CUMHUKİYET 6 Tetnmuz 1936 Fenerbahçenin 28 inci yıldönümü IBaştaraft 1 inci sahifede] Gazeteciler dün uçtular Havayolları idaresi gazeteciler için hususî bir uçuş tertib etti Hava nakliyatına günden güne artan rağbet üzerine 11 vilâyet arasında seferler yapılacak terekküb eden biri san, diğeri lâciverd fonnalı iki takımm yirmişer dakikalık bir maçı teşkil etti. Bu oyıınu sarıhlar 3 2 kazandılar. Bundan sonra atletizm hareketi olarak yalnız 4 x 1 0 0 bayrak yarışı yapıldı. Galatasaray 3, Fenerbahçe 2 Sıra Galatasaray Fenerbahçe karşılaşmasma gelince takımlar taraftarlannın teşçileri arasında sahaya çıktılar. Oyuna 5,30 da hakem Ahmed Ademin idare sinde başjandığı vakit Galatasarayın Rebiiden mahrum olarak: Avni Lutfi, Faruk Ibrahim, Riza, Kadri Danyal, Haşim, Gün düz Kıhc, Bülend, Necdet. Fenerbahçenin de Fikretten mahrum olarak: Bedii Yaşar, Fazıl Cevad, Ali Rıza, Mehmed Reşad Niyazi, Şa ban, Esad, Naci, Angelidis. Şekillerindeki takımlarla oynadıklan görüldü. Fenerbahçeliler mükemmel bir merkez muavin olan Angelidisi solaçığa, çoktandır hafbek oynamıyan Ali Rızayı da merkez muavine koymakla büyük bir hataya düşmüş bulunuyorlardı. Galatasaraylılar rakiblerinin bu hatasından istifade etmesini bihakkin bildiler. Eğer, çoktandır antrenmanlarnı bırakmayıp nefesli bir vaziyette olsalardı dünkü maçı kahir bir farkla bitirebilirlerdi. Galatasaraylılar, son on dakika müstesna, birinci devrede mükemmel bir oyun çıkardılar. Fener takımı bir aralık bunalır gibi oldu. Fakat şayanı takdir bir gayretle kendini toparladı ve birinci devrenin on dakikasından itibaren üstün bir vaziyet almağa muvaffak oldu. Fenerlilerin kendilerini toplayışında en büyük âmil, bu bayramda yapacaklan maç için uzun müddettenberi idman ederek hazırlıkh vs bol nefesli bir halde bulunmalarıdır. Dün gazetecileri uçuran Havayolları tayyaresî Fenerbahçenin 28 inci yıldönümü bayramından bir Fenerli genc sporcular geçid resminde müdafaasından Lutfî ile Faruğun ve zaman zaman İbrahimin çarpışmalarıle geçtı. Oyunun bu cereyanı takib etmesine bir taraftan Galatasaray takımında yalnız bir kaç oyuncunun işe yarar bir halde kal ması bir taraftan da Fenerbahçelilerin takımlarında yaptıklan yerinde tadilât sebeb oldu. Sağdan bir Fener akını topu Galatasaray kalesi önüne kadar getirdi. Nacinin yerinde bir kafa vuruşu, Safayı kontrpiyede yakaladı. Böylece Fenerin ikinci golü oldu. Oyunun son beş dakıkası sert bir su rette geçti. Hakem bu arada Galatasa raydan Necdetle Fenerden Cevadı oyundan çıkardı.Biraz sonra da oyun 3 2 Galatasaraym lehine neticelendi. Dünkü oyunun ayni takımlar arasında bundan bir hayli sene evvel oynanan Gazı büstü maçındaki netıceye benzer bir sonuç \ermesine ramak kaldı. O vakıt, birinci devrede Fenerliler üç gol atmışlar. intıba: yük bir spor varlığı gösterdiği için de Feneri tebrik ederiz. Boçkay, Ankaragücünü yendi Ankara 5 (A.A.) îki maç yap mak üzere şehrimize gelen Boçkay ta kımı ikinci ve son maçını, Ankara birincisi Ankaragücü takımile bugün yapmıştır. Saha düne nazaran çok daha fazla kalabalıktı. Tribünlerde sporcu vekilleri miz ve spor erkânı yer almışlardı. Oyuna çok seri olarak başlandı. İlk golü Ankaragüclüler yaptılar. Fakat Boçkay muhacimleri Gücün bu golüne iki golle mukabelede gecikmediler. Devre sonlarına kadar 21 mağlub vaziyette olan Güclülerin seri bir akını golle neticelenerek, devre 22 berabere bitti. Güclüler ikinci devrede rüzgâra karşı oynamalarına rağmen, devre sonuna kadar gol yememişler, fakat gol de yapamamıslardı. Boçkay muhacimleri bu devre sonunda güzel bir akınla galibiyet sayılarını kaydetmisler ve oyun 32 Boçkaym galıbiyetile neticelenmiştir. Fenerbahçenin birinci golü Hâkimiyeti ele alan Fenerliler, Gala tasaray kalesinin sol tarafmda hayli uzak ve zaviyeyi küçük gören bir yerinde bir serbest vuruş kazandılar. Safanın iyi yer tutup topu takib edememesi Esadın ora Galatasarayın birinci golü Onuncu dakikada Galatasaraylılar Necdete yapılan sert bir şarj sayesinde bir serbest vuruş kazandılar. Atış topu Fener kalesinin önüne yolladı. Galata saraym üç uzun boylu orta muhacimi o rada topu aralarından kaphrmadılar. Kanşıklık içinde Bülendın bediiyi aşırtan hafif bir vuruşu golle neticelendi. Galatasarayın ikinci golü Yirminci dakikada oyun çok seri bir cereyan takib ederken Galatasarayın ortadan inkişaf eden bir hücumu Fenerbahçe kalesi önlerinde sola geçti. Danyalin kısa bir süriiş yaptıktan sonra yerden çektiği sıkı bir şüt Galatasaraya ikinci golü kazandırdı. Boks müsabakaları Ohmpıyad seçmelerine esas olmak üzere tertıb edilen boks maçlarına dün Galatasaray kulübünde başlanmıştır. Müsabakalarda Türk Spor Kurumu Geçid resminden bir görünüş Reisi General Ali Hikmet ve Atletizm dan çektiği bir burun şütünün golle neti Galatasaraylılar da ikinci devrede üç gol Federasyonu Reisi Vildan Âşir de buile mukabele ederek maç 3 3 beraber celenmesine sebeb oldu. lunmuştur. Dünkü müsabakalaın galibleOn üçüncü dakikada yapılan bu gol likle neticelenmişti. Yalnız bu ıkı maç arasında barız bir ri şunlardır: ile otuz ikinci dakikada atılan ikinci fener Horoz sıklette Mehmed ve Coşkun, golü arasındaki müddet zarfında kayde fark vardır. O vakitki takımların ikisi de nefesli idi. Fenerbahçelilerin birinci dev yan orta sıklette Büyük İsmail, sinek sıkşayan olarak hakemin bir hatasını zikretrede attıklan üç gole Galatasaraylılar rneden geçemiyeceğiz. azimlerile, enerjilerile mukabele ederek Galatasaraylılar soldan bir korner kamüsavatı temine muvaffak olmuşlardı. zandıkları anda top, Yaşarın uzun bir vuDün ise Galatasaraylılar birinci dev ruşile ofsayd vaziyetinde bekliyen Ali Rızaya gitti. Bazı ofsayd vaziyetleri var rede üç gol attıktan sonra yorularak dır, oyuncu ofsayd vazıyetmdedır, fakat yavaş yavaş ortadan silindiler, Fenerli oyun cereyanmı takib ettığınden bu va ler de bundan sonra çalışmalarında devam zıyet en fazla bir iki sanıye sürer ve on ederek ıkı gollük bir netice aldıîar. dan sonra ofsayd olan oyuncu nizamî bir Dünkü maçta yirmi iki oyuncu arasınvaziyete geçebilir. Hakem bu anlarda da en iyisi Lutfi idi. Kendisi dünkü oher nasılsa bunu gözünden kaçınrsa hiç yunun beraberlikle ve hatta Galatasa bir şey sb'ylenemez. rayın mağlubıyetıle netıcelenmemesinde âmıl oldu. Fakat dün Ali Rıza Lutfiden en aşağı dört beş metro geride duruyordu ve ofsayd vaziyeti, iki saniye değıl hayli bir müddet sürdü. Bunda bayrak sallamıyan yan hakeminin de hatası vardır denilebilirse de, hakem seri bir muhakemeden sonra derhal doğru bir karar verebilirdi. Her iki takımda yer alan millî takım namzedı oyuncularmda da sakatlanmamak için bariz bir çekingenlik göze çar pıyordu. Fenerbahçeden Yaşar, Gala tasaraydan da Sağaçık Necdet bu husus Galatasarayın üçüncü golü olurken ta bilhassa nazarı dikkati celbettiler. [Ikıncı devrede hava bulutlu olduğu ve Son birkaç cümlemizi de hakeme tah karardığı için Fenerin yaptığı gollerin resmi alınamamıştır.] si? etmek istiyoruz. Mühim sayı farklarile mağlub düşen takımlar, bilhassa bunlar lette Cihad, tüy sıklette Küçük ismail, iyi takımlardan olurlarsa, hırçınlaşarak hafif sıklette Ali, Nazar ve Şemsi. Müsabakalara bu akşam da Galatabiraz sert oynarlar. Hakemler, bu gibi hallerde biraz müsamahakâr davranarak saray kulübünde devam edielerek kat'î galib vaziyette olanı daha şiddetli bir su netice alınacaktır. rette cezalandırırlar. Yugoslavya takımı cumaya Galatasarayın üçüncü golü Beş dakika sonra, dün birinci devrede enfes bir oyun oynıyan Danyal, topu Ibrahime geçirdi. İbrahimin Fener kalesine uzaktan çektiği şüte Bedii vaziyet alırken Gündüz Kılıcın hafif bir dokunuşu topun seyrini değiştirdi ve kaleci sağköşede bekIerken top sol köşeden üçüncü defa Fener kalesine girmiş oldu. Devrenin yan zamanmda Fenerbahçe gibi kuvvetli bir takıma karşı 30 lık bir netice elde tutan Galatasarayın oyun sonunda kaç gol atmış vaziyette olacağını merak edenler, Sarıkırmi7i takım oyun culannın birer birer kesildiklerini görünce neticeyi kestirmekte müşkülât çekmedi ler. Filhakika bir taraftan Fener takımı oyunculan bocalamaktan kurtulup ken dilerini toparlarken bir taraftan da Galatasarayın, antrenmanlarını çoktan bırakOÎIŞ, oyuncularmda yorgunluk alâimi baş gösterdi. Kadri, Riza, Bülend ve Danyal hiçbir iş yapamaz olmuşlardı. Birinci devre, Fenerbahçenin kendini oparlayıp üstüste hücuma geçtiği bir an, Galatasarayın 3 0 lehine netice adi. Herneyse, düdüğün çalınmadığını gören ofsayd vaziyetindeki Ali Rıza ile dört beş metro gerisindeki Lutfi arasında müthış bir yarış başladı ve yarışı Lutfi ka tkinci devre Bu devreye her iki takım da hayli de zandı, Ali Rızaya dokunmadan arkadan yaptığı plonjönle topu kornere atarak Gajişik kadrolarla çıktılar. latasarayın hakemin dikkatsizliği yü Galatasaray: Saf a Lutfi, Faruk İbrahim, Rıza, Salim Danyal, Ha zünden bir gol daha yemesine mani oldu. a, Gündüz Kılıc, Necdet, Necdet. Fenerbahçe: Necdet Yaşar, Fa Fenerbahçenin ikinci golü Cevad, Angelidis, Mehmed ReFenerbahçeliler mütemadî çahşmalarr Niyazi, Namık, Ali Rıza, Esad, nın ve hâkimiyetlerinin ikinci semeresini nracl ' otuz ikinci dakikada gördüler. Fenerlilerin takımlarında yaptıklan tadilât muvaffakiyetli olduğu halde, Galatasarayın değişikliklerinde isabet gösterilememişu'r. Avni, oynadığı ilk devrede çok muvaffak olduğu için ikinci devrede değiştirilmesi Galatasaraylıların aleyhine olmuştur. Avni, dünkü maçta eski günlerini hatırlatmış ve Safadan üstün olduğunu göstermiştir. Kadrinin yerine ewelâ Yusufun, sonra Salimin oynatılması da iyi netice vermemiştir. Suavi, her Fener maçında, haf hattında daima muvaffak olduğuna göre Kadrinin yerine o nun girmesi lâzım gelirdi. Daima merkez muhacim ve soliç oynıyan Necdetin de sagiç mevkiinde Bülendin yerini almaı iyi netice vermemiştir. Bu devrenin mühim bir kısmı Fener Gatatasarayın ıkıncı muhacim hattı oyuncularile GalataMray Dün Ahmed Adem de böyle hareket geliyor etti. Fakat bu müsamahasını sonunda, Mıllî futbol takımımızla karşılaşmak suııstımal ederek adeta haksızlık yaptı. üzere davet edilen Yugoslavya millî taDünkü maçı kazandığı için Galasara kımı oyunculan önümüzdeki cuma günü yı, 28 inci yıldönümlerini kutlularken bü şehrimize gelmiş olacaktır. Dost Yugoslav milletinin futbolcula rile cumartesi ve pazar günleri iki karşılaşma yapılacaktır. Cumartesi günü Is tanbul Belgrad veya İstanbul Zağreb temsilî maçı yapılacak, pazar günü de Türkiye Yugoslavya millî takımlan karşılaşacaktır. Bu maçları Macaristanm beynelmilel hakemlerinden Klaynu idare edecektir. Top mecmuasının bugünkü sayısı Top mecmuasının bugünkü nüshası, dün yapılan FenerbahçeGalatasaray maçının bütün tafsilâtı ve yapılan gollerin krokisi ve Ankaradaki maçlarla Avrupa havadislerine aid tafsilât ve resimlerle çıkmıştır. goiu ışte böyle oldu Devlet Havayolları dün İstanbul ga zetecileri için bir uçuş tertıb etmiş ve birçok arkadaşlarımızı İstanbul üzerinde gezdirmiştir. Bu uçuşlarda bulunan bir arkadaşı mız intibalarını şöyle anlatıyor: t Bu sene garib bir tesadüfle her pazar gunü olduğu gibi dün de havanın pek yağmurlu oluşu adeta canımı sıkıyordu. Acaba uçuş olacak mı? Aklım da hep bu. Fakat hava belki de açıve rir, ümidile Yeşilköye kadar gitmeği göze aldım. Trenden indiğim vakit, bütün gaze telere mensub arkadaşları, o sırada sanki olanca hızını tecrübeye kalkışmış gibi yağan yağmurdan. istasyonun saçakları altına sığınmış buldum. Hemen hepsinin yüzünde acaba uçabilecek miyiz, endişesi okunuyordu. Bir müddet sonra yağmur şöyle biraz diner gibi oldu. Meydana gitmeğe ka rar verdik. Ben, bundan evvel, gazeteci açıkgözlülığile her fırsattan istifade ederek birçok defalar uçmuştum. Ben den başak bir arkadaş daha birkaç kere uçmuş. Yolda bahis. pek tabiî olarak uçuşlardan açıldı. Biz, evvelce uçuş yapmış iki arkadaş henüz hiç tayyareye binmemiş. meslektaşlarımızın yanında kendimizi birer hava kahramanı sana rak böbürleniyor ve onlara izahat veriyorduk. Bir arkadaş sordu: Ben korkmam amma dedi, âsabım bozuk. Acaba bir aksülâmei yapar mı? Hem bu havada uçmak pek te zevkli olmasa gerek. Çamurlu, biçimsiz, iniş, yokuş bir yoldan bir müddet yürüyerek Hava yolları binasına vardık. Devlet Havayolları umumî müdürü Şevket: Gazetecilerin şansı yok, dedi. Ha va pek fena. Fakat, sizi mutlaka uçuracağız. Biz tayyarelerimizden eminiz. Cesareti yerinde, fakat âsabı bozuk arkadaşımızın yüzünde bizden sakla mak ıstediği bir endişe belirdi. Fakat o sırada bir motör gürültüsü kulakları mızı doldurdu. Bütün gözler meydana çevrildi. İdare erkânından bir zat izahat verdL Yolcu ve posta tayyaresi, 'Ankaraya sefere kalkıyor. Biraz ötede orta yaşlı bir zat bir iki kişeye veda ederek tay yareye bindi. Meydanda gazete pa ketleri gözüme ilişti. Bir hamai koca man bir «Cumhuriyet> tomannı tayyareye ihtimamla yerleştirdi. Diğer yolcular da yerlerini almışlardı. Uçak, bir iki dakika sonra havalandı ve gözden kayboldu. Sıra bize gelmişti. îkinci bir tayyare hangardan çıkarak bulunduğumuz bi nanın önüne geldı. Biz yedi arkadaştık. Bizden başak dört kadın da vardı. Tayyerelerde yalnız altı kişilik olduğu için iki sefer yapılması kararlaştırıldı. Herkesin ismini yazarak bir sıra yapmışlardı. Biz, altı arkadaş ilk olarak uçacaktık. Âsabı bozuk arkadaşımız dört kadınla ikinci sefere kalmıştı. Biz altı arkadaş Devlet Havayolları nın İngiltereden yeni aldığı De Havi land tayyarelerinden birine bindik. Oturacak yerlerinin rahatlığı, içinin hava tertibatı ve ferahlığile bu makine insana tam bir itimad telkin ediyor. Birkaç saniye sonra tayyaremiz hare kete geldi. Şimdi, İstanbulun her tarafında mebzulen mevcud pek kötü yol lardan birinde, lüks bir otomobille gidiyormuş gibi. iki tarafa yalpa vura vura, bata çıka rüzgâra karşı ilerliyoruz. Pek az sonra birdenbire adamakılh rahatladık. Sallantı ve yalpa kalmadı. Tayyaremiz yavaş yavaş sülün gibi yük seliyor ve ilerliyoruz. Pek az sonra, mesafenin manası kalmadı. Sağ taraftan bakarak Adalara geldik derken, soldan Çamlıcayı görü yor ve biraz sonra onu da geride bırakarak Boğazın Karadenize açılan kapısını seyrediyoruz. İstanbulun, iğribüğrü, dar, bozuk kal dırımlı yollarında otomobille yol al maktan. havada uçmak daha rahat, çok daha emin ve çok daha az tehlikeli... Kabil olsa da İstanbulda tramvayla veya otomobille gidip geldiğimiz yer lere tayyare ile gidip gelsek, emin olun çok daha az kaza olur, çok daha rahat ederiz. 15 20 dakika içinde İstanbulun he men dört bucağmı kuşbakışı görüdük • ten sonra gene Yeşilköy Hava meyda • nının yeşil çimenleri üzerine bir kuş gibi konduk. Tayyaremizin tekerlekleri yere değer değmez, havadaki rahatı mız kalmadı. Gene İstanbul sokaklarında gibiyiz. Bizden sonra geriye kalan arkadaşı mızla dört bayan uçtular. 15 20 dakika sonra onlar da döndüler. Arkadaşımızın âsabı pek bozulmuş olacak ki benzeri kıreç kesilmişti. Lâtıfe başladı. O teminat veriyordu: Kat'iyyen korkmadım. Yalnız âsabım bozuldu. Bir şey yok. Beraber uçan kadınlardan biri; gü • lerek anlatıyordu: Gazeteci bay: cişte Galata kule sine geldik, dedi. Ve düşen başını tayyarenin camma dayadı.> Arkadaşımız soğuk terler ddkerek gülmeğe çalışıyordu. * * * Uçuşlar bittikten sonra Devlet Havayolları Umumî müdürü Şevketle görüştük. Bize idarenin faaliyeti hakkında şu mühim izahatı verdi: « Hava nakliyatına olan rağbet günden güne artmaktadır. 11 vilâyet arasında hava seferleri yapılması takarrür etmiştir. Bunlar Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Erzurum, Diyarbekir, Kayseri, Samsun, Antalya, Edirne ve Sıvas Vılâyetleridir. Buralarda hava meydanları tesis ederek bize vermeleri için vilâyetlere yaptığımız müracaatlerin hepsine müsbet cevablar gelmiştir. İlk iş olarak İzmir tayyare seferlerinin temini için çalışmaktayız. Vilâyetle Belediyenin gösterdiği büyük alâka sayesinde Halkapmarda geniş bir sahamn satın alınmasına karar verildi. Yakında istimlâki temin edilerek uçuşa müsaid bir hale getirilecektir. Seferlerin başlaması bir hafta meselesi haline gelmiştir. İstanbulda da, şehre daha yakm ol ması için Mecidiye köyünde bir mey dan vücude getirilecektir. Bu 11 vilâyette hava seferleri vücude getirmek için üç senelik bir program hazırlanmıştır. Bu programa göre 14 kişilik 10 tane yolcu tayyaresi. 4 tane sıhhiye ve 4 tane de taksi tayyaresi alma caktır. Taksi tayyareleri küçük olacak ve istenildiği gün ve saatte kiralana bilecektir. Bu tayyareler geldikten sonra hava yollarımız Adanadan Suriyeye ve Di • yarbekirden de Irak ve İrana kadar uzatılacaktır. İstanbulla Ankara arsında hava se ferleri başlıyalı henüz 40 gün olduğu halde tayyarelerimiz 500 den fazla yolcu taşımışlardır. Bundan başka 1000 kişiden fazla halk ta tenezzüh uçuşlanna iştirak etmiştir. Dünyada en ucuz hava seferleri Türkiyede ihdas edilmiştir. Çünkü başka memleketlerde kilometro başına bizim para ile 10 20 kuruş alınmaktadır. Bizde ise kilometro başına beş kuruş hesab edilmektedir. İdare, bu vaziyet karşısmda hiç kâr etmemektedir ve hatta sene sonunda açığımız yüzde yet» mişi bulacaktır. Bunu hükumet ödeye • cektir. Maamafih dünyanın hiçbir tarafında havayolları kâr bırakmaz. Bazı memleketlerde hükumet, hava seferlerinin açığını yüzde doksana kadar ödemektedir. İdaremiz, hava yolcularına bir kolaylık olmak üzere Ankarada Taş Handa ve İstanbulda Galatada birer bilet sa tış şubesi açmağa karar vermiştir. Bu satış şubelerimiz bu çarşamba günün den itibaren faaliyete geçeceklerdir.> Havayolları Umumî müdürü bir aralık bana dedi ki: < Yazılarını seve seve okuduğum Abidin Daver bir gün «yeni yolcu tay yarelerimize konan bazı harflerden mü rekkeb isimlerin yerine, kahraman şe hid tayyarecilerimizin adları konulsa daha iyi olmaz mıydı?> diye bir yan yazdı. Mevcud tayyarelerimizdeki harfler birer isim değildir. Bunlar, tayyarenin beynelmilel telsiz işaretidir. Bundan sonra alacağımız daha büyük tayyare • lerde Abidin Daverin bu güzel arzusu nu yerine getirmeğe çalışacağız.» RÜŞTÜ SEZG1NOĞLU