18 Kasım 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

18 Kasım 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET İ8 Ikinciteşrin 1936 Berlin seyahatinde 38 bin liranın israf edildiği hakkındaki iddia doğru mudur? Haftalık Top gazetesinde Bürhan Feleğin Olimpiyad masrafları hakkında bir yazısını okuduk. Mühim kısımlannı aşa~ ğıya aldığımız bu yazıda Felek Bürhan Berlin Olimpiyadlarında fazla masraf em dildiğini iddia ediyor. 54,000 liraya yapılan bu seyahaii kendisinin 16,000 liraya başarabileceğini söuliuerek aradaki 38,000 liranın israf edildiğini anlatmak istiyor. Acaba Felek Bürhanın bu iddiası hakikate muvafık mıdır? Yoksa Olimpiyad kafilesine idareci olarak iştirak edemediği için sırf tenkid ve muahaze kasdile mi bö'yle yazıyor? Madrid önündeki boğuş Montrö mukavelesi ve Japonya kıymetli maden ma en kanlı safhasında Mukavelenin tasdiki bazı Olimpiyat masrafları Ralli mühendisibir idi Kaybettiğimiz büyük bir adam Dünkü sayımız da, mühendis M. G. Rallinin ö'ldüğünü haber vermiştik. Dünkü nüshamızda ismi tertib sehvi olarak Balli diye çı kan mühendis Ralli memleketimizin ta nınmış maden mü hendislerinden biri idi. Maden mühendisi Jorj Ralli İstan mütevaffa Raîli bulda doğmuş, büyümüş ve Galatasaray lisesinden çıktıktan sonra Belçikada Liyej Universitesinden mühendislik diplomasını almış ve memlekete avdetinde Ankara şimendiferinin inşasında genc bir mühendis olarak çahşmıştır. Avrupada kimya ve madencilik dahi tahsil etmiş olan Ralli ondan sonra mesaisini madencilik sahasına hasrederek memleketimizin toprak serveti hakkında çok etraflı ve kıymetli tetkikat yapmış ve bu vadide bilfiil çok değerli hizmetler ifa etmiştir. Ezcümle, «Balya Karaay dın» madeninin keşfinde ve işletilmesinde amil olmuş ve yirmi yedi sene bu madenin işletilmesini idare etmiştir. Mem leketimizde tetkik ettiği muhtelif maden servetleri meyanında, en çok kıymet verdiği madenlerden biri de Bulgardağ simli kurşun madeni idi. Bu madeni işlet mek için hayatında sarfettiği gayretler malî sebebler dolayısile akim kalmıştır. Nihayet madenin işletme rapor ve plânlarını, Eti Banka takdim edilmek ü" zere, hastalığında bile uğraşarak tanzim etmiş ve bankaya göndermiştir. Rallinin, Ereğli kömür havzası hak kında mahallinde yaptığı tetkikata müstenid eserleri de şayanı zikir ve takdirdir. Havzaya dair ilk yazdığı eserleri bilâ hare, İktısad Vekâletinin müsaadei mahsusasile, mahallinde yaptığı tetkikatla ikmal etmiş ve 1933 senesinde: «Le Bassin Houiller d'Heraclee Ereğli kö mür havzası» namı altında yazıp tabet tirdiği mükemmel bir eserile bu pek mühim toprak servetimizin bütün tabiî kıymet ve teşekkülâtını teferrüatile bize ve harice tanıtmıştır. Kimya ve makine şubelerinde de ihtisası bulunan M. Ralli işletme projelerr nin makine plânlarını kendi tertib ettiği gibi maden cevherlerinin tahlillerini de evindeki lâboratuarında bizzat yapardı. M. Ralli yaşının ilerlemesine rağmen ömrünü iş odasında ilmî ve fennî iştiga lâtı arasında geçiren misline nadir tesadüf edilir çalışkan ve müdakkik bir ilim adamı olarak 73 yaşında vefat etmiş ve memleketimizin madencilik âleminde kıymetli bir hatıra bırakmıştır. antrenöre şiddetle ihtiyacımız vardır. Temenni olunur ki Federasyonun ge tireceği antrenör biran evvel mmtakamıza gelerek işe başlamış bulunsun. Atletizm için yeni hamleler yapmak tasavvuru vardır. Alsancak stadının tamiri işinde ayak koşusu pistinin ve atlama havuzlarının dikkatle yapıldığını kaydedebilirsiniz. Atletizm federasyo nundan bu ana spor şubesini mıntaka mızda teşvik ve terakki ettirecek yar dımlar beklemekteyiz. 300 bin metro murabbaı gibi geniş bir yerde kurulmakta olan ve İzmirin kalbi olacak Kültürparkta bir şehir stadyo mu inşasına yer verilmiştir. Bu stadm proje ve keşifleri ikmal edilmiştir.» IBaştarafı 1 inci sahifedel sinde tutunabildikleri takdirde milliyet perverlerin bazı muvaffakiyetler elde etmeleri ihtimali vardır. Milliyetperverlere mensub tayyareler bugün yeniden şehri bombardıman ederek bilhassa yangın çıkaran bombalar atmışlardır. Dün gece de devam eden bombardıman yüzünden halk uyuyamamıştır. Sabaha karşı şeh rin üç kısmından büyük yangınlar çık mış, 2 hastane ile 1 istasyon yanmıştır. Hükumete mensub tayyareler bugün mukabil taarruzlar yapmışlardır. dün akşamdanberi filen başlamıştır. Bütün gece hükumet merkezi şiddetli bir bombardımana maruz kalmıştır. Asiler bu sabah saat 1 1 de bir hava taarruzu yapmışlardır. Askerî vaziyete gelince, şehrin iç ve dışındaki ecnebi harb muhabirleri erkâ nıharbiyeleri tarafından verilen haberleri kontrol edecek vasıtalara malik bulunmadığından vaziyette şimdilik hiçbir tafsilât verilmemektedir. Hükumetçiler Manzares nehrini geçen ihtilâlcileri merasimden dolayı uzadı Montrö konferansında Japonyayı temkâmilen nehre döktüklerini bildiriyorlar sil eden Japonyanın Paris elçisi M. Sato dün şehrimize gelmiş ve akşamüzeri A tinaya hareket etmiştir. M. Satonun şehrimize geldiğini haber alan Hariciye Ve* kilimiz Tevfik Rüştü Aras kendisini Ankaraya davet etmişse de, M. Sato derhal Atinaya gideceğini bu davete icabet edemiyeceğine esef ettiğini bir teşekkür telgrafile bildirmiştir. çinde sporculara verilen elbise parasile kamp masrafı da kısmen dahil bulunan 928 Olimpiyadı seyahatinde adam ba şına yukanda söylediğim gibi 384 lira sarfedilip te Berlin Olimpiyadında bir ay süren ve evvelce Umumî Merkezdeki içtimalarda adam başına 250 liraya çıka cağı hesablanan seyahatin en müsaid ve ucuz şartlar altında adam başma 675 liraya maledilmesi, hesab bilen ve anlı yanlann akıl erdiremiyecekleri bir ra kamdır. Eğer bu işin sevk ve idaresini ben deruhde etmiş olsaydım 80 kişilik kafileyi şu size îhüfredatını verdiğim hesaba göre, 16 bin liraya götürür, getiHakikatin yalnız spor efkârı umumi rir, yedirir, içirir ve gezdirirdim.» yesi değil, bütün memleket efkârı umır miyesi tarafından anlaşdması lâzımdır. Bürhan Felek 38,000 liranın israf edildiğmi söylüyor. Berlin Olimpiyadlanna giden sporculara aid sarfiyatı idare edenler, bu açık ve sarih iddiaya cevab üermek mecburiyetindedirler. Çünkü ortadaki para 38 lira değil, 380 lira değil 38,000 liradır. İste Bürhan Feleğin iddiasmm esasları: Millî küme meselesini görüşmek üze«924 ve 928 Olimpiyadlarında kafile re şehrimize gelmiş olan İzmir mınta reisliğinde bulundum. Bu işler için ne kadar para gideceğini evvelden yaptı kası futbol ajanı Adnan, İzmirdeki spor faaliyeti hakkında bize şunları söyle ğımız tetkikat üzerine tahakkuk ettirip miştir: bir bütçe yapardık ve ondan itibaren işin < Şehir Meclisi ve vilâyet spor iş idarî ve hesabî mes'uliyeti o heyetin üs lerimiz için 21 bin lira yardımda bu tüne yüklenirdi. lundu. Bu paranın mahalli sarfını İz 936 Olimpiyadında nasıl hareket edil mir mıntaka heyeti tayin etti. İlk iş odiğini bilmiyorum. Amma bidayeten U larak Alsancak stadını ıslah ettik. Karmumî merkezde bulunduğum sıralarda şıyaka ile Eşrefpaşa semtindeki talebe Olimpiyad masraflarının tahmini işi ba çayırını da tzmir için esaslı idman sa na havale edilmişti. O zaman yaptığım halan olarak hazırlıyacağız. Bu idman tetkikatta bu işin seyahat ve ikamet yerlerinden başka Vasıfçmar caddesin masrafı olarak adam başına 250 lira ka de bir de kapalı salon yapılması düşü nülmektedir. Bu salon için 50 bin lira dar bir para ile yapılabileceği tesbit edilsarfedilecektir. tstimlâk muamelesi bitmişti. miş, projeler de hazırlanmıştır. Bu rakamın fevkalâdeden olarak 50 Mıntaka heyeti, denizcilik ve güreş lira daha katılarak 300 liraya çıktığım şubelerine de çok ehemmiyet vermekda ilâve edersek 80 kişilik spor kafilesi tedir. Yalnız bu iki şube için mıntaka nin 24 bin lira ile gidip gelmesi en geniş nın birer antrenöre ihtiyacı vardır. hesabla mümkündü. Güreş Federasyonu antrenör teminini Çünkü 928 Amsterdam Olimpiyadı vadettiği halde henüz bir hareket yokna giderken şu yollax4ap. gççjp şu mas tur. Izmü'de susporlanndan anlıyan bir a r k ^ d a ş ^ T ® ^ £egMz. Şusporlan an raf la« yapmıştık: ^bt^.^..i^ trenörlüğü yapabilecek yabancı bir Romanya vapurile ve Köstence tarikimsehin mintafcamıza 'ğeftrilrnesi kakile Peşteye gittik. Orada 18 gün iyi bil olursa, ,bu sporun hem ajanlığını, bir otelde kaldık. Güreş ve atletizm için hem de antrenörlüğünü buna verece kamp çahşması yaptık. Oradan birinci ğiz. Bu mesele için Susporları Federasmevki Tuna vapurlarile Pasava, oradan yonuna da müracaat edilmiştir. da şimendiferle Amsterdama gittik. Futbola gelince; millî küme teşkili Amstermdamda ikametimiz esnasmda o İzmir spor âleminde çok iyi bir tesir tele 85 kuruş kıymetinde olan Holanda yapmıştır. İstanbul kulüblerinin haric Florinile adam başına 12 florin, yani bi takımlarla temas ettiği kadar İzmir kuzim paramızla günde onar lira verdik. 18 lüblerinin haricî temas yapmasına madgün kalarak 9 ağustosta oradan hareket deten imkân yoktu. Buna başlıca amil ettik ve adam başına dönüş parası olarak de, yol uzaklığı ve mıntakanın sapa kalta 138 lira verdik. Buna rağmen bütün masıdır. İstanbul kulüblerinin İzmire bu seyahatler ve masraflar adam başına gelerek maç yapması muhitte daima büyük bir alâka ile karşılanmaktadır. Her 384 liraya malolmuştu. nedense dostane maçlar için İstanbul Halbuki, o zamanki seyahatte Al kulüblerine yaptığımız davetlerden manyada olduğu gibi ne seyahat masra müsbet neticeler almış değiliz. Bun fının yüzde altmış tenzilâtı vardı, ne de dan dolayıdır ki millî küme işi beynelOlimpiyad koyündeki gibi bir sporcu milel mıntaka, Türkiyenin bellibaşlı veya idarecinin bir günlük yatma, kalk kulüblerinin birbirlerile temas etme ma, yeme, içme, doktor ve şehire gi sine fırsat vermiş olacaktır. dip gelme masrafı Türk parasile 168 kuMillî kümeye ayrılacak olan bölge miz kulüblerinin İzmir sporunun ileriruşla kapanabiliyordu... Amsterdamda yalnız otel için yevmiye adam başma lemesinde amil olacak neticeler alma verdiğimiz 12 florin on Türk lirasından sına çalışılacaktır. Mmtakamızm, fut fazla ettikten başka otelden sahaya gi bol antrenörü işinin temin edildiğini dip gelmek için de adam başma bir lira Federasyon reisi Hamdi Emin Çaydan memnuniyetle öğrendim. İzmir gencleri dan fazla sarfediyorduk. bu oyuna son derece müstaiddirler. BuGüreşçilerin idmanı için tuttuğumuz na en büyük misal, Türk futbolüne İzsalonun her saatine 15 florin istiyorlardı. mirin yetiştirdiği birçok yıldızlardır. Bu kadar pahalı şartlar altında ve 40 İzmir futbolünde eksik olan şey sistemgünden fazla süren seyahat müddeti i dir. Bunun kurulabilmesi için iyi bir Madridin içerisinde çarpışmalar Madrid de dört hastane harab oldu Madrid 17 (A.A.) Öğle vakti neşrolunan bir tçbliğde hükumet kuv vetlerinin bu sabah sağ ve sol cenahlardan mukabil taarruza geçmiş ve Üniversite mahallesinin Felsefe fakültesine kadar ilerlemiş olan Faslıları geldikleri yere dönmeğe mecbur etmiş oldukları be yan edilmektedir. Asilerden bir kısmı ihata edilmiştir. Geceleyin asi kuvvetler, Casa Valasqueze kadar ilerlemişlerdir. Asilerin dünkü bombardımanlan neticesinde dört hastane harab olmuştur. San Karlos hastanesi alevler içindedir. Has talar, dışarı çıkanlmıştır. Asiler bu sabah yeniden Usera mıntakasını bombardıman etmişlerdir. Izmirde spora verilen ehemmiyet Şehir Meclisi sporculara yirmi bir bin liralık yardımda bulundu Madridin şimali garbi parçası işgal altında Telouan 17 (A.A.) Bura radyosu tarafından neşredilen bir tebliğde General Uerla kuvvetlerinin pazar günü elde etmiş oldukları mevzileri tahkim et miş bulundukları beyan olunmaktadır. Bu kuvvetler, garb parkını zaptetmişleı ve hükumet kuvvetlerinin mukabil taar * ruzlarını tardeylemişlerdir. Tebliğde ilâve ediliyor: Madridin şimali garbî mmtakasının ilk caddeleri şimdi işgal altında bulunmak tadır. îhtilâlciler nehri geçtiler mi? Madrid cephesi 17 (A.A.) Asi kuvvetlerin Madridin şimali garbisinde yaptıklan hücumlar, onları Üniversile mahallesinden Carcel Modelese kadar ilerletmiştir. Hükun^etçilerin dün berhava «ttikleri Manzaures üzerindeki köprüler, le Fransız köprüsü ve Kral köprüsünün yerine âcilen tahta köprüler inşa edilmiştir. Zırhlı otomobillerle mücehhez olan bir kıt'a bu sabah köprüleri aşarak nehrin sol sahiline yerleşebilmistir. Madrid 17 (A.A.) Ekserisi Faslılardan ibaret olan bir asi kuvveti, Ü niversite cephesinde hükumet kuvvetle rine taarruz etmiş ve Üniversite binasının bir tarafına ve bazı evlere girmeğe mu vaffak olmuştur. Maamafih bu müfreze, asilerin diğer kuvvetlerile temasını kay betmiştir. Cumhuriyetçiler, Faslıların i lerlemesine mâni olamamışlar ve bu müfrezeyi diğer kuvvetlerden tecrid etmek için sonradan mütekabil taarruza geçnıişlerdir. Bu müfreze tamamile ihata edil • miştir. Asiler, Faslılara yardım için Delos Franceses köprüsü civarında taarruza geçmişlerse de yeni gelmiş bir Katalon kolunun yardımile Madridliler bu taarğunu kabul eylemiştir. Yalnız bu teşki ruzu püskürtmüşlerdir. lâtın emperyalist emelleri olduğu iddia Dün akşam asiler, Madridin ameîe sını reddetmiş ve çünkü hedefinin şimdiki varoşl^rına karjı şiddetli bir ateş açmış rejim yerine sendikalizm rejimini ikame lardır. etmek olduğunu beyan eylemiştir. Payitaht ahalisi, harbin neticesi hak Bundan sonra Almanyada yapmış kında büyük bir itimad beslemektedir. olduğu son seyahatinden bahsederek bu thtilâldler Almanyaya petrol götü seyahatin siyasî mahiyette olduğunu in ren bir Sovyet gemisini zaptettiler kâr ettiği gibi M. Hitlerle de görüşmüş Moskova 17 (A.A.) Tas ajansı olduğunu inkâr eylemiştir. Jose, Alman zimamdarlarile itilâflar yapmış olduğu bildiriyor: Sovyetler Birliği Dış Ticaret Komi iddiasını da reddetmiştir. Kendisi Ge serliğinin haber verdiğine göre, Sojuz neral San Jurjonun Berlin seyahatinin Vodnikof gemisi kaptanile doğrudan kendi seyahatile ayni zamanda vukuu doğruya muhabere etmek imkânı hasıl nu beyan etmiş ve hiçbir zaman devlet olmamıştır. Faşist İspanyollar, kaptanı, aleyhinde fesad tertibinde bulunmamış geminin bulunduğu vaziyetle ne şekilde olduğunu ve asilerin niyetlerini bilme cebren Ceuta limanına götürüldüğü hak diğini söylemiştir. kında telgrafla rapor vermekten menet Miguel, kardeşinin siyasî faaliyetleri hakkında hiçbir şey bilmediğini ve kanmektedirler. * Soyuzneftexportun Berlin mümessil sile beraber hapisanede bulunduğu sıraliğitöniiç füfriçTriiat €e\ıtâ*îimah idarerf da kardeşme kansının iki rövolver teday, vasıtasile «Soyuz Vodinkof» kaptartına rik etmiş olduğu keyfiyetinden de ma lumatları olmadığmı söylemiştir. çizilen program mucibince Etvelde Belçika limanına hareket etmesini emretmiştir. Petrol gemisinin kaptanından şimdiye kadar hiçbir cevab alınamamıştır. Ge minin Almanyaya nakletmekte olduğu petrol yüküne aid vesikalann müşteri bulunan Beuzolverband kumpanyasma zamanında tevdi edilmiş olduğu anlaşıîmıştır. Demek oluyor ki faşizmin adamları olan îspanyol asileri kendi efendilerine aid olan malları zapt ve musadere etmişlerdir. Tabiidir ki, bu, faşist îspanyol generallerinin mes'uliyetini t'ahfif edecek mahiyette bir hâdise değildir. Balkanlardaki Japon diplomatlarile temasta bulunmak üzere seyahate çıkan M. Sato dün gazetecilere şunları söylemiştir: « Montrö konferansında Japon murahhas heyeti Türk noktai nazanna mü* zaheret için elinden geleni yaptı. Yeni Boğazlar mukavelesinin Japonya tara fından henüz tasvib edilmemiş olması her hangi bir gayritabiî vaziyetten ileri gelmiyor. Japonyada umumiyetle muahede ve mukavelelerin tasdiki uzun merasime tâbidir. Bu yüzden Montrö mukavelesinin tasdiki da gecikmiştir. Memleketinizde uzun müddet kalamadığıma çok esef ediyorum. Bu münasebetle beni Ankaraya davet etmek lutfunda bulunan H a r r ciye Vekiliniz doktor Tevfik Rüştüye bilhassa müteşekkirim.» Ispanyanın altınları Valansiyada Hükumetçiler sun'i sis kullamyorlar Seville 17 (A.A.) Bu sabah radyo ile neşredilen bir tebliğde ezcümle şöyle denilmektedir: Askerlerimiz, Casa Valasquezîe Lamog müessesesini hükumetçilerin taarruzlarını tardettikten ve onlara 600 telefat verdikten sonra, işgal etmişlerdir. Zayiatımız, hafiftir. Hükumetçiler ta rafından Nümune hapisanesile Kral sarayına mitralyözler yerleştirilmiştir. Topçulanmız, Cuarto Camınos mıntakasmı ve milislerin barikadlanm şiddetle bombardıman etmişlerdir. Hükumetçiler, tayyarelerimizin kendilerini bulamamalan için kendi mevzileri üzerinde duman bulutları vücude getirmişlerdir. Robledo de Chavela yakmmda Siguenza cephesinde yeni mevziler ele geçirdik. British United Press ajansının Va lansiyadan bildirdiğine göre Madridden İspanya devlet bankası Valansiyaya yedi kamyon yükü altın çubuk sevketmiştir. Kamyonlara 2 zırhlı otomobil ve elli milis askeri refakat etmekte bulunuyordu. Altınlar devlet bankasmın Valansiya şu " • besi kasalannda muhafaza olunacaktır. Madridde yıkılan binalar Londra 17 (Hususî) îspanyol milliyetperverleri bugün Madridi şiddetle bombardıman etmişlerdir. Eski Kraüık sarayile kışlalar ve Avrupanın en yük sek binalarından biri olan telefon şirketi binası havadan bombardıman edilmif, telefon şirketi binası tahrib edilmiştir. Bugünkü bombardımanlann şiddetin den şehrin camlan hemen hemen kâmilen kırılmıştır. Son üç gün zarfında Madridde 200 kişi ölmüş, 500 kişi yaralanmıştır. Ro manya sefaretine isabet eden mermiler üç kişiyi öldürmüştür. Hükumet mehafilinde milliyetperverlerin Üniversite mahallesinde bulundukları kabul edildiğine göre milliyetperverlerin Manzares nehrini geçtikleri teeyyüd etmektedir. tspanya faşistlerinin reisi muhakeme ediliyor Alıcante 17 (A.A.) Halk mah kemesinde îspanyol faşistleri partisi reisi olan Jose Antonio, Primo de Rivera ile kardeşi Miguel ve Miguelin karısı Margaritanın muhakemesi başlamıştır. Bun lar, askerî isyan esnasmda isyan cürmüne iştirak etmiş olmakla itham edilmek tedirler. Jose, avukat sıfatile kardeşini ve Belediye sporculara 4800 yengesini müdafaa edeceğini söylemiş lhtilâlcilerin büyük lira verdi tir. taarruzu başladt İstanbul Belediyesi şehirdeki spor teJose, «îspanyol Falanjı» nı teşkil et Londra 17 ( A . A ) İspanyada şekküllerine tevzi edilmek üzere Spor Kurumu başkanlığına 4800 lira gönder çarpışan her iki tarafın bildirdiğine göre miş ve bu teşkilâtın müteakıben genc îs miştir. Madridin zaptı için yapılacak taarruz panyol nasyonalistlerile birleşmiş oldu kanda da ayni izler var; hem de bu mahzenin ıslak topraklarından çıkmış izler. Merdivenleri çıkarken Kutsi sözüne devam ediyordu: Eğer bu izlerin Nermin Hanıma aid olduğunu daha kat'iyetle tesbit etmemizi isterseniz ona aid iskarpinlerden birini getiriniz; ölçelim. Kenan üst kata çıkar çıkmaz koştu. Yukan çıktı ve Nerminin bir çift iskarpinini getirdi. Bu iskarpin mahzene inen merdivenin yukarısında kesilmiş döşeme tahtasının yanındaki çamurlu izlere tat bik olundu: Tamam; ayni izler. Nahide ve Kenan sanki Nermin bu lunmuş, eve getirilmiş gibi sevincle Kutsiye bakıyorlar, ona teşekkür etmek için can atıyorlardı. Fakat dikkatli ve mütevazı polis memuru izahlanna devam etti: Bununla beraber Nermin Hanım, buraya indirilirken olduğu gibi buradan çıkarılırken de tamamile kendisinde de ğildi. Tek başına ayak üstünde durmağa muktedir olduğu iddia olunamaz. Buradaki hapis müddeti esnasmda belki ancak yemek yiyeceği vakitler, geceden geceye biraz kendine gelbiliyor, şuurunu toplıyabiliyordu, diğer zamanlan yan uyku içinde geçmiştir. Buradan çıkarılırken de kulakları işitiyor, gözleri görüyor; fakat iradesine tamamile hâkim bulun muyordu. Aksi takdirde şüphesiz bağınp çağıracak, kurtulmağa çalışacaktı. O halde, uyutuldu veya bayıltıldı öyle mi? Evet, tam veya yarım uyutacak, tesiri istenildiği kadar uzaltılacak ilâclar çok... Pendiktekî beyaz ev Zabıta romanımız: Hayır, o ihtimal mevcud değildir. Bu ekmekler Nerminden başkasının yemesi için değildir. Sizin aklınıza belki onun dün akşam öldüğü veya öldürüldüğü gelmiştir; belki Nerminin buradan çıkanldığı zaman hayatta olmaması ihtima lini düşünüyorsunuz. Hayır, bu ihtimalin de varid olmadığını size isbat edeceğim. Kenan yerinden fırladı: Nasıl? dedi. Bunu isbat ediniz; Nermin üç ay daha bulunmasa benden bir şikâyet kelimesi işitmiyeceksiniz. Peki, geliniz. Kutsi masanm üstüne koyduğu lâmbayı tekrar eline aldı. Öne düştü. Geldikleri gibi başlannı eğerek duvann deliğinden çıktılar. Kutsi artık taşlan yerleştirmeğe lüzum görmiyerek yürürken iki kardeşe de takib edecekleri yolu işaret ediyordu. Tam merdiven başında durdu ve cebinden elektrik lâmbasını çıkardı, yere çevirdi: Şu ıslak toprağa bakmız, dedi. Şurada bir takım ayak izleri görüyorsunuz. Onlar bizim izlerimizdir. Çünkü biz bu taraftan inmiştik. Halbuki ben merdiveni sağ farafa dayalı bulmuştum. Sağ tarafta bir takım izler vardı. Bu izler kaybolmasın ve bizimkilerle karışmasm diye tnerdiveni çevirdim. Öteki izlere dikkat ediniz. İki kadın ayağı izi. Ayni kadının ayak izleri olmadığı ölçülerile isbat olunabilir. Biri büyük, öteki küçüktür. Bu izler ta duvann deliğinden geliyor. Oraya doğru gitmiyor, oradan geliyor; dikkat ediniz. îki kardeş hayretle izleri takib ettiler. Kenanın gözlerinde, bu karahlık mahzende bile farkedilebilecek bir sevinc parıltısı vardı. Kutsi gülerek ona: Kâfi mi? Diye sordu, Kenan başını salladı. Bununla beraber, ben size Nermin Hanımm şu merdivenlerden yukarı çı kanldığını da isbat edeyim. Çünkü yu Ağır bir sandık Akşam saat sekizi geçiyordu. Tünel den çıkanlarla Yüksekkaldmmdan ya yan çıkanlar bir akın halinde caddeyi dolduruyor ve Galatasaraya doğru akı yorlardı. Tramvaylar hıncahmçtı. Hava soğuk olduğu halde kuru olduğu için bu kalabalığa girmiyerek yaya gitmeyi tercih edenler ekseriyeti teşkil ediyordu. Ellerinde çıkınlarla paltosuna büzülmüş aile reisleri ve kürklü, spor mantolanna sarılmış kadınlar arasında geniş omuzlu, iriyarı, güçlü kuvvetli, fakat üstünde yeleksiz bir ceketten başka birşey bulun mıyan bir genc de sallanarak, sağa sola bakarak, nereye gideceğini bilemiyen lere mahsus kararsız bir yürüyüşle cad deyi geçmekte idi. Galatasaraya yakla Murad. şırken sağdaki sokaklardan birine saptı. Burası çamurlu, harab bir yokuştu. Bir Bir lâhza ikisi de sustular, sigaralan hayli aşağıya indi, sağa, sonra sola sap nın dumanmı havaya püskürtüyor, serçe tı. Etrafına bakınarak sönük ışıklı, basık parmaklarile tozunu sağa silkiyorlardı. tavanlı bir dükkânın kapısını açtı. Içeriye Murad, gözü misafirinin göğsüne dik.il girmeden: miş olarak: Bozcaadalı Hiristonun dükkânı Asmaaltında bir iş çıkmadı mı? burası mı? diye sordu. Diye sordu. İçeride ispirto, meze, siFahri içini çekti. Dudaklarını büktü: gara kokuları ve dumanlar arasında yedi Hiç, dedi. Boşuna akşamladık. Bir sekiz kişi vardı. Hepsi çakırkeyif olmaiki yük taşıyıp beş on kuruş almağa bile ğa başlamıştı. Köşede peykenin arkasmdaki mal sahibi bu sualden sinirlenmiş razıydım. Ne gezer?.. Küfe olmadığı igibi kaşlarını çattı. Dükkânında yabancı çin bana yan bakan bile olmadı. Ben sana orada, ayak üstünde a istemiyordu. Fakat tahta masalardan bikmtıya kürek çektiğini anlattım. Biz birinde oturan ve ikidebir ıslanan bıyıklaliriz; alnının terile ekmek parası çıkar nnı elinin tersile silen orta yaşlı birisi: Burası ahbab, buyur bakalım!... mağa kalkarsan boşuna beklersin. Fahri bir omuz geçirdi. îkinci kadehDedi. Güçlü kuvvetli genc iki basa te gözleri süzülmüştü: mak merdiveni inerek Adalı Hiristonun Ne yapacağız? dedi. Yol mu kemeyhanesinde kendisine cevab veren a damın karşısına oturdu ve oturur otur seyim yahu?.. maz önüne gelen kadehi bir yudumda Öteki acı acı güldü ve kadehini u dikti; ciğer tavasından iki lokma aldı, zattı: kendisine uzatılan sigarayı yaktı. O ana Helebir iki tek atalım da konu kadar ağzını açmıyan orta yaşlı adam: şuruz. Bereket cebimde bu akşam üç beş Adın ne dayı? kuruş var. Bana uğurlu bir günde ras Diye sordu. ladın Fahri dayı. Fahri. Ya seninki? [Arkast vari

Bu sayıdan diğer sayfalar: