30 Nisatı 1937 CUMHURİYET SON HABERLER... TELEFON TELGRAF TELSiZLE Hfidiseler arasında Neticesiz kalan bir sistem ^ ültür Bakanlığı lise mekteb kitablarının yeniden tetkik edilmesine lüzum görmüştür. Bilhassa tarih kitablannın tadili işi mütehassıs kalemLere havle edilmiş. Muallim, talebe veya çocuk velisi olanlar pek iyi bilirler ki mekteb kitabları, yalnız liselere aid olanları değil, bütün mekteb kitabları, ihtiyaclara cevab vermekten henüz pek uzaktırlar. Vekâleti zamanında, gene bu sütunda pek çok defalar yazdığım gibi, Reşid Galib tarafından konulan tek kitab sistemi, bu devrin devası olamıyacak, bilâkis, müellifler arasında rekabet gibi en kuvvetli tekâmül amilini ortadan kaldırarak hususî komisyonlara yazdırılan eserleri soğuk, ruhsuz ve yeknesak basmakahbların içine sokacaktı. ö y l e oldu. Size bu sistemin mahsulü kitablardan rasgele sahifeler açarak şunları ispat etmek mümkündür ki, bunların çoğu: 1. Müfredat programına uygun değildirler. 2. îkinci sınıf kitabınm üçüncü sınıf kitabından daha yüksek seviyeye göre yazılmış olması gibi fahiş telif kusurlan vardır. 3. Büyük şehir, vilâyet, kaza, kasaba, köy... gibi yerlerin sınıfları ayni olduğu halde, seviyeleri tabiatile farkeden çocuklarına, hep ayni kalıba göre, hazırlanmış kitablan takib etmek manasızhğmı yüklerler. 4. Fazla baskı yüzünden bazı kitablar vaktinde yetiştirilemez ve çocuklar aylarca kitabsız kalır. 5. Fazla baskı yüzünden ayarlan bozulanlar pek çoktur. 6. Muallimler, kendilerine ve mahallî ihtiyaclara en uygun eserleri seçmek imkânından mahrum kaldıkları gibi, sabit metinler içinde dönüp durmak yüzünden beylik ve basmakalıp tekrarlara düşerler. (Bazan talebe için ayni kitabı takib etmek zarurî olduğu halde, muallim için bir kaç nevi eserin tariflerini ve misallerini gözden geçirmek te faydalı olur.) Bir zamanJar, gazetelerde, tek kitab usulünün kaldırılacağma dair çıkan haberler, Kültür Bakanlığında bu neviden bir tasavvura işaret sayılabilirs«, hayırlısile o sisteme veda edilecek günü bekliyebiliriz. Bazı istisnalarla bütün medeni dünyanın yabancısı olduğu usulleri tatbika kalkarak muallimlere, takbelere, muharrirlere, tâbilere, bütün bir tedrisat ve neşriyat bünyesine vakit, para, nefes tükettirmenin manan olmadığını görgülü ve anlayışlı Saffet Ankan belki çoktan anlamıştır ve gününü bekliyordur. PEYAMI SAFA SON HATIRALAR: Blum hükumeti yeni buhrarlar aıifesinde Halk cephesi mensubları 1 mayısta biiyük bir nümayiş yapmağa karar verdiler Paris 29 (A.A.) Dün İngıliz li ettiğin' beyan etmiştir. rasınm 1 1 1 den aşağı düşmesi. parlâmen Frannz maliyesinin bir tasavvuru to mahfillerinde mevzuu bahsedilen gevParis 29 (A.A.) Parlâmentonun şekliğin malî aksülâmelidir. Gergınlik maliye encümeninde izahat veren Mahye hakikî olmaktan ziyade zâhirî idı. Nazırı Auriol hükumetin uzun vadeii Blum hükumetini iki cenah arasındd bir istikraz akdetmek tasavvurunda bu kalmış gibi göstermeğe matuf bazı şayi lunmadığını, fakat