HABEF2LER MÜLÂHAZALAR Japon ordusu yeniden bir çok yerleri işgal etti Çinlilerin, şimdiye kadar 30 bin maktul, 20 bin de mecnıh verdikleri iddia ediliyor IBaştarafı 1 inci sahifede\ Bir rivayet Şimalî Çinde 9 eylulde Machang ve Şanghay 12 (A.A.) Central Liuho Chen'i işgal etmiş olan Japon News Çin ajansı, Çin kıtaatınm Kalgan'ı ordusu, bu iki şehrin şark ve garbındaki istirdat etmiş olduklannm rivayet edil cephesini genişletmiştir. Pekin Suiyan mekte bulunduğunu bildirmektedir. demiryolu üzerinde Japon kıtaatı, Kal Çin, Milletler Cemiyetine gan'a 160 kilometro mesafede bulunan müracaat ediyor Tatung istik imetinde taarruza geçerek Cenevre 12 (A.A.) Çin hüku birçok mevkileri işgal etmişlerdir. meti bugün, Milletler Cemiyetine tah 30 bin maktul, 20 bin mecruh Tokyo 12 (A.A.) Çinlilerin Ja rirî bir müracaatte bulunacaktır. Bu müponlar tarafmdan Machang'ın istilâsın racaat, Milletler Cemiyeti azasından o dan sonra başlamış olan ric'at hareketleri, lan devletlerle azadan olmıyan bir devinhizama tahavvül etmiştir. Japon aske let arasında tahaddüs eden ihtilâflara mürî mütehassıslanna göre, muhasamatın teallik olup mezkur Cemiyet misakının 17 bidayetindenberi Çinlilerin Şanghay'da nci maddesine istinad edecektir. uğramış olduklan zayiat 30 bin maktülJaponyantn Çindeki hakikî gayele 20 bin mecruha baliğ bulunmaktadır. Türk gazetelerinde ecnebi propagandası! Evvelâ propaganda ile havadisi yek diğerinden tefrik etmek lâzımdır. Propaganda bir muayyen fikri neşretmek, ona taraftar toplamağa çalışmaktır. Bir gazetede aktüalitesi olan, yani gazeteye, tabir caizse, sırası gelmişken konan her yazı kabataslak «havadis» çer çevesi içine almabilir. Bu herkesin bildiği iptidaî farkı bazı gazeteci arkadaşlara tekrar etmek icab ediyor. Ezciimle Falih Rıfkı Atay Ulus refikimizde yazdığı ve İstanbul gazetelerinden bir kısmının kolayca sütun doldurmak maksadile sık sık iktıbas ettikleri yazılarından birinde gene bu meseleye temas ederek Türk gazetelerinin, bilmiyerek de olsa, ecnebi propagandasına alet olduklarını şikâyetle ileri sürüyordu. Değerli muharrire göre, matbuatımız, haricî haberlerden yana, büyük bir anarşi içindedir; bunun çaresi «Ajans neşriyalı daha iyi bir konirola tâbi tululmak ve her gazetede dış polılika için mes'ul ve tek bir şef tanınmak» tır. Yazımızın ilk satırlarında işaret ettiğimiz basit farkı gözönünden uzak tutmazsanız bu telâşın nekadar lüzumsuz ve yersiz olduğunu takdirde zahmet çekmezsiniz. Zaten her gazetede mes'ul bir şef vardır; ve Anadolu Ajansı hiçbir zaman kontroldan azade kalmamıştır. Bu kontrol resmî makamlar tarafından icab eden hadde ötedenberi yapılagelmiştir. Falih Rıfkı Ataym mevcud olduğunu zannettiği «anarşi» biraz da son zaman lardaki siyasî hâdiselerin emsalsiz kanşıklığının akislerinden başka birşey olmasa gerektir. Tekrar edelim: Hitler'in bir nutkunu, Stalin'in bir notasmı veya Mussolini'nin beyanannı aynen neşretmek bu devlet adamlannın propagandasına hizmet addolunamaz. Aktualiteyi takib eden bir gazete bunları elbette neşredecektir. Son yapılan Nuremberg kongresi münasebetile Almanyada riasyonal sosyalizmin küçük bir tarihini yaptığımızdan dolayı bize hemen hemen Alman propagandacılığı isnad edecek kadar ileri giden bir muharrir arkadaşın tuhaf zihniyetli yazısını da hayretle görmüştük. Halbuki biz Almanyada nasyonal sosyalizmin olduğu gibi Rusyada komünizmin ve îtalyada faşizmin tarihçelerini, mevkii iktidara geçiş hikâyelerini de her zaman neşrettik ve ediyoruz. Bitaraflık çerçeveleri dahilinde kaldıkça bu gibi neşriyat hiçbir zaman ve hiçbir yerde propaganda sayılmamıştır. O kadar ki bunu yapmamak gazetecilik noktasından bir eksikliktir. Bizim dikkat edeceğimiz cihet ne o taraftan, ne bu taraftan olmıyarak miliî menfaatlerimizin hududu dahilinde kalmaktır. Hakikî vaziyet bundan ibaretken ikidebir bizde başka türlü hareket ediliyormuş vahimesine kapılıp bunu da bir yazı halinde gazete sütunlarına geçirmekte asla isabet yoktur. Kaldı ki gazetelerimizin anarşi içinde bulunduklanndan gene bizzat bazı gazeteci arkadaşlardan başka şikâyet eden olmamıştır. Lüleburgaz hafriyatı Eski mezarlarda mühim eserler bulundu İHEM NALINA MIH1NA Bir taksi muayenesi ün sabah, Şişliden bir taksiye binerek Büyükdereye doğru yollandık. Hacıosman bayınna. geldiğimiz zaman orada, bir karakolun önünde bir polis otomobilimizi durdurdu. Şoförden bir takım evrak sordu. Şaförün evrakı yolunda çıkınca. Neden fazla yolcu aldın? Dedi. Şoför, Yolcunun biri çocuktur, arabam da geniştir, cevabını verdi. Olmaz, ceza vereceksin, in aşağı! Filvaki, otomobilde üç büyük insanla nahif bir gene kız ve bir de çocuk vardı. Şoförün tekrar sızlanması üzerine po« lis, komisere müracaat etmesini söyledi. Komiser de, 9 numarah, sepetli bir motosiklette oturuyordu. Şoför, ona derd anlatmak istedi. Sert ve haşin bir emirle karşılaştı: Gel karakola! Polisle komiser şoförümüzü karakola götürdüler ve tam bir çeyrek sonra eline matbu bir zabıt varakası verip geri gönderdiler. Arkamızdan gelen bir taksi otomobilinde de beş kişi vardı; o da ayni akıbete uğradı. Bu muamele esnasında ağzımı açmadan seyirci kaldım; fakat, şimdi beni dinleyin: 1 Komiser de, polis de, ifayı vazife halinde olduklan halde, sigara içiyorlardı. 2 Taksinin numarasım alıp bizi yolumuza devam ettirir ve lâzım gelen muameleyi sonra yapabilirlerdi. Şoförü içeri alıp saat tuttum tam bir çeyrek bizi beklettiler ve taksiyi beyhude yere işletıp zarara soktular. Ben Büyükdereden hemen vapurla îstanbula dönecektim. Üstelik, bana vapurumu da kaçırttılar. 3 Dünyanın bütün medenî şehirlerinde polisler, herhangi bir sebeble durdurduklan otomobilin içindeki adamlan selâmlarlar, hatta icab ederse, özür dilerler. Bizim otomobili, bir kaçakçı otomobili gibi durduran ve on beş dakika yolumuzdan ahkoyan bu iki zabıta memuru, bizi adam yerine bile koymadılar; o kadar mağrurdular. 4 Bizi durdurduklan zaman, yanımızdan, içinde beş kişi değil; altı yedi kişi bulunan müteaddid hususî otomobiller geçti. Onlara hiç ses çıkarmadılar, hatta bazılannı selâmladılar. Bu tedbir, fazla adam binip de şoförün çalışmasını gücleştirmesin ve kaza olmasın diye ise taksilere binenlerinki can da hususî otomobillere binenlerinki patlıcan mı? 5 Dün, gerek şehir dahilinde, gerek şehir haricinde gördüğüm taksi ve hususî otomobillere dikkat ettim. Bunların en az yüzde ellisinde beş ve altı, hatta daha fazla yolcu vardı. Polislerm kaynaştığı şehir dahilinde, neden bunlara ses çıkanlmıyor da, pazar günü gezmeğe çıkan insanlar, şoförlerden vesika aranmak için böyle yollarından alıkonuluyor? 6 İstanbulda beş kişilik bir aile, sığışabildiği takdirde, tek bir taksiye neden binmesin de, dün bizim vaziyetimizde olursa, yanm bir insan demek olan bir çocuk için, ayrı bir taksi tutsun? İstanbul halkı, o kadar zengin midir? Bizim taksideki yolcunun biri çocuk olduğuna göre, polisler, zavalh şoföre karşı, şehirde yaptıklan gibi, biraz müsamahakâr davranabilirlerdi. Fakat, be« nim en ziyade canımı sıkan, ağızlarında sigara olarak vazife görmeleri, şoförü tecziye ederken bizi de on beş dakika yolumuzdan alıkoymalan ve buna mukabil en küçük bir itizarda bile bulunmamalandır. Avrupada otomobille 9000 kilometro dolaştım. En az 900 polisle muamelemiz oldu. Bir tek kaba Çek polısınden başka bütün polislerden azamî nezaket gördük ve asla şu Hacıosman bayırındaki gibi huşunet ve gururla karşılanmadık. Polise yaraşan nezaket ve vakardır; azamet ve gurur değil! Bu yazıyı, kıymetli Emniyet Müdürümüz, polisin bu eksik tarafını da düzeltsin diye yazıyorum. Hafriyat yerınae, farih Kurumu İkinci Beisi Profesör Afet, Doktor Arif Müfidden izahat alıyor kabartma bir el aynası da bulunduğuna göre bu mezann sahi>inin bir kadın olduğu ve yakıldıktan sonra külünün me zarın içine konulduğu anlaşılmaktadır. Meydana çıkarılan bu âsarm üslubu ve gene mezann yanmda bulunan ve Imparator Vespasien'den Hadrim'a kadar giden gümüş Roma paralan bu mezann milâddan sonra ikinci asra aid olduğunu ve binaenaleyh zengin bir Trakyalı kadının ne gibi eşyası bulunduğunu ve ne suretle gö.müldüğünü göstermektedir ki bu keşfin alâkadarlara çok şeyler öğreteceğı şüphesizdir. Araştırmalara devam edildiği sırada Türk Tarih Kurumu Asbaşkanı Bayan Afetle Trakya umumî müfettişi General Kâzım Dirik hafriyat mahalline giderek tetkikatta bulunmuş ve hafriyat drrektörü doçent Arif Müfidden araştırmalar hakkında malumat almışlardır. Bunlardan maada mezann içinde ke Öğrendiğime göre bu seneki hafriya sif bir kül tabakasının üzerinde bir altın tın plân ve resimleri tarih sergi ve kon küpe, bir gümüş kaşık, altın yaldızlı ve gresine yetiştirilecektir. Edirne (Hususî) Lüleburgazm Umurca höyüklerinde İstanbul müzeler umum müdür muavini doktor Arif Mü fidin riyaseti altında hafriyat yapıldığını kısaca bildirmiştim. Bir buçuk aydanberi fazla süren bu hafriyat sona ermiştir ve bu müddet zarfmda araştırılan üç höyükte 150 den fazla, çok mühim, kültür eşyasını ihtiva e den iki mezar bulummuştur. Bu mezarın etrafında ve bilhassa şark ve cenub kısımlannda çok zengin ve son derece müienevvi tunc, seramik ve cam âsar keşfedilmiftir. Muhtelif şekiller arzeden tunc vazo ve kevgirler, bir tava, bir 'şamdan, tuvalet aletleri, kilidli tahta bir mahfazanın içinde bulunan cam vazolar ve her halde apotropeiko bir mahiyette olan bir takım medüz başlan fev kalâde dikkate şayandırlar. Tayyarelerin çıkardtğt yangın lerini ilân edecek heyet Şanghay 12 (A.A.) Japon tayyareleri, Chapei'yi bombardıman etmiş ler ve iki yerde yangın çıkarmışlardır. Biri şimal istasyonunda, diğeri Soutcheou nehrinin sol sahilinde beynelmilel imtiyazlı mmtaka yakmındadır. İki Japon tayyaresi hasara uğradı Nankin 12 (A.A.) Centrale Newi ajansından: Bu aym 8 inci günü iki Japon tay yaresi Svvaton civarında Çin tayyare defi toplarile hasara uğratılmıştır. Tokyo 12 (A.A.) Domei Ajansından : İyi bir membadan öğrenildiğine göre, eski Hariciye Nazırı Vikont İshii ile, eski Japon Bankası müdürü M. Fukai ve halen Avrupada bulunmakta olan Japon iktısad heyetinin reisi M. Kadono'nun bütün dünyaya Japonyanın Çindeki ha kikî gayelerinin ne olduğunu öğretmek için hususî bir vazife ile tavzif edilmeleri muhtemeldir. Vikont İshii Amerikaya, M. Kadono da Fransaya gidecektir. [[IIIMtlMIIIIMlırMitıııiM... Yeni delegeye verilen jurnal 28 ler komitesinin verdiği karar Nyon konferansmda verilen karar (Baştarafı 1 inci sahtfede) «Bu nadir muvaffakiyetin husulüne medar olan şey, Fransa ile Ingilterenin faaliyetlerini birleştirmiş olan samimî tesanüd ve ayni zamanda bu iki büyük millerin kabul edilen sistemin mes'uliyetlerini ve mükellefiyetlerini tamamen ü zerlerine almakta tereddüd etmemeleri keyfiyetidir. Nyon itilâfı, beynelmilel muahedenamder tarihinde büyük bir merhaleye işaret edecektir. Cenevrenın kanunu olan kollekrif emniyet ve mütekabil yardım prensiplerinden ilham almış bulunan bu itilâfname, bütün Akdeniz devletleri arasında tedafüî bir anlaşmanın tahakkuk etmesine medar olmuştur. Yalnız Italya haric kalmıştır. Maamafih, îtalyanın Akdenizde büyük menfaatleri olan diğer devletlerin gayret ve hüsnüniyetlerine kendi gayret ve hüsnüniyetini zam ve ilâvede gecikmiyeceği ümid olunur.» Matin gazetesinde Stephane Lauzane, diyor ki: «Fransız ve ingiliz bahriyelilerinin beraberce çalıştıklan bugünde devlet adamlarınm çok iyi bir iş görmüş olduk larmı kabul ve teslim etmek pek haklı birşey olur. Devlet adamları, Avrupanın umumî tesanüdü zihniyetile süratle ha reket etmişlerdir.» Saintbrice, Le Journal'de şöyle diyor: «Azkalsın garb devletlerinin mukareneti sahasında yenilmez bir manianın yükselmesine şahid olacaktık. Halbuki şimdi bunun yerine Lâtin denizinin büyük yolunu tarassud etme vazifesini yalnız başlarına deruhde etmiş olan Fransa ile Ingilterenin faikiyetlerini teyid ve tevsik eden Nyon itilâfı kaim ol muştur. İtalyanm da teşriki mesai etmesi ihtimalinden bahsedilmektedir.» Madam Genevieve Tabouis, Oeuvre gazetesinde diyor ki: «Uzun seneler, Fransızlarla îngilizler arasmda teşriki ıresai vücude getirilme sine çahşılmıştır. İşte şimdi M. Delbos'un mes'ud teşebbüsile akdedılmiş olan konferans hem de bu iki memleketin Büyük Harbdenberi geçirmiş olduklan en nazik bir dakikada bu teşriki mesaiyi tahakkuk ettirmiştir.» Rosenfeld, Populaire gazetesinde yazıyor: «Bütün dünya efkârı umumiyesinin konferans kararlannı ve itilâf husulündeki sürati büyük bir huzur ve inşirahla selâmlıyacaklarına kaniiz.» trola iştirak etmemesinden memnuniyet beyan ediyorlar. Şam gazeteleri Türklere Milletler Cemiyeti cihaniftiralarda bulunuyorlar şümul bir hale getirilecek Cenevre 12 (A.A.) Milletler Cemiyeti misakı prensiplerinin tatbik sahasına konulması hususile iştigale rnemur 28 ler komitesinin içtimaı hitamında, evvelâ Milletler Cemiyeti misakı ile sulh muahedenamelerinin tefrik edilmesi meselesinin ayrıca tetkik edilmesine karar verilmiştir. Çünkü bu mesele pazartesi günü öğleden sonra içtimaa davet edilecek olan Hukukşinaslar komitesi tara fmdan tetkik edilecektir. Saniyen M. Cramborne'un vermiş olduğu rapor esas ittihaz edihnek suretüe Milletler Cemiyetinin cihanşümul bir hale gefeirilmesi meselesinin de ayrıca tetkiki karar altma alınmıştır. Bu meselenin tetkiki asamblenin içtima devresinin tıitamından evvel yapılacak oîup bizzarure azaları olmıyan devletlerle de istişarede bulunulması hakkında Şili tarafından ileri sürülmüş olan tekliflerin de tetkikini is«Sancağın bugünkü durumu çetindir. tilzam edecektir. Dirayetli idare, demirden el lâzımdır. Haricî müdahaleye sed çekmelidir. Türkler sende bükülmez bir şahsiyet görürlerse kuvvete boyun eğerler, fitne saçBelgrad 12 (A.A.) Harbdenberi maktan çekinirler. Sen vanatperver bir Yugoslavya ordusunun yapmış olduğu Fransızsm, Cenevre anlaşmasının kabu manevraların en büyüğü eylul ayı nilünün bizim için hiyaneti vataniye oldu hayetinde yapılacaktır. Bu manevralağunu takdir edersin.» ra ihtiyat zabitlerinden bir kısmı da Bu küstahça yazı «Türkler sana Ab davet edilecektir. Manevralara takri dülhamid devrindenberi alışık olduklan ben 50 bin kişi iştirak edecektir. Ma lehçelerile hulus çakacaklardır, inanma. nevralar, on gün devam edecek ve başSamimî, hakikî dostluk bizdedir» sözle hca harekât 21 26 eylulde yapılacaktır. rile bitmektedir. Manevraların kumandanı, yüksek askerî şura reisi General Milan Milovanowitch ve erkânıharbiyei umumiye Konya 12 (Hususî muhabirimizden) reisi de umumî erkânıharbiye reisi muBüyük Erkânıharbiye Reisi Mareşal avini General İbija Brachitch'tir. Fevzi Çakmak Ankaraya hareket et miştir. Antakya 12 (Hususî) Yeni delege, Sancak mülhakatını dolaşarak vazitfesine filen başlamak üzere tetkikatta bulunmuştur. Kendisinin arabca neşrettiği beyannamenin türkçesi mesalihi hassa idaresince Türk matbuatma verilmiştir. 'Beyannamede, mandater hükumetin ve 'Milletler Cemiyetinin himayesinde tatbik edilecek yeni Sancak statüsü vecibeJerinin hakkile yerine getirilmesine memur edildiği, halkın tam bir imtizacla refaha kavuşacağı söylenmektedir. Diğer taraftan Şam matbuatınm yeni bir hamle ile tahrik edici garazkâr neşriyata devam ettiği görülmektedir. Bunlardan Elliva, delegeye hitaben baştanaşağı Türkler aleyhine hezeyan ve ithamlarla dolu bir makale neşretmiştir. Guya yeni delegeyi aleyhimize tahrik etmek istiyen bu aşın derecede garaz ve yalanla dolu yazıda şöyle deniliyor: Meksika amelesinin kararı Meksika 12 (A.A.) Meksika amelesi konfederasyonu millî komitesi, 1 Reisicumhurdan Cenevredeki Meksika heyetini Akdenizdeki korsanlık hareketlerile îtalya ve Almanyanın Is panyadaki müdahalelerini takbih için müdahalede bulunmağa davet etmesini istemeğe, 2 Amsterdamdaki beynelmilel sendikalar federasyonuna bir telgraf çekerek bütün dünya amelesini Meksika nın teşebbüsüne muzaherete davet etme sini taleb etmeğe karar vermiştir. Amerika Cumhurreisinin beyanatt Hyde Park Amerika 12 (A.A.) Reisicumhur Roosevelt gazetecileri kabul ederek demiştir ki: « Çin Japon ihtilâfı ve Akdenizde korsanlık neticesinde her tarafta asabiyet mevcud olduğunu söylerim. Bu asabiyet yalnız malî mehafilde değil, fakat bütün dünya üzerinde her aile ocağında ve demokrat hükumette de vardır.» Yugoslav ordusunun yapacağı büyük manevra D. N. Akdenizdeki tngiliz donanman Ispanyadaki dahilî harb durmadan devam ediyor [Baştarafı 1 inci sahifcde] Filvaki General Franco'nun askerleri vasatî 100 metre yüksekiikte bulunan mafcaJlerde muharebe etmek mecburiyetindedirler. Buralarda ise münakalât yolları hemen hemen yoktur. Bütün iaşe ve mühimmat nakliyatı vesair münakalât patikalardan yapılmaktadır. Fazla olarak Asturiesliler, bir takım siperler kazmışlardır, bunlara karşı cepheden hücum etmek tehlikelidir. Bunların mevzilerinden bir grup bulabilmek için bazan bir gün yürüyuş yapmak lâzım gelmektedir. Diğer taraftan dün yağmur hiç dinmemiştir. Ve her tarafta şiddetli bir soğuk hissedilmektedir. *** Paris 12 (A.A.) Halkçılar tecemmüü ırillî kcmitesi, bir karar sureti kabul etmiştir. Bu karar suretinde Milletler Cemiyeti Konseyinden mezkur Cemiyet misakının onuncu ve on birinci maddelerine tevfikan İspanyol meselesine vaziyed etmesi istenilmektedir. Londra 12 (A.A.) Cebelüttanktan bildirildiğine göre, İngiliz denizaltı gemisi Shark'la Emperial Fury ve Forester destroyerleri bugün limana girmislerdir. Halen Akdenizde iki diretnot, iki zırhlı, bir tayyare gemisi, üç ağır kruvazör, dört hafif kruvazör, 7 denizaltı gemisi, 22 destroyer, 6 torpito ve birçok muhalaza gemisi mevcuddur. Mareşal Fevzi Çakmak tngiliz matbuatınm mütaleaları Bursa festivali Bursa 12 (Hususî) Bursa festivali devam ediyor. Dün dağ günü idi. Bugün Havuzluparlcta İstanbul sporcuları tarafından yüzme müsabakaları yapıldı. İstanbuldan gelen düğün oyunlan grupu ile Balıkesir ve muhtelif kaza lardan gelen gruplar oyunlar oynadılar. Eğlence gece de Çelikpalasta devam etti. Japonyada müthîş bir kasırga Tokyo 12 (A.A.) Japonyanın ce nubu garbî prefektörlüklerinde hüküm sürmekte olan kasırga 24 kişinin telef olmasına, 98 kişinin yaralanmasına, 3 bin evin tamamen yıkılmasına ve 24 bin evin de kısmen harab olmasma ve kısmen sular altmda kalmasma sebebiyet vermiştir. Bir tngiliz filosu Selânikte Selânik 12 (Hususî) Akdeniz donanmasma torpito muhiribi filosu gelmiştir. İngiliz filosu kac gün kalacaktır. îzmirde üzüm satışları Izmir 12 (A.A.) Bir hafta içinde Ingilterenin mensub birinci borsada on üç kuruştan yirmi üç kuruşa dün limammıza kadar on üç bin kırk sekiz çuval üzüm ve limanımızda bir altı otuz paradan on sekiz kuruşa kadar on iki bin beş yüz iki çuval incir satılİngiliz maslahatgüzarının mıştır. Mevsim iptidasındanberi kırk beş bin dört yüz elli dokuz çuval üzüm ve cenazesi kaldırıldı Atina 12 (Hususî) Evvelki gün bir kırk bir bin dört yüz elli dokuz çuval inotomobil kazası neticesinde ölen îngil cir satılmıştır. tere maslahatgüzarınm cenaze merasi Adliye Vekâleti binasî 450 mi dün büyük merasimle kaldırılmıştır. bin liraya yapılacak Başvekil, Vekiller bütün kordiplomatik Ankara 12 (Telefonla) Yenişehircenaze alavmda hazır bulunmuşlardır de Vekâletler civarında büyük bir AdPancar bayramı liye Vekâleti binası yapılacaktır. Bu biAdapazarı 12 (Hususî) Pancar ha nanm inşası bu ay içinde talibine iha sadj dolayısile köylerde bayTam ya le olunacaktır. Binanın takriben 450 bin pılmıştır. liraya çıkacağı tahmin olunuyor. Sabık Çekoslovak Reisicumhuru ağır hasta Prag 12 (A.A.) M. Masaryk'in sıhhî vaziyeti birdenbire fenalaşmıştır. Gece kaydedilen hararet derecesi, 39,1 idi. Hasta, hezeyan halindedir. Tenef füsü bozulmuştur. Kalbin faaliyeti bati leşmiş, şiryanî tazyik düşmüştür. Bu sabah bir zatürrie başlangıcı müşahede edilmiştir. Prag 12 (A.A.) Reisicumhur Beneş bugün eski Reisicumhur Mazariki birkaç defa ziyaret etmiştir. Mazarik'in ahvali sıhhiyesi vahim olmakta devam ediyor. Londra 12 (A.A.) İngiliz matbuatı umumiyetle Akdenizde ticaret gemilerinin himayesi hakkında Nyon'da elde edilen anlaşmayı memnuniyetle karşılamakta ve Akdenizde seyrisefainin yeni baştan taarruza uğramasma bu aniaşmanın mâni olacağmı kaydetmektedirler. İngiliz gazeteleri, salı günü mer'iyete girecek olan bu anlaşma neticesinden otuz beş İngiliz ve 25 Fransız destroyerinin Akdeniz kontrolunu deruhde edecekle rini yazmaktadır. Observer gazetesi diyor ki: «Akdenizde emniyetsizliğin hakikî sebebi İspanyada harbetmekte olan her iki tarafa da muharib haklannın tanınmamasıdır.» Le Ople gazetesi de, Nyon anlaşmaFransız Başvekilinin temasları sının tasdikten sonra imza için Almanya Paris 12 (A.A.) Chautemps, ve İtalyaya tevdi edileceğini yazmakta • Hariciye Müsteşarı M. Leger'i kabul etdır. miş ve kendisile enevre konferansı ve ttalyan gazeteleri ne! diyorlar? Nyon itilâfı hakkında görüşmüştür. Başvekil, M. Bonnet ile de malî vaRoma 12 (A.A.) Popolo di Roziyet hakkında görüşmüştür. ma Nyon'da elde edilen anlaşmayı mevM. Chautemps, önümüzdeki haftanın zuu bahsederek diyor ki: nihayetinden evvel Londraya gitmiye «Bir mütehassısm tefsirine göre Francektir. Mumaileyh, yann Loir et Char co'ya aid bir denizaltı gemisi kontrol intihab dairesine gidecektir. devletlerinin bir mümaneatına maruz kalmaksızm ticaret gemilerini durdurabile Berlin matbuatt ihtiyatlı Berlin 12 (A.A.) Gazeteler, cek veya torpilliyecektir. Şu şartla ki, Nyon itilâfını ihtiyatla karşılamışlardır. Londra muahedesinin 22 nci maddesin Bununla beraber, Sovyet Rusyanın kon deki ahkâmı ihlâl etmesin.» Bu da başka bir sikâyet Evvelki akşam, Harbiye civanndaki Belvü bahçesine gittim. İsmi etrafında pek çok reklâm yapılan ve hatta evvelki gün dahi gazetelerde ilânı çıkan bir ecnebi artistinin numaralannı seyretmek istiyordum. Her nedense biraz fazlaca köy ko~ kan bu yerde on ikiye kadar oturduk. Nihayet ecnebi artiste sıra gelince, onun bu akşam gelemiyeceğini haber verdiler. Halkın yüzde doksanı da, benim gibi, o artisti görmeğe gitmişlerdi. Tabiî, bir hayli kızan oldu. Bazı seyirciler bu halin tekerrür ettiğini söylediler. Ben çıktıktan sonra, belki haklı olarak gürültü edenler de olmuştur. Kapıya «Filân artist bu akşam rahatsızdır, numarasım yapmıyacaktır» diye bir kâğıd asılsaydı mesele yoktu. Bir müessese, yalnız kendi kânnı değil; müşterilerini, bilhassa müşterilerini memnun etmeği düşünmek mecburiyetinde olduğunu asla unutmamahdır.