ediyordu: Evet Padişahmı, aşk, yaman şeydir. O, eşi olmıyan bir cevherdir, örnekle tarif olunmaz. O ilahî bir sırdır, kelime ile tavsif olumnaz. Âşıklar susarken k o nuşurlar, konuşurken susarlar. Onlann yürekleri yanar, yüzleri güler, gözleri yaş dökerken nıhlannda güller açılır. Aşk bir başka hayatbr, yüreklere sıkışan bir kâinatbr. Âşıklar da melekleTİ kıskandıran mahluklardır. Çünkü melâike aşk 2evkinden roahrumdur. Onlar gönülden gönüle aşk taşırlar, fakat kendileri aşk taşmoazlar! Saraydan aynlmamak şartile göklerde jdolaşmak, yalnızken yanında bir kadın yarmış gibi tad almak ve bir kadmla diz dize otururken yalnızlık hissefcmek, güzel rüyalar görmek, acı duymadan yanmak, ağız açmadan konuşmak ve konuşurken susuyor görünmek gibi vöhmî haller, deli Hünkârın hoşuna gittiğinden âşık olmayı tasarlamaya koyulmuştu. Evet, Cincinin şuradan buradan derIenmiş tariflerle, ömeklerle anlattığı aşkı mutlaka smamak istiyordu. Fakat kime âşık olacağını kestiremiyerek bıyığını çeke çeke ve çakşırını karıştıra kanştıra düşünüyordu. Gözünün önünde ilk beliren kadm, T u r handı. Onun boyunu bosunu, süte ben zeyen beyazlığını, kaşlan altında pırıl dayan iki mavi incisini, tepesinden to puğuna kadar uzanan kumral ipek atkı sını birer birer süzdü ve beğenmedi. Sonra Muazzezi, Dilaşubu, Haticeyi gözbebeklerine çıkardı, kendilerile çok oynanmrş birer oyuncak gibi onları da yıpranmış bularak hemen geri sürdü, öbür halayıklanna hayalinde geçid resmi yaptırdı. Bunların içbde mehtabı solük, yıldızlan donuk, koncaları porsuk gösterecek ayarda güzeller vardı. Fakat hiç biri deli adamın yüreğine heyecan vermiyor du, yalnız ağzını sulandınyordu. Lâkin o, mutlaka âşık ohnak ve aşkın tadını bulmak istiyordu. O sebeble muJıayyilesini zorladı, beyninin huceyreleırini sıkıştırdı, avrat pazarını kafasında biı •daha harekete geçirdi. kendine aradığı tadı sunacak bir kadın arada. Birbirinden nefis şeftalilerle dolu bir Jepet önünde ağzına lâyık tek bir tane foulamıyarak o güzelim meyvaları boyuna Hünkâr, Kızlarağasından gebe kalıp çocuk doğuran Cinci Hocanın eski odalığına aşkını ilân ediyor istanbul Edirne yolunun Lüleburgaza kadar olan kısmı yakmda Başvekil îsmet Inönü tarafından açılacaktır. Davetliler Lüleburgazda toplanacaklardır. Küşad merasiminden sonra Nafıa Vekikoklayıp, ökşaytp gene sepete atan bir Ii Ali Çetinkaya tarafından Halkevinde sersem vaziyetindeydi ve yavaş yavaş si" bir ziyafet verilecektir. nirlehmek, hafakanlara tutulmak, baş ağŞEHİR tSLERt rılarına yakalanmak üzereydi. Bu sırada şeftali sepetinin bir köşesine sıbşıp kalBelediyede bir tayin mış başka bir meyva keşfedercesine hetstanbul Viİâyeti maiyet memurla yecanlandı, gözlerini kapıyarak reragi, rından Melih, açık olan Belediye mühacmi ve durumu hiç de öbürlerine ben fetti§liğine tayin olunmuştur. zemiyen bu meyvayı hayalinde teressüm Sarıyer Belediye muhasebe1 ettirdi, sonra garib bh neş'e ile yerinden sinde tetkikat fırladı, ellerini Cincinin omuzlanna koBelediye Müiettişleri bundan bir yarak haykırdı.. müddet evvel Sarıyer muhasebesinde tetkikat yapmı^lardı. Görülen lüzum üzerine ayni yerde