CUMHURÎYET 17 Ikinciteşrin 1936 Bir zabıta haberi Köylü kadınlar, onun etrafını sarmış, şaşkmlıkla bakıyorlardı. Kız Gülsüm, sen on yıl evvel köyden şehre giden, küçük kız mısın? Duvara astığı küçük ayna karşısında yüzünü, dudaklannı boyayan genc kız, öfkeyle dönerek, hırçın bir sesle çıkıştı: Kaçtır söylüyorum. Benim adım Gülsüm değil, Ayten. Ha, essah (sahi» Aytendi. Ayten ne demek ki? Vücudü, teni ay gibi demek. Abuğğğ!! Adam, etinin rengini ismine kor mu hiç? Köylü kadınlar gülüştüler. Ayten büsbütün öfkelenmişti: Ne olacak, anlamazsınız ki... Kaç senedir Istanbuldaydım. Kibar, zengin konaklarda, köşklerde çalıştım. Bütün baylar, bayanlar bana da, ismime de, şıklığıma da bayılırlar, aferin kızım akıllı, zeki kızsın, derlerdi. Siz de alay ediyorsunuz! Ayten, duvara astığı renk renk elbiselerinden ördekbaşı jarse bir rob alarak, kadınlara gösterdi: Şu elbise, bizim küçük hanımın Paristen getirdiği bir tuvaletin örneğidir. Eve gündelik terzi gelmişti. Onu, gizlice küçük hanımın odasına çıkardım. Elbisesini göstererek örneğini yaptırdım. Genc kız, elbiseyi minderin üzerine bıraktı. Sırbndaki gimonoyu çıkardı. KTadınlar, birer çığlık koparmışlardı. Abuğğğ anam, kızda, utanma, hayâ da kalmamış. Kız Gülsüm, çınl çıpıldak durmaktan sıkılmıyon mu? Ayten, askılı pembe kombinezonla şuraya buraya dolaşıyor, çorablannı giyi yor, jartyerini iliştiriyordu. Nihayet ördekbaşı yeşil jarse, kısa kollu, açık yakalı elbisesini giydi, permenantlı uzun saçlannm üzerine, elbisenin kumaşmdan bir parça bağladı. Son bir kere daha aynaya baktı, sonra kadınlara döndü: Her akşamüstü gezmeğe alışmışım, sizin karanlık odalannızda oturamam doğrusu, Allahaısınarladık. Kadınlar, büsbütün şaşırmışlardı. Yanda duran, beyaz başörtülü yaşlı bir kadın yerinden doğruldu: Kızım, Ayten hatun, üstüne birşey giymeden mi sokağa çıkacaksm? Ayten, hiddetle geri döndü: Rica ederim anne, işlerime kanş maym! Ben, hayatım kazanan, kendi kazancını yiyen serbest bir kızım. Kalamışta, Beyoğlunda, Şişlide böyle açık, kısa kollu elbiseyle çıkıyorum da, size köye misafir geldim diye mi manto giyece ğim? Odadan fırlayıp çıktı. Anne, gözleri yaşlı, onun arkasından bakakalmıştı. Sonra kadınlara döndü: Kardeşi Ahmed sert bir oğlandır. Kızın, böyle örtüsüz, bürgüsüz, sokağa çıktığını görürse kafası kızacak... Oğlanın hakkı da var. Kızkarde şinin namusu onun namusu demek... Kadınlar, tek camlı pencerenin önüne gitmişler, yeşil elbisesi güneşte parlıyan, kınta kınta giden, bir zamanki küçük Gülsüme yabancı gözlerle bakıyorlardı. Birdenbire bir gürültü duyuldu. O darun büyük tahta kapısı şiddetle açıl mıştı. Hepsi kapıya doğru döndüler. İçeri, evin delikanlı oğlu Ahmed girmişti. Gök gürültüsüne benziyen bir sesle bağırdı: Ana, be... Yaşlı kadın, yaşlı gözlerile korkarak, oğluna baktı: Ne var, oğul? Çarşı birbirine girdi. Gülsüm, ye Bibliyoğrafya Osmanlı Borcları Tarihi şil, kolu, yakası açık bir fistan giymiş, Mehmed İhsan Basımevl Ankara 1936 > . 