17 Nisan 1937 CUMHURİYET Saray Bosnada Ismet Inönü tezahüratla kaı şılandı Festival komitesi kararlar verdi Serbesl fikirier Genc felsefecilerimizden Mehmed bir tebliğ verebilmek için bu küçük alâıkra meşhurdur: Cimri hocalarKarahasan, bir müddettenberi «Cumhu kalar kâfi midir? Bu bakımdan Mehmed muavini Ekrem Sevencanm riyasetinde dan birinin kâhyasile ahçısı ve [Baştaratı 1 incl sahiîede] Bu sabah Türk Nazırları M. Stoya toplanarak festival işleri hakkında şimdi riyet» te, Paris sergisi vesilesile mühim Karahasanın hakkı vardır. Bununla be seyisi başbaşa verip efendileriesseseleri ve müzeleri ziyaret etmişlerdir. dinoviç ile görüşmüşlerdir. Bu görüşmeyi ye kadar işlenen meselelere bir program bir felsefî eserin yazılışının üç yüzüncü raber Descartes'ı ve garb felsefelerini Türkiye Başvekili Yugoslav>'a seya müteakıb doktor Rüştü Aras gazetelere tesbit etmistir. Dünkü toplantıda hazır yıldönümünü anlatmaktadır. Yazılannm memlekete tanırmış olanlan unutmamak, ıın hasisliğinden, kendilerine sahursuz hatinden fevkalâde memnun ve müte vaki beyanatında Bulgaristanın Balkan lanan program, spor şenliklerine, sergilere beşincisinde ( 1 ) , şu satırlan okuyoruz: sırası geldikçe onlan hahrlamak ta, ya e iftarsız oruç tuttura tuttura iliklerini hassis olduğunu beyan etmistir. Ismet Antantına iltihakı meselesi üzerinde baş ve tiyatro festivaline aiddir. Bundan baş «1937 Paris felsefe kongresinde mümes rınki Türkiyenin felsefî kültürünü kuvvet :uruttuğundan bahisle dedikodu yaparInönünün seyahati Yugoslavyada büyük lıyan müzakerelerin bilâhare Akdeniz ve ka bu toplantıda, bu seneki festivallere sillerimiz, üç yüz senedenberi müteaddid lendirecek uzuvlar için teşvik edici bir arken kâhyanın hatırına bir düzen gelir: Durun arkadaşlar, der. Ben şu hebir alâka uyandırmıştır. Bütün Yugoslav Afrikadaki İtalya İngiltere gerginliğine iştirak edecek olan millî Bulgar heyeti dillere, müteaddid defalar tercüme edi rol oynıyacaktır. Aksi takdirde, Descariften birkaç lira sızdırayım. milletinin gözleri İsmet İnönüne, ve Tür intikal ettiğini söylemistir. ile Macar ekipi hakkında alâkadarlarla len, ve binlerce tefsire yol açan, Descar tes *ı bundan sonra tanıyacak olanlara Berikiler ölü gözünden yaş çıkarmayı kiyeye müteveccih bulunmaktadır. YuBuradaki siyasî mehafil, vâsi mikyas temasta bulunmak üzere Konservatuar tes'm eserlerinin hâlâ Türkiyede meçhul karşı da, ileride bir gün vazifesizlik yapagoslav matbuatı her gün yeni yeni ma ta bir Akdeniz anlaşması üzerinde mü müdürii Yusuf Ziyanın Sofya ve Peş olduğunu söylemiyeceklerdir. Çünkü o nz, fikir erbabı arasındaki tamşmayı ve düşünmeğe benziyen bu teşebbüsü güîünc ulmakla beraber kâhyanın ardına takıkalelerle Türkiye ricalinin seyahatlerinin zakerelerin cereyan edeceğini zannetmek teye gönderilmesine de karar verilmiştir. zaman, onlara Descartes'm tercüme edil tesanüdü kuramayız. ıp kurulacak sahneyi temaşaya hazırlaehemmiyetinn tebarüz ettirmektedir. tedir. İngiltere ile İtalya arasında akde Festivallere iştirak edecek olan millî he mediği bir dilde, nasıl felsefe okutulduğu Bu vesile ile yeni felsefenb babası saİsmet İnönü ile Dr. Tevfik Rüştü A dilmiş olan «centilmen anlaşması» esas yetlerimiz de dün tesbit edilmiştir. Bu pek haklı olarak sonılacak ve böyle bir yılan Descartes'ın eserlerinin sistemli bir ırlar. Herif, külâhını düzelttikten, önüü ka\uşturduktan sonra Delâili Hayrat ras ve refakatlerinde bulunan «Cumhuri ları dairesinde ve bir taraftan Türkiye, sene Balıkesir vilâyetınden bir zeybek memleketten Descartes ihtifaline murah şekilde türkçeye nakli zaruretini bir defa »kumakla meşgul bulunan efendisinm yet» gazetesi Tahrir Müdürii Abidin Da Yunanistan ve Yugoslavya, diğer taraf heyeti, Kastamonu vilâyetinden sepetçi haslar gelmesi anlaşılamıyacaktır.» daha ortaya atmak faydah olacaktır. O girer, elini öper: ver de pazar günü Dubrovnik limanma tan da İtalya arasında olmak üzere bir dansı oynamak üzere muallim ve tale Mehmed Karahasan, bu hükmünü Descartes ki yazılarının birinde: «Yazmuvasalat edeceklerdir. Efendim, der, bu gece düşümde uzlaşma akdi arzu edilmektedir.» belerden mürekkeb bir heyet, Erzurum Descartes'm bütün eserlerini düşünerek dıklanmı Türkler için de yazıyonım!» izi gördüm. Aptestli uyumuştum, sevinIsmet İnönü daha evvel Bokakotovs Temps gazetesinin mütaleaları vilâyetinden tanzara ve bar oyunlannı mi, yoksa bahsi geçen «Nutuk» u gözö demiştir. Descartes'm zfhniyetine çok ka lımamnı ziyaret edecektir. Türkiye Pariste cıkan Temps gazetesinin Bel oynamak üzere bir dadaş heyeti, Kara nüne alarak mı veriyor, burası belli de muhtac olan şark, Destartes'ı, Türkiye dim. Hoca, kitabı bir yana kor, gözlüğünü Başvekili Bokakotovska ve Dubrovnik'te grad muhabiri, Başvekilimiz İsmet İnö deniz oyunlannı oynamak üzere de ğildir. Fakat kendisine bir seri makaleyi köprüsü vasıtasile anlıyacaktır ( 5 ) . lnına kaldmr, rüyayı anlamak ister: ki askerî müesseseleri, tersaneleri, deniz u nünün Yugoslavya seyahati hakkında Trabzon ve Giresun vilâyetlerinden müş yazdıran mesele, «usul hakkında nutuk» Dr. Ziyaeddin Fahrî çak sahalannı ziyaret edeceklerdir. Hayırdır inşallah, niceydi gördüşu haberi veriyor: un yazılışının üç yüzüncü yıldönümü olterek bir heyet iştirak edecektir. (1) Cumhuriyet, 30 mart 937. gün düş? lyi haber alan mehafil, Türk ricalinin Başvekilimizin ref ikasınm Geçen seneki festivallerde büyük bir duğuna göre bu hüküm, bu kitab vesile(2) Felsefe ve İçtimaiyat mecmuası, 1927, Siz beyaz bir ata binmiştiniz, üsziyaretindeki nezaket mahiyetini tebarüz takdir kazanan Çoruh heyetinin bu sene sile olmalıdır. Bu takdirde felsefeci arka sayı 4. sahife 318. seyahati tünüzde beyaz ferace vardı, saraya gidiettirmekte ve yapılan mülâkatlarda, bey ki festivallere iştirak edip etmiyeceği he daşımızın, 1895 te yapılmış bir tercümeyi ^3) Usul hakkında nutuk, mütercimi: İbBelgrad 16 (Hususî muhabirimiz ordunuz. nelmilel vaziyetin hiç şüphesiz geniş mik nüz tesbit edilmemiştir. hanrlamadığını zannediyorum. Şu hal rahim Ethem, 1311 hicrî, sahife 7. den) Türkiye Başvekili îsmet İnö(4) Eski Darülfünun taş basmalarından, Hoca, kendi kendine mırıldanır: yasta gözden geçirildiğini söylemektedirde, eğer Paris kongresine Türkiye mu 1923. nünün refikaları Yugoslav denizcilik şir Şeyhislâmlığımıza delâlet olsa ler. Bu mehafile nazaran, ayni zamanda. rahhaslan giderlerse, Descartes'tan o ka(5) Descartes konpesi hakkında mufaskctinin «Veliahd Piyer» adındaki vapuson hâdiselerin Balkan Antantı azası odar habersiz olmıyan bir mcmleketi tem sal malumatı, Türtciyenin bu kongreye Iş ek! rile bugün Spilit'ten Dubrovnik limanma tlraki sebeblerini yakında (İş) mecmuasılan memleketlerle onların komşuları üzeVe yambaşındaki çekmeceyi açarai sil edeceklerdir. nın üçüncü cildinde nesredeceğim. muvasalat etmistir. Kendilerine, Belgradrinde yaptığı akisîer de mevzuubahs ve lcâhyaya üç lira sunar. Bu tercümeyi kim yaptı, niçin yaptı? daki Türk elçisi Ali Haydar Aktayın re tetkik olmustur. Maamafih devam eden IBaştarafı 1 ind sahifede\ Haydi, der, git, harçlık et. Şimdi Adana Maarif Müdürü bulunan fikalan, Yugoslav Maliye Nazınnm re görüşmeler neticesinde, beynelmilel ma Hitler'e iblâğını ziyaretçilerinden rica etKâhya paraları şakırdatarak odadan arkadaşım Yunus Kâzım vaktile, bizde fikalan refakat etmektedirler. Misafirler hiyette hiçbir karara intizar edilmemesi miş ve sözlerine şöyle devam etmistir: ıkınca muhavereyi dinlemiş olan ahçı Descartes'm meçhul olduğu fikrine kargeceyi vapurda gecirmislerdir. « Böyle bir günde, eski Alman orlüzumu da ayrıca ilâve olunmaktadır. içeri dalar, hocayı etekler, masalı tekrar şı, zannederim, ilk defa gündelik bir gaBaşvekil 21 nisanda dönüyor [Başmakaleden tfcraml der. Akdeniz statüsü hakkında şimdilik şu dusunun hatırasını yadetmek benim için zetede, Descartes tercümesinden felsefe Belgrad 16 (Hususî) Türkiye vaziyet mevcud olduğu bir vazifedir. O, ordu, faik düşman kuvyetli ve büyük bir mevki işgal ederdi. söyleniyor: Efendim, aptestli aptestli uyumuşBaşvekili İsmet İnönü ve maiyetindeki ze Yunanistan bir dostluk muahedesile İtai vetlerine karşı Almanyanın hududlannı mensublannı haberdar etmişti. Gene o sı Hahrlardadır ki Napolyon Bonapart'ın um, düşümde sizi gördüm, beyaz at üsralarda Istanbulda çıkan, şimdi kapanan vatın seyahati ayın yirmi birine kadar de yaya bağlıdır; Türkiye hakkında da ay müdafaa etmiş ve Alman milletini onu Moskovaya giren muzaffer ordusunu me tünde, beyaz ferace ile saraya gidiyorbir mecmuada bu tercümeden etraflı su vam edecektir. Türk ricali nisanın 21 in ni vaziyet vardır ve son İtalyan Yu ezmek istiyenlerden vikaye eylemiştir. safe yalnız yenmekle kalmıyarak berbad dunuz. rette bahsetmiş, mütercimini takdir et de Belgraddan İstanbula hareket ede goslav anlaşması Yugoslavyanın vaziye Vakıâ bu büyük işin bütün ehemmiyetini ve perişan eylemişri. Hoca, biraz düşünür, «olabilir, rahmişrim ( 2 ) . Biraz sonra Maarif Vekâceklerdir. ve şümulünü daha şımdı tesbit ımkânsız 4 Yeni Rusya endüstri noktasın manî rüya bu» deyip ona da iki altın sutini tasrih etmistir. Bu sahada bundan leti, bu değerli tercümeyi, mütercimine iSergimizin kazandığı rağbet fazla birşey yapılacağı tahmin edilmiyor. dır. Fakat merd muhasımlarımız Alman kinci defa gözden geçirttikten sonra, fel dan Avrupanın şarkında yeni bir Ameri nar. Fakat ahçmın çıkmasile beraber seBelgrad 16 (Hususî) Belgradda Bununla beraber bazı inkişaflar gös ordusunun kahramanlığmı takdir edegel sefî eserler arasında bastırdı. Tercümeyi ka yarattı denilecek kadar müspet neti yisin de içeri girip eteğine sarıldığını göaçılan Türk Güzel San'atlar Sergisi bü termesi muhtemel daha başka vaziyet mislerdir. Bu kahramanlar bizde yaşa celi büyük bir gayret gösterdikten sonra ünce maskaralığı sezer ve haykırır: görenler, eserin rasgele bir tercüme olmayük rağbet kazanmıstır. Gazeteler sergi ler vardır. Bu hususta, M. Stoyadinoviçin mak azmini, milliyetperverliği ve ırkçılığı şimdi ekonomik faaliyet, askerî kuvvet Bre mel'un, sen de mi o düşü gördığını da farkederler. (Usul hakkında hakkında takdirkâr makaleler neşretmek Balkan Antantı tarafından başlanan ve yaratmıslardır. İste bu hassalardır ki gene ve siyasî ehemmiyet itibarile bugünkü dün? nutuk) un türkçe mütercimi, İbrahim Ettcdir. Küçük Antant tarafından itmam edilen Alman ordusunun temeli olmuştur.» Seyis, tereddüdsüz cevab verir: hem, türkçe için Descartes'm haiz oldu dünyanm ilk safta gelmek icab eden sasulh ve yapıcılık siyasetinin devam ve Türk gazetecilerinin Nasıl görmem efendim. Uçümüz bir General Ludendorf bugünkü vaziyetı ğu ehemmiyeti pek güzel idrak etmişti. yıh büyük devletlerinden biri olmuştur. Işte Avrupada bazı siyasetlerin ihmali odada yatıyoruz! takviyesi hakkında dünkü ziyafette söy Büyük Harbden evvelki vaziyetle muka Şimdi Kandillide sakin ve sessiz bir hatetkikleri lediği sözler ileri sürülmektedir. * ** yat yaşıyan Descartes mütercimi, bakınız, caiz gibi gördükleri, diğer bazılannınsa Belgrad 16 (Hususî) Belgradda yese ederek demiştir ki: istihfaf etmek istedikleri Sovyetler RusTiyatro tenkidile oyalanan arkadaş tercümesinin mukaddemesinde ne diyor: bulunan Türk gazetecileri bugün BedeBir şapka bir hırsızı meydana <?: Bugün geçirmekte olduğumuz «Âlemi sevk ve idare eden madde değü, yası böyle bir memlekettir. Rusya karşı !ardan biri, ayni yolda çalışan bir arkanî Terbiye Nazırını, Belgrad Belediye devir birçok bakımlardan Büyük Harb mânadır ve bir adamm olduğu gibi bir ce smda telâkkileri bu kadar çocukça basit daşla yeni bir es«ri seyrederlerken son yaçıkardı Reisini, «Avala» Ajansının merkezini ve den evvelki devre benzemektedir. Eğer miyetin dahi ef'ali, tabiat, ilim, insan, olan bu siyasetlerin manasızlıkları üzerin zılar üzerine konusmağa başlar: Son iki ay zarfında Fatih kazası da«Pravda» gazetesinin idarehanesini ziyade bilmeyiz ki ısrara lüzum var mıdır? Garib değil mi, der, geçen gün çıret etmişlerdir. Gazeteciler şerefine bu hilinde hiçbir hırsızhk vak'ası olma benim ordumuzu tamamlamak ve mec ruh, hak, vazife, ahlâk, cemiyet gibi en Sovyetler Rusyası, îptidaî maddeleri kan yazılarımız birbirinin ayniydi. Fikirmıştı. burî umumî hizmeti tahakkuk ettirmek âli, en mücerTed mefhumlar hakkında oakşam Belgraddaki beyaz Rus muMki kendisine yetip artmak noktasmdan eşi erimiz bir, hükümlerimiz bir. Sanki beraAdalar ve Bakırköy kazaları hariç, heyeti tarafından bir konser verilmiştir. yolundaki gayretlerim o zamanlar boşa lan nazariyata tâbidir. Mevzuu bu nadiğer mmtakalara nazaran bu vaziyet yalnız Şimalî Amerika Birleşik Cumhu ber vazmışız gibi! zariyeler olan ilimse hikmettir (3) ». Belgradın maruf tatlıcısı Malih pehbir rökor teşkıl etmekte iken evvelki cıkmamış olsaydı, eğer o zamanki hükuriyetleri Birliğinde görülebilen tek ve haObürü gülerek mukabe1^ eder. livan Türk gazetecileri şerefine pazar gece Hayri adında bir sabıkalınm faa met vaziyetinı, zaruretlerini anlamış bu Muhterem mütercimin, kendi zama kikaten çok zengin bir memlekettir. Sov Tabiî değil mi ya. Bütün oyunlan; günü Oplenatz'da mükellef bir ziyafet liyete geçmesi işi bozmuştur. lunsaydı Alman milleti o zamanlar he nında (hikmet) dediği şeyin felsefe de yetler Rusyası fütuhat hırsile başka mem ayni locada yanyana oturup seyrediyoverecektir. Gece hırsızı olan Hayri, evvelki gece mek olduğunu söylemeğe hacet görmü leketlere hücumu haritasından ebediyen ruz!.. Fatih civarında bir eve girerek eşya nüz maskeleri düşmemiş olan nasyona yoruz. Akdeniz anlaşması silmiş ve sulhu bozacak taarruzlara karşı M. TURHAN TAN çalmış ve kaçmıştır. Lâkin sabıkalınm listlik aleyhtarlannın infisah ettirici faa Bundan başka 1915 1925 devresi gelmekte her sulhçu memleketle ve bütün H: müzakereleri şapkası kaçarken evde kalmıştır. liyetlerine mukavemet göstermek üzere arasında Üniversitemizde felsefe tarihi, bir samimiyetle elbirliği etmeğe karar verDün şehrimize gelen Morning Post Muallim R. E. imzalı mektuh sahibine: Derhal faaliyete geçen Fatih merkezi İltibas değil sehv oka gerek. Kıbrıs, degazetesi Belgrad muhabirinin Belgrad şüphe üzerine Hayriyi vak'adan sekiz müttehid bir halde kalırdı. Bugün Hit ahlâk okutan Mehmed Emin, Mehmed miş bir memlekettir de. Sulhun tecezzi diğiniz gibi, İkinci Selim tarafından alınler'in kiyaseti sayesinde Almanya tekrar İzzet gibi mütefekkirlerimizin Descar kabul etmez bir kül olduğunu ilk iddia mıştır. Bu güzel adanın elimize geçmesi daki konuşmalar hakkında gazetesine saat sonra yakalamıştır. çektiği şu telgrafı nesretmektedir: tes'a aid tedrisatlannı unutmıyalım. Şim eden memleket Rusya oldu. Bu itibarla 1571 de ve elimizden cıkması da 1878 dedir. Bu sırada karakola Hayrinin tanıdığı jelâmlanmıştır. (Saffet Pasanın imzaladığı 4 haziran 1878 «Burada Türkiye Başvekili General bir kadın gelmiş ve sabıkalıya bir şapSilâhlı, müttehid ve topyekun harb di Mülkiyemizin başında bulunan değerli da Sovyetlerin büyük bir kıymet arzet tarihli muahedename ile). M. T. T. ka getirmiştir. îsmet İnönü ile Hariciye Vekili doktor mütefekkir Mehmed Emin, ayni zaman mekte olduğunda şüphe yoktur. Avrupaiçin teşkilâtlandırılmış olan Alman milleMemıırlar hırsızlık olan evde bulu Tevfik Rüştü Aras ve Yugoslavya Başda (Descartes ve Karteziyanizm) ismin nın sulha ve sükuna müştak siyasetinde nan ve o vakte kadar Hayrinin kendisi ti Avrupa sulhunun bir garantisidir. Oy de bir eser yazmıştır ( 4 ) . Keza vaktinden Fransız tenkidcilerinin bu gidişle sami \ vekili M. Stoyadinoviç aralannda Ak Rusyadan kâfi derecede istifade olun ne aid olmadığını söyledi şapkayı bir le yapınız ki, maddî ve manevî kuvvetli miyetle taraftar olduklarında şüphe ol deniz ve Balkan mesailine aid mühim evvel heder olan bir flsefe müderris mu mamakta bulunması teessüflere lâyıktır. kenara koyduklarmdan ziyaretçi kadm mıyan sulhu nasıl tutmağı düşündükleri müzakereler cereyan etmektedir. Alman ordusunun gerisinde manen kuv avininin de Universitemizdki Descartes Sovyetlerle bir ittifak muahedesi ak bunu görmüş ve: cidden merak edilecek birşeydir. Dün buraya gelen Türk ricali Bel c A.. A.. Şapkan buradaymış ta ne vetli, müttehid ve millî karakterini müd tedrisatmı bir lise mualliminin son zaman detmiş olan Fransada bile efkârın bu Komünistlığe husumet dolayısile gös I gradda üç gün kaldıktan sonra Bosna den benden şapka istedin?» demiş ve rik bir millet bulunsun. Benim eserimden larda (Dekart) başlığı altındaki risale meselede müteşettit bulunduğunu görü terilen Rus aleyhtarlığı bazı memleketleHerseği ve Dalmaçya sahillerini ziyare! bu suretle evi soyan hırsızın Hayri olsini unutmıyalım. yoruz. Rusyanm dahilî bazı işlerini vesile bahsettiniz. Bu, benim değil Alman miledeceklerdir. Ankaraya dönerken de duğu anlaşılmıştır. Maamafih, Descartes ismini taşıyan ittihaz ederek simdiki rejimi ve onun zım rin dahilî siyasetlerinden azmış sakat bir letinindir. Devlete, millete ve orduya iyi bir felsefe kongresine gidebilmek, birkaç neticedir. Yoksa, Almanya için de en Bulgar hükumetinin misafiri olarak bir Suçlu dün akşam Müddeiumumiliğe nında Rus devlet ve hükumetini her fırbakın.» gün Sofyada kalacaklardır. teslim edilmiştir. kelime söyliyebilmek, yahud bir rapor satta hırpalamaktan geri durmıyan bazı iyi siyasetin Rusya ile anlaşmakta olacağında şüphe yoktur. Nitekim son zaman : Salon çok büyüktü; bahçeden deniz için karşısına düşen bir salamandranın kır Kuzenimin yanına geliniz. Cemil mesele larda askerî takımın takdir ve t^şvikile • tarafına kadar yalının bütün enince uza mızı ateşinden, biraz ötede iri yapraklı sinde o sizı çok müdafaa etti. Almanyada böyle bir siyasete doğru bir i nıyordu. Misafirler biri deniz, biri de büyük saksılardan ve masanın üstünde çiZabiti gösteriyordu. Orhan kalktı ve temayül görülmüş olduğu malumdur. : bahçe üstündeki pencereler önünde iki çeklerden fazla pek az şey gördü. Gözkızla beraber onun yanına gitti. Bir san Bizce Almanyanın Rusyaya taarruzu" grupa ayrılmışlardı. Hem gölgeleri uzak leri hep masanın üstünde duran gazeteye kolay iş olmadığı gibi Rusyayı sulhtan dalyeye oturdu. Vedia uzaklaşırken zata kaldığı, hem de salon az aydınlık oldu takılıyordu. Birkaç kere onu oradan al gayri bir siyasete sürüklemek niyetile o bite dedi ki: ğu için, Orhan, ilkönce eşyaya ve insan mak arzusunu bastırmağa mecbur oldu. nunla birleşmeğe çalışması da beyhude İşte Orhan Bey! Cemilin hocası. gayrettir. lara aid sarih hicbir şey göremedi. Önüne Gazeteyi okumaktan ziyade okur gibi eFakat ben senin ciddî surette sevdiğini şarı çıkmıştı. Orhana doğru bir iki adım Kız aynlmıştı. Orhan zabitin söze başaçılan mesafe kadar büyüyen utancı da linde tutarak, utancın dağıttığı jestlerine Üçüncü komünist enternasyonalinin çok görmek isterdım. attı. gözlerini bulandırıyordu. Sendeledi. Et bir vahdet vermek ihtiyacını duymuştu. lamasını bekledi. Fakat ondan ses çıkma Sov\etler idaresi üzerinde tesiri olup olOrhan, içinde şüphe sallanan gevşek Vedia gene başını, omuzlarını ve koldı. Orhan bahsi açmağa kendini mecbur maması nihayet Rusyanm dahilî işlerini bir sesle: lannı silkeliyen hafif bir çırpınışla Orha rafına bakamadan, Vedianın eteklerin Birkaç kere, lüzumsuz yere pantolonu den gözlerini ayıramıyarak onu takib e nun çizgisini düzeltir gibi yaptı. Bu iş bi farzetti ve bu yalıya geçen defa geldiğ ve ona karşı tedbir almak ta diğer mem Bunu pek ümid etmiyorum, dedi. na yaklaştı: diyordu. Hiç kimsenin yüzüne iyice ba tince ellerini nereye koyacağını şaşırıyor zaman, Samiye Hanrma karşı ilk söyle leketlerden herbirinin dahilî işlerini alâ Affedersiniz, dedi, geçenki ziya kamadan herkese takdim edilmişti: Bir du. Kolları bile ona fazla geldı. Hep ye diği cümle ağzından çıktı: kadar eder bir istir. Kaldı ki Sovyetlerin Yalıda hizmetçi Orhanı ikinci kata çı retinizi saymıyorum. İsminizi söyler mi zabit, bir kadın, uzun boylu ve Orhanın re bakıyor ve üstüste koyduğu ayakların Şayanı teessüf bir hâdise... dahilî idarelerinde halis komünistlikten kardı. Vedia onu merdıven başında kar siniz? Sizi yengeme de, misafirlerime de elini sıkar sıkmaz arkasını dönen bir genc, dan gözleri ayrılmıyordu. Omründe ilk Genc zabit, çok dar yakalı üniformas: pek çok inhiraflar vuku bulmuş olduğu ve şılamıştı. Koyu renk bir elbise içinde vü takdim edeyim. bir kız, güneşe bakar grbı yüzünü buruş defa olarak çok mahcub bir adam olduiçinde dimdik duruyordu. Kırışıksız, ter tatbikatın ortaya yeni yeni tekâmüller arcudü zarfının telkin ettiği ciddiyeti de gi Orhan. turan, bol yakalıklı ve gırtlağı çok sivrt; ğunu bu derece anladı; fakat böyle ka zeden bambaşka bir rejim çıkarmış bu temiz, pembe beyaz bir yüzü vardı. Gu Yengem Samiye. Benim adım da zayıf bir adam, Madam Sofi'ye benzer yinmiş gibi az hareketli ve reflekslerine lunduğu herkesin gözü "önünde bir iştir. dınlı erkekli, büyük bir mecliste de ilk eskisinden daha hâkimdi. Orhan merdi Vedia. bir kadın, ve daha bazı gölgeler... Vedı defa bulunuyordu. «Şimdi Necati olsay ruru ve fazla ciddiyeti olmasa bu baş bir Yeni Türkiye mütekabilen dahilî re venin son basamaklarını çıkıncıya kadar Bu tanışmanın garabetinden kalacak anın söylediğı isımler bırbirine karışıyor: dı nasıl hareket ederdi?» diye düşündü. çocuk tazeliğinde idi. Sarı saçlan ve ince jimlere hiç karışılmamak esasile ilk günVedia duvarın dıbinde aldığı pozu hıç nahoş intıbaı silmek için gülümsüyordu. Bahri Bey, Rüştü Bey, Safiye Hanım, Vedia ona sigara uzatıyordu. Orhan pembe teni Vediay andınyordu. Orha den itibaren yeni Rusya ile akdettiği değistirmedi ve ağır ağır elini uzattı: Samiye Hanım Orhana yol göstererek: Seniye Hanım (belkı de Semıye), Ali hemen ayağa kalktı ve herkesin kendisine nın sözleri üzerine bu zabit (adı Bahr dostluktan asla pişman değildir, bilâkis Buyurun! dedi, ümid ederim ki a Haydar Bey, Besi teyze (Besi ne de baktığını zannettiği için kızardı. Genc kız Geldiğinize çok memnun oldum, Bey mi, Rüştü Bey mi?) dar yakasının çok memnundur, ve bu dostluğun müte ramızdaki «malentendu» yü unutacaksı mek?), Madam Sofi... dedi. onun şaşkınlığma dıkkat etrnemiş olmak üstünde gerdanmı katlıyan bir hareketl madiyen kuvvetlenerek artan bir inkişaf Orhan da getirdiği kitabı ona verir niz! Orhan, Madam Sofiden başka kimse için, yakında bulunan kıbrıti görmemezarzedip gitmesini zevkle müşahede et başmı germişti. Maşa ile kıvnlmış gibi ken: Siyahlar giymişti ve yüzünün eski öf nin ismini başka birininkine karıştırmadan likten gelerek uzaklaşmıştı. Orhan onu mektedir. Rus Türk münasebetlerinin dalgalı saçları vardı. Mavi gözlerinde bu Tercih ettiğiniz şairi bilmiyordum, kelerınden kalma sabıt çizgıleri arasında hatırhyacaSından emin değildi. Salonun beklemeden sigarasını yaktı. Ellerinden dostluk şekli Sovyetler karşısında vaziyet dedi, size birçok Fransız şairlerinin şiir hafif bir tebessüm kendine yol anyordu. ortasmdaki masanın yakıninda bir san bir tanesini işsizlikten kurtaran bu sigara lanan ağır ve müphem bir bakış, Necati almak istiyen bütün memleketeler için nin yüzünü sıyırrp geçtıkten sonra deni tetkik ve takibe lâyık cok güzel bir mi lerınden bir buket getirdım. Orhan sesini çıkarmadı ve rehberlik et dalyeye oturduğu zaman iki grupa da en ona biraz cesaret vermışti. uzak noktayı seçtiğinin farkına varmıştı. de kayboldu. Gene birşey söylememişti. saldir. Vedia yaklaştı ve dedi ki: Alt kattaki yemek odasına muadil sa mek için öne geçen Vedıanın arkasından Etrafına baktı, fakat utancı devam ettiği YUNUS NAD1 (Arkası var) İki tarafa da çok uzak oturdunuz. lonun kapısı açılmış ve kızın yengesi dı yürüdü. Konservatuar Müdürii Başvekilimiz bugün Dubrovnike vararak askerî Sofya, Peşteye yollanıyor nıüesseseleri ve tersaneleri gezecek Festival komitesi dün Belediye reis Bizde Descartes'ın tercümesi yapılmadı mı? Ortaklaşa rüya Müttehid Alman milleti sulhun garantisi Avrupa ve dünya siyasetinde Sovyetler Rusyası i Cumhuriyetin edebî tefrikası: 50 BiZ İNSANLAR Yazan: Peyami Safa B