CUMHURİYET 14 Nîsan 1937 Küçük hikâye Otomobil Henri Falk'ten Bu ağır temmuz aymda, ho§ ve genc bir delikanlı olan Roland, parayı ken disinin tediye etmek mecburiyetinde ol duğunu görüyordu. Güzelce tefriş ettiği bir odada otunıyordu. Hoş bir tesadüfle eline geçmiş, parası tamamen ödenmiş güzel bir otomobili vardı. Fakat, şimdi vaziyet tuhaftı. Ya otomobilini satıp ev sahibine olan borcunu ödeyecekti, yahud da otomobilini elde tutmak için odasının bütün mobilyesini satacaktı. Roland, melânkolik bir çehre ile bir tabure üstüne oturmuş, hem içkisini içiyor, hem barda dans edenleri seyrediyor, hem de düşünüyordu: Yaz geldi. Tatiller başladı. De niz ve dağ.. Kır gezmeleri de bol.. Eğer insanm bir otomobili olmasa, bu saydıklanmm hiç birisini yapamaz. Kararını verdi ve tatbika başladı. Parayı ay başından evvel ödemeğe mecbur olduğu için kapıcıya: «Eğer ev sa hibi gitmeme müsaade etmezse, hiç para vermiyeceğim, isterse beni kovsun!» dedi. Kat'î bir kararla söylenen bu sözler hem kapıcı, hem de ondan naklen ev sahibinin vekili üzerinde kuvvetli bir tesir yaptı. Roland evi terketti. Eşyasını ucuza, fakat süratle sattı. Maksadı aşikârdı. Bu sıcak mevsim devamınca, kendi evi haline getireceği otomobilinde yatıp kalkmak, ancak hava çok kötü olunca bir otele sığmmak, bu suretle çadır altında değil fakat epeyce tefriş edilmiş bir otomobil içinde kamp hayatı yaşamak.. İtiraf etmeli ki Roland, gayet beceriklidir. Arkalığı olan ve şoför mahalli ile arka kısım arasında bulunan ve icabmda katlanabilen bir nevi koltuğu müteharrik hale getirdi. Bu suretle epey rahat bir divan vücude getirdi. Bu divan ayıri zamanda yatak vazifesini görecekti. İkinci koltuğun arkalığına tahtadan katlanabilir ayaklar taktı, bu ayaklar kal dırılıp arkalık indirilince bir masa husule geliyordu. Şoförün bulunduğu kısmın solu bir mutfak vazifesini görüyordu. Benzinin hararetile ısman bir fınn yiyeceklerin pişirilmesine yanyordu; sıcak su temin etmek için radyatöre fazla bir musluk ilâve etti. Minderlerin altmdaki alt sandıldan da gardrop hizmetini görecekti. Bu suretle hazırlanmış olan Roland, Paristen aynldı ve bu sene en ziyade revaçta olan plâjlardan birine doğru yollandı. Bir millî bayram arifesinde idi ve yaz çılgın bir güneşin aydınlığile sevinçliydi. Turistlerin hücumlarına karşı otel sahibleri, müdürleri, hatta hamallan: «Boş odamız yok!» diye cevab verdikleri zaman, Roland, birbiri üstüne yığılan bu sözde denizde eğlenmeğe gelen muhitten hiçbir şey laleb etmiyecekti. Otomobilini yakın bir ormana doğru sürdü, gölgeli bir yola girdi, yapraklar arasmdan dalgalı ışıklarm sızdığı güzel bir yerde durdu. Ortalık kararmağa başlıyordu. Roland tuvaletini yaptı, smokinini giydi ve otomobilile kazinonun lokantasında yeme ğe gitti. Roland yalnız yemek yemek için küçük bir masa^a oturdu. Etrafına bakı nırken ahbablanndan Madam ve Mösyö Crepitoc'u gördü. Onlan kibarca selâmladı, onlar da tebessümle mukabele etti]er. Fakat madamm tebessümünde, gülüşlerden anhyanların bulacaklan başka bir hususiyet vardı. Lucette Crepitoc, kahverengi gözlü, saçlan bukleli, dudaklan soj renkli idi, ve bütün ilkbahar devamınca Rolandın odasmm eşiğini epey aşmdırmıştı, fakat öyle fazla ileri gitmiş degildi. Bu, kocasını düşiindüğünden değil, bazı kadın larda raslanan derhal âdileşmemek hususiyetinden gelir. Karısmdan hiç şüphe etmiyen Mösyö Crepitoc, Rolaftd'ı masalarına davet etti. Roland bu daveti bü yük bir tehalükle kabul ediyor görün memeğe çalıştı. Yemek neş'eli geçti. Genc delikanlı Crepitoc'un (bir mekteb muallimi idi) klâsiklerden zikrettiği parçaları dinliyor, bunlara Lucette'in bacaklanna yaptığı temaslarla mukabele edi yordu. Lucette ise bu bacak cevablarını pek hararetle karşılamıyordu. Yemekten sonra herşey heyecanlı gencin arzularını devam etririyor gibiydi. Kauçuklu pist üstünde dans edenlerin dönmeğe başla dıklan bir zamanda Mösyö Crepitoc, Roland'a: Dansı çılgınca seven kanmla dans etmek istemez misin?.. Ben bankoda talihimi bir deneyim. Bunları söyledikten sonra bakara salonuna doğru ilerledi. Yalnız kalınca, Madam Lucette, Roland'a: Hangi otele indiniz? diye sordu. Sıkılmış olan Roland gülerken kıza rıyordu. Madam gözleri yan kapalı, titrek bir sesle: Ben adî bir kadm değilim, diye devam etti, Pariste iken reddettiğim şeye, burada, bu ihtiraslı gecede derhal razı oluyorum. Beni oturduğun yere götür. Genc sessiz, şaşkın bir haldeydi: Niçin susuyorsunuz?.. Kızmış olmakla beraber çapkın bir eda ile, arnk hoşunuza gitmiyor muyum? diye devam etti. Roland kekelemeğe başladı. Hiçbir otele.. inmedim.. Hiçbir.. Peki, yıldîzlann altında mı geceliyorsunuz ? Hemen, hemen.. Herşeyi itiraf etti. Yalnız parasızlığa aid tarafları karıştırmadı. Lucette hay retle: Harikulâde birşey! Evini nasıl döşediğini görmek isterim! Bir çeyrek sonra her ikisi de gölgeli yoldaydılar. Arabanm tertibatı Lu cette'in çok hoşuna gitti. Bir saat sonra, Crepitoc onları taraçada bulmuştu: Sizi çok bekletmedim ya! Hayır, çok değil,. Elime iyi bir fırsat geldî, diye devam etti, ondan istifade edeyim dedim. Haydi birer kadeh içelim. Peki, M. Roland, hangi oteldesiniz? Lucette: Düşün, dedi, Roland, bana oto mobilinde ikamet etmekte olduğunu anlattı. Sahi mi, gidip göremez miyiz? Gittiler ve gördüler. Otomobil işlerile uğraşan M. Crepitoc: Bu mühim bir buluş! Aradığım, fakat bugüne kadar bulamadığım bir formül. Bir çift için divanlı.. Lucette ve Roland gülmemek için öksürdüler. Cenub vîlâyetlerîmizde yeni idarî Yolcu nakliyatı için, yataklı vagon teşkilât tarzmda tayyareler yapılıyor Mardin havalisinde yeniden beş kaza kuruldu IBaştaraft 1 inci sahifese] üzere bugün Başbakanlığa verilmiştir. Projeye göre Mardin Vilâyetinin Hazak nahiyesinde İdil adile, gene ayni vilâyetin Samrah nahiyesinde Nazırdağı adile, Tunceli Vilâyetinin Dirik köyü merkez olmak üzere Kalan Adile, Diyarbekir Vilâyetinin merkez köyünde Çınar, adile, Erzurum Vilâyetinin Bayraktar köyü merkez olmak üzere Karayazı adile amlmak üzere beş kaza kurul maktadır. Dev tayyareler RADVO Bu akşamkî program J İSTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 havadls 13.05 muhtelif plâk neşriyatı 14 son 18,30 plâkla dans musikisi 19,30 Beıtk ve arkadaşları tarafından mandolin orkestrası 20 Nezıhe ve arkadaşları ta > rafmdan Türk musikısi ve halk şarkıları 20,30 Omer Rıza tarafından arabca söylev20,45 Bimen Şen ve arkadaşları tarafından Turk miisikisi ve halk şarkıları. saat ayarı 21,15 orkestra 22,15 ajans ve borsa haberlerı ve ertesi günün programı 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları • * 23 son. VTYANA: 18,05 MUSİKİ 19 san'at hayatı, konuşma, kıtablara dair ve saire 20,40 BÜYUK KONSER 22,45 eğlenceU yayın 23 ha tıralar 23,15 haberler, hava ve salre 23,25 ASKERÎ BANDO 24,35 son haberler. BERLİN: 18,05 BUYÜK ŞAN VE ORKESTRA KONi SERI 19,05 MUSİKİ VE ŞAN 20,05 UİUsal yayın 20,20 gramofon, günün akisleri, haberler 21,20 genc milletlerin zamanı, genclik yayını, şariîilar 22,05 Viyanadan naklen: MUSİKİ 23.05 haberler, spor ve saıre 23,35 EĞLENCELI MUSIKI VB DANS HAVALARI. PEŞTE: 18,30 PIYANO KONSERİ 19,05 konfe rans 19,35 ÇINGENE ORKESTRASI 20,35 OPERET YAYINI 23,15 haberler, gramofon 24,05 fransızca ve italyanca haberler, gramofon, son haberler. BUKREŞ: 18,05 gramofon 19,05 RUMEN MUSİKİSİ 20,10 konferans 20,30 İspanyol musikisi 21,25 konferans 21,40 VIYOLONSEL VE PIYANO KONSERİ 22,15 ŞAN KONSERİ 22,35 haberler, spor ve saire 22,50 GECE KONSERİ 23,50 almanca ve fransızca haberler 24 son haberler LONDRA: 18.20 gramofon, şiirler, inşad 19,05 çocuklarm zamanı 20,05 ORKESTRA KONSERİ 21.05 haberler ve saire 21,35 edebî yayın 21,50 VARYETE NUMARALARI22.35 ORKESTRA KONSERİ 23,05 hayadis, konusma 23.25 BANDO KONSERİ 24,05 haberler, spor ve saire 24,30 DANS ORKESTRASI 1,35 haberler, gramofon ve saire. PARIS [P.T.T.l: 18,05 konuşma, gramofon, konferanslar19 gramofon, ŞARKILAR 19.20 KEMAN KONSERİ 19,35 haberler 20,05 harpa konseri 20 20 gramofon, sürprizler 21 35 piyes 22,05 KORO KONSERİ 23,35 Amerika haberlerl, son haberler ve saire. ROMA: 18,20 HAFİF MUSEKİ 18,55 haberler ve saıre 21 45 KARIŞIK MUSIKI 22,05 SENFONIK KONSER 23,25 EĞLENCELI KONSER 24 05 haberler, hava 24,20 DANS ORKESTRASI. Suriye Alevilerinin endişeleri Haleb 13 (Hususî) Lâzkiye Alevileri de Suriyedeki vaziyetlerinden hiç memnun değillerdir. Vataniler bu vaziyet karşısında tutunmak için iki çareye başvurmaktadırlar. Bunlardan birincisi Fransız müstemlekât zabitleri ve me murları, ikincisi de Suriyedeki din ta assubudur. Müstemlekât memurları ve zabitleri Vatanilerin din taassubunu körüklemektedirler. Vataniler bir taraftan müstemleke memur ve zabitlerine ya ranmak, bir taraftan da kör taassubu körüklemek için çalışmaktadırlar. Türkler aleyhine yapılmakta olan propaganda yalnız Türkleri değil. din taassubundan daima zarar görmüş olan unsurlan cidden rencide edecek mahiyettedir. Bunlar arasmda Aleviler Suriyede ih das edilen bu taassub hareketi önünde tertibat almak mecburiyetini hisset mektedirler. Anlaşıldığına göre, Suriyedeki idare, şeriat esasma göre idare edilecektir. Nitekim bu esaslan takviye edecek bütün kuvvetler de Vatanilerin elindedir. Aleviler kendilerinin kâfirlikle itham edileceklerini, bu yüzden sanayi, ticaret, ziraat sahalarmda Vatanilerin hükümleri altında esir olacaklarını çok iyi idrak etmektedirler. Bir Alevî münevveri şunları söylemektedir: < Şer'î mahkemelerde dun muamele göreceğiz. Vatandaşlık hakkımızdan değü, insanlık hakkımızdan bile istifade edemiyeceğiz. Şer'î ahkâm vasıta ya pılarak mallarımız, mülkümüz elimiz den alınarak bizi fellâh haline koyacaklar. Biz ya mezhebimizi tebdil etme ğe, yahud da memleketi terke icbar edileceğiz. Vicdan hürriyetinin ve hayat hakkınm bu kadar ihmal edildiği bir yerde yaşamak cidden müşküldnr. • Bu vaziyeti manda memurları müstemlekeci ziiıniyetli zabitler de katolik papazlarile teşriki mesai için bir vasıta saymaktadırlar. Çünkü şimdiden misyonerler Alevî köylerinde dolaşmağa başlamıslardır. Misyonerlerin maksadı da Alevileri hıristiyanlaştırmaktır. Bu su retle müstemleke memurları memleketimize tam manasile yerleşmek emelindedirler. Halbuki Türkiyede Aleviler tam manasile vatandaş muamelesi görmektedirler. Tefriksiz bütün memle ket hizmetlerine kabul edilmektedirler. Bunlann arasında meb'us, yüksek me mur olduğu gibi serbestçe ticaret ve ziraatle meşgul olanlar da vardır.> FTansa 20 mayısta Sariye anlaşmasım tasdik edecekmi* Şam İ3 (Hususî) A\Tupadan avdet ederek geçen cuma günü Şama muva salat eden Suriye heyeti muahedenin 20 mayısta Fransız parlamentosu tara fından tasdik edileceği hakkmda kat'î söz almış olduklarmı beyan etmişlerdir. Adeta vagon içinde gıbı seyahat edilen dev tayyarelerin salonlannda Pek yakında Londra ile Paris arasında uçuşlar yapmağa başlıyacak olan dev tayyarelerden birincisi fabrikadan çıkmış ve tecrübelere başlamak üzere kanadlannm takılmasına intizar vaziyetine girmiştir. Bu tayyareler, Parisle Londra ara sında her seferde kırk iki yolcu taşıya caklardır. Tayyarelerin boyu 33 metro, kanad genişlikleri 37 metrodur. 800 beygir kuvvetinde dört motörle mücehhez olan bu tayyareler saatte 320 kilometro süratle uçuş yapabilecek ve içinde yolcu lara mahsus üç dört tane kompartiman bulunacaktır. Bu rakamlar, avcı tayya relerinin ayni noktalara taalluk eden rakamlanna nazaran bir fevkalâdelik ar zetmez gibi görünüyorsa da, sıkletlerinin on ton oluşu düşünülürse, bunlann hakikaten birer dev olduklan tasdik edilir./ Bu tayyarelerin en şayanı dikkat. ta rafı yataklı vagon şeklinde tanzim edilmiş kompartimanlara bölünmüş olmala rıdır. BU HAFTA SAKARYA SİNEMASINDA Aşk... Casusluk... ve kin filmi olan 1 ÇARŞ1KAPI AZAK SİNEMASI Bugün matinelerden itibaren bu senenin en büyük filmlerinden ZEHİRLİ SEVDA Oynıyanlar: Renee St. Cyr Jules Berry ve Pierre Renoir 100 SENE SONRA Ayrıca: Islâv İhtirasları FREDERİC MARCH ve ANNA STEN'in en güzel filmleri SHİRLEY TEMPLE'in birrakibivardır. O da 9 yaşlannda dehakâr F R E D D Y B A R T H O L O M E W'dir. Unutulmaz küçük «David Copperfield»; Fransızca sözlü Xöbetçi Eczaneler: K Ü Ç Ü K L O R D filminde seyircileri memnun ve müteheyyic edecektir. Bu filmin mevzuu; beşerî, müşfik, cazib ve ihtiraslı olup Yarın akşamdan itibaren SARAY SİNEMASI müdavimlerinin heyecandan kalblerini çarptıracaktır. 22 N İ S A N D A SİNEMASINDA Yarmın san'atkârı olacak küçükler Ne işle meşgulsünüz? Yaptığmız bir iş var mı? Hayır, boş geziyorum. Ihtiraınızı satm alamam. Bu prensipe göre karoseri tertibatı yapanm, ve mümessilim olarak isminizi zikrederim. Ne dersin, Lucette? Hakkın var, Roland buna lâyık tır. Dolarm kıymeti Bir yaz gecesinde ve bir plâjda, fakir degişmiyecek fakat namuskâr bir delikanlı böylece hem Vaşington 13 (A.A.) Maliye Nazırı bir sevgili bulmuş, hem de bir iş sahibi Morgenthau, gazetecilere demiştir ki: olmuş oluyordu. « Dolann altm kıymetini değiştir Çeviren: mek niyetinde değiliz. Amerikaya giren ŞERtF HULÖSl altmlar dolayısile hasıl olan vaziyet ise. bize endişe verecek mahiyette değildir. G A R Y C O O P E R Senenin en büyük üç filmi üzerine tertib edilen büyük film müsabakasını SARAY Bu aksam şehrin muhtelif semtlerinde nobetçi olatı eczaneler şunlardır; Istanbul cihetindekiler: Bminonünde (A. Minasyan), Beyazıdda (Cemil), Küçukpazarda (Yorgi), Eyübde (Hıkmet Atlamaz), Şehremlninde (Nazım Sadık\ Karagumrukte (Kemal), Samatyada ("Erofilos), Şehzadebaşında (İsmail HakkO, Aksarayda (Sarim), Fenerde (E milyadi), Alemdarda (Esad), Bakırköyde (Istepan). Beyoğlu cihetindekiler: Galatasarayda (A. Cevad). Bostanbaşında (Garih), Galatada Topçularda (Hlda yet). Taksimde ı Kemal Rebül), Kurtuluşta (Galopulo), Maçkada (Maçka), Hasköyde fBarbut), Kasımpasada (Vasıf), Beşiktaşta (Ali Rıza), Sarıyerde i'Nuri). Usküdar, Kadjköy ve Adalardakiler: Üsküdarda (Selimiye), Kadıköyde Sö ğudluçesmede (Arman Hulusi), Buyükadada (HaDO, Heybelide (Tanaş). BAKİR DELİKANLI isimli fransızca sözlü harikulâde filmile açacaktır. Bu müsabaka için krymetli üç büyük mükâfat tahsis edilmiştir. Teşekkür Merhum binbaşı Hayrı Kilercioğlu nun tedavisi hususunda gösterdıkleri ihtimam ve insaniyete karşı Bursanın Çekirge Askerî hastanesi sertababetile nöbetçı doktoru Bay Hâmide ve hemşire bayanlara alenî teşekkürlerimizi hürmetle sunarız. Kaymbiradei Oğlu Merhumun eşi Rauf Ulvi Sacide Yarınakşam MELEK sinemasında NEVYORK METROPOLİTEN operasının en meşhur iki yıldızı Zayi dolma kalem Pazartesi akşamı tramvayda bir dolma kalem düşürülmüştür. Bulan idarehanemize getirdıği takdirde mükâfat landırılacaktır. KARL BRiSSON ve MARY ELLiS tarahndan neh's bir surette yaratılan Büyük .... Küçük herkes Bugünden itibaren Y I L D I Z Sinemasında gösterilmege başlanan ŞiRLEY TEMPLE'in 8u sene gösterilen en güzel filmi K IRA L EĞLENİYOR ASK Aşk Güzellik Musiki ve Eğlence filmi Mod Madelet Şapkaevi Mod Madelet Şapkaevi, Paris ve Viyanadan getirdiği en son modellerini göstermek üzere muhterem müşterile rini pazardan maada her gün saat 10,30 dan akşam 6 ya kadar kabul eder. Beyoğlu Galatasaray Güneypalas No. 2, Telefon: 44115 Fransızca sözlü ve orijinal şarkılı Fevkalâde bir musiki temsili, zamanımızın Karuzosu olarak şöhret alan, Milâno Operası tenoru ALESSANDRO ZİLİANİ Şirley Kaptan Ayrıca : § J^ | Hergün ilk seansta ve diğer seanslarda Kaybolan av köpeği Lavrek cinsinden beyaz ve Zozo is minde bir yaşında dişi av köpeği Kadı köyünde Modada kaybolmuştur. Bulanın Modada Şinasibey sokağında 8 numarada Yorgiyi haberdar etmesi rica olunuyor. Bitmemiş Senfoni Martha Eşr?erth'in olmez eseri Henüz pek ince, fakat adaleleri ahenktar bacaklı, sivri uclu minimini ayaklar; dar, kıvrak fakat mükemmel surette disiplinli çocuk vücudleri, klâsik vaziyetIerin bütün tenevvülerine uyabilen narin kollar ve dansın verdiği sonsuz neşe ile pırıldıyan masum bakışlı gözler. Bir zamanlar Senpetersburgdaki Marie tiyatrosunun en büyük yıldızı Madam Kchessinska, bu yeni dansöz neslıni yetiştirmeğe, ve onu, en saf şeklile klâsik dansın büyük âlemine tevdi etmeğe çalışan ka dmdır. Madam Kchessinska, dünyanm dört tarafından gelen her yaşta küçük kız çocuklarmı yetiştirmek için hergün sabahtan akşama kadar uğraşmaktadır. En küçük dıkkatsizlik, en küçük intizamsızlık bile şayanı kabul değildir. En küçük hareketlerin bile, son derece itmalarla ya pılması sayesinde, en büyüğünden en küçüğüne kadar bu kızcağızlann vücud hatları son derece muntazamdır. Belki, gü nün birinde, dünyanm en büyük bir sahnesinde, şu resimlerini gördüğümüz kü çüklerden mürekkeb bir balet heyetinin alkışlar topladığmı görüp işiteceğiz. V 1 SARKISI J, MODA ÇILGINLARI Miki Mavs ve Foka Jnrnal Büyük musiki filminde (Verdi, Puccini, Giordano) nun klâsik parçalarını, Napoliten serenatlarım italyanca ve almanca teganni edecektir Diğer yıldızlar: CAROLA HÖHN, PAUL HbRBİGER, FİTA BENKHOFF Cuma akşamından itibaren Fransızca dersleri Diplomalı ve pratik metoda malik bir Fransız bayanı kısa zamanda mükem mel surette fransızca öğretmektedir. Müracaat için gazetede (O.) rümuzuna yazılmak lâzımdır. N A Saadetim Sensin BL TURK Sinemasmda İ P E K sinemasında R O M E O Sinemacılık dünyasının en güzel filmi ve Filmini daha görmediniz mi ? J U L I E T Dans dersleri Hususî ve münferiden (asrî dans dersleri) Beyoğlu Karlman karşısında eski Polonya Nur Ziya sokak No. 3. Müracaat saatleri: (1214), (1720) ye kadar profesör Panosyana.