300 K. çarşıda dolaşıyor, bütün delikanlılar dört yanımı sardılar. Benimle laglandılar(i). <Bu kitabm yazılmasında takib olu Kıza deyiver, bir daha böyle sokağa çıknan hedef, Osmanlı hükumetlerinin masm! Köy açıkbaş (2) karı gelmiş yapmış oldukları harieî istikrazlarla gibi ortalık karıştı. Benim namusum var... bunların Türkiye Cumhuriyeti hüku Ya üstünü başım örtsün, kapasm, ya da meti tarafından nasıl ve ne gibi tenziburadan, geldiği yere cehennem olup lâtla kabul edildikleri hakkmda tam ve gitsin!... Yoksa, karışmam ha, senin de mufassal malumat vermektedir.> canın yanar... Müellifin bu sözleri eseri bize güzelDelikanlı, geldiği gibi hızla kapıyı ce tanıtmış oluyor. Bunu yazmak için müracaat edilen eserlerin bibliyograförterek dışan çıktı. yası da kitaba ilâve edilmiş olduğun Yaşh kadın, olduğu yere çöküvermişti. Başını avuclan arasma aldı. Ulur gibi dan bu mevzula alâkadarların işi de kolaylaştırılmış bulunuyor. ağlamağa başladı: Kitabda kullanılan bazı tabirlerin Amanın, ocağım başıma yıkılıyor, herkesçe anlaşılabilmesi için bu tabiramanm!!... ler hakkında mücmel malumat ta ve Kadınlar, dörtyanını sardılar: rilmiştir. Agıt (3) etme Fatma ana... Kıza Dokuz kısma ayrılan kitabm birinci söylersin, köy fistanı giyer de öyle bağa kısmında 1854 1874 seneleri arasın bahçeye çıkar... daki istikrazlardan bahsedilmektedir. Izmirde son yağmurlarda caddeleri kaphyan aular temizlenirken Yaşlı kadın, iki yana sallanarak ağlı İkinci kısım aciz vaziyetine ve tedi İzmir (Hususî) Kış basınca Izmir Falcılık yapmıyorum. Fakat bu kış yatm tatiline dairdir. Üçüncü kısımda ve Ege mıntakasından epeyce telâşlı, yor ve söyleniyordu: mevsiminde de ayni şeyler olacaktır. Ga Söz dinlemez. Kıza birşey olmuş, 1882 1903 devresi istikrazlarile, mu velveleli yağmur, seylâb haberleri çı zetelerde fevkalâde haberler görülürse, huyu, suyu değişmiş, o köyden giden harrem kararnamesinin esaslan ve kar ve etrafa yayılır. Bunda bazan mes onları, şu yukarıda işaret ettiğim şe mümtaz tahvilât mukavelesi hakkmda lek rekabet ve gayreti de kendini gösGülsüm değil... Amanın!!... kilde düşünüp geçmek kâfidir. Fazlası tafsilât vardır. Dördüncü kısım 1903 terir. Şiddetlice, fakat her zaman vu #*# olursa, tabiî anlaşılır. tevhidi düyunile başlamakta ve 1908 Mıntakamıza gelince, Büyük, Küçük Genc kız ayna karşısında boyanıyor, senesine kadar gelmektedir. Beşinci kua gelebilen bir yağmur, matbuata heyecanlı, mübalâğalı şekilde aksettirilir. Mendires, Gediz ve Bakırçay gibi kışm süsleniyordu. Kardeşi Ahmed, yanıbaşı kısım meşrutiyet devri istikrazlarma Fırtınalı havalar da keza. Meselâ, oldukça kabaran dört nehir ve çaya mana dikildi: hasrolunmuştur. 1908 1923 senelerine son Sadıkzade vapuru hikâyesile ev liktir. Bunlarm bir kısmmm mecrası Kız, Gülsüm. aid olan altmcı kısım Lozan muahede velki günkü yağmurda olduğu gibi. temizlenmiştir. Bir kısmı, daha yeni e Benim adım Gülsüm değil, Ay sinin malî ahkâmının hulâsasile başlıHerkes bilmelidir ki, îzmirin yağmu leniyor. yor ve Cumhuriyet hükumetile Os ten... Gene ayni kayidlerle söyliyeyim ki, ru boldur ve başlayınca, epeyce devam Ben ayı, yıldızı bilmem. Sen ma manh Düyunu Umumiyesi hâmilleri a eder. İzmirde kanalizasyon tesisatı bo yağmurlar başlayınca, bunların suları demki bu köydensin. Benim bacım, kar rasında akdolunan mukaveleye kadar zuktur. Şehrin bir kısmı dağa yaslan gene kabaracaktır. Bir nehrin, bir çayın geliyor. Yedinci kısım 1928 1933 devdeşimsin. resindeki vaziyete ve Düyunu Umumi mıştır ve dudaklannı sahile vermiştir. yaz ve kışı ayni seviyeyi muhafaza et Ne olacak? ye itilâfnamesine hasrolunmuştur. Se Alt kısımda birçok caddeler münhat miyeceği çok tabiidir. Geçen sene Kü Olacağı şu; sen böyle, açıkbaş ka kizinci kısım meriyete giren itilâftan tır; hatta deniz seviyesinden bile aşa çük Mendires mıntakası bir felâket atlatmıştı. Fakat o hâdise, kırk yılda bir nlar gibi, çarşıda pazarda gezemezsin. ve döviz tedariki güçlüklerinden, do ğıdadır. görülen hâdiselerdendir ve bu sene için, Benim akranım, eşim, dostum, söyleni kuzuncu kısım da 1936 tarihli tediye Bundan dolayı yağmur başlayınca, kati'yyen beklenmiyor. Tekrarlasa bile, yorlar, benimle laglanıyorlar. Anladın anlaşmasından bâhistir. üst kısımdaki mahallelerin suları kâ ancak müsbet hâdiselere ehemmiyet mı Gülsüm? Bacım, kardeşimsen sözü Dahilî istikrazlardan 1918 senesinde milen bu altı kısma akar. Mecra bulursa vermek lâzımdır. Yoksa, şehirde oldu mü dinlersin olma mı bacım? yapılan işaret edilmiş ve bir takım ve dalar, bulamazsa sokakları doldurur. ğu gibi, bu arazide de her sene dört neGenc kız, dönüp kardeşine ters ters sikalar da kitaba aynen dercolunmuş Bazı lâğımlar tazyika tahammül ede hir taşar ve etrafındaki toprak parça mez, patlar. tur. baktı. Omuzlarını silkti: larmı kısmen istilâ eder. Onlar da tabiiÇarşının muayyen yerleri sularla leşmişlerdir. Halk, ona da alışmıştır ve Manevî kıymeti her suretle aşikâr Bana kimsecikler, anam, babam, kardeşim de olsa, kanşamaz, karıştır olan bu kitabm maddî kıymetinin üç dolar. Yukarıdan sürüklenen molozlar, kış gelince, bu taşkını bekler, dururlar. mam, istediğim gibi giyinir, gezer, toza lira olması çoktur. Kâğıdmda ve tab taş ve kumlar, Güzelyalı tramvay cadVe binaenaleyh, şehir ve mıntaka su, ında ayrıca bir itina gözükmiyen ve desinin bazı yerlerinde toplanır. Tram yağmur, seylâb ve fırtına haberleri, harım. basit bir kaba geçirilerek satılan bu is vaylar bir müddet işlemez olur ve su kikat itibarile bu civar halkmm îçinde Kapıyı açıp çıktı gitti. tifadeli kitabı alâkadarların daha ko larm bastığı yerlerde hamallar derhal Delikanlı, pencereye koştu. Onun a r layhkla alabileceği bir fiata indirmek faaliyete geçer, halkı beşer kuruş mu yaşadığı, görüp alıştığı şeylerdir. Bunlar gene olacaktır, gene duyulacaktır. dından baktı. Yollan, evleri, damlan, doğru olur. kabilinde sırtlarına alarak bir taraftan Şimdiden, itidalle bunları kabul etmek sokaktaki insanlan, tavuklan, çocuklan, Mevzuu itibarile çok satılamıyacağı öbür tarafa naklederler. Deniz bazan daha doğru olur sanırım. Elverir ki, fibirbirine kanşmış görüyordu. Onların o r için yüksek fiat konulduğu öne sürüle yükselir, rıhtım seviyesini bulur ve bü lân yer battı, filân kişi öldü, şu kadar talannda kırmızı fistanlı bir kız oynu * bilirse de kâfi bir mazeret teşkü et tün bunlar, artık îzmirde fevkalâdeli zarar var, şu kadar tahribat oldu, de mez kanaatindeyiz. Çünkü kitab satış ğini kaybetmiş, her kış görülebilen, hal nilmesin. yor, gülüyor, gezip dolaşıyordu. Vücudünü buz gibi bir ter sarmıştı. imkânını artırmak onu güzel ve ucuz kın alıştığı şeylerdir. Yani aktüalite baDiğerleri, mukadder ve tabiî ahval Kulaklan uğulduyor, başı dönüyordu. olarak satışa çıkarmakla kabil olur. kımmdan kıymeti ve sairesi yoktur. dir. Duvarda asılı duran mavzerini aldı, perr cereyi açarak, sokağın ucuna doğru yir Teşekkür rüyen kırmızı entarili, açık başh karde • Ocağımızın sevgili ve müşfik isti şine nişan aldı. Tetiği çekti. Güneşli yol nadgâhı, Mahir Safimizin, evini son Sehhar ve dilber yıldız da yürüyen kırmızı elbiseli kız, büyük defa olarak terkettiği acıklı günde, gebir kan lekesi gibi yere serilmişti. rek onun hatırasına, gerekse geride bıraktığı biz kederli ailesine duygularını **# Korfu adasmm füsunkâr muhitinde çevrilmiş izhar etmek için gelen, veya gelemiyeGazetelerden: rek arıyan sevgili mekteb, iş ve hayat «Kısa kollu elbise giyiyor diye öldür arkadaşlarına, çok bağlı olduğu Galamüş. Serik «Nebilir» köyünde feci bir tasaray ocağile, emekleri sebkeden cinayet işlenmiştir. Ahmed Çavuş oğul Ford müessesesine ve kızınm kederine Fransızca sozlu filminde gSrünecektir. larmdan, îsmail oğlu Mehmedin, anası, iştirak eden Beyoğlu Alman mektebi ayn olan on beş yaşlarmdaki Gülsüm sınıf arkadaşlarına karşı, bu hassasi Eski isimli kızkardeşi, evlâdlık olarak birisinin yetlerile bizlere verdikleri tesliyetten yanmda bulunduğu Istanbuldan Nebilir ve elemimize iştiraklerinden doğan Güzelliği ve tamamen renkli olmasile fevkalâde begenilen köyüne gelmiştir. Gülsümün kısa kollu şükranlarımızı saym gazeteniz vasıtaelbiselerle köyde dolaşması Mehmedin sile eda etmeği vazife bildik. Izmir ve civarında yağ RADVO murların zaıarları Bu aksamki program J ISTANBUL: 12,30 plâkla Turk musikisi 12,50 havadis . 13,05 plâkla hafif muzik 13,25 muhtelif plâk neşrıyatı 18,30 plâkla dans musıkısi 19,30 konferans: Dr. Fahreddin Kerim tarafından 20,00 Vedıa Rıza ve arkadaşlan taraîmdan Turk musikısi ve halk şarkıları . 20,30 Turk musıki heyeti21,00 Bedia, Vasfi Rıza ve Hazım tarafından orkestra refakatıle Luks Hayat operetinden bir temsil 21,30 orkestra 22,00 plâkla sololar 2€,30 havadis 23,00 son. VI YANA: 18,35 konser, konuşma, fransızca ders, konusma . 20,05 saat, haberler, hava ra poru 20,15 tuccarlar ve sanayiciler için yayın 21,05 Viyana musikisi 22,50 haftanın makalesi, haberler ve saire 23,25 musikı 24,10 haberler . 24,20 eğlenceli musiki. BERLİN: 17,35 şan konseri 18,35 edebiyat 19,05 konser 20,05 ev musikısi 20,50 günün akıslen 21,05 haberler . 21,15 karışık yayın 23,35 eğlenceli konser. BUDAPEŞTE: 18.35 şan ve piyano 19,05 mekteblilerln zamanı 19,55 gramofon 21,05 piyes 22,15 haberler 24,40 Çingene orkestrası23,05 hava raporu, almanca konferans 24.05 konser 1,10 haberler. BUKREŞ: 18 05 kıraat 18,20 gramofon 19,05 saat, hava raporu 19,15 gramofon . 20 konferans 20,20 piyano konseri 21 şan, konferans 21,35 senfonik konser 22,35 sa at, hava raporu, haberler, spor 22,45 konserin devamı 23,25 gramofon, fransızca ve almanca haberler 24 son haberler. LONDRA: 18,50 vasatî İngiltere istasyonu 20,35 koro konseri 21,05 saat, hava raporu, ha< vadls, ekonomik haberler 21,35 vasatî ingiltere istasyonu 23,05 dans orkestrası23,35 askerî bando . 24,05 haberler, konuşmalar ve saire 1,45 koro. PARIS [P. T. T.]: 18,05 şarkılar 18,20 kıraat 18,85 ço cuk korosu 19,05 oda musıkisi, konuşmalar 20,05 oda musikisi ve şan 20,35 havadis 20,45 musiki ve şan 21,35 hava raporu 21,45 oda musikisi 22 Verter operası 24,35 haberler ve saire. ROMA: 20,05 gramofon, havadis, turizm haberleri, ingilizce konuşma 21,10 saat, haberler, hava raporu 21,35 konferans 21,45 piyes 23,05 piyano konseri 23,40 haberler 23,50 dans musikisi 24.05 haberler 24,20 dans musikisinin devamı. Mutad haricinde olmıyan bu yağmurlar her sene bu mevsimde yağar ve bu mıntaka su altında kalır Pek yakında S A K A R Y A (Eski Elhamra) sinemasında JOAN CRAWFORD Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda (Şeref), Alemdarda (Sırrı Rasim), Bakırkoyde (Hilâl), Beyazıdda (A sador Vahram), Eminönünde (Salih Ne cati), Fenerde (Hüsameddin), Karagüm « rükte (Kemal), Küçükpazarda (Necatl), Samatyada, (Teofilos), Şehreminlnde (A. Hamdi), Şehzadebaşında (îsmail Hakkı). Beyoğlu cihetindekiler: Galatada (Hüseyin Hüsnü), Hasköyde fNisim Aseoi, Kasımpaşada (Müeyyed), Merkez nahiyede (Della Suda), Şişlide (Nargileciyan), Taksimde (Limonciyan). Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Büyükadada (Şinasi), Heybelide (Ta « naş), Kadıköy, Muvakkithanede (Saadet), Kadıköy, Söğüdlüçeşmede (Hulusi Osman), Usküdar, Carsıboyunda (İttlhad). NÖBETÇİ ECZANELER DİLEDİGİM GİBİ YAŞARIM Bu hafta S A K A R Y A ( Elhamra) sinemasında Teşekkür Rıza Paşa oğlu zevcim kaptan Sami Denizmenin cenazesinde bulunan bü tün dostlarma alenî teşekkürlerimi beyan ederim. Merhumun zevcesi hoşuna gitmemiş, böyle elbise giymeme sini söylemişse de dinletememiştir. Buna kızan Mehmed, kızı öldürmüştür. Mehmed yakalanmıştır.» Merhum Mahir Safinin annesi, eşi ve kızı M A V i V A L S L A R filmini her halde gorünüz. Sonderece memnun kalacaksırm. Fransızca dersleri Kış mevsüni yabancı dillere bol bol CAHID UÇUK çalışmak için en müsaid devredir. Pra[1] Laglan alay etmek, alay ettiler. tik bir metoda malik diplomalı bir Fran[2] Kotu kadın demektir. sız bayanı müsaid şartlarla, ders ver [3] Olü çıkan evlerde âdet olan, ağla mektedir. Gazetede (P) rümuzuna tahmalar. riren müracaat edilebilir. ... "Kukaraça,, yı yaratan Steffi Duna R üaş rolierde: y e m e ş h u r d a n s ö r charles Collins ilâveten : MİCKEY MAVS ve Paramount jurnal m TAKSİMDE MAKSİM VARYETE Tiyatrosunda H A L K HALK OPERETi OPERETÎ 18 ikinciteşrin çarşamba akşamı 21 de Zozo Malmas ve Fomakosla P İ P İÇ A Fiatlar: 60 40, hususî 100 Yerlerinizi telefonla ayırtınız T E L E F O N: 42633 Bu akşam TURAN tiyatrosu Meşhur muganni T İ N O ROSSİ'nin Bütün tabdirkârları: Bu perşembe akşamından itibaren Balıkçılık kongresi Tarihî toprak Manyatizör ve jjlüzyonist SUMER nam SİNEMASINDA Iktısad Vekâleti güzel bir Amerikaya Dumlupınarkanun hazırladı dan toprak gönderildi İktısad Vekâleti bahkçılığımızı ve deniz mahsulleri üzerinde çalışmağı teşvik ve bu işi organize edebilmek için bir balıkçılık kanun projesi hazırlamıştır. Bu projenin, evvelâ doğrudan doğruya y u r dun her tarafından gelecek olan balıkçı mümessillerince tetkiki münasib görülmüş ve Vekâlet bir balıkçılık kongresi toplanmasma karar vermiştir. Kongre 1 kânuusani 936 salı günü Ankarada toplanacaktır. Kongreye bütün sahillerden balıkçı mümessilleri gi decektir. îktısad Vekâletinin hazırladığı kanun projesi balıkçılık, süngercilik ve balık konserve sanayiinin yeniden kurulması ve inkişafı için birçok esaslan ihtiva etmektedir. Kanun, ikinci beş yıllık sanayi plânmm bu kısmının mütememmimi vaziyetindedir. Bu kanuna göre bir balıkçı lık bankası kurulacak ve deniz mahsulleri, şirket ve müesseseleri bu bankaya merbut bulunacaktır. Prf. Zati SUNGUR Çarşamba güKütahya (Hususî) Amerika Legion nünden itibaren cemiyetince, Hariciye Vekâletimizden, Şehzadebaşında F E R A H Türkiyenin tarihî kıymeti haiz bir mahallinden bir miktar toprak alınarak tiyatrosunda yeni bir programla temsillerine devam edecektir. gönderilmesi rica edılmiştir. ilk filminde görüp dinliyerek memnun kalacaklardır. Tino Rossi tarafından taganni edilecek bazı şarkılar: A RiNEL LA Vals Vals Rumba Tango pösterilmeğe başlanacak olan Naşid, Halide, Fahri Üstad bestekâr Muhlis Sabahaddin birlikte Birinci defa Tchi... Tchi... Kadınları severim, çılgınlığım... Marinella...... Sizi sevmeme müsaade ediniz... GüL Gelevelânda bir bahçede hıfzedilmek üzere istenen bu toprağm Başkuman danlık meydan muharebesinin cereyan ettiği mahalden alınması tensib edil miş ve dilek Dahiliye Vekâletince vi lâyetimize yazılmıştır. Valimiz Sedad Erim, dünyada müs tesna tarihî bir kıymet taşıyan Başku mandanlık meydan muharebesinin ce reyan ettiği yerden bu toprağı bizzat almak için dün Dumlupmara gitmiş ve buradan aldığı bir miktar toprağı sağlam bir mahfazaya yerleştirerek Dahiliye Vekâletine göndermiştir. İİ Operet ^ ptrde Büyük orkestra FATMA Bütün dünya sinemacılığının en yüksek eseri KORKUSUZ KAPTAN Fransızca sözlU Metro Goldwyn Mayer bfrinci sınıf süperfilm. Baş rolierde : Her zaman için RAKlBSlZ ve daha senelerce RAKiBSiZ kalacak bir şaheser İMREN den Şık Bayanlar, Model yünlü ve ipekii kumaşlarile şapkalannı en ucuz fiatlarla alabilirler. Beyofclu, rstiklâl cad. No, 210 İPEK VG MELEK Tahitiadalarmm5 F i l m i n n k a KLARK GABLE CHARLES LAUGHTON FRANCHOT TONE Iffl L L L l\ İ ^ f i n e önümüzdeki PERŞEMBE AKŞAMI yalnız MELEK sinemasmverilecek büyük sinema müsameresinin biletleri M E L E K ' t e şimdiden satılmaktadır. g ö s t e r i l m e s i şere § ehirhalkı ve y erliikidün y ^ a ü z e l i M A M O veM0ViTA