9 İkincikânun 1937 CUMHURÎYET FAYDAU BÎLGÎLER | [meraklı şeyler Namakaland'da yeni bir elmas ocağı eşfedılelıden ve cıhandaki para tfuh anı ve saır sıkıntılar başlıyalıdanberi ılmasın kıymeti çok düşmüştür. Buna ağmen hâlâ çok temiz, güzel ve nadir esadüf edılen şekıldekı elmaslara muabil şık kadınlar avuc dolusu paralar ermekte devam ediyorlar. Acaba düna yüzünde nekadar elmas vardır? Celubî Afrikadaki Kımberlev elmas ara HİKAY GÜNES KUSUNUN PESİNDE... Raif ve Hadi Umumî Harbde Fransızlara esir olup Amerikadaki Güyan müstemlekesine sürülmüş iki Türk gen cıydi. Mütarekeden sonra serbest bıra j kıldılar amma, kendilerine memlekete dö ^ necek vasıta temin edilmemiş olduğu içm orada epeyce kaldılar. Tabiî bu arsda paraya büyük bir ihtiyaclan vardı. Onu elde etmek için de bir anda adamakılh b'r Cehennem dansı Cehennem dansı Fıji adası yerlileri "îin en büyük eğlencesidir. Fakat zan letmeyin ki bu oyun fokstrot, tango eya rumba gibi basit bir danstır. Hair, bunun için evvelâ hazırlıklar ya nlır. Yedi sekiz metro muhitinde düz Dİr yer vücude getirilir. Muayyen araıklarla bazı yerlere yağlı tahtalar ve Daçavralar gömülür. Diğer taraflara da ;aşlar dökülür. Dansa başlamazdan ev/el paçavralar ve tahtalar yakılır, on ardan çıkan alevlerden ve kızan taş ardan etrafa müthış bir sıcak akseder. •şte bu cehennemî sıcaklık içerisinde apıldığı içindir ki adına cehennem ansı ısmi verılmiştir. Bu oyun ayni za Dünya yüzündeki elmas Evlâdhk voli çevîrmek icab ediyordu. Raifin ak[ kulak olur, onun çalınmamasma dikkat lına şöyle bir fikir gelmişti. Bütün dıin edersin. Eğer başıma tehlikeli bir ış ge ya hayvanat bahçelerinin büyük fedakâr ırse üç defa ıslık çalarım, imdadıma ko manda Fiji adası ahalisince dinî ve mulıklarla ele geçirmek istedikleri halde bu arsın!. kaddes bir dans sayılır. lamadıkları güneş kuşu yakalamak.. Genc adam hızh adımlarla ormana Krizantemin tarihi Raif, Brezilya hududu civannda «Gö doğru yürüyüp gitti. Çalılar ve küçük a Bizim kısmen kasımpatı, yazpati derünmez adam» adasında onlardan kaç »aclar o kadar sıktı ki mütemadıyen baltane görmüştü. Altından kanadları, gü :asını kullanmak mecburiyetınde kalı * diğımız çiçeğin bir cinsıne de krizan neşin altmda pırıl pırıl parladıkça cidden jrordu. Uzun müddet böyle güçbelâ yol em derler. Krizantem Japonların mu ikinci bir güneşi andınyordu. Onlara bu ldıktan sonra bir noktada birden durdu. iaddes çiçeğidir. Fak>>t bu işi Çinliler cendılerıne mal etmişlerdir. Şanghay ismi ilk olarak kim taktı ise çok haklıyd'. Çünkü o garıb ses gene kulağına çalm azetelerinden biri bundan binlerce seYalnız ne var ki, bu kuş kafese konur mıştı. Bütün dikkatini toplıyarak sesin e evvel yaşamış olan Çinli filozof Konkonmaz derhal ölüyordu. Fakat yumur lereden geldiğini tayine çalısmak istediği uçiyüs'ün kitablarmda krizantemin istaları alınarak başka bir kanadlı hayva halde kabil olmuyordu. Çünkü ses bazan minin geçtiğini ıddıa etmektedir. Bu çinın altmda yavru çıkartılacak olursa esa sağından, bazan solundan, arasıra da ö eğın çmce adı Kak Ki Lung Kalirette de tabiî hayatını yaşamaktan geri nünden ve arkasından aksediyordu. Fa imiş ve Japonyaya ancak bin sene kalmıyordu. Bunun için güneş kuşunun Dehkanlı soğukkanlılığını muhafaza evvel gırmiş. Fakat Japonlar bunun yumurtasmı tedarike çıkmışlardı. a ve sinirlerini yatıştırmağa uğraşarak cinsmi ıslah etmışler, bir çok güzel çeAdaya geldikleri zaman Hadi Raife oluna devamda ısrar etti. Bir çeyrek sa" idlerini vücude getirmişler. A\Tupada se krizantem, ilk defa İngilterede 1764 sordu: at sonra adanın öbür ucunda yavaş ya e görülmüş, o gundenberi dünyanm Acaba bu adaya niçin «Görünmez aş akmakta olan küçük nehrin memba bütün memleketlerine yayılmış. Ko adam» ismini vermişler? ma vâsıl olmuştu. Biraz ötede henüz ye kusu yoktur amma güzel çiçektir. Raifin cevab vermesine vakit kalma ni sönmüş bir ateş bakiyesinin mevcud oldan gaıbden bir ses: duğunu gördü. Binbir ihtiyat içerisinde îşitiyor musunuz, ben «Görünmez ilerledi. Etrafında hareket eden hiçbir jitmişti. Konduğu ağacm dalında şu adamım», bu ada benimdir.. Kirn buraya cisim yoktu. Tek yaprak bile kıpırdamı cümleleri tekrar ediyordu: gelmek isterse vay haline! İşitiyor musunuz, ben «Görünmez yordu. Bu yürüyüş neticesinde dallar ve îki genc dona kaldılar. Sık çalılıklı ve yapraklardan yapılmış iptidaî bir kulü adam» ım. Bu ada benimdir. Kim buraya ağaçlı adanın karanlık derinliğinden ge benin önüne varmıştı. İçeriye göz attı. gelmek isterse vay haline! Bilmeceyi doğru çözenlerden bize fo memuru kızı Perihan. len bu ses, hiç te insan sesıne benzemı Kulübe boştu. Köşede kuru yapraklar Vaziyetin pek te müsaid olmamasına oğraf gönderenlerin resimlermi basmı7 Moda caddesi 226 No. da Cüneyt yordu. Hadi bu mütaleasını arkadaşma dan bir yatak, kenarda bir iki mutfak a rağmen Raif ve Hadi dudaklarında haya devam ediyoruz. Fakat burada resmı Hancı. açtığı vakit Raif: eti, daha ötede dört beş tane yumurta fif bir tebessüm ile birbirlerine bakıştılar. çıkmak mutlaka hediye kazanmış ol 8 Rize orta okul 301 Hüseyin. Azizim, dedi, insan sesi değil de... vardı. Yumurtalar diğerlerinden ziyade O zaman Hadi: maklığa delâlet etmez. Mükâfat kaza 9 Pendik ilk okul 338 Behiye Ardcin, peri sesi mi? Korkak ve alçak blri dikkat nazarını çekmisti. Çünkü bunlar, Nasıl, dedi, bunun bir insan sesi nanların isimleri her ay basılan büyük man. buraya saklanmış. Meydana çıkmak ce aramakta olduğu güneş kuşunun yumur )lmadığını söylemekte hakh değil mi imr listeye yazılır. Soldan sağa sıra ile: 10 Alman lisesi Edith Liehertz. saretini göstermeden herkesi tehdide ça aları idi. 1 İstanbul 44 üncü ilk okul Aydın11 Bahkesir Mithatpaşa okulu 336 ;im? Acaba bu mübareğe o sözleri kim lışıyor! Bana kalırsa, böylelerinden k c r Gürer. Türkân Türker. Hiç şüphesiz bu adada kendisi gibi öğretti? kulmaz.. Sükunetle şuraya portatif ça ayni gayeyi güden bir başka adam daha 2 Adana 23 nisan ilk okulu 192 Le12 Samatya Kocamustafapaşa A Raif yarah olarak yerde yatan adamı man Tümer. ğaçkakan sokağı 14 No. da Sevım. dınmızı kurup geceyi geçirebiliriz. vardı. Fakat bu sefilâne hayata nasıl kat göstererek: 3 İstanbul Erkek lisesi 952 Necib 13 Halıcıoğlu Gedıkli Erbaş okulu * * * anıyor, bu iptidaî kulübede oturmağa, Kim olacak, diye cevab verdi, işte senbel. Adanalı Tufan. Raifin mütaleası hakikaten doğru çık bu bataklık arazide yaşamağa nasıl ta bu!.. Biçare, bir deliden başka bir şey 4 Pangaltı lisesi Yervant Kovan. 14 Beyoğlu 44 üncü ilkokul Adnan tı. Küçük bir ateş yakarak aksam yemeK hammül ediyordu? değil galiba! 5 Edirne İstiklâl okulu 108 Orhan Salâhaddin. lerini yedikten sonra gündüzki yorgun Acaba, adaya yaklaşan yabancılan Bunları söyliyerekten esrarlı şahsiyele Jücüyener. 15 Afyon Namık Kemal okulu 241 luklannı çıkarmak üzere erkenden yat dün ve bugün işittıkleri garıb cümlelerle yaklaşmıştı. Yaralının gözlerinde yardım 6 İzmir Memleket hastanesi idare Rıza. tılar ve hiçbir vahşi hayvan ve saire tara tehdid eden de o muydu? Eğer o ise, na ve muavenet istiyen bir tatlılık vardı. Rafından taciz edilmeden rabat bir uyku sıl olup ta pek kısa fasılalarla kâh sağdan, jf yaralının başını sol elile kaldırdı Sağ çektiler. kâh soldan, arasıra da önden, arkadan elindeki maşrapadan ona su verdi. Sonra Sabahleyin ilk uyanan Raif oldu. Yı ve en yüksek ağacların tepelerinden ba • onun da yarasmı sardı. Zaten kurşunla kanıp temizlendikten ve üstünü başını sü ğırabılıyordu! rın yalnız eti delip geçmekten başka bir pürdükten sonra henüz gözleri yarı açılı. Raif, orada daha fazla kalmayı ihti zararı dokunmamıştı. Genc adam bu mış olan Hadiye: yata muvafık bulmadı, yumurtaları aldı, rada adamııı Hme lime olmuş pantolo Ben gidiyorum, dedi. Senin bura geldiği yolu takib ederekten arkadaşmın nunun kürek mahkumlarına mahsus elbida kalman daha münasib.. Sandala göz yanına dönmek için hızlı hızlı yürümeğe seden olduğunu gördü. başladı. Buna hiç şüphesiz koşmak ta deArtık «Görünmez adam» adasmm esnebilirdi. Miniminiler rarı tamamile halledilmişti. Güyan hapisaBir an evvel Hâdiye kavuşmak, ona nesinden kaçan kürek mahkumu burada sevincini bildirmek istiyordu. Fakat kamp karargâh kurmuş, kendisine alıştırıp makurmuş oldukları yerde çok feci bir sür hud cümleleri öğrettiği papağanla adaya prizle karşılaştı. Portatif çadırın önünd yabancılann yaklaşmasma mâni olmıya Hâdi yüzü gözü kanlar içinde hareketsiz çalışmış, yalnızlıktan biraz da aklını oy yatıyordu. Görünüşe nazaran hiç haber natmıştı. Hadi tamamile iyi olunca İK sizce arkadan yapılan alçakça bir hücu arkadaş yola çıkmak ve «Görünmez a ma maruz kalmıştı. Hemen kenardan dam» ı da beraber götürmek istediler maşrabayı doldurup arkadaşmın yüzün Fakat o, buna razı olmadı. Kısa bir za serpti ve yarasmı süblime ile yıkadı. Du man sonra birbirlerine alışan iki delikanl daklannın arasına damlattığı birka ile Görünmez adam birbirlerinden ayn damla alkol onu kendine getirmeğe kâfi hrken epey gözyaşları döktüler. gelmişti. Raif, Hâdiyi çadırın tam altma Raif ötedenberi sahib olmayı kurduğu çekmek için hazırlanırken içinden gelen güneş kuşu yumurtalarını bu suretle elı garib bir hisle arkasına baktı ve baka geçirdi ve Amerika hayvanat bahçesinı bakmaz belindeki tabancasına davrandı 5 bin dolar mukabilinde satarak arkada Yarı çıplak, sakalı saçı birbirine ka şile beraber ferih fahur memleketme rışmış acayib bir adam, çıplak ayakla döndü. rile otlar üzerinde hiçbir çıtırdı yapma mağa uğraşarak kendisine doğru gelıyor İlkkânun b u l m a c a s ı n d a mükâdu. Elindeki kalın sopayı başına indır fat kazananların isimleri mesine ramak kaldığı bir anda kurşunı 9 uncu sahifemizdedir. Küçük Ercan Yenseninin yemiş ve omuzunda taşıdığı kırmızı bir Baba ve Oğul sevimli bir pozu papağan silâh sesinden korkarak uçup Bilmeceyi çözenler ma müessesebinın nısretmış olduğu bir statıstiğe göre cıhandaki bütün elmasarın ağırlığı ancak 41 bin kıloya balığ >lmaktadır. Bunun 3 bin kılosu Hındısandan, 5 bin kılosu Brezılyadan, geri alan 33 bin kilosu da cenubî Afrika dan istihsal olunmuştur. Bu 41 bin kilo elmasın kıymeti bizım paramızla 2 buuk milyar lira etmektedir. Çok bir şey eğil' Balinalar istirahatte! Medenıyet ılerledıkçe ınsanlar kıs men memnun oluyor ve rahat ediyor amma, bu işin hayvanlara muhakkak ki ok zararı dokunuyor. Meselâ şu bali alar... Evvelce bunları avlamak çok üç olduğu için bu tohuma kaçmış ba lıklar pek fazla rahatsız edılemezlerdi. Halbuki hızlı giden buharlı gemıler, balina avına mahsus okları atan top makinelerı, tayyareler çıkalı insanlar onları ta Kutub mıntakalarına kadar tasıb ediyor ve canlarına okuyorlar. Fakat son iktısadî vaziyet ve mevcud balina yağı stoku zavallıların bir müd det hayatlarına ve serbestliklerine sa hıb olacaklarını gösteriyor. Çunkü bu gün depolarda müşteri bulamıyan tam 100 bin ton balina yağı vardır. Hal ve mevkı böyle iken yeniden balma tutmıya ve yağ çıkarmıya hacet var mı? Bunun için balma avcüığı işi de bir buhran geçirmektedır. Diğer bir çok buhranlara bir de bu ilâve olunsun bakalım! ikincikânun bulmacası ) Şu beş köşeli şekıl merkezden köşelere doğru beş hatla bölünmüştür. Her hat üzerinde muhitle merkez arasında çizilmiş çizgilerin geçtiği beş yer ve bütün şekilde yirmi beş yer vardır. Bu yirmi beş yere 1 den 25 e kadar olan sayıları yalnız birer kere kullanmak suretile ve o tarzda diziniz ki o beş hat tan her hangi birinin üzerindeki beş rakamm mecmuu 65 sayısma müsavi ol sun. Bir kolaylık olmak üzere 1 rakamımn konacağı yer şekilde gösterilmiştir. Bu bilmeceyi doğru çözenlerden birinciye beş lira, ikinciye 2 lira, üçüncüye münasib bir hediye verilecektir. Bundan başka diğer yüz kişiye muhtelif lüzumlu eşya dağıtılacaktır. Cevab ların bu aym sonuncu gününe kadar «Cumhurıyet Çocuk Sahifesi> adresi ne gönderilmesi gerektir. Bilmeceyi doğru çözenlerden resim yollıyanların fotoğraflan da gazeteye basılır. Geç kalanlar mükâfat kazanamazlar.