9 Kasım 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

9 Kasım 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 9 İkincitesrin 1936 Bir Rumen gazetesinin mühim bir yazısı Beşiktaş Galatasarayı dün 21 yendi Fener Eyübü 3 0 , Süleymaniye Anadoluyu 4 1 yenmiş, Vefa Hilâli 2 1 , G ü n e ş ile İstanbulspor 2 Topkapıyı 6 0, B e y k o z 2 berabere kalmışlardır Bu vaziyete rağmen Eyüb takımı kuvvetli bir müdafaa yapmak suretile bu hü cumların birçoğunu atlatmağa muvaffak oldu. Bütün gayretine rağmen sayı yapamıyan Fenerbahçe bir parça asabî bir o yun oynamağa başladı. Oyun hızını kaybetmiş, hatta tatsız bir şekil bile almıştı. Maçın sonlarına doğru Fenerbahçe iki sayı daha yaparak bu maç; 3 0 kazandı. Dün Şeref stadı heyecanlı günlerin den birini daha yaşadı. Dört beş bin kişilik kalabalık bir seyirci kütlesi önünde Galatasarayla Beşiktaş takımı bu sene içinde yapacaklan ilk ve son lik maçını oynadılar ve neticede Beşiktaş 21 galib geldi. Takımlar, sahaya şu kadro ile çıktılar: Galatasaray: Avni Lutfi, Reşad Suavi, Hayrullah, Salim Danyal, Bülend, Gündüz, Eşfak, Necdet. Beşiktaş, bütün rivayetleri altüst ederek şu şekilde idi: Mehmed Ali Hüsnü, Nuri Feyzi, Hakkı, Faruk Cemal, Sulhi, Nazım, Şeref, Eşref. Görüldüğü gibi, takımda bulunmıyacakları iddia edilen Nuri, Hakkı ve hatta Hüsnü eski yerlerini almıştı. Beşiktaşlıların bu sürprizleri herkesi olduğu gıbi t. Galatasaraylı oyuncuları da şaşırttı ve Galatasaray Beşiktaş maçını idare eden milli takım antrenörü M. Wud maç, futbol baş antrenörü Woodun hakemliği altında bu haleti ruhiye içinde pıyordu. Eşfak fena oynadığından Necbaşladı. detin akışları müessir olamıyordu. Oyunun ilk kısmı ve Fakat 45 dakika devam eden bu seri Beşiktaşın golleri oyun bir netice veremedi. Ve Beşiktaş Beşiktaş takımı, taraftarlarının teşvi hücum hattını delemedi. kile ilk dakikalarda hakimiyeti adama Buna mukabil ikinci haftaymda Be kıllı eline aldı. Dört beş dakika sonra şiktaş hücum hattı ancak üç dört defa Galatasaray kalesi bir çember içine alın Galatasaray kalesini ziyaret edebildi. dı. Bilhassa sağdan yapılan hücumlar Beşiktaş hücum hattı sağ taraftan, CeGalatasaray için çok tehlikeli oluyordu. mal Sulhi Faruk müsellesile işliyebiBeşiktaşın enerjik hücum hattile Gala liyordu. Fevkalâde bir oyun oynıyan ve tasarayın şaşırmış müdafaası arasında birinci haftaymda sırf şahsî gayretile bir cereyan eden 20 dakikalık bir mücadele iki gole mâni olan Galatasaray sağ hafı neticesinde Beşiktaş biri onuncu dakika Salim, Şeref ve Eşreften müteşekkil Beda Nazımm, diğeri yirminci dakikada şiktaşın sol tarafını tamamile âtıl bırak Sulhinin ayağile iki gol çıkarmağa mu mıştı. vaffak oldu. Oyunun sonlanna doğru büsbütün Bu iki golden sonra herkes Galatasa sert oynamağa başlıyan Beşiktaşlılar o rayın paniğe uğnyarak hiç olmazsa daha yunun zevkini kaçırdılar. Ikide bir oyunüç dört gol yiyeceğini hesablarken vazi cular hatalı bir şekilde çarpışıyorlar, bu yet hiç te bu şekilde inkişaf etmedi. Ga yüzden oyun birer, ikişer dakika inkıtaa latasaraylılar yavaş yavaş kendilerini uğruyordu. Müsabaka, muayyen vaktintoplamağa ve mukabil hücumlar yapma den otuz beş dakika geç başladığı için ğa başladılar. hava da gitgide kararıyor, topu takib etOyunun 30 ve 35 inci dakikalarında mek güçleşiyordu. Galatasarayın sağ içi Eşfak iki fevkalâOyunun bitmesine bir iki dakika kade fırsat kaçırdı. Şimdi artık oyun ta la Beşiktaşın sol açığı Eşref Salime çok mamile müsavi bir manzara almıştı. A hatalı bir şekilde çarptı. Salim zedelenekmlar mütekabil oluyor, top sıra ile kale rek oyundan çıktı. Hakem de hatalı o den kaleye gidiyordu. Galatasaray mü yunu tevali ettiğinden dolayı Eşrefi çıdafaasında bilhassa Salimin çok fedakâr kardı. ve güzel oyunu Beşiktaşın sol tarafını taSon bir iki dakika da neticesiz hücummamile âtıl bırakmıştı. Ve birinci haf larla geçti ve maç bu netice ile sona ertaym bu şekilde Galatasarayın gittikçe di. şiddetlenen hücumlan ve tam manasile Oyun nasıl oldu? üstünlüğü ile sona erdi. Oyun, son on beş dakika istisna edilfir tkinci devre cek olursa heyecanlı ve güzel oldu. Biİkinci haftaym başlar başlamaz, Ga rinci haftyam ekseriyetle Beşiktaş, ikinci latasaraylılar Beşiktaş kalesine aktılar ve haftaymda ise Galatasaray takımı daha 5 inci dakikada Eşfak, Gündüzden aldı hâkim oynadı. ğı güzel bir pası Beşiktaş kalesine sokaGalatasarayın aldığı bu netice, en rak günün son golünü yaptı. kuvvetli kadrosile ve kendi fahasında Vaziyet 21 olunca Beşiktaşlılar ga oynıyan Beşiktaş karşısında alacağı norlibiyetin tehlikeye girdiğini görerek bi mal bir neticedir. Galatasarayın hücum raz kendilerine gelir gibi oldular. Gala hattı, ancak bir gol çıkarabilmesine rağ tasaraylılar da golün neşesile gayretlerini men çok canlı ve iyi idi. Tamamile genc büsbürün artırdılar. Maç, fevkalâde he ve seri oyunculardan mürekkeb olan bv yecanlı bir safhaya girmişti. Galatasara hattm gün geçtikçe daha iyi oynadığı ve yın genc muhacimleri tamamile müdafa daha müessir olduğu açıkça görülmek aya çekilmiş bir vaziyette oynıyan Be tedir. şiktaşın kuvvetli, tecrübeli ve sert oynı İkinci haftaymda Mehmed Ali, Hüsyan müdafaa hattı arasında mekik doku nü, Nuri, Hakkı, Faruk ve Feyzi gibi yorlardı. Bu arada Danyal Bülend İstanbulun en kuvvetli bir müdafaası Gündüz kombinezonu bilhassa göze c karşısında muvaffakiyetle çahşması bunun en büyük delilidir. Galatasaray hücum hattının bugünkü kuvveti ve ahenktar, enerjik oyunu, geçen seneki oyunundan en az bir misli daha yükselmiştir. Yalnız bu hat biraz daha müessir ve golcü olmağa çalışmalıdır. Galatasarayın muavin hattı vasattan daha dun bir oyun gösterebildi. Bilhassa sol tarafı iyi işliyemedi. Lutfi ile Reşaddan mürekkeb müdafaa hattı bu yüzden çok yorulmak mecburiyetinde kaldı. Beşiktaşa gelince, iki gol atıp galibiyeti sigortalad;!:tan sonra kendini daha ziyade yormağa lüzum görmiyerek müdafaaya müstenid bir oyun oynadı. Şunu da ilâve edeyim ki oyun ekseriyetle iki kalenin müdafaa hatları önünde ce • reyan ettiği halde kalecilere çok az iş düstü. Ne Avni, ne de Mehmed Ali bir tek bile mühim kurtarış yapmadılar. Günün en iyi oyuncuları, Galatasaraydan başta Salim olmak üzere Lutfi, Gündüz, Danyal, Bülend ve Necdet, Beşiktaştan Hüsnü, Nuri, Hakkı, Faruk, Nazım ve Sulhidir. Hakem, oyunun biraz sert cereyanına müsaade etmesine rağmen müsabakayı iyi idare etti. Görüşleri güzel ve isabetlidir. Oyun başlarken Galatasaraylılar, Nuri ile Hakkının Ankarada başka bir kulübe intisab ettiklerini ve Cemalin de müddetini doldurmadığını ıleri sürerek itirazda bulunmuşlardır. Bu iddianm ne dereceye kadar doğru olduğu ileride anlaşılacaktır. Balkan milletleri # sulh içinde yaşamak istiyorlar Askerî itilâf şu günlerde Bükreşte yapılmaktadır, bunu iktısadî itilâf takib edecektir IBaştarafı 1 inci sahifede\ Güneş 6, Topkapı 0 Taksim stadyomunda yapılan bu ma çın ilk devresi karşılıklı hücumlarla geçti. Devrenin ortalarında Salâhaddin Gü neşin ilk sayısını yaptı. îki tarafın mütekabil akınlarına rağ men devre sonuna kadar vaziyet değiş medi. İlk devre 1 0 Güneşin lehinde bitti. İkinci devrenin başlangıcında Topkapı bir müddet oyuna hâkim bir vaziyet ala rak Güneş kalesini sıkıştırdı. Çok kısa süren bu hücumlardan sonra Güneş takımı oyuna tamamile hâkim olarak üstüste bes gol yaDmak suretile maçı 6 0 kazandı. Beykoz 4, Anadolu 1 Bu müsabaka dün Taksim stadında yapıldı. İlk devre oyun çok zevkli bir şekilde cereyan etti. Anadolunun güzel oyununa rağmen, Beykoz bir sayı yaptı. İkinci devrede oyuna tamamile hâkim olan Beykozlular üç sayı daha yaparak oyunu 4 0 bir vaziyete soktular. Son dakikalara doğru kuvvetli birkaç hücum yapan Anadolu penaltıdan bir sayı yapa rak maçı 1 4 kaybetti. memnuniyetsizlik uyanmıştı. Belgradda Yunan hükumetının Atina paktma merbut mukavelelerdeki askerî bazı maddelerin otomatik olarak meriyete geçmesine dair resmî taahhüdlere giriştiği doğrudur; fakat, aynı zamanda Yunan hükumeti, büyük bir bahrî devletle, yani açıkçası Italya ile kendisini karşı karşıya getirecek herhangi bir harekete iştiraki kasdetmediğini kat'î surette beyan etmişti. Biz, Belgrad konferansı kapanır ka panmaz toplanan mahrem bir içtimada ecnebı bir matbuat grupu önünde salâhiyetli bir Yugoslav recülü tarafından bu memnunıyetsızlığın açıkça ızhar edildığını be~ yan edebiüriz. O zamandan itibaren T ü r kıye ile Yugoslavya arasındaki münase betlerin daha sıklaştırılması temayülü gösterilmişti. Yugoslav hükumetinin bu hareketi ne muvazi olarak, Sofyada da Bulgaristanla Yugoslavya arasındaki münase betlerin artırılmasını ve Türk Bulgar münasebetlerinin ıslahını hedef ittihaz e den başka bir arsıulusal politika inkisaf etmişti. Bu teşebbüs bazı muhitlerde Yunan Türk bağlarını gevşetmeğe matuf biı tecrübe telâkki edildi. •* *f* *İ» • yayılmasından daima korkuyor ve Yunanistanla ittifakının Ankaraya menfaatsiz bir takım mecburiyetler yükleyip yükle • miyeceğini kendi kendine soruyor. Türkiyenin Sofya ile bir ittifak yap * mak için izhar ettiği söylenen arzusu bır radan doğmuş olabilir. Fakat bundan, küçük bir üçler ittifa • kmın Atina paktını tasfiye edeceği neti* cesine varılabilir mi? Böyle bir netice çıkacağındafi şüphe ettirecek sebebler var dır. Türkiyenin yalnız Akdeniz tarafında ve karada değil, Karadeniz tarafmda da rrenfaatleri vardır. Ve bu denizde Türk menfaatleri Sovyet Rusya ve Romanya menfaatlerile birleşiyor. Yugoslavyanın Balkanlarda olduğu kadar Orta Avrupada da endişeleri vardır. Orta Tuna bölgesindeki menfaatleri ise Çekoslovakya ve Romanya menfaatlerile alâkadardır. Yukarıda bahsettiğimiz muhtelif tefsirlere rağmen Balkan paktının genişletilmesıne şahıd olmamız ıhtımali vardır. Balkan milletleri uzun müddettenberi birbirlerile sulh içinde yaşamak istiyorlar; muvakkat bir sulh değil, karşılıklı dostluğa müstenid kat'î bir huzur ve sükun an" yorlar. Balkanlar organize olmak, askerî ve iktısadî büyük bir kudret teşkil etmek ar zusundadır. Askerî itilâf şu günlerde Bükreşte yapılmak üzeredir. Bunu iktısadî itilâf ta kıb edecektir. Yakınşarkta devamlı bir eser vücude getirmek ve böylece dünyaya bugün Avrupanın bu bölgesinde hüküm süren birlik kuvvetini göstermek, Dr. Stoyadinoviçle Balkan Antantı diplomatları için şerefli bir iş olacaktır.» Vefa 2, tstanbulspor 2 Şeref stadında oynanan Vefaîstanbul spor maçında başlangıcda Vefa daha ağır basıyor bilhassa sağdan akınları daha tehlikeli oluyordu. Bu akınlardan bi rinde Vefadan soliç Lâtif ilk Vefa golünü attı. Sonra, istanbulspor akınlara başladı. Kale önünde güzel bir fırsat yakalıyan Istanbulspordan Kemal Abbas beraberlik sayısını çıkardı. Oyun müte vazin bir şekil almıştı. Vefanın ortadan bir akınında Gazi kaleciyi atlatarak Vefanın ikinci golünü attı. Birinci devre 2 1 Vefanın üstünlüğile bitti. İkinci devreye İstanbulspor iyi başladı. Vefa aleyhine bir serbest vuruştan Fahri îstanbulsporun ikinci beraberlik sayısını çıkardı. Bundan sonra her iki takım birçok fır satlar kaçırdılar. îstanbulspor daha hâ kim oynadı. Fakat netice 2 2 berabere bitti. M. S. Bu vakıalara daha büyük ehemmiyette bir tanesi daha ilâve edilebilir: Doktor Rüştü Arasın Atinayı ziyareti. Türk Hariciye Vekilile Yunan Baş vekilinin temasından sonra doktor Rüştü Aras, Ankara ile Atina arasındaki müstakbel münasebat meselesini açıkça ortaya attı. Anlatmak istedi ki Türkiye hüku meti Yunanistanın Roma hükumetine günden güne fazla hüsnü kabul göster Süleymaniye 2, Hilâl 1 mesinden hiç memnun değildi. Türkiye Bu müsabaka Fenerbahçe stadında daima İtalyan adalarından Anadolu kı • yapıldı. Oyunun ilk sayısını Süleymaniye yılarına tevcih edildiğini sandığı İtalyan yaptı. Hilâl takımı bu sayıdan sorfra düzgün oynamağa başladı. Bu devre Süleymaniye bir gol daha yaparak devreyi 2 0 bitirdi. İkinci devre daha güzel oynıyan Sü leymaniyeliler, Hilâl müdafaası önünde çok uğraşmağa mecbur kaldılar. Bu a rada toplu bir hücum yapan Hilâl bir sayı yaptı. Maç bu suretle 2 1 Süleymaniyenin galebesile bitti. Dr. S. ULP1A Güreşçi Yaşarın arkadaşlarma verdiği ziyafet Altınordu 3, Karagümrük 1 Fenerbahçe 3, Eyüb 0 Kadıköy sahasmda yapılan bu müsa bakaya hakem Nurinin idaresile başlandı. Fenerbahçe: Hüsameddin Fazıl, Lebib Reşad, Ayten, Cevad Naci, Şa ban, Ali Rıza, Esad, Fikret şeklinde çıktı. Fenerbahçe bu maça zayıf ve isteksiz bir oyunla başladı. Oyun bir müddet Fenerin hakimiyeti altına girdi. Ali Rıza, Şaban ve Nacinin yaptığı birkaç hücum boşa gitti. Oyunun sonlarr na doğru Fikretin ortaladığı topu yaka lıyan Naci ilk golü yaptı. Devre 1 0 Fenerin lehinde bitti. İkinci devre başlayınca, Fenerbahçe kuvvetli hücumlar yapmak suretile Eyüb kalesini hayli sarsan bir oyun gösterdi. ran Kadriye, aradan birkaç dakika geçtikten sonra papuclarını uzattı ve fısıldıdıyarak: Al şunları; dedi. Ben içeriye gireceğim. Fakat o sırada aşağıdan merdivenleri ağır ağır çıkan bir adamın ayak sesleri işitilince ikisi de oldukları yerde, yüzleri kapıya müteveccih mıhlandılar, kaldılar. Yukarı çıkan adam karşıki odaya girdi, kapıyı kapadı. Fakat orada kalamıyacağı muhakkktı. Çünkü, karşıki odalarda yatak yoktu. Karşıda ayak sesi, sakin bir halde devam ediyordu. Kendisini gizlemeğe lü zum görmiyen bir adamın ayak patırtısı. Derken bu ayak patırtısı sofaya geçti, yaklaştı; yanlarındaki kapının tokmağı çevrilince iki memur birden silâhları nı kapıya çevirdiler. Bir anda: Kımıldama... Emrini vermeğe hazırlandılar. Aldanmışlardı. Gelen adam onların bulunduğu odaya değil, bitişik odaya geçmişti ve buraya alışık birisi olduğunu belli edecek bir çeviklikle elektriği yaktı. Bu hareket o kadar çabuk yapılmıştı ki gelen adamın bir erkek olduğuna, adımlannın keskinliğile de şüphe yoktu. îkinci küme maçı olan bu oyun Tak sim stadında yapıldı. Oyun zaman zaman müsavi bir şekilde devam etti. Devrenin sonlarına doğru daha güzel oynamağa başlıyan Altınordulular bire karşı üç sayı yaparak galib geldıler. Anadoluhisar 1, Galata Gencler Birliği 0 Fenerbahçe stadında yapılan Anadolu hisarla Galata Genclerbirliği arasındaki maçı Anadoluhisar takımı 1 0 kazandı. Kendi sıkletinde dünya şampiyonu olan güreşçi Yaşar, evvelki gece Güneş kulübünde arkadaşlarma bir ziyafet vermiştir. Yaşarın ziyafetinde 150 davetli bulunmuş ve geç vakte kadar devam etmiştir. Yukarıki resim, ziyafette bulunanlardan bir kısmını göstermektedir. Feneryılmaz 3, Beylerbeyi 2 Şeref stadında yapılan bu ikinci küme maçı, Feneryılmazın üstünlüğü altında Edirnede Atatürk kupası Hilâl kulübünün kongresi devam etti. Beylerbeyinin attığı iki gole maçları Hilâl Spor Kulübünden: Feneryılmazlılar üç golle mukabele ettiEdirne 8 (Hususî) Edirne kulübEkseriyet olmadığından dolayı top ler. Oyun Feneryılmazın 3 2 galebesile leri arasında Hava Kurumu tarafından lanamıyan kulübümüz senelik kongresî sona erdi. tertib edilen ve iki haftadanberi devam eden Atatürk büstü maçlarının sonuncusu Kuleli askerî ve Deniz liseleri arasında bugün Edirnesporla Yavuz arasında çok yapılan askerî liseler futbol şampiyonlu kalabalık bir seyirci kütlesi önünde yağu müsabakasında güzel bir oyun göste pıldı. Maç 1 0 Edirnesporun galibiyetile neticelendi. Oğuz ren Kuleli 4 1 galib geldi. Kutsi, perdenin ve kapı kanadlarının arasmdan gelen adamı yandan görünce arkasındaki Kadrinin kolunu şiddetle sıkmaktan kendini alamadı. Bu adam orta boylu, tıknazca ve sağ eli kısa, çolak bir adamdı: Deli Ömer. Ne Kutsi, ne Kadri Deli Ömeri görmemişlerdi. Fakat yapılan tarifler bu haricî eşkâle çok uyuyordu. Zaten onun ortağınm girdiği ve içinde bir Ö markası bulunan bu evdekı çolak adamın ondan başka birisi olması hiç te umulacak şey değildi. Kutsi bir taraftan Deli Ömerin yan gözle harekâtını takib ederken diğer taraftan karyolaya bir göz attı. Orada genc, sarışın bir kadın yatıyordu. Genişçe odada büyük bir çini soba yandığı için kadın sereserpe yatmakta idi. Fakat vaziyeti onun yüzüjü Kutsi ile Kadriden gizliyordu. Maamafih Kutsi bu kadının tenini, saçlannın rengini gördükten son ra Güneşlı hastanedeki Dürdaneyi derhal hatırladı. Bu da o idi ve odada bu iki kisiden başka kimse yoktu. Demek Deli Ömerin yardağı ya evden çıkmış, gitmiş; yahud başka bir kattaki odasına çekilmişti. Çolak adamı uzun müddet yandan gören Kutsi bir lâhzada tam karşıdan gö rünce hayret etti. Temizce, beyaz saçlı, geniş alınlı bir esnaf yüzü. Aşağı yukarı elli beş, altmış yaşlarında kadar görü nüyordu. Sekiz on günlük sakalı bile beyazdı? Bu sakin yüzlü adam Deli Ömer ol * sun?.. O zaman nasıl müthiş bir hilekârla mücadele ettiğini iyi anladı. Bu . herif kendisine bir kuyumcu süsü vermekte ne kadar muvaffak olmuştu... Kımbilir belki yüzlerce kişi onu kuyumcu Hapik olarak tanıyor, belki hakikaten Çarşıda bir de dükkân işletiyordu. Kutsi bu adamdan her şey umulacağına kanaat ge tirerek gördüğü yüzün verdiği emniyete aldanmadı. Sahte kuyumcu, cebinden saatini çıkarıp baktı. Yeleğinin düğmelerini, gömleğini çözdü. Sonra lâmbayı söndürme den çıktı, karşıdaki kapılardan birini açtı. Herifin ayak sesi kesilince Kadri: Ne yapacağız, üstadım? diye sordu. Kutsi de henüz kararını verememişti. Zihni birçok tahminler, ihtimallerle meşguldü. Birdenbire baskın yapıp bu herifi yakalamak mümkün olacak mıydı? Böyle bir adam altı yedi aydır işgal ettiği bu evi ne hale koymaz?. Kimbilir 5u Kuleli 4, Deniz Lisesi 1 teşrinisaninîn 14 üncü cumartesi günü saat 16 da Erenköyündeki kulüb merkezinde toplanacaktır. Üyelerimizin behemehal kongrede bulunmalarım dilerız. Pendiktekî beyaz ev Zabıta romanımız: 74 Maamafih, dedi, ne bekliyoruz? Deli Ömer haydudu esrarını bu evin her köşesine yayacak değil ya... Haydi, şimdi tehlikeli işe başlıyoruz. Ve geldikleri kapıdan çıkarak karşıki odalara doğru yürüdüler. Bu iki odadan sağdakinde lâmba görmüşlerdi. Şimdi orası da ışıksızdı. Demek ki dolaşan tek adam da yatmıştı. Kutsinin tahminine göre bu evde Deli Ömer, metresi Dürdane ve yardağı ikamet ediyorlardı. Evin başka kaü olmadığına göre bunlardan birinin bodrum katında yatması melhuzdu. Maamafih bu sert havada bunu mümkün görmiyerek Kutsi, girecekleri iki odanın ikisinde de adam bulacağına kanidi. Birinde metresile Deli Ömer, digerinde Hakkı. Soldaki odanın tokmağını bir elile çevirmeğe çalışırken diğer elile silâhını tutan Kutsi bu derin karanlık ve sükun içinde bir ses bekledi. Hiç bir ses işit meyince daha büyük bir cesaretle tokmağı çevirdi ve durdu. Bir iki dakika »rahk kapınm içinde bir hareket, bir nefes, bir sual ve telâş umarken o da çıkmayınca kapıyı açtı. Küçük lâmbasını içeriye çevirdi. Köşede yer minderinden ve kenarla rında dört sandalyesinden başka hiç birşeyi olmıyan küçük bir oda... Burası sıcaktı. Sobası olmadığı halde bu hararetin nereden geldiğini Kutsi çabucak anladı. Yandaki odaya çıkan bir kapısı vardı ve bu kapı kalın bir perde ile örtülü idi. Hemen lâmbasını söndürdü ve içeri girerek doğru kapının perdesini kaldırdı. Arkasındaki kapı kanatlarınm aralık olduğunu anladı. Kulağını bu aralığa dayayınca yandaki odadan gelen hışırtılardan içeride birinin uyuduğu belli oluyordu. Fakat bir kişi mi, iki kişi mi? Mesele bu da değildi. Uyuyanlar kim veya kimlerdi? Kutsiye lâzım olan bunu öğrenmekti. Burada yatan iki haydudsa.. Bunları anlamak için büyük bir azim ve cesaretle içeriye girmek icab ediyordu. Kutsi, arkasmda nefes bile almadan du bulundukları odada, yanındakinde, karyolada, masada nasıl şeytan cihazlan vardı? Deli Ömeri bir kurşunla yaralamak kolay. Fakat içeriye bir adım atıncıya kadar yukarıdan, aşağıdan, belki bilmediklerı bir kapıdan yardağmın yetişmi • yeceği ne malum? Kutsi, bu eve girerken dışarıda hazırlık yapmadığı için habersizce dışarı çıkmak imkânını bulurlarsa mühim bir zabıta kuvvetile evi abluka etmeği, sonra haydudları takib etmeği daha muvafık buldu. Deli Ömer tekrar dönüp te yatağına girinciye, hatta horlamağa başlayıncıya kadar hareketsiz durdular. Ortalık, gene derin bir karanlık içindeydi. Küçük odayı iyice hafızalanna nakşettikleri için geriye doğru yürüdü ler, kapıdan çıktılar. Merdivenleri teker teker ve son derece ihtiyatla indiler. Aşağıdaki sofada Kutsi: Gideceğiz, dedi. Mühimce bir kuvvet tedarik etmeden baskın yapmıyalım. Fakat artık geldiğimiz yoldan çıkmaga lüzum yok. Bir kere de aşağıki katı gözden geçirir, evin kapısından çıkarız. lArkan oar]

Bu sayıdan diğer sayfalar: