19 Birincikânun 1936 CUMHURİYET SON HABERLER... Habeşistanın ilhakınıYu nanistan da tanıyor mu? TELEFÛN TELGRAF ve TELSiZLE Hâdiseler arasında Davamız ve Fransız gazeteleri CVansız gazeteleri, aylardanberi Sancak meselesinde yükselen Türk sesini hiç işitmemiş görünüyorlardı. Ancak Milletler Cemiyetinin opar lörüne intikal ettikten sonra bu sese kulak verdiler. Fakat bu gazetelerin hemen hepsi, davayı geç olduğu kadar da yanlış aksettirmekete müttefiktirler. «Türkiye mademki îskenderun Sancağının Suriyeye ilhakmı 1921 itilâfında kabul etmişti, bugün ne hakla itiraz ediyor?» tarzında, meselenin ruhuna tamamile gafil olduklannı belli eden mütalealar yürütüyorlar. Fransız gazetelerinin ço ğunda bu sathî mülâhazaya tesadüf ediyoruz. Sancak davası ve Fransa matbuatının tefsirleri Paris gazetelerinde, malum şekildeki makaleler devam ediyor Dünkü nüshamızda bir kısmından hulâsalar aldığımız Fransız matbuatı, Sancak meselesinin Cemiyeti Akvama ak setmesile, bu husustaki neşriyata devam etmektedir. Dün gelen 15 kânunuevvel tarihli Le Figaro gatezesinde, siyasî muharrir M. Wladımir d'Ormesson «Sancak İşinin Hakıkî Manası» başlığı altında yazdığı makalesinde davamızın yanhş bir tarih çesini yapmış ve «1921 deki Franklin Bouillon muhadenamesi mucibince Adanayı Türkiyeye terketmesine karşılık olarak Türk hükumetinin de Antakya ve İskenderunu Fransaya bıraktığını» yaz mıştır. 1921 muahedenamesinde buna dair en ufak bir kelime bile yoktur. Ve hiçbir zaman Türk hükumeti bir kısım vatandaşlarını kurtarmasına mukabil diğer bir kısmmin düşman boyunduruğu altında kalmasına razı olmak gibi adi bir pazarlığa girişmemiştir. Adana çoktan kapanmış bir defterdir; Antakyanm ise henüz sahifeleri üzerinde duruyoruz. M. d'Ormesson'un davamızın sebeblerini baltalamak üzere yersiz ve lüzumsuz bir şekilde tarihe müracaat etmesi züğürt liyen Yahudinin eski defterleri karıştırmasına benziyor. Bunların bu sırada karm doyurmıyacağı şüphesizdir. Buna rağmen Figaro muharririni dinlemeğe devam edelim: «Birkaç sene evvel çok tecrübe sahibi bir Türk diplomatı bana, hafızamdan silinmiyen şu sözleri söyle mişti: ediyor ve Türkiye ile Fransa arasında ötedenberi imzası mevzuu bahsolan bir muahedenin artık daha fazla geciktirilmiyeceğini tahmin olarak ilâv ediyor. Ayni tarihli Le Journal'da, Saint Brice gündelik yazısını Antakya mese lesine tahsis etmiştir. Makalelerinin kıy meti karilerimizce malum olan bu kan şık fikirli muharrir hâdisede bermutad bir Rus manevrası görmekte ve Milletler Cmiyetinin dikkatini davet etmektedir. Ona göre Antakya meselesinin esası guya Rusyayı bırakarak İngiltere tarafına meyletmiş bulunan Türkiyeye, tabir caizse, Sovyetlerin ördüğü bir çorabdır. «Bu hâdise bizi bilhassa alâkadar eder; zira Türkiye ile karşı karşıya bulunan zâhiren Fransadır. Zâhiren diyoruz; çünkü'hakikalen Türklerle aramızı aç makta hiçbir sebeb yoktur.» «Türkiye ile manasız bir kavgamn yükünü sırtımıza almamn sırası değildir. Fakat Iskenderun meselesi kırtasiyeciliğe kurban e dilirse korktuğumuz başımıza gelecek tir.» Muharrir yazısını şu tavsiye ile bitiriyor: «... Binaenaleyh yegâne hal çaresi Türklere aid olanı Türkiyeye, Arablara aid olanı da Arablara vermekiir.» Yazık ki meselenin Saint Brice'nin kavnyamadığı ince ve derin tarafları vardır. IHEM NALINA MIH1NA Avrupanın umacısı! Iman ordusu, gene Avrupanın umacısı oldu. Bazı Avru m pa gazetelerinde Almanyanm harb hazırhkları hakkında bir takım heyecanh haberler çıkıp duruyor. Alman * ya İsviçre Fransa hududlarınm bir leştiği yerde Almanların hududu tensik etmekte olduklan bildiriliyor. Hududun tensiki tabirinden birşey anlaşılmamakla beraber, bunun hududdaki Alman kuv * vetlerini tensik demek olduğu istidlâl edilmektedir. Diğer taraftan Hitlerin Çekoslovak • yayı istihdaf eden yeni bir darbe hazır • ladığı da yazıhyor. Rivayete göre Al • manlar, Sovyet Rusyaya taarruz etmek için evvelâ Çekosiovakyayı çiğniyecek • lermiş! Bilmem kim tarafından «1940 Harbi»; diye yazılan bir romandan sonra, Al • manyanın evvelâ Çekoslovakyaya taar • ruz edeceği fikri pek ziyade revac bul • du. Halbuki Sovyet Rusyaya taarruz edebilmek için Çekoslovakyayı çiğne * mek kâfi gelmez; çünkü Çekoslovakya ile Sovyet Rusya smırdaş (hemdudud) değildirler. Aralarında bir de kocaman Lehistan vardır. Eğer Lehistanla Al • manya arasında gizli bir ittifak yoksâ ki böyle birşey olduğu malum değil « dir Almanya, Sovyet Rusyaya karşı bu cepheden harbe giriştiği takdirde, karşı • sında Çekoslovakya ile Lehistanı bula • caktır. Çek ve Leh ordulan, 1914 te kolayca ezılen Belçika ordusuna benze mezler. Bu iki memleketin, bilhassa Lehistanın ordusu hayli kuvvetlidir. Bir Alman yıllığma göre, Lehistanm nü < • fusu 33 milyondur, hazar ordusu 340,000, seferber ordusu 3,500,000 kişidir. Hazarî ordunun 17,000 makine • litüfeği, 2500 topu, 400 tankı ve 1000 tayyaresi vardır. Çekoslovakyanın da, Küçük îtilâfa mensub olduğunu unutmamak lâzım ge * lir. Yalnız başına 15 milyon nüfuslu bir memleket olan ve asgarî bir hesabla bir buçuk milyonluk bir ordu çıkarabilecek bir vaziyette bulunan bu memlekete, Küçük îtilâfın da yardım edeceği tabiidir. Küçük Itilâf ise gene ayni Al * man almanağına göre, sulh zamanmda 470,000, harbde 4,000,000 asker çıkarmaktadır. Küçük İtilâf ordulannm 30,000 makinelitüfeği, 5000 topu, 250 tankı, 2400 tayyaresi vardır. Demek ki Almanya Sovyet Rusyaya taarruz etmek için Çekoslovakya ve Lehistandan geçmek isterse evvelâ 7 milyon 500,000 kişilik Lehistan ve Küçük îtilaf blokuna çarpacaktır. Küçük îtilâf, Çe • koslovakyaya yardım etmese bile Lehistanla Çekoslovakya 5 milyon asker çıkarabilirler. Bu yaz Varşovadan geçerken bir LeK gazetecisile görüşmüştüm. Bu meslektaş, bana şöyle demişti: « Lehistan, Almanya ile Sovyet Rusya arasında çıkacak bir harbde, bi • taraf kalmağa çalışacaktır. Fakat muha* rib taraflardan biri bize taarruz ederse, derakab mukabil tarafa iltihak ecleriz," Ordumuzu kuvvetlendirmek için elimiz • den geleni yapıyoruz. 33 Milyon nüfu • sumuzdan beş milyona yakm asker çıkarabiliriz. Lehistana kolayca taarruz edi • * lemiyeceğini Sovyetler de, Almanlar dâ bilirler.» Lehistanm beş milyon asker çıkanp çıkarmıyacağını bilmiyorum amma her i halde, nüfusunun yüzde onu nisbetinde asker çıkarabileceği muhakkaktır. Şu halde, 3 milyon 300 bin kişilik ve Al man almanağınm yazdığı gibi 3 buçuk milyonluk bir ordu çıkarabilir. Bu ordunun çok muntazam ve iyi mücehhez ol « duğunu, Varşovada iken görmüştüm. Almanyanm, Sovyet Rusyaya taar • ruz etmek için, Çekoslovakyanın bir buçuk, Lehistanm üç buçuk milyonluk ordusile çarpışmağı göze aldıracağmı akıl kabul etmez. Almanları akılsız zanne <•denlerin aldandıklarına şüphe yoktur. Büyük Harbin feci akıbetinden acı bir ders almış olan Almanlann, böyle delice bir işe girmiyeceklerini, Sovyet • lerle harbetmek için başka çareler, başka" yollar arıyacaklarını iddia etmek yanhş olmaz. M. Musolini yeni bir nutkunda diyor ki: «Muallâkta kalan başka meselelerimizi harble değil, müzakerelerle halledeceğiz» Belgrad 18 (Hususî) Yunan hü kumeti Habeşistanda bir general konsolosluk ihdasma karar vermiştir. Yunanistanın Roma elçisi bu hususta İtalyan hükumeti nezdinde teşebbüsata başlamıştır. Roma mehafili Yunanistanm bu teşebbüsünü memnuniyetle karşılamakta ve bu hareketi Habeşistan ilhakının Yunanistan tarafından tanınmasına mukaddeme suretile tefsir et mektedirler. Giornale d'İtalia gazetesi bu meseleden bahsederek şunları yazıyor: «Yunan Başvekili M. Metaksasın bu kararı Yunanistanla İtalya arasında yakınlık temin etmesi itibarile büyük bir ehemmiyeti haiz bulunmaktadır. Yunan hükumetinin bu kararı iki komşu devlet arasında hüsnü münasebat ve dostluğu bir defa daha teyid etmektedir. vekili M. Musolini bugün bir nutuk irad ederek demiştir ki: « Son 12 ay zarfında Afrika me selesini hallettik. Muallâkta kalan başka meselelerimiz de var, fakat bunla nn harble değil, müzakerelerle halle dilebileceğine kani bulunuyoruz.» ttalyan kıtaatı Gambillaya girdi Londra 18 (Hususî) Romadan bildırildiğine göre, Habeşistanda ilerliyen İtalyan kıtaatı Habeşistan Sudan hududunda kâin Gambilla şehrine girerek hudud gümrüklerini zaptetmişlerdir. İngiliz Hariciye Nezaretinde bu hu susta hiçbir malumat yoktur. İtalyan kuvvetleri Sudana vardılar Roma 18 (A.A.) Stefani ajansının haber verdiğine göre, italyan kuvvet leri sabaha doğru Gambelada Mavi Nil mıntakasında Sudan hududuna var M. Musolininin yeni nutku Londra 18 (Hususî) İtalyan Baş mışlardır. mıınillllllllllllllllllllllllllllllllllllinmillllllımmıiMmm». Balkan ihrac Romanya Fransa bankaları içtimaı görüşmeleri Banka direktörleri Ati M. Antonesco'nun Lonnada toplantılarına drayı da ziyaret edeceği devam ediyorlar söyleniyor Paris 18 (A.A.) Romanya Dış Isleri Bakanı M. Antonesco dün M. Yvon Delbos, genel kurmay başkanı General Gamelin, hava Bakanı M. Pierre Cot ve Millî Müdafaa Bakanı M. Daladier ile uzun müzakerelerde bulunmuştur. Petit Journal gazetesinin yazdığına göre müzakereler, Küçük Antantm merkezî ve şarkî Avrupada oynadığı askerî ve diplomatik rol üzerinde cereyan etmiştir. Romanya ordusunun teçhizi gibi teknik meselelerin görüşüldüğü de söylenmektedir. Bundan başka, M. Delbos ve Anto nesco'nun, Küçük Antanta mensub devletlerle Fransa arasında bir iş birliği tesisi imkânlarını da tetkik ettikleri Bankacdar Meçhul Asker abidesine haber verilmektedir. Atina 18 (Hususî) Balkan mem leketleri ihrac bankaları direktörlerinin dünkü ilk toplantısında Türkiyeyi Cumhuriyet Merkez Bankası direktörü Salâhaddin, Yunanistanı ihrac bankası direktörü Çuderos, Yugoslavya ve Romanyayı da gene ihrac bankaları di rektörleri Radoslavliviç ve Kostanti nesko temsil etmişlerdir. Bugün Bul garistan ve Arnavudluk ihrac banka ları direktörleri de beklenmektedir. Direktörlerin bugünkü toplantısında Balkan devletleri arasındaki iktısadî münasebetlerin daha ziyade inkişafı için alınması lâzım gelen tedbirler müzakere edilmiştir. çelenk koydular Atina 18 (Hususî) Balkan devletLondraya gidecek mi? leri banka direktörleri bugün meçhul Londra 18 (A.A.) Pariste bulun asker abidesine çelenk koymuşlar ve makta olan Romanya Hariciye Nazırı Kral tarafından kabul edilmişlerdir. nın Londrayı ziyaret edip etmiyeceği M. Metahsas iki banka direkhakkında İngiltere hükumetince bir törünü kabul etti guna malumat alınmamıştır. Atina 18 (Hususî) Başvekil Me Romanya Hariciye Nazırının laksas dün birbiri arkasına Yugoslavya takib ettiği maksad ve Romanya ihrac bankaları direktör Belgrad 18 (Hususî) Romanya lerini kabul ederek Yunanistanla bu iki Hariciye Nazırı M. Antonesco Pariste devlet arasındaki döviz ve mübadele Fransız ricalile bilhassa malî işler hakkında müzakerelerde bulunmaktadır. meselesine dair görüşmüştür. M. Antonesco her şeyden evvel Ruınen ordusunun motorlaştırılması ve ordu nun ağır toplar ve tayyarelerle teçh: zini temine çalışmaktadır. M. Antonesco Romanyanın haricî siAtina 18 (Hususî) Dün Parnas yasetinde hiçbir tebeddülât yapılmıyasos Edebî cemiyeti salonunda Türkiye cağına dair Fransaya teminat vermış elçisi Ruşen Eşrefin cemiyetin fahrî a tir. Teslihat siparişlerinin münhasıran zalığına kabul edilmesi merasimi yapıl Fransada yapmakla Romanyaya bu samış ve diploması verilmiştir. Cemiyetin hada verdiği teminatını bilfiil de teyıd reisi Yunanistanda herkesin sempatisini etmiştir. Romanya Hariciye Nazırt Ruşen Eşref Parnassos Cemiyeti azası oldu Fransız gazeteleri bilmiyor veya bilmez görünüyorlar ki, 25 nisan 1920 de, San Remo'da, Fransaya Suriye mandası verilirken bu «Suriye» tabiri sadece coğrafî bir vahdete işaretti, çünkü daha o zaman Türkiyeden aynlacak topraklann hududu tesbit edilmiş değildi. Ankara itilâfı imzalandığı 1921 tarihinde de «Suriye hükumeti» denebilecek hiçbir siyasî teşekkülden eser yoktu. Aynca Fransa hükumeti Türkiye hududlarınm Ankara itilâfnamesile değil, iki sene sonra akdolunan Lo zan muahedesile tesbit edildiğini mükerrer defalar kabul etmiştir. Besbelli ki Türkiye, 1921 itilâfında Sancağın Suriyeye ilhakım değil, (çünkü o zaman bir Suriye devleti yoktu), bilâkis, lskenderun ve An takyanm muhtariyetini kabul ve temin etmişti. Pariste büyük elçimiz Suad Davaz tarafından 17 ilkteşrin 1936 tarihinde Fransa Hariciye Ne« Bizim iki düşmammız vardır. zaretine tevdi edilen notanın «B ve C» fıkralannda bu nokta pek açık, Slâv birliği ve Arab birliği. Slâu birliğine pek veciz ve pek makul bir tarzda karşı ihiiyatlanmızı almış bulunuyoruz. Türkiye Rusya ile gayet iyi münasebelizah edilmiştir. ler peyda etmiştir; ve bu ona karşı bir Fransız gazeteleri, davanın tarih korunma ledbiridir. Türkiye kendi hu çesini ve teferruatını bilmiyen, ya dudlart dahilinde hiçbir Rus nüfuzuna hud da unutmuş olan Fransız efkârı müsamaha edemez. Böylece arlık Slâv umumiyesini yanhş esaslar üstünde birliği bizi korkuimuyor. Arab birliği mülâhazaya »evkediyorlar. Türk te başka bir meseledir. Fransa Suriyede olzinin ve müdafaasının hakikî delil dııkça hiçbir korkumuz olamaz. Zira biz lerini ya ilmiyor, ya halktan saklı Frcmsayı severiz; Fransa ile münasebetyorlar. Bu da ya Sancak davasmı erimiz gayet iyidir. Fakat Rusyayı ter~ hiç anlamadıklarına, yahud da haklı ketmeyiniz. Zira...» olduğumuzu, müdafaamızı gizleme Muharrir bu meşhur Türk diplomatığe mecbur kalacak derecede, yani nın (!) ismini yazmaktan çekinmiştir. pek iyi anladıklarına delâlet eder! Hakikatte ihtimal kendisinin de tanıPEYAMÎ SAFA madığı, görmediği ve binaenaleyh konuşmadığı bu diplomatın manasızlığını bil meyiz burada tebarüz ettirmeğe lüzum var mıdır? İhtimal var mıdır ki bir hükumet çok korktuğu bir kuvvetten korun mak çaresini muahedelerde ve imzalarda arasın; hususıle muahedelere pek tıtızbır itina ile riayet olunmadığını Fransanm çok iyi bildiği bu devirlerde. Londra 18 (A.A.) Daily Tel Türk Rus dostluğu hiçbir korkudan graf gazetesinin Kudüsten haber aldığı tevellüd etmiş değildir. Nasıl ki Sancak na göre, Arab ihtilâlcileri, îngiliz tetkik meselesinin Arab birliğile en ufak bir ilikomisyonunun hareketi günü, yahud Ne şiği bile yoktur. Sancak Türk toprağıdır; bi Musa bayramı günü yeniden mücade ve Türkle doludur. Daha açıkçası Sanleye başlamak niyetindedirler. Filistin cak bizim bir parçamızdır. Ve elbetteki deki silâh kaçakçıhğı teşkilâtını, halen bu Türk memleketinin, Türk halkının Iraka iltica etmiş olan Arab lideri Fevzi Arab boyunduruğu altına girmeesine taBey idare ermektedir. hammül edemeyiz. Bu millî davamızın tabiî ve haklı görülmesi ve hele asla muFevzi Kavukçu lrakta tahrikât ğalataya garkolunmaması lâzımdır. mt yapıyor? Yunan gazetelerinin mütaleaları Filistin ihtilâli Arablar yeniden miicadeleye başlıyacaklar kazanmış olan edib Türk diplomatının mezayası hakkında bir nutuk söylemiş, Ruşen E?ref te bu nutka karşı verdiği cevabda kendisinin eski ve şimdiki sa mimî dost Yunanistanm hararetli bir navrankân olduğunu zikretmiştir. Tesalyada yeni su tesisatı Atina 17 (A.A.) Kralla Başba kan Metaksas bu akşam Larissa'ya gi derek Tesalya'da cumartesi günü büyük su inşaatının küşad resminde hazır bu lunacaklardır. İtalya Yunanistan ticaret muahedesi Atina 18 (Hususî) Hükumetin resmî gazetesi Yunanistanla italya ara sında mübadele ve döviz işlerini tanzim için Romada imza edilmiş olan muka velenin tasdik edilmiş olduğunu ilân et miştir. Polonyanın dış siyaseti Varşova 18 (A.A.) Hariciye Bakanı Beck'in âyan encümeninde haricî siyaset hakkındaki senelik izahatında 1936 şubatındaki gibi Çekoslovakyayı Lehistanm haricî siyaset meseleleri içinde zikretmediği ehemmiyetle kaydolunmakladır. Iehistanın iki komşusu, Almanya ve Sovyetler Birliği en başta gelmektedir. Beck'in Fransa ve Romanya ile olan ittifakından hararetle bahsettiğine işaret olunmaktadır. 15 kânunuevvel tarihli L' Ordre gazetesinde Madam G. Tabouis'nin Cenevreden bir mektubu var. Muharrire pazısında Milletler Cemiyetindeki hareket leri hulâsa etmiştir. Madam Tabouis Milletler Cemiyetinin 18 kânunusani içtimama kadar vaziyette bir değişiklik olmıyacağını ve her iki tarafm dostane Çankof Sofyaya döndü karşılaşmalarına Pariste devam edilece Sofya 18 (A.A.) Halkçı sosya ğini yazdıktan sonra kânunusani içtima Ankara 18 (A.A.) Cumhur Başlist partisi reisi profesör Çankof bugün larında hararetli celseler olacağım ihsas kanı K. Atatürkle Kral Altıncı Georges arasında aşağıdaki telgraflar teati edil Sofyaya dönmüştür. Çankofun lehine tezahürat vuku bulmuş ve polis müdahamiştir: le mecburiyetinde kalmışhr. Majeste Aliına Ceorges LONDRA Belgrad 18 (Hususî) İtalyan askerî Majestelerinin kudretli Britanya îm tayyare fabrikaları müdürü M. Katroni paratorluğunu teşkil eden milletlerin muyeni sistem İtalyan tayyarelerini Bulkadderatını ellerine aldıklan esnada gar ricaline göstermek üzere Sofyaya kendilerine en har ve kalbî tebriklerimi hareket etmiştir. M. Katroni'ye refakat takdim etmek isterim. Bu vesileden etmekte olan İtalyan askerî tayyareci bilistifade majestelerile hanedanı krali leri yeni tayyarelerin tecrübelerini yalerinin saadetleri, Britanya milletlerinin pacaklardır. Bu tayyareler saatte 420 refahı ve memleketlerimiz arasında mevkilometro yol katetmektedirler. cud an'anevî dostluk bağlarının takviye400 sahife Ankara Hukuk Fakültesi tasi hakkındaki en güzel temennilerimi arzederim. lebesinin toplantısı 500 e yakın resim Ankara 18 (Telefonla) Hukuk FaK. Atatürk 15 mütenevvi bahis kültesi talebesi Tasarruf Haftasının soTürkiye Cumhuriyeti Başkanı Renkli haritalar nu münase'betile yarın (bugün) bir topANKARA lantı yapacaktır. 4 kartpostal Tahta cülusum münasebetile hatırnüToplantıda bazı profesörler bu mevvaz telgrafmızı almak, mister president, Renkli tablolar zuda konferanslar vereceklerdir. beni çok mütehassis etti. Güzel temenniGrafikler Ankara Hukuk Fakültesinin lerinize bütün samimiyetimle teşekkür eAdanalılara yardımt derim. Memleketlerimiz arasındaki dostFaydalı bilgiler Ankara 18 (Telefonla) Ankara Huluk münasebetlerinin, mütekabil menfa Ve saire ve saire.. kuk talebesi aralarmda 150 lira toplı atler ve milletler arasındaki sulh ve reyarak Adana felâketzedelerine yardım fahın inkişafı nef'ine tekâmül etmede Fiatı 1 lira berdevam olması en har emelimdir. edilmek üzere Kızılaya tevdi etmiglerdir. Ceorges Atatürkle yeni İngiliz Kralı arasında teati edilen telgraflar Londra 18 (Hususî) Kudüsten bildirildiğine göre Filistin hâdiseleri kahramam Fevzi Kavukçu son günlerde Filistinden Iraka kaçmıştır. Orada în giltere aleyhinde vâsi mikyasta propa ganda yapan Fevzi Irak hükumetini si lâhlı olarak Filistine müdahale ettirmeğe çalışmaktadır. Atinada çıkan «Le Messeger d'A thenes» gazetesi, 16 kânunuevvel tarihli sayısının, lskenderun ve Antakya meselesine tahsis ettiği başmakalesinde, Bü yük Harbden evvelki diplomasi lisanmda mevcud «Sancak» kelimesinin, Bosna Herseğin Yenipazar sancağını kasdetmesi itibarile, o tarihte daima korku tevlid eden bir tabir olduğunu söyliyerek Yenipazarın sebeb olduğu siyasî hâdiselerin bir tarihçesini yaptıktan sonra, o devirdeki «sancak» meselesile bugünkü «Sancak» meselesi arasında bir mukayese yürütmektedir. Le Messager d'Athenes diyor ki: «Bugün, o eski «sancak» hikâyesi u zak bir maziye aid korkulu bir rüya gibi unutulmuştur. Buna mukabil, son za manlarda, gene «sancak» kelimesi tekrar edilmeğe başlandı ve bu sefer mevzuu bahsolan sancak, Bugün Suriye Cumhuriyetine tâbi eski Haleb vilâyetinin, Haleb sancağına merbut İskenderun ve Antakya kazalarıdır. Bu iki numarah sancağm da, bir mr maralı sancak gibi, ayni endişeleri tevlid etmesi ihtimali var mıdır? Alâkadar iki devletin, yani Türkiye ile Fransanm, uzlaşma esprisile muttasıf ve sulha bağlı olmalan itibarile, böyle bir ihtimal varid görünmemektedir. Esasen, bugün, Mil letler Cemiyeti mevcuddur ve komşumuz ve dostumuz Türkiyenin, Milletler Ce miyetine havale ettiği Boğazlar meselesi gibi bir emsal vardır ki, bunun, hususî bir konferans tarafından halledilmiş olması, Sancak meselesinin de, icab ettiği şekilde bir tarzı halle bağlanacağı ümidini vermektedir. Esasen, şu anda, Türkiye hükumeti tarafından neşredilip Kamutay azasına dağıtılan Beyaz Kitab sayesinde, bu meselenin künhüne vâkıf bulunulmaktadır.» Le Messager d'Athenes, bundan sonra, Beyaz Kitabın muhteviyatı hakkında tafsilât verdikten sonra, Sancak ihtilâfı nın Milletler Cemiyetinde müzakeresine başlandığını izah etmekte ve anlaşma tarzında bitecek bir hal şekline doğru gitmesj muhtemel bir yolda bulunuldu ğunu söylemektedir. Bulgaristana gönderilen İtalyan tayyareleri Türkiye İngiltere Klering Ofisi Londra 18 (A.A.) Lordlar ka marası, Türkiye ile yeni bir klering ofisi ihdasma dair olan emirnameyi tasvib ettikten sonra içtimalannı 26 kânunusaniye talik etmiştir. 19 3 7 Cumhuriyet Almanağı Ankara 18 (Telefonla) 1936 senesi muvazenei umumiye kanununun 26 ncı maddesine göre 1937 takvün yılına aid döviz cetvellerinin Maliye Vekâle tince hazırlanmasına başlandı. 1937 senesinin döviz cetvelleri hazırlanıyor Korkunc bir silâh yarışı IBaştarafı 1 incî sahifede] lerle teçhiz edilmekte olduğunu beyan etmiştir. Diğer taraftan Bahriye Bakanı Sa muel Hoare sanayicilerin bir toplantısmda yaptığı beyanatta kendisinin İngilterenin en büyük sanayicisi olduğunu, çünkü yeni bir donanma vücude getirmekte bulunduğunu söylemiş ve demiştir ki: « Yeni programm tatbikına ancak kısa bir müddet evvel başlanmış olduğu halde donanmamız iki yüz bin tonilâto artmıştır ki, bu miktar son üç sene inşaatı mecmuunun beş mislidir.» Istanbul Hukuk Fakültesi 2 nci sınıfmın talebi kabul ediliyor Ankara 18 (Telefonla) İstanbul Hu kuk Fakültesi 2 nci sınıf talebesinin fakültelerinin 4 seneye çıkarılması dolayısile Maarif Vekâletine yaptıkları müracaat esas itibarile kabul edilmiş gibidir. Kat'î karar Istanbulda tetkikatta bulunan Yüksek Tedrisat müdürü Ah med Cevadın avdetinden sonra verile cektir.