istisnaî bazı sarfiyat alar deveran etmekte idi: vuku bulduğu takdirde kısa vadeii ha zine bonoları ihraç edeceğini beyan el «Tevakkuf devresi» nden usanan komünist cenahı ile amele sınıfının ardı ar miştir. kası gelmiyen taleblcrinden bıkmış o!an Fransamn demiryolu siyaseti radikal cenahı. Paris 29 (A.A.) Nafıa Vekili Halbuki hiçbir hâdise vukua gelmedi. Bedouce yakında meclise demiryolları Parlâmentonun açılışı, istisnaî bir süku tarafından hazineye yapılan avansların net içinde cereyan etmiş ve kabinenin si tediyesi hakkında bir kanun lâyihası veyaseti hakkındaki istizahların süratle mü recektir. Devlet biiyük şebekelerin hisse nakaşa edılmesi içın kimse ısrar etmc senedlerınin büyük bir kısmını elde etmemiştir. ğe çalışacaktır. Jacques Duclos, komünUtler namına Hükumet tarafından kapatılan demirpartinin 40 saatlik haftanın tatbikı me yollarının acığını azaltmak maksadile eşselesinde uzlaşmamazlık göstermiyece ya tarifelerinin yüzde 1015 nisbetinde ğıni ve bu işin sıra ile yapılmasını tekl.i artırılacağı zannedilmektedir. SARAY ve ÖTESi IHEM NALINA MIHINA Fena bir gece 2 Mabeynin akşam yemekleri kadar hazin ve gönülleri karanlık duygularla dolduran bir rçtima tasavvur olunamaz, Sanki burada saray erkânından kalan üç beş kişi bir matem ayini için toplanmış olurlardı. Ikınci mabeyncınm sakıt riyasetı altında, ve Dolmabahçenin bir türlü arkası ilınamıyan eleklrik tesisatınm gecikmesı netıcesıle hâlâ geniş sofalarda, oda larda boşluklara karşı soluyarak mücadele ediyor zannedilen mumların yorgun ziya dalgacıklarile yarı karanlıkta bütün sofrayı bir gam havası örterdi. Bu akşam Tevfik Beyin mutadı hilâfına hikâyeler söyliyerek biraz neşat vermeğe çalışan gayretleri o gece için neticesi hazırlanmakta olan ıdam kararlarının soğuk nefesini, dakikadan dakikaya esip yüzüme sürünmekten menedemiyordu. Bunun tesirinden silkinip kurtulmak için nekadar cehdetsem beyhude oluyor, ve her gayret hamlesinden sonra biraz daha mukavemet kabılıyetını kaybetmış olarak daha ziyade keselân içine gömülüyordum. Bu manevî izmihlâle yalnız idam kararları mı sebebdi?.. Elbette değil. Meşrutiyetin ilânındanberi geçirilen elim safhalar, mart isyanıle onu takib eden hâdıseler, bende günden güne artmak istidadını gösteren bir melâl, hatta mahiyeti muayyen olmıyan vahim akıbetlerin hulyası içine nefsimi teslim etmekten marizane bir haz uyandırıyordu. Sarayda yapılacak işlerle bir müddet oyalandıktan ve etraf; unutuyor göründükten sonra saraym ötesinde cereyan eden ahval gelip beni sarsıyor, ve gaflet uykusundan uyandırarak daha neler olacak korkusile sinip büzülmüş bir uyanıklığa atıyordu. Matbuat, Meclisi Meb'usanda hergün yeni bir hızla canlanan mücadelât, memleketin idaresini elinde tutan kuvveti günden güne daha ziyade şaşırtan münafesat. hatta cemiyetle ciheti askeriye arasında gittikce genişliyecek endişesi veren fasıla hep birden toplanarak öyle bir yekun teşkil ediyordu ki bunun sıkleti altında ezilmiş gibiydım. îsyanı takib eden harb divanlanndan idam kararları çıkacagına intizar etmek pek tabiî idi; ve elbette bu kararlar eğer ati için bir sükunun kavi vadini getirebilseydı lâkaydane, belki mutmainane telâkki edilebilirdi; fakat en nikbin ihtimallerin altından hep bir «acaba?..» sualinin korkunc çehresi sırıtarak çıkmakta inad ediyordu. [Bir tarih çeşnisini almaktan hazer eden bu hatıraların şu bahsedilen devreye aid olan aksamını ikmal etmek için Hüseyin Cahid Yalçının «Fıkir Harekctleri» mecmuasında intışar eden ve pek müdellel vesaika binaen yazılan «Meşrutiyet Hatıraları» tefrikasını tav«iye ederim.] Yemek bitmiş gibiydi, birden mumların titrek ışığı altında kapıdan musahiblerden birinin siması belirdi. Ufak bir tevakkufla sofraya göz gezdirdı ve beni bularak ta yanıma kadar geldi, daha ziyade yaklaşmak için bir istızan vaz'ı alarak kulağıma iğildi: Efendimiz, dedi; taam ettilcr, akşam namazını da kılmışlardı, yatsıyı haremde eda edecekler, Sizi görmek istıyorlar... Kalktım, «niçin istiyor?» merakile acele etmeğe lüzum görerek musahible beraber yukarı kata çıkan geniş merdivenin karanhklara boğulmuş halılannı aştım. Hünkâr beni görünce «yemeğinizi bitirmiş miydiniz?..» dedi ve cevabı ancak işiterek evlerine gitmek acelesinde olan bendegânına veda ederek harem yoluna doğru yöneldi. Bu harem yolu mabeynin son kısmından baslıyarak ve muayede salonunu dolaşa dolaşa giderek Haremi Hümayunun bu salonla ittsal peyda eden kısmma müntehi olan bir yoldur ki oldukça uzundur. Muayede salonundan bakılınca bu yolu kısmen, basık kafeslerle örtülmüş olarak farketmek mümkündür. Haremi Hüma yun halkı muayede merasımini bu kafeslerin önüne serilmiş minderler üzerinde oturarak temasa ederlerdi. Ben bu yolu mükerreren geçerk mabeynden hareme celbedilmiştim. Mabeyn cihetinde demir bir kapı vardı ve mabeynde nöbet tutan musahib bu kapıyı anahtarile açar, yola girilince tekrar içeriden kilidler, bir hayli yürünüp yolun harem cihetinde müntehasına varılınca burada da bir ikinci demir kapı karşısında bulunulurdu. Musa hib buna yumruğile yahud elindeki anahtarla vurur, içeriden harem nöbetini tutan musahib kapıyı açar ve bu suretle hareme girilince tekrar kapı kilidlenirdi. Halid Ziya Uşaklıgil Asıl yüzü kızarması lâzım gelenler Amerikada feyezan Harb malulleri Ohio havzasında 25,000 Terfihleri için hükumet ev tahliye edildi bir kanun yapıyor Thanesville «Ontario» 29 (A.A.) Thames nehrınin tuğyanı, şehri bilfiıl tecrid etmiştir. Yüzlerce kişi evlerinde mahsur kalmışlardır. Birkaç bin kişi bu havalıden kaçmaktadır. Wheeling «batı Virginya'sı» 29 (A. A.) Ohıo havzasındaki tuğyan üze rine 25,000 evin tahliyesine mecburiyet hasıl olmuştur. Yugoslavyada Belgrad 29 (A.A.) Dün bütün gün devam eden yağmur dolayısile Sava ve Morava nehirlerinin seviyesi yüksel mekte devam etmiştir. Bazı arazi parçaları yeniden sular altında kalmıştır. Yardım tertibatı alınmaktadır. Ankara 29 (Telefonla) Harb ma lullerinin terfihleri için imkânlar aranmaktadır. Miktarları, vaziyetleri ve nerelerde bulundukları hakkında ilk tetkikler yapılmış ve öğrendiğime göre Milli Müdafaa Vekâleti tarafından bazı esaslar da tesbit olunmuştur. Harb malullerinin terfihleri işile bizzat alâkadar olan İsmet İnönünün yapılan hazırhk çalışmalarını bugünlerde tetkik edeceğı anlaşılıyor. Bundan sonra hazırlanacak lâvihanın Meclise sevki muhtemeldir. Ankara muazzam bir ekmek fabrikası kuruyor Prens Paul'un yıldönümü kutlulandı Ankara 29 (Telefonla) Ankaa Belediyesi Türkiyede ilk defa olarak bir şehrin bütün ekmek ihtiyacmı tek e! dcn karşılıyacak bir teşebbüse girişmiş ve günde yüz bin ekmek ımal edebilecck bir fabrika tesisine karar vermiştir. FabıiAnkara 29 (Telefonla) Bir ls • kanın kurulacağı yer taayyün etmiştir. Belediye şimdi teklifleri beklemek tanbul gazetejinin, Sümer Bank umumî müdürü Nurullah Sumerin baska bir \a tedir. zifeye tayin olunarak yerine İktısad Ve Vali Hüseyin Cahid davası kâleti müsteşarlarından Faik KurdoğluAnkara 29 (Telefonla) Vali nun getirileceği hakkında dün verdıği Hüseyin Cahıd dava«ından dolayı Ak haber, tamamile aMİsızdır. şam gazetesi sahibi Sıvas meb'usu Nec Sümer Bank Umumî Müdürü değişmiyor meddın Sadıkın teşriî masuniyetinin ref'i talebini havi tezkere Büyük Millet Meclisine zeldi. Kütahyada büyük elektrik santralı Buradan Istanbula da cereyan verilebilecek Ankara 29 (Telefonla) Jandarma Umum Kumandanlığile Emniyet UAnkara 29 (Telefonla) Külahya mum Müdürlüğü ve Mahallî tdareler mıntakaMna kurulacak büyük elektrik delegelerinden mürekkeb bir komi?yon ziraî a5ayış kanunu projesinin bugünler santralından Istanbula enerji verılmeai meselesinin etüdleri bitmiş ve öğrendiği de tetkikine baslıyacaktır. me göre hesabları da yapılmıştır. Vekâlet emrine alınan İstanbula kilovatı 1 kuruştan elektıik mektubcu verılebileceği anlaşılmıstır. Santral ıçir. Ankara 29 (Telefonla) Görülen 15 milyonluk tesisat yapılacaktır. Yunan Politeknik cemîyeti lüzum üzerine îzmir Mektubcusu A!â Dığer taraftan büyük sulama işleri için azaları geliyor eddin Vekâlet emrine alınmıstır. yeni bir şekilde etüdlere başlanmıştır. Ankara 29 (Telefonla) Yunan Indirilen gümrük resimleri Bu da kanallar yapmaktansa motopompPoliteknik Cemiyeti azaları haziranda Ankara 29 (Telefonla) Beynei lar vasıtasile su alıp vermektir. fennî ve iktısadî tetkiklerde bulunmak üBelçika meclisindeki toplantı zere memleketimize gelecekler, îzmir. milelkömür sergisinde teşhir edilmek ü Brüksel 29 (A.A.) Hariciye NaAnkara, Istanbul, Çeşme ve Sıvası ziya zere getirilen ve üzerlerinde firma dam gaları bulunan muhtelif maddelerden zırı Spaak bugün Meb'usan Meciisinde ret edeceklerdir. mürekkeb eşyaya aid gümrük resmi 2294 aşağıdakı beyanatta bulunmuştur: Bugünkü meclis sayılı kanunun verdiği salâhiyete istina « Asırlardanberidir ki, Belçika AvAnkara 29 (Telefonla) Meclis den indirilmiş ve kyfiyetin tasdiki hak rupanın harb sahnesi olagelmiştir. Artık bu yarın on beşte toplanacak, Türkiye kındaki Başvekâlet tezkeresi Meclise istilâ yolunu kapamak lâzımdır. Ve her ile Sovyetler arasında 9 temmuz 1922 verilmiştir. istikamette ecnebi bir ordunun topraklatarihli demiryollar mukavelesinin 16 ncı lzmitte Halkevi kütübhanesi rımızdan geçmesine mâni olacak maniave 12 nci maddelerini tadilen ve tefsiren lar yükseltilmelidir. Bunun içindir ki Belaçıldı 7 tesrinievvel 1936 da Moskovada ak çikanın askerî siyaseti haricî siyasetine dedılen muahedenin müzakeresini yapaİzmit 29 (Hususî muhabirimizden) sıkısıkıya bağlıdır.» caktır. Halkevi okuma salonu Vali Hâmid OsHamidiyenin Faleri ziyareti kayın da hazır bulunduğu bir merasimle Atina 29 (Hususi) Türkiye mek açılmıstır. Okuma salonunda yurdda çı teb gemisi Hamidiye haziranın beşinde kan bellibaşlı bütün gazete ve mecmuaFaler limanına gelecektir. Hamidiye larla zengin bir kütübhane mevcud bu IBaştaraft l incı sahtfese} buradan Korfu adasma ve Dalmaçya İi lunmaktadır. meclisi azalıklarile murakıbların seçimmanlarına gidecektir. leri yapılmış ve B ve G sınıfı hisseleriSofyada meydana çıkarılan îngilterenin 3 yeni kruvazörü ne sahib bankalarla şirketler tarafından Londra 29 (A.A.) Sir Samıel Nusrat Namık Uzgören. Hakkı Saffet anarşist şebekesi Hoare, avam kamarasında 1937 iaşaat Tarın, D sınıfı hisselerine sahib hisse Sofya 29 (Hususî) Polis Sofyada programma dahil üç yeni saffıharb kru darlar tarafından da Münir Erhan idabir anarşist şebekesi meydana çıkarmiş ve vazörünün Anson, Jellico ve Beatty isim re meclisi azalıklarına, B ve G sınıfı hisselerine sahib bankalarla şirketler şebekenin elebaşılanndan birkaç kişiyi lerini aiacağını bildirmiştir. tarafından İnhisarlar umum müdürlüğü tevkif ve bir kısım evrak musadere etmişeski Ticaret müdürü Agâh Alaybey ve tir. Paris 29 (Hususî) Paris borsasının D sınıfı hisselerine sahib bankalarla şirîngiliz nazırlarının maaşları bugünkü kapanış fiatları şunlardır: ketler tarafından da Maliye Vekâleti esinmiyecek Londra 110,37 1/2, Nevyork 22,33, ki Maliye muhasebe müdürü Kemal ZiLondra 29 (A.A.) Nazır maaşları Berlin 898, Brüksel 377,62 1/2, Amster ya Aktuna da murakıblığa intihab olunnın 5,000 den 4,000 sterlinge indirilmesi dam 1225. Roma 117.60, Lizbon 100.25, muşlardır. hakkında İsçi partisi tarafından yapılan Cenevre 513, bakır 60 1/2 62 1/2, kalay Heyeti umumiye beher hisseye 645 tadil teklifini, Avam Kamarası 123 re 242,17.6, altın 140,06, gümüş, 20,3,8, kur kuruş kâr tevzi edilmesini de tasvib etye karşı 175 reyle reddetmiştir. miştir. şun 22,10,9, çinko 22,3,9. Belgrad 29 (A.A.) Naib Prens Paul'un yıldönümü münasebetile dün Deligne saravmm kilisesinde dini âyin yapılmıştır. Merasimde Valide Kraliçe Marie ile Prens Tomislav ve Andre hazır bulunmuslardır. Dün sabah Belgrad garnizonunda bu lunan 9.00(1 kur'a efradı Harbiye ve Bahriye Nazırı General Mariç'in huzurunda yemin etmişlerdir. Ziraî asayiş kanunu T. C Merkez Bankası hissedarlar heyeti PARİS BORSASI Gündüz halini pek iyi bildiğim bu yolu birinci defa olarak gece geçiyordum. Hünkâr bana hiçbir kelime söylemeden yürüdü. Musahibin elinde büyük bir gü odada dolaştım; deniz cihetine, penceremüş fener vardı ve yolun üzerinde müsa lerin önüne dikilerek bekledim. Sanki ovi fasılalarla gene böyle büyük kıt'ada, radan, rıhtımda titriyen havagazi fener ferden, hafif çırpıntılarla taşlan okşıyan ve pek güzel işlenmiş olduğuna dikkatlerinden, gölgesi hissedilen nöbetçi ne denizden bir kehanet, istikbali haber ve ünkü akşam gazetelerinden bi rinde «hepimizin yüzünü kızartacak bir hâdise: Fuzulimizi biı etmemek mümkün olmıyan müteaddid Ermeni vatandaştan mı öğrenecektik ?v gümüş fenerler sıralanıyordu. Nihayet hareme yaklaşılınca Hünkâr bana yavaş başhklı bir yazı vardı. Makalenin muharriri, sesle önden yürüyen musahibe mi işitrir«Geçenlerde bir bildiğimiz bizc çok memek istijrordu, yoksa bu tenha ve loş şaşdacak ve çok güzel bir haber verdi. îsyolda kendi sesinden mi tevahhuş ediyordu herhalde adeta ürkerek: Ne ola mini kendisinin de hatırlıyamadığı irjan erbabından bir Ermeni Vatandaşımız, cak?.. dedi. Cevab veremedim, zaten buna lüzum meşhur şairimiz Fuzuli hakkında üç cildda kalmadı. Kalbî merakını tefsir eden Uk bir telkikname yazmış, bastırmış.» «Bizc bunlan anialan â$înamtzm sözve bilâihtiyar dudaklarından çıktığında lerini dinlerken hayreilen haı/rete düşü şüphe olmıyan bu sualden galıba utanmış olacaktı ki hemen arkasmdan: Belki yorduk. Nasıl düsmiyelim ki Fuzuli crı bu gece size bir hizmet düşer diye ma büyük $airlerimizden biri olduğu halde beynde kalmanızı istedim; dedi, ve artık kendisi hakkında simdiye kadar türkçede harem kapısına gelinmişti, harem nöbet üç'cildlik değil, iki cildlik bile bir eser çisi de kapıyı açmıştı, biraz durarak ilâ nesredilmemişlir.» Makale sahibi, ve etti: İnşallah rahat uyursunuz... « Ermeni vatandaşımızın bu himmcl ve Selâmladım. Bu suretle veda etmiş oldayreli, hepimizin yüzünü kızartsa gerek.'» du ve hareme girdi, arkasından kapı kiMütaleasında bulunduktan sonra, Fulidlendi. Ben de mabeyn nöbetçisi ıtıu zuli hakkında bir eser yazmak vazifesi, sahible gene o yolu mabeyne doğru geçmeğe başladık. Musahib her fenere gel meselâ, Mehmed Fuad Köprülüye düşdikçe iğilip mumu söndürüyordu. Niha mez miydi? diye soruyor. Dün, bu yazıyı okurken tesadüfen îsyet mabeyn kapısı da kilidlendi, beni yamail Habib yanıma gelmişti. Arkadaşımızı odama kadar getirdikten sonra çekildi. zın Divan Edebiyatı hakkında bir kitab Bu müddet zarfında mabeynde elayak hazırladığını bildiğim için makaleyi ona çekilmişti, herkes ya evine yahud mabeygösterdim; fikrini sordum. nin dışında müstahdemin koğuşlarına git Evet, böyle bir eser vardır. Ben, mişti. Bu azim binada, ta ötede nöbet tudaha iki yıl evvel, Perşembe mecmuasıntan yaverle kâtib bir de onların hizmetine da çıkan bir röportajda Ermeni katolik bakacak olan odacı, yemek odasına yakın başpapazı Terzibaşyanın Fuzuli hakkınbir yerde nöbetçi musahible onun uşağı da ermenice bir tetkik neşrettiğini söyle[mabeyn müstahdemini arasında mukaymiştim. Edebiyatla meşgul bir zat olduyed olmıyarak arzu eden musahiblerin ğu yazısından anlaşılan makale sahibinin hususî birer uşağı olmasma, bu bedbahtbu röportajı, görmediği anlaşılıyor. Bahlarin maluliyetine binaen müsaade edilirsedilen eser, üç değil iki cilddir ve her di.]. ta bodrum katının uzak bir noktacild 600 700 sahifeliktir. sında koğuşlanna çekilmiş olan bekçilerle Pangaltı Ermeni lisesi müdürü Bay mabeyni baştanbaşa dolaşarak yangın ürcanla muhterem bir Ermeni âliminin tehlikesine karşı nöbet saatlerini kuran tek bir gece bekçisi, bir de benden müsa evine gitmiştik. Bana Fuzuli hakkındaki ade almadıkça henüz evlerine gidememiş ermenice eseri o zat gösterdi. Başpapaz olan başkitabete mahsus odacılar kalmış Terzibaşyan, Fuzulıye hayran ve âşık oltı. Bu sayılanlardan başka hiç kimse ma duğu için, hayatının tam 30 yılını sarfederek bu büyük eseri vücude getirmiş, fabeynde kalmağa mezun değildi. kat üçüncü cildini bitirmeden ölmüş. KiBaşkitabet odacıları iki kişiydi: Yu abınin ikinci cildi, kendisinin vefatından suf ve Muhiddin. Aradan yirmi beş yıl sonra, 1928 de basılmıştır. Eserin bülün gecmişken bu iki halis Türkü hâlâ göz nüshalan salılmış, mevcudu kalmamıştır. lerimin önünde o zamana aid hallenle Terzibaşyan kıtbının makaddemesıngörüyorum. Bugün, kiTnbilir, nerelerde de, eseri türkçe yerine ermenice yazmasıdirler>... nın sebebini izah ederken Türkler FuzuOdama girince evvelâ yazı masasının liyi bilirler, ben, dünyanın en büyük hissi önüne oturdum, üç mumlu bir şamdan fa ve lirik şairi addettiğim Fuzuliyi Ermeninuslan arasmdan ancak masanm üzerinı lere tanıtmak istedim, diyor. Terzibaşyan, muhterİ7ane kayıb akan bir ışıkla boya Fuzuliye o kadar hayrandır ki gene eseyordu. Ne okumak, ne yazmak mümkün rinin mukaddemesinde, ahirette, Allah, dü. Herşeyden evvel odacılara izin ver bana dünyada iyi olarak ne yaptın, diye mek, onları evlerine göndermek istedim. sorarsa, ömrümün 30 senesini Fuzuli gibi Yu«uf yatak odasının anahtarını tered bir şair için bir kitab yazmağa sarfettim: düdle bırakarak: Emrederseniz bu yaptığım en iyi şey budur, cevabını ve gece kalayım; dedi. Buna lüzum görme ririm; tarzında bir fıkra da yazmış... dim. Yazı odasının anahtarını mutaden tsmail Habib, ileride, Terzibaşyanın kitasaklanan yere bırakacağımı söyliyerek: bından ayrıca bahsedeceğıni de ilâve etti. Artık gidersiniz dedim. Muhiddin Anlaşılıyor ki Terzibaşyan Fuzuliye dolgun yanaklı, koca kafalı, iri dudaklı, âşıktır ve bu aşkladır ki ömrünün otuz her ağzından çıkan kelimeye birkaç tüsenesini Fuzuli hakkında bir eser yazmakürük dahmesi refakat eden temiz yüğa hasretmiştir. Bu bakımdan Fuad Köprekli bir çocuk veda ederken haber verrülüye, bir Ermeni, Fuzuli hakkında KOdi: Efendimizin kilerinden yatak odacaman bir kitab yazmış; sen neden yaznıza bir kahvaltı tepsisi bırakıldı; dedi. madın? diye itab etmeğe hakkımız yokOnlar gittikten sonra bir müddet o tur. Eski Ermeniler, kuvvetli bir Türk küldamda kaldım. Nekadar bilmiyorum, türile yetişmiş oldukları içın, onlardan bibelki on dakika, belki bir saat. Hünkâr rinin Fuzuli hakkında bir eser yazması, hiç beni niçin ahkoymuştu, hususile hareme tî şaşılacak birşey değildir. Hassaten bu kadar niçin beraberinde götürmüştü? Bu adam, Fuzuliye taparcasına âşık olursa... sualin bütün cevabı onun yolda ağzından Eğer, gayritürk ilim adamlarının ve ilk dökülen kelimelerde mündemicdi: ecnebi âlimlerinin bize dair, henüz bizde Ne olacak?.. yazılmamış eserler, vücude getirmelerinO da bir korku içinde idi; o da, mu den yüzümüzün kızarması iktıza etsey • hakkak, ahvali hiç beğenmiyoTdu. tdarei di, çoktan kıpkırmızı, hatta mosmor kesuörfiye, divanıharb, pekâlâ! îdam karar memiz lâzım gelirdi. Bize aid nice nice ları, sehpalar, asılanlar, velhasıl bütün ecnebi, ilim eserleri vardır ki henüz onlatethiş siyaseti, belki bu da pekâlâ idi, fa rın eşini değil; tercümesini bile yapma kat bunlarla her iş tesviye edilmiş olacak, mışızdır. Çünkü, daha hakikî ilim ve külbütün fırtına yatışacak mıydı?.. Sema tür hayatına yeni giriyoruz. berrak görünüyordu, fakat ta ufukta enBence, Fuzuli hakkında ermenice yadişe veren bulut kümeleri vardı; ve ara zılan iki cildlik kocaman kitabm mevcudu sıra, kısa fasılalarla çakan |imşekler, kalmamış olması, türkçede böyle bir ki bunları yırtarak bir aydınlık içinde kara tab yazılmamış olmasından, daha ziyade ihtimaller göstermekten hâli değildi. dikkatimizi celbe lâyıktır. Fuad Köprülü Memleket nasıl bir istikbale namzeddi? böyle bir eser yazıp bastırsaydı, acaba Hususile bizzat kendisi, o uzun yıllann kaç tane satılırdı? beklemesinden sonra nihayet saltanat maFuzuli için bir Ermenin yazdığı kitakamına çıkabilmişken, tahtının istinad te bm türkçede yazılmamış olması, ne Fumellerini bu gece, sarayının yüksek du ad Köprülünün, ne de diğer edebiyat tavarlarının Ötesinde kurulan sehpalarda mı rihile meşgul olanların kusurudur. Bu, arayacaktı>.. «Ne olacak?» derken bun bizim yukanda söylediğimiz gibi, hakikî ları düşündüğünde şüphe yoktur. Belki bir ilim ve kültür hayatına daha yeni girvazıhan, sarahaten değil, fakat karışık mekte olmamızdan ileri geliyor. Yüzü unsurlardan kümelenmiş bir vesvese için kızarması lâzım gelen, bu milleti irfan ve de, zihnini tırmahyan bu endişe idi. Bu, kültürden mahrum edenlerdir. aşıkârdı. Üniversitemiz, iyice kökleştikten ve Ben de şimdi bunları düşünüyordum. hakikî ilim adamları yetiştirdikten sonraSaraym ötesinden gelen intıbaların, bu dır ki muhterem makale muharririnin ve gece hep birden tek cephe teşkil ederek, onunla beraber hepimizin teessürlerini ve bütün mevcudiyetimi ihata ve istilâ ettiği yerinmelerini ortadan kaldıracak kıymetne dikkat ediyordum. Bir aralık kalktım, te yüksek ilmî eserler vücude getirebiliriz.