CUMHURİYET 19 Temmuz 1937 işlerimize yeni Mülâyim pehlivan Ame Sporşekil verilecek bir rikalıyı mağlub etti Bu hususta bir kanun Spor işlerimizin daha iyi bir düzene konulması işi Cumhuriyet Halk Partisince ehemmiyetle tetkik ve mütalea edılmektedir. Parti, esas itibarile spor meselesinin bir devlet işi olarak ele alınmasına karar vermiştir. Buna nazaran spor işi devletleştirilecek, bununla beraber profesyonel teşkilâta da müsaade, hatta icab ederse yardımlarda bulunulacaktır. Parti, bu işin ya Başvekâlete bağlı bir müsteşarhk veya umum müdürlükle, yahud da Maarif Vekâletine bağlı bir müsteşarlıkla idaresini teklıf etmiştir. Başvekâlet, kendisine bağlı umum müdürlüklerin sayısı çoğaldığı cihetle buna yeni bir umumî müdürlüğün ilâvesini | şimdilık muvafık görmemekle beraber, ileride tetkik edileceğini bildirmiş, Maarif Vekâleti de Lu işi yeni bir müsteşarlıkla ele almak için tetkikat yaptırmağa lüzum görmüştür. Mülâyim Komar maçından heyeeanlı bir sahne Şimdıki halde gerek Parti, gerekse Maarif Vekâleti bu işi ayrı, ayrı tetkik Sehrimizde bulunmakta olan ve ccnubî Mülâyimin rakibini ilk dakikalarda yoretmektedirler. Muhtelif memleketlerin Amcrika şampiyonu ünvanile güreşen mak istediği intıbaını uyandırdı. spor teşkilâtlarına aid nizamname ve taKomar ile alaturka başpehlivanlanmız Filhakika ayakta çetin bir mücadele limatnameler celb ve tetkik edilmiştir. dan Mülâyim arasındaki iddialı ve mü halinde geçen güreş ilerledıkçe AmerikaYakında bu hususa dair bir kanun projesi nakaşalı güreş nihayet dünkü karşılaşma lının yorulmağa başladığı da gözüktü. 15 hazırlanacaktır. Iki ay sonra Ankarada ile sonuna bağlanmış oldu. inci dakikadan sonra Mülâyim artık vazitoplanacak olan umumî spor kongresinBundan evvelki son güreşte Amerika yete hâkim olmuştu. Amerikah şiddetle de bu mesele mevzuu bahsolacak ve bu lının, cenubî Amerika şampiyonlanna soluyarak güreşiyor, sırtmın yere geleceği hususta hazırlanacak raporda spor teşkimahsus olduğu iddia edilen kemeri, Mii dakikayı mümkün olduğu kadar uzaklaş Iâtının devletleştirilmesi esası tesbit edilâyimîn hükmen kazanması üzerine Türk tırmıya çahşıyordu. Bir aralık güreşin lecektir. Yeni spor teşkilâtının başına Sipehlivanında kalmıştı. Amerikah güreşçi şekline itiraz eder gibi oldu. Hakemin nob meb'usu Cevdet Kerim Incedayıneticenin minderde filen alınması lâzım kat'î karan herhangi bir usulsüzlüğe mey aın, elyevm teşkilât ikinci reisi olan Aygeldiğini iddia ederek kemerini istemiş, dan bırakmadı. dm meb'usu Adnanın ve yahud da UMülâyim hakem karanna istinaden iade 20 nci dakikadan sonra güreşin mu yuşturucu Maddeler Inhisan yeni Umuetmemiş, mesele de büyümüştü. kadderatı taayyün etmişti. Mülâyim hak mî Müdürü Ali Saminin getirilmesi ihtiDünkü güreş işte bu münakaşalı neti ettiği galibiyeti elde etmek için acele et malinden bahsedilmektedir. ceyi kat'î şekline soktu ve Mülâyim ra meden çahşıyor, her geçen dakıka ile AViyanada heyecanlı bir kibinin de kabul ettiği itiraz götürmez bir merikalıyı biraz daha mukavemet ede futbol maçı mez bir hale getiriyordu. galebe kazandı. Mecburî iş hizmeti bizde de tatbik edilemez mi? [Basmakaleden devam] dedir. Bu kısımdan sonra Çorluya ve Çorludan on kilometro ileriye kadar, asfalt yol bitmiş ve açılmıştır. Buradan sonra, Lüleburgaza kadar, kırk kilometrodan fazla bir kısım inşa halındedir. Lüleburgazdan Edirneye kadar olan kısım ise henüz eski harab halinde, olduğu gibi durmaktadır. Havza Babaeski arasında ise yol, geçilmiyecek kadar berbaddır. Otomobiller, otobüsler ve kamyonlar, yağmur yağınca aşılmaz bir hale gelen tarlalardaki toprak patikalan takib etmektedirler. înşaat sahasının yalnız Çorlu ile Lüleburgaz arasındaki kısmında, makinelerle çalışılmak suretile esaslı ve ciddî bir faaliyet gösterilmektedir. Diğer kısımlarda birkaç münferid amelenin, ellerinde çekiç, taş kırdıklan görülmektedir. Lüleburgazda kasabanın içindeki parke kaldırımları yapmağa çalışan amele arasında, kadınlar da vardı. Hasad zamanı amele bulunmadığı için, köylü ve kasabalı kadınların da çalıştmlmasına mecburiyet hasıl olduğunu ve amelesizlikten yol işlerinin ağır gittiğini öğrendik. Trakya gibi, yurdun en mühim bir parçasındaki yol inşaatında bilhassa, hayatî bir ehemmiyeti haiz olan Istanbul Edirne şosesinde bu betaeti gördükten ve geniş memleketimizin binlerce kilometro yola ve sair kurutma, sulama gibi muazzam imar işlerine olan ihtiyacını nazan dikkate aldıktan sonra, bütün bu işlerin süratle yap>)abilmesi ancak Almanyadaki gibi mecburî bir iş hizmetile kabil olabileceğini düşündük. Böyle bir mükellefiyetin daha verimli olması için, Almanyadakinin aksine olarak bizde muvazzaf askerlik hizmetinin sonunda yapılması daha muvafık gibi gelmektedir. Maamafih bu teferruata aid bir nokudır ki ana fikir kabul edildikten sonra, kanun lâyihası hazırlanırken üzerinde durulabilir ve tabiî, en muvafık şekil kabul edilir. Memleketimizde, iş mükellefiyeti kabul edildıği takdirde, amele kıtlığı yüzünden teahhura uğrıyan imar işleri geç kalmıyacağı gibi, bunların daha ucuz yapılması imkânı da temin edilmiş olacaktır. Almanların mecburî iş hizmeti, bizim eski «amelei mükellefe» »isteminin daha modern, daha teşkilâth ve askerileştirilmiş şeklinden başka birşey olmadığına göre, memleketimiz için yabancı bir usul de değildir. Nitekim, şimendifer taburIarile demiryolu da yapılmıştır. Almanya gibi esasen çok mamur bir memlekette mecburî iş hizmetile büyük imar projeleri tatbik olunabildiğine ve bu teşkilâttan azim istifadeler elde edildiğine göre, nafıa işleri henüz başlamış olan memleketimiz için, bu mükellefiyetin çok daha faydalı olacağını sanıyoruz. Hükumetin bu meseleyi tetkik etmesini rica ederiz. i Ankara: (Tel. 1777) Galata : (44063) Beyoğlu: (49480) VAGONLi Şarbaylığından: Sergisine kafile seyahatlerî 13 ve 20 Ağustos 1937 PARiS KOOK Acnetalarına müracaat. Müsabaka çok çetin oldu, Mülâyim, 36 ncı dakikada Amerikalının sırtinı mindere serdi projesi hazırlanıyor Milâs Milâs kasabasmm halihazır haritası 8/7/937 tarihinden itibaren ylrmi gün müddetle kapalı zarf usulile eksiltmiye konmuştur. 1 Kasabanın evli kısmı 100 hektar, evsiz kısmı 50 hektar olarak tahmi» edilmiştir. 2 Evh kısmın hektarına 30 lira, evsiz kısmın hektarına 10 lira olarak her iki kısmın muhammen bedeli 3500 liradır. 3 Harita Nafıa Meclisinin 29 sayı ve 13/3/936 tarihli kararile tas • dik edilen şartname hükümlerine göre vapüacaktır. 4 Muhammen bedelin yüzde yedi buçuğu iki yüz aJtmif iki buçuk lira teminat akçesi ijınacaktır. 5 thale, arttırma ve eksiltme kanununun hükümleri dairesinde yt* pılacaktır. 6 Ihale 28/7/937 tarihinde saat 17 de Milâs Belediye Encümeninde yapılacaktır. . (4126) Bursa İnhisarlar Başmüdürlüğünden: Inegöl înhisarlar ambarında artar ve eksilir 530.000 kilo yaprak tü • tünler denk halinde Inegöl ambarlarından vüklenerek Bursadan Mudan • yava ve oradan da vapurla tstanbula sevkedilmek üzere icab eden naklivat 15/7/937 tarihinden itibaren 15 gün müddetle kısa eksiltmiye konulmuştur. İstekliler nai'üvat şartnamesini görmek üzere her iş günü Istanbuida înhisarlar Umum Müdürlük tmalât Stok Şubesine, Bursada İnhisarlar Baçmüdürlüğüne ve tnegölde İnhisarlar Müdürlügüne müracaat edebılirler. Bu rtakliyatm ıhaîesi 30/7/937 cuma günü saat 15 te yapılacağından isteklikrın 7c 7,5 muvakkat teminat akçesi olan 517 lira ile Başmüdürlüğümüzd« müteşekkil Komisyona müracaatleri ilân olunur. (4302)" ADEMi İ K T İ D A R A İ BEL GEVŞEKLİGİNE S E R V O İ N dlr. en teslrli bir lliç Ta«raya poata ile 185 kuru$« frönderilir. Sirkeci Merket eczaneti. Ali Rıza Stadyomda bu güreşi takib için 4000 den fazla seyirci toplanmıştı. Bu kalabalık arasında Gümrük ve İnhisarlar Vekili Rana Tarhan da göze çarpıyordu. Iki rakıb tam caat 1 7 de mindere çıktılar. Ikisi de oldukça sinirli gözüküyordu. Mutad merasimden sonra güreş başladı. Başlangıçta Komar daha faik güreşiyordu. Aradaki sıklet farkından istifade ederek ilk dakıkalarda bir netice almak istediği gözüküyordu. Mülâyim rakibi nin birbirini kovalıyan hücumlarını te sirsiz bırakan çetin bir müdafaa ile iktifa ediyor, hücum fırsatlarını kovalamaktan daima uzak kalıyordu. Bu vaziyet tarihi yakıoda tesbit edılecektir. 36 ncı dakikada Amerikah Mülâyi Viyana 18 (A.A.) Çeteka Ajanmin altmda ezilmiş bir halde idi. Mülâ M bildiriyor: yim alaturka «terspaça» denen oyunu Bugün büyük bir kalabalık huzu tatbik ederek Amerikalının sırunı yere ge runda merkezî Avrupa kupası dömifinarirdi ve üç saniye bu vaziyette bıraktı. li, Viyananın meşhur Austria takımile Güreş bitmişti, Mülâyim cenubî Ame Budapeştenin meşhur Ferencvaroch takırika şampiyonlanna aid olduğu söylenen mı arasında oynanmıştır. Viyanalılar çok kemeri beline takmış, halkın alkışlan ara mükemmel bir oyun çıkararak, mükemmel bir vaziyette olmasına rağmen Macarla sında omuzlarda ringten iniyordu. n 4 1 yenmişlerdir. Birinci haftaym soKomar'm menajeri maruf Amerikah nunda Austria 2 0 galib vaziyetteydi. organizatör Zibisko Mülâyimle Tekir İlk gol birincj haftaymda Jerusalem dağlı Hüseyin arasında bir güreş tertib tarafmdan 18 inci dakikada atılmış ve edeceğini ve bu güreşin galibini dünya şampiyonasına iştırak etmek üzere Ame Stroh 30 uncu dakikada 2 nci golü at rikaya götüreceğini ilân etti. Bu güreşin mıştır. İkinci haftaymda Andritz 18 pas çizgisi dahilinde topa elile dokunduğundan penaltı verilmij ve Dr. Sarosi tutulmaz bir şütle Macarlann tek sayısını kaydetmiştir. Maç şiddetli bir gidij almış ve bu esnada 12 nci dakikada gene Jerusalem Avusturyalılann üçüncü ve be$ dakika sonra da Sindelar dördüncü golü atmış lardır. Hariciye Vekâletinden: 1 Çankayada Hariciye köşkünde yapılacak 10778 lira 99 kuru? bedeli keşifli, Jıavuz, kalorifer tesisi vesaire ile Hariciye köçkü müdür evi, garaj ve serlerin kalorifer tesisatı kapalı zarf usulile eksiltmiye konulmuştur. 2 Muvakkat teminat 808 lira 45 kuruştur. ^ 3 Bu işe aid şartname ve projeler Hariciye Vekâleti Levazım Müdür* lüğünde görülebilir. 4 Eksiltme Ankarada Hariciye Vekâleti Levazım Müdürlüğü odasmda 26 temmuz 1937 tarihine musadif pazarte«i günü saat 16 da yapılacaktır. «1979» (4085)' ABIDIN DAVER NERVİN 5uzluK, baş ve yarım baş a6 Bir kamarotun kolu kırıldı Mülâyimin muvaffakiyetini alkışlıyan halk Dün akşam saat 8,10 da Büyükada dan hareket eden Göztepe vapuru Moda iskelesine vardığı zaman karaarot Ha lid üstkattan iskele uzatırken muvazenesini bozarak altkata, oradan da denize düşmüştür. Güçlükle denizden kurtarıAdmira Genova diskalifye edildiğin lan Halidin kolu da kırılmış olduğun den Avustria final maçını Lazio ile dan hastaneye kaldırılmıştır. oynıyacaktır. Şampiyonluk için Viyana Ada çamlıklarında yangın ekipi favoridir. Heybeliada çamlıklarmda dün yangın Afyonkarahisarda yeni çıkmışsa da ateşin etrafa dağılmasına mıntaka heyeti meydan verilmeden söndürülmüştür. Ya Afyonkarahisar (Hususî) Bölge pılan tahkikat neticesinde Adaya gezmiz başkanlığına Halkevi başkanı Galib meğe giden birkaç Musevi delikanlısıDemırer, futbol ajanlığına Hüseyin, at nın dalgınlıkla kurumuş otların arasına letızm ajanlığına Şuayb, güreş ajanlı sönmemiş sigara attıklan ve yangının bundan çıktığı anlaşılmıştır. ğına Derviş seçilmişlerdir. vallının ömrünün sonunda nekadar muhtac bir hale düştüğünü sen söylüyorsun... Zavallı adam!.. Fıtnat Hanımla Leylâ tam bir ana kız muhabbet ve şefkatile derdleşiyorlardı. F:tnat Hanım Leylânın zâfını ve kalbi nin en derin köşesindeki derdi gördüğü için: Kıztm, dedi, git, Sami Beyi ara; bulamazsan Tevkifhanede sevdiğin adamı görmeğe çali'Ş. Bu hem sanin kalbi nin, hem de insanlığının borcudur. Çünkü görünüyor ki bu zavallı gene senin yüzünden müthiş bir iftiranın ve korkunc bir tuzağın kurbanı olmak üzeredir. Leylâ biraz evvel bir mektub daha gönderdiğıni ve Sami Beyın bu mektuba da cevab vermiyecek olursa o zaman Fıtnat Hanunın dediğini yaparak onları aramağa teşebbüs edeceğini söyledi. Fıtnat Hanım, Leylânın başından geçenlerle alâkadar olarak zihni hep babasmı, sevgilisini ve annesinin akıbetini düşünürken Leylâ da kendi kendine Fıtnat Hanımın garib ve esrarengiz bir hava içinde yaşayıp yaşamadığını soruyordu. Aklındaki bu muammayı çözebilmek için sormağa lüzum gördü: Acaba siz servetinizi babama terkettiğinizi kimseye söylemiş miydiniz? Resmî bir muameleye lüzum gördünüz müydü? Fıtnat Hanım istifsarltâr baktıt Neden soruyorsun kızım? Bilmem ki... Artık herşeyden şüphelenerek tetik bulunmağı daha doğru buluyorum da ondan. Acaba sizin ser vetinizle alâkadar kimse var mı? Onu merak ediyorum. Seni şüpheye düşüren bir emare mi var Leylâ? Belki bana evham geldi ve belki aldanıyorum. Fakat zannediyorum ki «izin de etrafınızda şüpheli hareketler var. Ne gibi?... Bilmiyorum, bunları izah ede • mem. Fakat dedim ya, bana öyle geli yor..« Fıtnat Hanım güldü, Leylânın çene sini okşıyarak: Sen benimle meşgul olma; beni bırak. Fakat ikimiz birden seninle ve sevdiğin gencle meşgul olalım. Belki fay dalı oluruz. Hatta bu yolda Hacı Raşidden de istifade edebiliriz. Bu ihtiyar adam hem emin, hem çok zekidir. Bize her hususta yardım eder; yol gösterir. Leylâ, evin iki adamına karşı daha onlan tanıdığı ilk günün fena tesiri altındaydı. Hanımları için doktor çağır 5inira3nları,asabî öksüriiKler,a5abi zayıflıK,uyKu bütun rahatsılıKları ^L Yozgad Şarbaylığından: carpıntı, v e sinirdBTi ileri Ayda yüz lira ücretle Yozgad Belediye üjlerinde bir fen memuru veya mimar istihdam edilecektir. Talib olanların kanunî vesikalarüe 30 temmuz 937 tarihine kadar Belediyeye müracaatleri ilân olunur. (4192) mamış olmalarmı bir türlü affetnüyordu. Onun için sesini çıkarmadı. Fıtnat Hanım bu sükutun manasını derhal anladığı için: Tereddüdünün ve bu iki adama karşı şüpheli bir tavır alışınm sebebini biliyorum. Fakat onları sıkı bir kontroldan geçir, aldandığını anlıyacaksın. ıkisi de bana çok bağlı insanlardır. Siz neden onlardan bu derece eminsiniz? Çünkü Münevver benhn pek de yabancım değildir. Hacı Raşidin de Münevver tarafmdan getirildiğini söylemiş tim sana değil mi?.. Münevver babamın hizmetçisiymiş. Beyruttan geldi, babarn onu pek severmiş; evlâdlık alarak bü yütmüş, ölünce bana iltica etti. Mesele bu... Bütün bunlar kendisinden mervi olduğuna göre belki de doğru değildir. Fıtnat Hanım güldü: Nekadar vesveselisin Leylâ!.. Bu kadının sözüne neden inanmıyayım ki senelerdenberi yalan olduğuna aid en küçük bir delilini görmedim. Babama dair o kadar çok şey biliyor, ki bu ancak onun yanında büyümekle kabildir. Daha doğrusunu söyliyeyim mi Leylâ? Bu kadın babamın odalığıymıj... Benim, senin babanla münasebetimi duydugu için beni reddeden, beni servetinden bile mahrum edeceğini söyliyen babam Münevver gibi daha dört odalığı, iki kansi olan Beyrutun zenginlerinden biriydi. 1yi ki servetini kadınlanna bırak • rramış... Hayır; çünkü hepsî, adamcağız daha ölmeden evvel başucunda miras kavgalan yapmışlar ve babam kendine geldiği bir gün bunlan toptan koğarak mirasmdan mahrum etaniş. Ne çajilacak bir hayat değil mi?... Bütün bunlan Münevver mi anlatıyor? Evet, Münevver de biliyor ve anlatıyor. Fakat ben ba^kalanndan da işittim. Ya Hacı Raşid?.. Hacı Rajid BeyrutUn yeni geldi. Dikkat edersen arada bir dilinin çaldı ğını da anlarsm... Maamafih uzun zaman îstanbulda yaşamış. Çok zeki ve terbiyeli bir adam... Kendisini görünce ahkoydum. Sen de biraz tecrübe edince bana hak vereceksin.. **• HACI RAŞİD «.Cumhuriyet'» in milli sergüzeşt romant ' 5 2 Fıtnat Hanıtn, bütün ömrii bir aşk macerası içinde en kuvvetli bir aşkla se verek ve sevilerek geçmiş olduğu için onun aşkmı tayib edecek bir kadın değildi. Bilâkis bu macerayı, hele Âdile kadının, Leylânın annesinin, nihayet sev diğinin başına gelenleri, kendi başuıdan geçmiş maceralar kadar heyecan ve a îâka ile dinledi. Leylânın gözleri yaşardığı zaman o ağlamağa başlamıştı: Vah kızım, vah Leylâcığım... Ne bedbaht, ne zavallı kızmışsın sen.. Ben seni neden daha evvel tanımadım; neden babana karşı bu kadar düriişt hareket ettim!.. Diye döğündü. Sonra Leylânın da aklından geçece ğine şüphe etmediği bu sualin cevabını vermek üzere: Bilir misin; dedi. Ben neden babanı görmekten çekindim? Onu çok, pek çok sevdiğim için... Aşkta, büyük aşk larda ihanet kolay kolay affedılemez. Ben kendimi yedim, fakat babanın an nenle evlenmesini affedemedün. Onun da beni, benim onu sevdiğim kadar sev« diğini bildiğim halde affedemedim. Leylâ birdenbire kendi derdini unu tarak gene bu çok şayam dikkat aşka geçmişti... Evet hanımefendi; dedi. Benim anlıyamadığım nokta da budur. Ne garib şey!.. Siz babamı nekadar sevmişsi niz ki onunla konuşmaktan çekindiğiniz halde bütün servetinizi ona terkefcmeği düşünüyormuşsunuz. Ne garib, ne şa yanı hayret şey... Benim, senin annene karşı kinim olmadığını da tabmin ediyorsun, değil mi? Işte seni kendi kızım kadar sevebiliyorum. Benim bir evlâdım olsaydı, onu daha fazla sevmezdim. Bütün bunları bir tarafa bırakalım. Fakat şu bana anlattıklarını eğer birkaç ay evvel bilsey dim, emin ol ki bütün kinimi unutur, seni himaye etmeğe çalışırdım. Hele babanın çektiklerini!.. Bu adam benim en küçük yardımımı reddetmiştir... Halbuki o za Böyle bir tecrübeyi alelâcele yapmağa ünkân ve lüzum kalmadı. iAk var)