2 Evlul 1931 Hâdiseler arasında Küçük Antant Konseyi içtimalarını bitirdi Italyanm, Cenevrede Küçük Itilâf tarafmdan Habeş ilhakının tanınması lehinde bir teşebbüste bulunulması teklifi kabul edilmedi (Baştaraft 1 tnct sahifede) Amerika hükumeti Hariciye Nazınnm temmuz ortasında verdiği beyanatı, beynelmilel iş birliğine yeni bir iştirak oJarak, memnuniyetle, karşılanmıştır. Kon«ey Tuna boyundaki diğer merkezî Avrupa devletlerile münasebetlerinin dai ma dostluk havası içinde inkişafı için şimdiye kadar gösterdiği mütekabil emniyet siyasetini bütiin hüsnü niyetle de vam ettirmeğe çalışacaktır. Esas hatlan bu şekilde hulâsa oluna bilen Antant Konseyi önümüzdeki içti maını gelecek eylul ayının ilk nısfında Cenevrede akdedecektir. lanma meselesinde konferanstan menfi bir netice çıkmamasının bu hususta Macaristanla Küçük îtilâf arasında yapıl makta olan müzakeratın inkıtaı manasına gelmiyeceği mütaleası serdedilroektedir. Tarla çocuklarını yaşatmak nadoluda on üç, on dört kere doğurmuş köylü kadmlan vardır ki çocuklanndan hiçbiri sağ kalmamıştır; yedi, seldz kere doğurup da çocuklaruıın beşini, altı8inı kaybedenler pek çoktur. Bu da gösteriyor ki biz, doğumlan çoğaltmaktan ziyade çocuk ölümlerini azaltan bir nüfus sistemins doğru gitmeliyiz. Yeni doğan bir çocuk, incecik bir alev gibidir: En hafif rüzgârla sönüverir. Anasile beraber eşek üstünde tarlaya giden ve anası çalışırken bir çuval veya keçe parçası içinde bir ağacın dibine bırakıhveren köy bebeği, tabiatin her nevi tehdidine maruzdur. Bazan doğurduktan bir iki gün sonra,löğusahk devresini yatakta eçirmeden tarlaya veya çeşmeye koşan köylü kadını, umumiyetle, çocuğunun himayesini kör ve kaba tabiate bıralar; doğurmasUe öldürmesi bir olan, tasasız ve şefkatsiz tabitae. Samandan şiltesi ve gübreden kundağı içinde, rüzgârın, tozun, toprağın, fışkının ve molozun kucağına bırakılan tarla çocuğunun, yüzde seksen, hayattan ilk nasibi hastalık, ikinci nasibi de ölümdür. Tarla çocuklarını öİümden kurtarmanın en kestirme çaresini bulduğumuz gün, Türk nüfusu, Japon, İtalyan ve Ahnan nisbetlerini çok aşan bir hızla artacaktır. Nüfus politikamızın başına yazılacak ilk üç kelime fudur: Tarla çocuklarını yaşatmak. Caddebostanmdan Z.A. imzasma «Ransenyman bürosu, Kültür Park, antre» gibi türkçe karşılıkları eksik olmıyan yabancı kelüneler kullandığı için Izmir Belediyesine karşı beslediğiniz fikirlerde çok hakusınız. Biliyorsunuz ki biz kalemlerimizi bu mevzular üstünde her fırsat buldukça gezdiriyoruz. Boğaziçinden A. R. imz&sına Vapur ücretleri hakkındaki fikirlerinizi evvelce pek çok defalar biz de yaadık. Yeni fırsatara da lâkayd kalmıyacağız. E. S. imzasma Elâziz Defterdarlığmdan verilen 5389 numaralı ilândaki: «Hudud: Tavsifinde canibi yemini tarik, yesari sahibi sened arsası ilâh...> tarzmda, Nuh nebi zamanından kalma klişelere veda edilmeğe başlanmıştır. Bunu Elâziz Defterdarlığı da ergeç anlıyacaktır, enün olunuz. F. K. imzasma Amerikada, gürültü ile mücadele için, vakitsiz öten horozların gırtlaklarındaki damarlara ameliyat yapmayı düsündüklerini haber veriyorsunuz ve ilâve ediyorsunuz: «Nihayet çırpmmadan, bojrnunu kaldırmadan ötemlyen bu horozlara alçak bir kafes yapılması düşünülmüş ve istirahat zamanmın baslangı cından sonuna kadar bu kafeslerde hapsedilmeleri suretile netice elde edilmiş. Bizdeki radyolar için gürültü kanunumuzu atbik etmek kâfi değil mi?» Şüphesiz. Birçok lşlerimizin düzelmesi için bazı kanunarınuzm tam tatbik edilmeleri kâfidir! P. S. Birbirinden bihaber dört yüz milyon insan Muntazam ve teşkilâtlı Japonyanın karşısında Çinden muvaffakiyetler beklemek gülüncdür EsM dünyanın büyük bir împaratorluğu olan Çin, bugün anlatılan manada bir millet midir? Bir hükumet ve vatan mıdır? Birçoklan bö'yle görürler. Bugün Çinin askerlikçe ve politikaca anarşi içinde olduğunu iddia eden bir müşahidin yazıstnı naklediyoruz. Yannki sayımızda da Nankin hükumeti reisi ve Çin ordulan Başkumandanı Mareşal Çan Kay Şek'in en yakın mesai arkadaşı olan refikası tarafından yazılmış ve aşağıdaki teze tamamen muhalif bir yazıyı neşreyliyeceğiz. Japonya ile olan ihtilâfta Çinin neler apmağa iktidarı vardır? Şu srrada üzeinde birçok yanlıs fikirler yürütülen bu meseleyi bütün bir bitaraflıkla tetkik etmek faydalıdır. Söylendiğine göre guya 400 milyonuk vatanperver Çinli camiası şimalden gelen hücuma karşı duruyormuş. Bu iddia hakikatlerin tam aksidir. vlilletler Cemiyetinin kendisini aza olaak kabul etmiş olmasma rağmen Çin Avrupaî manasmda bir «milleb> değil dir. Oradaki rejim bir derebeylik reji midir. Derebeyleri ise valii umumiler de5İİ askerî şeflerdir. Bu şefler yirmi se edir yekdiğerile mütemadiyen harbederer. Ve zaten bu harblerde de para ve >iyanet silâhtan çok daha fazla mües irdir. Çinde bir düzine kadar nüfuzlu eşraf ardır k; bunlar müthiş vergiler sayesin de asker toplarlar ve ordular beslerler. Bu ordular fiatı en çok artırana satılık tır. Çin generallerinin dahilî muharebe erde tutruklan usul her zaman rakib addettikleri müttefiklerini mağlub olmağa Mrakmaktır. Ve bunun için bir emniyet aresi olmak üzere malum entrika dolu kafalarile düşmanla daima gizli te maslarda bulunurlar. Son senelerde böyece dört defa cephe değiştiren ordular görülmüştür. Bütün bu vaziyetler netice olarak Çinde daima, barbarlık, haydudluk, katliâmar, kıtlık, yani kısaca, anarşi doğur maktadır. *** Zamanla bütün dünyada Nankin merkezi hükumeti tarafından düşünülen ve j^m ordularmı birleştirerek Avrupanın :ileri takliden modern bir ordu yaratmajı istihdaf eden projeden bahsolundu. Birbirinden tamamen ayrı 14 eyalete dağılmış bulunan, vatan duygusundan e vatan fikrinden külliyen bihaber in janların milliyetperverlik hislerinin canlandığı söylendi. Herhalde bu birlik haeketi ancak kanunlannı bütün memlekette tatbik ettirecek kadar kuvvetli bir merkezî hükumetle mümkün olabilirdi. Halbuki Nankin hükumeti kendi eyaleîinde bile hükmünü geçirememektedir ve cyaletlerde valii umumilerin yerine ge çen generallerin kendi şahsî ordularile Vaziyet daha beter olmuştur. Bu şerait dahilinde meselâ 29 uncu ordunun ve 37 inci fırkanın cenuba doğru bir Japon inişini durduracaklarına dair haberler ancak tebessümle karşılana bilir. Buna göre Japonya gibi iyi teşkiJâtlanmış, vatanperver, heyecanh ve ayni zamanda sabırlı bir milletin karşısında Çinin askerî muvaffakiyetler elde edece ği beklenemez. Birbirile alâkası olmıyan 400 milyon Çinli karşısında 80 milyon Japona lâyık olduğu ehemmiyeti vermiyerek bazı ço cukça hesablara girişenlerin şu iki hâdiseye nazarı dikkatlerini celbederim: 1 1928 de Japonlar Chantoung'un payitahtı olan Tsinan'ı Chang Kai Chek'in yüz bin kişilik kuvvetine karşı yalnız üç bin askerle zaptettiler. 2 Bundan sonra Japonlar Mançuri'yi zaptetmek, oraya nizam ve sükunet götürırek kararaıı verdikleri zaman şu sistemi tatbik ettiler: Kendilerine ileri gitmek için makul bir bahane lâzımdı.. Ecnebi devletlerin ve hatta nadiren heyecanlanan Milletler Cemiyetinin zahirî alınmalannı teskin için mevcud olmıyan Çin ordusu yerine bir tane yaratımayı düşündüler. O za manki Çin Generali Mo'nun ordusu bu şekilde en iifak neferine kadar giydirildi, kuşatıldı, erzakı verildi. Bu ordu Japonlann önünde seddm içine kadar geriliyecek ve böylece oraya kadar silâh atmadan gelmelerini temin edecekti. Böyle düşmanlar karşısmda Çinin sanslarının neler olabileceğinin takdirini karie bırakıyorum. Askerî Tcaymakam Japonya karşısında Çin HFM NALINA MIHINA Gencler değil, tecrübeliler aber aldığıma göre, Demz yolları idaresi Almanyada yaptırdığı yeni gemilerin ma • kine kısımlan yapılırken görmek üzere Deniz Ticaret mektebinden çıkan genc makinistlerden bazılarını gemilerin yapıldığı tezgâhlara gönderecekmiş; bu genc makinistler, sonra burada ayni gemilerde çalışacaklarmış. Milletin milyonlarca lirasile yapılan yeni gemilerde birçok yeni makineler buunacağı için bunlann idaresini de yeni tekniğe adamakıllı vâkıf makinistlere vermek elzemdir. Harb gemilerinin ol duğu gibi ticaret gemilerinin de hayatı, bilhassa makine zabitlerinin elindedir. Bunlar, nekadar iyi yetiştirilmis ve mo dern tekniğe nekadar fazla vâkıf olur arsa ana ve yardımcı birçok makinelere mücehhez olan gemilerin hayatı da o kadar uzun olur. Bu itibarla Denizyollan daresinin, Almanyaya ısmarladığı ge • milerin yapıldığı tezgâhlara makinistler öndermesi çok yerinde bir tedbirdir ve hararetle alkışlanmağa değer; fakat bu gemiler için fabrikalara gönderilecek makinistlerin, mektebden yeni çıkan genclerden değil; sonralan bu gemilerî kullanmağa memur edilecek çarkçıbaşı * ardan seçilmesi daha muvafık olur. Çünkü, gemiler buraya gelip de sefere başlayınca onlan, mektebden yeni çık « mı^ genc makinistler değil; geminin bü • ün makine kısmmdan mes'ul tutulacale )lan yaşlıbaşlı tecrübeli çarkçıbaşılap dare edeceklerdir. O halde, vapurlar • daki bütün yeni ve son sistem makineler yapılır, yerlerine konulur ve tecrübe edi» irken mahallinde görmeleri en faydalı olacak olan makinistler de, çarkçıbaşı * ardır. Çarkçıtaaşıların kendi madunlan karısında müşkül vaziyete düşürülmemelerî için en muvafık yol ve tek çare de bu • dur. Gencler, görsün, yetişsin, makineleri nlar idare etsin, mes'ul çarkçıbaşılar da Itollannı bağlayıp seyirci kalsmlar, yahud1 da gencleri seyrede ede öğrensinler de « nilemez. O vakit, makine mürettebatı aasında çarkçıbaşılarm nüfuzu sıfıra ner; tabiî disiplin de beraber. Denizyollan idaresi, yeni gemilere imleri çarkçıbası olarak vereceğini el bette şiırididen tasarlamıştır. Binaena * eyfo, zamanı gelince onlan, Almanyaya göndermelidir. Mektebden yeni çıkan genclere ge ince, onlann da en güzidelerinin staj ;örmek için Almanyaya gönderilmesi ok faydalıdır. Gitsinler, makinecilik lemindeki teknik yenilikleri görsünler ve öğrensinler, memlekete döndükten son a, onlardan da, gemilerde, fabrikalar • da her yerde istifade edilir. Fakat, de dığimiz gibi münhasıran yeni vapurların makinelerini öğrenmek ve idare efcmek için Almanyaya gönderilecek makinistler, mutlaka, bu gemilere verilecek çarkçıbaşılarm bizzat kendileri olmalıdır. Yeni yapılan gemi adedince adam göndermek maddeten kabil değilse, macineleri ayni tipte olan gemilerin birkaçı çin bir kişi gönderilebilir. Istikbali düşünerek genclerin, hatta daha fazla müddet kalmak üzere, Av • rupaya gönderilmesini temenni etmekle beraber, yeni vapurlar için, onlara ve rilecek çarkçıbaşılarm gitanesi, işin se lâmeti namına, daha muvafıktır. Bu meselede reylerini aldığım ecnebi mütehassıslar da ayni fikirdedirler. Romanya Başvekilinin beyanatı Adnan Calib ttalyan sefirinin Bükreşte teşebbüsleri Sinaia 1 (A.A.) Havas ajansmın muhabiri bildiriyor: Küçük Itilâf konferansile beraber iki miihim hâdise kaydedilmiştir. Ciddî bir membadan ahnan malumata göre Bükresteki ttalyan sefiri, yaptığı birkaç gö rüşme esnasında, Küçük îtilâfın Cenevrede Habeşistanın Italyaya il'hakının tanınması lehinde bir teşebbüste bulunması için sarfı gayret etmiştir. Bu hususta Küçük Itilâfın intizar vaziyetinde kalmağa ve Fransa îngiltere ile mütteihiden hare ket etmeğe karar verdiği malumdur. Diğer cihetten Macaristan mümessili Bardozzy Küçük Itilâf mümessilerine, her üç memlekette de Macar ekalliyet leri lehinde en müsakl rejim tatbik edil mesinden ibaret olan Macaristan telkin lerini bildirmiştir. Konferans mahfillerinde Bordozzy tarafından yapılan teşebbüsün Tuna meselelerinin halledilmesine imkân verecek müzakerelerin hareket noktası olabileceği söylenmektedir. Macaristanm telkinleri bilâhare daha eaash bir surette tetkik edilecektir. Bu münasebetle izıhar edilmiş olan uzlaşma teroayülleri eheınmiyete kaydedilmekte dir. Pestede inkisarıhayed . Budapeşte 1 ( A . A ) Havas A, Jansı muhabirinden: Küçük îtilâf daimî konseyinin içtimaı «onunda Sinaia'da neşredilmis olan tebliğ, bir nebze hayal inkisanna sebebiyet yermiştir. I Macar efkân umumîyesî, hiç olroaz $a Macaristanm tekrar silâhlanması meselesinde elle tutulacak kadar jnüspet bir neticeye intizar etmekte idi. Maamafih şu ciheti ehemmiyetle kaydetmek lâzundır ki, bütün gazeteler, daimî komisyonun bundan evvelki içtima larından sonra Küçük Itilâfa karşı yapmagı itiyad edinmiş olduklan tecavüz lerden kaçırunışlardır ve Macaristanla komşulan arasmda münasebat havasını ıslah emeline karşı bu türlü hasmane nümayişlerin önüne geçilmeğe gayret edildiği aşikâr surette görülmektedir. Filvaki Budapeştede Macaristanın tekrar silâh ' Bükreş 1 (A.A.) Rador Ajansı bildiriyor: Küçük Antant Daimî Konseyinin iç timalan sonunda üç Hariciye Nazın, matbuat mümessillerini kabul etmişler dir. Konsey reisî, M. Antonesco, tebliği okumuş ve bunu müteakıb aşağıdaki beyanatta bulunmuştur: «Küçük Antantm selâbeti, gittikçe daha ziyade fazlalaşmaktadır. Bu teşek külün hedefi, muahedelerin istikran üzerine müesses sulhun idamesidir. Bu siyasetin otoritesi ve müessirliği, Küçük Antantı Balkan Antantına rapteden bağlarla çok mühim surette kuvvetlenmiş bir haldedir. Bu iki teşekkül arasmda tesanüd, Romanya ve Yugoslavyanın ayni zamanda her iki teşekkülde de müştereken mevcud bulunmalanndan normal bir surette doğan tesanüdden çok daha derin ve sa mimidir. Bu tesanüd, iki teşekkülün e » sı muharrik prensiplerindeki ayniyet üzerine müessestir. Istikrar ve bütün diğer lerinin hukukuna hürmet üzerine kurul muş ve milletler arasında daha iyi bir anlaşma ve daha geniş bir iş birliğile va rılmış bir sulh. Işte, 5 devleti ve 70 milyon insanı hassaten çevik, ahenktar ve mü • essir bir siyaset sisteminde birleştiren is tekler bunlardır.» Antonesco, bundan sonra, Fransaya karşı olan derin dostluğu ve Fransanın sulh, beynelmilel adalet ve milletlerin kendi mukadderatlanna hâkim olmalan prensipi yolunda oynadığı rolü de tebarüz ettirmiş ve bir gazetecinin sualine cevaben de aşağıdaki sözleri ilâve eylemiştir: «Sovyetler Birliği Çekoslovakya paktını tasvib etmemekten uzak olan Romanya hükumeti, Romanyanın kendisile iyi dostluk ve komşuluk münasebetleri idame eylediği en büyük komşusu ile dost ve müttefik Çekoslovakya arasındaki bu bağı ancak iyi bir tarzda karşılıyabilir.» M. Stoyadinoviç de bilâhare beyanatta bulunarak Küçük Antant devletleri arasmdaki tesanüdü ve Küçük Antant ile Balkan Antantı arasındaki ahengi teyid eylemiştir. PEYAMİ SAFA HENRY MELOT Belçikada buhran Van Zelând kabinesinin istifasî muhtemel Brüksel 1 (A.A.) Toplanmakta o lan nazırlar meclisi neticesinde kabinenin istifasî beklenmektedir. Çünkü gelecek hafta yapılacak olan parlamento müzakereleri hükumete millî banka hakkında açık bir hattı hareket ittihazına imkân verecek ve hissedarlar da statüler ve rejans konseyinin teşekkülü tarzı hakkındaki reylerini bildirecek lerdir. Parlamento müzakeresi sırasmda kabine buhranı ihtimalden haric görülmemektedir. Iran generali îzmirden ayrıldı îzmir 1 (Hususî) îran Genel Kurmay başkanı General Rıza Kulu ve refakatindeki zevat bu sabah Ankaraya hareket etmişlerdir. General, Izmirdaki tetkiklerinden memnun kaldığmı söylemiştir. PARİS BORSASI Paris 1 (Hususî) Paris borsasınm bugünkü kapanış fiatlan şunlardır: Londra 132,82, Nevyork 26,75 1/4, Berlin 1073.60, Brüksel 450.62 1/2, Amsterdam 1475.50, Roma 140,75, Lizbon 120,75, Cenevre 614, kurşun 21,15,7 1/2, bakır 61 1/4 62 1/4, kaîay 261,17,6, altın 140,01/2, gümüş 19 3/4, çinko 22,16,10 1/2. Ankara 1 (Telefonla) Iş BankaAnkara 1 (Telefonla) Polonya ile Ankara 1 (Telefonla) Maliye yapılan ticaret mukavelesinin genel it sında küçük hesabı cari sahibleri arasmda Bükreş 1 (A.A.) Rador Ajansi Vekâleti mdhasebeci, malmüdürleri ve a halât rejimi kararının mer'iyet tarihinbugün çekilen eylul piyankosunda 2000 bildiriyor: vukatlan arasında aşağıdaki tayin ve ter den sonra imza edilmesi yüzünden, Po liralık ikramiye İş Bankası Mersin şu M. Krofta, ve M. Stoyadinoviç, gece filer yapılmi'Ştır. onyanın kararnamenin üç aylık mu besinde kayıdlı 1381 numaralı küçük vakkat maddesi hükmünden istifade esaat 1 de biri Prag'a, diğeri Belgrad'a Avukatlar: Ali Ulvi Soma Hazine ahesab sahibi Mehmed HaliLe isabet ethareket etmişler ve Sinaia istasyonunda vukatlığma, Ali Fahri Maçka Hazine demiyeceği anlaşılmıştır. miştir. Romanya Hariciye Nazın Antonesco, avukatlığına, îstanbul avukatı Güzide Su projesi üzerinde tetkikler Haydarpaşa gümrüğünde Hariciye Müsteşarı Badulesco ile daha Alpar merkez avukathğına, Asım De Ankara 1 (Telefonla) Nafıa Ve değişiklik birçok yüksek zevat ve matbuat mümes mirel Srvas Hazine avukatlığma, Şakiı kâleti hazırlanmış olan su kanun projeAnkara 1 (Telefonla) Haydarpaşa silleri tarafından selâmlanmışlardır. Kigi Hazine avukatlığma, Hüseyin İçel sinin bir kere daha gözden geçirilmesi lillllllllMlllıııiKiı Hazine avukatlığma, Devlet Şurası hu ve teknisiyenlerden de mütalea ali gümrüğü salon başmemurluğu kaldırıkuk kâtiblerinden Ibrahim müşavir me narak daha iyi bir şekle getirilmesi için larak yerine ayni gümrüğe bağlı bir salon idare memurluğu ihdas edilmiştir. murluğuna tayin edilmiştir. bir komisyon teşkiline karar vermiştir. Finlândiyadan gelecek Malmüdürleri ve muhasebecüer Bu komisyonda, Maliye, Ziraat, İk kâğıdlar Borclar umum müdürlüğü memurla ısad, Adliye ve Dahiliye Vekâletleri Ankara 1 (Telefonla) 328 A tariferından Ahmed Akyol Çınar kazası mal nin mümessilleri bulunacaktır. İlk toplantı 17 eylulde Nafıa Vekâleti sine göre, tomar halinde gazete kâğıdmüdürlüğüne, üçüncü tümen muhasebe Sular Umum müdürlüğünde yapıla larının Finlândiyadan serbestçe ithal emümeyyizi Celâleddin Van livası muhacaktır. dilebileceği gümrüklere tamim edil sebeciliğine, Adana Parti muhasebecisi mistir. Fehmi Tunceli muhasebe müdürlüğüne, Bir Ingiliz gazetesi 200 Holanda ve Belçika mallaKırklareli 1 (A.A.) VilâyeKarayazı malmüdürü Hulusi Şavşat kayaşında timizin Üsküb nahiyesindeki Atazası malmüdürlüğüne, Şavşat malmüdürü rının takası Londra 1 (Hususî) Kralla Baştürk büstü binlerce halkın iştirakile Fuad Karayazı malmüdürlüğüne, TunAnkara 1 (Telefonla) Holanda ve ve Trakya Umumî Müfettişi Geneceli muhasebe müdürü Hasan Kadirli vekil Belfast News Letter gazetesinin Belçika malları hakkında yapılan hu ral Kâzım Diriğin huzurile yapılan malmüdürlüğüne, Dahiliye Vekâleti mu iki yüzüncü yıldönümünü telgrafla teb susî takas muamelelerinde malî kıy bir törenle açıldı. Şarbaym, köylühasebe memurlanndan Kâzım Mazıda rik etmişlerdir. Bu gazete iki yüz sene metlerinin esas ittihaz edilmesi İktısad Vekâletince tamim edilmiştir. nün Büyük Şefe ve rejime karşı duyğı malmüdürlüğüne, muhasebat umırnı denberi bilâinkıta neşredilmektedir. duğu bağlılığı anlatan sözlerinden müdürlüğü mümeyyizlerinden Tahir Basonra General Dirik bir konuşma nşık Gökçe malmüdürlüğüne, Inebolu yapmıştır. General Dirik, inkılâb tamalmüdürü Rıfkı Uşak malmüdürlüğü rihinin sönmez ve ebedî bir sembone tayin olunmuşlardır. lü olarak gönüllerde yaşıyan AtaOrta ve yüksek mektebler türkün anıtmı diktiklerinden dolayı kadroları kendilerini kutlulamıştır. Atatürk Ankara 1 (Telefonla) Maarif Ve için saadetin halkm huzur, neş'e ve kâleti orta ve yüksek mekteb kadrolabahtiyarlığı olduğunu söyliyen Urınm tanzim ve tetkikile meşguldür mumî Müfettiş bir kederiniz olursa, Kadroların 15 güne kadar ikmal edi bir zorlukla karsılasırsanız Atatürkü leceği anlaşılmaktadır. hahrlayın, onun büstünü ziyaret edin, tktısad Vekili Ankarada demiştir. Ankara 1 (Telefonla) İktısad VeBu uzun ve degerli konuşma alâkili Celâl Bayar bu sabahki trenle şehka ile dinlenmiş ve çok alkışlanmışrimize gelmiş ve istasyonda şehrimizde tır. Merasimde Valimiz ve Tüm bulunan Vekiller, meb'uslar ve Vekâ Komutanı ve Vilâyerten gelmiş pek let erkânı tarafından karşılanmıştır. cok kimseler hazır bulunmuştur. Vekil, doğruca odasına giderek geç vakte kadar Vekâlet erkânile i§ler üzeÜç gün evvel Eskişehirde, Tayyare Mektebinde, kahraman kadın tay Yozgad Tapu müdürlüğü rinde konuşmuştur. Celâl Bayar, birkaç yarecimiz Sabiha Gökçene parlak merasimle diploma verildiğini yazmıştık. Ankara 1 (Telefonla) Çoruh Tapu gün sonra îstanbula dönecek ve eylu müdürü Osman Yozgad Tapu müdürlü lün 14 üne doğru vapurla Zonguldağa Resmimiz Sabiha Gökçeni, Atatürkün hemşireleri Bayan Makbulenin ko lunda mcktebe giderken gösteriyor. oradan da Karabüke gidecektuv ğüne tayin edilmiştir. Çekoslovakya ve Yugoslavya Nazırlarının hareketi Muhasebeci ve Malmüdürleri arasmda tayinler Polonya ile yapılan ticaret anlaşması îş Bankası kumbara piyangosu çekildi Kırklarelinde Üsküb nahiyesinde Atatürk büstü merasimle açıldı Hariciye Vekilimiz Cenevreye hareket ediyor IBaştarafı 1 inci sahifede\ Hariciye Vekâleti Müsteşarı Numan Rifat Menemecioğlu dün bu hususta bir muharririmize şunları söylemiştir: « Hariciye Vekili doktor' Tevfik Rüştü Arasm İtalya tarikile Cenevreye gideceği doğrudur. Fakat Kont Ciano ile bir mülâkat yapacağı mezuubahs dğildi Diğer taraftan Kont Ciano'nun An kara ziyareti hakkında da henüz şehri mizdeki İtalyan mehafiline resmî hiç bir malumat gelmemiştir. Kont Ciano evlul sonunda İtalyan Başvekili M. Mussolini ile Berline gidecektir. Kont Ciano'nun Ankara ziyareti tarihinin Almanyadan dönüşünde tesbit edileceği anlaşılmaktadır. IIIIIIIIIIHHIIIIIIIIIimilllllllllllMlllllllllllltllllllllH lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllltlllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllHIIIIIHIIIU Sabiha Gökçenin diploma merasimi Cemal Hüsnü heyet azast oldu Milletler Cemiyeti Asamblesi içtimama iştirak edecek hevetimiz azalıŞma tayin edihniş olan eski Bern elçimiz ve Bolu saylavı Cemal Hüsnü dün'ak şamki ekspresle yeni vazifesi için Ce nevreye hareket etmiştir. Uzun müddet İsviçrede ikametile Milletler Cemiyeti işlerine yakından ve derinden vâkaf bulunan Cemal Hüsnünün bu defa delegasyon heyetimize aza intihab olunmuş olmasmdaki bü yük isabeti takdirle genc diplomatımızı tebrik ve kendisine muvaffakiyetleı temenni ederiz.