28 İklncitesrin 1936 CUMHURİYET SON HABERLER... Ihtilâlciler Madridin önünden çekiliyorlar TELEFÛN TELGRAF ve TELSiZLE Hâdiseler arasında Alman Japon anlaşması Akdenizde anlaşma için... Bir Lizbon azetesine göre ıhtilâlciler evvelâ Madridin münakale yollarını kesecek yeni bir tabiye kullanacaklarmış Lizbon 27 (A.A.) Royter ajansın dan: Diario de Lisboa gazetesinin emniyete şayan bir membadan aldığı malumata göre, asiler, Madrid Valanciya yo lundan başlamak suretile payitahtın bütün münakalât yollarını kesmekten ibaret yeni bir tabiye tatbik etmek üzere Madriddeki ileri mevzilerini terkede ceklerdir. Bu gazete, iki bin mitralyöze malik olan hükumet milislerinin, Mad ridin methallerine hâkim bütün sev kulceyş noktaları işgal etmekte bulunduklarını yazmaktadır. Asiler, Üniversite mahallesinde yiyeceksiz ve susuz bir halde hakıkî surette mahsur kalmışlardır. Hiç kesilmiyen bir ateş altında nevmidane mukavemet etmektedirler. Asi kuvvetler, dün Cuatro Cominos mıntakasında ileri hareketine devam etmişler ve şiddetli muharebelerden sonra bir çok mahalleleri işgal eylemişlerdir. Üç motörlü 12 tayyare, payitahta bom balar atmışlar ve milislerin millî saray arkasmdaki mevzilerini tahrib etmiş lerdir. Dün öğleden sonra geç vakit, Madrid cephesinin her noktasında büyük bir faaliyet hüküm sürmekte idi. thtilâlcilerin tefsirleri Sevılla 27 (A.A.) General Queipo de Llana, radyo ile yapmış olduğu be yanatta ezcümle demiştir ki: « Fena havalar, askerlerimizin ileri hareketine mâni olduğu zamanlar Kı zıllar muzafferiyet kazanmış oldukla rından bahsetmektedirler.> General, diğer taraftan, tayyarelerin Cartagena üssübahrisini müessir surette bombardıman etmiş olduğunu ilâve etmiştir. Hükumetçilerin bir zaferi ; î ! Madrid 27 (A.A.) Havas ajansının muhabiri, hükumet milislerinin Aranjuez mmtakasında muvaffakiyetli bir taarruzda bulunmuş olduklarını haber vermektedir. Milisler, Polan ve San Martin de Montalban kasabalarım ele Valansiyada müstakil bir hükugeçirmişlerdir. met tesis ediliyor Milisler, bir kaç kilometro mesafede Valancia 27 (A.A.) Kortezlerin 1 bulunmakta oldukları Toledo şehri ükânunuevvelde yapacakları ilk toplanzerine yürümek tasavvurundadırlar. tıda Valanciada mıntakavî bir hüku Madrid cephelerinde harb met tesisine esas itibarile karar vere Talevera 27 (A.A.) Havas ajansı cekleri sövlenilmektedir. muhabirinden: Fransız matbuat ka Sofyada «Nöyyi» nunu hazırlanıyor aleyhine nümayis Yeni lâyihada ağır hükümler var Paris 27 (A.A.) Meb'usan meclisi kavanin encümeni, matbuat kanunu lâyihasının tetkikına başlamıştır. Encümen, neşriyat yapan müesseselerin anonim şirket haline gelmelerini ve bunlann varidat membalannın kontrol edilmesini natık olan birinci maddenin müzakeresini atiye talık etmiştir. Komünıstler lâyihada derpiş edilmiş olan kontrol tedbirlerinin gayrikâfi olduğu mütalea sında bulunmuşlardır. Encümen, diğer bazı maddelerde ha fif tadilât yapmıştır. Lâyihanın atideki hususatı derpiş etmekte bulunduğunu hatırlatalım: 1 Administratör, administratör delege veya naibi müdiri mes'ul olmak üzere neşriyat müesseselerinm anonim şirket haline gelmesi. 2 Müdiri mes'uller, bu tarihten i tibaren ilk çıkacak nüshanın baş tarafından hükumetin bütün tashihatını dercedeceklerdir. 3 Nazırlar meclisi, ecnebi gazetelerjn ithalini ve Fransız gazetelerinin ih racını menedebilecektir. 4 Yanlış haberler, para cezasile tecziye edilecek, zem ve kadihlerde cezalar artınlacaktır. 5 Gazeteciler, naklettikleri hâdi selerin delillerini ibraz mecburiyetinde dirler. 6 Zem ve kadih cürümleri, ceza mahkemelerine verilecektir. 60 Üniversitelile 10 papas tevkif edildi Sofya 27 (Telefonla) Bugün Nöyyi muahedesinin imzalanmasının yıldönümü münasebetile Sofyada Univer site talebesi ve papazlar tarafından büyük nümayişler yapılmıştır. Daha sabah erkenden birçok yüksek binalara üzerlerinde «Kahrolsun Nöyyi» yazılı siyah bayraklar asılmış ve kaldırımlara da siyah boya ile ayni sözler yazılmıştır. Üniversite talebesi yol başlarını kes mişler ve gelip geçenlerin yakalanna üzerinde «Nöyyiyi unutma» yazılı siyah rozetler takmışlardır. Polis sabahleyin yapılan nümayişleri menetmek, nümayişçileri dağıtmak için çok uğraşmıştır. Ve nümayiş yapan 60 üniversite talebesile 15 papazı tevkif et miştir. Üniversite talebesi akşamüstü zabitan mahfelıne gıderek balkonda muahede aleyhinde şiddetli nutuklar söylemişler ve içeri girmek istiyen polislerin üzerlerine iskemle ve tabak atarak mücadele etmişlerdir. Buradan toplu bir halde çıkan talebe sokaklarda piyade ve süvari polis lerle çarpışmıştır. Neticede birçok kimse yaralanmış ve 100 den fazla talebe ve papaz tevkif edilmiştir. Polis ancak saat 20 ye doğru vaziyete hâkim olabilmiş tir. Zabıta gündüz daha evvelden Yugoslav, Rumen ve Yunan sefarethanelerini çok sıkı bir kordon altına almış bulunuyordu. Talebe bu binaların önünde nü mayiş yapamamıştır. l/'omünizmle mücadele bugüne kadar milletler için yalnız bir iç politika işiydi. Nürenbergdeki nut kunda Hitler bu işi arsıulusal bir dava halinde ortaya koydu. Alman Japon anlaşmasından sonra bu nut kun manası biraz daha iyi anlaşılı yor. Komünizme karşı arsılusal mücadele prensipinin hakikatte Sovyetler Yazan : Thomas Greenwoode Rusyasına taarruz için bir paravana olması ihtimali, Alman • Japon an laşmasından doğabilecek ilk haklı şüphedir. Çünkü Almanya bu mücadele karannda samimî de olsa komünizmin ocağını yıkmak için komin temin tahassun ettiği Moskovaya karşı bir taarruz düşünmek mecburiyetinde kalacaktır. Bu taarruzun sa dece bir ideoloji, yahud emperiyalist emellerle kanşık bir politika işi ol duğu söylenebilir. Birinci ihtimale göre Avrupa devİngiliz Akdeniz filosuna ütihak eden en yeni ve büyük harb letleri, iç politikalarile dış politikaları gemüerinden 41,000 tonluk Hood zırhlısı arasında bir muvazene kormağa da Londra Unıversıtesi profesörlerinden zım geldiğini ihsas edince, amirallık, Akvet ediliyorlar demektir: içeride ol Thomas Greenwood, son zamanlarda deniz tefevvukunu hiç kimse ile paylaş duğu gibi dışarıda da nasyonalistler siyasî sahada birinci plânı işgal etmeğe mak niyetinde olmadığını, filen ve açıkbir tarafa, sosyalistler ve komünistbaşlıyan Akdeniz meselesi ve İngiltere • ça göstermiştir. ler öte tarafa... nin Akdenizdeki vaziyeti hakkında yazYalnız Akdenizdeki îngiliz deniz üsIkinci ihtimale göre bu antikomü dığı bir makalede diyor ki: lerinin takviyesile iktifa edilmemiş, belki nist blok, hakikatte Almanlann Av«Diktatörlük memleketlerinin ortaya Akdenizde daha başka üsler inşası me rupada ve Japonların Asyada hege attıkları son hâdiseler, sulh havasını çaselesi tetkik edilmeğe başlamış ve îngiliz monya ihtiraslarını örtmek için gizli buk bozulacak bir hale getirmiş ve umufilosu, bütün havza dahilinde, devamlı maksadlarmm yüzüne beşerî bir fi bir felâket korkusu milletleri daha surette takviye edilmiştir. kir maskesi takmaları demektir. ihtiyatlı davranmağa sevketmekte bulunîngilterenin, muazzam menabii saye Fakat her iki ihtimale göre de bu muştur. Bu mülâhaza, İtalyan Habeş sinde, icabında, Akdenizde italyan filohareket, milletleri iç rejimlerile dış muharebesinden ve Ispanya dahılî h a r politikaları arasında bir mutabakat binden sonra, Akdeniz milletleri için sunun beş misli bir filo bulundurabilece aramağa sevketmek için bazı kuv hassatan ehemmiyetli bir şekil almıştır. ğini herkes kolaylıkla hesab edebilir ve İtalya, böyle bir netice elde edebilme vetli tesirler yapmaktan geri kalmı Fakat, Akdeniz meselesinin pek ya sine elverişli ekonomik ve malî menabie yacaktır. Çünkü nihayet bütün dış kın bir atide patlak verecek hâdiseler politikalar biraz da iç politikalann sakladığından korkan bazı kimselerin bu sahib bulunmakla hiç şüphesiz övünemez. Bu gibi mülâhazalann, Duçeyi ingilmuhassalasıdır ve birini ötekinden endişesine rağmen, bu denizdeki umumî tere ile bir mukarenet tesisine sevkettiği ayırmak için çekilen güçlükler, Al vaziyet düzelmeğe yüz tutmuş gibi gö man Japon anlaşmasile büsbütün rünmektedir. Bu bahiste iki mesele var tahmin edilebilir. İtalyan diktatörü her halde şunu da anlamıştır ki, elindeki veartacaktır. dır: Bir İngiliz italyan mukareneti vusaitin îngiltereyi Akdenizde iyiden iyiye PEYAMt SAFA kuuna imkân var mıdır? Bu sualin ce sıkıntıya sokması mümkün bulunmasına vabı ne olursa olsun, Akdenizde kuvvetmukabil, onu, împaratorluk arazisinin leri hali tevazünde bulundurmak neye mütebaki kısmından ayırması asla kabil mütevakkıftır? olmadıktan başka, îngiltere, CebelüttaDuçenin Milânoda söylediği nutuk ve rikle Süveyş kanahnı elinde bulundur M. Edenin Avam kamarasında verdiği duğu müddetçe, îtalyanm Afrikadaki cevab, şu sırada hesaba katmak icab emüstemlekelerile rabıtasmı her zaman den mütekabil itimadsızlıklara rağmen, için kesebilir. bu mukarenetin şayanı arzu olduğunu Ve İtalya diktatörü şunu da takdir etgösteriyor. miş olmalıdır ki, siplomasisinin yaptığı Bu mukarenetin, Italya için esaslı şarHabeşistan fütuhatının tanınması, în bütün gayretlere rağmen, Akdeniz dev giltere için de Akdenizdeki hâkimiyeti letleri İngiliz dostluğuna karşı sadakat lerini muhafaza etmektedir. Türk donannin tanınmasıdır. Fakat Milletler Cemiyeti nizamname* masının, kendi kara suları haricine yapsinin ruhu, şimdilik, italyan zaferinin res tığı ilk ziyaret Maltaya vâki olmuştur; men tanınmasına mâni teşkil etmekte ve ve Yunan donanmasmın da oraya ya İngiltere Hariciye Nezaretile Venedik kında gelmesi beklenmektedir. sarayı arasında cereyan eden diploma Yugoslavya, İtalyadan, onun muahetik görüşmeler, İtalyanın vaziyetindeki deleri tadil taraftarlığı siyaseti dolayısile nezaketi takdir ettiğini göstermektedir. hâlâ sakınıyor. îspanya, dahilî harbin Ne olursa olsun, İngilterenin, Akde neticesi ne olursa olsun, Balear adalan nizde yapacağı müstakbel harekâtın de ve Ispnya Fas statülerinin değişmiyece • ğişmez tek şartı, îtalyanın, Akdenizde ğini İngiltereye vadetmiştir. Ve bilhassa, Sir Bazıl Zaharof resmî elbisesüe ki İngiliz tefevvuk ve hâkimiyetini kat'î nazarı itibare alınacak bir de Fransa var dır. Duçe, Îngiltereye elbirliği teklifinde Monte Carlo 27 (A.A.) Sir Ba surette tanımasıdır. zil Zaharof, ölmüştür. İtalyan Habeş muharebesi zamanın bulunurken, Akdenizi, Fransanm da bir *** da, büyük filonun hareketsiz kalışı, Ak candamarı telâkki eder olduğunu ta mamen unutmuştur. Bazil Zaharof 1849 da Muğlada doğ denizdeki İngiliz siyasetinin nihaî hedefBütün bu mülâhazalar gösteriyor ki, muş ve İstanbulda büyümüş bir Rumdur. leri ve elaltında bulunan vesaiti bakımınAkdeniz meselesinin normal bir yola girBabası aslen Yunanlı olan fakir bir tüc dan İtalyayı yanlış kanaate sevketmiş ol" mesi için, îtalyanın, Akdenizdeki mencardı, sonradan Türk tâbiiyetine girdi. sa gerektir. Filo, İtalyan hedefinin Habeşistandan öteye geçmediği müddetçe faatlerini, îngiliz ve Fransız menafiine Zaharof 18 yaşına kadar o vakitki adı âtıl kalmıştır. Fakat, Duçe, kazandığı müsavi veya onlara faik telâkki etmekten Tatavla olan Kurtuluşta oturdu ve bir zaferi yalnız kendi kuvvetile müdafaa vazgeçmesi, ve İtalyan menafiinin, diğer İngiliz mektebinde meccanen okudu. Sonetmek istediğini ve İngilterenin Akdeni lerinin sadece bir mütemmimi olduğunu ra Galatada kumaşçı olan dayısının ya zin kontrolunu İtalya ile paylaşması lâ anlaması lâzımdr. nında çalıştı ve bir gün kasadaki paralan ((İtalyanın Ingiliz tefevvukunu tanıması icab eder)) |HEM NAL1NA MIH1NA Küçük bir tarih dersi erşembe günkü Cumhuriyette, Pariste çıkan Le Journalde Saint Bricein bir makalesinden bahis vardı. «Bir Fransız buharririnin gaib kıskançlığı» başlığını taşıyan bu ya:ıda Fransız gazetecisine icab eden cevabı da vermiştik. Yalnız bir nokta, biraz :arihe temas eden bir nokta kaldı. Fransız meslekdaşımız, millî fakat cahilâne bir gururla «Türkiyeyi daha birinci "ransuva zamanmda beynelmilel siya ;ete dahil eden Fransa değil midir?» diye böbürleniyor. Bu sözü okuyunca, sanırsmız ki o zamanki Türkiye, küçücük bir devletmiş te ransa elinden tutmuş ve lutfen beynelmilel siyaset sahnesine çıkararak bütün dünyaya prezante etmiş... Hani şimdi, u Fransız mandası altında bulunan Su* •iye Cumhuriyetini Lübnan Cumhuriye ini siyaset âlemine takdim ettiği gibi... Ilâhi Saint Brice, sen ömründe tarih ıkumadın mı? bu iddiana bakılırsa an :ak Fransanm ilkmekteblerinde okunan e Fransız çocuklarına Fransanm biiyüküğünü öğretmek gayesile yazılmış olan ;üçük tarih kitablarından başka birşey ıkumamışa benziyorsun. Eğer, az çok bitaraf ve ciddî bir tarih okumuş olsay dın şu hakıkatleri görürdün. Bir devlet için, beynelmilel siyaet âlemine girmek, muahedeler akdet • mekle mümkün olur. Osmanh Türkleri 6 ncı asırda değil daha 14 üncü asnn başında Venedik ile, Ragüze ile mua ledeler imzalamışlardı. İstanbulu aldıkan zaman orta zamanı kapayıp yeni zamanı açtılar. Ve bundan sonra, Avrupa iyasetini hiç gözden kaçırmadılar. Meielâ, Macarlar, başka yerlerde meşgul ılduklan sırada şimal hududlannı genişettiler, Papalık makamile Floransa dü;alığının Venedikliler aleyhinde vaziyet ıldıklarını sezince de Midilli, Limni gibi dalan ele geçirmeğe teşebbüs etriler. 2 Birinci Fransuva zamanında Türkiye ile Fransa arasındaki münase • »etlere gelince, bunu da tarihler şöyle nlatıyorlar: Kanunî Sultan Süleyman Budini, yani şimdiki Budapeşteyi alıp Macar Krallığını ortadan kaldırdıktan sonra, Alman [mparatorluğunu da yıkmak istemişti. 7ünkü bu İmparatorluğu, îngiltere Kraı Sekizinci Hanri de, Fransa Kralı Birinci Fransuva da istiyordu. Şarklen, muhtelif siyasî entrikalarla Sekizinci Hanriyi elde ederek Birinci Fransuvayı alnız bıraktı. Sonra onu, Pavide yeneek esir etti. Böylece, Almanyaya göz dikmiş olan Fransanm, Şarlken tarafm • dan tamamile istilâsına imkân hazırlan " mıştı. Bu vaziyet karşısında Birinci Franuvanm anası Kanunî Sultan Süleymana bir mektub, bir istimdadname yazdı. Bu mektubda Fransız Kraliçesi Kanunî Sulan Süleymana «Padişahlar Padişahı» diye hitab ederek yardım istiyordu. Sulan Süleyman, Fransa Kraliçesinin bu dehaletini Şarlkene taarruz vesilesi ad * detti. Şarlken Viyana hükumetini kar deşi Ferdinanda bırakmış olduğu için, Fransayı kendi himayesine aldığını söyliyerek Viyanaya kadar dayandı. Hele Viyana muhasarasından sonra yapılan ve «Güneş muhasarası» denilen muzaf fer harb doğrudan doğruya Birinci Fransuvayı kurtarmak içindi. Bu sırada Fransız elçileri Paris ile îstanbul arasında mekik dokuyorlardı. Bunlardan birisini Şarlken hududda öldürtmüştü. Kanunî Sultan Süleyman da, bilmukabele Barbaros Hayreddini Marsilyaya yolladı. Büyük Türk amiralı oradan Fransız filosunu da yanma alarak Nise gitti. Şarlkenin ülkesinden bir p a r ça olan bu şehri zaptedip Fransızlara teslım etti. Kanunî Sultan Süleymanm, Birınci Fransuva zamanmdaki Fransa ile alâkası, tamamile hâmi ve mahmi şeklindedir. Osmanh Padişahı, Fransayı himaye etmiş, Fransızlara ordusile, donanmasile yardımlarda bulunmuştur. Himaye edilen zavallının, kudretli hâmisi, yani bütün Fransız tarihlerine ismi «Grand» ve «Magnifique» büyük ve muhteşem sıfatlarile geçen Kanunî Sultan Süley manı, mağlub Fransız Kralının beynel milel siyaset âlemine tanıtmasma imkân tasayvur olunabilir mi? Olunsa bile böyle bir tasavvurda akıl ve mantıktan eser bulunur mu? Italya, icab ederse İngilterenin Akdeniz filosunu beş misline çıkarabileceğini ve İtalyanın Afrika müstemlekelerile rabıtasını kesebileceğini bilir , s Zaharof öldü «Avrupanın esrarengiz adamı» nın hayatı 1 Ingiliz kabinesi Mühim bir içtima akdetti Londra 27 (A.A.) Bugün öğle vakti kabine hususî bir toplantı yapmışbr. Bu toplantıya o kadar büyük bir e hemmiyet atfolunmuştu ki birçok nazır lar, bunda hazır bulunmak için, başka yerlere gitmek ve başka işlerle meşgul olmak için girişmiş oldukları taahhüdleri bozmak mecburiyetinde kalmışlardır. Bu toplantının gayesi, beynelmilel vaziyetin derin bir tetkike tâbi tutulması olduğu zannedılmektedır. Londra 27 (A.A.) Kabinenin toplantısında îspanyadaki vaziyetin müzakere edilmiş olduğu zannolunmakta dır. Ancak yeni hiçbir karar alınmamıştır. Japon bütçesi Tokyo 27 (A.A.) Kabine, 1937 bütçesini ittifakla kabul etmiştir. Bütçe nin yüzde 47 si millî müdafaaya tah sis edilmiştir. Başvekil M. Hirota, hükumetin başlıca dört vazifesi olduğunu söylemiştir. Ordunun takviyesi, halkın yaşama €standard> ının muhafazası, iktısadiyatın inkişafını temin ve haricî ticareti artırmak. çalarak İngiltereye kaçtı. Dayısının şıkâyeti üzerine Londrada tevkif ve muhaİceme edildiyse de beraet kazandı. Lâkin parasız kaldığı için Atinaya gitti, diplomatlardan Skulidisle emlâk sahiblerinden Lampasın yardımlarını gördü. 27 yaşmda güzel bir delikanlıydı, kadın hâmiler bulmakta gecikmedi ve îngiltereye tekrar Roma 27 (A.A.) Italya Kraliîe döndü. Macar Naibi hükumeti ve zevcesi, saat Zaharofun hayatınm bundan sonrası 19 da Napohden Romaya dönmüşler dir. Kral, Naibi hükumet ve zevcesi, M. çok esrarlıdır. 1877 den sonra zeki ZaMusolini, M. Ciano, M. Daranyi ve M. harofu İngilterenin meşhur silâh fabrikaDekanya dün akşam Quirinal sarayında sı Nordenfeldtin Balkanlar umumî mü verilen bir ziyafette hazır bulunmuş messili olarak görüyoruz. Maruf bir firmanın soyusopu belirsiz bir adama bu lardır. kadar itimad göstermesinin sebebini o vaPapa, Amiral Hortiyi kabul etti kit asrileştirilen İntelicens Servise maceRoma 27 (A.A.) Bugün öğle raperest, atılgan adamların lüzumu olmaüzeri Macaristan Kral naibi Horti Pa sında bulanlar vardır. Filhakika Zaha pa 11 inci Pie tarafından kabul edil rof, bilhassa şarkta çok karanlık işler görmiştir. Amiral bilâhare Papalık devlet müş, silâh ticaretile beraber birçok harbbakanı kardinal Pacelliyi de ziyaret et ler hazırlamak, esrarengiz şebekeler kurmiş ve Pacelli bu ziyareti bir müddet mak gibi hizmetler yapmıştır. Son yılla sonra Macaristan elçiliği binasında Ami ra kadar hayatı tam olarak bilinmiyen ve rala iade eylemiştir. daima perde arkasında yaşıyan bu maceBelçika Başvekilinin Londra raperest Yunanlı, bunun içindir ki «Avrupanın esrarengiz adamı» diye şöhret da temasları kazanmıştır. Londra 27 (A.A.) Belçika Başve Zaharofun silâh ticareti işlerindeki rokili M. Van Zeeland, dün buraya gel miştir. Kendisinin buraya muvasala lünü genişlettikçe serveti de artmış, In tında fotoğraf muhabirlerinden birinin eilterenin en büvük silâh fabrikası olan fotoğraf lâmbası infilâk etmiş ve cam Vikers Armestrong müessesatmın sa parçaları Nazırm ayak ucuna kadar gelhiblerinden biri olmuştur. Monte Karlomiştir. M. Van Zeeland, yarın M. Edenle gö nun meşhur kumarhanesi de onundu. Ingiltere hükumeti vaktile Zaharofa Sir rüşecektir. Ereğli kömür şirketi satın alındı (Baştarafı 1 inci sahifede) hattı Zonguldak limanı ve şirketin bütün hukuk, menafi ve mevcudatı bu anda Eti Banka ve dolayısile hükumete intikal etmiş bulunuyor. Şirketten bu tesisat3 ,5 milyon liraya satın alınmıştır. Bedeli 10 sencde, 10 taksitle ödenecek, hiçbir faiz verilmiyecektir. Ve bu bedel kömürle tediye edilecektir. Müzakerelerin bitmesi münasebetile İktısad Vekili Celâl Bayar bu gece Ankarapalasta şirket delegelerine bir ziyafet verdi. Ziyafette Dahiliye, Hariciye, Malıye, Gümrük ve İnhisarlar Vekilleri, İngiliz ve Fransız sefirleri, Eti Bank Umum Müdürü ve İlhami Nafiz Pamir ve diğer banka müdürleri de bulundular. Şirketle hazırlanan mukavele yann merasimle imzalanacaktır. rütbesi tevcih etmiş ve Zaharof asıl adı olan Vasili ingilizceleştirmek için Bazile çevirmiştir. 3 4 sene evvel Zaharofun öldüğü şayi olunca, Türkiyeden de bazı mirasçı lan çıkmıştır. Silâh ticaretinden para kazanmak için binbir dolab çevirerek birçok milletlerin başını belâya sokan Zaharof bu sene 87 yaşında bulunuyordu. Rusyada 34 Alman muhakeme edilecek Moskova 27 (Hususî muhabirimiz den) Geçenlerde Moskovada ve Leningradda casusluk töhmetile yakalanan 34 Almanın muhakemesine yakında başlanacaktır. Macar Kral naibinin Romada temasları Rumen Hariciye Nazırı Varşovada Varşova 27 (A.A.) Dün akşam M Bek tarafından M. Antenesco şerefine verilmiş olan ziyafette iki Hariciye Nazırı, Leh Rumen dostluğundan bâhis nutuklar söylemişlerdir. Yugoslavyada komünist şebekesi Belgrad 27 (A.A.) Agram polisi bir çok şubeleri bulunan bir komünist teşkilâtı meydana çıkarmıştır. 24 kiş Kaldı ki Sultan Süleymanın Rusya tevkif edilmiştir. ile, Iranla, Hindistanla, Özbeklerle, VeFransız bayrağı hakkında M. nediklilerle, Ingilizlerle münaseberi, mır haberesi ve muahedesi vardır. Demek ki Blumün bir sözü beynelmilel siyasete, Fransanm takdi Paris 27 (A.A.) Uzun süren bir mü mine hacet kalmadan, hem de vâsi mikzakereye rağmen meb'usan meclisi mal yasta girmiş ve karışmıştır. ıslahata aid tekliflerin tetkikini bitire memiştir. Meb'uslardan biri, Başvekil Monşer meslekdaş, bu kısa tarih der den üç renkli bayrağın bugün de cum sinden sonra ümid ederim ki bir daha huriyetin millî nişanesi olup olmadığın yazılarında Fransanm Birinci Fransuva sormuştur. M. Blum, şu mukabelede bu zamanında Türkiyeyi beynelmilel siya lunmuştur: set âlemine takdim ettiği gibi bir yave yumurtlamazsın. « Bu suale karşı hükumetin cevab: cevet> tir.>