CUMHURÎTET 14 Mart 1937 KUçük hikâye Menzilci Bibliyoğrafya Şiir Kitabları 1937 ilk iki ay Şiir kitabları gene oldukça mebzul olarak basılmaktadır. 1936 senesinde elimize geçen eserlerin sayıları kırk beşi bulmus ve onları karilerimize tanıtmıştık. Bu senenin ilk iki ayı zarfmda elimize geçen kitablann sayısı yediyi buluyor. Müellif isimleri hece sırasile bunlan da kısaca tanıtalım: 1 Faruk Nafiz Çamhbel <Akar Su> adlı bir şiir mecmuası neşrettL Kıtabm ismi ayni zamanda kitabın sıfatı oluyor. İçinde ayrıca tavsife lüzum olmıyacak kadar elli altı şiir var. Kitaba ismini vereni birlikte birlikte okuyalım. Buna hak verirsiniz. Görünce bir kuvvetin bukülmiyen kolunu, Ne var, değiştirse de ayaklanm yolunu? Gozümün onundedir değismiyen hedefim. Yatıyor can eviw.de hep o sonsuz emeller... Gonlüme dokunmadı göğsümü ytrtan eller, İncimi kaybetmedim kvılsa da sedefim. Ben bir akar suyum ki ondaki tatlı rengi Yaratan, yapraklann, salkımların hevengi... Bunlar sizîn duygunuz, sizin düfüncenızdir. Geçtiği yerler onun yatağınt çevirse, Ovalarda, bellerde bin türlü şekle girse Gene akar sulann tek hedefi denizdir.. 2 Hadi Can Balkanın <Afyondan îzmire» adlı ulusal şiirleri îzmirde basılmış. Şöyle bir mukaddeme var: Bu kitabtm şahlanan yağız bir atttr üstad Bu ata heyecanlartm birer kanaddır üstad Kitabımla içinde ateşler gibi yanan Mısralarım da olsun sana birer armağan. 3 Ali Hâdi Okanın «İki Kitab> adlı risalesi de Adanada basılmış. Birinci kısım «Ulusal ve içsel şiirler», ikinci kısım «Nef'ii zaman müstear adile yazılmış ciddî ve mizahî şiirler.> 4 İhsan Boranın «Efendimlzle bir konuşma» adlı risalesi Türk gencliğine ithaf edilmiş bir şairle köylü münazarasıdır. Zevkle okunuyor. 5 «Çocuk Dizinleri> İsmet Perranm küçükler için yazdığı kısa güzel şiirler mecmuasıdır. 6 Kıraç Erayın «Hıçkırıklar> adlı bu eseri Gazi Antebde basılmi|tır. Müellif eserini «Derdlerinin vezinli, kafiyeli sözlerle ifadesi> olarak takdim ediyor. Hıçkırıklann dindiği zamanlarda da yazılmış değerli parçalar var. 7 «Hicran Sabahı> Zekeriy>ra Gökaytacm kalemile topladığı «yıldırımlar> dır. Afyonda basılmış, «yazılannı niye neşretmiyorsun gibi sitemli iltifatlarile kendisini teşvik eden dostlanna ithaf> edilmiştir. Lezzetle okunan parçalan var. Erzurumda açılan San'at mektebi RADVO Bu aksamki program J Puşkin'den (Dünkü kısmın hulâsası) <Muharrir, 1816 senesinde Kusyada bir seyahati esnasmda, bir menzile iner, Menzilcinin çok güzel bir kızı vardır 0 gün menzilci, kızı ve muharrir birlikte çay içerler, ahbab olurlar. Dört sene sonra, muharrir ayni yerden geçerken, gene o menzile uğrar. Fakat bu sefer, evin içi metruk ve bakımsız bir haldedir. Menzilci saçları ağarmış, kamburu çıktnış bir ihtiyar halindedir. Muharrir buna hayret eder ve menzilciye punç içirerek ağzını yoklar. Menzilci başmdan geçeni anlatır.» Üç sene evvel, bir kış akşamı, menzilci defterini yazmakla, kızı, bölmcnin arkasmda dikiş dikmekle meşgulken, menzile bir troyka gelmişti. Başında bir Çerkez kalpağı, arkasmda bir askerî kaput bulunan bir yolcu odaya girdi ve hayvan istedi. Beygirlerin hepsi yoldaydı. Yol cu, kendisine bu tarzda cevab verilince bağırmağa başladı ve kamçısmı havaya kaldırdı. Fakat bu gibi sahnelere ahşık olan Dunia, bölmenin arkasından çıka rak seğirtmiş ve tatlı bir sesle, yolcuya, akşam yemeği isteyip istemediğini sor muştu. zını aramağa çıktı. Zabitin yol kâğıdından, onun Smolensk'ten Petersburg'a gittiğini biliyordu. Kızakçı, Dunia'nm kendi arzusile kaçar gibi görünmekle bera ber, bir yandan da ağladığını söylemişti Menzilci, buna güveniyor, kızmı belk tekrar eve getirebileceğini umuyordu. Petersburga gelince, yüzbaşı, Mins ki'nin evini çabucak buldu ve ertesi gün sabahleyin erkenden kendisini görmeğe gitti. Bir zabit çizmesi boyamakla meşgul emir neferi, efendisinin uykuda olduğu nu, saat on birden evvel kimseyi kabul etmediğini söyledi. Menzilci çekildi ve saat on birde tekrar geldiği zaman Minskinin huzuruna kabul edildi. Minski: Ne istiyorsun? diye sordu. Menzilci, yüreği çarparak, yaşlı gözlerile, ritrek sesile yalvardı: Asaletmeab! Allahaşkına... Minski, ihtiyara gözucile baktı, yüzü kızardı, onu elinden tutru, çahşma odasma götürdü ye kapıyı kilidliyerek: Olan oldu, bunu degiştirmeğe în> kân yok, dedi. Sana karşı suçlu ve mahçubum; ve senden af dılemekle de bahtiyarım. Fakat Dunia'dan aynlamam. Sana söz veriyonım ki kızını mes'ud edeceğim. Hem, bundan sonra, ne o ne de sen olan şeyleri unutamıyacağmız için beraber yaşryamazsımz. Dunia'nm ortaya çıkışı, her zamanki tesirini yapmıştı. Yolcunun öfkesi geçti: Hayvanlann avdetini beklemeğe razı oldu ve yemek ısmarladı. Islak kalpağını çıkardı, kaputunu sırtından ath ve uzun Sonra, menzilcinin eline birşey sıkıştırboylu, ince kara bıyıkh genc bir hüsar zadı, kapıyı açtı ve adamcağızı sokağa bıbiti kıyafetile göründü. Oturdu, menzilrabverdi. İhtiyar, kendini tekrar kaldı cile ve kızile neşeli neşeli konuşmağa nmda bulunca uzun müddet ne yapacabaşladı. ğını tayin edemedi. Neden sonra kendine Zabitin ısmarladığı yemek gelmişti. O geldi; avcunda birşey hissetti. Elini açtı, sırada beygirler de yoldan avdet etmişti. baktı; elli rublelik birkaç kaime gördü. Menzilci derhal dışarı çıkarak, beygirle Gözleri nefret yaşlarile doldu ve parayı ri, yemlerini bile vermeden zabitin kıza sokağa fırlatıp çiğnedi. Menzilci, memğma koşmalantu adamlara tenbih etti. leketine avdete karar vermişti. Fakat kıFakat, bu emri verip odaya döndüğü zazmı bir kerecik olsun görmeden gitmek man, genc zabiti, yan baygm bir halde istemiyordu. Bir tesadüf, ayni günün akoradaki tahta kanapenin üstüne uzanmış şamı, ona kızının oturduğu evi buldurdu. buldu. Yolcu, birdenbire bir fenalık geMinski'nin arabası evin önünde duruyor çirmiş, müthiş bir başağnsı ile kıvranmadu. Menzilci, sokak kapısını çaldı ve kağa başlamıştı. Yola devam etmesine impıyı açan hizmetçinin mümaneatini din kân yoktu. Menzilci, kendi yatağını ona lemeden içeri girdi. bırakh ve hasta iyileşmiyecek olursa erteMinski ile Dunia, çok süslü bir odada si gün S... kasabasmdan bir doktor çağıbaşbaşa oturmuş, konuşuyorlardı. Kız nlması kararlaşünldı. Hüsar zabiti, erte*i gün düzelemedi. babasını görünce düştü, bayıldı ve zabit, Uşağım, doktor çağırması için kasabaya ihtiyarı yakasmdan tutup ite kaka kapıdıyolladılar. Dunia, hastanın başma, sirke şarı attı. ye batınlmıç bir bez bağladı ve dikişini alıp onun başucuna oturdu. Menzilci odada iken, hasta mütemadiyen inliyor ve hemen hiç konuşnruyordu. Buna rağmen iki fincan kahve içti ve mliye iniiye ye mek ısmarladı. Mütemadiyen içecek bir şey »tiyordu. Dunia, onun için hazırladığı limonatadan bir tas uzatıyordu. Hasta, limonataya sadece dudaklanm değdiriyor ve tası iade ederken, Dunia'nm elini minnettarane sakıyordu. Aradan bir gün daha geçmiş ve zabit artık iyileşmişti. Gayet neşeliydi. Kâh Dunia'ya, kâh menzilciye takılarak neşeli neşeli gülüyor; ıslık çahyor, yolcularla gevezelik ediyor, onların yol kâğıdlarım kaydediyordu. Saf yürekli menzilci, genc zabke o kadar ısinmışü ki, hareket edecegi gün ondan aynlırken müteessir oldu. Günlerden pazardı; Dunia kiliseye gitmeğe hazırlanıyordu. Zabitin kızağını hazırladilar. Genc yolcu, menzilci ile vedalaşrı, borcunu fazlasile ödedi. Sonra Dunia'ya veda etti ve kendisini kiliseye kadar kızakla götürmeği teklif etti. Kilise kasabanın nihayetindeydi. Dunia tereddüd ediyordu. Babası: «Ne korku yorsun? dedi. Asaletmeab kurd değil, seni yemez; haydi, kiliseye kadar beraber git.» Zavallı menzilci, Dunia'nm zabitle beraber gitmesine nasıl izin verdiğini, bu derece körlüğü, bu derece akılsızlığı nasıl yaptığmı bir türlü anlıyamıyordu. Aradan yanm saat geçmemişti ki, biçarenin yüreğine bir ateş düştü; dayanamadı, kalktı, bizzat kiliseye kadar gitti. Kilisenin önüne geldiği zaman, herkes dağılıyordu. Fakat Dunia meydanda yoktu. Menzilci, telâşla kiliseye girdi. Papaz kürsüden iniyor; zangoç mumlan söndürüyor; bir köşede iki ihtiyar kadın dua ediyordu. Fakat Dunia orada da yoktu. Zavallı baba, korka korka, zangoca yaklaştı ve kızmı görüp görmediğini sordu. Zangoç, Dunia'yı görmemişti. Menzilci, yan ölü bir halde evine avdet etti. Bir tek ümidi vardı. Kızı, belki de, bir menzil ileride oturan isim anasınm evine kadar gitmiş olabilirdi. Fakat, akşama kadar bin türlü üzüntü içinde bekleyip te akşamüstü zabitle kızmı götüren kızağm boş dündüğünü görünce işi anladı. Esasen, kızakçı, bulut gibi sarhoş gelmiş ve şu korkunc haberi gerirmişti: «Dunia zabitle kaçtı.» Ihtiyara bu felâket çok ağır gelmiş ve onu yatağa sermişti. Şimdi bütün maceray\ hatırladıkça, zabitin hastalığmın yapmacıktan ibaret olduğunu anhyordu. Bir müddet yattı, iyileşince iki ay izin aldı ve kimseye sezdirmeden yaya olarak kı İSTANBUL: 12^0 plâkla Türic musikisl 12,50 hava^ dis 13,00 Beyoğlu Halkevi gösterlt kolu tarafmdan bir terrLsil 14,00 son 18,30 variyet müziği, Ambasadör'den naklen • 19,30 konferans, Ordu saylavı Selim Sırn Tarcan ("Italyada maarif) 20,00 Müzeyyen ve arkadaşları tarafmdan Türk musikisl ve halk şarkıları 20 30 Ömer Rıza tarafmdan arabca söylev 20,45 Münir Nureddin ve arkadasları tarafmdan Türk muslklsi ve halk şarkıları, saat ayarı 21,15 orkestra 22,15 Ajans ve Borsa haberleri ve ertesi günün programı 22.35 plâKa sololar, opera ve operet parçaları 23,00 son. (Avrupa merkezlerinin programı gelmediğinden konulamamıştır.) Erzurum (Hususî) Şehrımızın bü zıyade rağbet gördüğünden gelecek se yük ihtiyaclanndan birini tatmin et neye bütün şubelerin açılması düşünülmiş olan San'at mektebi, açılalı henüz mektedir. üç ay olduğu halde talebe, takdire lâyık Gönderdiğim resim, San'at mektebiBu akşam şehrin muhteliı semtlerinda muvaffakiyetler göstermeğe başlamış ne müdavim talebeden bir kısmını dikiş nöbetçi olan eczaneler şunlardır: tır. Erzurumda bu gibi san'at işleri pek dersi alırken göstermektedir. İstanbul cihetindekiler: Eminönünde (Mehmed Kâzam), BeyazıdSinemanın ideal çift artisti ^ ^ i ^ " ^ ^ ^ " " da (Belkist, Küçükpazarda (Yorgi), EyübGUSTAV FROEHLiCH ve LiDA BAAROVA de (Mustafa Arif), Şehremininde (Hamdl), Onümüzdeki Çarşamba aksamı, en son temsilleri Karagümrükte (Fuad^, Samatyada (RıcU van), Şehzadebaşmda (Asaf), Aksarayda (Etem Pertev), Fenerde (Emilyadi), Alemdarda (Ali Rıza), Bakırköyde (İstepan). Beyoğlu cihetindekiler: g g ^ ^ m ^ p ^ ^ ^ goruneceklerdir. ^HHHHI^H^^^HI^H İstıklâl caddesinde (Kanzuk), Altıncıdairede (Güneş), Galata, Topçularda (Spo • ridis), Taksimde (Nizameddin), Tarlabaşmda (Nihad), Şişlide (Halk), Kasımpaşada (Vasıi), Hasköyde (Barbut), Beşiktaşfilmi kadar güzel ve calibi dikkat bir filim gorülmemiştir. Bilhassa ta (Nail Halid), Sarıyerde (Osman). bas rollerde bulunan halkın mahbubu Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda (İmrahor), Kadıköy, Pazar • ve sehhar yıldız IRENE DUNNE'un dehai san'atkâranelerı filmin yolunda (Rifat), Büyükadada (Şinasi Rıkıymetini arttırmakta ve büyük bir alâke ile seyredilmektedir. za) , Heybellde (Halk). NOBETÇİ ECZANELER filminde OPERADA BİR GECE SüMER sinemasında KADINLIĞIN ŞIRRI R O B E R T T A Y L O R büyük muvaffakiyetini teşkil eden bu şaheserin görülmesi hassaten tavsiye olunur. Bu çarşamba günü son matinesine kadar gösterilecektir. SUMER SİNEMASININ c YENİ ESERLER Dikenli Çit J •mM^^M Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine LORETTA YOUNG B i R FRANCHOT TONE KADIN LEVIS " Güzide kadın romancımız Cahid Uçuls ikinci eserini de bu namla ve kitab halinda çıkardı. Genc hikâyecinin diğer eserleri gibi Dikenli Çit çok sade ve samlmî üslubla yazılmıştır. Fiatı 25 kuruştur. Tavsiye ederiz. Siyasal Bilgiler Mülkiye Her ay muntazaman intişar eden Siyasal Bilgiler (Mülkiye) mecmuasının 71 incl sayısı değerli yazılarla çıkmıştır. Münderlcatı arasmda «Inkılâb ideolojisi ve ekonomik şartlar>, «Amerikada plânlı Iktısad tecrübesl», «Mallye sistemhri», «Pamuk ısçlsi», «Ekonomiler ve paralu, «Içtimaî sigortaları isimli etüdler bulunmakta, ayın lyasası ve bıblıyoğrafyası yapılmaktadır. STONE YALANI ^m\ Mizanseninin zenginliği ... Kostümlerinin lüksü ... ve FREDERİC MARCH ve KATHERiNE HEPBURN' On SARAY SİNEMASINDA Gösterilmekte olan ve muztarip bir kraliçenin büyük aşk ve ihtiras romanını tasvir eden Dehai san'atkâranelerile; bu hafta ^Çajrılar, konferanslar, kongrelep Bedava fransızca dersleri Şehremlni Halkevinden: Evimiz A, B fransızca kurları olmak üzere salı, cuma günleri 20 den 22 ye kadar ders verilecektir. Kayid başlamıştır. Sekreterliğe müracaat edilmesi. İhtiyar menzilci, hikâyesini bu noktaya kadar anlatıp bitirdi ve dedi ki: İşte üç senedir kızımdan haber al( Kraliçe Meri ) madan tekbaşıma yaşıyorum. Öldü mü, Fransızca sözlü film parlak muvaffakiyet kazanıyor. kaldı mı Allah bilir. Benim kıznn da ahİlâveten: FOX dlinya havadisleri. Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine lâksız yolcuların baştan çıkarbp bir müddet sonra başlanndan silkip attıklan kızBeşiktaş Halkevinde lar kafilesine karışn. Dunia'nm günün BugUn mutlaka o A l V A K . I J\ sinemasına intihabat birinde, bugünkü muvakkat parlak ha gfidiniz ve 2 büyük filimlik güzel pro^ramını gorünüz. Beşiktaş Halkevinde vazife müddetyattan kaldırım süpürücülüğüne inmesi leri sona eren Gösterit şubesi komite ihtimalini düşündükçe, gayriihtiyarî, seçimi 15 mart 1937 pazartesi günü saat «ölsün daha iyi» diyorum. 19 da, Dil, Tarih, Edebiyat, Spor, Sosyal ( LE ROI I Fransızca sözlü Menzilcinin, arasıra kolunun yeni ile yardım şubeleri komite seçimleri 16 Büyük yıldızlar filmi GINGER ROGERS GABY MORLAY VICTOR sildiği gözyaşlarıra katarak anlattığı bu mart 1937 salı günü saat 18 de, Ar, Kitabsaray, Halk dershaneleri, Müze ve ve WILLIAM POWELL hazin macerayı uzun müddet unutama FRANCEN ELVIR POPESCO mış, mütemadiyen Dunia'yı düşünmüş sergi şubeleri komite seçimleri de 18 RAIMU LEFAUR, DUVALLES mart 1937 perşembe günü saat 17,30 da tekrar tekrar jförulecek film. tüm. yapılacaktır. BugQn saat 10.45 de tenzllfltlı matine Geçenlerde, bir gün, gene N... dan geçtim ve bu ihtiyar dostumu hatırla PiERRE FRONDAiE'nin romanı • • ^ ^ ^ ^ ^ dım. Fakat, onun menzilinî lâğvetmişler di. Kendisinin de hayatta olup olmadı ğmı bilen yoktu. Kasabaya kadar gitmeğe karar verdim. Mevsim sonbahardı. Baş rollerde : DANiELLE DARRiEUX ADOLF WOHLBRUK CHARLES VANEL Gökyüzünde kül rengi bulutlar koşuşu yor, tarlalann üstünde soguk bir rüzgâr dolaşıyordu. Ağaclar, yeşil ve kırmızı yapraklannı dokmeğe başlamıştı. Gün kavuşurken kasabaya geldim ve eski menzilin kapısmm önünde indim. Buraya Rejisör WiLLY FORST'un ş şaheseri ilk geldiğim gün, önünde Dunia ile vej dalaştığım kapida şişman bir köylü kadm göründü. İhtiyar menzilciyi ona sordum, (ALLOTRİA) bir sene evvel öldüğünü, onun vefatı üzerine sanhğa çıkarılan evi kendisinin satm aldığını söyledi. Renate Müller Jenny Jugo Adolf Wohlbruk Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine Neden öldü? diye sordum. Çok içmekten, diye cevab verdi. Nereye gömdüler? Kasabanm dıaodaki mezarhğa. Rus Japon tarihinde en parlak sahifeler Rahmetli karısmın yanma. Köylü kadm çocuğunu yanıma kata rak, beni, menzilcinin mezanna gönder di. Çocuktan, yolda giderken, şu hrkâ Uç gündenberi büyük muvaffakiyetlerle devam ediyor. Görmiyenlere büyük fırsat. yeyi dinledim: Baş rollerde : DANİELLE DARiEUX RODOLF WOHLBRUK Bu yaz buraya bir kadın geldi. Ayrıca : ÇiNGENELER GECESi tamamen renkli. Müzik ve dans filmi. Altı beygirli bir arabası vardı. Yanmda ilâveten : Yeni Paramount Jurnal. Matineler : 1 3 5 • 7 suvsre 9 da iki küçük çocuk, bir sütnine, bir de siyah | Bu film pek yakında : Balıkesir, Şehir sinemasında gösterilecektir | köpek vardı. Menzilciyi sordu. Ölü dediler. Sonra bu kadm, çocuklara: «Siz Baştanbaşa heyecan ve merak içinde bırakan şaheser burada durun, ben mezarhğa gidiyo rum» dedi. Mezarlığı ona da ben gösterdim. Geldi, mezarın başma yatn, öylece son büyük filmi kaldı. Sonra kasabaya gitti, papazı bulBütün kadınları peşinde koşturan bir gencin son derece meraklı, heyecanlı du; ona para verdi; gene arabasma binfevkalâde maceraları... ıv.ua zzam sahneler Ru< muziği, Balalaika, Rakıslar, di, gitti. Çok iyi kadındı. Bana da beş SİNEMASINDA ilâveten : Ekler Jurnal Saat 11 de tenzilâtlı matine gümüş kapik verdi. ARİE STUART Kongreye davet GECE YARISIYILDIZI Cinayet, Entrika, ihtiras, AŞK ŞUKRANI Eyüb Fakirleri Koruma Derneğinden.: 7 mart 1937 pazar gunü heyeti umumiye toplantısında Dernek nizamnamesinin sekizinci maddesi mucibince ekseriyet olmadığından kongre 18 mart 1937 perşembe günü saat 19 da yapüacaktır. Kayldll üye. lerin gelmeleri rica olunur. Teşekkür Uzun müddettenberi hasta bulunan oğlum Ismaili isabetli teşhis ve ihtimamlı tedavisile muhakkak bir ölümden kurtaran doktor Hafız Cemal Lokmanhekime alenen teşekkürü insanî bir borc bilirim. öğretmen Necib PORT ARTHUR OrijinalFransz Teşekkür Dünkü nüshamızda ölümünü teessürle haber verdiğimiz Askerî Tıbbiye okulu müdürü General doktor Suphi Yakann eniştesi, avukat Hüsameddin Ahmed Erduranm kardeşi diş tabibi emekli önj'üzbaşı Abdülvehab Erduranm cenazesi dün birçok dost ve akrabalarile Askerî Tıbbiye okulu sübay ve talebelerinin de iştirakile kaldırılarak Karacaahmeddeki aile kabristanma defnolunmuştur. Cenazeye i^tirak eden zezata ailesi namma alenen teşekkür 0lunmaktadır. Yann akşamdan itibaren S A K A R Y A Sinemasında Bugün M E L E K sinemasında MİLLÎ SİNEMADA KÖREBE VEFAT Asmaaltmda tüccardan Bay Hafız Temel refikası Bayan Şekure vefat eylediğinden cenazesi bugün saat 11 de Süleymaniyede Askeriye Matbaası sırasındaki hanesinden kaldırılarak Eyübde aile kabristanma defnedilecektir. Türkçe sözlü RUS JAPON Muharebesi Münir Nurettin ANKARA YENİ SİNEMADA 17 18 Mart S Yalnız 2 konser verecektlr. V Hergün ilk seansta ve diğer seanslarda SAVOY OTEL 217 S Bugün T Ü R K A N s E M A N Bir Mayıs gecesi Alçaklık ' Miki Mavs ve Foks furnal * * * Çocuktan bu hikâyeyi dinleyince, ona ben de beş kapik verdim ve artık zahmetime ve masrafıma acımadım. Çeviren HAMDİ VAROĞLU iPEÎrte LİNÇ KANUNU Bugün Müthiş Muazzam insanî Hissî Harikulâde sahnelerle dolu Fransızca Silvia Sidney sözlü SPENÇER TRASY ün saat 11 de tenzilâtlı matine