cÇocuk 2 Eylul 193? CUMHURIYET ÇOCUK BAKIMI tktısadî hareketler Bu senenin ilk altı ayında ihracat ve ithalâtımız ve Sinema Başvekâlet Istatistik Uımım Müdür Çocuğun esirgenmesi endişesini doğu larak yorulması ciddî görme teşevvuşie lüğü, bu yıhn ilk altı ayına aid ticaret n ran âmil, ona karşı kalblerde beslenen rini mucib olmaktadır. Bu hususta ya muvazenesi istatistiklerini de neşretmiş ncirleri mi kurtluydu, armudlan mi pılan tetkikler meydana dikkate şayan bulunuyor. Dün gördüğümüz bu istatissevgi ve şefkat olmuştur. çürüktü, yoksa berazileri mi gizli sıttik sistemli bir şekilde düzgünlüğünü muÇocuğu, bu herşeyden pek çabuk mü neticeler çıkarmıştır. maya tutulup muvazenesini şaşırmışBu sahada tesbit edilen rakamlar, si hafaza ve daima lehamize inkişaf eden teessir oluveren plâstik (acînî) varhğı tı, ne olduğunu pek iyi anlamadunsa da korumak, onu yalnız kendisi için lâzım ve nemanm bu son maddî fenalığını tebarüz ticaret muvazenemizin gerek senenin ilk manavın ters bir iş gördüğü durumundaa nısfında gerekse bu ilk nısfın son ayı o faydalı olan tesirlerin vasatında yaşat ettirecek bir kemiyet teşkil ediyor. belliydi: Müşterilere yüksekten bakan Sinemanın ahlâkt bozucu tesirleri: lan haziranda lehimize kapanmış oldu mak, bugünün yegâne hâkim arzusudur. o mağrur gözler adeta fersizleştnişti, naPariste çıkan Le ğunu meydana koyuyor. Fakat, çocuğa bu iyi terbiye muhitini telıncı keserini diğergâm saydıracak kadar Bunlar maddî tesirlerden daha mü Journal gazetesi, Istatistik gösteriyor ki; geçen 936 semin etmek kolay bir iş değildir. Bunu him tehlikeler addedilmektedir. 1921 hodgâm olan ve terazinin bir gözünü daŞanghay'daki Av yapsak bile, korumak istediğimiz ince de Şikago'da yapılmış bir anket netice nesiniîi ilk altı aylık devresinde 41 mil ima kendi menfaatine ağdıran eller, dirupalıların vaziye yon 6,516 liralık olan ihracatımız bu sevarlığın bütün düşmanlannı yok etmiş o sinde, sinemanın çocuğun mekteb me van durur gibi bir biçim almışb. Belki tini hulâsa eden bir lamayız. Çünkü çocuğu tehdid eden fe saisi için mühim bir mâni teşkil ettıği, ta nenin ilk altı ayında 54,909,229 liraya utanmış değildi, fakat korktuğuna şüphe yazıda bugünkü duna tesirlerin bir kısmı cazibeli tehlikeler lebenin vazife yapmak iktidannı azalt çıkmıştır. Gene geçen senenin ilk nısfında yoktu. rumla mukayeseye dir. Meselâ: Sinema gibi.. Sinema asrı tığı ve bilhassa çocukları birçok sahaiar 48,008,776 liralık olan ithalâtımız da Belediye zabıta memuru işte suçu du44,559,916 liraya inmiştir. Şu vaziyete esas ittihaz etmek mızın seri ve harikulâde bir tekâmül ar da vaktinden önce olgunlaşnrdığı görülrumunda okunan manava yaklaştı, güüzere 1932 deki 2eden yegâne sanayii olmuştur. Bütün müştür. Filhakika sinema cinsî hayatm göre ihracatta geçen senenin ilk altı a nahkâr oğluna nasıhat veren bir baba şefÇin Japon ihti insaniyet dünyasını şiddetle alâkadar e ancak muayyen bir yaşta öğrenilecek o yına nazaran 13 milyon küsur fazlahk, katile üç dört kelime söyledi, ayni şefîâfından bahsettik den beyaz ve konuşan perde, bugün ar lan bazı safhalannı genc ruhlara pek ithalâtta ise 4 milyon liraya yakın bir katle cevablannı dinledi, sonra not defteten sonra diyor ki: tık yaşancı âmillerin silsilei meratibinde erken tanıtmak suretile tehlikeli olmak azalış vardır. rini çıkanp birşeyler yazdı: «Beş senedenberi Şunu da hanrlatmak isteriz ki senenin «ekmek ve kömür» den sonra gelen bir tadır. Ayrıca sinema nevroz ve psikozlan Vatandaş, dedi, nizama saygısızlıehemmiyet kazanmış bulunmaktadır. U da müşahede edilmiş bulunmaktadır. Bu bu aylanmn bir kısmı ölü mevsime tesa Çinde çok çalışıl ğınız sabit, kanun dairesinde cezalandırımışbr. Garblılar bu2un bir romanın mevzuunu, vakti pek az hal çocuk esirgeme işile yakmdan alâka düf etmektedir. lacağınızı size esefle haber veriyorum. Rakamların verdiği şu netice bizi 2ı nu anlamakta gecikolan bugünün insanına birkaç saat içinde dar kimseleri endişeye düşürdüğü kadar; Kanunun, nizamın, talimatnamenin sunmak; ruhlarda yüksek bir musiki şah mürebbileri, adliyecileri ve psikoloklan da racat mevsimi için daha büyük ümidler miye^eklerdir. Çi amir ve hâkim sesini kendi ağzında ni, hâlâ bulanık, esbeslemeğe sevkedici mahiyettedir. eserinin bütün güzelliğini yaşatmak, si düşündüren bir haldir. bu kadar yumuşatan, fakat o sesin ciddirarma nüfus edile F. G. nemadaki bu tekâmülün kıymetli neticeyetinden bir zerre de kaybetmiyen bu Fakat meselenin asıl mühim tarafı simez, nehirlerinden, leridir. Terbiyevî filimlere gelince, on nemanın çocuk mücrimiyetinde oynadığı memur oradan aynhrken kalbimin de birkaç kötü demir ların mektebler için ne derece lüzumlu bir mühim roldür. Paul Wets isimli meşhur saygısını ve sevgisini beraber götürüyoryolundan ve sediyetedris materyeli olduğunu isbat ve izaha bir çocuk hâkimi, iyi aileye mcnsub si du. den başka her türlü hiç de muhtac değiliz. Bir tohumun intaş nema meraklısı bir çocuğun sırf taklid ve *•* Milâs (Hususî) Geçen ayın sonla nakil vasıtasından Şanghayda ecnebi mahallerindea bir manzara vetiresini, gözle iyi görülemiyen küçük tecessüsü yüzünden hırsızhğa başlamış Elski devirlerde de esnaf şiddetli bir bir hayvanm, meselâ bir sivrisineğin ha olduğunu ve küçük bir çete teşkil etme rına doğru Belediyemiz binasında vuku mahrum bir memleket sanmakta de yircisi olarak bekliyen harb gemilerinden murakaba altında idi, ihtikâra meydaa bulan infilâkın tahkikat neticesi alın vam edenler varsa, bunlara, Milletler ibaret, bir avuç insan! yatî faaliyetini; bir kutub seyahatini; ço ğe kalkıştığmı bu hususta yapbğı birçok veriimemek için sert tedbirler alınırdı* mıştır. Cemiyetinin Uzakşarka gönderdiği tek İmtiyazlı mmtakalar, gerek Japon as lâkin o günlerin turumile bizzat çahid ol« cuklan hiç sıkmadan gösteren beyaz per müşahedelerden biri olarak zikretmektetnfilâk sabahleyin daire açümadan de, asnmızın «çocuk asn» olduğunu is dir ( 1 ) . Gazetelerde ve çocuk cürümle yarım saat evvel Müfettişlik odasında nik ve malî müşavirlerin son raporlarını kerinin, gerek Çinli talebenin nazannda duğum şu sahne arasında ne büyük fark bat eden bir zekâ eseridir. Bundan do • rile meşgul «çocuk mahkemeleri» nin vuku bulmuştur. Belediye Reisi Nazmi, okumalarını tavsiye ederim. kudsiyetini kaybetmiştir. Maamafih, o • var?.. Eskiler, kanunu korkunc bir hale layıdır ki büyük bir mütefekkir: «Sine raporlannda