tekrar tetkikat yapılmağa başlanmı§tır. Aşkı buldum Hoca efendi. Şimdi onun yanına gideceğim, yarım saat geç meden de senin istediğinden âlâ âşık olacağım^ Dediğini de yaph, Molla Hüseyni evine yollıyarak kendisi koşa koşa büyük oğlu Mehmedin odasına girti, kızlarağasından gebe kalıp nur topu gibi bir çocuk doğuran ve o odada kendi yavrusunu bir yana yatınp şehzade Mehmedi emzir mekte bulunan sütninenin başına dikildi: Kadınun, dedi, sen benim aşkun olacaksın! Sütnin« çılgın bir rüzgâr gibi odaya girivermiş olan Padişaha saygı göstermek için ayağa kalkmadığı gibi şehzadeyi de göğsünden uzaklaştıramadığından mah cub bir vaziyetteydi. Başörtüsünü göğsü" ne indirmek suretile bütün berraklığile a çıkta duran süt hazinelerini örtmeğe sa yaşıyordu. Deli İbrahim, kndisini akşa lâyık gördüğü kadının bu telâşını sezerek kötü kötü gülümsedi: Boş yere çırpınma, dedi, göğsünde gözüm yok. Seni öbür kızlar gibi başıma yastık yapacak değilim, yüreğime soka cağım. Konuşursak sesimiz çıkmıyacak, susarsak kulaklanmız ses duyacak. Yanyana oturduğumuz vakit birbirimizi görmiyeceğiz, fakat ayn bulunurken dizdize imişiz gibi içimize tad yayılacak. Kadının korku ile kanşık bir hayret geçirmekte olduğunu da sezdiğinden karşısına çömeldi: Aklın, dedi, bu işe yatmadı. Değil mi?.. Eh, ayıblanmazsm. Ben bile bugüne kadar aşkın ne olduğunu ögrenmemiştim, Demin Hoca efendiden duydum, hazzefctim, sınamayı tasarladım. Fakat bizim kızların hiç birini gözüm kesmedi. (Arfcası var) (1) Cinci Hoca, Anadolu Kadıaskeri ve Hunkâr hocası olmakla beraber ulema zümresi arasın4a şeref sahibi olamamıştı. Bütün hocalar ona üfürükçü diyorlardı ve yan bakıyorlardı. Bu sebeble fcendisine asil hocalardan kız veren de bulunmuyordu. Kara Çelebizade Mahmud Efendi, sarayın zorlaması üzerine Cinciyi damadlığa kabul etmeğe rıza göstermişse de soyunun, sopunun temizliğinl isbat etmesini de şart koymuş olacak ki Safranbolulu Molla Hüseyin, bir asalet şeceresi uydurmak mecburiyetinde kaldı. Bu şecereye göre Cinci Hocanın babası Şeyh Mehmed, onun babası Karabaş İbrahim Efendidir ve bu zatuı beşinci göbekte dedesi, Konyalı meşhur Şeyh Sadreddin olup o da Selçuk hüikümdarlanndan Sultan Alâeddinin kızile ev lenmiş olduğundan Cinci Hoca, Selçuklular ailesindendirü Perapalas arkasındaki asfalt yol Asfalt olarak yapılmakta olan Perapalas arkasındaki yolun biran evvel bitirilmesi için alâkadarlara emir verilmiştir. 29 teşrinievvel Cumhuriyet bayramında bu yolun küşad resmi yapılacaktır. Ekmek satanların kontrolu Atlarla, mahalle aralarında evlere ekmek dağıtmakta olan tablakârlarm ekseriyetle fırmlardaki noksan ekmekleri alarak sattıklan anlaşılmıştır. Bunların sıkı bir kontrola tâbi tutulması için alâkadarlara emir verilmiştir. Yeni otobüs hatlarî Yıldızla Beşiktaş, Maçka, Taksim, Dolmabahçeden geçmek suretile E minönü arasında otobüs seferleri aç mak için Belediyeye müracaat yapıl mıştır. Bu müracaat tetkik olunmak tadır. Cihangirde susuzluktan şikâyet Dogru degil mi? Eski İstanbul Valisi Haydar dün vef at etti Sabık İstanbul Valisi Haydar te davi altında bulunduğu Cerrahpaşa hastanesinde vefat etmiştir. Cenaze namazı bugün Aksarayda Valide ca misinde kılmdık tan sonra Edirne kapıda aile mak beresine defnedi lecektir. Merhum Haydar Merhum Haydar, Sıvas Valiliğindeki icraat ve faaliyetinden dolayı İstanbula nakledilmiş ve şehrimizde ikide bir çıkan ve birçok evleri kül haline koyan yangınların önüne geçmek üzere esaslı bir îtfaiye teşkilâtı vücude getirmi§ti. Bugünkü faal İtfaiyemizin esasını kendisi kurmuştur. Bundan başka şehirde daha birçok eserleri vardır. Valilikten meb'usluğa seçilen Haydarm Büyük Millet Meclisindeki vazifesine devam etmemesi dolayısile meb'usluğu refedilmişti. Müteakıben müteahhidlik yapmış ve bilâhare bu işi yürütemiyerek bir hayli sıkıntı çekmiş, en nihayet tstanbul Vilâyetine bağlı bazı komisyonlara aza seçilmişti. Son zamanlarda çekmekte olduğu hastalık ölümünü intaç etmiştir. Allahtan rahmet diler, kederli aile sine taziyet beyan ederiz. Cihangirde oturan karilerimiz ya zıyor: , «Gecelori bu civarda terkos musluklarından hiç su akmıyor; nadiren aksa dahi bir şeye kifayet edemiyecek kadar az akıyor. Esasen şimdiye kada'r 'aynî meseleye dair birçok şikâyetler yapıl mıştır. Sular idaresinin nazarı dikkatini celbetmek mecburiyetinde kalı Emniyet ikind şube müdürlüğü tara yoruz.> fından bir kalpazanlık hâdisesi üzerinde CEMİYETLERDE tahkikata başlanmoştır. Hâdisejudur: Evvelki akşam Sirkecide Âşırefendi Esnafa kredi meselesi sokagındaki bir manifaturacı dükkânma Küçük esnafa kredi açmak işile meş Ahmed adında bir zat gelmiş ve dük gul olan komisyon yarın tekrar topla kândan kumaş ve »aire mubayaa ederek nacaktır. Esnafa verilecek krediden an mukabilinde 100 liralık bir kâğıd vermişcak masrafı karşılıyacak kadar küçük tir. Yüz lirahğın biraz kaba olmasmdan bir faiz alınacaktır. şüphelenen dükkân sahibi derhal çırağıMÜTEFERRtK nı çagırarak Ahmede farkettirmeden Deniz Ticaret müdürünün 100 lirahğı civardaki Alman bankasma göndermiş ve bu suretle paranm sahte olseyahati dugu meydana çıkmıştır. Vaziyetten Dün îzmire gitmesi mukarrer olan Emniyet Müdürlügü haberdar edilmiş ve Deniz Ticaret müdürü Müfid Necdet derhal tahkikata başlanmıştır. Deniz bu seyahatini tehir etmiştir. İlk Yüksek Emniyet enstitüsüne alâkası tahkikatta Ahmedin bu işle hiçbir bulunmadığı, yalnız farkında oldevam eden başkomiserler * madığından dolayı sahte parayı kullan Ankarada açılan yüksek Emniyet dığı anlaşılmıştır. enstitüsüne kıdom ve liyakatleri itibaSahte para gayet mahirane basılmış rile intibab olunan bâşkomiserlerin sa tır. Ancak çok dikkat edilince sahteliği jnsı 25 tir. meydana çıkmaktadır. Tahkikata e Başkomiserler bir sene zarfmda tam hemimiyetle devam edilmektedir. 22 ders okuyacaklar ve tahsil müdde tinin sonunda yüksek tahsil görmüş oKÜLTÜR İŞLERİ lacaklar ve Emniyet müdürlüğüne kadar terfi edebileceklerdir. llkmekteblerde kayıd yarın Başkomiserlerin isimlerini yazıyo başlıyor ruz: Bütün ilkmekteblerde yarından iti îstanbuldan tbrahim, Nureddin, Halid, Muzaffer, Hamdi, Fevzi, Şerif, Naz baren talebe kayıd ve kabulüne başlami, Şevket, Ali Akil; Ankaradan Hakkı, nacaktır. Kayıd işleri, 21 birinciteşrin Adanadan Mümtaz, İçelden Kemal, îz perşembe akşamına kadar devam edemirden Faik, İbrahim, Giresundan Sa cektir. im, Edirneden Hulusi, Sadık, Muğladan Bu yıl mekteblerin birinci sınıflarına Aziz, Antalyadan Baha, Tekirdağdan alınacak talebe, 1930 doğumlu olanlarMustafa, Samsundan Ali, Mardinden dır. Daha küçük doğumlular kabul etbrahim, Boludan Ahmed. dilmiyecektir. Kayıd işleri bittikten Bu Başkomiserler yakında Ankara sonra birinci sınıf kadrolarında boş ya hareket edeceklerdir. yerler görülürse 1931 doğumlu çocuk lardan gürbüz ve yetişkin olanlar da aAdliye Vekâleti îdarî Müstehnabilecektir. şarı ve Zat îşleri müdürü Küçük çocuklar, oturduklan semte şehrimizde en yakm ilkmekteblerde okuyacaklarAdliye Vekâleti îdarî Müsteşan Ha dır. MeV^^Tere yapılacak müracaat essan Safiyüddinle Zat îşleri müdürü nasmdik velilerinin de bulunma Muzaffer, İstanbula gelmişlerdir. ları ic? nektedir. BirsahtelOOliralık Ustabkla yapılan bu para üzerinde tahkikata başlandı ütün dünyada son <krecede gerginlik şiddetle hükmünü sürüyor. Siyasî ve içtimaî roüfrit partilere mensub büyük ve küçük dev « letler birbirine karşı cepheler teşkil et Frank ve Türk borcu tahvillerinde mişlerdir. Bu mezheblerin haricinde bugörülen düşüklük beynelmilel malî işler lunanlar ise nâzraı ve mutavassıt rolünü üzerinde çok yeni vaziyetler ihdas et yapmaktan âciz kalıyorlar. Vaziyet çok mektedir. olmakla beraber ümidsiz değildir. Düyunuumumiye meclisinin 28 mayıs Çünkü herhangi kat'î bir hareketin şu na1937 tarihli bir kararına göre, Türk bor zik zamanda gayet ağır mes'uliyeri bu • < cu tahvillerinin kuponları, hem frankla, lunması umum devlet adamlannı düşünhem de dolarla ödenebilecektir. Fakat dürmektedir. önümüzdeki ikinciteşrinde yapılacak it Bunlar harekete geçmek şöyle dursun fada kupon bedellerinin yalnız frankra söz söylemekten bile çekiniyorlar. ödenmesi mukarrerdir. Frangın mütemaMilletler Cemiyeti asamblesine aza 52 di düşüşü hesab edilmiş, bu defa, kupon devlet iştirak ettiği ve bunların mecliste bedelleri 80 kuruş kadar birşey tutacağı dört yüzden fazla murahhası bulunduğu anlaşılmıştır. halde Çin murahhasının beyhude yere 938 mayısmda yapılacak tediyetain istimdad eden beyanatmı yaptığı celse dolarla tediyesi de kararlaştınlmıştır. Bu den sonraki celsede tek bir murahhas ağtakdirde, hamillere, daha fazla olarak, zını açmamış ve bu yüzden o gün için 94 kuruş kadar bir şey ödenecektir. celse tatil edilmiştir. Yunan murahhası Diğer taraftan Türk borcu tahvilleri Politis'in riyaset ettiği hukukî komisyon üzerine mukabilinde para ikraz etmiş olan ikra vaktile on beş devletin talebi zat müesseseleri, sukuttan dolayı ekseri müzakeresi kararlaştırılmif olan bir meya yüzde kırk olan ihtiyatlann erime seleyi görüşmek üzere toplandığı vakit sinden dolayı istikraz yapanlan borclan bu devletlerden hiç birinin murahhası ne nı ödemeğe veya ihtiyatlarmı tamam olur, ne de olmaz diyerek dilini kımıldatmamıştır. Reis de söz söyliyecek hatib lamağa davet etmektedirler. Ödenmiyen bulunmamasından celseyi tatil etmiştir. Türk borcu tahvillerinin satışa çıkanlaDevletlerin muraKhaslan, siyasî ger • rak yeni bir vaziyetle karşılaşılması ihtiginliği büsbütün fenalaştırmaktan çekin • mali de mevcuddur. dikleri gibi son senelerin hâdiseleri do • Dün Londra borsasmda frank kıyme layısile zâfa uğradığı Fransa Hariciye ti bir Ingiliz lirasına mukabil 146,68 Nezaretinin naşiri efkân Temps gazetesi frankh. Bir akşam evvelki kapanı? fian tarafından aıhiren ehemmiyetle tebarüz et146,56 olduguna göre fiat tenezzülü tirilen Milletler Cemiyeti müessesesine gayet cüz'idir. beceremiyeceği ve büsbütün iflâs edeceği ağır ve nazik işleri yükltmeğe çah • Türk borcu tahvilleri de bir akşam evvel, istanbul borsasmda 13,35 lirada ka şıyorlar. panmışken dün sabah, 13 lîrada açılmış Fakat diğer taraftan Millet Cemiyetive sonra 13,30 lirada kapanmışhr. nin mütemadiyen aciz, zâf ve sükut göstermesi neticesi olarak büsbütün itibarım DENtZ İŞLERÎ kaybedeceğinden korkuluyor. Milletler Cemiyeti misakına akl ıslahatı düşünmek Liman îşleri müdürü üzere teşkil edilmiş komisyonda cenubî Trabzona gidiyor Amerikanın miihim devlelerirtden Şili • Liman İşleri müdürü Raufi Manyaslı nin murahha&ı komisyonun henüz müs* birkaç güne kadar Trabzona gidecektir. bet bir karara gelmediğine teessüf etmiş Liman müdürü îstanbul limamna bağlı ve bu gidişle aza devletlerden bir ço i olan Trabzon limanının inkişafı için ğunun bu müesseseyi terketmeleri muh pfc <<&i\emlf î^jojp <k>kyısile tetki temeMjulunduğimu söylemistir. " v ' kat ykpacaktır. Mumaileyhe göre en pratik yol Mil Yolcuselonuve Liman hanı etlef* Cemij'eti kendisine aza olmıyan devletlerin arzulannı öğrenmek ve bun • inşaatı lan vakit vakit emrivakiler karşısımla bir Liman Idaresi ay başında înşasma başlanacak yolcu salonile beraber Li rakmamak olduğunu da ilâve etmiştir. man hanile Deniz Ticaret müdürlüğü a Ingiliz murahhası Lord Camborne ko • rasmdaki büyük bir meydan da açıla misyonun daha hangi usulle hareket e deceği tayin edilmediğinden Milletler caktır. emiyetinin bütün dünya devletlerine şaMeydanın ortasında havuz yapılmasmdan sarfı nazar edilmiştir. Buraya da mil bir müessese halini alması için komisire şeklinde bir bahçe yapılacak ve son yonun bir teşebbüste bulunamıyacağıni ra ortasma Atatürk heykeli dikilecek mazbata muharriri sıfatile bildirmiştir. tir. Ingiltere ile Franca Milletler Cemi* BORSALARDA Ticaret Borsasının kapanma saati Yeni bir karara göre şimdi saat 13,30 da kapanan Ticaret Borsası yanndan itibaren saat 10 da açılıp 12 de kapanacaktır. Bugday fiatlarî Son birkaç gündenberi yumuşak buğday fiatlarında 2 3 paralık küçük bir sukut görülmüştür. Bu sukut dün de devam etmiştir. Buna mukabil sert buğdaylarda küçük bir yükselme vardır. Dün, Borsada yumuşak buğdaylar 5,20 6, sertler 5,25 5,35 kuruş.tan muamele görmüştür. 17 yaşînı bitirmeden nikâh Sarıyerin Gümüşdere muhtarı Mehmed, henüz 17 yaşını bitirmiyen Servet admda bir kızın nikâhını kıymak su çile asliye üçüncü ceza mahkemesine verilmiştir. Köy muhtan Mehmede, nikâhını kıydığı kızın nüfus kâğıdmı niçin tetkik etmediği sorulmuştur. Mehmed, okuma yazma bilmediğinden işi köy muallimine havale ettiğini söylemistir. Kızın 17 yaşını bitirdiğini nereden anladm, sualine de: Gelişatlı kızdı! On yedisinde gös teriyordu, cevabmı vermiştir. Müddeiumumî, ortada kasd olmadığı için suçlunun beraetini istemiş, nikâh kıyılırken hazır buluan köy mualliminin çağırılması için duruşma başka güne bırakılmıştır. yetini yeni sarsmhlarla büsbütün yıkıl • maktan kurtarmak için gerek îspanyaya devletlerin müJahalesi işini gerek Akdeniz emniyeti meselesini bu müessesenin haricinde ayn teşekküllerle idare etmektedirler. Bunlardan Nyon konferansi Akdenizde tayyarelerin faaliyetlerine karşı ittihaz edilecek tedbirleri kararlaştırdıktan sonra denizüstü harb gemileri ile tayyarelere karşı Akdenizdeki îspanyada birbirile çarpışan iki tarafa aid gemiler hariç olarak bütün ecnebi ticaret gemilerinin muhafazası için icab eden tedbirlerin metnini hazırlamıştır. Bunun kabulile Akdeniz emniyetine aid mua hede tamamlanacaktır. Hulâsa devletler nazik vaziyeti kurtarmak için hususî te şekküllerle çalışmağı ve Milletler Cemiyetini mümkün mertebe kenarda bırakmağı terçih ediyorlar. Muharrem Feyzi TOGAY Garbî Anadoluda sulama işleri Bir kamyon devrildi Şoför Koçonun idaresindeki bir kamyon, Floryaya doğru asfalt yoldan sür atle ilerlerken Telsiz istasyonu civarında birdenbire devrilmiştir. Bu devrilme sonunda kamyon içinde bulunan amelelerden Refiğin ayağı kırılmış, Mehmedle İspironun başları yarılmış, diğer iki amele de vücudlerinin muhtelif yerlerinden yaralanmışlardır. Şoför yakalanmıştır. Yaralılarm yaraları hastanede sarıldıktan sonra evlerine yollanmışlardır. Müdür muavinliginden müfettişlige İstanbul Maarif müdürlüğü muavinlerinden Nurullah, 4500 kuruş muavinlik maaşile münhal bulunan İstanbul İlk Tedrisat müfettişliğine tayin edilmiştir. Açılan muavinliğe henüz kimse tayin edilmemiştir. Poliste tekaüd edilenler Altı komiser malulen, bir komiserle iki polis memuru da kendi arzuları ile tekaüde sevkedümişlerdir. îzmir (Hususî) Garbî Anadoluda bazı nehir ve çayların mecralarının temizletilmesi, bu suretle toprağın kur tarılıp bir kısım arazinin de sulanmasi üzerindeki tetkikler, kısmen bitmiştir. Muhtelif mıntakalarda çalışan fen heyetlerinden bir kısmı, Bakırçaya aid projelerini Vekâlete göndermişlerdir. Gediz çayı vasıtasile Menemen ovası • nın sulanmasına aid projenin bir kıs mı da hazırlanmıştır. Bu sahada dört yerde regülâtörler vücude getiriler«k tazyik suretile sular, ovaya verilecek tir. Keza, bir baraj meselesi de vardır. çayınm îstanbul Adliyesinde istifalar Barajda toplanacak su ile, Gedizmahsu kurumağa ve bilhassa pamuk İstanbul Adliyesinde istifalar devam lünün su ihtiyacı duymağa başladığı etmektedir. Ağırceza mahkemesi aza sırlarda ihtivac karsılanacaktır. muavini Cihadla sulh hâkimlerinden Nureddin, Abdurrahman Fahri, Hasan ve Üsküdar müstantiklerinden Yümni de istifa etmiştir. Fakat bu istifalarm NOshası 5 fcnraştnr. Adliye Vekâletince kabul edilmiyeceği söylenmektedir. İstanbul Adliye mehafilinde, teessür Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. uyandıran bu istifalara, hâkim maaş Altı avlık 750 » 1450 • larının azlığı, başlıca sebeb olarak gösÜc aylık 400 • 800 • terilmektedir. Biı aylık 150 • loktnı Cumhuriyet Abone şeraiti