CUMHURÎYET 13 Eylul 1937 Biiyük davalar AKDENİZ MESELESİ Yazan: Rene La Bruyere Ispanya dahilî harbi, bîrkaç senedenberi Avrupa hükumetlerini işgal eden o vahim Akdeniz meselesine, şaşırtıcı bir muamma daha ilâve etmiştir. Habeş seferi ve onun tevlid ettiği Italyan İngiliz anlaşmazlığı, Britanya Amirallığına, imparatorluk muvasala yollarmın maruz bulunduğu tehlikeyi hissettirmiş ve bu denizin, Büyük Britanya mukadderatı üzerindeki bütün ehemmiyetini meydana koymuştu. O zamandanberi, Ingilterenin siyasetine, bu iki endişe hâkim olmuş ve onu, Mısınn istiklâli ve Filistin statüsü işlerindeki kıymetli yardınu haklı olarak takdir edilen Fransa ıle bir yakınlık tesisine ve bilhassa, külliyetli bir silâhlanmağa sevketmiştir. Bu silâhlanma meselesi, sadece bahriye için, 1936 senesinde iki munzam bütçe kabulünü icab ettirmiştir ki, esas bütçeye ilâve edildiği takdirde 81,289,000 liraya baliğ olmaktadır. Amiralhk Birinci Lordu Sir John Siînon'un, Enchantress yatile Akdenize yaptığı seyahat, M. Eden'in, 30 ağustosta, Avam Kamarasında tekrarladığı beyanata müncer olmuştur. Bu beyanatta, îngiliz Hariciye Nazın: «Akdeniz muvasalalarının hayatî ve el sürülemez mahiyetile İngilterenin, Italyaya karşı hiçbir kin ve mukabele siyaseti takib etmiyeceğini» anlatmıştır. Yani, Ingiltere hükumeti, M. Neville Çhamberlain'in, Mussolini'ye vaki olan şifahî tebligatile, îtalyaya, bir elile zeyun dalını uzahrken diğer elile de, tezgâhtaki beş büyük zırhlının ağır toplannı uzatıyor. îspanya hâdisatınm geçirdiği tekâmüller, menafii, bu meselede, bizim menafiimizin ayni olan İngiliz Hariciye Nezaretinin durumunu izah etmektedir. Mösyö Mussolini, hayali reddetti, bizler Ondördüncü Louis'nin, meşhur «Artık Pyrenee dağlan yoktur» sözüne istinad ettik. Diplomasimizin en bedbin hesablannda bile, General Franco'nun isyanından evvel, düşman bir Ispanya tasavvur etmiş değildik. Daima onun dostluğunu istemiştik. Bizi korkutabilecek en kötü vaziyet, 1914 te olduğu gibi, bizim gireceğimiz bir harbde, onun bitaraf kalması ihtimaliydi. İberya yanmadasının, bugün geçirdiği badireden çıktıktan sonra, Akdeniz müvazenesinde nasıl bir mevki tutacağı cayi sualdir. Realiteleri idrak hususundaki kabiliyeti müsellem olan M. Mussolini'nin, iki taraf arasına, sırf, fazla suiistimal edilen «ideolojik mücahede» sözünün kasdettigi manadaki zevk için girmediğine şüphe yoktur. Ispanya ve Baleare sahillerinin arzettiği bütün fevaidi takdir ederek oradan siyasî bir istifade teminini ve Fransanın elde etmek üzere olduğu nüfuzu akamete uğratmağı düşündüğü muhakkaktır. Demek oluyor ki, İspanyol kanile oynanan şu facia, Akdeniz hakimiyeti için yapılan mücadelenin bir safhasıdır. Halbuki, ne Akdenizin garb havzasm<Ja mütefevvik bir vaziyete sahib olan Fransa, ne bu denizin iki kapısında nöbetçilik eden İngiltere, Ispanya yarımadasile İspanyol Fasında, ne Almanya nın, ne de îtalyanın, bilvasıta veya doğrudan doğruya yerleşmelerine cevaz veremez. Bu, onlann emniyet ve selâmetleri, hatta mevcudiyetleri bakımından hayatî bir meseledir. Haritaya bir göz atarsak, tspanyanın, Sahrî noktai nazardan mütefevvik bir vaziyete sahib olduğunu görürüz. Onunla akdedilecek bir ittifak, bu ittifakın âkidlerine, öyle bir takım Avrupa ve Afrika üslerinden ve adalardan istifade hakkı bahşedecektir ki, bu üsler onlan ellerinde bulunduran müttefik devletler için, paha biçilmez kıymetler ifade ede ceklerdir. Buna kanaat getirmek için, Akdenizdeki vaziyeti bir tetkik edelim. Fakat, ondan evvel, mevzuun anlaşılabilmesi için, bazı sevkülceyşî malumata ihtiyac vardır. mesinden başka bir netîce alamadı. Bugün, gemilerin, saatte 45 mili (83 kilometro) geçen sürati, muhabere vesaitinin, ezcümle telsiz telgrafm mevcudiyeti ve nihayet tayyareler sayesinde, Akdeniz, dar bir göl haline gelmiştir. Orada düşmanın tarassudundan kaçmak imkânı yoktur. Hasım donanma, süratli vesait sayesinde, derhal yetişmek ve karşısındaki ile silâh silâha gelmek imkânma daima maliktir. Üç Adeniz devleti olan Fransa, Italya ve Büyük Britanya, deniz istikşafı için elzem olan hava ve deniz harekât sahasını 600 kilometro olarak tesbit etmek suretile, bütün Akdenizi aydınlatacak ve umumî karargâhı, bütün gemilerin vaziyetinden derhal haberdar edecek münasib üslere sahib bulunmaktadırlar. İzmitte sıtma hastalığı kalmadı Yapılan devamlı mücadele muvaffakiyetli neticeler verdi îzmit (Hususî) izmitte senelerdir başlıyan sıtma mücadelesi ve bataklık kurutulma ameliyesi nihayet bulmşu, iş, pek küçük teferruata inhisar etmiştir. Sıtma mücadele doktor ve sıhhat memurları bütün îzmit köylerini her hafta birer birer gezerek hastalan muayene ve tedavi etmektedirler. Şurasını ehemmiyetle işaret edelim ki, İzmitte yeni hastalığa tutulmuş sıtmalı yoktur. İçtimaî derdlerin başında gelen sıtmanın ortadan kalkması, batakhklarda arpa, buğday, mısır istihsal edilmesi sanıldığı kadar kolay olmamıştır. İzmit sıtma mücadele heye ti, işin merkezi sıkletini şimdi mülhakata vermiştir. Bu arada bilhassa Adapazan ön plânda gelmektedir. Burada yüz binlerce dcnüm araziyi kaplıyan Keçiviran batakhğı kurutulacaktır. Kâğıd fabrikası ve mücadele heyeti birleşerek Sapanca gölünü İzmit körfezine akıtacaklar dır. Yapılan keşifler, bu işin 400 bin liraya kabil olacağını gösterıyor. Bu va ziyet üzerine 5 köyün ortasında bulunan Büyük Derbend batakhğı köylülerin arzusile kendileri tarafından kurutulmağa başlanmıştır. Geyve ile Akhisar arasında bulunan bataklık da kurutulmaktadır. Akyazıdaki mücadele de nihayet bul muş olduğundan teşkilâtı Hendek kasabasına naklolunmuştur. Hendekte de mücadele başlamıştır. Gölcüğün Kazıklı mevkündeki bataklık da kurutulmakta dır. Karasu ve Kandire ovalarındaki bataklıklann kurutulmasma da büyük bir ehemmiyetle devam edilmektedir. Sonra Adapazan, Akyazı, Karasu ovalannı daimî olarak su içinde bırakan Mudurnu çayının mecrası da değiştirilmiştir. Vilâyetin her neresine baksanız, sıtma mücadele heyetinin daimî ve hummalı bir faaliyet içinde olduğunu görürsünüz. Buna inzimam ederek vilâyet hususî muhasebe bütçesinden üç ekskevatör de satın alınmıştır. İzmit sıtma mücadele sahasında 30 bin hektar bataklık vardır. Bunlar, sistemli, metodlu, ve programh bir çalışma ile pek azalmış, hastalık miktarı da yüzde55 ten yüzde 7 ye düş müştür. İzmitte çeltik ziraatinin menedilmesi de sıtmanm azalmasında pek ziyade amil olmuştur. îzmitin, sıtmalı diye çıkan adı tarihe kanşmıştır. GDİP. M E Z L E . B A Ş V E D İ Ş , K I P I K L I K İstanbul Tramvay Şirketinden: İ L Â N BUTUN A6RILARI DİNDİPİR. Akdeniz sevkulceyşi Akdeniz, Ortaçağda cirid oynanan kapalı sahalar gibi, her büyük muhare beye sahne olması mukadder bir denizdir. Muhasım donanmaların orada çar pışmasmı kolaylaştıran pek çok sebebler vardır. Bu kolaylık, modern gemilerde ve silâhlarda vücude getirilen terakkilerin onlara çok fazla tahrib edici bir mahiyet vermiş olmasından dolayı, orada harbi belki de imkânsız kılacaktır. Romada yapılan ingiliz teşebbüslerinin ve esas itibarile Akdenizdeki vaziyete müteallik olduğu söylenen yeni Lokarno Paktının hazırlanmasının hedefi, belki de budur. Akdeniz, coğrafî teşekkülâtı itibarile, tedafüî deniz harbine mükemmel surette elverişlidir. Akdeniz, Herkül sütunlarının muhafazası altındadır. Oraya girmck için Cebelüttanktan geçmek icab eder. Ve oradan, çıkmak ancak, Süveyş ka nalını kıtaatının işgali altında bulunduran İngilterenin müttefiki Mısınn müsaade sile kabil olur. Türkiyenin, Çanakkale ve Marmara arkasındaki mevkii, Ege denizi çıkmazına girecek olan bir donan mayı daha tehlikeli vaziyete sokar. Hepsi bu kadar değil. Akdeniz, İspanya, Italya, Yunanistan ve Asya yarımadala rile bölünmüş üç büyük havzaya münkasımdır ki, bunlann birinden diğerine geçen yolu bu yarımadalar kapatmakta dır. Şunu da ilâve edelim ki, Avrupa sahili, tuzak kurmağa gayet elverişli limanlar, körfezler, koylarla dolu olduğu halde, onunla karşıkarşıya duran Afrika sahili, hemen bütün imtidadınca sığınaktan mahrumdur. Akdeniz, bundan maada, donanma larm yapacağı harekâta, son derece müsaid seyrüsefer kolayhklan arzeder. O rada ne cereyan vardır, ne med ve cezir. Sahilleri tehlikeden salimdir ve gemile rin doğrudan doğruya yanaşmasma müsaiddir. Sığlık yeri yoktur ve gemiler, sahilleri çevreliyen adalann ve adacıklann arasından geçerek, doğrudan doğruya kıyıya yaklaşabilirler. Bu havalide, modern gemiler için asla korkulu birşey olmıyan birkaç fırtınadan ve boradan başka fena hava esmez. îşte Akdenizde bir harb donanması nın vücude gelmesi, bu şerait sayesinde olmuştur. Fir'avunlar zamanında, bütün iptidaî milletlerin kullandığı pagaye yeri ne, küreğin icadı, kadirga fikrini uyandırmak ve deniz harbinin ilk faslını açmak suretile denizcilikte ihtilâl uyandırmıştı. Akdenize açılanlar, bir medeniyetin mukadderatını tayin etmiş oldular. Büyük hezimetlerin hepsini bir deniz harbi intaç etmiştir: Romanın Mısıra galebesini temin eden Actium muharebesi, hilâl ve salib harbini salibin zaferile bitiren Sepante muharebesi, Bonapart'ın ilk hezi meti Abukir, Trafalgar, Navarin ilâh. gibi... Yelkenli gemiler zamanında bile, Akdenizden geçmek talihe bağlı bir işti. Nitekim, buna teşebbüs eden Napolyon, Nelson'un, Fransız donanmasını imha et Akdenizde ttalyan tefevvuku İtalya, zaferin, kendisini Trıyeste'deki büyük rakibinden kurtardığı tarihten sonra, yarımadasımn Akdenizde işgal ettiği mükemmel vaziyetten istifadeyi ihmal edemezdi. Lissa'da muzafferiyet kazanan Avusturya donanması, Savoie krallığına hâkim bulunduğu Adriyatik ten Trionon'da, bir kalemde silindi. îtalya, harbden sonra kendisine verilen va ziyetten şikâyette haksızdır. Avusturyanın Akdenizden uzaklaştınlması, modern Avrupanın en bariz tarihî hâdiselerinden biridir. AhaceLorraine'in Fransaya ia desi, Habsburg'ların Venetia üzerindeki nüfuz ve tahakkümlerinin sureti kat'iye de nihayet bulınası keyfiyeti yanında hiçtir. Bu netice, îtalyanın, siyasetini, Ak deniz emperyalizmine doğru sevketmesini ve büyük bahrî devlet haline gelmesini mümkün kılmıştır. H. Hunnel ve W . Siewert, «Akde niz» isimli eserlerinde, îtalyanın tefevvuk ihrazı temayüllerine bütün bir fasıl tahsis etmişlerdir. Bu roesele bizim için hayatidir; çün kü, seferberliğimizin icrası tarzı buna bağlı bulunuyor. Dost bir italya mev cud oldukça, garbî Akdeniz bir Fransız gölüdür. îtalyanın bize karşı hasmane vaziyet takınması ıhalinde, hiç olmazsa seferberliğin ilk günlerinde, Afrika or dusunu ana vatan topraklarma geçirmek için, Atlantikten başka bir yol ihtiyar etmek, lıatta ingiltere müttefikimiz dahi olsa, son derece tehlikelidir. Bu takdirde, Akdeniz, harbin atisi bakımından, en mühim harekât sahnelerinden birini teşkil edecektir. Faşist hükumeti bunu o kadar iyi anlamıştır ki, bütün kuvvetlerini, Fransanın şimalî Afrika ile olan m va salalarını ve Hindistan yolunu kesecek şekilde teşkil etmiştir. Bu hususta edilen zahmet de değerdi. Zira, bir çırpıda, Fransız ingiliz anlaşması, yani Versay ve Milletler Cemiyeti statüleri akim kalıyordu. Yani, M. Mussolini, gayesini tahakkuk ettirmek için hiçbir şeyi esirge memiştir. ilk mesaisini bahriy«ye sarfetmiş, deniz konferanslannda, ısrarla istediği o mahud tesavi meselesini Fransa ile çe kişmek başlıoa düşüncesini teşkil etmiştir. Bizim inşa ettiğimiz 10,000 tonluk yedi kruvazöre mukabil, Italyanlar, ayni tonda yedi kruvazörle mukabele ettiler. Fakat, bu bizimkiler daha sonra bittiği için, italya, kendininkilerin evsafmı değiştir meğe, müdafaa tertibatmı ıslaha muvaffak olmuş, ve bu kruvazörlerin askerî krymetini arbrmifhr. Ayni zamanda, Condottieri tipinde, 5000 ilâ 8000 ton luk on iki kruvazör, kırk dört muhrib ve otuz altı torpito da tezgâha konulmuştur. Bütün bu cüzütamlar, hizroete başlamış nwitz, o işte, seferdeki ordulann emni yeti noktasmdan son derece mühim olan bir servisin şefine yakışmıyacak ve affedilemiyecek bir tedbirsizlik, bir hiffet göstermiş... Gözden düşüp mevkiini kaybetmesine ramak kalmış. Fakat, bu tehlikeli vaziyetten yakayı nasıl sıyırmış biliyor musunuz? Yüzibaşı Hennings'i itham ettirmek suretile! Bütün kabahati ona yüklemişler. Mutlaka bir mücrim bulunmak icab edince, Pennwitz, kendi nikbetile madun bir zabitin hayan ara sında kendi lehine bir tercîh yapmakta tereddüd göstermemiş. Fakat, bu feci birşey! Askerce bir iş, Matmazel Mah mud. Hatta, insanî bir iş diyebilirim. Artist tellâh, Sybil'in yüreğini üzen bir omuz silkişile ilâve etti: Adam sende! Müyonlarca adam, cephede delik deşik olurken, sorarım size, az veya çok mücrim bir zabit kurşuna dizilmiş, ne ehemmiyeti olabilir? Harbdir bu! Sybil'in teessürü o dereceyi bulmuş, Hohnberg'in sözleri, zîhnini o d«rece altüst efcmişti ki, neredeyse bayılacaktı. Fevkalbeşer denecek bir gayretle kendini toparladı ve halindeki perişanhğı belli İstanbul Tramvay Şirketi 1937 1938 mekteb senesi zarfında tramvay hatlarmda tenzilâtlı tarife ile seyahat etmek hakkmı bahşeyliyen kartların kaydma 10 eylul 1937 tarihinden itibaren başlıyacağını mekteb ve Üniversite talebelerine ilân eyler. Alâkadarlar, pazar ve bayram günleri haric olmak üzere hergün: Saat 8,30 dan 12 ye ve 13,30 dan 17 ye kadar. Cumartesi günleri saat 8,30 dan 12 ye kadar. Müsbit evraklarile beraber Galatada Söğüd sokağında (Tünel arkasmda) Hareket Knlemine müracaat edebilirler. DİREKTÖRLÜK ?CAU POKER iraç iıçaŞına&tr PLAY ucujunu Giresun Belediye Reisliğinden: 1 Giresun Vilâyet Merkezine dikilecek ATATÜRK heykeline aid resim ve proje müsabakası 15 birinciteşrin 937 gününe kadar uzatılmıştır. 2 Heykel dört köşeli bir kaide üzerine konulacak ve kaidenin dört köşesine Giresunun Millî Savaştaki durumunu ifade edecek haritalar tesbit edilecektir. 3 Bu heykel ve kaidesi için kırk bin.lira sarfedilecektir. 4 Yapılacak proje ve maketin büyüklüğü iştirak edecek mütehassıslarm *akdirine bırakılmıştır. 5 Müsabakaya yerli ve yabancı ınütehassıslar girebilirler. Yalnız Güzel San'atlaı Akademisinden mezun bulunmak ve bunu bir vesika ile is • bat etmiş olmak lâzımdır. 6 Müsabakaya gireceklerin 15/10/937 gününe kadar Giresun Belediye Reislığine gönderecekleri proje ve maketler Dahiliye Yüksek Velcâletir.e sunulacak, bunlardan birinciliği kazanana 500 ve ikinciliği kazanana da 250 lira ikramiye verilecektir. 7 Daha fazla izahat istiyenlerin Giresun Belediye Reisliğine müracaatleri ilân olunur. (6069) Ehlî hayvan sergileri Pendikte hazırlanan Kartal kazası hayvan sergisi merasimle açılmıştır. Bu sergide hükumet, damızlık boğalarınm boz ırk İngiliz hayvanalarından doğan erkek ve dişi yavrularile yeni yetiştirilen taylar teşhir olunmaktadır. Asıl, büyük ve bütün şehre şamil olan ehlî hayvan sergisi de bu aym on dokuzunda Edirnekapı dışındaki Belediye Te mizlik İşleri ahırlarında açılacaktır. Diş hastabakıcılarî Diş tabibleri yanında çalışan hasta bakıcılan yetiştirmek üzere bu ders yılından itibaren Dişçi mektebinde bir kurs açılacaktır. Bu kursa ortamekteb mezumı kızlar kabul edilecektir. veya başlamak üzere bulunmuştur. Gerçi, bizim, bunlara karşı, 5000 7000 tonluk, La Galisonnicre tipinde altı kruvazör, 2500 2800 tonluk iki torpito muhribi, 1378 tonluk yirmi sekiz torpito ve 600 tonluk on iki refakat gemisi çı karabileceğimiz doğrudur, bu da bu sahada, bizim lehimize bir fark teşkil et mektedir. hemen\eser Grîp v e Romaüzma| ognlanru ASIPIN KENAN SAGL1KVERIR Emniyet Sandığma Borclu Olanların Dikkat Nazarlarına Vadeleri hitam bulan ipotekli gayrimenkullerle menkul mallann pa * raya çevrilme salâhiyeti 3202 numarah Ziraat Bankası kanununun 46 ncı maddesi mucibince 12/6/937 tarihinden itibaren müssesemize intikal etmiştir. Pek yakında kanunî takibe başlıyacağımızdan alâkadarların Bankamız Hukuk İşleri Servisine müracaatle borclarını ödeme hususunda Bankamızın göstereceği kolaylıklardan istifade etmelerini şimdiden sayın müşterilerimize bildiririz. Emniyet Sandığı Müdürlüğü (5735) Sybil, gitmeğe hazırlandı. Ayaga kalktu Bir lâhza tereddüdden sonra dedi ki: Mösyö Kohnberg, eğer Leylâ bu miralay von Pennwitz'in bu faciada oynadığı rolü duysa, onun gözlerini oyar! Artist tellâh, mukabil casusluk şefinin bu meselede manen mes'ul bulunduğuna dair bir hüküm vermek istemiyormuş gibi omuzlannı silkti ve şu cinası söylemekle iktifa etti: Matmazel Mahmud... Silsilei meratib denilen şey bir merdivendir ki, üst basamaklarında bulunanlar, kendi çöplerini, aşağı basamaklarda duranlann üstüne dökebilirler. Sybil odadan çıktı. Çok kuvvetli bir kb, yüreğini kaplıyor, bütün öteki duygularını körleştiriyordu. Bu Kohnberg'in verdiği malumat, facianın vukuu sırasında, Bern'de dolaşan şayialan teyid eder mahiyetteydi. KaLbinde beslediği kin, şimdi, daha büyümüştü, daha kuvvetlenmişti. Bu kin, onu adeta iğneliyor, bir an evvel harekete geçmek, Pennwitz'le, o alçakla bir an evvel karşılaşmak, kadın denilen mahlukun, tabiî düşmanına, yani erkeğe asla oynamadığı en feci, en can yakıcı komediyi ona ojmamak için duyduğu sabırsızlığı artınyordu. Sybil, intikam almak, insanı çileden çıkartacak kadar zalimane olan hareketinin cezasuu vermek için, bütün zekâsını, korkunc bir gayretle işletecekti. Artık, Pennwitz'le aralannda, bir harb, şahsî, gizli, esrarll bir harb ilân edilmişti. (Arkasi yarn) Rene La Bruyere etmemek için, kabil olduğu kadar lâkayd bir tavır takmdı, içini çekerek: Bunlan kendisine anlatınca, istanbuldaki arkadaşım kimbilir nekadar müteessir olacak ve şaşıracaknr. Anhyorum. Şayed sevdiği adama bir hal ol duysa, mezannm başına gi<üp orada mutlaka dua etmek istediğini söylüyordu zavalİKik! Kurşuna dizilen bir zabitin nereye gömüldüğü belli olur mu ki mezannı bulup da dua edebilsin! Herhalde, idam edildiği yerin civannda, hâli bir köşeye gömmüşlerdir... Bir de tahtadan haç dikmişlerdir vesse lâm...,Onu da diktilerse!... Viyanaya gelse, mezan bulamaz mı dersiniz? Kolay kolay bulamaz gibi gelir... Hem, belki de ay ~a mezar kazmamışlardır, umumî bir c ura atıvermişlerdir! Sybil sustu. Boj, ı mütiıiş surette sı kılıyordu. Içini çekti: Zavallı Leylâ! dedi. Birşey mi dediniz? Hayır, arkadaşımı düşünüyorum da... Evet, tabiî. Şayed zabiti seviyorduysa, bu ölüm haberi pek acı olacak SEHER VAKT Yazan: Çeviren: Maurice Dekobra Ah! Matmazel Klara! Bilmez feiniz... Zavallı kızcağızın halini düşündükçe öyle müteessir oluyorum ki... Siz bu meselenin teferrüatını biliyor musu nuz? Hayır... Fakat, isterseniz, bizim patron, M. Kohnberg size tafsilât verebilir... Bilmediği yoktur. Fakat, kat'î birşey söyliyemem. Bir defa, sizin söylediğiniz Hennings, bakalım benim dedi ğim zabit mi? İstanbuldaki arkadaşıma her halde malumat vermek istiyorum. Şimdi M. Kohnberg'le görüşeyim. Prova bitince, Matmazel Klara, Sybil'i, artist tellâlınm yanırıa götürdü. Meseleyi kendisine anlattı ve dansözü orada bırakıp çıktı. Kohnberg, genc kaclına yer gösterdi ve sordu: Matmazel Mahmud, arkadaşını jEin münasebette bulunduğu zabitin ismi A u olduğuna kat'iyyen emin misiniz? > Elbet. Erkânıharb zabiti imiş. Rüt Hamdi Varoğlu 'besi yüzibaşı imiş ve memuriyeti de Bern sefarethanesinde ataşemiliter yahud as kerî müşavir gibi birşey. O halde şüpheye mahal yok. Eylul sonlannda kurşuna dizilen zabitin takendisi. îyi amma, niçin kurşuna dizildi ğini biliyor musunu? Niçin olacak, Avusturyaya flıanet ettiği için! Vah, vah! Demek ki arkadaşıma yardığı mektublann arkasi bu sebeble birdenbire kesilmiş! Öyle olacak zahir! Ölüler mektub yazmaz. Siz bu işe dair birşey biliyor mu sunuz ? Bildiğim, o tarihde, kulağı delik bazı muhitlerde işittiğim şeylerden iba rettir. Hennings, o sırada Berns'deki ataşemiliterin muavini bulunuyordu. Rivayete göre, Pennwitz'in hazırladığı büyük bir casusluk işine kanşmış... Pen VII Bağdad şenliği 1914 1915 kışmda «Beyaz Papa ğan» kabaresi, Viyananın en rağbet gö ren gece eğlence yeriydi. Cephcden cepheye vazife ile gönderilen ve yolları Viyanaya düşen genc zabitler, bir iki vals dinlemek, birkaç kadeh şampanya içmek için mutlaka oraya uğruyorlardı. Askere ahnmamış tektük yaşlı Macar asılzade leri, harbin çabuk biteceği tesellisile a • vunmağa çalışan pürtuvalet, pürneşe bazı salon kibarlan orada toplanryorlar, musiki patırhsı içinde Tokay içerek, Rus ileri hareketini, Sırbistandaki muharebelerin nereye varacağı bilinmiyen neticesini düşünmeğe, unutmağa savaşıyorlardı. Matmazel Belkis Mahmudun «Bağ dad Şenli^;^ ile başlıyan oyunlan, müthi§ bir m "fakiyet kazandı. (Arkast var)