bu suretle bozulmuş çocuk Belediye kâtibi Mehmedle H. Menteş, Bu raporlan okuyunca öğrenecekler • raya henüz iltica etmekte devam olumı koymayı âdet edinmişlerdi. Suçlu, onlama yannın profesörünü kürsüsünden in lara aid pek çok vak'alara tesadüf edil Müfettislik odasının önünde konuşur dir ki, Çin, bilhassa son beş senedenberi, yor. Çinliler, yüz binlerce kişilik kalaba nn gözünde «medenî haklarını» kaybetdirecektir» demiştir. Bununla beraber si mektedir. Halbuki bu çocuklann aileleri larken H. Menteş odanın iç penceresin inkişaf etmiş, itfcihad etmiş, silâhlanmış lık halinde bu imtiyazlı mmtakaları istilâ miş bir adamdan da kötüydü, yaşamanemanm bu fevkalâde tekamülü, genclik normal ailelerdir ve çocuklan da hiçbir den bir alev görmüş ve arkadaşlarını tır; orada, modern, büyük yollar yapıl etmişlerdir. Sokaklarda kaynaşıp duru ya bile liyakatsiz görülürlerdi. üzerinde tehlikeli tesirler de yapmiştır. irsî mücrimiyet lekesi taşımamaktadırlar. ikaz ettikten sonra yangın motörünün mıştır; Amerikalı pilotlann idare ettiği yorlar. Ufak bir sebeble coşmağa âmade İşte iki acıklı misal: Bu da nazan itibara alınmalıdır. Biz bu Filhakika sinema çocuğun harikulâde bulunduğu kısma koşmuş, biraz sonra tayyareler ve Amerikalı kumpanyaların 1741 yılındaydı, Davudpaşa civarıobu kalabalığm ortasma, 300 kelime belda kâtib Mehmed ona yardıma gelmiş makalemizde işte bu tehlikeli tesirleri gös vak'alara karşı içinde yaşattığı senpatiyi işlettikleri hava yollan sayesinde, mu da bir bakkalın narktan fazlaya mal satlemiş hamal takımının bile kolayca okutir. Bu arada kapıyı kırıp su aramağa tığı, noksan dirhem kullandığı anlaşıldı, termeğe ve onlarm fena neticelerinden beslemek suretile onun ruhunda mukaveazzam împaratorluğun bir başından Öbür giden Belediye Reisi tam mendivenleri yacağı halk beyannameleri, müşevvikler met edilemez bir cazibe yaratır. Çocukkorunma tedbirlerinin nasıl ittihaz edileçıkacağı esnada infilâk vuku bulmuş başma süratle ulaşmak mümkün hale gel tarafından tasni edilmi? yalan bir iki ri başkalarına ibret olsun mülâhazasile he> lar hatta ruh itibarile çocuğa çok ben tur. Zavallı Belediye Reisinin kanlar miştir. Şanghay'dan Kanton'a, bugün rif, dükkânının önüne asıldı, birkaç gün bileceğini tayin etmeğe çalışacağız. ziyen halk harikulâde şeylere karşı çok içinde ve gözleri kapalı bir halde ha 700 mil uzunluğunda bir yoldan kolayca vayetle dolu olarak dağıhlıverse, birkaç öyle bırakıldı. Sinemanm genclik üzerinde yaptığı fehassastırlar. Masal ve mucize kabilinden vuzu aradığını gören iki arkadaşı bir gidilebilmektedir. Mekteblerin sayısı art saat içinde yağma edilmedik bina, katBaşka bir gün Hünkâr selâmlığa çıkna tesirleri iki kümede toplıyabiliriz: olan vak'alar onlan heyecanlandınr ve taraftan kendisine yardım ederlerken, mıştrr. Kur'a efradı, tank ve hafif mit liâma uğramamış insan kalmaz. tı, hava sıcaktı, susadı, bir yoğurtçu dük« 1 Maddî, fizik tesirler. Avrupalılar, sadece uzun tecrübele kânının önünde atın başını çekti, rükâbın* cezbeder. Bundan dolayıdır ki eski za diğer taraftan da yangını söndürmeğe ralyöz kullanabilecek şekilde etrafh ta2 Ahlâkî tesirler. rine istinad ederek, sefirlerin hayatmı bi da yürüyen Sadırazama başını çevirdi; manın kahramanhk menkıbelerine ve peri muvaffak olmuşlardır. Yaralının göz lim görmektedir. Sinemanın fizik fenalıkları: lerini tedavi için İzmire götürülmesi masallanna karşı bir zamanlar büyük bir Çin teslihah, Japon fcuvvetini yene le korumağa kâfi gelmiyen diplomatik mırıldandı: Bunlann başında sinema sanayiinin bol alâka beslenmiştir. Bugünün peri masal mecburiyeti hasıl olmuştur. Bir ayran içmek isterim. memekle beraber, Japonyayı durdura masuniyete dahi güvenmeden, hayatları ve ileri olduğu memleketlerin stüdyola larını ise, sinemalann polis ve haydud İnfilâk, Müfettislik odasında dolabın bilecek kadar müfhimdir. Avrupalılar için pahasına, Şanghay'da kalmağa karar Bütün karaların ve bütün denizlerin nnda görülen hususî bir istismar şekli filimleri hikâye etmektedir ve beyaz per üzerine konan tahrib dinamiti ve te hâkimi olduğu iddia edilen bir tacdarın işin en kötü tarafı bu sözde muvazene vermiş bulunuyorlar. dir: Filimler meydana getirilirken her de, taze nıhlann bu ihtiyaclarını temin ferrüatmdan çıkmıştır. Akşamdan kadebdebeli bir alayın başında, binlerce sedir. Bu iki kuvvet, îngilizlerin olsun, Ayaştan birçok küçük çocuklar kullanı ederken bir taraftan da tehlikeli tesirlerini za ile söndürülmemiş bir sigaranm sabamerikalılarm ve Fransızlann olsun, büBORSALARDA yircinin önünde ayran içmesi yakışıksız lır; onlara senaryonun mevzuuna göre onlara aşılamaktadır. Bunun için sinema ha kadar için için yanarak bir yangın bir iş olmakla beraber Sadırazam için veyük bir kısmı kendi malları olduğu için bazan iyi, bazan da çocuğun maddî ve ya hakh olarak: «Modern mücrimiyet baslangıcma ve müteakiben de bu in Kibrit şirketi tahvilleri Borsa rilen emre boyun iğmekten başka çare filâka sebeb olduğu tahmin edilmekte hasara uğramasım istemedikleri mallarla manevî sıhhatini bozacak roller verilir. mektebi» adı verilmiştir. yoktu. Bu sebeble çavuşlar koşturuldu, dir. Bina ve eşva zayiatı 300 lira kadar dolu bir noktada karşılaşıyor. kotundan çıkarıldı Yalnız merkantilist endişelerle hareket dükkândan bir çanak ayran getirtilip sıtahmin edilmektedir. îşte bu sebebledir ki, 1937 senesinde Sinemanm bu pek kıymetli terbiye Borsa ve Osmanh Bankası komiserlieden bazı stüdyo sahibleri nazannda çocaktan bunalan Hünkâra sunuldu. Tesaalınan telgraf haberleri, 1932 dekinden ğinden: cuk, alelâde bir işçiden fazla bir varlık ocağınm genc ruhlara zarar vermemesi çok deha endişeaverdir. Muazzam Şang Tasfiye halinde bulunan Türkiye Kib düf bu ya. Ayran ekşi yoğurttan yapıldeğildir. Kendilerine bazan, hatta ekse için filimlerin mürebbiler, doktorlar ve hay beldesi, denizle olan bütün irtibatlan rit İnhisarı T. A. şirketine aid hisse se mrştı ve Hünkâr, çanağı boşalttıktan son« riya göz kamaştıran ücretler de verilen diğer salâhiyettar kimselerin teşkil ettikkesilmiş, ricareti kötürümleşmiş bir vazi nedleri, Borsa kotundan çıkarılmışlar ra yüzünü buruşturmuştu. bu yavru artist veya figüranlar; stüdyo leri bir komisyonun kontrol ve sansürünSon birkaç gündür yumurta fiatla yette bulunuyor. Büyük yolcu gemileri, dır. Sadırazam bu yüz ekşiliğini sened tutmüdürlerinin cansız kuklalan vaziyetinde den geçmesi lâzımdır ve zaruridir. nnda bir yükseliş görülmektedir. 14 li nehri, WooSuvug'dan tu, alay yürür yürümez çavuşbaşıya errur öteye geçmeğe Türk borcu tahvilleri HAYDAR TOLUN dirler. Maddî, fena tesirlerin diğer birisi raya kadar inmiş olan çift 720 lik san cesaret edemiyorlar. Her türlü muamele, verdi: Türk borcu tahvillerinde dün gene de sinema salonlarının ekseriyetle sıhhî (1) Paul Wets L'Enfant de Justlce, P: 405 dıklarm fiatı 18 liraya kadar yüksel Şevketlu Hünkâr halka bayat yoher türlü mübadele durmuştur. Avrupa bir düşüklük görülmüştür. 14 lira 85 miştir. şartlara uygun bulunmamasmdan doğar. ğurt satılmasına kızdılar. Yoğurtçuyu ya< dan gelen tüccar mallan HongKong'da kuruşa kadar yükselmiş olan Türk borUyuşturucu madde Yaptığımız tahkikata nazaran fiatlaBasık, dar ve havasız sinemalar bugün kala, dükkânının önüne sallandır! rm bu yükselişinde başlıca sebeb Yu tıkanıp kalıyor; ve şimdiden Saigon'a, cu birinci tahvilleri dün sabah 14,75 te ekseriyeti teşkil etmektedir. Buralarda kaçakçıları Bu iki misali istediğimiz kadar ve her açılmış ve akşam 14,70 te kapanmıştır. Singapur'a doğru akın ediyor. geçen her saat, güneşe ve oksijen* herEmniyet kaçakçılık bürosu tarafın nanistandan yapılan taleblerin birden mevzuda çoğaltabiliriz. Meselâ 1754 yv Şanghay'daki Avrupalılar, telâş ve kesten fazla ihtiyacı olan taze uzviyet dan uyuşturucu madde satan ve içen bire artmasıdır. Buna sebeb olarak da lında Sandal bedesteni yanmdaki dükYunan sularına 100 harb gemisinden heyecan içindedir. Nekadar saysanız, Hasköyde bir yangın (çocuk) için bir zehirlenme saatidir. Ay lere karşı açılan şiddetli mücadele bükânlardan birine girerek üç beş kuruşluk mürekkeb İngiliz fılosunun gelmiş ol sayıları 12,000 Ingilizi, 8.000 Amerikabaşlangıcı nca çocuklann sinemanm en mütevazi tün hızile devam etmektedir. mal calan bir hırsızın kazması boğazında ması ve bu yüzden yumurta istihlâkinin lıyı, 2,000 Fransızı geçmez. Muazzam Memurlar Çemberlitaş civarında son yerlerini, meselâ ya perdeye en yakın Evvelki gece Hasköyde Adalar soka olduğu halde asılıverdiğini hatırlıyabiliartmış olması gösterilmektedir. bir kıt'anın bir ucunda, dünyanın öteki ğmda 1 numaralı evde oturan Salih, gaz sıralan veya paradiyi doldurduklan da günlerde afyon satıldığmı haber almışlar ve dün öğle üzeri Tavukpazarında kısımlanndan tecerrüd etmiş, uzak iklim lâmbası yanında ders çalışırken birden riz. nazan itibara alınmalıdır. Perdeyi ve Çivili geçid kurbanlarî Lâkin bu misalleri biraz da manavlaanî bir araştırma yaparak Raifle Fatlerde kalan yurdlanna aid gördükleri ye bire uyuyakalmıştır. oraya aksettirilen hayali pek büyük bir mayı afyon satarlarken suç üstü yaka Son yirmi dört saat içinde Köprü üzenmız, bakkallanmız, gezgin satıcılanmız Bu esnada lâmba devrilmiş ve yangın zaviye altında gören küçük seyircilerin lamışlardır. Kaçakçılar üzerinde bulu rindeki çiviler haricinden yürüyen 53 gâne manzara, nehirde, konsolosluk bi hatırlasalar ne iyi olur? gözleri, büyük bir sıhhî tehlikeye maruz nan afyonlar musadere edilmiş ve her kişi yakalanmış ve bunlardan ceza alın nalan karşısında demir atmış, bugünkü başlamışsa da İtfaiyenin gelmesine haM. TURHAN TAN facianın muhteşem fakat âciz birer se cet kalmadan ateş söndürülmüştür. demektir. Gözlerin bu suretle devamlı o ikisi hakkmda da tahkikata başlanmıştır mıştır. Yazan: HAYDAR TOLUN Yağma ve katliâm tehlikesi karşısında Şanghay'daki ecnebiler Bugün ve dün 4 milyon nüfusun içinde 22 bini geçmiyen yabancılar, artık ehemmiyetini kaybeden imtiyazlı mmtakada ve korku içinde yaşıyorUr 0 Milâs Belediyesindeki infilâk nasıl oldu? Yumurta fiatlarınm yükselişinin sebebi Şekib, karısınm koluna girmişti: Hoş geldiniz, küçükhanun. Safa vallahi tanıyamazdım. Ah, kızım, neka Haydi yukarı çıkahm. dar değismişsin! Gelişmiş, güzelleşmiş geldiniz. Melikenin göğsüne bastırarak tuttuğu sin maşallah! Melike, bu kadını tamyordu; eski o kasımpatları, kaynanasınm gözlerinden Parmağım kapınm kenarına vuruyorturdukları apartımana komşu apartıma kaçmamışb: du: nın delişmen hizmetçisiydi. Melike, şa Aman ne güzel krizantemler... Yazan : Mahmud Yesari Ah, nazar değmesin... şırmışh; onun, şimdi burada, ne işi varVer kızım, saksılara koyayım, odanıza Hizmetçi delişmen kıza seslendi: dı. Demek, komşuluk bittikten sonra da İlk gelişimizi hatırlıyor musun? Ne vıldadı. Huriye, çabuk ateş küreğinde çö getiririm. kadar ümidsizdik. Sen, zorla konuşuyorOtomobil durduğu zaman, şoförün ahbablığı kesmemişti. Size zahmet olur, anneciğim. Hizmetçi kız, ağzmı olanca genişli rek otu tütsüsü yak. dun. açmasına vakit bırakmadan, Melike, kaBaşını Melikeye uzatmıştı: İhtiyar kadın, gelininin elinden kasımğile açarak, sevinc ifade efcmesi lâzım geKocasına sokuluyor; onu, kokluyor pıyı açtı, kaldırıma atladı. Kızım, saçımdan bir tel çek de patlannı almıştı; merdivenden çıkmalan Şekib, taksinin hesabmı verdikten son len garib sesler çıkara çıkara koşmuş, du: kopanver. için onlara yol verdi: Bir daha bu yollardan dönemiye ra, bir sıçrayışta kansmın yanma gelmiş kapıyı açmıştı. Garib ve ummadığı bir şeMelike, donup kalmıştı; korkmuş gibi Siz çıkm; ben, şimdi gelirim. kilde de olsa, gene candan karşılanış, ceğimi sanıyordum... Hayır... Bunlan ti. Melike, demir parmaklıklı kapınm ögeriledi: Melike, birşey söylemiyordu. Evin konuşmıyalım, değil mi? Sen, eşyaları nünde, kasımpatlannı göğsüne bastırmış, Melikeye, ilk şaşkmlığını unutturmuştu. Aman anne!.. diyebildi. alt kanı, biraz karanlık olmakla beraber, Bahçeden geçtiler. Kaynanası, kapı taşıttın, hatta yerli yerlerine de koydurt ihtiyar bir akasya ile cılız bir ıhlamurun İhtiyar kadın, başını uzatarak ısrar e mutfağı, odalan dağınık değildi. Yukanın önünde bekliyordu; Melike yaklaşıntun tabiî... Kimbilir, benim öteberim ne tektük kavruk yapraklar titreşen kuru rı katta, Melike, rahat bir soluk aldı: hale gelmiştir?.. Ziyanı yok kocacığım... dalları arasuıdan görünen alt kaü ta§,ca, ihtiyar kadın, heyecandan nefesi tı diyordu: Allah aşkına çek... Hem hızlı Bu kat, daha ferah! kanmış gibi soludu: Ben, onları düzeltirim... Bir hafta, on üst katı kara tahta eve bakıyordu. çek... Sen, hastalıktan yeni kalktın, hasFakat evin içine dikkatle bakamıyor Şekib, karreının bakışlanndan önce O h ! Rabbime bin şükürler olsun! gün, evde nasıl vakit geçireceğim... taneden yeni çıkryorsun. Nazar, fena du. Evde, eski hizmetçıyi göremıyordu. Melike, tereddüd içindeydi; mikrobuŞekib, yutkundu. Doktor, ancak üç kuşkulanmıştı; fakat Melikenin, arka Kaynanasınm delişmen kıza: taraftaki küçük çam ağacınm sarkık dal nun kalmadığmı Şekib, herhalde annesi dır. Sonra, benim içim rahat etmez. dört gün izin vermişti; beş altı güne de Genc kadın, şaşkmlıktan ne diyeceği Huriye, çabuk çörekotu tütsüsü belki göz yumabilirdi. Fakat iznin, bir larına bakarken gülümsediğini görün ne söylemişti. Bu yeni vaziyet karşısında ni şaşırmıştı, kocasma bakıyordu; Şekib, yak! kaynana gelin, birbirlerine ne tavır alahafta, on gün uzaması, doktorun hoşuna ce, içi ferahladı. boynunu bükerek gülümsedi: caklardı? Diye emredişi, açık bir hakikati ifade Genc kadın, kocasma dönmüştü: gitmiyecekti. Bunu, Melikeye şimdi an İtikad meselesi, kancığun. ediyordu: Eski hizmetçi, her ne sebeblatamazdı. Yalnız, kansı, «bir hafta, on Dediğin gibi, gösterişsiz amma, şiİhtiyar kadın, kollannı açtı, gelinini Melike, korka korka elini uzatb, kay dense çıkanlmış, savulmuş, yerine bu deli gün» fikrine alışmca, kolay gerilemiye rin. kucaklar gibi omuzlanndan tuttu, çene e cekti. 5 kıb, aradaki günlerin çıkaracakŞekib, sevininciden kansınnı omzunu sini onun omuzlanna sürer gibi başını sa nanasınuı alaninon kesilmiş saçlannın kız almmışb. Neden?.. Melike, kocasıları fırsat ve tesadüflere bel bağlıyarak okşadı: ğa sola oynattı; sonra geriledi, sürmele • perçemlerinden bir tek teli tuttu, çekti, nm sorarak bakışlanna cevab verir gibi sustu. rin gri çerçevesi içinde solukluğu artan kopardı; kopuk saç teli elinde, yüzü kıp gülümsüyor, birşey söyliyemiyordu. Içerisini de beğeneceksin. Şekib, sofanın nihayetindeki kapıyı Vapurda, Köprüye çıktıktan sonra Evin kapısı açılmış, bir kadın görün tekerlek gözlerini süzerek memnun ve kırmızı olmuş, şaşkm şaşkın etrafına baknuyordu: açtı: bindikleri otomobilde, Melike, hep ayni müştü; çığhk çığlık bir ses, Melikenin hayran bağırdı: cocuk nesesi içinde çırpmdı, sevindi, cı kulaklannı çmlatbf Vallahî utanîyorum. Bak batalnn, odamizî beğenecek Sokakta yalnîz Başînâ gorseydim, Edebî tefrika : 59 misin? Melike, kapının eşiğinde biran dur • du: Şekib, inanır mısın? Eşyalar, eski, tanıdığım eşyalar, fakat ben, kendimi bir mısafirlıkteyım sanıyorum. Göz değişikliği Melike.. Çocukluğumdanberi, bir evden eve taşındığımiz zamanlar, hep böyle olurum. Genc kadın, yorulmuş gibi, şezlonga oturmuştu; kapı, birden açıldı, elinde çörekotu tütsüsünün dumanları tüten küreği tutmuş, Huriye girdi, ince dudaklannda yırtık bir gülüş vardı. Melikeye yaklasınca, vüzü, bir ibadet ağırlığile ciddileşti ve küreği, genc kadının başı üzerinden havada birkaç devir yaparak gezdirdi: Elem tere fiş... Kem gözlere şiş... Melike, hiç sesini çıkarmıyordu; bu tütsüler, nazar değmesine karşıhk saç koparmalar, hatta esvab astarları kesmeler, hatta bir zamanlar kurşun dökmeler, Melike için yeni birşey değildi; onun zihmni kanştıran, kaynanasınm, gayritabî deecek kadar hadden aşırı iltifatile deli Huriye kızm, eve hizmetçi alınması idi. Kansmı düşünür gören Şekib, gülmeğe çabalıyordu: Bunlar, yeni şeyler mi, Melike • ciğim? Tütsü, muska, daha bilmem ne ' ler, bizim ailede bir iptilâ halindediı tArkan var)