17 Nisan 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

17 Nisan 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

17 Nisan 1937 SON HABERLER TELEFON Hâdise!er arasında İhtilâlsiz inhılâb ariste 1937 sergisinin ameleleri, Fransanın üç renkli millî bayrağım değiştirerek tezgâhların üstiine asmışlar. Yaptıklan tadilât, üç rengin üstüne kondurdukları sosyalist, radikal sosyalist ve komünist işaretleridir. Bu hâdise, üç rengin lekesiz kalmasını istiyen Paris gazetelerinde şiddetli bir infial uyandırdı. Ağır tabirler kullan maktan her zaman çekinen Le Temps gazetesi bile buna «rezalet» vasfını yaraştınyor. Rezalet veya değil; fakat bu hâdise Fransanın tuttuğu yolu işaret eden kalın bir ok işaretidir. Henüz küşad resmi yapılmıyan sergide, Fransanın millî mahsullerinden evvel, rejiminin istikbali teşhir edilmiş oluyor. Gerçi o bayrak hemen kaldırılmıştır, fakat asıldığı zaman halkta ve sirayet yolile bütün dünyada bıraktığı intıbaın manası yerinde duruyor. Bu mana, bizce, şudur: Fransa ihtilâlsiz bir inkılâb geçiriyor. Bu inkılâb, demokrasinin kan dökmiyen si lâhlarile gene demokrasiyi beyninden vurmak içindir. Birdenbire değil, fa kat pürüzsüz bir yanmdaire çizmek istiyen bir pergel ucunun ihtiyatlı ve ağır hareketile sağdan sola doğru gidiyor. TELGRAF «• TELSiZLE Türk kontrol hey'eti Cebelüttanğa vardı Madrid ve Bilbao cephesinde çarpışmalar hiçbir netice vermeden devam ediyor Cebelüttank 16 (A.A.) Ccbelüt generalitesi nezdindeki Fransız murah tarık'taki ademi müdahale kontrolörleri hası Philibert Casas, birkaç gündenberi şefi Türk zabiti Safiyeddin Dağada, bu ortadan kaybolmuştur. Kendisinin gaybubeti bu sabah polise raya gelmiştir. haber verilmiştir. Madrid cephesinde Casas, yiyecek ve malzeme satın al Madrid 16 (A.A.) Dün Ünivermak üzere Marsilya'ya gelmiştir. site mahallesinde kısa bir müddet topların Kendisi, birkaç gün evvel mühim bir şiddetle ateş ettiği işitilmiştir. Cumhuri •takım vesaiki ve 150,000 frangı hâmil yetçiler, iki gündenberi Üniversite ma olduğu halde otelden çıkmıştır. O zamanhallesinde mahsur kalan asileri iaşe etmek danberi ortada yoktur. için Manzanares'de yeni bir cephe tesis Bir suikasde kurban olmuş olmasın etmeğe uğraşan asi kuvvetlerini bombardan korkulmaktadır. dunan etmekte idıler. Tavassut fikri karşısında Son zamanlarda bu mıntakada erzak Fransız gazeteleri ve cephane biriktiren asilerin uzun müdParis 16 (A.A.) Ispanyada bir det mukavemet edebilecekleri zannedil tavassut fıkrini matbuat itimadsızhkla karmektedir. şılamaktadır. Şimal cephesinde harekât Petit Journal gazetesi, bu hususta şöyBilbao 16 (A.A.) Resmî tebliğ: le diyor: Bask cephesinde Cumhuriyet topçu «Şimdiki şerait altında, tavassut tehlikuvvetleri asi mevzilerini bombardıman keli bir hayalden başka bir şey değildir.» etmişlerdir. Ordre gazetesi, gayri kabili tasavvur, Biskaye cephesinde asilerin bir muka bir mucize neticesinde her iki, taraf ta bil taarruzu geri püskürtülmüştür. böyle bir tavassut kabul etse bile, îspanBurgos cephesinde kayde değer bir yada bir hükumetin teessüsü pek müşkül şey yoktur. olacağı kanaatindedir. Hâmide aid son hatıraiar ((Büyük Adamın davetine bacaklarım tuttukça koşmak benim vazifemdir)) Hâmid Dil Kurultayına giderken Atatürkü telmihle böyle söylüyordu (Edib tsmail Habibin hitabesinden parçalar) Avukat Şekib Adutun vekâletten men'i meselesi Dün avukat Şekıb Aduttan bir mektub aldık. Kendisi Baroca vekâletten men'i yolunda ittihaz olunan karardan değil, hatta hakkmda tahkikat icra olunmu? olmasından dahi külliyen bihaber görünerek yazdıklarımızı baştanbaşa asılsız saymakta ve verdiğimiz haberin ayni sütunda yalanlanmasmı istemektedir. Verdiğimiz haberin yalnız bir noktası tashih olunmak lâzımdır: Hakkında vuku bulan şikâyetler üzerine Baroca yapılan tetkik ve tahkikler neticesinde avukat Şekib Adutun bir sene müddetle vekâletten men'ine karar verilmiş ve bu karar da Baronun bir tezkeresile davet olunan müştekilere tebliğ olunmuştur. Baronun bu kararı Ağırceza mahkeemsinin tetkik ve tasdikile tekemmül edecekse de avnı kat Bay Şekib Adutun kendisi hakkında mensub olduğu meslekî heyetçe yapılan tetkikleri ve nihayet verilen karan bilkülliye yok addetmesi hayretimizi mucib oldu. Bu vakıayı tekzib etmek imkânı olsaydı bunu memnuniyetle yapardık. Ne yapalım ki Baronun tetkikleri ve karan bir vakıadır, ve biz onu kaydetmiş olmaktan başka birşey yapmadık. Bonolar işine gelince bunların dogru dan doğruya Bay Şekib Adut namına yapılmayıp ta kendisine bilvasıta gelmiş olması hususu da galiba Baroda ariz ve amik tetkik olunmuştur. Ve elyevm icra dosyalannda bulunan bu bonolardan dolayı gazetemizde ismi geçmiyen bir zabn ben bono mono vermedim diye bize mektub göndermesinin manası yoktur. Avukat Şekib Adut kendi işlerini bizden öğrenmek arzusunda ısrar ederse hâdiseyi bütün tafsilât ve vesikalarile yazarak hiç olmazsa kendisini bu hususta memnun edebileceğimizi beyanla iktifa Durango boşaltılmış Vitoria 16 (A.A.) Havas Ajansının muhabirinden: Muntazam kıt'alar, geçen gece Du rango'ya kadar bir keşif yüriiyüşü yaparak şehrin tamamile tahliye edilmiş oldugunu ve orada artık ne asker, ne sivil bulunmadığını görmüslerdir. Keşif kıt'aları, bilâhâdise dönmüşlerdir. Bir diplomat kayboldu Marsilya 16 (A.A.) Katalonya Sovyet bahriyesi kuvvetleniyor Dünyanm en kuvvetli de 86,789 numaralı tahvil nizaltı filosu Sovyetlerde 30,000 lira kazandı Londra 16 (A.A.) Havas ajansı muhabirinden: Bahri mehafil, dün Sovyet sefiri Maiski'nin Norman Davis şerefine vermış olduğu öğle ziyafetinde kuvvetli bir sovyet donanması vücude getirılmesi hususunda Amerikanın mesai birliğinde bulunmasını istemiştir. Sovyet sehrinin Norman Davis'e Nourmansk'de bir üssü bahrî vücude getinlmesi hakkındaki Sovyet plânla rına daır malumat vermiş olduğu söylenmektedır. Amerka filosu 139 gemile büyük manevralara çıktı San Pedro Kalıfornıya 16 (A. A.) Amerika donanmasından 139 cüzütam, içinde 40,000 zabıt ve efrad ve mürettebat olduğu halde, büyük Okyanus'ta manevralar yapmak üzere bu sabah hareket etmiştir. Bu muazzam filoya Amiral Arthur Hepburn kumanda etmektedir. Filonun büyük kısmı, Havai adalanna gitmektedir. Yedi cüzütam, Alaska'yı ve Aleou tiennes adalarını ziyaret edecektir. Sovyetlerin denizaltı filosu ' Londra 16 (A.A.) Daily Heraldın yazdığına göre, Sovyetler Birliğinin denizaltı fılosu bugün 130 parçayı bulmuştur. Bu filo halen dünyanın en kuvvetlisi bulunmaktadır. Suriye Fevkalâde Komiseri Bağdadda ne yapmış? Bağdad 14 (Hususî) Salâhiyettar membalardan alınan haberlere göre Irak Hanciye Nazın Türkiyenin Bağdad sefirine Irak hükumetinin Kont de Martel nezdinde hiçbir teşebbüste bulunmadığı ve Iskenderun meselesinin halli hususunda ona herhangi bir teklıf yapmadığı hakkında teminat vermiştir. Irak hükumeti nin Kont de Martel'in Bağdaddaki ikametinden bilistifade kendisine sadece İs kenderun ihtilâfının süratle ve muslihane bir şekilde halli için Irakın tavassutunu teklif ettiği ilâveten bildirilıyor. Irak hükumeti bu suretle vaktile Ankarada yaptığı bir teklifi tekrar etmiş bulujımakta dır. Mısır Kredi Fonsiyesi Kahire 16 (A.A.) Yüzde 3 faizli ve ikramiyeli Mısır Kredi Fonsiye tah villerinin dünkü çekilişinde 1903 senesi tahvillerınden 566,335 numaralı tahvıl 100,000, 1911 senesi tahvillerinden 396,105 numaralı tahvil 50,000 frank ikramiye kazanmışlardır. Nekadar gidecek? «Bundan fazla gidemez» veya «sonuna kadar gidecek» tarzında kehanetlerde buluna cak kadar ne faşistiz, ne de komü İsmail Habib Üniversitede nist. Fakat bu gidiş ağır bir gidis.se, yolunda bazı mukavemetlere uğra [Evvelki gün Edebiyat Fakültesi taramaktan korkuyorsa, hatıra gelebile fından Universite konferans salonunda cek engellerin en büyükleri, dışanda Abdülhak Hâmid için yapılan büyük ihHumanite şöyle yazıyor: ve içeride iki tanedir: Dışanda Ingil tifalde edib arkadaşımız îsmail Habib ta«Tavassut kelimesi, bizi korkutmuyor. tere ve içeride millî mukavemet. rafından irticalî olarak verilen hitabenin Fakat bizim nefretimizi mucib olan bu Fransanın hâmi dostu Ingiltere, zaptedilebilen kısımlannı neşrediyoruz] isim altmda yapılacak işlerdir.» bugünkü zihniyetle, sola doğru geniş Büyük ölünün matemile dolu olduğuLe Jour gazetesi tarafından isticvab bir harekete müsamaha etmez; içeriedilen bazı îspanyol ricali, şu beyanatta deki millî mukavemete gelince, Halk muz bir hava içinde onun eserlerini değil bulunmuşlardır: cephesini teşkil eden partilerden orta ancak kendisini konuşacağını ve ona aid «Yapılacak tavassuttan müsbet bir ne smıfı temsil eden radikal sosyalist hatıralannı arzedeceğını söyliyen hatıb tice çıkmasına imkân yoktur. Anarşist ler de sola doğru bir atlayışa sağlar Hâmidi ilk defa ne zaman gördüğünü lerle, komünistlerle müzakereye girişmek kadar muanzdırlar. Bunu pek iyi bi anlattı: mi asla.» Meşrutiyetten bir iki yıl sonraydı; len Fransa hükumeti, dalavereli baysefirlikten ayrılarak vatana gelen Hâmid rağı serginin üstünden indirmiştir. Mayısın yirmi üçünde açılacak olan için Tepebaşı tiyatrosunda bir müsamere sergide gene Fransanın lekesiz üç verildi; ben o zaman mekteb talebesiydim; müsamereden çıkılırken, kesif kalarenkli millî bayrağı dalgalanacak. balığı itekaka Hâmıdin yanma kadar soFakat ne zamana kadar? Belki serkulmuş, dirseğimi onun dirseğine değdirgi bitinciye kadar. Sonra? dıkten sonra, arkadaslarıma dönerek: Gözler bu meçhul istikbaldedir. «Ben artık bildiğiniz insan değilim» Çünkü bu, Fransanın olduğu kadar demiştim. Biz onlarda kütsileşmiş bir şey dünyanm da istikbalidir. görürdük. Ankara 16 (A.A.) Bugün AnPEYAMÎ SAFA Hâmidin benim imzamı tanıması hazin karada Cumhuriyet Merkez Bankası bibir vesileyle oldu. Bundan on dört yıl nasında yapılan ikramiyeli yüzde beş faevvel Taninde onun meşhur «Şairi izli 1933 Ergani istikrazı tahvillerinin Âzam» şiiri çıktı. (Bu şiiri canlı canlı odördüncü amorti ve sekizinci ikramiye kuduktan sonra) ben o zaman Ankarada keşidesinde ikramiye olarak 86,789 nuYeni Günün «Hergün bir düşünce» sümaralı tahvile 30 bin lıra, 30273 numaratununu yazıyordum. Aka Gündüz de lı tahvile 15 bin lira, 143,898 numaralı Hâkimiyeti Milliyede hergün bir kronik tahvile 3 bin lıra, 19,182 numaralı tahyazıyordu. Ikimiz karar verdik. Ayni vile 3 bin lira, 196.678 numaralı tahvile günde «Unutulan dâhi» için şiddetli bi3 bin lira, 87,370 numaralı tahvile 909 rer yazımız çıktı. Viyanada feci bir mülira, 96,261 numaralı tahvile 909 iira, zayaka içinde kaldığı anlaşılan Hâmide 134,758 numaralı tahvile 909 lira. Beyoğlunda ec ^ karşı Birinci Büyük Millet Meclisinde 137,473 numaralı tahvile 909 lira, mehafılınden K elektrik seyyalesi gibi bir heyecan dolaş155,980 numaralı tahvile 909 lira, nebi alınan haberlere götı. Millet Meclisi hidemati vataniye terti161,884 numaralı tahvile 909 lira isabet binden Hâmide maaş tahsis etti. En büeylemiş ve bunlardan başka 289 aded re, Habeşistanm eski Ankara masla yük olduğu için büyüklüğü herkesten iyi ayrı numaralı tahvile 120 şer liralık ikhatgüzarı doktor takdir eden En Büyüğümüz Atatürk ramiye çıkmıştır. Ato Berhas Mar ilk vesilede Hâmidi meb'us olarak MecAyrıca 5,400 tane tahvil numarasına kos AdisAbabada lise almıştı. amorti isabet etmiştir. ketledilmiştir. Bizim o yazılanmızı Viyanada gören Keşide listelerinin Merkez Bankası, iş Bu hususta yap Hâmid, orada bir Türk gazetecisine müBankası merkez ve şubelerile mal san tığımız tahkikata lâkat veriyor, ve o zamanki lstanbul gadıklarından tcdariki mümkündür. göre, hükumetımiz zetelerinde intişar eden bu mülâkatta benezdinde ilk ve son Dr. Markos nim «Unutulan Dâhi» yazısı hakkmda defa olarak Habeşistanı temsil eden dokkendine mahsus nezaketle takdirler ve iltor Ato Berhas Markos, Habeşistanm tifatlarda bulunuyor. Bükreş 16 (A.A.) Türkiye elçisi İtalyanlar tarafından işgalinden sonra da Onunla şahsan tanısmak saadeti beş Tannöver ve bayanı dün akşam Başba Habeş Imparatoruna sadık kalmış, hatta aîtı yıl evvel Maarif Eminliklerinin lâğkan Tataresco şerefine elçilik binasında geçen sene Imparatorun müşaviri olarak vından sonra İstanbula gclişimle başladı. bir ziyafet vermişlerdir. Cenevreye gitmiş ve Milletler Cemiyeti Bu ziyafette Başbakandan maada nezdindeki Habeş murahhas heyetine il Evine giderken artık seksenine giren Hâmidin san'at hayatmı kapamış olacağı zemuavini, Ekonomi Bakanı, Ingiltere, Al tihak etmişti. habmdaydım. Halbuki büyük bir sür manya, Belçika elçileri, Çekoslovakya Milletler Cemiyetinin Habeşistanı yü prizle karşılandım. Bana «Devranı Mulşgüderi Iç İşleri Bakanlığı genel sek züstü bırakması üzerine tekrar Istanbula reterıle Dış işleri siyasî büro direktörü, dönen doktor Markos maddî müzayaka habbet» şiirini okudu. Bu uzun ve nefîs Saray protokol direktörü ve bayanlarile da kalmıştı. Diğer taraftan Habeşistan şiir şöyle başlıyordu: birhkte Bükreş yüksek muhitine mensub Kızılhaç cemiyeti ikinci reisi bulunan Ne devrandır bu devranı muhabbet... Onun biUur kadehîen bazı ailelerle elçilik ileri gelenleri hazır karısından da mektub alamadığından, Doçan rengin liyali bulunmuşlardır. Italyanlara teslim olmıya karar vermiş Onun kavsi kuzahtan Inen eyyamı vardır! ve bu kararını tatbik ederek AdisAbaIranda intihab yapıldı Tahran 16 (A.A.) 11 inci teşriî baya, ailesinin nezdine gitmişti. Kendi Belli yaş seksene de çıksa Hâmid, devrenin hitamı münasebetile Iranda ye sini yakından tanıyanlar, doktor Ato muhayyelesine vatan edindiği kehkeşanMarkos'un yüksek bir vatanperver olduni teşriî intihabat yapılmıştır. lar ve kavsi kuzahlardan inmiyor ve onun ğunu söyliyerek, Italyanlara teslim olmainmediğini ikinci bir sürprizle daha iyi Istanbul Vali muavinliği sına hayret ettiklerini beyan etmektedirAnkara 16 (Telefonla) Istanbul ler. Ayni mehafile göre, Eski maslahat anladık. O sıralarda bir lstanbul gazetesi «Hâda ihdas edilecek yeni Vali muavinliği güzar, Mareşal Graçyani'ye karşı sui haziranda ihdas edilecektir. Bu mevki için kasd tertib edenler arasında bulunuyor mid dâhi midir, değil midir?» diye bir söylenen isimler ancak birer tahminden muş. Suikasd neticesinde dığer bırçok anket açmıştı. Sanki deha rey toplamakla ibarettir. Habeşler gibi doktor Ato Markos ta ya verilir veya rey toplamakla alınırmış gibi. Kendisi bu ankete karşı sadece lâkaykalanmış ve idam edilmiştir. dane bir tebessümle «dâhi değil vâhiParis 16 (Hususî) Paris borsasınm yim!» dedi. bugünkü kapanış fiatları şunlardır: On aylık tahsilât Bu lâkaydane tebessüme inandınız Londra 110,03, Nevyork 22.40 3/4, Ankara 16 (Telefonla) Maliye mı? O tebessüm zehir doluydu; insanın iBerlin 901,50, Brüksel 377,50, Madrid , Amsterdam 1227. Roma 117,95, Lizbon Vekâletinden verilen malumata göre on çini keskin bir neşterle çizer gibi sızlatan 100, Cenevre 511.25, bakır 67,69, kalay ayhk devlet tahsilatı 199,572,554 lira zehirli bir tebessüm. Büyük san'atkârlar 263.15, altın 141,05 1/2, gümüş 20,15,16, dır. Bu miktar bir sene evvelkine naza insan olarak dış taraflarından nezaket kurşun 25 1/3, çinko 26. ran 18,341,824 lira fazladır. gösterir, mahviyet gösterir, lâkaydî gös hıtabesini ırad ederken terir, fakat hangi büyük san'atkâr ıçten derin bir gururla dolu değildir? Dısından «hakir, müflis, pest» görünen Füzulî «Karunlardan daha zengin», zahiren yoksul ve fakir sandığm o büyük şair san'atının tahtı üstünde «haşmetli bir padişah» değil miydi? Hakir bahma bana kimseden Fakiri Padişehasâ, gedayt sağınvıa kemem muhteşemem ederiz. ^ İkramiye kazanan Ergani tahvilleri Habeşistanm eski lurkıye elçısı Adis Ababada son suikasdde medhaldar olduğundan idam edilmiş Büyük san'atkârlar tahtlarının sullanlarıdır, zamanm dalgaları üstünde asır lardan asırlara giden o saltanatlann hal'i ve zevali olamaz. Buna ermiş san'atkârların gururu; fakat bu gurur onların kutsiyetidir. Dısından «dâhi değil vâhiyim» diyen Hâmid de o ankete karşı içinden bir yanardağ gibi feveran etti. «Gazub bir şair» şiirini bize bizzat okuduğu geceyi hiç unutamam. Muhterem refıkası Lüs yen «dinle bak, dinle bak, ne harika ne harika» diyor ve Hâmid; o her vakit oturduğu, arkası yüksek, yumuşak koltuğunda, belini daha doğrultmuş; geniş alnının altındaki iri ve şu'le'.i gözlerini ciindeki deftere daha yaklaştırarak, yandan vuran ışığm kabartma ziyasile büsbütün bir nebî çehresi alan güzel çizgili yuzünü ıçten gelen ruh ışığıje daha nurlandırmış; tıpkı bir nebî sesi verir gibi derin, kalın, tane tane ve heybetli okuyor: Seneler var ki yazmadım bir şey. Bende yok sanma radu berku seına Hayli demdır hamus idım amma Feveran oldu. ınfılâk ettim. *** Sanmayın yer kattnda bir bodrum Açmışım gokyuzunde bır uçurum Ki derununde ben varım ancak. *¥* Bugun olsam da bir cihandide Karlar altında nevbaharım ben. Yıldırım yağdmr ateşboceğim Hanya bende boyle şeyhuhef General Kâzım Ozalp İstanbula geliyor Ankara 16 (Telefonla) Millî Müdafaa Vekili General Kâzım Ozalp bu akşam îstanbula hareket etmiştir. Ge^ neral Kâzım Özalp, îngiliz Kralı S. M. Altıncı Corcun taç giyme merasimi münasebetile yapılacak bahrî geçid resmbe iştirak edecek olan Adatepe muhribinin hazırlıklarını gözden geçırecektir. edası vermek için ilâve etti: îdeal ve Allah, ikisi de en büyük canan. Asalet damarda kan gibi onun kanındaydı. Ondaki mahviyetin de ne derecelere yükseldiğine bakınız: Galatasarayda ilk ders yılımın imtihanıydı. O zamanki müdür, Fethi yerinde bir hürmetle Hâmidi ve Halid Ziya gibi bir iki şöhreti nezaketen mümeyyizüğe davet etmişHâmid, İsmail Habibin imtihanma gidelim diye işi bazı yakınlarına da açmış olacak. O gün bizlerden ve onlardan baş ka Hüseyin Siyret, İsmail Müştak, Faik Âli, Kâzım Nami gibi daha bir takım zevat vardı. Hatta Reşad Nuri «buraya bugün dört nesli edebî toplanmış, bu fırsatı kaçırmıyalım» dedi ve hemen Foto Süreyyaya haber gönderildi. O fotoğraf şimdıye kadar bır hatıraydı, şimdı bir hatıradan da başka birşey oldu. Misafirlerimiz ancak bir iki saat kalabildiler. Bazı zeki ve çalışkan çocuklar gayet iyi cevablar veriyorlardı. Hâmid bir aralık Halid Ziya Uşaklıgilin kulağma iğildi: Eğer bunlardan ben imtihan olaydım vay halime, dedi! Ondaki hayat aşkma da bakınız: Birinci Dil Kurultayına giderken Dolmabahçe sarayının kapısında tesadüfen buluştuk. Koltuğuna girdim. O yürümüyor, ben götürüyor gibiydim. Avluyu dönerken manzaramızı, o zaman Dil Kurultayınm Reisi bulunan General Kâzım Ozalp karşıdan gelirken gördü; nazikâne bir tavırla elini Hâmide uzatarak: Neye zahmet ediyorsunuz, dedi, (ve beni göstererek) bunları yetiştirdi niz, artık istirahat sizin hakkınız ve zahmet bunların vazifesidir. Hâmid hem tesekkür ediyor, hem de Atatürkü telmih ederek : Büyük Adamın davetine bacaklarım tuttukça koşmak benim de vazifemdir diyordu. Vestıyerden bir numara verdiler, üzerinde 375 yazılı. «Belki beraber çıkamayız, sizde kalsın» diye numarayı kendine verdim. Numarayı monoklisinin yanma kaldırarak baktı, ve içinde ciddiyet saklı bir tebessümle: ismail Habib, bu, vestiyer numarası değil ömür numarası olmalıvdı dedi. Bükreş elcimizin verdiği bir ziyafet Bu uzun, volkanlarla göklerin uçurumlan arasında, kulaçlama hamleler yaparak gezinen şiirin sonlarına doğru defteri kapadı; ve şiirin son üç mısraını irticalen söyler gibi, konuşur gibi, hançeresinden değil dudaklanndan dökülür gibi okudu: Gazabim geçti, sakinim sivıdi Yok canım bir lâfife ettimdı, Mest idim once, şımdi bihuşum Ve sarfettiği enerjiden sonra en son mısraın doğruluğunu filen göstermek ister gibi başını koltuğa dayadı ve gözlerini kapadı. Hâmid bir iki dakika bihuş gi biydi. O gün bihuş gibiydi, ne yazık, bugün biruh oldu. Onun nezaketindeki rikkat ve asalctin derecesine bakınız gencliğinde yazdığı «Bir Rüyadan Sonra» adındaki rcmbolik bir şiirini ben de gencken «Hazinei Evrak» kolleksiyonunda görmüş, ve sevip ezberlemiştim: Ey sen ki seza denüse canâ Bir nuru lâtifsin serapa Asîı gökte, hayali yerde. Ey sen ki mesayirindir ecram Kâhî gorürum idersin ârâm Hücra hücra harabelerde... PARİS BORSAS1 Diye başlıyan bu şiiri ben «Edebî Yeniliğimiz» de Allah manasına almışım. Meğer o onu ideal manası vererek yazrr.;ş. O bunu söyler, ve ben kendi kendime ya nılmış olduğumu anlıyarak işin doğrusunu öğrenmekle sevineyim derken o benim kırılmak ihtimalimi düşünerek, lâfını bi tirmeden ve birdenbire: Fakat siz daha hakhsınız, dedi, zaten Allah ta en büyük ıdeal değil mi? Ve bu nezakete inandırıcı bir kuvvet İsmail Habib (Sonunu yarın neşredeccğiz) Itizar Hâmidin vefatı ve diğer hâdiseler gibi mühim haberler dolayısile üstad İsmail Habibin Yurddan Yazılan bu hafta gecikti. Karilerimizden özür dileriz. Yeni makale birkaç gün içinde çîkacakhf.

Bu sayıdan diğer sayfalar: