14 Nisan 1937 CUMHURİYET Montreux Konferansı başlarken Mısır Kapitülâsyonları tarihine bir bakış Ecnebi imtiyazlarımn ıslahı hareketi ilk 1867 de ve binbir müşkülâta uğradı defa Nubar Paşanın teşebbüsile başladı Habeşistanda hâlâ çarpışmalar oluyor Ekserisi yaralı olmak üzere 4000 Habeş İngiliz somalisine geçti Berberos «Ingiliz Somalisi» 13 (A. A.) Mühim miktarda Habeşlilet hududu geçerek Ingiliz Somalisine iltica etmektedir. Dört bin kadar erkek, kadm ve çocuk, ekserisi yaralı olmak üzere Somaliye iltica etmiştir. Habeşistan tara fından şiddetli tüfek ateşleri işitilmektedir. Üç motörlü bir İtalyan Caproni tayyaresi Somali dahilinde Borama üzerinde uçmuştur. Mültecilere yardım için icab eden tedbirler almmıştır. Kont Ciano İngiltereye izahat verecek Londra 13 (A.A.) îngilterenin Roma büyük elçisi Sir Eric Drummond İtalya Hariciye Bakanı Kont Ciano'yu ziyaret ederek Habeşistandan altı İngiliz misyonerinin tardı hakkında izahat istemiştir. Kont Cıano bu izahatı yakında vermek vadinde bulunmuştur. Röyter ajansının bu hususta kaydettiğine göre İtalyan Müstemleke Bakanı leri tardetmeğe karar vermiş gibi gözükelri tardetmeğe karar vermiş gibi gözükmektedir. HAMİDE DAİR Edebiyattan akisler ((O başlı başına bir devirdi, yıkılmasını ifade etmek birkaç dakikalık is değildir» Bu gidişle rökor İbrahim Müteferrikaya geçecek! âğıddan gülle mi, kurşun mu yapılıyor, yoksa çadır mı örülüyor, ne oluyorsa Avrupada o nesnenin fiatı yükseldi. Bizim yeni kurduğumuz fabrika henüz memleket ihriyacmı karşıhyamadığı, Avrupadan nehirler ve denizler aşarak, uzun yollar dolaşarak fiatını adım başına şişire şişire gelen kâğıdlara ağırca bir gümriik resmi de bindiği için İstanbul piyasası büsbütün şımarık. Kitab basanlar hacrolunmuş kimseler gibi iradelerini kullanmaktan âciz, kitab yazanlar suç işlemiş biçareler gibi mahçub. Geçen yıl hayli kitab basan tâbilerden birine sordum: Makinede kaç kitabınız var? Ağlar gibi gülümsedi ve inledi: Hiç! Gözümün önüne dardağan sarıklı kavuğile, zeki gözlerile, hayatta mırvaffak olmuş insanlara has tebessümile İbrahim Müteferrika geldi. Guttenberg'in 1440 ta icad ettiği bası makinesini İstanbula sokmak, hattatlarm lutfuna bağlı kalan kitablan, biner biner çoğaltıp Türk yurdunun dörtyanına yaymak için adamcağızın çektiği emek nekadar büyüktü?.. Bası san'atınm faydalarını sayıp dökmek kasdile Vesiletüttabaa adlı kitabı yazmak uğrunda günlerce göz nuru feda etmek kâfi değilmiş gibi o frenk icadına ihtida ettirdiğini şeyhülislâma kabul ettirebilmek yolunda da aylarca yüzsuyu dökmüştü. Nihayet galebe, hüsnüniyerte kaldı, kıskanclıkla homurdanan cahil hattatların ağzına mühür vuruldu, hocalar susturuldu ve ilk Türk matbaası ilk frenk matbaasından tam üç yüz yıl sonra kuruldu. Bu tarıhçeyi herkes bilir. Benim malumu ilâm eder gıbı o mevzua temas edışım bugünkü kâğıd buhranı karşısında 300 yıl önceki bası bolluğuna imreniş duyduğumdandır. İbrahim Müteferrika, cehli ve taassubu yenerek matbaasını kurar kurmaz pacaları sıvamış ve bir yıl gıbı az bir zaman içinde şu eserleri hep biner nüsha olarak basmıştı: Sıhahı Cevheri'nın türkçeye tercumesı: Vankoli 2 Kâtıb Çelebinin Tuhfetülkibar fi esfaril bibarı 3 Seyyah tarihi tercümesı 4 Hadisi nev (Hind tarihi) 5 Timurlenk tarihi 6 Eski ve yeni Mısır tarihi 7 Gülseni Hulefa 8 Usulül'hikem fi nizamilümem (İbrahim Müteferrikanın kendi eseri) 9 Füyuzatı miknatisiyye (bu da onun) 10 Cihannüma (Kâtib Çelebinin) 11 Naima tarihi 12 Raşid tarihi Bir şu cetvele bakahm, bir de Babıali addesının en çalıskan matbaası sahıbının ağzını havaya açıp oturmasını ve «ne basıyor=unuz?» divenlere karşı «hiç» demesini dü«ünelim. Bası rökoru İbrahim Müteferrikaya geçmiyor mu?. Müzakerelerin geçirdiği safhalar (Sttreti mahsusada Montreu^ye giden arkadaşımızdan) Montreıuc: 9 Nisan Bu satırların intişarında ilk müzakerelerine başlamış bulunacak olan Montreux konferansı münasebetile kapitülâsyonlarm hulâsaten de olsa tarihî seyrini şöyle bir gözden geçirmek faydasız değildir. Kanunî Sultan Süleyman saltanatmın bidayetinde imzalanan ve gitgide daha şiddetlenen kapitülsâyonların lâğvını ve hiç değilse tahfifini istemeğe Osmanlı hükumeti Paris konferansile başlanuştır (1856). Bu konferansla ilk defa olarak Avrupa siyasî camiasına giren Osmanlı devletinin teklifleri Kont Valevski'nin, Cavour'un ve sair devlet adamlannm muzaheretini kazanmışsa da ekseriyetin umumî manası «red» demek olan «ileride tetkiki» gibi bir takım havale ile karşı laşmıştır. Kapitülâsyon belâsının bize aid olan kısmı hepemizin müftehirane malumırmuz olan şekilde bitti. Mısıra gelince; dost milletin bu cihetten talihi bizimkinden daha karadır. Mısırda kapitülâsyonlarm ıslahı hareketi ilk olarak Başvekil Nubar Paşamn Hidiv İsmail Paşaya verdiği bir raporla başlar (1867). Kapitülâsyonların ıslahına cidden vatanperverane bir ısrarla çalışan ilk Mısır devlet adamı bu raporunda: «Ecnebiler için muhtelit mahkemeler teşkilini, hâkimlerin yarıyarıya Mtsırlı olmasını, reislerin Mısırlı hâkimlerden seçilmesini, tatbik edilecek kanunların da beynelmilel bir komisyon tarafından yapılmasını, bu komisyonun derhal toplanmasını ilâh.. ilâh..» teklif ediyordu. Kapitülâsyonlar tarihinde meşhur kalan bu rapor îngilterenin nisbî bir taraftarlığına rağ mejı Fransanm ve Yunamstanın ve umumiyetle diğer devletlerin muhalefetile karşılaşmıştır. Fakat Nubar Paşanın hakh istekleri ebediyen yersiz bir vurdumduymazlığa tahammül edemezdi. Süveyş kanalınm açılmasına çalışılması münasebetile o tarihlerde Nil vadisinde esash bir mevki işgal eden Fransa Mısır talebinin tetkikini bir komisyona havale etmekte önayak oldu (1867). İleride bu ko misyon her iki tarafı memnun edecek bir neticeye varamadan dağılmıştır. İşin kırtasiyeciliğe ve sürüncemeye düşmesinden nevmid olmıyan Nubar Paşa, Süveyş kanalınm açılması sırasmda Kahirede, kapitülâsyonları tetkik etmek üzere, beynelmilel bir komisyon toplamağa muvaf fak oldu. Bu komisyon Mısırlıların hakkını bir dereceye kadar tanımağa ve kapitülâsyon şeraitini değiştirmeğe karar verdi. Karara göre Mısırda bulunan bütün ecnebiler avni kanunlara tâbi tutulacak ve hâkimler muhtelit bir temyiz mahkemesine bağlanacaktı. Fakat gene Fransanm muhalefeti yüzünden bu kararlar mevkii tatbika konamamıştır. Daha sonra Başveki! Emile Olivier Fransız tezini biraz değiştirmişse de gene meclisteki patırtılar yüzünden esasa dokunamamıştır. 1870 harbinin başlaması kapitülâsyon müzakerelerinin bütün bütün durmasına sebeb olmuştur. Nubar Paşanm yeni gayretleri üzerine 1873 kânunusanisinde lstanbulda bir konferans daha toplanmış, fakat faaliyetine bir ay sonra nihayet veren bu komisyon da tam bir neticeye varamamıştır. Bu tarihten kısa bir müddet sonra, 24 şubatta, Nubar Paşanın tamim ettiği «Mreırda muhtelit davalann halli için adlî teşkilât projesi» ne Fransanm istisnasile bütün devletlerin iştirak etme leri vaziyeti değiştirdi. işi daima uzatmak tarafını iltizam eden Fransa bu projeye ancak iki sene sonra (1874 sonunda) ve mubtelif kayıdlarla mukabele ediyordu. Fakat artık bütün diğer devletlerin mu zaheretinden kuvvet bulan Hidiv İsmail Paşa Fransanm kaydi ihtirazilerine kulak asmıyarak 1875 haziranında îsken deriyede ilk muhtelit mahkemelerin resmi küşadını yapmıştır. Hidivin bu güzel ve yerinde hareketi Fransayı çok müşkül bir mevkie koyuyordu. Zaten ancak bu zaruret karşısındadır ki muhalif mevkiinde tekbaşına kalan Fransa, tarihi dört beş ay müteakıb, yeni vaziyete uymağa mecbur kalmıştır. Bu şekilde 1876 da kapitülâsyonlann o zamanın Mısırmı binnisbe tatmin eden yeni şartları mevkii tatbika giriyordu. O zamandan bu zamana kapitülâsyonlara pek ehemmiyetsiz bir iki nokta is tisna edilirse hiçbır değişiklik ilâve olunmamıştır, denebilir. Mısır kopitülâsyon larının bugünkü vaziyetini şu şekilde hulâsa edebiliriz: Muhtelit mahkemeler dört tanedir. Bir tanesi temyiz mahkemesidir ki merkezi İskenderiyededir. Diğer üç mahkeme Kahire, İskenderiye ve Man surada bulunmaktadır. Bu mahkemelerde iki ecnebi hâkime mukabil bir Mısırlı hâkim vardır. Hâkimlerin tayini Mısır hükumetine aiddir. Fakat umumiyetle inti habını ecnebi devletlerin verdikleri bir liste üzerinden yapar. Muhtelit mahke melerin faaliyete geçtikleri tarihten itibaren konsoloslar sadece şahsî işlerle meşgul olmaktadırlar. Mısırda kapitülâsyonlardan istifade eden devletlerin adedi on ikidir. Şöyle ki: Belçika, Danimarka, Fransa, İngiltere, Yunanistan, İtalya, Holanda, Norveç, îspanya, İsveç, Amerika ve Portekiz (Portugal), Harbden mağlub çıkan devletlerin kapitülâsyon hakkı kalmamıştır. Buna mukabil meselâ lsviçre gibi bazı memleketler kapitülâsyonlardan istifade edegelmişlerdir. Geçen ağustos ayında Londrada imzalanan İngiltere Mısır muahedesile İngiltere kapitülâsyonlarm Mısırda yeri olmadığını ve kendi hesabma bu haktan (!) vazgeçeceğini bildirmiştir. Mısır hesabına bu büyük bir kazanc olsa da Fransanm vaziyeti, kardeş milleti biraz düşündürmekte olsa gerektir. Burada Fransız heyetine riyaset edecek olan Başvekâlet Müsteşan M. de Tessan'ın son olarak Fransız gazetelerine verdiği beyanatta «Mısırdaki vatandaşlarınm hukukunu, hususile ticarî hukukunu, bütün dikkatile muhafazaya çalışacağını» söylemesi Montreux Palace salonlannm hararetli münakaşalara sahne olacağını tahmin ettirebilir. Temenni olunur ki 1867 denberi devam edegelen anlaşamamaz lıklar artık kolay bir son bulsun.. «Ona ölüm bile hürmetini gösterdi» "Yüksek bediaların hâlikı olan Hâmîdin çürümeğe mahkum olması beni çok müteessir ediyor,, Dâhi şairimiz Hâmidin ölümü hiç şüphe yok ki en çok edebiyat âlemi ve genclik üzerinde derin tesirler bırakmış, bilâistisna her kese elem vermiş ve mahzun bırakmıştır. Icab etseydi bütün Profesör Fuad milletten birer birer Koprülü fikir sorulsaydı neticeyi şöyle hulâsa etmek kabil olurdu: «Bütü Türkiye Hâmide ağlıyor.» Bunun içindir ki biz büyük kayıbımız arkasında duyulan umumî tahassüsleri sadece birkaç yakininin ifadelerinde teksif etmek istedik. bir devirdir. Ve öyle yaşadı, öyle öldü. Şu halde ölen ne bir şair ve ne de bir şahıstır. Olen başlıbaşına bir devirdir. Bunun içindir ki hâdise, daha şumullü ve daha mühimdir. Hâmid Türk san'at ve irfan âlemine doğan bir yıldızdı, bir şahika gibi yaşadı, kemal zirvesine erdi ve nihayet gurub eden bir güneş oldu. Ne mutlu ona ki eserlerini vermek saadetini doya doya idrak ettikten sonra gözlerini yumdu.» Mithat Cemal Kuntayın söyledikleri « 86 sene Abdülhak Hâmid için azdır: Büyük adamlar her yaşta vakitsiz ölürler. Türkçede her şairi muayyen bir yaşıma kadar sevdim. Her sene yenideı sevdiğim şair Hâ middir. Abdülhak Hâ Şair Mithat Cemaı mid korkuncdu; fakat Londra terzilerinde giyindiği için biz, bir devi insan sanıyorduk. O, nekadar mütevazıdı: Bizimle, daha doğrusu, benimle konuşuyordu.» Muallim Hıfzı Tevfik söylüyor « Hâmid her fani gibi bekaya inıkal etti. Fakat bitim gibi faniler Hâmidi ebedî bir şahsiyet olarak daima »önüllerinde ve ha ıralarında saklrya aklardır. Binaena yh Hâmidin ara nızdan ayrılışı su rî bir aynlıktır. Hıfzı Tevfik Hakikati halde Hâmid bir asra yakın hayatmda eserlerile daima genclığin kalbinde yaşamış ve bundan sonra da yaştyacaktır.» DOĞAN NAD1 Not: Bu yazıda zikrolunan tarihlerde ufaktefek yanlışUklar varsa muharririn tevsik imkânsızlığma atfedilmesini rica eder ve karilerden özür dilerim. D. N. Gayrifedere kulübler arasmdaki lik maçları « Hâmid başlıbaşına bir devirdi. Şimdi bu devrin yıkılması hâdisesi karşısında bulunuyoruz. Bunu ifade etmek, [Basmakaleden devam] tahlil etmek birkaç dakikalık değil, uzun ittifaklar harb yapmaktan ziyade sulhu bir zaman işidir.» ayakta tutmak içindir. Şair Hüseyin Siretin tahassüsleri Türk Başbakanı İsmet İnönü yukan« Bence tarihi edebiyatımızda Abdanberi izahına çalışılan siyasette Yugos dülhak Hömidle mukayese edilebilecek lav hükumeti reisile ayni fıkirde bulundu (zaman ve mekân farkı gözetmek şartile) ğunu daha açık ve daha kat'î olarak ifaFuzuli vardır. Hâmid gerek his, gerek de eylemiştir. General İsmet İnönünün hayal ve gerek fikir itibarile büyük mümBalkan Antantını kuvvetli bir sulh manitaziyet göstermiştir. Fikri hikmet ciherinvelâsı olarak tarif eden nutkundan da şu den de, Nabinin açtığı edebî mekteb parçaları okuyaiım ve görelim: mensublarına nisbeten Hâmid çok yük « Istisnasız bütün komşulanmızla iyi sektir. Bu mektebin üstadı Nabi adanlaşma ve barış siyasetinin haîz olduğu dedilirse de bence bu çığırın hakikî üstadı mümeyyiz vasıf, kazanılmış dostluklarıHâmid bevvabı da Nabidir. mızdan asla birşey eksilmeksizin bunlara Yüksek bediaların halıkı olan Hâmidaima ılâve imkânını veren sağlamlık din ve onun yorulmak bilmiyen dimağıve ademi inhisardır. nın toprakta çürümeğe mahkum olması «Bu itibarladır ki Yugosla\yanın hem beni çok müteessir ediyor.» kendisinin, hem de Türkiyenin komşusu İsmail Habibin sb'ylerfiklen bulunan ve kendilerile ayni dostluk mü« Bir ay evvel nasebetini idame ettirdiğimiz iki evine gittiğim za memleketle ahiren yapmıya muvafman bana bir beyit fak olduğu kıymetli anlaşmalan okudu: zikredeceğim. Filhakika blok halinde ve Tad yok gecesinde yahud ayn ayn Balkan Antantı azasile gündüzünde diğer devletler arasında karşıhklı taahhüd Ben neyliyeyim bu çerçevesi dairesinde vuku bulan bütün yeryüzünde! sureti tesviye ve anlaşmalar gerek Balkan Ve kulağıma iğibarışı ve gerek beynelmilel barış için telerek dedi ki: «Besirli ve kıymetli bir muzaherettir.» yit eski değil yeni Türk Başbakanınm sözlerinde an Edib İsmail Habib 1 na tantların asla inhisar hükmünü taDipdiri bir baş, ve bu başı taşıyamıyan zammun etmediklerine aid sarabat dermansız bir gövde. O beyit bu gövde ve kat'iyet, sayın Stoyadino\iç'in işleri için söylenmişti. gibi sözlerini de teyid eden bir hakikattir. Olümünden beş altı gün evvel gene Biz bu vakıayı Balkan Antantının teşekyanına gittim. Bu sefer de dedi ki: külü zamanındaki bazı hâdiselerde de Hani sana bir beyit okumuştum, o görebılıriz. Türkiye, Balkan Antantındoğru değil, daha doğrusu şudur: dan mukaddem mevcud dostluk bağlan Tathdır ruzü şebi devranın dolayısile o zaman Rusya için ihtirazî Tatmıyorsan o senin noksanın. kayıdlar koymuş olduğu gibi YunanistaBunu söyliyen de o dermansız gövde nın dahi îtalyayı istihdaf eden bazı ihtirazî kayıdlan hoş görülmüstü. Antantla üstündeki baştı: O baş bu beyti o gövdera ziyan vermiyecek ve sulha daha genış den intikam alır gibi söylemişti. O gece bana Ereğlideki Şehzade Musmikyasta hizmet edecek anlaşmalar için yolun kapalı olmaması kadar makul bir tafa faciasına aid so? eserini baştanbaşa okuttu. Bazı güzel yerlere gelince bir şey olamaz. Mesele her iki Antant devletlerinin daha tekrar ettiriyor: Fena değil, demütekabil münasebetlerindeki samımiyet il mi? diyordu. Bulardan şu beyit hatıderecesindedir ki bunu da ancak bu dev rımda kaldı: letler takdir edebilirler. Her iki Antant Sükut iginde anar suçlular redaetini Arar fakat bulamaz kimseden beraetini devletleri kendi vaziyetlerinde bozulmuş hiç birşey olmadığına kanidirler ve yekEser bitince, konuşurken baktım, kadiğerlerine her zamandan ziyade itimad napede gözleri kapanıyor. Uykusu var etmektedirler. Antant devletleri arasmda diye müsaade alıp gitmek istedik. Bırakvaziyet böyle olunca baskalarının An madı: tantlar hakkında fena hükümler vermeğe Yataktan korkuyorum, dedi, yataçahsmaları amiyane bir türkçe tabirle a yatarsam bir daha uyanmıyacağım sasadece herzevekillik olur. nıyorum. Balkan Antantı her zamankinden daha kuvvetlidir Fuad Köprülü diyor ki Doçent Dr. Sadi Irmakın fikri YUNUS NAD! Izmir çiftçisi bayram yapıyor İzmir (Hususî) Şehrimizde ve civar kazalarda hava vaziyeti birdenbire değişmiştir. İki, üç gün evveline kadar ağır bir yaz havası hüküm sürüyordu. Toprak ve yeni mahsuller su istiyor, çiftçiler göke bakıyordu. Hava birden bire değişti ve mıntakanın muhtelif yerleri. bol yağrrvurlarla ıslandı. Çiftçi adeta bayram yaptı. Yağmurun ardı sıra ayaz başladı. Tekrar pardesü ve paltoya iltifat başladı. Bu meyanda. Ödemişteki Bozdağa da kar yağmakta olduğu haberleri geldi. Plânörcülük rökoru kırıldı Enniıunu Halkevı Spor komitesi tarafmdan gayrifedere kulübler arasmda tertib edilen futbol lik maçları hitam bulmuş, bu maçlarda derece alan kulüblere dün mükâfatları verilmiştir. Yukarıki resim mükâfat tevzii me rasimini göstermektedir. Berlın 13 (A.A.) İki Alman tayyarecisi, iki kişilik bir plânörle fasılasız 200 kilometro katetmek suretıle motörsüz tayyare ile dünya mesafe rökorunu kırmışlardır. « O kadar çatmışım ki eflâke Eminim kâinat iner hâke Beni biruh edınce Azrail» Dâhinin ölümünü haber alınca «gazub şairin» bu mısralan dudaklanmda dolaştı. Vakıâ kâinat hâke inmedi, fakat bütün bir milletin «kâinat» tan daha içli gözyaşları «haki» sulayor. «Ademi» dünya edebiyatında en iyi terennüm eden Hâmidi «adem» kendine malede miyecek. Ne büyük bahtiyarlık ki, bunu bilerek, buna bir «veli» gibi ınanarak öldü. Başbaşa kaldığımız aziz saatlerde eserlerinden bazüarının ancak üç yüz sene sonra kavranabileceğini söylerdi. Te M TURHAN TAN fahüre hiçbir zaman tenezzül etmemiş bir adama bu sözleri «ebediyet insiyakı» îspanyol asilerinin musadere söyletiyordu. ettiği mallar Hâmid, gelmiş ve geçmiş dehaların hiç Son zamanlarda, memıeketımiz için birisile mukayese edılemez. Dünya edeeşya yüklü olarak ecnebi vapurlardan biyatında «Pure» şiirin en yüce zırvesı birkaç tanesi Cebelüttarıkta ıhtilâlcı İ*odur.» panyol gemileri tarafmdan tevkif edılmiş, bunlann içinde hükumete ve tücTaç giyme merasiminde carlara aid muhtelif eşyalar musadere edilmiştır. Mısır Hükumetimiz bu vaziyst karşısında Kahire 13 (A.A.) İngiltere Kralı nın taç giyme merasiminde Mısırı, Ni lâzım gelen teşebbüslerde bulunmuş yabet meclisi reisi Prens Mehmed Ali tur. Tevkif edilen gemilerden bir tanerahatsız olduğu için onun yerine eski si Danimarka bandıralı Britanya şilepiHidiv Abbas Hilmi Paşanm oğlu Prens dir. Diğeri de Yunan bandıralı Termaikos vapurudur. 3300 tonluk olan ve AnAbdülmünim temsil edecektir. limanımıza mühim miktarda Polonya dört tahtelbahir versten getirmekte bulunan Yunan va benzol puru İspanya sularında durdurulmuş, yaptırıyor hamulesi tamamen gasbedildikten ve Lahaye 13 (A.A.) Bahriye Bakanbir hafta kadar bekletildikten sonra serlığı 1200 tonilâtoluk dört denizaltı ge Ve eski «Hacle» den bir mısra mırılmisi sipariş etmiştir. Bu gemiler 255 best bırakılmıştır. Yunan vapuru Pireye dandı: beygir kuvvetinde iki motörle işliyecek muvasalat etmiştir. Danimarka bandı Ölüm deriz bu hakikat ne hab şeklinde? ve süratleri saatte 19 buçuk mil ola ralı Britanya vapuru da dün akşam geç vakit limanımıza gelmiştir. Hakikaten ölürn ona bir uyku gibi ve caktır. uykunun içinde geldi ve büyük Hâmide îngilterenin yeni tayyare geDemir hırsızları ölüm bile bütün hürmetini gösterdi.» misi denize indirildi Sümer Bank tarafmdan Nazilli do Şair Sıdkımn sözleri Londra 13 (A.A.) Sir Samuel kuma fabrikasına gönderilmek üzere « Şairlerin şairi büyük Abdülhak Hoare, Birkenhed'de Ark Royal adm Antalya Nakliyat Ambarına mühim Hâmidin ölümü, Türk edebiyat dünyası daki tay^'are gemisinin denize indiril miktarda demir teslim edılmiş, demir mesinde hazır bulunmuştur. için büyük bir hâdisedir. lerin motörlerle sevki sırasmda bir kısBu gemi, üç milyon İngiliz lirasma mı çalmmıştır. Bir asra yakm zamandanberi edebiyat mal olmuştur. Uzunluğu 240 metrodur. Hırsızlık hâdisesi üzerine Emniyet iâlemimizi aydmlatan ve ona en yeni ve Geminin hacmi, 22,000 tondur. 70 tay kinci şube müdürlüğü tahkıkata başlacanlı istikametleri veren Hâmid yaşamak yare istiab edecektir. mış ve demırlerı çalanlarm motör sa çin öldü, yahud ölmekten kurtulmak için Japonyada intihabata hibi Hacı Ömer, tayfa Etem, İnebolulu ebediyete dönmüştür. Bizim bildiğimiz Ahmed ve Kâhya Mehmed oldukları anhazırlık Hâmid, asıl bundan sonra yaşıyacaktır. Tokyo 13 (A.A.) Hukumet, pek ya laşılarak hepsi yakalanmıştır. Büyük şair Hâmidi bir devreye mal Bu demırleri hırsızlardan satm alan kında yapılacak olan Diyet intihabatı denler, yani Tanzimat şairi olarak kaPerşembepazarında tüccar Dimitri ile dolayısile 1 mayısta her türlü şenlik. bul edenler var: Bilmem ki, bu, doğru alay ve toplantı tertıbini yasak etmiş Mihal hakkında da tahkikata başlanmıştır. bir ölçü müdür? O bizzat kendisi bütün tir.