4 Aralık 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

4 Aralık 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 4 Birincikânun 1936 Amiral Keyes Çanakka lurkohsın yenı Karabük demir ve Otomobil ve otobüs mümessilleri çelik fabrikaları kazaları için leden geçerdik diyor Yann Ankaradan şehri İki senede bitecek, parası Dahiliye Vekâleti vilâyetİngiliz donanmasının sabık Erkânıharbiye Reisi iddialı bir kitab neşretti. 0, geçerdik diyor, biz de geçemezdiniz, diyoruz mize geliyorlar Meşhur İngiliz Amirallerinden Sir R o g e r Keyes, «Flandre bankla nndan Çanakkale ı/e» adlı bir kitab neşretti. Ceçen yaz, Çanakkale mezar lıklarım ziyaret münasebetile Isianbula da gelmiş olan A miral Keyesin harb hatıralannı ihtiva eden bu kitab hak kında, Fransız deniz harbi münekkidlerinden Edmond Deloge fransızca Le Temps gazeiesinde bir makale yazmıştır. Evoelâ, bu makaleyi okuyuculartma aynen nakleimek, sonra da cevabım vermek isterim. Türkofisin haricdeki yeni mümessil liklerine tayin edilen zevat yarın şehrimize geleceklerdir. Şehrimize gelecek mümessiller şunlardır: Paris konseyyesi Mithat, Bombay ajanı Turhan Celâl, Cenova ajanı Kâmran, Londra ticaret mümessili Mahmud Ce Iâl, İstokholm ajanı Hayreddin Şükrü, Hamburg ajanı Suad, Marsilya ajanı Server, Berut ajanı l^ejad, Iskenderiye ajanı Sıdkı Nemli, Riyo de Janeyro ajanı Ahmed Cemil ve Brüksel ajanı Selim. Yeni Lâhey ajanı Said Rauf merkezde bazı işleri olduğundan bir müddet sonra şehrimize gelecektir. Bütün konseyye, mümessil ve ajan lar şehrimizde bir müddet kalarak burada ihracat tacirlerile görüşeceklerdir. İhracat tacirlerine dün bu hususta tebHgat yapılmıştır. Türkofis yeni Roma konseyyeliğine tayin edilen Halil Mithat Karagülle dün şehrimize gelmiştir. Halil Mithat, Tür kofis İstanbul şubesi müdürlüğüne tayin Geçen yaz şehrimize gelmiş olan Amiral Sir Roger Keyes edilen Roma ticaret mümessili gelinciye CX işaretli) ile Çanakkalede harbeden İngiliz kumandan kadar bu vazifeye vekâlet edecktir. larından General Birdvud, Taksim abidesi önünde nı yazmağa karar vermişti. Amiral «Dünya tarihinin kaydettiği en büyük zülmaaşeyn (1) teşebbüs» dediği Ça nakkale macerasını hikâye için yazdığı eserin esaslannı bu hatıratından almış tır. Amiral, kitabında, Çanakkale hak kındaki duygularını ve doktrinini şu cümle ile ifade ediyor: «1915 şubatında Çanakkale seferinin ilk topu ve 1916 ikincikânununda da son topu atıldığı zaman, orada idim. Bu arada, birbirine halef ve selef olarak harekâtı idare eden üç Amirala erkânıharb reıslıği ettım. Kalelerın ve mestur mev zilere yerleştirilmiş olan obüs toplannm altında uzun saatler geçirdim. Bunlann, çok fazla mubalâğa edılmış bir tehdıd teşkil ettiğini anladım. Gemilerin mayinle veya torpille battıklarını gördüm. İhrac noktalarında cereyan eden Homervari mücadelelerde ve ondan sonra vuku bulan ve binlerle adamın hayatma malolan büyük meydan muharebelerinde hazır bulundum. İleri ateşlerin idareci kumandanlarile, Gelibolu muhariblerile sıkı münasebetler tesis ettim. Üç tahliyenin tertib ve tan zimine iştirak ettim. Burada şunu söyle mek isterim ki 4 nisan 1915 e kadar donanma, kara ordusunun duçar olduğu zayiata nazaran, ehemmiyetsiz zayıatla Boğazı zorLyabilir, Türk Alman filosunu imhaya kâfi kuvvetle Marmaraya girebilirdi. Böylece Geliboluda ve Asyadaki bütün Türk ordularmın muvasala hatlan kesilmiş olurdu. Bu da, bize kat'î ve nihaî zaferi verirdi... O zaman da, bugünkü gibi bundan emindim ve hiç bir şey bu fikrimi değiştiremez.» Amiral Roger Keyes, inadcı bir nik bindi. Fakat, onun nikbinliği usule ve çalışmağa dayanıyordu. 7 mart 1915 te yapılan ilk büyük deniz taarruzunun ferdasında şöyle yazıyor: «Keçeceğiz, fakat iş Bahriye Nezaretinin zan ve tahmin ettiğinden çok daha çetin olacaktır.» Sir Roger Keyes, iş başında, müte reddid ve yorgun bir halde bulunan kumandanının anlayış noksanile mücadele mecburiyetinde kaldı. Bütün bir filonun böyle zorla bir yarma teşebbüsü yapması, herşeyden evvel, Almanlann nasihatleri üzerine Türkler tarafından konul duğunu bildiği mayinlerin gayet itinalı bir surette taranmasile kabildi. Düşmanın ateşine gelince, Sir Roger Keyes bunun ehemmiyetini izam etmiyordu: «Hareket halinde bulunan gemilere tevcih edilince Türklerin ateşi çok isabetsiz ve pek az korkuncdu... En eski zırhlılanmızın muhafazası o kadar mü kemmeldi ki yatık mahrekli atış, hatta en yakm mesafeden bile, gemilere esash hasarat ika etmiyor gibi görünüyordu.» Sir Roger Keyesin müdahalesi üzerine mayinlerin taranmasına azimkârane bir surette başlandı. Yedi balıkçı gemisinin, Kanopus zırhlısile muhriblerin ve karakol gemilerinin himayesinde, geceleyin, Çanakkale Boğazmdan içeri gir meleri kararlaştınldı. Donanma erkânıharbiye reisi de bizzat küçük gemilerden birine bindi. Tarak gemilerinin müret tebatı diğer gemilerden ayrılan gönüllülerle takviye edilmişti. Manzara, çok muhteşem ve müheyyicdi. Kanopus zırhlısı, ışıklarile İngiliz gemilerini aydınlatan Türk ışıldakları (projektörleri) üzerine ateş ediyordu; sanki aya atış yapar gibi... Toplar her taraftan bizi dövüyordu. Bu, güzel bir manzaraydı.» Bu ilk torpil tarama tecrübesinin, kâfi olmadığı anlaşıldığından, müteakıb üegemedi er, gecemezlerdi, geçemezlen ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmaî Fransadaki karışık vaziyet ransada sol cenah partıleri hü kumetının iş başına geldiği altı ay oldu. Intihab mücadelesi esnasında, frangın kıymetı düşürülmiyeceğine bu partiler söz verdikleri halde bunların hükumeti tarafından Fransız parası düşürüldü. Fakat ne alelumum Fransada, ne de sol partilerin vaziyetinde huzur ve ıstikrar bir türlü kendisini gösteremedi. Bilâkis karışıklık hem devam ediyor, hem de artıyor. Bu huzursuzluk ve istikrarsızlık birçok sebeblerden ileri ^eliyor. Fakat cümlesinin menşei birdir: Fransanın iktısadî vaziyetinin bozulmuş olması ve bu halin Fransadaki müfrit sağcıklık ve solculuk cereyan ve hareketlerini son derece kuvvetlendirmiş bulunmasıdır. 1926 sene sinde M. Puankare tarafından frangın, altın ve döviz kıymetinin beşte dördü derecesinde düşürülmesinden sonra bu değişiklik bütün dünyanın altın mikyasına rücu ettiği bir zamana tesadüf eylediği için Fransa dünyanın en mes'ud memleketı olmuştu. Fransız emtiası cihan piyasasında ra kibsiz kaldığından her yerde sürülüyordu. Fransaya bütün dünya altınları dört taraftan akıyordu. Bu refah ve bolluğun ebedî olacağı kanaatile devletın masarifi alabildığine artırılmıştı. Vaktaki cihan iktısadî buhranı kendisini gösterip te îngiltere ve Amerika dahi, paralarını düşürdükten sonra işin rengi değişti. Fransanın ihracatı üçte bire indi. Parise altın akım durdu. Bilâkis buradan harice akın başladı. Fransa parasmı ve sanayiıni korumak için konten jan ve döviz kayidlerini icad etti. Fakat iktısadî sukut ve muzayakanın arkası kesilmedi. Diğer taraftan devlet birçok sınıfların sıkı alâkası ve menfaati bulunduğu için masraflarım kısamadı ve bilâkis artırdı. îşte bu iktısadî bozukluk, nihayet sağcı ve solcu müfrit cereyanlan, son derecede kuvvetlendirdi ve bunlan 1934 şubatında çarpıştırdı ve dahilî harbin çıkmasına ramak kaldı. Bundan altı ay evvel sol partiler intihab mücadelesinde halk cephesi namı altında birleştiler ve ekseriyet kazandılar. Fakat işe başlamak sırası gelince, sol partiler arasında ayrılık kendisini gösterdi. Komünistler, yeni vaziyetten kendi hesablarına istifade için, ameleyi harekete getirdiler. Fabrikaları ve kicarethaneleri işgal ederek ve patronları kovarak grevler yaptırttılar. Diğer taraftan kendileri hükumet idaresi mes'uliyeti altına girmemek için sol cenah kabinesine iştirak etmediler ve böylece serbestilerini muhafaza ettiler. Bunun için komünistler, dışarıdan hü ı kumeti ve bunu teşkil eden partileri diledikleri gibi sıkıştırmak vaziyetinde bulunuyorlar. Diğer taraftan hükumeti teşkil eden sosyalistlerle küçük burjuvayı • ,ve küçük sermayedarlan tenısıl eden radikal sosyalistlerin arasında içtimaî, iktı sadî ve siyasî akideler cihetinden büyük fark bulunması kabinede daimî ahenk sizlik doğurmaktadır. M. Blum lideri bulunduğu sosyalistleri memnun etmek ve komünistlerin ağzmı kapatmak için mesai saatlerinin haftada kırk saati geçmemesi, ücretlerin azal mayıp bilâkis artınlması ve yevmiyeleri devam etmek şartile senede muayyen bir müddet işçiye mezuniyet verilmesi gibi kanunları meydana getirdi. Fakat bu kanunlar, eşyanın maliyet kıymetini artır masından istihsali kolaylaştırmadı ve hatta frangın tekrar dörtte biri kadar kıymetten düşürülmesinden hasıl olan istifadeyi de hükümsüz bıraktı. Komünistleri de, fabrikalan işgal suretile grevlere devam için ameleyi teşvikte bulunmaktan alıkoymadı. mal verilerek ödenecektir Ankarada îktısad Vekâletile Brasscrt grupu mümessilleri arasında imzalanan mukavele hakkında Ulus refikimizin verdiği tafsilâta göre, modern tesisata malik olacak olan Karabük fabrikaları senede 180 210 bin ton demir ve çelik istihsal edebilecek ve aynca birçok tesisatı ve makine fabrikalannı da ihtiva edecektir. Bu meyanda memleketimizin çok muhtac olduğu, ikinci sanayi plânına dahil, su boruları fabrikası da vardır. Tesisat, îngilterede satılacak Türk mallarının parasile sekiz senede ödene cektır. Demir çelik fabrikaları, 1934 te başlamış ve 1939 senesinde bitecek olan sanayi plânının mühim kısmıdır. Gelecek seneye kalmış olanlar çok küçük işlerdir. Tesisatın Brassert kumpanyası gibi bütün dünyaca şöhreti tanınmış bir mü eseseye verilmesinden sonra beş senelik ilk sanayi plânı muvaffakiyetle ve tamamen neticelenmiştir. lere bir tamim gönderdi Dahiliye Vekâleti otomobil ve otobüs kazalan hakkında vilâyetlere mühim bir tamim göndermiştir. Vekâletin, bu tamiminde son zamanlarda sık sık vukua gelen otomobil ve otobüs kazalannın vatandaşların ölümüne sebeb olduğu kaydedilerek bu kazaların: Makinelerin bozukluğundan, 2 Şoförlerin ehliyetsiz ve istenilen evsafı haiz olmadıklarından bilhassa alkol ve diğer uyuşturucu maddeler isti mal etmelerinden, 3 Haddinden fazla yolcu almalarmdan, 4 İyi ve daimî kontrol edilmeme lerinden, 5 Gidiş ve gelişlerinin muntazam bir seyrüsefere tâbi bulunmamasından, 6 Birbirlerinden evvel maksud mahallere ulaşmak istemelerinden, 7 Daha evvel müşteri almak için azamî süratle gitmelerinden ileri geldiği beyan edilmekte ve mühim bir seyrüsefer nizamnamesinin son tetkikleri yapılmakta olduğu bunun ikmaline kadar valilerin bizzat bu işle alâkadar olarak evvelemirde bu arabalann kaç yolcu alabileceklerini tayin etmeleri emredilmektedir. Vekâlet bundan başka kazalardan bir çoğunun, bu arabalann şehir sınırları haricinde tahammülünden fazla yolcu ve eşya almakta oldukları, hatta kendilerini büyük şehirler harici köy ve kasabalara kaydettirmek suretile kontroldan kurtuldukları, buna müsaade edilmiyerek şehirler arası seyrüsefer yapan otomobil ve otobüslerin behemehal büyük şehir lerde kayid ve sıkı bir surette kontrola tâbi tutulmalannı, şoförlerin sıhhî vazi yetlerinin bilhassa ehemmiyetle takib edilerek en küçük suçlarının büyük bir hassasiyetle takib edilmesini, bu kabil kazalarda arabalan muayeneye tâbi tutmıyan ve yahud bozuk olduğu halde sağlam vaziyetinde gösteren memurla rın da en şiddetli bir surette tecziye edilmelerini istemektedir. Otobüslerin kaç yoicu ve »ekadar eşya alabilecekleri müşterilerin görebilecckleri bir yere talik edilecektir. Müttefiklerin zaferi üstünden ancak on sekiz yıl geçtikten sonradır ki Çanakkale tekrar Türklerin eline geçti. İtilâf zümresinin binlerce kara ve deniz askeri, Boğaz hücumlarında boşuna kurban edildi. Dava muallâkta kaldı. Amiral Gepratla Amiral dö Robekin kahramanca hücumlanna devam etmek ve muvaffak olmak mümkün müydü? General Guronun, Anzakların, İngiliz Tommilerinin (Tommi Mehmedcik mukabili bir kelimedir) kızgın veya metodik kara taarruzlarile elde edemediklerini Müttefikin filoları, biraz daha gayret ve biraz daha teşkilâtçılık ruhile hareket edilse temin edebilir miydi? Bu suallere, hâdıselerın şahidı olan bir zat, yazdığı kıtabda, müspet cevab vermektedir. İngilterede büyük heyecanı mucib olan ve fransızcaya da tercüme edilen bu kitab, Amiral Sir Roger Keyesin parlak kaleminden çıkmıştır. Amiral Keyes, Zeebrugge dalgakıranına deniz den yapılan hücumun meşhur plânını yapan, bütün Büyük Harb esnasında, cüreti, cesareti ve düşüncelerinin fevkalâdeliğile temayüz eden denizcidir. Amiral Keyes, 1914 ten evvel son derece değişik ve dikkate değer memurıyetler ve vazifelerde bulunmuştur. 1903 te, sekiz muhribden mürekkeb bir filotillâ nın kumandanı iken Bahriye Nezareti istihbarat şubesine tayin edildi. Sonra, Amiral Prens Lui dö Battenberg tara fından ataşenaval olarak Romaya, Viyanaya, İstanbula ve Atinaya gönderildi. İtalyan kırlarında avcılık etti, Boğaziçi kıyılarında polo oynadı, Avusturyada iri hayvanlar avladı, her tarafta dostlar edindi ve bu arada, bütün bu memleketlerin deniz siyasetleri ve donanmalan hakkında Bahriye Nezaretine malumat yetiştirdi. Sonra, Roger Keyesin yeni ve o zaman için orijinal bir vazifeye tayin edildiğini göriiyoruz. Bu vazife, denizaltı gemileri müfettişliğidir. Bu memuriyeti esnasında, denizaltı gemileri plânlarının tanzimine iştirak etti. Bu gemiler, harb harekâtf esnasında umumiyetle mükemmel, pratik ve sağlam olduklannı gösterdiler. Roger Keyes, Bahriye Nazırı Vinston Çurçilin en sadık muavinlerin den biri oldu. Kitabında, âmiri için şöyle diyor: «Onun enerjik idaresi altmda dev adımlarile ileriledik. Takib ettiği usuller, her zaman halkın hoşuna gitmiyordu amma Çurçil uzak ve doğru görüyordu; cesaret sahibiydi... İngiliz bahriyesini büyük imtihana hazırladı.» Sir Roger Keyes, o zaman İngiliz Ana filosu kumandanı olan Amiral Sır Jorj Kallghanla beraber 15 temmuz 1914 te İngiltere Bahriye Nezaretine «Denizaltı müdafaasına aid umumî mülâhazalar ve muhriblerin keşif ve himaye hizmetlerinde kullanılması» adlı bir muhtıra vermişti. Sir Roger Keyes, Büyük Harbin ilk denizaltı hareketlerini idare etti. Fakat, kendisi sevmiyen Amirah Lord Fişerden hiç muzaheret görmüyordu. Bu yüzden müteaddid defalar Lord Fişerle şiddetli çarpışmıştı. Sir Roger Keyes, 8 şubat 1915 te Bahriye birinci Lordu tarafm dan davet edildi. Hemen ertesi günü Akdenize hareket emrini aldı. Çanakkale Boğazını zorlamıya memur edilmiş olan Müttefikin filosunun kumandanlığmı deruhde eden Kontr Amiral Kardenin erkânıharbiye reisliğine tayin edılmışti. 1915 senesi eylulünde yaptığı kısa bir ziyaret haricinde 1916 haziranına kadar • i daha Ingiltereye gelememişti. O za ' «r ıan, refikası için günü gününe hatıraJarı Brassert grupu müdürü M. Machenzi bu mukavele ile Türkiye sanayileşme MÜZELERDE plânında ilk İngiliz teşriki mesaisinin olduğunu sonra Mahkukât ve halı müzesi başlamış Türkiyesinin söyledikten sermaye Atatürk îngiltere Süleymaniyede Türk ve İslâm Müzesi ve sanayi âlemine verdiği büyük emniyeyanmdaki mimar Sinan eserlerinden o tin, hayırlı neticelerinin gecikmiyeceğini lan bina son zamanlarda pek harab bir söylemiştir. hal almıştı. Türk ve İslâm Müzesinden Mukaveleye göre Karabük fabrikaladaha büyük ve daha aydınlık olan bu rınm mühim kısmı iki sene zarfında ik binanın mahkukât ve halı müzesi hali mal edilecek ve bunu takib eden 6 ayın ne getirilmesi Türk Tarih, Dil Kurumu nihayetinde müesseseler faaliyete geçe tarafından takarrür etmiş ve tamiri bilecektir . için de Müzeler idaresi tarafından keşM. Machenzi demiştir ki: « Yapacağımız iş, îngiliz sanayii finin yapılarak gönderilmesi Maarif nin dünyaca meşhur olan şöhretile müteVekâletinden bildirilmiştir. nasib olacaktır. Bu noktadan deruhde ettiğimiz vazifenin mahiyet ve ehemmiyegecelerde yeni teşebbüsler yapıldı. Türktini takdir ediyoruz. Diğer taraftan bu lerin mukabelesi gittikçe daha müthiş oiş, ingiltere hükümetinin ve bilhassa Cityluyordu. Keyes bütün gecelerini, tarama nin Osmanlı hükumeti de dahil olduğu işine iştirak eden gemilerden birinde gehalde 12 nci asırdanberi ilk defa olarak çiriyordu. Eserinde, infilâkları ve Türk ışıldaklarının balıkçı gemileri üzerine kü garanti ve finanse ettiği işrir. Bunun iki melenmiş olan beyaz ışıklannı tasvir e memleket için de malî neticelerini izaha diyor, bu küçük gemilerin merrriilerin mahal görmem. Bütün bu müzakereler sırasında îktıkaldırdığı su sütunlarının altmda sırsıklam, parıl parıl ve delikdeşik bir halde sad Vekilinin ve alâkalı memurların bi dönüşlerini anlaüyor. Bütün şiddetli a ze gösterdikleri kolaylık ve bu büyük anteşlere rağmen yalnız dokuz kışiye isabet laşmayı tesis için gösterdikleri hüsnü ni vaki olmuş, bunlardan dördü ölmüştü. yet ve dostluktan minnettarım. Keyes o zaman şu hakikati anlamıştı: Sözümü bitirmek için birkaç ay evvel bir İngiliz memurunun Ankarada söyle « Zırhlıların, kruvazörlerin, muhriblerin Türk ışıldaklarına karşı açtıkları şid diği sözü ben de ayni kanaatle tekrar e detli mütemerkiz ateş, hiçbir netice ver deceğim: « Aylardanberi Türkiye maliyesi, iktısadiyatı ve ilâh.. üzerinde tetkikler yapıyoruz. Bu tetkikler neticesi göstermiştir ki, Türkiyede herhangi bir yabancının herhangi bir taahhüdü deruhde etmesi için şüphe ve tereddüde mahal verebilecek en küçük bir sebeb yoktur. Türkiye muhakkak surette bugün en müstesna iş şartları ve imkânlarını gösteriyor.» VİLÂYETTE Rize Valisi şehrimizde Rize Valisi Cevdet mezuniyetle şeh rimize gelmiş ve dün İstanbul Vali muavinini ziyaret etmiştir. Defterdarlar arasında yeni nakil ve tayinler îstanbul Defterdarlığı tahsil kontrol memuru Neja,d Yozgad Defterdarlığına, dördüncü kolordu muhasebecisi Remzi Niğde Defterdarlığma, Tokad Defter darı Zihni Afyonkarahisar Defterdar lığına, Mardin eski Defterdadrı Nihad Hakâriye, Nevşehir Malmüdürü Vehbi Erzincan Defterdarlığına, îstanbul Defterdarlığı tahakkuk şefi Mazhar Müfid Tokad Defterdarlığına, birinci kolordu muhasebecisi Sadri Urfa Defterdarlığına nakil ve tavin edilmişlerdir. memişti. Onun için, donanma ateşinin himayesi altında gündüzleri tarama yap mak lâzım geliyordu.» Maalesef, Amiral Karden bitkin bir haldeydi. Roger Keyes, bunu çok «teessüfe şayan» buluyordu. Donanma sıhhiye müfettişile amiral gemisinin doktoru, hastayı dikkatle muayene ettikten sonra, fena bir teşhis koymuşlardı. Bahriye Nezaretinin bir telgrafnamesi, hasta amiralın yerine Amiral Dö Robekin harekâtı idareye memur edildiğini bildiriyordu. Sir Roger Keyes «enerji taşan, kudretli bir şahsiyet» olduğunu söylediği Amiral Vemisi tercih edeceğini açıkça yazıyor. Amiral Vemis (Wemyss) dirayet sahibi bir denizci olup Mundrostaki Müttefikin bahriye ve askeri üslerini tanzim gibi muazzam bir işe dörtelle sarılmış bulunuyordu. Sir Roger Keyes, ayni zamanda General Sir Jan Hamiltonla münasebet tesis etti. General, karaya çıkarılacak ve donanma ile işbirliği yapacak olan Müttefikin kara kuvvetlerinin kumandasını deruhde etmek üzere İngiltereden geliyordu. Roger Keyes diyor ki: «Sir Jan Hamiltonu daha evvel hiç görmemiştim. Sir Jan Hamilton Hindistan hududunda babamın emri altında çalışmıştı ve an nemle dostluğu vardı. (Aile münasebetleri ve monden rabıtalann İngiltere Başkumandanlığmda mühim rol oynadığı görülüyor.) General, gelir gelmez, bana karşı çok iyi muamele etti. Benimle serbest münakaşalara girişti. Hindistandaki uzun seferlerle iki Boer harbine iştirak ettikten başka, Rus Japon harbinde, Japon ordusile beraber müteaddid meydan muharebeleri görmüş, ve bilhassa Port Artürün zaptında hazır bulun muştu.» Generalin erkânıharbiye reisi Bret veys (Braithwaise) de Sir Roger Keyes ile mükcmmel dost olmuştu. Kara ve deniz erkânıharbiyeleri arasında da, çok iyi bir arkadaşhk tesis etmişti. [Arkası var~\ Mülkiyenin tesis yıldönümü Bugün Ankarada ve şehrimizde merasim yapıiacak MÜTEFERRİK Adliye sarayı için yeni bir proje yapılacak ABÎDIN DAVER [1] Yani hem karadan hem denizden yapılan hareketlere Ingilizler zülmaaşeyn diyorlar. îstanbul Adliye sarayının, Vilâyetin karşısındaki binalar istimlâk edilerek orada yapılması kararlaştıktan sonra ona göre projesi müsabaka ile tanzim ettirilmişti. Bilâhare Adliye sarayının Sultanahmeddeki Hapisane binasmm yerine yapılmasına karar verilmişti. FaBugün Mülkiyenin tesisinin 59 uncu yıldönümüdür. Şimdiye kadar her sene kat bu projenin tatbikına imkân görüRadikal sosyalistler sızlandılar. Hariburada, Mülkiye mektebinde tes'id edi lemediğinden Adliye Vekâleti yeni bir proje tanzimine karar vermiştir. cî politikada sosyalistlerle komünistlerin len yıldönümü bu yıl mektebin Ankaraarası ahiren büsbütün açıldı. M. Blum Hava vaziyeti ya nakli dolayısile Ankarada kutlula nacak ve büyük merasim yapılacaktır. Dün Kandilli Rasadhanesinden aldı şimdi, Fransanın yegâne mesnedi bulu Ankarada, aralannda Vekiller, meb'us ğımız malumata nazaran tazyik 750 mi nan İngilterenin teveccühünü muhafaza lar ve yüksek memurlar da olmak üzere limetre, azamî hararet 11, asgarî 7 san için İspanyadaki sol cenah hükumeti arazisini adeta abluka altına koyan bitarafpek çok Mülkiyeli vardır. Bu itibarla tigraddı. bu sene Ankarada yapılacak tören çok Rüzgâr yıldız etrafında mütehavvil lık politikasına devam ettiğinden komü olarak azamî saniyede 9 metrt» süratle nistlerin lideri M. Thorez sol cenah birmuazzam olacak, dünün, bugünün ve yakabineye rının Mülkiyelileri bugünü hep bir ara esmiştir. 24 saat zarfmda yağan yağ liğinin mevcudiyeti, şimdiki mur miktarı 10 milimetre idi. bağlı olmadığını söylemek suretile kabida kutlulıyacaklar ve yaşıyacaklardır. Bugün de hava serpinti şeklinde ya neyi tehdid etmiştir. M. Blum ve sosya İstanbulda bulunan Mülkiyeliler de ğışlı olacak ve biraz daha soğuya list partisi de bilmukabele kabineden çeyıldönümünü tes'ide karar vermşilerdir. caktır. kilmek tehdidinde bulundular. Yeni bir Bu akşam saat 8 de, şehrimizdeki bütün DENİZ İŞLERİ intihabdan çekinen radikal sosyalistler bu Mülkiyeliler Parkotelde toplanacaklar, vaziyette memnuniyetsizliklerini göster hep bir arada yemek yiyecekler ve ken* Karaya oturan vapur diler. Sol cenah partileri arasında nifak dileri için bir bayram olan bugünü kutluparçalandı ve iftirak çıkması sağ partiler tarafından lıyacaklardır. Karadenizdeki fırtına yeniden art kendileri için, bir fırsat sayılmaktadır. Memleketin en kıdemli ve en yüksek mıştır. Geçen ayın yirmi beşinde EreğFransanın ahvali fena halde karışıyor; bir müessesesi olan Mülkiyeyi de, bütün lide karaya oturan Yunan bandıralı Edemektir. Mülkiyelileri de tebrik ederiz. linola vapuru kurtarılamamış ve dal M,,hnrr*™ F gaların tesirile kayalarda parçalanmıştır. Ramazan 19 Cuma Tahlisiye efradı geminin parçalana Ö,?>e Ikindi Akşam Yatsı lmsak Umumî müdür geldi cağı anlaşılınca büyük bir fedakârlıkla S. D. S. D. S. D. S. D. S. D. I Birkaç gün evvel Ankaraya gilmiş otahlis işine girişmiş, kaptanla 25 tay 7 23 1 38 12 42 9 47 12 Ezanî fayı kurtarmıştır. Yunanlı kaptan, Tah lan İnhisarlar Umum müdürü Mithat Zevalî 12 04 14 28 16 41 18 19 5 23 Yenel şehrimize dönmüştür. lisiye idaremize teşekkür etmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: