28 Kasım 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

28 Kasım 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 28 İkinciteşrin 1936 Türk dostu geçinen Klod Farerin yeni yaveleri! Fransız edibi, Dijonda verdiği konferansta yeni hezeyanlarda bulundu Fransanm Dijon şehrinde oiuran yurddaşlanmızdan Afif Obaydan bir meklub aldık. Vatandaşımız bize, Fransız Akademisi azasmdan M. Claude Farrere (Klod Farer) in Türkiye hakkmda Dijon şehrinde verdiği bir konferansı anlatıyor. Yazısım çok dikkate değer bulduğumuz için, Fransız dosllanmıza biraz fazla sertçe çatan parçasını layyederek diğer kısımlannı aijnen neşrediyoruz: Mösyö Farrere bundan tam bir hafta evvel burada «Alhamra» salonunda ka labalık bir münevver halk huzurunda bir konferans verdi. Mevzu: «1936 Türkiyesi Bursadan İstanbula» idi. Memleketime dair olan bu konferansa haklı bir alâka ile koştum. Türkiyede hâlâ minareler, saraylar, peçeli kadınlar, beline kadar sakallı ve seksen karılı vezirler aramaktan zevk duyan Avrupalılar gibi inkılâbımızm Claude Farrere'i de memnun etmemiş olacağını tahmin ediyordum; aldanmamışım: Hatib alkışlar arasında sahneye çıktı. İlk sözü, «Türkiyeyi ve Türkleri çok, çok severim!» demek oldu. Sonra Türk ırkının ta Büyük Hün împaratorluğun dan başlıyarak çeşid çeşid imparatorluklar halinde nasıl dünyaya hâkim olduğunu anlattı. Osmanlı tarihinin büyük fütuhatından bahsetti. înhitat devrinin sebebIfirine hafifçe dokunarak geçiverdi. îs tibdad Türkiyesinden, bu devirdeki Türk hayatından, Türk âdetlerinden, bu devir kadınlannm Fransız kültürünü ne kadar benimsemiş olduklarından, cariye ve köle kelimelerinin Avrupada fena mânada telâkki edilmiş olduğundan, Abdülhamidin tanıtıldığı gibi bir kızıl sultan değil, sadece korkak bir padişah olduğundan uzunuzadıya, ballandıra ballandıra bahsetti. Hatib bir saat söz söylediği halde, hâlâ 1936 Türkiyesine dair ortada bir şey yok! Nihayet onun da sırası geldi. Nutkun bu kısmı bir çeyrek veya yirmi dakikadır: Mösyö Farrere, Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk diye başladı. Evvelâ hükumet merkezinin Ankaraya gö türülmüş olmasına kızdı. îstanbulun öldürüldüğünü, Ankaranın ise hiçbir za mafi yaratılamıyacağını yana yakıla id dia etti. Bunların hepsini bir edibin, bir san'atkârın «archaîsme» temayülleri olarak telâkki ettiğimden görüş hatalan varsa da, kendi hesabıma, Mösyö Farrere'e bağışladım. Fakat konferansın mevzuu san'at çerçevesinden çıkmıştı. M. Farrere, Mütareke devirlerinde dahi Türkiyede yeniden Fransız dostluğu cereyan Bu hafta Avrupada yapılan maçlar Geçen pazar günü Avrupanm muhtelif yerlerinde futbol maçlarında şu neticeler almmıştır: Ege tütün piyasası kapanmak üzere Tütün Inhisarının müda. halesi çok hayırlı neticeler verdi Ege mıntakasında tütün piyasası kapanmak üzeredir. Mecmuu 28 milyon kiloyu bulan mahsulün hemen hepsi satılmış, geriye bir milyon kilo tütün kalmıştır. Bunların da nihayet bir hafta içinde tamamen satılacağma şüphesiz nazarile bakılmaktadır. Şimdiye kadar Ege piyasasmda ya pılan satışların vasatî fiatı 70 120 kuruş arasındadır. Piyasa, bidayetinde ümid edildiği gibi normal şerait altında cereyan etmiş, mahsulün, geçen senekinden bir misli fazla olmasına rağmen fiatlar düşme miştir. Fiatların düşmemesinde tnhisarlar idaresinin bu sene de devam eden nâzımlık vazifesinin tesiri olmuştur. Bu sene alıcı kumpanyalar mübayaa mü retteblerini geçen seneye nisbetle art tırmışlardır. Fazla taleb, mahsuldeki gayritabiî fazlalığa muvazeneli bir karşıhk olmuştur. Fakat, yüksek mallar bittikten ve alıcılar müretteblerini ta mamladıktan sonra başta Amerikan kumpanyaları olduğu halde büyük şirketlerin piyasadan çekilmeleri üzerine fiatların düşmesi tehlikesi başgöster mişti. İnhisarlar idaresi bu vaziyette piya sada alıcı vaziyetini muhafaza etmiş ve iyi fiatlarla mübayaata devam etmiş tir. İnhisar idaresinin bu hareketi, fi atlar tamamen düştükten sonra geri kalan malı toplamayı düşünen bazı firmaların plânını bozmuş ve onlarm tekrar piyasaya girmelerini temin etmiş tir. Bu suretle geri kalan mahsul de iyi fiatlarla satılmıştır. Ege mıntakası tütüncüleri bu vaziyetten çok memnun ve müteşekkirdirler. Ege piyasası kapandıktan sonra kısa bir müddet sonra Karadeniz piyasası açılacaktır. Karadeniz piyasasmda şimdiden dizi üzerine mübayaata başlanmıştır. Diğer yerlerde demetlerin hazırlanması devam etmektedir. Başta İnhisar idaresi olduğu halde bütün alıcı şirketler Trakya ile Mar maranm diğer müstahsil mıntakalarında avans tevziatına devam etmekte dirler. Haricden mütemadiyen siparişler gelmesi yüzünden Karadeniz ve Marmara mmtakaları tütünlerinin de Ege tütünlerr gibi iyi fiatlarla ve tamamen satı lacağı muhakkak addedilmektedir. Berlin ittifakı fırtma kopardı! Amerika bu hareketi harbe tahrik addediyor (Baştarafı 1 inci sahifede) kındaki iddiaların pek doğru olduğunu isbat etmiştir.» Bu gazete, mütalealarına şu surette hitam vermektedir: «Bundan daha büyük bir delilik ta savvur olunabilir mi?» ğinde bulunmak istiyen Alman ve Japon hükumetleri aşağıdaki noktaların tesbiti hususunda müttefik kalmışlardır: 1 Âkid devletler komünist enter nasyonalinin faaliyeti hakkında birbirlerini haberdar etmek lâzım gelen emniyet tedbirleri hakkında müzakerelerde ve bu edbirleri sıkı bir işbirliğile tatbik eyle " mek hususlarında mutabık kalmışlardır. 2 Âkid taraflar iç emniyet komünist enternasyonalinin yıkıcı tahrikâtı doayısile tehlikede bulunan diğer devlet • eri bu mukaveleye iştirak etmeğe ve yâıud bu mukavelenin ruhuna mutabık suette müdafaa tedbirleri almağa müşteeken davet edeceklerdir. 3 Bu mukavelenamenin almanca .'e Japonca metinleri esas metin kıyme " ini haizdirler. İmza tarihinden itibaren meriyete geçen bu mukavele beş sene çin muteberdir. Bu muahedenin hitamından evvel âkid taraflar işbirliklerini ne şekilde devam ettireceklerine dair anlaacaklardır.» Muajıedeye zeyil olarak bir protokol vardır kı, en mühim fıkrası şudur: «Yüksek âkid tarafların salâhiyettar makamlarının «A» paragrafmda tasrih edildiği veçhile işbirliğinde bulunmasını emin maksadile daimî bir komisyon teşkil edilecektir. Bu komisyon komünist enternasyonalinin yıkıcı tahrikâtile aıü " cadele etmek için âtiyen alınması lâzım gelen tedbirleri tetkik ve müzakere ede * cektir.» Peşte Oypeşt Frençvaroşe 2 0, Hongarya Febose 4 1 , Elektromot Segete 4 1 galib. Puvan itibarile Oypeşt 27 puvanla en baştadır. Frençvaroşun da 17, Hongaryanm 16 puvanı vardır. Viyana Sportkulüb Hakovayı 10, Avusturya Libertası 30, Admira Faveriteni 6 0 yenmiş, Rapidle Folk Sport 2 2 berabere kalmıştır. Paris gazetelerinin aleyhte neşriyatı Paris 27 (A.A.) Paris gazeteleri, birçok devletlerin ve bilhassa İngilterenin Alman Japon itilâfınm imzasını gay rimüsaid surette karşılamış olduklarını yazmaktadır. Le Journale diyor ki: «İngilterenin Japonyaya karşı muka bil taarruzu artık gecikemez.» L'Oeuvre gazetesi, Almanyanın Ja pon Alman itilâfına iştirak etmeleri için birçok hükumetlere müracaat etmiş ol duğunu yazmaktadır. Bu teşebbüsler bilhassa Viyanada pek soğuk karşılanmış tir. L'humanite diyor ki: «Fransa, artık uzun müddet âtıl kalamaz. Almanya ile Japonya arasında akdedilen itilâf, sulhun muhafazasını arzu eden bütün devletleri endişeye düşür mektedir.» Yalnız Matin gazetesi, bu itilâfın imzasından dolayı memnuniyet beyan et mektedir. Prag Sparta Slâvyayı 3 2, Viktorya Toryayı 2 0 yenmiştir. Fransa birinciliği Robe K a n ı 2 1 , Lil Parisi (Rasing) 1 0 , R o a n Meçi 3 2 , R e n ları görülmekte iken cumhuriyeti müteaStrazburgH 3 1 yenmiştir. Klod Farer kıb Rusya tarafına doğru bir cereyan başladığmı teessüfle; son zamanlarda Rusyanm Türkiye için bir tehlike teşkil ettiği görülerek sıkı münasebatın biraz tavsadığını ise memnuniyetle kaydediyor. Türkiye için en büyük dostluğun Fransadan gelebileceğini, bu dostluğun can landırılmasını söylüyor ve konferansını tatlı temennilerle bitiriyordu. Bütün bu sözlerin içinde ben 1936 Türkiyesine dair bir şey görmedim. Ne büyük sosyal inkılâblarımızdan, ne sanayi ve kültür bakımından elde ettiğimiz terakkilerden bahsedilmiyor; hayır, yanıldım, bahsediliyor... Ve kısaca deniliyor ki: «Bugün Türkiye, îran ve Efganistandan hiç farkı olmıyan ufak bir Yakmşark hükumetinden baska bir şey değildir!» Işin asıl acıklı tarafını sona bıraktım. ttalya birinciliği Yuventos R o m a y ı 1 0 , B a r i Milânoyu 2 0 , Bolona Napoliyi 1 0 , A m b r o z y a n a T o r i n o y u 1 0 yenmiş, C e n e v e ile F l o r a n s a 1 1 b e r a b e r e kalmıştır. tsveç İsveçle Norveç arasında yapılan beynelmilel tenis temasmda İsveç, Norveçi bire karşı dört galibiyetle mağlub etmiştir. B takımları bugün karşılaşacaklar İstanbul lik birinciliği müsabakalarınm B takımları oyunları bugün her üç stadyomda birden yapılacaktır. Bugün yapılacak maçlar içinde dikkate çarpan mühim bir maç yoktur. Taksim stadında: Galatasaray Anadolu, Beykoz Güneş. Kadıköyde: Fenerbahçe Süleymaniye, Vefa Hilâl. Şeref stadında: Beşiktaş îstanbulspor, Topkapı Eyüb maçları yapıla caktır. Londra tekzifc ediyor Londra 27 (A.A.) Salâhiyettar Bol bol Fransız dostluğunu sunan hatib bir aralık, muhakkak dalgınlıkla, ağır, affedilmez bir gaf yaptı: « Musulu, dedi, Fransanın sarih bir hakkı iken M. Klemansonun bir hatası yüzünden Ingiltereye kaptırdık; yazık! Bu hata, Musulda petrol bulunduğunu bilmediğimizden ileri geldi.» Aşkolsun Farrere! değil mi? Işte ismini uzun seneler bir sokağımı zm başında yücelttiğimiz Fransız edibinin dostluğu! Işte tokgözlü düşmanımız Victor Hügonun açgözlü torunu! Ve işte Türkü sevmem diyenle severim diyenin farkı! Biz buna mı güveneceğiz? Galatasaray atletlerinin toplantısı Antakya köylerinde tevkifat arttı (Baştarafı 1 inci eahifede) Tazyik edilen köyler Antakya 27 (Hususî) întihabata iştirak etmiyenlere yapılan tazyik Antakya mıntakasında bilhassa Kara mut, Rebiiye, aşağı, yukarı, orta Kuseyr ve Ordu nahiyelerine tâbi köylerde tekâsüf etmektedir. Bu tazyikın sebebi de basittir. Çünkü Ordu nahiyesindeki 2250 müntehibden ancak 60 kişi, Yukarı Kuseyr nahiyesinin merkezi olan Şeyh köyü intihab merkezinde 1626 münte hibden 260 kişi, Orta Kuseyr nahiyesinden Babülkürun mıntakasında 1648 müntehibden 260 kişi, Aşağı Kuseyr mıntakasının Korsu merkezinde 1000 müntehibden 125 kişi intihabata iştirak Geçen hafta atletizm kaptanlığına Cezmi Şahingirayı intihab eden Galatasaraylı atletler bugün kulüb merkezinde saat 4 te bir toplantı yapacaklardnv Bu toplantıda atletizm işleri ve yeni tedbirler görüşülecektir. Toplantıyaf &ki ve yeni bütün atletler iştirak edecekBilmiyenimiz varsa bilsin: Türke öz lerdir. Türkten başka dost yoktur. Ajanlar, bilfiil spor yapanEski bir şairimiz bunu ne güzel ifade lardan seçilecek etmiş: Spor mıntakalarında vazife alacak a*Sana senden gelir bir işte ancak dâd lâzımsa, janların idare edecekleri spor şubele Ümidin kes zaferden gayrıdan imdâd rinde birer ihtısas sahibi olmalarını arlâzımsa.» zu eden umumî merkez, bütün mınta AFİF OBAY kalara birer tamim göndererek seçe cekleri ajanların istenilen evsafta ol malarını nazari dikkate almalarını bildirmiştir. Her mıntakada ajan olarak çalışacaketmiştir. Karamut mıntakasmdaki Türk ların bilfiil o sporla meşgul olması, o köyleri ise intihabata kat'iyyen iştirak etspordaki müsabakalara nazaran hakemmemişlerdir. lik yapmış bulunması, kulüb ve mıntatstifalar. ka heyetlerinde çalışıp çalışmadıklan îskenderun 27 (Hususî) Münte nm da nazari dikkate alınması bir esas olarak kabul edilmiştir. hibisanilerin istifaları devam etmektedir. Hiç spor yapmamış, her ne suretle oAlevilerin Türklerle iş birliği lursa işi kavramamış olanlardan ajan Antakya 27 (Hususî) Alevilerin seçilmiyecektir. Türklerle işbirlikleri gittikçe kuvvetlen mektedir. Suriye meclisine iştirak edecek olan meb'us namzedleri tarafından arabca bir beyanname neşredilmiştir. Bu beyanname Aleviler arasında llmüddin nammda biri tarafından dağıtılmak istenmişse de Aleviler bu adamı dayakla aralarından kovmuşlardır. Inhisarlar müdürü Ankaraya gitti înhisarlar Umum müdürü Mithat Yenel dün akşam Ankaraya gitmiştir. Umum müdür, Ankarada idareye aid işlerle, tütün inhisarı kanununda yapılacak tadilât hakkında Vekâletle temas larda bulunacaktır. SON MEKTUB En halis memleket hikâyeleri Fiatı 40 kuruş Yazan: Feridun Osman mehafil, M. fon Ribbentropun Alman Japon itilâfını imza edeceğini M. Bald Japon • Alman anlaşmast hakkında vine evvelce haber vermiş olduğunu kat'î Japon beyannamesi surette tekzib etmektedir. Japonyanın Türkiye sefareti komünist Lehistan teklifleri reddetti enternasyonale karşı Japonya ile Al ~ Paris 27 (A.A.) Havas Ajan manya arasında akdolunan anlaşmaya sınin Varşova muhabirinden : dair Japonya Hariciye Nezaretinin neşAlmanyanın Varşova sefiri M. de rettiği beyannamenin bir suretini maluMolteke, dün Mareşal Smigly Rydz ile mat kabilinden olarak matbaamıza göndermiştir. görüşmüştür. iyi malumat almakta olan mehafil, Japon beyannamesi, Japonyanın kosefirin Lehistanın Alman Japon itilâ münist enternasyonale karşı cephe almafına iştirak etmesine ve ayni zamanda sının sebeblerini izah ediyor ve bu me Burgos hükumetini tanımasını istemiş ol yanda bütün mes'uliyeti, komünist en duğunu beyan etmektedir. Bu mehafil, ternasyonale ve bunun faaliyetine yük* Mareşalın bu iki talebi açıkça reddet lemeğe çalıştıktan sonra bu vaziyet k a r şısında komünist aleyhtan Almanya ile miş olduğunu ilâve etmektedir. birleşmek mecburiyetinde kaldığım söj** ""ffâifâ da harısmıyacak LJ^jkîÜ^ (A^\«) İyi malumat Iüyor. Beyanname şu sözlerle bitnyek"*"^ almakta' olan mehafîl, M. Grandinin M. tedir: «Şurasını da ehemmiyetle kaydede Edenle görüştüğü esnada İtalyanın ko münizme karşı, Japonya ile Almanya a riz ki bu anlaşma ile birlikte yahud bu rasında akdetmiş olan itilâfa iştirak et nun arkasında herhangi hususî bir iti miyeceğini söylemiş olduğunu beyan et lâfname olmadığı gibi Japonya hükumeti başka bir maksadla her hangi bcynel* mektedirler. Ayni mehafil, gerek İspanya işlerin milel hususî bir blok teşkil etmek yahud de ve gerek komünizm aleyhtan cephe böyle bir bloka iltihak etmek niyetinde meselesinde İtalyanın İngiliz İtalyan değildir. Son olarak şunu da kaydederiz mukarenetine engel olabilecek her türlü ki şimdiki anlaşma Sovyetlerin yahud hareketten sakmacağını beyan eylemek başka bir devletin aleyhine tevcih edil * miş değildir.» tedir. Oğrenildiğine göre Burgos hükumeti, İtalyan vesayası üzerine Barselonda bir bitaraf mıntaka ihdasını kabul etmiş tir. Hariciye bütçesinin harcirah faslı Ankara 27 (Telefonla) Hariciye Vekâleti bütçesindeki harcirah, kon gre ve saire faslına yeniden 70 bin lira konulmasına lüzum görülmüştür. Bu na sebeb, bütçe yapıldığı sırada normal vaziyetler üzerine tanzim edilen hesabların, sonradan hâdis olan bazı konfe ranslar ve saire dolayısile ihtiyacı karşılamamasıdır. Bu maksadla hazırlanan bir münakale lâyihası Meclise ve rildi. Muahedenin metni Klod Anenin en güzel romanı Ateşin Rus aşkı ve bir ihtiras macerası Zenci boksörün bir zaferi Nevyork 25 Meşhur Zenci boksör Joe Louise bir gecede tamnmış ağır siklet boksörlerden Pol Zibi ve Toni Consla bir müsabaka yapmıştır. Zenci boksör birinci rakibini 2 nci dakikada nakavt ettikten sonra hiç din lenmeden ikinci rakibini de 3 üncü dakikada nakavt etmiştir. rusu Kadri olduğu halde Hüsnü Bey' merhumun evine geldi. Kapıyı açan gene bacı idi. Kutsiyi görünce tanıdı ve işin olacağına kanaat getirmiş gibi güldü. Kutsi, Kadriyi bacıya tanıtırken: Arkadaşım Mardros Efendi yapıdan iyi anlar. Evi adamakıllı gözden geçirecek. Dedi ve taşlıkta: Hanımefendiye bizden hiç bahsettin mi? Diye ağız aradı. Bacıdan: O gündenberi gelmedi ki. Cevabını alınca: Tuhaf şey, dedi. Böyle ev sahibi görülmemiştir. Neyse, nemize lâzım!... Evin alt katı gezildikten sonra bacı önden ve Kadri arkadan merdivenleri çıkarlarken Kutsi arkalarından: GENÇ RUS KIZI ARYAN Çevirenler t Fethı Varal ve Feridun Osman Berlin 27 (A.A.) «Gecikmiştir» Alman Japon muahedesinin metni aşağıdadır: «Komünist enternasyonali komintern hedefinin kabili tasavvur bütün vasıtalarla mevcud devletleri tazyik ve inhilâ ettirmek olduğunu gözönünde tutan kominternin bir millatin iç işlerinde müdaha lesine göz yummanın yalnız dahilî sulh ve Habeş ilhakı tamamlanıyor sosyal refahı tehlikeye düşürmekle kal mayıp dünya sulhuna karşı da bir tehdid Roma 27 (A.A.) Salâhiyettar teşkil ettiğini nazari dikkate alan komü bir membadan bildirildiğine göre, Genenist hareketlerine karşı kendilerini mü ral Malta kumandasındaki İtalyan kolu, dafaa etmek için sıkı bir şekilde işbirli Goreyi işgal etmiştir. atkı ile sanlmış birisi içeriye girdi. Kadını takib etti. Kömürlükten bir el fenerile ortayı aydınlatarak yukarı, oradan birinci kata çıktılar. Hanımefendinin yatak odasına girerek lâmbayı yaktılar. Kadın mantosunu çıkardı; erkek bir müddet paltosile iskemleye uzandı ve genc kadının hareketlerini takib etti. Kadın gardrobun aynası karşısında saçlarını düzeltmeğe çalışırken ağzını açmadı ve peşinden gelen adama bir kere bile bakmadı. Neden sonra tıknaz adam: fazla vermiyorlar. Dört bine razı ol. ihtiyacım var. Pendikteki beyaz ev Zabıla romanımız: 92 Hayır, konuşmağa lüzum yokmuş. Fiatı malummuş. Ya?.. Nerede oturduğu malum değil mi? Değil gibi. Çünkü kâh annesinde, kâh kardejlerinde olduğunu söylüyor. Annesi Eyübsultanda otururmuş; bir kardeşi Gedikpaşada, öteki Sultanah medde. Sen evlerini bilmiyor musun? Hayır.. Onlar bize hiç gelmemiş lerdi. Ne ben, ne de beyefendi bir kere bile yüzlerini görmemiştik. Allah, Allah... Ne tuhaf aile bu!... Kutsi, bacıdan aldığı bu malumatla şüphesiz büsbütün kuvvet bularak evin diğer kısımlannı şöyle bir göz gezdirmek ve bir iz bulmak ümidile araştırarak gezdi. Bahçeye çıktı. Buradan yokuşa bir kapı vardı. Kalfa, bu kapının pek nadir açıldığını söylediği halde Kutsi bahçe kapısının yanına gitti. Toprağa ve kapının kenarlarına, kilidine dikkat etti. Bu kapı pek nadir değil, aradabir açıhp kapanıyordu. Kalfaya sokak kapısı önünde bir fiat sordu: Beş bin beş yüz lira... Rakamını işitince pek memnun olmuş gibi: Peki, dedi. Ya perşembe, veya cuma bir kere de bir arkadaşımla gelirim. Ortağım var. Bir de o görsün, belki uyuşuruz. Tabiî beş bin beş yüzün beş yüzü atılır değil mi? Bacı biraz durdu. Sonra gülerek: Doğrusu, tam beş bin liraya vere cekler. Ondan on para aşağı olmazmış. Beş bin lirayı verenle ben işi bitireceğim ve iş imzaya kalacak. Kutsi «âlâ!» dedi ve kapıyı çekti. Perşembe değil, fakat tam cuma günü akşama doğru gene elinde çantası, ihtiyar bir sarraf kıyafetinde, yanında da karnı yastıklarla şişmanlamış, sivri bir sakal takmış olarak Ermeni ortağı, daha doğ ziyarete gelen, kanapelerin yerlerini değiştiren, yatağa el süren perileri dinlemek ve mümkünse görmekti. Perilerin gece çok geç vakit gelecekleri muhakkaktı. Yalnız bu bir kişinin ikamet ettiği evde değil, civarda da el ayak çekilecek, ses kesilecek ve periler o zaman harekete geçeceklerdi. Saat ikiye yaklaşıyordu. Aşağıki katta kalfa çsktan bütün kapılan kilidlemiş, sokak kapısınm demirini sürmüş, odasına çekilmişti. Fakat lâmbasmı ya unutmuş, yahud bu gecenin uğursuz olduğunu düşünerek söndürmemişti. Evvelâ bahçenin sokağa açılan kapısına biranahtar sokuldu; kapı açıldı. Kalın bir kürk mantoya bürünmüş bir kadın bu karanhk yokuştan bahçeye girdi. Kapıyı aralık bırakarak karanhkta yürüdü. Mutfağm bahçeye açılan kapısı önünde Mardros, dedi. Yazıhaneye geç durdu. Çantasından bir anahtar çıkardı kalmıyayım. Biliyorsun ya, işim var. Ben ve bu kapıyı açmak istedi. Kapı mutad hilâfma olarak arkasmgidiyorum. Sen her yanı, bahçeyi, temeli dan bir kol demirile kapanmıştı. Kadın bir iyice gör, gel bana haber ver. Bacı, merdivenin üst basamağından iki üç adım geri döndü. Küçük kömürlük ? Kutsiyi uğurladı ve Kutsi sokak kapısını kapısını başka bir anahtarla zorladı açıp kapıyarak alt katta bir köşeye sak açtı. O sırada yarı aralık bıraktığı bahçe kapısından siyah bir paltoya bürünmüş Iandı. Kalfa onun gittiğine emindi. Kutsinin niyeti, cuma akşamları bu evi olarak ortaboylu, sismanca ve vÜ7Ü bir Acele paraya Kadın durdu. Gözleri yaşlıydı. Di zinin üstündeki çantadan mendilini çıkararak dudaklarını kurutur gibi yaparak gözlerini sildi; Deli Ömer bu tıknaz ve ortaboylu adam o idi alaylı bir bakışla Dürdaneyi süzerek: Hayrola, dedi. Gene sinirleriniz üstünüzde. Bir kabahat mi işledik? Paraya ihtiyacımız var; ne yapalım. İşte biliyorsun ki yüzdük, yüzdük, kuyruğu Nasılsin Dürdane? na geldik. Diye sordu. Kadın cevab vermedi, uDürdane, meyus ve ümidsiz başmı salzunca süren sabah düzeltmesinden sonra ladı: onun karşısında şezlonga uzanarak: Ben hiç öyle görmüyorum; dedi. Polis tahkikatı ne oldu? Sen Hayrullahı elde edeceğim, derken Diye sordu. Yavaş yavaş paltosunu kendini de, beni de yakacaksın. Eğer çıkarıp bir yana koyan ve sol elile bir siKenanların evinde bir gün daha kalsaygara yakan adam: dım mahvolmuştum. Sen kendi itirafınla Hiç! diye cevab verdi. Tabiî bir sabit ki birkaç kere yakayı ele veriyornetice cıkmadı. Seni çağırıyorlar mi? dun.Demek ki artık işler eskisi gibi dön Sık sık. Dün gene merkezden istemüyor. mişlerdi; gittim. Gene ayni sualler. TaDeli Ömer asabileşti. Yansını bile içbiî gene ayni cevablar. Âlâ. Bu mesele de kapandı, de mediği sigarayı yere attı, sinirli bir halde mektir. Evi istiyen var mı? ayağile söndürerek: lArJcast varl Bir iki kişi. Üç bin beş yüz liradan

Bu sayıdan diğer sayfalar: