18 Eylul 1937 CUMHURİYET Tarih Kongresi hazırlığ nihayetlenmek üzere Zavalh küçük Felce uğrıyarak «Çelik» ciğere konuldu Dün de iiç ecnebi alim geldi (Baştaraîı 1 inci sahıfede) Bu münasebetle, şimdiye kadar neşrettiğim 29 muhtelif eserde Bulgar devletinin doğrudan doğruya Türlt teskilât dehasınm mahsulü olduğunu müdafaa ettim. Matbaaya verdiğim yeni eserimde de eski Bulgar Türklerimn harb tekniğini ve tabiye usullerini tanıtıyor, ayni za manda umumiyetle fnurrtelif Türk ka vımlerinin Avrupa kültürüne yaptıklan hizmeti teşrih ediyorum. Bilhassa Bal '•anlaıdaki süvarilık, askerî kryafet, dcv t teşkilâtçdığı ve ziraî kültür sahalarmda eski Türk Bulgarların rolleri hak kında bu eserde etraflı malumat vardır. Eski Türk Bulgar kültürü diyince, yamız Tuna Bulgarlarını anlamak doğdeğildir. Eski Türk Bulgar dediğim zaman Volga civarında müslüman olan ve P«kin ile Lyon arasında tıcari münasebata tavassut eden Bulgar Türklerini de kasdediyorum. Volga kryılarındaki devrin en mühim merkezlerinden biri olan Bulgar şehrinde basılan sikkeleri lskankandinavya'da da buluyoruz. Bunlar bilhassa kürk ticaretinde çok meşhurdur. Osmanlıcada bile Bulgarî tabiri bir nevi sahtiyanlara yerilen addır, ve Efganis tan, îranda, İtalyada da halen ayni manada el'an yaşamaktadır. Tarih Kurultayında okuyacağım tezde bunlan etra fıle anlatacağım. Şahsî kanaatkne göre Slâvlann dev let teşkilinde Türkler büyük amil olmuşlardır. Tezim, «Bulgar Türkleri ile Macarlann ve diğer mühtelif Türk kavimlerinin Avrupa kültürüne tesirleri» adını taşunaktadır.» madığını ve bu işten anlamadığını söyli yerek mesleki hakkında ju izahatı ver miştir: « Harbden evvel 14 sene Habeşistanda bulundum ve 5 sene oradaki cüzam hastasını idare ettim. Bilâhare Derri Davua'daki katolik misyonunu tesise memur edildim. 1910 da Fransaya dön düm. Dört sene sonra Umumî Harb patlayınca askerî papaz olarak orduya girdim ve Verdun muharebelerinde baştan sonuna kadar bulundum. Verdun harbi bittikten sonra Belfort alayile Arnavudluğa gönderildim. Oradan 1918 de, Mareşal Frenchet D'Esperay'ın askerî pa pazı olarak îstanbul geldim. Dort ay kadar burada kaldıktan sonra Mareşal be~ ni Trakyadaki hafriyata memur etti. Orada, Dedeağaçla Pontolakos arasında hafriyat yaparak Homer'ın Odyssee'sinde bahsettiği lsmara kaîabasını meydana çıkarmıya muvaffak oldum. Gerek burada, gerek Trakyanm dığer taraflarında elde ettiğimiz âsarı atikayı bilâhare General Gharpy 17 sandığa doldurarak Paristeki Leuvre müzesine gönderdi. Bunlar arasında çok kıymetli eserler vardır. Mukavelenin son kısmı da dün imzalandı [Baştarafı 1 inci sahifedel Cenevre 17 (A.A.) İspanyol bayrağını taşıyan ticaret gemileri, bu tedbirler haricinde bırakılmıştır. Eğer tecavüzde bulunan denizüstü gemileri, hacim ve kuvvet itibarile karakol gemilerine faik olursa bunlar diğer karakol gemilerini yardıma çağıracaklardır. Nyon itilâfı tamamlandı daha ırüihim addedilen korsanlığa karşı inücadelcye tahsis edileceği göstteriliyor. Müşahede sisteminin, beynelmilel müşahidler tarafından kontrol ve ihrac li » manlannın kullanabileceğine aid olan lusmı ipka edilmiştir. Bu karar, henüz kontrol alhnda bulunan yegâne hududun Fransız İtalyan hududu olduğu manasını tazammun et mektedir. Bu karar, ademi müdahale komitesi içtimaa davet edilmeden ittihaz olunmuştur. Çünkü bahrî karakol vazifesini yalnız Fransa ile tngiltere görmekte olduklarından bu işi kendi gemilerile görmek hakkını kendilerinde görmüşlerdir. Ademi müdahale komitesi içtimaı için hiçbir tarih tesbit edilmediği gibi böyle bir içtima komitede mümessili bulunan hiçbir devlet tarafından istenilmiş de değildir. M. Chautemps Cenevreye gidiyor Paris 17 (A.A) M. Chautemps, pazar akşamı ve yahud pazartesi sabah> Cenevre'ye gidecektir. Karadenize işliyen ttalyan gemileri Bükreş 17 (A.A.) Gazetelerin bildirdiğine göre, Köstencedeki İtalyaa seyrüsefain kumpanyası acentası, Roma dan İtalyan gemilerinin Karadenizde Sovyet limanlarına hareketini meneden bir emir almıştır. Balkan devletlerinin talebi Yunan profesörünün beyanatı Girid müzesi müdürü ve Yunanistan tarihî abidelerile arkeoîoji şubesi müdurü profesör doktor S P . N. Marinatos da şunlan söylemiştir: « İstanbula ilk defa 1932 de büyük bir seyyah kafilesinin başında olarak gelmi§ ve ilmî tetkiklerde bulunmuştum. Bu sefer Tarih Kurultayma iştirak ederek, «Milâddan evvel 2,000 inci yılda Cirid ile ön Asyadaki Eti Krallıklan arasmdaki münasebat» mevzulu bir tez okuya cağım. Girid ile ön Asya arasında çok yakın münasebat mevcud olduğunu ve her iki memleket medeniyeti arasında şayanı dikkat bir benzerlik bulunduğunu hafri yatlarda elde edilen eski eserler isbat etmektedir. Şahsî kanaatime göre bu eski çağlarda Giridden ön Asyaya hicret edenlcr Girid medeniyetini oraya götür müşlerdir. Bu Girid medeniyeti Etilerden daha evvel ön Asyada yaşadığına göre, Eti devletinin teşekkülünden evvel bu günkü Hatayda Giridliler yasamıştır. Kıbnsın karşısında Rasşamranda yapı lan hafriyat neticesinde elde edilen eski eserler bunu gösteriyor. Bu nazariye hakkında Kurultayda etraflı malumat vereceğim.» Profesör Marinatos bundan sonra Giridden bahsederek demiştir: « Giridde inşa ettiğimiz büyük asrî müzede Türk san'at eserlerine hususî bir şube tahsis ettik. Bu suretle Girid mü zesi, Türk san'at âsanna hususî bir jube tahsis eden birinci Yunan müzesi olmuştur. Akdenizde 16 ncı, 17 nci asırdan kalma birçok Türk âsarı vardır. Mezarlıklar, mezar taçlan, kale ve silâhlardan ibaret bulunan bu âsarı tasnif ederek mü zemki süsliyeceğiz.» Fransız profesörünün beyanatt Pere Azais adında askerî bir papaz olan ve Harbi Umumide giydiği askerî elbise ile çizmelerini el'an taşımakta olan Fransız profesörü Türkiyatla meşgul ol Tayyareyi kuşa Trakyada elde ettiğim bu muvaffakiyet üzerine Fransız Maarif Nezareü 1921 de beni tekrar Habeşistana gön derdi. Bu sefer Harrar mıntakasında hafriyat başlıyarak müslümanlığm Habeşistana 16 ncı asırdan evvel 1011 inci asırlarda girdiğini isbat eden eserler buldum. Sütunlardan ve Dolmenlerden ibaret bulunan bu eserler arasında kablettarihî tablolar da bulundu. Bilâhare Habeşistanm cenubu garbisindeki Gourraget vilâyetinde yaptığım hafrıyatta Mısır hiye* roğliflerinin mebdei addedilen dikilmiş heykeller bulduk. Daha sonra, cenubî Habeşistanda Margarita gölü civannda da 120 kilo metro uzunluğunda üç kuşaklı sütunlar bulduk. Bunlar güneş ve yılız şekillerini havi bulunuyordu, ve sayıları 30 binden Millet Meclisi bugün eksik değildi. toDİanıyor Son defa Bükreş konferansına iştirak (Baçtaraft l inci tahifede) ederek üç tez okudum. Oradan Türk Taimzalanan ve Cumhuriyet hükumeti tarih Kurumuna iştirak etmek üzere burada ya geldim.» numaralı kanun roucibince ittihaz?qi&Kurultay ruznamesi ve hazırlıklar nan şifahî ânla§maya..v£ üsteU^hjul^k Ikinci TariTı Kurultayı hazırlıkları ku düvel kaidelerine de riayef edil bitmek üzeredir. Kurultay ruznamesi mediği görülmüştür. hazırlanmış ve tasvib edilmek üzere aid Bu vak'aların tevlid ettiği vaziyet olduğu büyük makama gönderilmiştir. karşısında fikir teati olunmak maksa Rüznarrede, bir hafta sürecek olan dile tngiltere ve Fransa devletleri, diKurultayda hangj âlimlerin hangi tez ğer bazı alâkadar devletleri 10 eylulde leri müdafaa edecekleri tesbit edılmiş toplanacak olan bir konferansa davet tir. Programa göre Kurultayın ilk cel etmişlerdir. îtalya ile Almanyanın bu davete icasesinde nutuklar söylendıkten sonra iki bet etmemeleri üzerine, Türkiye, Ar büyük ilmî encümen teşekkül edecek, bazı müJi.im ve umumî mese'lelerın tet navudluk, Büyük Britanya ve şimalî îrlanda Birlesik Krallığı, Bulgaristan, Yukiki bu encümenlere havale edilecektir. nanistan, Romanya ve Sovyetler Bir Kurultaym toplanacağı alt salonun liği ve Yugoslav^^a murahhaslarından tanzirr.i de bitınek üzeredir. Salonun mürekkeb olarak İsviçrenin Nvon şehsağ tarafına büyuk bir riyaset kürsüsü inde toplanan konferans 4 günlük mehazırlanmış.tır. Onun sağında ve orta ;aiden sonra 14 eylulde bir anlaşmaya bir yerde Atatürk için i>ir loca yapıi vâsıl olmuştur. mıştır. Riyaset locasırun bir kenarına tsbu anlaşma mucibince, Türkiye lüyük ve portatif bir projeksiyon per Cumhuriyeti de kendi kara sularında desi konulmuştur. ;mniyeti tesis edecek olan icraatta buAyın yirmisine tesadüf eden pazar unacaktır. Kara sularımız haricinde tesi glJnü eafcahı Tarîh sergisile daimî ;eyrüseferin emniveti için lâzım olan lcraat İndliz ve Fransız donanmalan resim gaJerisi açılacaktır. Öğleden sonra na terettüb etmektedir. Türkive hükuda Tarih Kurultayı merasimle topla meti de kendi vasıtalan nisbetinde bu nacaktır. donanmalara istenecek müzaherette buBüyük Millet Meclisfnin fevkalâde lunacaktır. Bilhassa Fransız ve İngiliz toplaırtısında hazır bulunacak olan Ve donanmalarına harekâtı Türkiye kara kı'Uer ve meb'uslar fou akşamki trenle sularında da takib etmelerini ve irae şehrimize hareket edeceklerdir. Reisi iyliyeceğimiz limanlardan bu donan cumhur Atatürkle Başvekilin de yann malarm istifade etmelerine diğer sa akşam Ankaradan hareket etmelerı hildar devletler gibi Cumhurivet hü kumeti de müsaade eyliyecektir. muhtemeldir. Cumhuriyet hükumeti, evvelden Kurultayda hazır tulunacak olan ecberi takib edegeldiği sulh. emniyet ve nebi delegeJer şe'hrimize peyderpey gelanlaşma siyasetinin yeni bir tezahürü mektedirlcr. olan Nvon itilâfını iste bu esbabı mu :ibe ile yüksek Meclisin tasvib ve tasdikma arzetmiş bulunuyor.> Yarınki Mecliste Başvekilimizin bu anlaşma hakkında vaki olacak beyanatımn hususî bir ehemmiyeti haiz ola :ağı anlaşıhyor. Nevyorktan alınan haberlere göre, Şikago ve havalisinde hüküm süren bir «çocuk felci» salgınından dolayı, 14 eylulde tedrisata başhyacak olan mek teblerin bir müddet daha açılmaması kararlaştınlmıştır. Fakat, yüz binlerce talebenin derslerini geri bırakmak caiz olamıyacağından, her gün, altı radyo istasyonu, mekteb derslerini nesretmektedirler. Amerikada, en fakir ailelerin evinde bile bir radyo makinesi mevcud olduğu için, mektelberi açılamıyan talebe, derslerini, radyo vasıtasile almaktadır. Resmimiz, Amerikanın Denver şeh rinde, bu salgına yakalanan Shirley Krause isminde iki yaşmdaki kız çocuğunu göstermektedir. Çocuk, bu has talığa yakalandıktan sonra, tıpkı, seyahat esnasında ayni hastalığa tutulup çelik bir makineye konulan milvarde rin oğlu Fred Snite gibi, Sikago'dan alelâcele getirilen tçelık ciğere» konul muş ve teneffüs etmesi temin olun muştur. Cenevre 17 (A.A.) Havas ajansı muhabarinden: M. Politis'in Balkan devletlerinin de müzaheret etmiş oldukları bir talebi üzerine Akdenizde denizüstü gemilerile tayyarelerin korsanlığına nihayet vermek maksadile tanzim olunan ahkâmda bazı tadılât yapılmak lâzım gelecektir. Nyon konferansmda mümessilleri bulunan devletler, yeniden saat 18 de toplanacaklardır. Bu esnada bütün devletlerin imza edebilecekleri kat'î bir metnin tanzim edileceği ümid olunmaktadır. Amerikan gemileri ettiler hareket ttalya teklifte bulunmıyacak tapanya müzaheret edecekmiş Roma 17 (A.A.) Yarı resmî mehafil, İtalyanın Nyon itilâfına iştirak için yeni bir teklifte bulunmak teşebbüsüne kıyam etmiyeceğini beyan etmektedir. İtalya, noktai nazarını 14 eylul tarihli notasında bildirmiş olduğundan bundan böyle bu hususta teşebbüste bulunmanm diğer devletlere aid olduğu beyan edilmektedir. Cenevre 17 (A.A.) M. Negrin, Mılletler Cemiyeti konseyinde söz ala rak «Icab ettiği takdirde İspanyol hükumetinin seyrisefaini himaye etmeğe me mur deniz kuvvetlerinin vazifelerini ifa için İspanyol kara sulanna girmelerine hiçbir veçhile itiraz etmiyeceğini beyan etmiştir. Nevyork 17 (A.A.) Exeter, Excello, Exchang ve Fjcaminer admdaki 4 Amerikan gemisi, Akdenize mütevecci hen hareket etmiştir. Primler hakkındaki ihtilâf, bahriye encümenine gönderilmiştir. Çünkü her iki tarafa, bu encümenin kararlannı kabule muvafakat etrniş • lerdir. tngiliz Deniz Başkumandant Cezayirde ttalya tspanyaya 12 tahtelbahir satmış Paris 17 (Hu«usî) Populaire gazetesi îtalyanm İspanyol ihtilâlcilerine 12 tahtelbahir sattığını haber vermektedir. TaıhteLbahirdeki mürettebatla mühımT matm da îtalya tarafından temin edildiği ilâve edilmektedir. Roma 17 (Hususî) îtalyanın îspanyol ihtilâlcilerine 12 tahtelbahir sattığı na dair çıkan haberler tekzib edilmekte • dir. Beynelmilel amele mn kararları Londra 17 (Hususî) Ingilterenîn Akdeniz bahriye kuvvetleri başkuman danı Amiral Sir Dudley Pounol bugün Cezayire gitmiştir. Orada Fransız deniz kuvvetleri başkumandanile îngiliz ve Fransız gemileri tarafından yapılacak federasyonlarıkontrol tedbirlerini görüsmüs.tür. tngiltere Fransa Itpanya sahilletipı£e^kQntroldan vazgeçliler • Londra \7 (Hususî) Fransız ve İngtfar hükuj&etleri İspanya »a'hıllerin deki deniz kontrolundan ısarfınazar et cnişlerdir. Buna s»bet» olarak Nyon mukarreratı mucibince îspanya sahillerine tahsı's edülen gemilerin «Jaha faydalı ve Paris 17 (A.A.) Beynelmilel sendikalar federasyonile sosyalist işçi enternasyonali, bu ayın 15 ve 16 sında İspanya meseleleri etrafında müzakere için yaptıklan müşterek bir toplanüda ilk iş olarak, aşağıdaki tedbirlerin alınmasını tadilen bir karar sureti kabul etmişlerdir: 1 Akdenizde korsanlık tam olarak kaldınlmalı ve serbest seyrüsefer, tanınmiî bütün bayraklan taşıyan gemilere açılmahdır. 2 Faşist devletler tarafından İs panyaya gönderilen askerî kuvvetler ge ri ahnmalıdır. 3 Mejru İspanyol hükumetine, memleket dahilinde asayiş ve sulhu yeniden tesis için lâzım gelen silâhlan bey nelmilel piyasadan tedarik etmek hakkı verilmelidir. Türk sularında kontrol Dün şehrimize gelen Morning Post gazetesinin İstanbul muhabiri yazıyor: «Nyon anlaşmasmı müteakıb Türkiye kara sularındaki kontrol tedbirlerini takviye etmektedir. 25 ağustosta devletlere verdiği bir nota ile kara sulannda teslim olmaktan imtina eden gemileri banracağını bildiren Türkiye, kontrol işbe bu tarihte başlamış bulunuyordu. Elyevm Türkiye başka yerlerden ayırabildiği bütün harb gemilerile tayyarelerini Türk sahillerini ve bilhassa Çanakkale Boğazile Ege denizini' kontrol vazifesinde kullanmaktadır. Türk deniz ve hava filolan mütemadî teşriki mesai suretile TürK sularında ticaret gemilerini korsanlıkla tehdid edenlere karşı tedabiri lâzıma ittihaz etmiş bulunuyorlar.» Gölcük yağ gemisi İstanbul limanına geldi r ~ Deniz Fabrikaları Müdüriine Deniz Gedikli mektebi talebesi ve müdürü büket veriyor Gölcükteki Devlet Tersane ve Deniz fabrikalarımn yaptığı ilk gemi olan Gölcük yağ gemisi dün limanımıza gelmiş tir. Türk deniz mühendislerinin plânlan ve nezareti altmda Türk işçileri tarafın dan yapılmış olan bu gemi dün Moda a çıklarında îstanbul Deniz Kumandanile İstanbuldaki deni"z subayları ve birkaç siville gazeteciler tarafından karşılanmıştır. Gölcük gemisi dün öğle üzeri îzmit ten hareket etmişti. Onu karşılamak üzere gideceklere Deniz Kumandanlığından Kartal ve Güven romorkörleri tahsis e dilmişti. Mezkur romorkörler saat 3 te eski Donanma Kumandanı Halim, De niz mektebi müdürü albay Ertuğrul, eski Liman Şirketi Müdürü Hamdi, îs tanbul Merkez Kumandanı Mahmud ve Deniz Gedikli mektebi müdürü HilTni ile diğer bazı deniz zabitlerini ve gazettecileri hâmil olarak Moda açıklarına doğru ilerlemişlerdir. Romorkörler bir müddet ilerledikten sonra Gölcük gemisinin Adalar istikametinden geîmckte olduğu görüldü. ilk Türk yapısı gemfmiz, gümüşî teknesile köpükler saçarak geliyor ve çok güzel bir manzara arzediyordu. Yağ gemisi, romörkörler ve Haydarpaşa önünde ya tan Adatepe muhribi tarafından selâm landıktan ve bilmukabele onlan selâmladıktan sonra durdu. Romorkörlerde bu lunanlar gemiye geçtiler. Gölcük yağ gemisile Deniz Fabrikalan Umumî Mü döndürdüler! Yağ gemisini yapanlar, Gölcük Deniz fabrikası erkânı, yukarıda köşede gemiyi yapan Başmühendis Ata dürü deniz albayı Naimle Gölcük fabrikası müdür muavini yarbay Hüseyin, Millî Müdafaa Vekâleti fabrikalar müdürlerinden Ziya, deniz yüzbaşısı Etem Baykal da limanımıza gelmişlerdi. Bu denizcilerimiz, romorkörlerden gemiye çıkanlan karşıladılar. Fabrikalar Müdürü Naim, geminin mühendisi genc yüzbaşı Atayı gelenlere takdim etti. Davetliler Fabrikalar Müdürü Naimi, mühendis Atayı ve arkadaşlannı candan tebrik et tiler. Bundan sonra bütün harb gemilerimizin kendi tersane ve deniz fabrikalarımızda yapılmasını temenni ettiler. Deniz Gedikli mektebine kaydedil mek üzere Karadeniz kıyılanndan gelen üç sevimli denizci yavru, kıymetli bahriye zabitlerimizden yarbay Hilminin işa reti üzerine, beraberlerinde getirdikleri buketi Fabrikalar Müdüriine verdiler. Gölcük yağ gemisi, Dolmabahçe ö nünde demirledi. Davetliler hazırlanan büfeden izaz ve ikram edildiler; kendilerine Tersanemizin faaliyetine dair memnuniyetbahş malumat verildi. Filhakika bahriyemizin modern gemiler ve kıymetli genc unsurlarla takviye edildikten sonra deniz inşaiyeciliğimizde buna müvazi o • larak süratle ilerlemiş bulunduğu anlaşı • lıyordu. Gölcük yağ gemisi Gölcükte yapıldıktan başka bütün deniz altı gemileri" miz elden geçirilmiş ve mükemmel bir şekilde tamir ve tecdid edilmiş; başka yeni gemiler de yapılmıştır. Gölcük yağ gemisi, muazzam bir gemi değildir, fakat gemi inşaatında muazzam eserler vücude getirebileceğimizin müjdecisidir. Ve tarihî Türk gemi inşaiyecilik san'atının, kısa bir zamanda, bugünkü teknik şartlara uygun olarak ihya edileceğini bize vadetmektedir. Dün kü çük gemi üzerinde bu büyük duygulari duyduk ve göğsümüz kabararak aynldık. Gölcük gemisini yann şehrimize gelecek olan Vekillerimizin gezmeleri muhtemeldir. Ankarava gelen meb'vslar Ankara 17 (Telefonla) Bugünkü trenlerle de birçok meb'uslar Ankarava geldi. Hemen hepsi de Meclise gelerek arkadaslarına mülâki olmakta idi ler. Geç vakte kadar Mecliste kalabalık ve faalivet göze çarpıvordu. Yarmki celsede bazı hatiblerin söz alacakları anlasılıyor. M. Lebrun, Amerika Reisicumhurunun validesine ziyafet verdi Paris 17 (A.A.) Reisicumhur M. Lebrun ve refikası, dün yazlık Ram bouillet riyaset köşkünde Amerika Birleşik devletleri reisi M. Roosevelt'in halen Pariste bulunan annesi şerefine bir öğle ziyafeti vermiştir. Bu ziyafette evvelce Fransanın Vaşington büyük el çiliğini yapmış olan Maliye Nazırı M. Bonet'le Amerikanın Paris büyük elçisi M. Bullit de hazır bulunmuştur. Londra civannda ikamet etmekte olan Passart admda bir Fransız mü nendis kuş şeklinde bir tayyare vücude getirmiştir. Tayyarenin tamamile kuşa benziyen kanadları yukarıya ve aşağıya doğru hareket ederek kuş gibi uç maktadar. Kuş tayyare on beygir kuvvetinde bir motörle mücehhezdir ve sıkleti takriben üç yüz kilodur. Resmimiz Fransız profesörünün kuş tayyareyi uçurrmya uğraştığını göstermektedir.